Şimdi Ara

Dünya Petrol Krizi - Peak Oil (16. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
3.089
Cevap
40
Favori
189.973
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1415161718
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Bende Zizim Bey'e katılıyorum bir konuda. Vezir Bey'in belirttiği hidrojene geçiş sürecinin de sınırlı olacağını düşünüyorum özellikle otomotivde. Tesla Motors firması yeni elektrikli aracını duyurdu. Menzil 450 kmye ulaşmış durumda. Otomotiv piyasasındaki geçiş sürecinde elektriğin avantajı var. Elektrikli aracınızı direk prize takabileceksiniz. Ama hidrojen için yatırım yapmanız gerekecek. Yenilenebilir enerji kaynakları ise en çok otomotiv sektörüne yararı olacak gibi. Çünki rüzgar ve güneş enerjisinden ürettiğiniz elektrik malesef kalitesiz ve ulusal elektrik şebekesi açısından da sakıncası büyük. Fakat elektrikli araçlardaki bataryaları doldurmak için ise bulunmaz bir nimet. Bataryalarda DC akım geçerli olduğu için de kalitesiz elektrik sorunu da ortadan kalkıyor. Tahminim gelecek yıllarda yenilenebilir enerji yatırımlarının olduğu bölgelere batarya dolum fabrikaları kurulacağı yönünde.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi elysion -- 31 Mart 2009; 12:49:49 >




  • Abd'de Fisker gibi araçlarda var Tesla'ya rakip. Tasarımlarıda süper, iğrenç tasarım yapmıyorlar. Aslında 1996'da Gm Ev1 adlı aracı diri diri toprağa gömmese idi böyle olmazdı belki daha erken çıkabilirdi Tesla gibi tasarımlar..

     Dünya Petrol Krizi - Peak Oil



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Fleetwood1991 -- 31 Mart 2009; 14:26:15 >
  • elinden geldiğince yanıt vermeye çalışayım,

    1-Hidrojen enerji kaynağıdır,ancak elde edilmesi için enerji harcanması gereklidir.Yakılma işi fuel cell yoluyla olursa verim çok yüksek olacaktır
    2-yakıt hücresini üretmenin elbette bir maliyeti vardır üretimin temel birimi maliyettir ancak bir değil değişik katagorilerde yakıt hücreleri vardrı ki işin içine girince en makul olanına yatırım yapmak esastır

    3-yakıt hücresinde platin kullanma zorunluluğu gibi birşey yoktır çünkü birok tipi vardır değişik olanları da geliştirilmesi muhtemeldir.

    4- hidrojenin depolanması konusu ayrı bir başlıktır çeşitli alternatifleri vardır bu konuda araştırma yapılınca nano teknolojilerden tutun da hibrit sistemlere kadar oldukça eni şir yelpaze vardır ben oyumu türkiye için bor mineraline kullnıyorum.

    5-Boru hatları sistemi inşa etmemiz gerekecek olabilir.Ancak sevk edeceğimiz şey hidrür olacaktır Yani uzun konu sonra güzelce açıklarım. Bilmeniz gereken hidrojen çeşitli eleementele yedirilerek küçük atom işinden faydalanılmakta ve patlama riski yok olmaktadır siz sulu çözelti gibi hidrür olarak sevk edeceksiniz. Bu konuda veziroğlunun yayınlarını araştırınız.

    6- enerjiyi direk kullanmak uygun değildir bir zorunluluk yüzünden bu yapılmaktadır. Çünk üfazla elektrik üretirseniz hidrojen olmadan depolamanız imkansızdır. halbuki fazla veya peak elektrik üretimini hidrojen olarka depolarsanız istediğiniz zaman kullnırsınız bir de atık ısı çıkar ki faydası zaten bunun içindedir. Ekzotermik reaksiyo ısısı ile evinizi ısıtır kalan kısmı elektrik için kullanılır. yani şöyle verimliliği düşününüz , evinizdeki elektriği kullnırken veya üretilirken ısı havaya uçup gitmektedir. vHalbuki evde bu sistem ile hidrojeni kullnırsanız hem elektrik üretir hem de evi ısıtırsınız .

    7-hidrojenin dışarıya kaçması gibi birşey söz konusu değildir çünkü bir sürü depolama çekli mevcuttur Bu konuyu derinlemesine anlatacağım.
    Siz bir kartuş alacaksınız ve bunu hidrojen ile dolduracaksınız(doldurmak için gereken enerjiyi yenilenebilir kaynaklardan elde edeceksiniz dolayısıyla bedavaya geliyor) sonra
    elektrik gerektiğinde sistemi çalıştırıp hidrojeni geri alacaksınız ve evi ısıtacaksınız saklı enerji açığa çıkacak ama bu sistemde hidroje bir tür taşıyıcı gibi olmaktyadır
    quote:

    Orjinalden alıntı: Zizim

    Vezir hocam,

    Hidrojen ile ilgili çekincelerimi sizlerle paylaşmak isterim. Ben konuyla ilgili sizin kadar bilgili değilim belki beni aydınlatırsınız

    1- Hidrojenin kendisinin bir enerji kaynağı değil, enerji taşıyıcısı olduğunu sık sık okuyorum. Hatta Hidrojen üretilmesi için tüketiminde elde edilecek enerjiden daha yüksek bir enerji kullanıldığını da duyuyorum. Bu durumda H2 üretebilmek için yanlızca yenilenebilir enerji kaynakları kullanıldığında bir esprisi olur sanırım.

    2- Günümüz teknolojisi ile bir yakıt hücresini üretmek için, bu hücrenin kullanım ömrü boyunca üretebileceği enerjinin 2,5 katı enerji gerektiğini okudum. Konuyla ilgili bir bilginiz var mıdır?

    3- Yakıt hücrelerindeki platin zorunluluğu halen mevcutsa peak platinium konusunu ne yapacağız?

    4- H2 bilinen en küçük atomlara sahip olduğundan, günümüz sızdırmazlık elemanları vs ile depolanmasında ciddi sorunlar olduğunu okudum. Sıvı olarak depolandığında ise deponun dışındaki terleme hem deponun hem de çevresinin korozyon durumunda ciddi sıkıntılar yaratıyor. H2 depolamada durum nedir?

    5- Boru hatları ile H2 naklinde altyapıyı nasıl oluşturacağız? Mevcut boru hatlarımız H2 için tasarlanmamış. siz benden daha iyi bilirsiniz ki H2 çelikte kendine has bir korozyon meydana getirmektedir (hidrojen gevrekliği). bu altyapı maliyeti ve süresi nedir? Eğer H2 nakli yerine her lokal bölgede H2 üretim üssü olacaksa bu sistemlerin maliyeti ve enerji girdileri nedir? Dünyada şu anda bu yapıyı üretebilecek kadar maden ve enerji mevcut mudur?

    6- Neden elektriği direkt kullanmak yerine H2 kullanalım? Bunun mantığını gerçekten bir türlü anlayamadım. Yenilenebilir bir enerji kaynağından otomobile H2 olarak geçen sürede Enerji verimliliği %40. Üretilen elektrik Li-ion batarya yardımıyla araçta kullanılırsa verimlilik %93 oluyor.

    7- Moleküler hidrojen bilinen tüm depolardan sızma eğilimi göstermektedir. Bir grup araştırmacının gerçekleştirdiği araştırmaya göre küresel çapta H2 kullanımı sebebiyle gerçekleşecek sızıntılar bir süre sonra ultraviyole radyasyon sebebiyle serbest radikallere dönüşebilir. Bu serbest radikaller ise ozon delinmesinde katalizör görevi görebilirler. Bu konuya ne diyorsunuz?

    Şimdiden teşekkür ederim




  • Vezir açıklamaların için teşekkür ederim. Ben de sen bu konuyu yazdığından beri yerli-yabancı yayınları okumaya çalışıyorum.

    Anladığım kadarıyla hidrojen ekonomisinin destekçileri olduğu kadar, karşıtları da bir hayli fazla. Okuyarak konuyla ilgili daha derin bilgiler edinmeye çalışacağım.
  • merak etmeyin karşıtçıların büyük kısmını petrol firmaları finanse ediyor.
    Her zaman söylerim, bir malın maliyetini hesaplayabilmek için zihinde kurgunun başladığı andan itibaren düşünmek gerekir.şimdi petrol aramaları için ayrılan kaynağın büyüklüğü düşünün sonra bu harcanan ve getirisi garanti olmayan parayla kaç tane rüzgar enerji santrali vegüneş paneli kurulacağını düşünün . hesaplayın göreceksiniz ki sonuçta hidrojene geçiş daha hesaplı çıkacaktır. Ayrıca yine okuduğum kaynaklarda petrolün çıkarılmasıve rafinerisi esnasında çevreye yapılan tahribatın giga joule bşına 8,25usd 1986 verilerine göre tahribatı vardır ki bugun bu tahribat belki 2-3 kat değerine çıkmıştır .Çünkü dünya kışları birçok yörede dahasoğuk geçemekte ve yaktı tüketimleri artmaktadır ayrıca dünyageri dönüşüolmayan bi noktaya doğru hızla ilerlemektedir.
    quote:

    Orjinalden alıntı: Zizim

    Vezir açıklamaların için teşekkür ederim. Ben de sen bu konuyu yazdığından beri yerli-yabancı yayınları okumaya çalışıyorum.

    Anladığım kadarıyla hidrojen ekonomisinin destekçileri olduğu kadar, karşıtları da bir hayli fazla. Okuyarak konuyla ilgili daha derin bilgiler edinmeye çalışacağım.








  • Hidrojen ile petrol&doğalgazı kıyaslamak istiyorum, bildiğim kısmi bilgilerle..

    1-)

    Petrol ve doğalgaz birincil enerji kaynağıdır, üretilmezler, çıkarılırlar, doğada hazır halde bulunurlar, çıkarma maliyetleri varil başına yaklaşık 10 dolar olmaktadır..

    Hidrojen birincil enerji kaynağı değildir, doğada saf halde bulunmadığından üretilmesi gerekir, üretim maliyeti ise bugünkü koşullarda oldukça yüksektir. Nükleer enerji, güneş enerjisi ön plana çıkan çözümlerdir.

    2-)

    Petrol ve doğalgazın istasyonlara ve araba depolarına taşınmasında lojistik maliyetleri ve güvenlik maliyetleri vardır, petrolün ve doğalgazın ateş haricinde başka bir şekilde tepkimeye girme durumu yoktur, düşük maliyetle güvenlik sağlanabilmektedir.

    Hidrojenin oksijen ile buluşması durumunda tepkimeye girme durumu vardır, bu da hidrojenin bir metale bağlı ya da saf halde depolanma çözümünü ortaya çıkarmaktadır, güvenlik ve maliyet sorunları oldukça yüksektir..

    Bu iki sorun halledilirse hidrojenin ticari olarak kullanımı başlar, ama bu iki sorun da baya önemli..

    Nükleer enerji ile üretilip, bor-hidrür olarak depolanması ve kullanılması bana en yakın çözüm olarak geliyor..

    Ama bu teoride böyle iken pratiğe bunu dökmek 20 seneyi alabilir..

    Öte yandan nükleer enerjide peak-uranyum geldiğinde ne olucak o da sanırım bir muamma..

    En iyisi güneş ve rüzgar enerjisi bence..




  • quote:

    Öte yandan nükleer enerjide peak-uranyum geldiğinde ne olucak o da sanırım bir muamma..
    Toryum santrallarına geçilecek, nükller enerji açısından kısa vadede bir sarun yokama atıklar çok çok ciddi problem.Özellkle bir deprem yanardağ patlaması gibi şeyler uzun yıllar sonra olursa büyük bir çevre felaketi olabilir.

    şu an için evlerimde hemen kullnılmaya başlayacak rüzgar türbinlerive elektrik üreten panneler ile uzun vadede hidroje üretip bunu metal hidrür ile kullnacak sistemlere geçmemiz gerekiyor. Benim için 20-30 yıl kısa süre ama belki bu süreyi yaşamamış olnlar için çok uzak bir gelecek gibi düşünülebilir. Daha çeyrek yüzyıldan biraz önce UZAY 1999 diye bilim kurgu dizisi vardı , şnanlar dünyayı terk etmiş ayda yaşıyorlar idi. O zamanlar ne kadar uzak bir gelecek gibi gelirdi ancak bugun çok yakın olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum.

    Bu tür sistemler daha geliştirilme aşamasında olduğu için verim açısından ciddi generasyon geçişleri olacaktır. Yine bekleyip treni kaçırmaktansa biraz yatırım yaparak bu dünyanın artılarından yararlanarakhem çevremizi hemd e dünyamızı korumuş oluruz.

    bugun satın alabilceğimiz sistemler ile alaklı bilim kurgu senaryoları gibi konuşmak istemiyorum, bir iki örnek vermek isterim.

    http://www.hydrogenappliances.com/Hornet1000.html

    http://www.hydrogenappliances.com/

    http://www.hydrogenappliances.com/batteryregulator.html

    http://www.hydrogenappliances.com/test.html




  • rüzgarınız kışın bol ve evi ısıtmak mı istiyorsunuz işte size çözüm , bu sistemi ek olarak evin yakınına deniz gören bir yere kurun önceden rüzgar ölçümlerinizi yapın ,direk olarka tankdaki suyu ısıtın aracı kullanmayın bataryalara falan gerek yok , eksik kalanı klasik sistem ile tamamalarsınız fazla gelirse komşunuza boru çekin o da bundan yararlansın sistemi büyütürken artıkkatkısını sermaye olarak istersiniz. yani siz çözüm isteyin yeter aslında çoğu mevcut ama bir rahatımızı bozmayız diyenlere birşey diyemem herşey bir seçimdir aslında .doğalgaz şimdi görece olarak ucuz yarın fiyatı artarsa millet ne yapacak acaba...

    http://www.hydrogenappliances.com/Hornet600_HOT_WATER.html

    http://www.ruzgarenerjisibirligi.org.tr/images/tr_ruzgar_atlasi_buyuk.jpg



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vezir -- 1 Nisan 2009; 16:08:46 >




  • konuya girince işin boyutunun anlatılanlardan daha geniş olduğu görülecektir .Mesela direk güneş kullnılarak yapay fotosentez metodu ile fotokonversiyon yapılabilir. Ama öncelikle bu işi öğrenmek isteyenlere eksileri veartılarını göstermek için bir link veriyorum

    http://www-formal.stanford.edu/jmc/progress/hydrogen.html


    http://gcep.stanford.edu/research/factsheets/artificial_photo.html

    evet hidrojen üretim metodları konusu halen gelişim safasındadır ancak büyük adımlar da atılmakla beraber işler yavaş ilerliyr mesela stanford üniversitesinden Prof Prinz son makalesine göz atarsak nano parçacıklar kullnılarak büyük bir üretim maliyeti düşüşü konusunda sinyal verilmektedir.

    http://gcep.stanford.edu/research/factsheets/micro_electrochemistry.html



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vezir -- 1 Nisan 2009; 16:33:58 >




  • Bu sistemi daha önce duymuştum, hakikaten dikkate değer bir sistem. Batarya ve dönüştürücü gibi yüksek maliyetli elemanlardan kurtarıyor. Ayrıca asenkron generatör de kullanılabildiğinden rüzgar türbininin maliyeti de azalıyor.



    quote:

    Orjinalden alıntı: vezir

    rüzgarınız kışın bol ve evi ısıtmak mı istiyorsunuz işte size çözüm , bu sistemi ek olarak evin yakınına deniz gören bir yere kurun önceden rüzgar ölçümlerinizi yapın ,direk olarka tankdaki suyu ısıtın aracı kullanmayın bataryalara falan gerek yok , eksik kalanı klasik sistem ile tamamalarsınız fazla gelirse komşunuza boru çekin o da bundan yararlansın sistemi büyütürken artıkkatkısını sermaye olarak istersiniz. yani siz çözüm isteyin yeter aslında çoğu mevcut ama bir rahatımızı bozmayız diyenlere birşey diyemem herşey bir seçimdir aslında .doğalgaz şimdi görece olarak ucuz yarın fiyatı artarsa millet ne yapacak acaba...

    http://www.hydrogenappliances.com/Hornet600_HOT_WATER.html

    http://www.ruzgarenerjisibirligi.org.tr/images/tr_ruzgar_atlasi_buyuk.jpg




  • voltajı sabit tutumak gerekmiyorsa zaten herşey ısıya dönüşecek prensip bu olmalı , su ise ısı trasnferini kontrol altında tutuyor. Düşünsenize kıyı bölgelerinde çanakkale çeşme gibi yerlerde devamlı rüzgar olur , dolayısı ile kışın buraları ısıtmak için daha çok para harcamanız gerekir, çünkü rüzgar hele bir de soğuksa içeriyi anında buz kestirir. Çok iyi izolasyon yapılması lazım. halbuki evin çatısına veya sağlam direklere bir pervane koy saatte 500 watt ile bile ısıtsa cidd ibir destek demektir. Çünkü evlerin ısıma eğrisi diye bir konu vardır her saat aynı peak değerde ısıya ihtiyacımız olmaz. Bu sistem ile gündüz eenrjiyi depola hele bir de güneş varsa önerdiğim güney dönüştürücüsü ile ısıyı em (vs vs...) sonra akşam güneş gidince biriktirdiklerini harca rüzgar esiyorsa ısıtmaya devam .Kalanını ise ikinci tank ısıtıcısını devreye ototmatik olarak sokan bir sistem ile hep eviniz sıcak kalsın. Yazın da tersi mümkün soğutma için biraz daha karışık sistem var ama problem değil. Bizim en büyük problemimiz devamlı bir kaynak bulmak ve evi ısıtmak .
    quote:

    Orjinalden alıntı: elysion

    Bu sistemi daha önce duymuştum, hakikaten dikkate değer bir sistem. Batarya ve dönüştürücü gibi yüksek maliyetli elemanlardan kurtarıyor. Ayrıca asenkron generatör de kullanılabildiğinden rüzgar türbininin maliyeti de azalıyor.



    quote:

    Orjinalden alıntı: vezir

    rüzgarınız kışın bol ve evi ısıtmak mı istiyorsunuz işte size çözüm , bu sistemi ek olarak evin yakınına deniz gören bir yere kurun önceden rüzgar ölçümlerinizi yapın ,direk olarka tankdaki suyu ısıtın aracı kullanmayın bataryalara falan gerek yok , eksik kalanı klasik sistem ile tamamalarsınız fazla gelirse komşunuza boru çekin o da bundan yararlansın sistemi büyütürken artıkkatkısını sermaye olarak istersiniz. yani siz çözüm isteyin yeter aslında çoğu mevcut ama bir rahatımızı bozmayız diyenlere birşey diyemem herşey bir seçimdir aslında .doğalgaz şimdi görece olarak ucuz yarın fiyatı artarsa millet ne yapacak acaba...

    http://www.hydrogenappliances.com/Hornet600_HOT_WATER.html

    http://www.ruzgarenerjisibirligi.org.tr/images/tr_ruzgar_atlasi_buyuk.jpg






  • İlk Hidrojen dolum tesisimiz yapılıyormuş..

    quote:

    Bakan Güler: Enerjide bağımsızlık savaşında Türkiye de var
    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, artık enerjide Türkiye'nin de bulunduğunu belirterek, ''Enerji bağımsızlığı savaşında Türkiye de varlığını dünyaya duyuruyor'' dedi.

    Bakan Güler, Uluslararası Hidrojen Enerjisi Teknolojisi Merkezi (ICHET) ile İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş'nin (İDO) işbirliğiyle başlatılan ve Türkiye'de ilk pratik uygulamasının İDO'nun Yenikapı merkez binasında yapıldığı yakıt pili projesi ile ICHET'in diğer projelerinin tanıtıldığı törene katıldı.

    Tanıtımı yapılan projelerle Türkiye'de hidrojen dönemini başlattıklarını ifade eden Güler, ''5 muhteşem somut eser var. Bu, enerji bağımsızlık savaşının en önemli hareketi'' dedi.

    Gezici Hidrojen Evi Projesinin, tamamen yerli enerji kaynaklarını kullanarak enerjisinin sağlandığını belirten Güler, evin TEDAŞ veya BOTAŞ'tan enerji almadan kullanılabildiğini anlattı.

    Projelerin çevreci uygulamaların en güzel örnekleri olduğunu ifade eden Güler, ''Laf değil, eser konuşuyoruz'' dedi.

    Hidrojen Yakıt Pilli Forklift, Yakıt Pilli Hibrid Scooter projelerinin de çevre dostu ve kendi kaynaklarımızla üretildiğini anlatan Güler, şunları kaydetti:

    ''Bunlar durup dururken olmadı. Hükümetimizin çok geniş vizyonlu çalışmasıyla,Uluslararası Hidrojen Teknoloji Merkezini yabancıların elinden alıp, İstanbul'da kurmakla oldu bu iş. Buna 40 milyon dolar da para saydık. Bu iş böyle kolay olmadı. 2003 yılında, senelerdir konuşulan bu merkezi buraya taşıdık. Riskini aldık, bu merkezi kurduk. Başına da bilim adamlarımızı getirdik. Dolayısıyla çalışmalar sürdü, bu merkez 5 projeyi somut ürün haline getirdi ve Türk ekonomisine sanayine hediye etti. Bundan sonra diğer çalışmalar var. Bu çalışmalar Eyüp'te hidrojen dolum tesisi olacak. Oradan hidrojenle çalışan gemilerimiz Haliç'te ve boğazda İDO'nun işletmeciliğiyle yürüyecek. Diğer ürünlerle birlikte bunları yaygınlaştıracağız. Burada temel mesele şu: Biz enerjimizde büyük ölçüde dışa bağımlıyız. Ama hükümetimiz yerli kaynaklara ve yenilenebilir enerjiye ağırlık verdi. Artık sularımız boşa akmıyor. Bunlardan bin 600 proje ürettik.''

    Selamet, hidrojen yakıtını kullanan araçlara yönelik dolum tesisi de yapmak zorunda olduklarını belirterek, Eyüp-Feshane arasında yapmayı planladıkları dolum tesisisin de 2010 yılına yetiştirileceğini kaydetti.


    Yerli kaynaklar ve ICHET işbirliği ile böyle projelerin yapılıyor olması sevindirici.. Hidrojeni ne ile ürettiklerini merak ettim.. Konuşmanın bir yerinde Enerji bakanı güneş ve rüzgardan hidrojen üretildiğini belirtti, eğer doğruysa güzel.. Fakat maliyeti yüksek bir olay tabii.. Bir de reform denilen fosil yakıtlar kullanarak hidrojen üretme metodu var bildiğim kadarı ile, o da diğerlerine göre daha ucuz ama sonuçta fosil yakıt kullanıldığı için temiz enerji kapsamına girmiyor..

    İzlemek isteyenler için video da var..

    http://video.turk.net/video/izle/9222/Hilmi-Guler---Hidrojen-enerjisi-projeleri---ISTANBUL/

    Yanlız şu hidrojen ev bölümünde kahveyi pişirirken hidrojeni, doğalgaz gibi kullanarak yakıyor, hidrojenden ısı elde etmek için böyle bir proses mümkün mü? Hidrojen yakıldığında açığa su buharı çıkıyor galiba.. Nasıl yapılıyor bu iş? Hidrojen benim bildiğim doğada saf halde bulunmaz, sürekli başka elementlerle birleşik halde bulunur, saf halde bulunan hidrojeni oksijen ile tepkimeye sokmak için ısı gerekli midir onu bilemiyorum..

    H2 ---tepkime için gerekli olan ısı (bürokratın çakmağı) + O2 -----> H2O (su buharı) + ısı (kahveyi pişiren enerji)

    Kimyayı unutmuşum, birisi şu tepkimenin doğrusunu yazabilir mi?

    Hidrojenden ısı elde etmek için bürokratın çakmağına ihtiyaç olduğunu bilmiyordum..




  • hidrojen çakmak ile yakılıp kullnılabilir alev hızı olsun diğer yanma ısısı olsun diğer gazlarla karşılaştırılmayacak kadar yüksektir.Ankarada oturanlar yaşı yolun yarısına yakın olanlar hatırlayacaklardır. doğalgaz olmadan önce havagazı kullnıyorduk. Bunu belediye kömürden elde ediyor idi.havagazının büyük bir yüzdesi hidrojendir. Yani eski köye yeni birşey yapılmış gibi sunulması ilginçtir ama bakanımızı destekliyorum bu işi getirrn prof nejat beyin adının geçmiş olmaması bana ilginç geldi kendisi dünya hidrojen derneğinin kurucusu ve asil üyesidir . Dünyada bu konuda otoritedir .ICHET de zaten kendisini bu konuda uzun yıllar uğraşı sonrasında türkiyemizde kurulmuştur.Bakanımız destek vermeseydi daha da kurulmaz büyük bir ihtimalle amerikada kurulacak idi. Zaen kendisi miami üniversitesinde bölüm dekanı idi. ısrarla bu işi Türkiye de yapılmasını istediği için burada yapılmıştır bu daha birt başlangıçtır.Bu işin sonucunu getiren olursa Türkiyeniz gerçekanlamda bağımsızlığa kavuşacaaktır ama eğer izin verirlerse...

    bilgi:
    Yandığı zaman ısı enerjisi veren doğal gaz. Havagazı, yağlı huy denilen, uzun alevli huy kömüründen elde edilir. Huy kömürü özel düzeneklerde, bin derecenin üstünde ısıtılarak, havagazını verir. Ancak elde edilen bu gaz, “ham havagazı” dır. İçinde amonyak, katran, ağır yağlar kükürtlü hidrojen siyan bileşikleri vardır. Ham havagazı bu maddelerden temizlendikten sonra normal havagazı elde edilmiş olur. Ortalama olarak yüz litre havagazında, 55 litre hidrojen, 35 litre karbon dioksit ve azot bulunur.

    Havagazı, renksiz, özel kokulu bir gazdır. Bileşiminde karbon monoksit bulunduğu için zehirlidir. İçinde bulunan bütün gazlar yanıcıdır. Yalnız karbon dioksit yanmaz. Isısı kuvvetli olduğu için, ısıtma ve patlarlı motorleri beslemek için kullanıldığı gibi, aydınlatma için de kullanılır.

    http://tr.wikipedia.org/wiki/Havagaz%C4%B1

    http://forum.arkitera.com/koruma-restorasyon/8402-ankarada-cumhuriyet-aniti-havagazi-fabrikasi-yikildi.html




  • Babaannemin evinde ucu kör tıpayla kapalı havagazı borusu halen mutfakta durmaktadır. Hey gidi günler :)

    Velhasıl kelam ben anlatılan hidrojene geçiş vs. senaryolarını mantıklı bulmakla beraber, "peak oil" gerçeği yaşanmaya başladığı anda dünyada yaşanacak kaosu engellemede bir toplu iğne başı kadar aktif olacağını düşünüyorum.

    Belki kötümserim ama genellikle gerçekçiyim.. Bilmem siz ne dersiniz bu konuda?
  • Babaannemin evinde ucu kör tıpayla kapalı havagazı borusu halen mutfakta durmaktadır. Hey gidi günler :)

    Velhasıl kelam ben anlatılan hidrojene geçiş vs. senaryolarını mantıklı bulmakla beraber, "peak oil" gerçeği yaşanmaya başladığı anda dünyada yaşanacak kaosu engellemede bir toplu iğne başı kadar aktif olacağını düşünüyorum.

    Belki kötümserim ama genellikle gerçekçiyim.. Bilmem siz ne dersiniz bu konuda?
  • Sayın zizim ,

    Bu konuda @hazardousmen arkadaşımızın vermiş olduğu linkteki yayında iyimserler ve kötümserler katagorize edilmiş , buraya bakarsak bir fikir edinebiliriz. sayfa 82-86 arası



    http://www.musiad.org.tr/img/yayinlarRaporlar/arastirma_raporlari_49.pdf?yayinRapor=233&k=5
  • Benim hakkımda mı? :)

    Evet hocam ben o kötülerdenim...
  • aslındahttp://en.wikipedia.org/wiki/Kenneth_S._Deffeyes belirtilen kitabı merak ettim . Biraz araştırınca bugun kendimi unuttuğumuz bir erçeğin içinde buldum canım da sıkılmadı değil. Bu konuasbest ve zeolit kristalleri zaten bu Kenneth deffeyes zeolit kristalleri için benim bebeğim demiş, birçok araştırmalarda bulunmuş. Ülkemiz ise iç anadolu bölgesi çok zehirli ve toxic olan zeolit toprakta bulunduğu için birincil kanser etmeni etkisini taşımakta , geleceğiniz açısından aşagıdaki kasaba ve köylerde doğmuş büyümüşler varsa sağlıklarına azami dikkat etsinler kanserden ölömeleri çok yüsek olasılıktır ve bilimsel bir gerçektir.

    Deffeyesin biografisi
    http://www.princeton.edu/hubbert/about-ken.html

    bu yazı da aklıma takılan ve uzun süre gündemde kalan zeolitli toprağımızın gerçeği.Bu toprakta yetişen sebzelere işallah buna rastlanmıyordur yoksa yandık. Sonumuz petrol krizinden değil kanserden olacaktır.


    http://www.mesothelioma-tr.org/ulusal/asbest2.html




  • hidrojen hakkında ülkemizde yapılanlar ve yapılacaklar ile ilgili ve bu konuda arge çalışması yapacaklar ekteki siteyi güncel olarak takip etsinler.

    http://www.unido-ichet.org/ichet.org/ichet_news/ichet_news.php?id=7613152066293000219

    http://www.unido-ichet.org/ichet.org/ichet_news/ichet_news.php?published-min=2009-03-01T00:00:00-00:00&published-max=2009-04-01T00:00:00-00:00




  • 
Sayfa: önceki 1415161718
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.