Şimdi Ara

Black Mirror (2011- ) | Netflix (23. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
936
Cevap
37
Favori
40.768
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
5 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 2122232425
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Çok sarsıcı, düşündürücü.
    İkinci sezon üçüncü bölüme geçtim.İzleyelim bakalım.
  • İlk bölüm ekimin ilk günü tsi 8'de yayında olacakmış.



    Mindhunter ile beraber bekliyoruz artık

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 6 bölüm isimleri ve küçük sahneler:
  • Oha Star Trekvari bir bölüm var resmen.
  • Gelsin bakalım, özlendi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Güzel haber, Bizim Aile'den sonra en çok beklediğim dizi. Çok mutluyum... Çocuklar Duymasın'da başladı tekrar.. OOhhh! Benden mutlusu yok.
  • Bu dizinin ilk 2 sezonu çok iyi ancak amerikalılara satılır satılmaz hemen bozmuş,
    3.sezon vasatında altındaydı.
  • diziye yeni basladim.ilk bolum cok igrencti ve cok garip ama etkileyici gelsede bana sonraki bolumleri dahada dikkatimi cekip teknolojik hayata dair bir farkindalik fikri olusturdu bende.Ama kara aynanin ne manaya gelebilecegi dizinin aciklamasini okumadan anlam verememistim. Black mirror manasi geregi cuk oturdu sonrasinda bende. Heleki 3.bolumde surekli tv ve kamera vurgusu olmasi ana fikirmis megerse ama anlatim ve aktarim tarzi ve konu beni okadar etkiledeki bu aciyi dusunmek bile Aklima gelmemisti dogrusu. kisacasi efsane suan icin bu dizi ilk sezon itibariyle.ins. turklerde bunu taklit etmezler..!

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • 3x06 izledim bitti sezonlar. Son bölüm efsaneydi, sanki devamı gelecekmiş gibi bir izlenim bıraktı.. Sonunun ne olacağını merak ettiriyor.
  • efsane ya her sezonu her bölümü kaliteli,etkileyici ve düşündüren bir dizi 4.sezon çıksada izlesek


  • < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
  • Merhabalar, diziyi izlerken yaptığım çıkarımları, değerlendirmelerimi bölüm bölüm tanıtıcı ve açıklayıcı mahiyette yazmak istedim.
    Meraklıları faydalanabilir diye düşünüyorum. Genel olarak spoiler vermeden yazmaya çalıştım ancak yer yer spoiler içine almam gerekti.
    Henüz izlememiş olanlar, gönül rahatlığıyla okuyabilir.
    İzlemiş olanlar da kendi değerlendirmeleriyle karşılaştırma yapabilir.
    Yaptığım çıkarımlar kendi değerlendirmelerim olduğundan izleyenlerin bölümlerden anladıklarıyla uyuşmayabilir. Saygı duyarım.


    OLDUKÇA BAŞARILI BİR POSTMODERN DÖNEM ELEŞTİRİSİ

    1. Sezon 1. Bölüm (The National Anthem)

    İnternetin küresel etkisini konu ediniyor. İnternet ve medya bazen art niyetli kişilerin lehine kasten olmasa da çalışmış oluyor. Bu etki sayesinde asla yapmaz denilen kişiler, asla yapılmaz denilen eylemleri yapmak durumunda kalabiliyor. Medyanın kitlesel ve küresel olduğu bu devirde toplumun önüne atılan insanların eylemleri kendi iradelerinden çıkabiliyor.
    Bölümün sonlarına doğru yer alan 'Artık bu senden çıktı.' repliği ile ifade edilmiş bu durum.

    Ayrıca, bu bölüm bizlere toplumun duygusal tepkiler verdiğini ve bu tepkilerinde hızla değişebilir, yönlendirilebilir olduğunu gösteriyor. Anketlerde başlangıçta desteklenip ardından desteğin geri çekilmesi, canlı yayın başlarken insanlardaki sevinç ve merakın daha sonradan tiksinme, utanmaya dönüşmesi bize çok iyi tasvir ediliyor.

    Rezaletin boyutu ve içeriğine rağmen kitlelerin rezalete şahit olma arzusu da işlenmiş. Burada esasında asıl kabahatli olarak ahlaksızlığa ortak olan toplum gösteriliyor. Buradan çok güzel bir toplum eleştirisi çıkar da yazmaya üşeniyorum.
    (Herkes ekran başında olduğundan köprüde ve şehrin diğer bölgelerinde hiç kimsenin kalmamış olması.)

    Bölüm vermek istediği mesajlar itibariyle başarılıydı. Ancak eylem ve eylemi yapması istenen kişi itibariyle absürd.
    Bunu günümüz toplumlarının hiçbiri, hiçbir yöneticisi için hiç kimse uğruna istemez, diye düşünüyorum.

    1. Sezon 2. Bölüm (Fifteen Million Merits)

    Kalk, Çalış, Puan(Para) Kazan, Tüket, Yat, Kalk...
    Ve hepsinden önemlisi bu döngüye ve otoriteye mutlak itaat et.
    Bu itaat bir süre sonra insani duygularımıza ket vuruyor ve bizi herkesleştirip robot kıvamına getiriyor.
    Doğal, sade, masum hiçbir şey bulamaz, göremez oluyoruz.
    Nadiren denk gelirse de sahipleniyoruz.
    Unuttuğumuz şey, bu sisteme o kadar süre maruz kalmışız ki, görülerimiz yanılsamadan ibaret.
    İnsani duygularımız o kadar aşınmış ki, benliğimizi kaybetmişiz.

    Pek çok imge yerli yerinde kullanılmış bu bölümde.

    Siyahi gencin uyuşturan içeceği almadan sahnedeki U dönüşü... Hangi amaçla çıkıp hangi sonuçla ayrıldığı dikkate şayandır.

    Yanılsamalar o kadar kuvvetli ki, büyüsüne kapılıp sürüklenmeye devam ediyoruz.
    Özgürlük olarak sunulan seçenek bile bunun bir parçası.

    Yine üzerine çok şey yazılabilecek bir bölüm. Başarılı buldum.

    1. Sezon 3. Bölüm (The Entire Histroy of You)

    Her anımızı kaydedip her istediğimizde izleyebilseydik hayatlarımız nasıl şekillenirdi?
    Ve bunları sadece bir lens ve kulak arkamıza yerleştirilen bir çip ile yapabilseydik?
    Şüphesiz ki, yine çok çarpıcı bir bölümdü.
    Günümüzün her anı fotoğraflamak, videolamak ve paylaşma çılgınlığına karşı bir eleştiri gibi.
    Beni en çok sarsan sahne çiftimizin yatak sahnesiydi. Zevk alabilmek, erekte kalabilmek için eski anlarını izlemeleri.
    Esasında bugün de yaşanan bir durum.
    Partnerinle ilişkideyken partnerinden başkasını hayal ederek yaptığınız olmuştur. Bu durumun grain denilen lens ile yaşandığını düşünün. Yine de çarpıcı, zira alttan bu duruma da selam çakılmış.

    1. sezon için bölüm sıralamam 1>2>3

    2. Sezon 1. Bölüm (Be Right Back)

    Bu bölüm yayınlandığında sanırım Apple, Siri uygulamasını duyurmamıştı. Burada Siri mantığında çalışan ancak çok daha gelişmiş bir yapay zeka uygulamasından ve ürününden bahsediyoruz.


    Ürün derken ciddi ciddi etli, butlu insanvari bir ürün karşımıza çıkıyor.


    Bu gibi uygulama ve ürünlerin zamanla nasıl hayatımıza girdiğini ve vazgeçilmezimiz olduğu işleniyor.
    Bölümde yer alan teknoloji günümüze daha yakın ve mümkün olduğundan önceki bölümler kadar fazla etkilemedi.

    2. Sezon 2. Bölüm (White Bear)

    Telefonlarımızla internete bağlanıp paylaşım yapmak hayatımızın parçası olmuş vaziyette. Etrafımızda bize ilginç gelsin gelmesin her şeyi görüntüleyip yayınlamak istiyoruz. Sosyal medya üzerinden yapılan canlı yayınlar malumunuz. Bu bölümde, her anı kaydetmekten yaşadığımız ana dahil olamayışımız işleniyor. Çevrenizde sizde sıklıkla denk gelmişsinizdir; bir trafik kazası oluyor, herkes telefonları çıkarıp görüntülemeye çalışıyor. Biri intihar edecek, herkes telefonlara sarılıp haydi atla atla diye tempo tutuyor. Telefonla kaydedip paylaşabilmek...
    Kimi zamanlar bu eğilimimizden dolayı, başkalarına yardım edebilme fırsatımız varken bunu yapmıyor ve kaydetmeyi seçiyoruz.

    Bu bölümde geleceğin teknolojilerinin etkilerinden ziyade var olan teknolojinin günümüzde üzerimizdeki etkiyi görüyoruz.

    2. Sezon 3. Bölüm (The Waldo Moment)

    Kitlelerin politikada ne denli alternatif aradığı, ideolojileri farklı olsa da ana akım politikacılardan ne denli bıktığını görüyoruz. İşlenen konu zaten hepimizin malumu. Daha önce yanlış hatırlamıyorsam Sırbistan ya da İtalya'da bir komedyen seçimlere girmiş ve siyaset yapmaktan ziyade siyaseti tiye almıştı. Ve seçimlerden ilk üçe girmeyi başarmıştı. Bu bölümdeki maskotumuz mavi ayı da komedyenlik yaparken kendisini siyasetin için de buluyor ve başarılı da oluyor.

    2. sezon için bölüm sıralamam 2>1>3
    1. sezonun 2. sezondan çok çok daha iyi olduğunu belirtmem de fayda var. Açık ara ilk sezonda daha iyiydi.


    3. Sezon 0. Bölüm (White Christmas)

    Şu ana kadar ki en sarsıcı bölümdü diyebilirim. Teknolojinin kişiler arasında bağlantıyı koparma, bireysel engelleme ve yasal engelleme gibi postmodern nimetleri bu bölümde bizlere sunulmuş. s01e03 'teki gibi bir lens kullanılıyor insanlarda. Ancak bu seferki lensin fonskiyonları biraz daha daraltılmış. En önemli farklılığı ise, sosyal medyada kişileri engelleme fonksiyonu lense aktarılmış. Bu lensler aracılığıyla engellenen kişi, engelleyenin tüm hatıralarında ve güncel hayatında siliniyor. Engellenen kişiye baktığınızda karıncalı CİNE 5 ekranı gibi bir şekil görüyorsunuz ve tabii o da sizi öyle görüyor. Sesinizi duyamıyor, siz de duyamıyorsunuz. Dizinin bu bölümü bu teknolojik ürünün üzerine kurgulanmış.

    3. Sezon 1. Bölüm (Nosedive)

    Bu bölümde günümüzde henüz erişilmemiş bir teknoloji içermiyor. Varolanlardan yola çıkarak kişilerin toplumsal ilişkilerine dair bir eğilim kurgulanmış. Sosyal medyada yapılan paylaşımlarla kişinin toplumsal kabul elde edebildiği ve statüsünün aldığı 'likeler' ile belirlendiği bir dünya düşünün. İnstagram tarzı bir uygulamaya atılan fotoğraflara diğer şahıslardan gelen puanlamalarla toplumda statü kazanıyorsunuz. Bu uygulamada elde ettiğiniz puanlama sizin maaşınızdan daha önemli. Zira bir işe başvururken sizin bu puanınıza bakılıyor ya da bir eve taşınacaksınız, kirada indirim sadece belirli puan ve üstüne sahip kişilere yapılıyor.

    Benzer bir durum günümüzde de var. Klout denilen siteyi duymuşsunuzdur; sosyal medya hesaplarınızın performansını ölçüyor. Özel sektörde bazı şirketlerin klout derecenizi de değerlendirdiğini bazı seminer ve konuşmalarda duymuştum.

    Dizideki bu durum, kişileri puan elde edebilmek için ilgi çeken, herkes tarafından kabul görebilen paylaşımlar yapmaya itiyor. Davranışlarınız ve bir süre sonra tüm hayatınız yapmacıklaşıyor. Hayatın aracı olan teknoloji -dizide bahsedilen mobil uygulama- bir süre sonra hayatın amacı haline geliyor.

    Bölümde başrol, benim tabirimle başmağdur, daha iyi bir statü elde edebilmek için hayatını heder ediyor. Dizide iki defa karşısına onu yolundan döndürmek isteyenler çıkıyor. İlki kendi kardeşi, bölümün ortalarına doğru tepkisini koyuyor... Bölümün sonuna doğru ise, tırcı teyze sahne çıkıyor.
    Her iki karakterin de önemli olduğunu düşünüyorum.

    Bölüm sonundaki iki 'kaybedenin' küfürleşmesi ise, işte o sahne benim için bölümün zirvesidir. Neler yazılır o sahneye neler.
    Bölüm oldukça iyiydi. Sonunu henüz bölümün ortalarındayken tahmin edebilirsiniz. Bu önemli değil.
    Teknolojinin, sosyal medyanın bilinçsizce kullanıldığında dönüşeceği 'pembe distopyayı' gösteriyor bize.
    Böyle bir distopyanın hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini düşünüyorum. Ancak yine de sosyal medyanın insanların doğallığını bozan, benliklerini değiştiren, onları herkesleştiren ve yapmacıklaştıran etkisini çarpıcı bir şekilde işlemesi itibariyle bu bölümün önemli olduğu aşikar.

    3. Sezon 2. Bölüm (Playtest)

    VR teknolojisine hoşgeldiniz.
    Korkularımız bilincimizin bize oynadığı oyunlardır. Burada VR teknolojisi bizi korkularımızla yüzleştiriyor.

    Bölümün ilk dakikalarından başlayan bazı ayrıntılar, bölümün sonunda anlam kazanıyor. Mindfuck denilen bir tarz katmışlar bu seferki bölüme. Verdiği mesajlar ise, açık uçlu. Daha doğrusu genelgeçer. Diğer bölümler için dikkatli izleyiciler aşağı yukarı aynı çıkarımları yaparken burada biraz çeşitli yaşanacaktır. Ya da dikkatli olsanız bile yeterince çıkarım yapamayabilirsiniz. Zira senaryo ve kurgu olarak başarılı olsa da, düşünsel altyapı olarak pek açık gelmedi.

    Bölümün sonunda Tinder kötüdür diyecek halimiz yok ya da yakınlarınıza haber vermeden uzaklara gitmeyin de diyemeyiz. Yine de buradan modern dönemde kendilerini yollara veren backpacker gençliğine bir ders çıkartabilir miyiz? Zor.

    3. Sezon 3. Bölüm (Shut up and Dance)

    İnternet araçlarıyla istenmeyen görüntüler elde edilir ve şantaj yapılır. Peki, bu istenmeyen görüntülerin yayınlanmaması için insanlar her şeyi yapmaya hazırlar mı? Mesela, bir banka soymak? Başka birini öldüresiye dövmek? Bazı şeyler için geri kalan her şeyi riske atmaya hazır olan insanlar ve karşılarında şantajcılar. Sonra zaten olaylar, olaylar.

    3. Sezon 4.Bölüm (San Junipero

    En çok beğendiğim bölümdü.
    Kurgu, senaryo, ses ve efektleri şahaneydi. Bölümün sonlarına doğru ben ne yapardım, ben neyi seçerdim diye düşünebilir, ikilemde kalabilirsiniz. Bir şekilde bu bölümü yaşattılar bana.
    Dünyada fiziken ölürken; zihninizin, bilincinizin bir bulut sisteminde yaşatılmasını ister miydiniz? Ölümden sonra rüyada yaşamak gibi. Yine hissedecek yine duygulanacak ve yine iradenizle hareket edebileceksiniz. Sadece yaşadığınız yer sınırları belli, kısıtlı bir yerleşim yeri. Sizin gibi bulut sistemine nakledilmeyi seçen diğer insanlarla beraber, etkileşim kurarak 'yaşamaya' devam etmek. Diğer seçenek ise, ölüm. Hiçlik.
    Siz neyi seçerdiniz?


    3. Sezon 5. Bölüm (Men Against Fire)

    'Çünkü nefret etmeleri söylenmiş.'

    Bu bölümü izlerken aklıma Cemil Meriç'in 'ideolojiler insanlara giydirilmiş deli gömleğidir.' sözü aklıma geldi.


    Dizinin bu bölümünde, askerlere daha iyi daha etkili savaşmaları için gözlerine bir çeşit implant yerleştiriliyor. Bu implant sayesinde düşmanı daha kolay avlayabiliyorlar. Bu, maske olarak da ifade edilen implant, olanı değil; görülmesi isteneni gösteriyor askerlere. Düşmanı yani 'ötekiyi' bir nefret unsuru haline getiriyor.
    Cemil Meriç'in sözüyle başlamamın sebebi tam olarak bu.
    Modern ve postmodern dünyada ideolojiler, insanları kör eden; normal şartlarda yapmayacakları şeyleri yaptıran, ötekine karşı nefret ve şiddet unsurlarıyla dolu olan birer doktrinler. Dizide maske olarak ifade edilen ve bizi bir şekilde kör eden bu teknoloji, günümüz dünyasında ideolojileri ifade ediyor.


    Bir önceki bölüm için 'en çok beğendiğim bölümdü.' yazmıştım. Ancak her bölümle çıta daha da yükseliyor.
    Bu bölüm daha iyiydi.

    3. Sezon 6. Bölüm (Hated in the Nation)

    Bölümde verilmek istenen mesaj, yine bölümde yer alan bir replikle açıkça ifade edilmiş:
    "Halkı böceklere benzetiyor. Zalimlikten zevk aldığımızı ve bu zayıflıktan arındırılmamız gerektiğini söylüyor. İnsanların yapıp söyledikleri şeylerin sonuçlarıyla yüzleşmesini istiyor, onları buna zorlamak istiyor."

    Önceki Black Mirror bölümlerine nazaran verilmek istenen mesaj çok daha açık sunulmuş. Bölüm ayrıca polisiye türünde olmuş.



    Dizinin ilk üç sezonunu kıyasladığımda açık ara en beğendiğim 3. sezondu.
    Bir sıralama yapmak istesem şöyle olur;
    3>1>2

    3. Sezondaki bölümleri sıralayacak olsam;

    5>4>1>0>2>3>6



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ekmek arası sakız -- 15 Ekim 2017; 22:1:3 >




  • 1x02 hala aklimdadir efsaneydi....Pek bilinmiyor sanirim dizi ama verdigi super otesi anlamli mesajlari ve kurgusu harika.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • ekmek arası sakız kullanıcısına yanıt
    Güzel bir değerlendirme olmuş hocam sağol

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Güzel dizi ancak bazı bölümler cidden zorlama olmuş, olmayacak şeyleri kasmışlar. Arılı bölüm bunlardan bir tanesi.

    En beğendim bölüm 1x2 ve 3x4 San Junipero diğer bölümlerden bazılarıda oldukça iyiydi. Waldo gibi, Nosedive aynı şekilde. Gerçekten çok saçma sahneleride yok değil. Abartılı birçok yer var. Bilimkurgudan nefret ederim ve o hissiyatı yaşatan bölümler vardı. Esasında bilimkurgu temeline dayanan bir distopik eser gibi gözüksede, çoğu konu modern dünyada hali hazırda olan şeyler.
  • hepsini izleyemesem de her bölümü güzel değil. sanırım birbirinden bağımsız olması yüzünden. bir de her şey eski tarz sadece teknoloji ilerlemiş bu da yapmacık gözüküyor bence. tamam anlatılmak istenen şey önemli de ne biliyim görüntü olarak tuhaf geldi bana.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

  • < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • arkadaşlar nedir bu dizi? yeni sezonu çıkıyormuş, her sezon farklı hikayesi mi var fargo gibi?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: X-FI

    arkadaşlar nedir bu dizi? yeni sezonu çıkıyormuş, her sezon farklı hikayesi mi var fargo gibi?

    Her sezon değil her bölüm farklı bir hikayesi var. Hikayelerin ana fikri gelecekte teknolojinin insanlığa iyi veya kötü etkisi.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
  • 
Sayfa: önceki 2122232425
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.