|
Bildirim
|
Siz hakkaten ateistlerin yaptığı eylemlerin arkasında 'iyiliğin salt kendisi'nden başka bir motivasyon olmadığını falan mı sanıyorsunuz?
Cennet ve cehennem, tüm şâşâsıyla zihinlerde somut bir şekilde ödül/cezanın en büyük temsilcisi olarak yer edinmiştir, bu doğru. Fakat bu ödül/ceza umudu/korkusuyla, kulun acizliğinin ve haddinin farkında olarak yaptığı her eylem, ateistin 'bu eylemin ve yardımın sahibi benim ve sana 'karşılıksız' lutfediyorum!' tutumundan hayırlıdır. Bu bir çeşit Tanrı olmak iddiasıdır. Karşılıksız herhangi bir şey yapabilecek şekilde, yüce bir varoluşa sahip olduğunu zannetmektir. Hatta iyiliği kendisinin yaptığını söyleyecek kadar da kibirli olmaktır. Öte taraftan kendi nefsinin nasıl işlediğinin farkında olup, yaptığı iyiliği bile kendisine Allah'ın lutfettiğinin bilincinde olan birinin, 'ben karşılık beklemiyorum' kibri içinde olması mümkün değildir. Ancak karşılıkların en yücesi olan, O'nun rızasını umması düşünülebilir. |
Temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp aynı konuyu açmaktan daha kötü değil
|
|
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
< Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı > |
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-E57029DB9 -- 27 Nisan 2019; 13:36:50 > |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|