Digitürk Ekonomik sorunlarla boğuşuyor..

s.volkan

Yarbay

14179 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Digiturk zorda mı?

Medya sitesi Medyaradar bugün Digitrük’te maaş krizi olduğunu duyurdu. Medyaradar’a göre, kanalların yüzü olan onlarca sunucuya ödemeleri üç aydır yapılmadı, kuaför ve makyaj ekiplerine malzemeleri alınmadı

İktidarın propaganda hırsını tatmin etmek için kendine yakın işadamlarına satın aldırdığı medya şirketlerindeki ticari işlemlerin gizemi ve kuraldışılığı bugünlerde vaka-i adiyeden sayılıyor.

Örneğin Demirören Grubu’nun Hürriyet, Kanal D ve CNNTurk’ün de aralarında bulunduğu Doğan Yayın Grubu’na ait kuruluşları, doğrudan AKP’nin kontrolünde olan kamu kurumu Ziraat Bankası’ndan çok cazip şartlarda çektiği krediyle satın alması öyle uzun uzadıya tartışılan ya da şok yaratan bir durum olamıyor.

Ya ortadaki çarpıklığı yazacak medya kuruluşlarının çok aza inmesi, ya da AKP’nin OHAL süreciyle toplum ve muhalefet üzerinde pekiştirdiği korku iklimi, normalde tarihsel ölçekte ekonomik ve siyasi skandallar sayılması gereken bu tip işlemlerin etki düzeyini düşürüyor.

Belki de sebep daha basit olabilir… Kanıksanmış bir alışkanlıktır, AKP’nin iktidar serüveni içinde medya ile olan grift ilişkileri. Yine de Kıbrıslı İşadamı Ali Sefa Özmen’in 2006’da Uzan Grubu’ndan el konan Star Gazetesi’ni TMSF’den almasıyla başlayan ve ülkedeki tüm medya gruplarının ele geçirilmesine uzayan AKP’nin medya yayılmasında bir örnek diğerlerinden çok daha büyük bir gizem taşıyor. O da, satılması için milli güvenli kapsamındaki medya kanunlarında değişiklik yapılan, ihalesiz ve bedeli gizli olarak Katarlı yatırımcılara devredilen Digiturk.

Türkiye’nin en büyük dijital yayın platformu olan ve 2013 yılında Çukurova Grubu’nun borçları nedeniyle TMSF tarafından el konulan şirket, iktidara, özellikle orta ve üst gelir grubu vatandaşların TV izleme alışkanlıklarının kontrolünde önemli bir avantaj sağlıyor.

Yayınları beğenilmeyen TV kanallarının yerleri değiştirilebiliyor ya da büsbütün platformdan çıkartılabiliyor. Platformda kalabilme baskısı birçok kanalda otosansürün hızla filizlenmesine neden oluyor.

Platform resmi olarak PSG Futbol Takımı’nın da sahibi olan Katarlı Şeyh Nasser Al-Khelaifi’ye ait Bein Media Group üzerinde görülüyor. İktidarın Katar’la olan ilişkileri göz önünde bulundurulduğunda Digiturk’ün siyasi pozisyonunun menşei bir gizem sayılmaz.

Öte yandan bugünlerde bu harika kutu için ekonomi dünyası kulislerinde kara bulutlar dolaşıyor.Türkiye’yi kasıp kavuran piyasalardaki yangından Digiturk’ün de payını almış olabileceği gerçeğini akıllara getirmiyor değil. Kuşkusuz bunlar içinde en önemlisi de Digiturk’ün rekor fiyatla kazandığı Süperlig ve Birinci Lig yayın ihalesinden sonra yaşananlar.

Digiturk, Çukurova’nın sahibi olan Mehmet Emin Karamehmet yönetimindeyken yapılan Süper Lig yayın ihalelerinde ya rakip yokluğu ya da yönetim becerisinin etkisiyle son derece cazip fiyatlarla maç yayınlama haklarını elde etti.

Türkiye’nin en sevilen sporunda elde edilen bu naklen yayın tekeli sayesinde platform hem geniş kitlelere yayılma imkanı buldu, hem tanınırlığı arttı hem de ulaştığı hedef kitlenin yüksek gelir düzeyinden faydalanarak ek paketler satma imkanıyla geniş bir medya yelpazesine kavuştu.

Digiturk TMSF’ye el konmadan önce 2010 yılında yapılan 4 yıllık Süper Lig yayın ihalesini 321 milyon art KDV yani yıllık 379 milyon dolar bedelle kazandı. Yaklaşık 20 milyon dolar yayın gideri olduğu düşünüldüğünde yıllık futbol harcaması 400 milyon dolar ediyordu. İhaleyi kazandığı tarihte Digitürk’ün kullanıcı sayısı 2.1 milyon düzeyindeydi. İhalenin bitim tarihi olan 2014 sonunda furtbola yapılan yatırım karşılığını vermiş, Digiturk’ün toplam kullanıcı sayısı 3.3 milyonun üzerine çıkarak rekor kırmıştı.

TMSF’nin 2013’te Digiturk’e el koyması nedeniyle 2015 yılında yapılması gereken yeni futbol yayın ihalesi ertelendi. Digiturk eski sözleşmenin hükümleriyle devam etti. 2016 yılının Haziran ayında ise platform bir gece yarısı operasyonuyla daha önce de söylediğimiz gibi ihalesiz ve bedeli gizli olarak Katarlı Bein Sport’a devredildi. Bundan sonra da Digitürk’ün ekonomik gerçeklikten kopuşu başladı.

Kasım 2016’da yapılan yayın ihalesinde Doğan Grubu’na ait D-Smart’la yarışa giren Digitürk masadan yıllık 500 milyon artı KDV gibi rekor bir fiyat vererek zaferle ayrıldı. Bu rakam 20 miyon dolarlık ortalama naklen yayın giderleri de eklendiğinde yıllık ücretin 610 milyon dolarla bir gece önceki fiyata göre dolar bazında yüzde 52.5 oranında artması anlamına geliyordu. Oysa ihaleden sadece 6 ay önce Hürriyet Gazetesi’ne bir röportaj veren dönemin Digiturk CEO’su Ümit Önal, şu sözleri kullanmıştı:

‘Türkiye’de futbola ilgi azaldı. Böyle devam ederse yeni yapılacak yayın ihalesinde 400 milyon dolara ulaşmak zor. İhalenin ocak ayında yapılması gerekiyor. Ancak henüz TFF mi yapacak, yoksa Kulüpler Birliği mi yapacak bu bile belli değil’

Türkiye’de futbola ilginin azaldığını söyleyen ve 400 milyon dolar yıllık yayın masrafının kendilerini zarar soktuğunu söyleyen bir şirket yöneticisinin kısa süre sonra yapılan ihalede fiyatı yüzde 50 artırarak masadan kalkması nasıl bir mantık hesap etmek güç. Ancak iktidar medyasındaki diğer örneklerde de ekonomik gerçekliklerin ön planda olmadığı da bir gerçek. Zaten Sabah Grubu’nun eski reklam koordinatörü olan ve bir dönem el konan İpek Medya Grubu’nda kayyumluk da yapan Önal bu ihaleden günler sonra Katarlılar’la fikir ayrılığını öne sürerek Digiturk’ten ayrılıp T.Telekom’a geçti.

Öte yandan Digitürk naklen yayın ihalesine dolar yani döviz bazında ödeme yaparken, abonelik bedelleri yani satışlarının yüzde 90’ı TL bazında. Bu da şirketin bugünlerde zor duruma düşme iddialarını gündeme getiren problemin baş nedeni olarak gösteriliyor. 2016 Kasım başında yıllık 400 milyon dolar yani o günkü kurlara göre 1.24 milyar lira futbol harcaması yapan şirketin masrafları bugünkü kurlara göre 2.5 milyar lira düzeyinde. Yani yüzde 100’lük bir artış var. Tabii olumsuzluklar bununla da bitmiyor:

Tablo yayın ihalesi fiyatındaki artış ve kur farkı nedeniyle futbol masrafları iki katına çıkan Digiturk’ün aynı zamanda büyük bir abone bunalımı yaşadığını da gösteriyor. BTK verilerine göre şirket Katarlı Gruba geçtikten sonra yarım milyon kullanıcı kaybetmiş. Abone kaybında özellikle yurtdışı kullanıcılarda önemli bir düşüş görülürken bu şirketin döviz üretim kapasitesini azalttığı için kur farkı zararlarının hafifletilmesi, konusunda ayrıca bir olumsuz etki yaratıyor. Rakamlar Digiturk hakkında ortaya atılan dedikoduların hiç yoktan çıkartılmadığını gösterir nitelikte. Tabii bu durum zaten en büyük kulüpleri iflas noktasına gelen Türk futbolu için de hayati bir önem taşıyor.

BlackLead

Yarbay

16803 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

AMC

Bölüm Yetkilisi

17120 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

GoldenParsTR

Binbaşı

1819 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Saint Ralph

Yarbay

3399 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

maxplanck

Yüzbaşı

444 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

maxplanck

Yüzbaşı

444 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

gecem1903

Yüzbaşı

508 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

ipli jeton

Yarbay

7004 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Digitürk Ekonomik sorunlarla boğuşuyor..

Benzer içerikler