Şimdi Ara

DEPRESYON GEÇİRENLER BURAYA ! BİRBİRİMİZE YARDIMCI OLARAK HASTALIKLARIMIZI YENELİM !

Bu Konudaki Kullanıcılar:
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
23
Cevap
4
Favori
148.076
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
3 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Hem bu hastalıkları yenmek hemde birbirimize yardımcı olmak açısından bu konuyu açıyorum.

    ÖNCELİKLE HASTALIKLARI TANITALIM

    Stresli bir durumla karşı karşıya kaldığımızda ya da baskı altındayken kalbimizin hızla çarpması ya da zaman zaman endişeli ve gergin hissetmek normal bir durumdur. Bunu her insan zaman zaman yaşar. Anksiyete bedenin tehlikeye karşı verdiği normal bir tepkidir. Her ne kadar kişide hoş duygular yaratmasa da aslında anksiyete kötü bir şey değildir. Belli bir düzeyde anksiyete kişiyi uyanık tutar, yaptığı işe odaklanmasını ve moive olmasını sağlar. Ancak eğer anksiyete sürekliyse, gereğinden fazlaysa, kişinin günlük aktivitelerini ve diğer insanlarla olan ilişkilerini etkiliyorsa, o zaman artık normal sınırdan çıkılmış denektir, bu durumda anksiyete bozukluklarından söz edebiliriz.



    Eğer aşağıdaki semptomlardan bir çoğuna sahipseniz ve bunlardan kendi iradenizle kurtulamıyorsanız, bir anksiyete bozukluğuna sahip olabilirsiniz:



    Devamlı olarak gergin, endişeli ya da sinirli misiniz?
    Anksiyeteniz iş, okul ya da aile yaşantınızı olumsuz etkiliyor mu?
    Mantıksız olduğunu bildiğiniz fakat kurtulamadığınız korkularınız var mı?
    Bazı davranışlar belirli şekilde yapılmadığında kötü şeylerin olacağı düşünceniz var mı?
    Endişe yarattığı için bazı günlük aktivitelerden kaçındığınız oluyor mu?
    Ani ve beklenmeyen panik ve kalp çarpıntıları yaşıyor musunuz?



    Anksiyete Bozukluklarının Belirtileri

    Anksiyete bozuklukları tek bir bozukluktan daha çok birbiriyle ilişkili bir çok durumdan oluşmasına rağmen, kişiden kişiye farklı belirtiler gösterebilir. Biri ani anksiyete ve panik atakları ve kalp çarpıntısı yaşarken, bir başkası araba kullanırken bir korkuya kapılabilir; birinin aklına sürekli kontrol edemediği düşünceler gelirken bir başka kişi ise sürekli her konuda ve her durumda endişe duyabilir

    Ancak çoğu insanın tehdit edici bulmadığı durumlarda hissedilen devamlı ve şiddetli korku ya da endişe bütün anksiyete bozukluklarında ortak olan önemli bir semptomdur.

    Anksiyetenin duygusal semptomları:

    Aşırı korku
    Bir işe konsantre olmada güçlük
    Sinirlilik ve gerginlik
    Her zaman en kötüyü düşünmek
    Asabiyet
    Acelecilik
    Sürekli tehlikede olma düşüncesi



    Anksiyetenin fiziksel semptomları:

    Kalp çarpıntısı
    Terleme
    Mide bulantısı ya da ağrısı
    Sık tuvalete gitme ya da ishal
    Nefes almada güçlük
    Titreme ve tikler
    Kaslarda kasılma
    Yorgunluk
    Uykusuzluk



    Anksiyete bozukluğu yaşayan kişilerin çoğunda aynı zamanda depresyon da görülmektedir.

    Anksiyete bozukluklarının türleri:

    Anksiyete bozukluklarının en sık rastlanılanları şunlardır:

    Yaygın anksiyete bozukluğu
    Obsesif kompulsif bozukluk
    Panik bozukluk
    Fobiler
    Travma sonrası stres bozukluğu
    Sosyal Anksiyete Bozukluğu- Sosyal Fobi



    Yaygın anksiyete bozukluğu:

    Sürekli devam eden korku ve endişe hali günlük yaşantıyı etkiliyorsa ya da kişide sürekli kötü birşey olacağına dair bir his varsa yaygın anksiyete bozukluğundan söz edilebilir. Yaygın anksiyete bozukluğu en az 6 boyunca kişinin sürekli olarak günlük işlerle ilgili gergin, endişeli, aşırı evhamlı olması durumudur. Kişide aşırı endişe, heyecan, konstantrasyon eksikliği, uyku bozukluğu ve kalabalık ortamlara girememe gibi belirtiler bulunabilir.

    Obsesif Kompulsif bozukluk:

    Obsesif kompulsif bozuklukta kişinin kontrol edemediği ya da durduramadığı istenmeyen düşünceler ve bu düşüncelerden kurtulmak için tekrarlanan bazı davranışlar vardır. Kişi bu davranışların ve düşüncelerin mantıksız olduğunun farkındadır, ancak bunları kontrol edemez ve ortadan kaldıramaz.

    Obsesyonlar irade dışı ortaya çıkan ve kontrol edilemeyen düşüncelerdir ve bunlar kişinin zihnini tekrar tekrar meşgul eder. Kişi bu düşüncelerden kurtulmaya çalışır, ancak başarılı olamaz. Bu obsesif düşünceler çoğunlukla rahatsız edicidir.

    Kompulsiyonlar ise, obsesyonları zihinden uzaklaştırmak için defalarca tekrar edilen davranışlardır. Örneğin, mikrop bulaşmasından korkan kişi çeşitli temizlenme ritüelleri geliştirir. Ancak bu ritüeller obsesyonların daha da güçlenmesine neden olur ve kişi temizlenmek için saatlerini banyoda geçirmeye başlayabilir.

    Obsesif kompulsif bozukluğun farklı türleri vardır: yıkama ve yıkanma (hastalık bulaşması ya da kirlenme korkusu ile sürekli yıkanma, evi temizleme, el yıkama, vb.), kontrol etme (bir yere gitmeden sürekli olarak ocağı, ütüyü, vb kontrol etme), kuşkuculuk ve günahkarlık ( eğer herşey düzgün yapılmazsa kötü birşey olmasından ya da cezalandırılmaktan korkma, aklına kutsal şeylerle ilgili olumuz düşünceler, küfür, vb. gelmesi), sayma ve simetri (belli davranışları belli sayılarda ya da düzende yapma), biriktirme (eşyalarını atarlarsa kötü bir şey olacağı düşüncesiyle hiç bir şeyi atamama, gereksiz şeyleri biriktirme).

    Herkesin bazı takıntılı düşünceleri ya da ritüel olarak tekrarladığı davranışlar olabilir, bu o kişinin obsesif kompulsif bozukluğu olduğunu göstermez. Ancak bu düşüceler ve davranışlar kişide stres yaratıyorsa, gereğinden fazla zamanını alıyorsa ve iş, okul ve aile hayatını olumsuz etkiliyorsa o zaman obsesif kompulsif bozukluktan söz edebiliriz.

    Panik bozukluk- Panik atak:

    Panik bozuklukta beklenmeyen ve tekrarlayıcı panik atakların ortaya çıkar, aynı zamanda da kişi bu atakların tekrar ne zaman geleceğine dair bir korku duyar. Panik atak ilk kez belli bir yerde ya da durumda ortaya çıktıysa, kişi o yere her gidişinde ya da o durumla her karşılaştığında aynı şeyi yaşayacağından korkar. Panik atak genellikle ev dışında ortaya çıkmasına rağmen, aslında her yerde ve her zaman karşımıza çıkabilir. Alışveriş yaparken, caddede yürürken, araba kullanırken ya da evde kanepenizde oturmuş kitap okurken, vb. panik atakla karşı karşıya kalmak mümkündür. Panik atak belirtileri aniden ortaya çıkar ve 10 dakika içinde en yüksek noktaya ulaşır. Çoğu panik atak 20-30 dakikada son bulurken, nadiren bir saati geçen ataklar da görülebilir.

    Panik atak belirtileri:

    Nefesin kesilmesi ya da sık nefes alma
    Çarpıntı
    Göğüste ağrı, sıkışma
    Titreme
    Terleme
    Mide bulantısı
    Baş dönmesi
    Hissizlik
    Ölmekten, kontrolünü kaybetmekten ya da delirmekten korkma



    Panik ataklar sıklıkla ve belli bir durumda sürekli tekrarlıyorsa, kişi yeni bir panik atak yaşamaktan korkuyorsa ve panik atağı tekrar yaşamamak için belli yerlere gitmekten ya da belli durumlarla karşılaşmaktan kaçınıyorsa o zaman panik bozukluktan söz edilebilir.

    Panik atak ve panik bozukluğun kesin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik geçişi olduğu düşünülmektedir. Ayrıca kişinin hayatında önemli değişikliklere yol açan okuldan mezun olma, işe girme, terfi etme, bebek sahibi olma, evlenme, stres, işten ayrılma, sevilen bir yakınını kaybetme ya da boşanma, vb. yaşam olayları panik atağa yol açabilir. Panik atak fiziksel bir hastalıktan da kaynaklanabilir, panik atak yaşayan kişilerin öncelikle kalp hastalığı, hipertiroid, hipoglisemi, uyuşturucu kulanımı ya da uzun süredir kullanılan bir ilacın bırakılması konularında tıbbi bir muayeneden geçmeleri doğru olacaktır.

    Fobiler:

    Fobi, gerçekte tehlikeli olmayan ya da çok az tehlikeli olan belirli bir obje, aktivite ya da duruma karşı duyulan aşırı bir korkudur. Korku bir hayvana karşı olabileceği gibi, yükseklik, asansör, uçak, karanlık, açık alan, toplum önünde konuşma,iğne, vb. çok çeşitli türleri olabilir. İnsanoğlu herşeye karşı fobi geliştirebilir. Çoğu fobi çocuklukta oluşmasına rağmen, yetişkinlikte de ortaya çıkan fobiler olabilir. Fobide kişi bu korkusunun mantıksız olduğunu bilir, ancak yine de duygularını kontrol edemez. Fobi yaratan nesneyi düşünmek bile endişelenmesine neden olur. Fobiler kişilerin bundan kaçınmak için hayatlarında birçok değişiklik yapmalarına neden olur. Örneğin, kapalı alan korkusu olan bir kişi asansöre binmemek için yüksek katlarda bir ev yerine birinci kattaki bir dairede oturmayı seçebilir. Çok fazla fobi çeşidi olmakla birlikte, en sık rastlanılan fobiler şunlardır: örümcek korkusu, yılan korkusu, açık alan korkusu- agorafobi, kapalı alan korkusu- klostrofobi, yükseklik korkusu, şimşekten korkma, köpek korkusu, iğne ve enjeksiyon korkusu, topluluk önünde konuşma korkusu, karanlık korkusu.

    Travma sonrası stres bozukluğu:

    Travmatik ya da yaşamı tehdit edici bir olaydan sonra görülen anksiyete bozukluğuna travma sonrası stres bozukluğu adı verilir. Travmatik bir olaydan sonra üzülmek ya da yas tutmak normaldir, ancak zaman geçtikçe normal yaşantıya geri dönülür. Ancak bazen yaşanılan travma kişinin tek başına üstesinden gelemeyeceği kadar derindir ve acı verici anılar kişinin hayatını etkilemeye başlar. Eğer kişi yaşadığı travmatik bir olaydan sonra günlük hayatına dönmekte ve insanlarla iletişim kurmakta güçlük çekiyor ve kendini güvende hissetmiyorsa o zaman travma sonrası stres bozukluğu yaşıyor olabilir. Travmaya yol açabilecek olaylardan bazıları şunlardır: savaş, doğal afetler, araba ya da uçak kazaları, terör saldırısı, sevilen bir kişinin ani kaybı, tecavüz, saldırıya uğramak, soygun, taciz. Travma sonrası stres bozukluğunda ortaya çıkabilecek belirtiler ise şunlardır: uyumakta güçlük, öfke, konstantrasyon güçlüğü, kendini güvende hissetmeme, depresyon, umutsuzluk, intihar düşünceleri, kendini yalnız ve dışlanmış hissetme, fiziksel ağrı ve acı.

    Sosyal anksiyete bozukluğu- sosyal fobi

    Sosyal anksiyete bozukluğu diğer adıyla sosyal fobiye kısaca aşırı utangaç olma diyebiliriz. Kişi başka insanların karşısına çıkacağı durumlarda aşırı heyecanlanır ve böyle ortamlardan kaçınmaya çalışır. Sosyal fobinin altına diğer insanlar tarafından yargılanma, eleştirilme, küçük düşme ya da utanma duyguları yer alıyor olabilir. Sosyal anksiyete bozukluğuna sahip kişiler genellikle şu durumlarda aşırı stres yaşarlar:

    yeni insanlarla tanışmak
    ilgi odağı olmak
    birşey yaparken başkaları tarafından seyredilmek
    topluluk önünde konuşma
    eleştirilmek
    otorite olan kişilerle konuşmak
    sınıfta adının söylenmesi
    karşı cinsle konuşmak
    telefonda konuşmak
    topluluk içinde yemek, içmek
    partilere ve sosyal ortamlara katılmak



    Sosyal anksiyete bozukluğunun psikolojik ve fiziksel belirtileri vardır. Psikolojik belirtiler; sosyal bir ortama katılmadan aylar, haftalar, günler önceden endişelenmeye başlamak, günlük olaylarda bile aşırı heyecanlamak, başkaları önünde küçük düşeceği ve aşağılanacağı düşüncesi, sosyal aktivitelerden uzak durmak, vb. Fiziksel belirtileri ise; kalp çarpıntısı, ses titremesi, hızlı nefes alıp verme, terleme, kızarma, mide bulantısı, ağız kuruması, titreme, kasılma, el terlemesi, vb.

    Anksiyete bozukluğu yaşayan kişiler için fiziksel belirtiler de yoğun olduğu için, bir tanı konulmadan önce tıbbi bir check uptan geçmeleri daha doğru olacaktır. Eğer bu semptomlar fiziksel bir soruna bağlı değilse, o zaman psikolojik tedaviye başlanabilir. Anksiyete bozuklukları türüne ve yoğunluğuna bağlı olarak tedavi süresi değişiklik gösterebilse de, tedaviye oldukça iyi yanıt verirler. Bu semptomşlar hissedildiğinde vakit geçirmeden bir uzmana başvurmak en doğrusu olacaktır.

    İLAÇLAR

    Psikiyatride kullanılan ilaçlar;

    1.Antidepresanlar:

    Sertralin (Lustral, Seralin, Selectra, Serdep)
    Sitalopram (Cipram, Eslopram, Citol, Vodalex, Citara)
    Paroksetin (Seroxat, Paxil)
    Fluvoksamin (Faverin)
    Fluoksetin (Prozac, Depreks, Zedprex, Fulsac, Florak)
    Essitalopram (Cipralex, Eslorex, Citoles)

    Venlafaksin (Efexor)
    Milnacipran (ixel)

    Reboksetin (Edronax)

    Tianeptin (Stablon)

    Mirtazapin (Remeron, Mirtaron)

    Moklobemid (Aurorix)

    Mianserin (Tolvon)
    Trazodon (Desyrel)

    Bupropion (Zyban)

    Amitriptilin (Laroxyl)
    Klomipramin (Anafranil)
    İmipramin (Tofranil)

    Opipramol (İnsidon, İnsomin)
    Maprotilin (Ludiomil, Maprotil)

    Antidepresanların Etki Gücünü Artırmak İçin Kullanılan Ancak Antidepresan Olmayan;
    Buspiron (Buspon)

    2.Antiepileptikler: Süregen veya Tekrarlayıcı Depresyon veya Depresyon-Mani Atakları İle Giden Bipolar (İkiuçlu, Manik Depresif Hastalık) Bozukluk Tedavilerinde Kullanılırlar.
    Karbamazepin (Tegretol, Karazepin, Teril, Karberol)
    Valproat (Depakin, Convulex)
    Lamotrijin (Lamictal)
    Topiramat (Topamax)
    Gabapentin (Neurontin)


    3.Antipsikotikler:
    Daha çok Şizofreni, Şizoaffektif Bozukluk ve Bipolar Bozukluk tedavilerinde kullanılsalar da diğer iyileşmeyen veya dirençli psikiyatrik bozukluklarda da kullanılabilirler.
    a.Tablet Olanlar
    Haloperidol (Norodol)
    Klorpromazin (Largactil)
    Pimozid (Nörofren)
    Trifluoperazin (Stilizan)
    Sülpirid (Sülpir, Meresa, Dogmatil, ****)
    Risperidon (Risperdal)
    Olanzapin (Zyprexa, Rexapin)
    Ketiapin (Seroquel, Cedrina)
    Aripiprazol (Abilify)

    b.Depo Enjeksiyon Antipsikotikler;
    Risperidon (Risperdal Consta)
    Flufenazin (Prolixin)
    Zuklopentiksol (Clopixol)
    Flupentiksol (Fluanxol)

    4.Demans (Bunama) Tedavisinde Kullanılan İlaçlar
    Erken yaşlarda başlayan iyi huylu unutkanlıklarda verilmezler.
    Memantin (Ebixa)
    Donepezil (Aricept, Doenza)
    Rivastigmin (Exelon)
    Galantamin (Reminyl)

    5.Yeşil Reçete İle Satılan ve Kaygı Giderici Olarak Kullanılanlar; Benzodiazepin Grubu İlaçlar
    Tedavi için önerilen dozların 10-15 kat yüksek dozlarında bağımlılık yaparlar.
    Diazepam (Diazem, Nervium, Spazmo-Valibrin)
    Alprazolam (Xanax)
    Klonazepam (Rivotril)
    Lorazepam (Ativan)
    Klordiazeposid (Librax, Librium, Klipaks)

    6.Yeşil Reçete İle Satılmayan Ancak Kaygı Giderici Etkisi Onlar Kadar Olabilen
    Medazepam (Tranko-Buskas)

    7.Yeşil Reçete İle Satılan Ancak İlaç Yan Etkilerini Önlemek İçin Kullanılan ve Sadece Psikolojik Bağımlılık Yapabilen İlaç; Psikopat olmayanlarda psikolojik bağımlılık bile yapmaz!
    Biperiden (Akineton)

    8.Kırmızı Reçete İle Satılan İlaçlar;
    Uyarıcı olma etkisi nedeniyle uykusuzluk yapar, böylece hem uykuyu açar hem de dikkati artırır. Kırmızı reçete olmasının nedeni uykuyu bozmasından yani uykuyu kaçırarak uykuya dalmayı zorlaştırmasındandır. Bu nedenle de akşam saat 20:00’den sonra verilmesi önerilmez. Özellikle dikkat eksikliği olanlarda dikkati artırır, hiperaktif olanlarda hareketleri olması gereken düzeye indirir (uyuşukluk, donukluk yapmaz). Özellikle ağır depresyonlarda uyku, iştah artışı, günlük aktiviteleri yapamayacak düzeyde yorgun, halsiz ve enerjiden yoksun hisseden hastalarda ilacın uyarıcı etkisinden faydalanılarak hastayı canlandırmak için kullanılabilir. Ritalin kısa etkili olduğundan etkisi 3-5 saat sürer ve günde 3 defa (sabah, öğlen, akşam) verilebilir. Concerta ise uzun etkili şeklidir ve günde 1 defa sabah verilebilir. Ancak sanılanın, tahmin edilenin aksine kendi klinik gözlemlerim uzun etkili olan Concerta’nın kısa etkili olan Ritalin’e göre başarı oranı daha düşüktür. Bazı hastalarımda Concerta + Ritalin ikilisinin beraber kullanımı bile daha başarılı sonuçlar vermiştir.
    Metilfenidat (Ritalin {Kısa Etkili}, Concerta {Uzun Etkili})

    9.Propranolol (Dideral) ve Metoprolol (Beloc)
    Panik atak geçirenlerde atakları önlemek, sıkıntıyı gidermek ve korkuların önüne geçmek için kullanılır. Psikiyatrik bozukluklarda daha etkili olduğundan daha çok tercih edilen Propranolol’dür.

    10.Migren Tedavisinde Kullanılan İlaçlar;
    Zolmitriptan (Zomig)
    Eletriptan (Relpax)
    Naratriptan (Naramig)

    11.Diğerleri;

    a.Modafinil (Modiodal)
    Uyku artışı ile giden depresyonlarda antidepresanlara ek olarak verilmektedir.

    b.Disülfiram (Antabus)
    Alkol bırakma tedavilerinde kullanılan, alkol isteğini azaltmadan fakat alkolle alındığında ölümcül yan etkiler ortaya çıkaran bir ilaçtır.

    c.Antihistaminikler (Prakten, Sipraktin, Atarax vb.)
    Daha çok kaygı (bunaltı, sıkıntı) giderici olarak kullanılırlar. Bunun yanında iştah artırıcı olarak veya Akineton gibi onun yerine antipsikotiklerin yan etkilerini önlemek amacıyla da kullanılırlar.

    d. Zopiklon (Imovane)
    Sadece uyku ilacı olarak kullanılır. Etkisi 6-7 saat kadardır ve uykudan uyanıldığında uyku sarhoşluğu veya denge bozukluğu yapmaz.

    e.Pirasetam (Nootropil)
    Beyin kan akımını artırarak ve uyarıcı etki yaparak bazen psikiyatrik bozukluklarda etkili olabilir. Rutin kullanımda ilk sıralarda yer almaz.

    f.Desmopressin (Minirin)
    Sprey şeklinde burun içine uygulanır. Gece altını ıslatma sorunu olanlarda tedavide kullanılır ancak tedavi edici değil daha çok şikayetin ortadan kalkmasını sağlamaktadır. Kullanıldığı sürece idrar kaçırma şikayeti de olmaz.

    g. Flumazenil (Anexate ampul)
    Yeşil reçete ile satılan ve Benzodiazepinlerin etkilerini geriye döndürmek için damar yolundan uygulana, etkisini 30-60 saniyede çıkaran bir ilaçtır.

    h. B12 vitaminleri içeren ampuller (Dodex ampul, Neurogriseovit, Epargriseovit)
    B12 vitamini eksikliği enjeksiyon şeklinde uygulanan ilaçlarla tedavi edilir, tablet ilaçlarla değil. B12 vitamini eksikliği unutkanlık, denge bozukluğu, ağır derecede depresyon ve kaygı bozukluğu ve erken bunamaya kadar giden ağır hastalıklara/şikayetlere neden olabilir. B12 eksikliğinin tedavisi ömür boyu olmalıdır. B12 eksikliği kanda ölçümü yapılarak tespit edilebilir.

    I.Nikotin bant veya sakız (Nicotinell)
    Sigara bırakma tedavilerinde kullanılır.

    i.Sinarizin (Sefal ve Sefal Fort) ve Betahistin HCl (Betaserc, Vasoserc)
    Baş dönmelerinde kullanılan ilaçlardır.

    j.Sildenafil (Viagra, Levitra, Sildegra)
    Erkeklerin sertleşme bozukluklarında kullanılır.

    k.Asepromazin (Plegicil damla)
    Kullanımı terk edilmiş olan bir antipsikotiktir. Maalesef ki, çocukların rahat uyumalarını sağlamak amacıyla kullanıla gelen, bazı ilaç satan ve ehil olmayan kişilerce önerilen bir ilaçtır.





    DEPRESYON TEDAVİSİNDE NE TÜR İLAÇLAR KULLANILMAKTADIR?

    a) Antidepresanlar

    Eski kuşak antidepresanlar

    Yeni kuşak antidepresanlar

    MAO inhibitörleri

    b) Anksiyete gidericiler

    -Yeşil reçeteye tabi olanlar

    -Normal reçeteli olanlar


    c) Yardımcı ilaçlar

    -Mide –Barsak sistemi için

    -Kalp-Damar sistemi için

    -B vitaminleri

    -Adet öncesi artan panik-depresyonu azaltan ilaçlar

    -Doğal –Bitkisel destek ürünleri

    a) Antidepresanlar:

    Deprersyon ve Panikatak tedavisinde en önemli ve temel ilaçlar antidepresanlardır. Bu ilaçları kullanmaya başladıktan 15 gün sonra etkileri başlar. Nadiren ilk haftada da başlayabilir...Tam etkilerinin hisedilmesi ise; kişiden kişiye değişmekle beraber, 6- 8 haftayı bulabilir...

    Eski Kuşak Antidepresan İlaçlar: Tofranil, Anafranil, Ludiomil, Maprotil ,Laroxyl gibi ilaçlardır. Bu ilaçların yan etkileri, anksiyete-panik belirtilerini artırmaları nedeniyle çok tercih edilmezler. Bu etkisiz oldukları anlamına gelmez. Özellikle Tofranil panik tedavisinde çok etkilidir. Yeni geliştirilen bir çok ilaç Tofranille mukayeseli çalışmalar yapılarak geliştirilmektedir. Bu ilaçlar yeni kuşak ilaçlara göre çok ucuzdur...Doktor durumunuza ve ekonominize göre bu ilaçları tercih edebilir. İlaç ucuz diye şaşırmayın. Yan etkileride zamanla azalır. Daha çok başlangıç günlerinde yan etkiler yoğundur. Ne tür yan etkileri vardır?

    -Çarpıntı

    -Ağız kuruluğu

    -Ateş basması

    -Baş dönmesi

    -Kabızlık

    -idrarda tutukluk

    -iştahta artış (Yeni kuşak ilaçlarda da var)

    -Cinselliği baskılama(Yeni kuşakta da var)

    -Hipomani- Mani

    -Uykululuk, sersemlik, dalgınlık hali

    -Unutkanlık

    Yukarıdaki belirtilerin bir kısmı Depresyon ve panikatak ta da olduğundan bir çok insan bu ilaçları kullanmaktan çekinir.Ama doktor kontrolunde ve küçük dozlarla başlayıp artırılınca tolere edilebiliyor, Bazen çarpıntı giderici yardımcı ilaçlarla yan etkiler azaltılabiliyor....İlaçları mutlaka tedavi dozunda ve tedavi süresince kullanmak gerekir. Depresyon ve Panikatak da Tofranilin günlük dozunun 150-300 mg arasında olması gerekir.Süreyi ise hastalığınızın durumuna göre doktor belirler...

    Yeni Kuşak Antidepresanlar: Prozac (deprex,zedprex,fulsac da prozac la aynı içeriğe sahiptir daha ucuzdurlar) ,Lustral(seralin,serdep) Cipram(citol,Relaxol,citara) , Cipralex, Citoless Efexor, Cymbalta, Remeron, Ixel, Desyrel , Faverin Seroxat, Paxil gibi ilaçlardır. Mutluluk yaratan serotonin ileticisinin işlevini yaptıktan sonra hücre içine alınıp yıkılmasını engellerler .Bu yüzden serotonin geri alım inhibitörleri denmektedir. Ne tür yan etkileri olabilir?

    -İştah da artış:Özelikle tatlıya karşı aşırı bir istek olur Yemek miktarı artar, çabuk acıkılır.Kilo artışı görülebilir..Bazı insanlarda iştah azalır ve kilo kaybı olur.Bunun oranı % 5i geçmez. Kişiden kişiye çok değişir.Aynı ilaç birinde aşırı kilo diğerinde zayıflamaya sebep olur...Bazı insanlarda metabolizmayı yavaşlatarak kilo alımına sebep olabilirler. Tecrübelerimiz yeni çıkan Cymbalta'nın depresyon hastalarında %98 oranında kilo artışına sebep olmadığı yönündedir.

    -Cinselliği baskılama: Erkeklerde geç boşalma bazen boşalamama.(erken boşalım sorunu olanlar için süper iyi bir etki) ,Sertleşme sorunu, cinsel isteksizlik. Kadınlarda da cinsel isteksizlik, orgazm olamama hali ortaya çıkabilir. Bu yan etkiler asla kalıcı değildir. Zamanla azalır, bazen geçer, bazen aynen kalır ama tedavi bitince bunlarda geçer. Erkekler Viagra benzeri ilaçlarla ereksiyon sorununu giderebilme şanslarına sahipler.Kadınlar içinse çalışmalar devam etmektedir…Bu konuda başka neler yapılabileceğini aşağılardaki bölümlerde okuyacaksınız.

    -Serotonorjik Sendrom:Bu ilaçlar antidepresan ve antipanik özelliklerini Serotonin üzerinden gösterirler. Serotonin halk arasında “mutluluk hormonu” olarak bilinir.Sinir sisteminde iletimde rol oynar.Duyarlı insanlarda ,aşırı serotonin deşarjı olur.Kişide huzursuzluk, anksiyete hali, panik belirtilerinde artış, aşırı ateşlenme, kafada basınç hissi, mide bulantısı ve kusma gibi belirtiler ortaya çıkar. Böyle bir durumda ilaç hemen kesilmelidir.Bir iki günde her şey normale döner.Zararlı bir etki olmaz....Bu etkiyi yaşayanların gittikleri doktora bu bilgiyi mutlaka vermeleri gerekir. Duyarlılığı olanlar farklı ilaçlar denemeli, o da olmuyorsa eski kuşak ilaç kullanılmalı. Bu sendromun görülme oranı %3-5 gibi düşüktür...

    -Unutkanlık :Eski ve yeni kuşak ilaçların hepsinde bu yan etki vardır.

    -Dalgınlık-sersemlik-uyku hali: Bu oranda %5-10 arasıdır. Yeni kuşak ilaçlar genelde yaşamla uyumludur. Her işinizi aksatmadan yapabilirsiniz. Bazen gece alındıklarında uykuyu kaçırırlar.Gündüz kullanmak gerekir. Uyku yaparsa geceye kaydırılması gerekir...

    -Sinirlilik: Bazı kişilerde sinirlilik, huzursuzluk görülebilir.

    -Hipomani-Mani: Daha önceden manik atak geçirenlerde ve maniye yatkın olanlarda antidepresanlar Hipomani veya Maniye yol açabilirler.Kişi aşırı coşkulu ve neşeli olur. Sürekli gezmek, eğlenmek ister. Çok konuşur bazen sesi kısılır.Az uyur ve kendine aşırı güvenir. Her işin altından kalkabileceğini düşünerek riskler alır ve zarara girer…Çok para harcar, ölçüsüz borçlanır ve sağa sola hediyeler almaya başlar. Karşı cinse ilgisi artar, sex gücü çok artar.Sık partner değiştirir.Sevgilisini, eşini aldatmaya başlar.Bazende aşırı dine yönelim olur.Bazıları kendisini ermiş, evliya gibi görür.Daha ileri gidenler paranoyakca düşünmeye başlarlar. Antidepresanların mutlaka doktor denetiminde kullanılmasının bir gerekçeside budur. Bu durumda ilaç hemen kesilip maniyi bastıracak ilaçlara geçilir.

    -Aşırı Rahatlık: Bazı insanlarda uzun süreli antidepresan kullanımı duyarsızlık, aşırı rahatlık geliştirir.Eskiden alındığı, önem verdiği durumlara duyarsız kalır.Tepkisizlik gelişebilir.

    -Karaciğer enzimlerinde yükselme: Bütün antidepresanlar karaciğerde işleme tabi tutulurlar.

    SGOT, SGPT, GGT enzimleri normalin iki -üç katına çıkabilir.Bir zararı yoktur. Karaciğerinde sorunu olanların her ay enzim baktırması gerekir .Çok yükselirse doz azaltılır. Karaciğerinde hastalık olmayanlar korkmasın ,ama 6 ayda bir enzim baktırabilirler…

    -Adet düzensizlikleri: Antidepresan alan hanımların bir kısmında adet gecikmesi ve düzensizlikleri olabilir. Korkulacak bir durum değildir.İki ay üst üste adet göremeyen hanımların jinekoloğa gitmesinde fayda vardır.

    Mao İnhibitörleri:

    Sinir sistemindeki ileticiler: dopamin, serotonin, adrenalin in yıkımını sağlayan mao enzimini engelleyen ilaçlardır.Türkiye de Aurorix olarak bulunmaktadır. Kişisel görüşüm etkili bir ilaç olmadığı yönündedir… Bir çok antidepresanın prospektüsünde mao inhibitörleriyle birlikte kullanılmaması yazar.Türkiyede zaten nadir bir kombinasyondur. Hekimler genelde tek bir antidepresan yazarlar, kafaya takılacak bir durum değildir.Bazen bir arada kullanılabilen iki antidepresan bir hastada kullanılabilir.İlaçlar biribirilerinin etkisini artırır.

    b)Anksiyete (kaygı)giderici, sedatif ilaçlar:

    Bu ilaçlar depresyonda % 50 oranında olabilen; anksiyete-panik belirtilerini gidermek için yardımcı olarak , geçici bir süreliğine kullanılabilir.

    Yeşil reçeteye tabi olanlar: Xanax, Nervium, Diazem, Rivotril, Tranxline,Ativan gibi ilaçlardır. Panikatak da en sık kullanılan xanax tır. Bu ilaçlar kısa süreli 1-3 ay kullanılıp bırakılması gereken ilaçlardır.Bağımlılık yapma riskleri vardır. Zamanla merkezi sinir sistemini baskılayıp depresyona yol açarlar. Ayrıca xanak ve diğer yeşil reçete bağımlıları ilacı geciktirince veya alamadıklarında panikatak yaşarlar. Bir çok panikatak hastası yanında xanax taşır. Sıkışınca alır ve yatışır. Bazıları yıllarca taşır ama kullanmaz. Bir güvence nesnesi olarak yedekte bekler.Es kaza ilaç unutulmuşsa birden panik yaşayabilirler.Bu nedenle çok gerekmedikçe yeşil reçete ilaçlarına “bulaşmamak” gerekir. Bazı hastalarda xanak dan dolayı esas tedavisini geciktirmektedir.Böylece hastalık daha dirençli hale gelmektedir.

    Yeşil reçeteye tabi olmayan kaygı gidericiler: Atarax, pasiflora, buspon, Nervikan, Dideral.

    En çok kullanılan bu ilaçlardır. Bağımlılık riskleri yoktur. Nervikan bitkisel kökenlidir.Melisa ve valleryan içerir. Dideral kalp ritmini düzenleyici, tansiyon ayarlayıcı bir ilaçtır. Beta blokerlerden olduğundan kaygıda giderir.Hatta guatırda, psikolojik el titremelerinde de kullanılmaktadır. Her ilaçta olduğu gibi, bunlarında mutlaka doktor tarafından reçete edilmesi ve takip edilmesi gerekir.Örneğin tansiyonu çok düşük olan birisi eczaneden yada birisinin önerisiyle “ezbere” dideral kullansa tansiyonu dahada düşecek belki şoka girecektir.

    Bu ilaçlar yeşil reçete ilaçları kadar güçlü değillerdir.Ama daha güvenlidirler…

    Bir çok hasta “başı sıkıştığında “ pasiflora şişesini “ağzına dikmektedir”.Dahiliyeciler ve diğer branş doktorları bu ilacı sık reçete etmektedirler.Hafif bir ilaçtır Atarax ise aynı zamanda alerji gidericidir.Cildiyecilerde çok sık reçete etmektedirler.

    C-Yardımcı İlaçlar:

    Depresyon ve Panik atak yaşayanların çoğunda midede gaz, şişkinlik, hazımsızlık olabilir. Çoğunda da çarpıntı, tansiyon yükselmeleri ,ateş basmaları , titremeler görülür. Psikosomatik mide hastalıklarında kullanılan Librax, Klipax ( Madde bağımlıları bu ilaçları suistimal ettiklerinden yeşil reçeteye alındılar) Tranko Buskas gibi ilaçlar ;depresyonun ve paniğin mide- barsak sisteminde yaptığı etkileri ortadan kaldırırlar. Bunlarında bağımlılık riski olabilir. 3 aydan fazla kullanmamak doğru olur.

    Panikatak sırasında tansiyonu yükselen ve çarpıntısı yoğun olan hastalara verilecek Dideral, Beloc benzeri ilaçlar hastaları çok rahatlatır. Bazı depresyonlarda da yoğun kaygı-panik hali bu tür ilaçlarla yatışır. Tekrar vurguluyorum “ her ilaç hem şifa hem zehirdir.” “ DOKTOR KONTROLU OLMADAN ASLA KULLANILMAZ”

    B vitamini komplexleri de faydalıdır.B6 vitamini mutluluk hormonu denen serotoninin yapımında rol oynar.Genel anlamda sinir sistemini ve direnci güçlendirirler. Depresyona bağlı ağrıları, uyuşmaları gidermede yardımcı olurlar…Kan yapımını artırırlar. Adet öncesi sendromunu yaşayan ve depresyonu ,panik atağı artan hanımlarda çok yararlıdırlar. Adet öncesi bir hafta boyunca günde iki kez alınacak B vitamini komplexleri hanımların şikayetlerini azaltır.

    Günde 300-400 mg kadar alınacak Magnezyum tabletleri de adet öncesi artan paniği, depresyonu hafifletir…

    Doğal-Bitkisel Destek Ürünleri: B vitamini ve sinir sistemini yatıştırıcı özelliği olan Magnezyumdan yukarıda kısmen bahsettik. Bunlara ilave olarak Omega 3 ürünleri de faydalıdır.Melisa, Papatya, Rezene, kediotu, Sarı kantaron da bitkisel destek ürünleridir.

    Şunu hatırlatayım ki, her bitkisel şey zararsızdır diye bir kural yoktur. Bunları çaylarıda satılmaktadır. Günde bir fincan melisa,bir papatya, bir rezene çayı panik belirtilerini azaltabilir…Ihlamur ve ada çayıda faydalıdır. Östrojeni düşük olan hanımlar her gün bir bardak ada çayı içebilirler…Menapoz sorunu yaşayıp anksiyetesi artan hanımlar; buna ilave olarak “civan perçemi” kaynatıp her gün yarım kahve fincanı kadar içebilirler…

    Haftada iki gün somon balığı yemek omega 3 ihtiyacını doğal yoldan karşılayabilir.(ızgara olarak) Kış mevsimlerinde Magnezyumdan zengin pırasa, folik asiten zengin ıspanak mutlaka yenilmelidir.Mide ve hazım sorunları için turp salatada mutlaka olmalıdır.Ton balıklı yeşil salata her gün yenebilir…

    Omega 3 ve 6 dan zengin olan çörek otundan hergün bir tatlı kaşığı yemekte yararlıdır.Çörek otu bağışıklık sistemini güçlendirir.Sık sık enfeksiyon geçirenler için yardımcı bir üründür.

    Bu yardımcı doğal destek ürünleri ilaçlarla birliktede alınabilir ( önerdiğim ölçülerde).Depamda çoğu hastama bunları öneriyorum… Tamamen doğal yöntemlerle tedavi olmak isteyenlere bu ürünleri bir paket proğram şeklinde uyguluyorum. Tecrübelerim gösteriyorki, hafif panikatak ve depresyonlarda etkililer. Orta ve ağır olgularda kesinlikle kimyasal ilaç kullanmak gerekir…

    Hamile ve süt emziren hanımlarda doğal destek ürünleri ilk tercihimdir. Ağır olgularda kar- zarar hesabı yapılıp kullanılabilen kimyasal ilaçlara geçiyorum. İleride bu konuyu ayrı bölümde okuyabileceksiniz…


    İLAÇLAR BAĞIMLILIK YAPAR MI? KALICI YAN ETKİLERİ VAR MI?

    Depresyon ve Panikatak tedavisinde kullanılan ilaçlar Depresyon giderici ilaçlardır(Antidepresanlar). Bağımlılık yapmazlar.Alışkanlık yapmazlar. Asla kalıcı bir yan etkileri yoktur.

    Yeşil reçeteye tabi olan Xanax benzeri ilaçlar, doktorun önerisi dışında kullanılır, yada doktor gereğinden fazla uzun kullandırırsa bağımlılık riski vardır.

    Antidepresanların birden kesilmesi durumunda ;baş dönmesi, bulantı, ateş basması, sinirlilik, huzursuzluk, hastalık belirtilerinde artış gibi “kesilme sendromu” yaşanır. İlaç alınınca bu belirtiler geçer. İşte bunu yaşayan hastalar, “ eyvah ilaca bağımlı oldum” diye düşünürler. Oysaki bağımlılık söz konusu değildir. Diğer yandan, ilacı yetersiz kullanan, kısa sürede kesen insanlarda da hastalık tekrarlar. Morali bozulan hastalar ilaçsız yapamayacaklarını düşünürler. Halbuki ilaç kullanım kurallarına uyulmamıştır…

    İLAÇLAR BEYNE ZARAR VERİR Mİ? KANSERE YOL AÇAR MI?


    Antidepresanların bir çoğu dikkati, hafızayı, refleksleri baskılayabilir.Bazı kişilerde uyku hali, sersemlik oluşturabilir. Bu etkiyi yaşayan kişiler “ilaç beynime hasar mı verdi?” diye düşünürler. Bir kısmı ilacı bu yüzden bırakır.Bu yan etkiler zamanla azalır.Bazı insanlarda ise beyinsel fonksiyonlar artar. Uzun vadede antidepresanlar zihinsel fonksiyonları artırır. Hatta bağışıklık sistemini de güçlendirirler.Bu nedenle asla Kansere yol açmazlar. Stres bağışıklık sistemimizi baskılayarak her türlü enfeksiyona, kalp hastalıklarına ve kansere yol açar. Antidepresanlar stresi yok ederek kansere ve enfeksiyonlara karşı vucudu korur.

    Yapılan bilimsel araştırmalarda; uzun süreli strese maruz kalanların savunma hücreleri zayıflamaktadır. Bütün hastalıklarda aşırı ve uzun süreli stres baş rol oynamaktadır.Antidepresan tedaviyle savunma hücreleri eski gücüne kavuşmaktadır.

    İLACI İÇMEDİĞİMİZDE FENA OLUYORUZ, HEP BU İLACI İÇECEKMİYİZ?

    Antidepresanlar birden bırakıldığında “Kesilme Sendromu” na yol açarlar. “fena oluyoruz” denen olay budur.Şiddetli baş dönmesi, iteklenme hissi, düşme bayılma hissi, bulantı, sıkıntı, sinirlilik, huzursuzluk, terleme, titreme, ağrılar, çarpıntı ve hastalık belirtilerinde artma görülür. Antidepresanlar asla birden bırakılmaz. Yeşil reçete ilaçları da aynı kurala tabidir. Hatta daha da önemlidir. Günlere, haftalara hatta aylara yayarak kesmek doğru olur. Kesilme sendromundan bir an önce kurtulmak için bırakılan ilacı hemen almak gerekir. Almak istemezsek ne olur? Bir iki hafta kadar sıkıntı yaşanır ve geçer. Tedavi olmadan kesmişsek hastalık tekrar yaşanır…

    İLAÇLARI BIRAKTIĞIMIZDA HASTALIK TEKRARLAR MI?

    Depam da tedavi ettiğim hastalarımdan da biliyorum. En sık sorulan soru şudur?

    “Dr. Bey ilaçları bıraktığımızda ne olacak? Hastalık tekrarlayacak mı?”

    Her hastalıkta olduğu gibi Depresyon ve panikte de belli bir tedavi süresi vardır. İlk defa Depresyon ve panik atak yaşayan birinin en aşağı bir buçuk yıl ilaç kullanması gerekir. İyi olur olmaz ilacı kesmek yanlıştır.Zaten bir süre sonra hastalık tekrarlar. Depresyon ve Panikatak sık tekrarlayan bir hastalıklardır.. Tam ve düzenli bir tedaviyle %40 tam düzelme şansı vardır. %40 hafif tekrarlarla seyreder. % 20 oranında da düzelir fakat aynen tekrarlar ve hep tedavi gerektirir…

    Dolayısıyla şöyle toparlayalım:

    -zamanından önce kesilen ilaç tedavisi hastalıkların tekrarlamasına sebeptir.

    -Tam ve kuralına uygun tedaviyle ;kimi hastada hastalık tekrarlamaz.Kimisinde tedavi gerektirmeyecek düzeyde “yoklamalar” olur. Kimisinde de tedavi gerektirecek düzeyde tekrarlar olur. Ailesel yatkınlığı olan, kişilik problemi olan, yoğun stres altında olanlarda hastalık tekrarlama eğilimindedir. İlaç tedavisiyle beraber psikoterapi görmek tekrarları azaltır…


    İLAÇLARI HANGİ SÜREDE VE HANGİ DOZDA KULLANMAK GEREKİR?

    Depresyon tekrar edebilen bir hastalıktır. Ailesinde benzer hastalıkları olanlarda tekrar riski daha fazladır.

    Panik bozukluk panikataklarla seyreden bir hastalıktır. Çoğunlukla depresyon, agorafobiyle birliktedir. Bu nedenle tedavinin uzun süreli olması gerekir.

    Her bireyin hastalığı kendine has olduğu için, tedavi de ona has olmalı…Tedavi süresi ve ilaç dozuda kişiye özel olmalı. Tıpta bir kural vardır. “Hastalık yoktur hasta vardır” hastalığın süresi, şiddeti, ailesel yatkınlığın olması ,tekrar edip etmediğine göre tedavi süresi ve ilaç dozu değişebilir.

    Genel bir şeyler söylemek gerekirse;

    İlk defa Depresyon ve panikatak teşhisi konan birisi; tam düzelip ,önceki normal yaşamına dönene kadar ilaç kullanmalı. Fakat ilacı yine kesmemeli .İyi olduğu halde bir-bir buçuk yıl daha “koruyucu” tedavi görmeli. Bu uygulama , ilerideki olası tekrarları aza indirmek içindir…


    Kişi düzeldikten sonra , günün birinde tekrar Depresyon ve panikatak yaşar ve başa çıkamazsa ,tedavi süresi 2-3 yıl arası olmalı.

    Yine günün birinde üçüncü tekrarını yaşarsa 4-5 yıl sürdürmeli.

    Bütün bunlara rağmen tekrarlar oluyorsa ömür boyu koruyucu tedavi görmeli. Tansiyon ,şeker, kalp hastası nasıl ömür boyu ilaç kullanıyorsa ; sık tekrarlayan panik ve depresyonlarda da devamlı ilaç kullanılmalı. Kişi bunu kompleks yapmamalı. Eğer ilaçla her şey normale dönüyor ve yaşam kalitesi yükseliyorsa neden kullanılmasın? Fiziksel hastalıklar hastalıkta panik- depresyon hastalık değil mi? Ve kullanılan ilaçlarda tedavi amaçlı ve zararı olmayan ilaçlardır.


    Uzun süreli ilaç kullananların yılda bir kez, genel çek-up tan geçmesi gerekir.

    Antidepresanlar Depresyon ve Panikatakda Hangi Dozda kullanılmalı?

    Yeni kuşak (ssrı) antidepresanlar)(paksil, prozac,lustral,cipralex, cipram gibi) 20- 40 mg arası kullanılabilir.Nadiren 60 mg a kadar kullanılabilir

    Efexor (snrı) 150-450 mg arasında kullanılabilir.


    Eski kuşak antidepresanlar (Tofranil, anafranil gibi) 75-300 mg arası bir dozda kullanılabilir.

    Ludiomil, Maprotil gibi ciddi depresyon ilaçları ise 100-225 mg arasında kullanılabilir.

    Tekrar vurgulamak gerekirse, ilaç dozu kişiye özeldir. O kişiyi depresyon ve panikten tamamen arındıran dozu yakalayana kadar ilacı artırmak gerekir…

    İLAÇLAR İYİ GELMEDİYSE NE YAPMALIYIZ? İLAÇLARI NE ZAMAN DEĞİŞTİREBİLİRİZ?

    Bir çok hastadan : “dr bey, bir sürü ilaç kullandım, hiç birisi iyi gelmedi, ne yapacağıma şaşırdım.” Şeklinde yakınmalar duymaktayız…

    Bu yakınmaları birkaç türlü değerlendirmek gerekir. Bazı kişiler ;ilacın alınır alınmaz etki etmesini ve birkaç gün yada hafta içerisinde hemen etkili olmasını bekler.Bazıları da hemen düzelmeyi umud eder. Olmayınca “ bu ilaç bana iyi gelmedi” denir. Oysa antidepresanlar kullanılmaya başlandıktan iki- üç hafta sonra etkili olmaya başlarlar. Tam etkisi ise aylar sonra ortaya çıkar. Panikatak ve depresyondaki belirtiler birden geçmez.sırayla ve azala azala geçer.

    Kimi insan bir iki kutu ilaçla her şeyin düzeleceğini zanneder. Kimisi bazı yan etkilerden dolayı ilacı hemen bırakır başka ilaca geçer, ondanda memnun değilse başka ilaç… bazende doktorların bazıları, zamanından önce, gereksiz ilaç değişiklikleri yaparlar…

    Yazımızın başlarında değindiğimiz gibi, antidepresan ciddi bir yan etki yapmadıkca (serotonorjik sendrom) kullanılmaya devam edilmelidir.

    Bir ilacın iyi gelmediği nasıl anlaşılır ve ilaç değişikliği ne zaman yapılır?

    Herhangi bir antidepresan; iki aylık sürede ve tam tedavi dozunda kullanıldığı halde hala sonuç vermiyorsa değiştirilebilir. Örneğin Efexor günde 300 mg, seroxat-paxil 40 mg dozunda iki ay kullanıldığı halde , hiçbir ilerleme yoksa, o zaman başka bir ilaçla değiştirilebilir. Her ilaç için bu kural geçerlidir…Pek tabiî ki iki ayda tam düzelmeyi beklemeyin. Panikatak ve depresyonda belirtiler birden yok olmaz. Azalarak ve zaman içerisinde yok olur. Bu yüzden iki ayda beklenen , çok azda olsa düzelmenin baş göstermesi ve hastanın “yeşil ışık” görmesidir.

    Bazı uzmanlar bu süreyi altı aya kadar uzatırlar. Bana göre; bir hekimin verdiği ilaç ve hekimin uyguladığı tedavi yöntemi , altı ayda hiçbir değişiklik oluşturmuyorsa, o hekimi değiştirmek daha doğru olur…

    İLACI KESME KRİTERİ NE OLMALIDIR?

    Bir çok insan , haklı olarak devamlı ilaç kullanmak istemez. Her gün ilaç alma mecburiyeti ,hakikaten sıkıcı bir durum. Mükemmeliyetçi ,titiz kişilikte ve aşırı kontrollu bireyler ;ilacı yaşamlarına bir müdahale gibi gördüklerinden , ilaca pek sıcak değillerdir. Ama sağlıklı olmak için gerekiyorsa, mecburuz. Bunu da içselleştirmek gerekir. Panik problemi olan birisi ne zaman ilacı kesmeli?

    Aşağıdaki 1. maddedeki önerilerim, kısa süreli ilaç kullanmaktan yana olan kişiler içindir:

    (Kendi klinik deneyimlerimde, daha uzun süreli tedaviler önerdiğimi yukarılarda okumuşsunuzdur)

    1-ilk defa Depresyon ve panikatakla tanışanlar, tedaviyle tam düzelip, bu düzelmeyi en aşağı, altı ay sürdürmeleri durumunda kademeli azaltıp kesebilirler…

    Bir süre sonra Depresyon ve panikatak tekrarlarsa , bu sefer süreyi bir buçuk- iki yıla uzatmak gerekir.

    2-Ailesinde Depresyon, panikatak ve diğer anksiyete bozuklukları problemi olanlar ,2-3 yıl kadar tedaviyi sürdürmeliler.Genetik yatkınlığı olanlarda hastalık tekrarı sık olabilmektedir…

    Bu kişilerde tedaviden sonra, yine ataklar tekrarlarsa, tedavi süresini 5- 6 yıla çıkarmak gerekir. Buna rağmen yine tekrarlarsa ömür boyu koruyucu tedavi görmek tercih edilebilir.

    PANİK KRİZİNİ DURDURAN BİR İLAÇ VAR MI?

    Bugün itibarıyla panikatağı durduran bir ilaç yok. Ama paniğin şiddetini azaltan ilaçlar vardır.

    Bunlardan en bilineni ,panikataklıların çokca kullandıkları xanax’tır. Bir çok hasta nöbet anında kullanırım diye xanax ı cebinde taşımaktadır. İyi olmanın bir ölçüsü de; xanax ı üzerimizden ve her yerden uzaklaştırmaktır…Ben xanaxın kötüye kullanıldığını görüyorum. Çok dikkatli kullanıp kısa sürede kesmek gerekir. Ativan, Diazem , Rivotril diğer yeşil reçete ilaçlarıdır. Panik başladığı gibi mutlaka biter. Bu ilaçlara mümkün olduğunca “bulaşmamak” gerekir.

    GEBELİK VE EMZİRME DÖNEMİNDE KULLANACAĞIMIZ BİR İLAÇ VAR MI?

    DEPRESYONLU, PANİKATAKL İNSANLARDA HAMİLE KALABİLİR VE ÇOCUK SAHİBİ OLABİLİR.

    TEDAVİ OLMAZSANIZ DAHİ, SIKINTI VE STRESLEDE OLSA HAMİLELİK OLABİLİYOR.FAKAT BAZILARIMIZ İÇİN, ÇOK ZOR VE YORUCU BİR SÜREÇ. AMA BİR ÇOK PANİKATAKLININ HASTALIĞI HAMİLELİKTE AZALABİLİYOR.DEPRESYONLU HANIMLAR DA BU ORAN % 50 GİBİ...

    BANA GELEN HASTALARIMDA ŞÖYLE BİR YOL TAKİP EDİYORUM.

    1-ÖNCE HASTALIĞINI TEDAVİ EDİP, 6 AYDA TAM DÜZELMENİN OLDUĞU VE İLAÇ KULLANILMADIĞI BİR DÖNEMİ İSTİYORUM.ÇÜNKÜ, "DÜZELDİM" DİYEBİLMEK İÇİN, HASTALIKLA İLGİLİ HİÇ BİR BELİRTİ VE ŞİKAYETİN OLMAMASI VE BU HALİN İLAÇSIZDA 6 AY DEVAM ETMESİ GEREKİYOR.
    BU HASTALARIMIZ HEMEN HAMİLE KALABİLİYOR.

    2-HASTALIK TAM DÜZELMEDEN KİŞİ HAMİLE KALMAK İSTİYORSA YADA ÇOCUK İSTİYOR AMA ERTELİYOR FAKAT "KAZARA" HAMİLE KALMIŞ VE ÇOCUĞU ALDIRMAK İSTEMİYORSA BU DURUMDA DA ŞÖYLE ÖNERİLERDE BULUNUYORUM:

    -KULLANILAN İLAÇ ZARARLIYSA KADEMELİ AZALTIP KESİYORUM. TERAPİ VE DOĞAL YÖNTEMLERLE TEDAVİYE ALIYORUM. HAMİLE HANFENDİ HİÇ BİR İLAÇ KULLANMAK İSTEMİYORSA ONADA BU YÖNTEMİ UYGULUYORUM.
    İKİ HAFDADA BİR TERAPİYE ALIYORUM.İSTEDİKLERİ ZAMAN BANA ULAŞABİLİYORLAR.

    -EĞER İLAÇ ÇOCUĞA ZARARLI DEĞİLSE, HANFENDİ DE KULLANMAK İSTİYORSA DEVAM EDİYORUZ.BAZEN DOZU AZALTIYORUM.

    -MUTLAKA İLAÇ KULLANILMASI GEREKEN DURUMLARDA HAMİLELİKTE KULLANIMI SAKINCALI OLMAYAN İLAÇ ÖNERİYOR VE TERAPİYLE DESTEKLİYORUM.

    NETİCEDE HİÇ BİR KOMPLEKSE KAPILMAYIN. DİĞER BAYANLARDAN BİR EKSİKLİĞİNİZ YOK.BİYOLOJİK BİR BOZUKLUK OLMADIKTAN SONRA, BEYİN OLARAK KENDİNİZİ HAZIRLARSANIZ, PEK ALA ÇOCUK SAHİBİ OLABİLİRSİNİZ. HİÇ BİR PANİKATAKLI VE DEPRESYONLU HAMİLELİĞİNDE ÖLMEMİŞTİR. EĞER ÇOCUĞU ÇOK İSTİYORSANIZ HAYALLER KURUYORSANIZ TERAPPİ ETKİSİ BİLE GÖSTERİYOR. BAZEN PANİKATAKTAN, DEPRESYONDAN ESER KALMIYOR.
    KİMİSİNDE DE ÇOCUK İSTENMİYORSA; HASTALIK AĞIRLAŞABİLİYOR.HASTALIĞI OLMAYANDA HASTALIK ORTAYA ÇIKIYOR...

    BENİM BU GÜNE KADAR BİR ÇOK HASTAM DOĞURDU VE ÇOCUKLARIDA ÇOK SAĞLIKLI. HİÇ ENDİŞE ETMEYİN.

    Aşağıda da sitemizdeki bir üyenin sorusuna, diğer bir üyemizin önerilerini okuyacaksınız

    “Merhaba, dün gece geçirdiğim en ağır nöbetten sonra hemen sitenizi buldum ve üye oldum. benim gibi çok insan olduğunu biliyorum. bu beni rahatlatıyor. aklımda biraz farklı bir soru var panik atakla ilgili.
    panik atak bir hamilenin dokuz ayı nasıl geçer. hamilelik sırasında oluşan nefes daralmaları ve diğer etkiler panikle birlikte şiddetlenebilir mi. ve en önemlisi doğum anında bizi kontrol edebilirler mi. çünkü ben o an kesinlikle büyük bir nöbet yaşayacağımdan korkuyorum. bilgilendirirseniz sevinirim.
    _________________
    dokunmayın paniğim var”

    “slm arkadaşım soruna şöyle cevap vereyim hamilelik tabiki zor bi durum ,hele panik atak ta çok zor. Ben hamile olunca panik tedavisini yarıda bırakma k zorunda kaldım ve tabi ki o zaman panik daha da agırlaştı ,inan bana moral bozmak istemem ama cehennem gibi bi hamilelik geçirdim çarpıntılarım çok fazlaydı, vede baş dönmeleri tabiki bide üstüne dogum korkusu anlatılamaz bişey .ilk dogum normal olmasına ragmen bu hamileligimde kendi istegimle sezeryan tercih ettim, o günleri hatırlamak bile istemiyorum, şu an bebegim 10 aylık sütten kestim 2 ay önce tedavi ye başladım, ama sizlere tavsiyem panik hastaları bence tam olarak iyileşmeden hamile kalmasın çünki ben yaşadım biliyorum çok kötü günlerdi ama tabi herkes de bir olmayabilir hamilelik zaten başlı başınca bi stres bide panik hastasıysan sorma gitsin amacım korkutmak degil sadece yaşadıklarımı söylemekti sevgiyle kalın


    Ben doğumdan hemen sonra ataklar yaşamaya başladım...İnanılmaz kötü günler geçirdim..Gözüm hiç birşeyi hatta bebeğimi bile görmüyordu.Dr , emzirdiğim için bana çok az dozda ilaç verdi bu ilacın hamilelerde de kullanıldığını, belli bir şikayetten sonra kar zarar ilişkisine bakılmaksızın ilaç mutlak oluyormuş...


    Neler yapabilirsine gelince:

    -İnternetten bebek alışveriş sitelerine bakabilirsin
    -Hamilelikte bebeğin gelişimi ile ilgili bebişinin gelişimini takip ederek zaman geçirebilirsin
    -Mutlaka temiz hava almalısın, bol yürüyüş yapmalısın..
    -Ferarisini Satan Bilge yi okumanı tavsiye ediyorum, insanı sakinleştiriyor.
    -Panik anında nerdeysen hemen ordan çıkmanı , başka bir odaya gitmeni ve müzük açmanı tavsiye edebilirim..
    -Eşinle bu sıkıntılarını bol bol konuş, çok iyi geliyor.
    -Atak anımnda eline kalem kağıt alıp hissetiklerini yazmakta çok iyi geliyor.
    -Hatta bebeğine mektuplar yazabilirsin:)....

    Bunların, atak anında ilgini başka şeylere çekebilmen için aklıma gelen birkaç öneri...Unutma yapaBİLİRSİN.Bebişini düşün ve onu hayal et. “

    PANİKATAĞIN BİTKİSEL “İLAÇLARLA” TEDAVİSİ VAR MI?

    Panikatak ve Depresyonun bitkisel ve doğal ürünlerle tedavisi konusunda iki ayrı makaleyi ayrı bölümde okuyabilirsiniz.

    1-İlkbahar ve yaz depresyonları ve panikataklarının doğal yöntemlerle tedavisi,

    2-Sonbahar ve kış depresyonları ve panikatakların doğal uygulamalarla tedavisi.

    ANTİDEPRESANLARIN CİNSELLİĞİ BASKILAMALIRINI NASIL GİDEREBİLİRİZ?


    Antidepresanların yan etkileri her keste aynı oranda ortaya çıkmaz. Kimi insanda bütün yan etkiler görülürken,kimisinde hiçbir yan etki ortaya çıkmaz.Bazılarında daha hafif olarak çıkar.Çoğunlukla cinselliği baskılarlar. Nitekimwww.panik-atak.com sitemize bu konularla ilgili yoğun şikayetler yazılmaktadır.Aşağıda bunun bir örneğini bulacaksınız.

    “Merhaba arkadaşlar, uzun süredir önce prozak daha sonra cipralex-stablon ve son olarakta seralin kullanıyorum, evliyim, ancak cinsel hayatım bitti, korkunç derece de soğudum ve cinsellik istemiyorum ama eşimi de düşünmek zorunda olduğumdan istemeyerek birlikte olmak zorunda kalıyorum, ilaçların yan etkisi nasıl yok edilir cinsel hayatım nasıl normale girer bilen varsa lütfen bana yardım etsin”

    Sevgili kardeşim,
    Antidepresanların çoğu değişik derecelerde cinselliği baskılar.İstek azalabilir, ereksiyon problemi, orgazm olamama sorunu ortaya çıkabilir. Tedavi bitince bu yan etkiler geçer.Eşinizle her şeyi açık açık konuşun.İnanmıyorsa doktorunuzla konuşturun. "Eşimi mutlu edemiyorum diye ayrı bir stress yaratmayın" bu hastalığınızı olumsuz etkiler. Aşağıdaki önerilerimden 6. madde hariç bayanlarda yararlanabilir.

    İlaç yan etkilerini azaltmak için
    1-Bol bol deniz mahsülleri yiyin
    2- her gün bir avuç kabak çekirdeği tüketin.
    3-Ginseng çayından günde iki fincan için
    4-hereketli olun.Kahkaha atın.
    5-tahrik edici kokular kullanın.
    6-Haftada bir iki kere ereksiyon sağlayan ilaçlardan alabilirsiniz.(cialis,levitra, viagra, sildegra)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Miralay25 -- 28 Aralık 2012; 22:09:39 >
  • Yapay Zekanın Yanıtı

    DEPRESYON GEÇİRENLER, BİRLİKTE İYİLEŞELİM!

    Depresyonla mücadele eden bireyler olarak, birbirimize destek olmak ve bu zorlu hastalığı yenmek çok önemlidir. Bu platformda bir araya gelerek, deneyimlerimizi paylaşabilir, faydalı bilgiler alabilir ve iyileşme yolunda karşılıklı olarak destek olabiliriz.

    Depresyonun Belirtileri ve Tedavisi

    Depresyon, kişilerin duygudurumunu, düşüncelerini ve davranışlarını olumsuz yönde etkileyen bir ruh sağlığı durumudur. Bazı yaygın belirtiler şunlardır:

    • Sürekli üzüntü veya boşluk hissi
    • İlgi ve zevk kaybı
    • İştah veya uyku düzeninde değişiklikler
    • Konsantrasyon ve karar vermede zorluk
    • Suçluluk veya değersizlik duyguları
    • Yineleyici ölüm veya intihar düşünceleri

    Depresyonun tedavisi kişiye özeldir ve genellikle psikoterapi, ilaçlar veya her ikisinin bir kombinasyonunu içerir. Seçenekleriniz hakkında bir tıp uzmanıyla konuşmak önemlidir.

    Depresyon Tedavisinde Kullanılan İlaçlar

    Depresyon tedavisinde kullanılan birçok farklı ilaç vardır. İşte bazı yaygın olanlar:

    • Nervium 5 mg: Serotonin geri alım inhibitörüdür (SSRI) ve depresyon ve anksiyete semptomlarını hafifletmek için kullanılır.
    • Sefal Fort: Nonsteroid antiinflamatuar ilaçtır (NSAID) ve ağrı ve iltihabı azaltmak için kullanılır.
    • Tranko Buskas: Benzodiazepindir ve anksiyete ve panik atak semptomlarını hafifletmek için kullanılır.

    İlaç tedavisi için doktorunuza danışmanız çok önemlidir. Hangi ilaçların sizin için uygun olduğuna ve dozların nasıl ayarlanacağına yalnızca onlar karar verebilir.

    Tedavide Destek ve Kaynaklar

    Depresyonla mücadele ederken destek almak çok önemlidir. Ailenizle ve arkadaşlarınızla konuşabilir, bir destek grubuna katılabilir veya bir terapistten profesyonel yardım alabilirsiniz. Ayrıca çevrimiçi forumlar ve web siteleri yoluyla diğer depresyon geçiren kişilerle bağlantı kurabilirsiniz.

    Umutsuzluğa kapılmayın. Depresyon tedavi edilebilir bir durumdur. Doğru tedavi ve destekle hastalığınızı yenebilir ve daha mutlu, daha sağlıklı bir hayat yaşayabilirsiniz. Birlikte bu zorlu yolda ilerleyelim ve birbirimize güç verelim.

    Yapay Zekanın Yanıtını Genişlet
  • cipralexi gece yatarken al uyku yapar mutluluk hapıdır mutluluk verir ben 2 yıldır aralıklı kullanıyorum işe yaradığını söyleyebilirim



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Esposito Bandolero -- 28 Aralık 2012; 21:35:05 >
  • Xanax genellikle panik atak için kullanılıyor. Uyku durumuna soktuğu için kullanmadığın zamanlarda boktan bir durum içinde olursun. Bağımlılık yapıyor kısaca söylemek gerekirse.
    Cipralex ise bildiğin antidepresan. Sürekli esnetir. Sosyal anksiyete için yaygın olarak kullanılıyor. Esnetmek bi yana gerçektende işe yarıyor. Yine de uzun süreli kullanım gerekir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Atalay`

    Xanax genellikle panik atak için kullanılıyor. Uyku durumuna soktuğu için kullanmadığın zamanlarda boktan bir durum içinde olursun. Bağımlılık yapıyor kısaca söylemek gerekirse.
    Cipralex ise bildiğin antidepresan. Sürekli esnetir. Sosyal anksiyete için yaygın olarak kullanılıyor. Esnetmek bi yana gerçektende işe yarıyor. Yine de uzun süreli kullanım gerekir.
    uyku sorunun varsa remeron öneririm.ama öbür türlü bırak gardaş o ilaçlar insanı salaklaştırır ya.ben de antidepresan sinir ilacı ve daha birçok ilaç kullanıyordum ama kafada bitirdim.sadece remeron alıyorum o da uyku için öbür türlü imkanı yok.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Miralay25

    losiram kullanan var mı beyler
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Atalay`

    Xanax genellikle panik atak için kullanılıyor. Uyku durumuna soktuğu için kullanmadığın zamanlarda boktan bir durum içinde olursun. Bağımlılık yapıyor kısaca söylemek gerekirse.
    Cipralex ise bildiğin antidepresan. Sürekli esnetir. Sosyal anksiyete için yaygın olarak kullanılıyor. Esnetmek bi yana gerçektende işe yarıyor. Yine de uzun süreli kullanım gerekir.

    Daha önce doktor prozac vermişti daha sonra başka doktora gittim cipralex ile xanax yazdı daha mı iyi oldu yoksa prozac mı iyi gelir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Miralay25

    quote:

    Orijinalden alıntı: Atalay`

    Xanax genellikle panik atak için kullanılıyor. Uyku durumuna soktuğu için kullanmadığın zamanlarda boktan bir durum içinde olursun. Bağımlılık yapıyor kısaca söylemek gerekirse.
    Cipralex ise bildiğin antidepresan. Sürekli esnetir. Sosyal anksiyete için yaygın olarak kullanılıyor. Esnetmek bi yana gerçektende işe yarıyor. Yine de uzun süreli kullanım gerekir.

    Daha önce doktor prozac vermişti daha sonra başka doktora gittim cipralex ile xanax yazdı daha mı iyi oldu yoksa prozac mı iyi gelir.

    Prozac'ın plasebo olduğunu söyleyen bir çok insan var. Ha, illa ki bir etkisi vardır. Ama bünyeden bünyeye fark var. Xanax bünye filan dinlemez her türlü işler. Tabi tarife göre kullanmak en iyisi.
    Cipralex hissettiriyor kendini ya. Tek başına prozac aldığında değişen bir şey olmuyor ancak cipralex alınca bünyende bir etki olduğunu farkediyorsun.
    Ayrıca Prozac'ı reçetesizde alabilirsin, xanax mümkün değil
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kukaraça

    losiram kullanan var mı beyler

    Alıntıları Göster
    Beyler doktorun vermediği ilaçları siz kendi kafanıza göre sakın kullanmayın. Ciddi anlamda söylüyorum, çok farklı etkileri ortaya çıkabiliyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: NuTeRX

    Beyler doktorun vermediği ilaçları siz kendi kafanıza göre sakın kullanmayın. Ciddi anlamda söylüyorum, çok farklı etkileri ortaya çıkabiliyor.

    Alıntıları Göster
    ben panik atak nedeni ile 1 yıldır devamlı bahsi geçen 2 ilacıda kullanıyorum.
    bana istedğin soruyu pm ile ulaştırabilirsin..
    xanax ı gerektiği zaman al gün aşırı içilmemesi gereken bir ilaç.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hyundai Motor Company

    ben panik atak nedeni ile 1 yıldır devamlı bahsi geçen 2 ilacıda kullanıyorum.
    bana istedğin soruyu pm ile ulaştırabilirsin..
    xanax ı gerektiği zaman al gün aşırı içilmemesi gereken bir ilaç.

    XANAX Uyku amaçlı içilebilirmi ? yatmadan önce 5-10 dakika önce falan. Bu ilacı içtiğinizde bünye kaçıncı kullanışta alıştı
    uykusuz gezme durumuna ?kaç gün sürdü ?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Miralay25

    quote:

    Orijinalden alıntı: Hyundai Motor Company

    ben panik atak nedeni ile 1 yıldır devamlı bahsi geçen 2 ilacıda kullanıyorum.
    bana istedğin soruyu pm ile ulaştırabilirsin..
    xanax ı gerektiği zaman al gün aşırı içilmemesi gereken bir ilaç.

    XANAX Uyku amaçlı içilebilirmi ? yatmadan önce 5-10 dakika önce falan. Bu ilacı içtiğinizde bünye kaçıncı kullanışta alıştı
    uykusuz gezme durumuna ?kaç gün sürdü ?

    xanax uyku yapıyor evet doğru ama ben hiçbirzaman bağımlısı olmadım.
    içmediğim günlerde de hiç uykusuzluk yaşamadım.
    fakat ilk içişte beni yatağa yapıştırmıştı.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hyundai Motor Company

    quote:

    Orijinalden alıntı: Miralay25

    quote:

    Orijinalden alıntı: Hyundai Motor Company

    ben panik atak nedeni ile 1 yıldır devamlı bahsi geçen 2 ilacıda kullanıyorum.
    bana istedğin soruyu pm ile ulaştırabilirsin..
    xanax ı gerektiği zaman al gün aşırı içilmemesi gereken bir ilaç.

    XANAX Uyku amaçlı içilebilirmi ? yatmadan önce 5-10 dakika önce falan. Bu ilacı içtiğinizde bünye kaçıncı kullanışta alıştı
    uykusuz gezme durumuna ?kaç gün sürdü ?

    xanax uyku yapıyor evet doğru ama ben hiçbirzaman bağımlısı olmadım.
    içmediğim günlerde de hiç uykusuzluk yaşamadım.
    fakat ilk içişte beni yatağa yapıştırmıştı.

    Alıntıları Göster
    ciddi bir trafik kazaası geçirdim ve arkdaşım yanımda öldü.6 ay geçti üzerinden fakat psikolojik etkileri şimdi ortaya çıktı.doktora gittim.anafranil ve xanax verdi sabah ve akşam.bunların yanında modiodal kullansam bişey olmaz heralde
  • quote:

    Orijinalden alıntı: beter-böcek

    ciddi bir trafik kazaası geçirdim ve arkdaşım yanımda öldü.6 ay geçti üzerinden fakat psikolojik etkileri şimdi ortaya çıktı.doktora gittim.anafranil ve xanax verdi sabah ve akşam.bunların yanında modiodal kullansam bişey olmaz heralde

    Alıntıları Göster
    Bu nasıl makaledir, doktora tezi gibi olmuş resmen. Yazanın eline sağlık.

    Benim sormak istediğim DH kullanıcıların çoğu gibi ben de oyun hastasıyım. Ancak çalışan 35 yaşında bir yetişkin olarak haftada en fazla 12-14 saat oynayabiliyorum. İşten yorgun eve gelindiğinde kafa dağıtmak için 1-2 saat de olsa oyun oynamak depresyonu tetikler mi? Kısa yada uzun süre oyun oynamak insan psikolojisine bir zararı var mıdır?Bununla ilgili forumda çok tartışmalar döndü. Yine işin uzmanına sormak en iyisi
  • quote:

    Orijinalden alıntı: BiyikliJedi

    Bu nasıl makaledir, doktora tezi gibi olmuş resmen. Yazanın eline sağlık.

    Benim sormak istediğim DH kullanıcıların çoğu gibi ben de oyun hastasıyım. Ancak çalışan 35 yaşında bir yetişkin olarak haftada en fazla 12-14 saat oynayabiliyorum. İşten yorgun eve gelindiğinde kafa dağıtmak için 1-2 saat de olsa oyun oynamak depresyonu tetikler mi? Kısa yada uzun süre oyun oynamak insan psikolojisine bir zararı var mıdır?Bununla ilgili forumda çok tartışmalar döndü. Yine işin uzmanına sormak en iyisi

    Alıntıları Göster
    Kaç aydır citol kullanıyorum hiçbir etkisini görmedim. Gene mutsuzum gene mutsuzum...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Betonaoturmaüsütürsün

    Kaç aydır citol kullanıyorum hiçbir etkisini görmedim. Gene mutsuzum gene mutsuzum...

    Alıntıları Göster
    Sosyal fobim var insan içine çıkınca kalp çarpıntısı aşırı terleme titreme oluyor.Dideral kullanmıştım bir ara iyi gelmişti sonra bıraktım,şimdi kendi düşüncelerimle yok etmeye çalışıyorum fakat pek işe yaramıyor.
  • Size depresyon için sarıkantoron kapsül öneririm geçen sene çok faydasını gördum . Solgar markasının aldım. Çayından daha etkili kimyasal denemeden önce bunu deneyin belki şifa olur.
  • KONU OZEL DE GRUP KURALİM.

    NE DERSİNİZ?

    BEN ACABİLİRİM.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-7CF63EEE8 -- 17 Mart 2014; 15:52:35 >
  • Takip konu ölü.
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.