Şimdi Ara

Dünya Petrol Krizi - Peak Oil (24. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
3.089
Cevap
40
Favori
190.109
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 2223242526
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Üstad sende göç ettiğin yere gitmeyesin sakın yada bu yıkım altında kalmayasın,o kadar emin olma.


    Tedbir bizden, takdir yukarıdan.. Ben sonuçta elimden geleni yapmaya çalışıyorum, kimsenin bu yıkımdan sağ salim çıkacağı kesin değil.. Ama sonuçta olucak diye de üzülmenin gereği yok, başa gelen çekilecek, mümkün olan en az zararla atlatmak gerek..

    Bakarsınız fırsatlar bile çıkabilir, ne de olsa her krizden bir fırsat doğar.. Hep öyle diyorlar ya..

    quote:

    bu yeni düzende at başı kim olacaktır , yani yönlendiren değilse bile konjektürü değişecek ülkeler hangileridir. Sınırlar değişecek midir?


    Bence orta Asyanın sınırları komple değişecektir, bize (inşallah) ve Avrupa'ya pek bir şey olmaz.. ABD'de de bir şey olmaz.. Güney Amerika kıtası da sarsılır.. Afrika'da da sınırlar değişir..

    Ama doğu Asya yer ile yeksan olucaktır..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hazardousmen -- 11 Ağustos 2009; 15:57:04 >




  • quote:

    Vezir hocam oldukça enteresan bir konu...

    Fakat böyle şeyleri okudukça rahatsız oluyorum. Bu toplum, insanlık ne zaman bir sonraki aşamaya geçecek? Hala sınırlarımızdan, hangi ülkenin başı çekeceğinden bahsediyoruz.


    evet sanırım bahsettiğiniz şeyler için 22 yüzyıla kadar beklemek gerekecek. Öncelikle enerji kaynağı olarak 20 yüzyılın petrolü devre dışı kalması lazım. Tüketimin hızı ve medeniyet veya uygarlık için kaynakların kısıtlı olduğu bir döneme girmek üzereyiz. Bu yeni dönemde verimlilik ve karbon izi en önemli parametrelerden birsi olacaktır. Şimdi ise kişi başı düşen milli gelir gibi anlamsız kalacak bir noktayı ne kadar erken farketsek iyi olacaktır.

    Yeterli duyarlıkta ve detayda bilgileriniz olduğu için nedenlerine girmiyorum. Hepimizin tek merak ettiği şey kaçınılmaz olanın ne zaman olacağı sorusu ?Tüm mesele burada




  • Ümit fakirin ekmeği Vezir, aslında silkinip yakın geleceğe odaklanmakta fayda var haklısın.

    Asıl soru kaçınılmaz olanın ne zaman ve ne şekilde, hangi boyutta yaşanacağı...Haklısın hocam.. Treni kaçırdık sanırım.
  • quote:

    Bence orta Asyanın sınırları komple değişecektir, bize (inşallah) ve Avrupa'ya pek bir şey olmaz.. ABD'de de bir şey olmaz.. Güney Amerika kıtası da sarsılır.. Afrika'da da sınırlar değişir..

    Ama doğu Asya yer ile yeksan olucaktır


    friedman da tam noktada yeni dünede çin gerilemesiden ve Japon Türk dostluğu ve beraber savaşa girmesinden bahsetmiş. Aslında bu kitabı okumadan önce çinin gücü ve ileride oalcaklar konusunda tam tersi bir düşüncem vardı. Bu kadar kişi bir toplumsal olayda tüm dünyayı peşinden yeni olaylara gebe eder. Ancak her yaz gerçekleşen doğa olayları ve tayfun bu ekonomiye hiçbir zmaan nefes aldırmayacak gibi. Bilimsel olarakl her sene daha fazla 4 veya 5 gücünde bir kasırda ve birden fazla olartak pasific de ve atlantik amerika kıyılarını vuryor bunların sayısı logaritmik olarak artacağı varsayılıyor. Dünyanın tatlı su kaynakları güney kutbu hariç önümüzdeki on veya onbeş yıl içinde tamamen eriyecek . Su büyük problem olackrtır. Hepimizin iyi bildiği gibi su olmadan medeniyet olmaz. Belki deniz suyunda tatlı su üretmek mümkün ama bunun için çok büyük enerji gerekmete sürdürülebilir değildir.

    Dikkatli gündemi takip edersek yeni yapılacak boru hatları ile aslıunda yukarıda vermiş olduğum haritadaki sınırlarımız içinde kalacak bir logistik söz konusudur. Bu sınırlar şimdilik farklı ülkelerdedir ancak ileride yeni sınırlar bu boru hattlarının geçtiği bittiği ve bşladığı noktaları içeren yeni bir oluşum içindeyiz. İsraile çekilecek tatlı su boru hattı benzerleri yakında doğu anadolu ve kuraklaşacak batının arasında da olacaktır. Arap çölllerinde ne işimiz olcak diye düşünmeyiniz yine friedman gelceğin enerji kaynağı olarak uzayı ve mikra dalga formasyonunu gösteriyor. Çlller enerji üretmek için çok uygun alanlardır hem kuru hava hem de verimzi ekilemeyen topraklar gelceğin enerji ürwetim üssü olacaktır.Tüm mesele bunu kim yönetecek.




  • quote:

    Ümit fakirin ekmeği Vezir, aslında silkinip yakın geleceğe odaklanmakta fayda var haklısın.

    Asıl soru kaçınılmaz olanın ne zaman ve ne şekilde, hangi boyutta yaşanacağı...Haklısın hocam.. Treni kaçırdık sanırım.


    Ben en sonki Avrupa şampiyonası gibi bir şey olacağını ümit ediyorum.. '' Dönüşlerin Kralı ''

    Sanırım bizim için hiç bir zaman tren kaçmaz.. Yani öyle umalım.. Hoş milli kadro ile hükümet kadrosuna baktığımızda baya bir fark olabilir ama yine de öyle umalım..
  • sizin için en uygun olacak yerlerden birisi Avustralya veya yeni zelanda dır. Bu konuyu yavaş yavaş düşünmeye başlayın. Göç yaygınlaşarak yeni nesil nitelikli işçi alımları yakında başlar.
    quote:

    Orijinalden alıntı: Zizim

    Ümit fakirin ekmeği Vezir, aslında silkinip yakın geleceğe odaklanmakta fayda var haklısın.

    Asıl soru kaçınılmaz olanın ne zaman ve ne şekilde, hangi boyutta yaşanacağı...Haklısın hocam.. Treni kaçırdık sanırım.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zizim
    Yukarıda olanın biz yada başkalarının olmamız hiçbir şeyi değiştirmiyor. Yine düzen aynı, yine sınırlar var yine aşağıda ezilenler, yokluk çekip ölenler var.
    ...Yoksa ha Türkiye dünyanın en önemli ülkesi olmuş ha ABD ha Papua Yeni Gine. Şahsım adına bu detayın bir pul kadar bile değeri yok.

    Kesinlikle katılıyorum.

    Friedman bir CIA yöneticisi. Kitabını aldım ve okuyacağım. Daha önemlisi bir başvuru kaynağı olarak kitaplıkta duracak. Kitap önemli olmasına önemli, ama yazarının dünya görüşüne ve hizmet ettiği amaca bakınca bilimsel olmaktan uzak. Türkiye'nin baskın bir devlet olması olasılığına bir şey demem. Ama olayın beni ilgilendiren kısmı bu değil. Devletin gücü ile benim hayatımın kalitesi ya da mutluluğum arasnda bir korelasyon yok. Hele hele bu devlet 2002'den beri egemenliğinden hızla vazgeçiyor ve manda görüntüsüne bürünüyorsa durur tekrar düşünürüm. Dünyada olduğu gibi bu ülke içinde de doğanın nimetleri adil paylaşılmıyor. 3 vakte kadar bütün su kaynaklarının(en olmazsa olmazımız, başlangıç noktamızın) şirketler tarafından çalındığını(devlet dilinde özelleştirme deniyor), tarlasına ya da evine su isteyenlerin başına silah dayandığını görür gibi oluyorum. Bu fala Türkiye için değil, dünyanın bir çok bölgesi için bakıyorum. Söz açılmışken, Avustralya'da suyun özelleştirilmesi süreci devam ediyor ve insanlar bunu engellemek için örgütleniyor.

    Ben göç etmek isterdim(batan gemiyi ilk fareler terkeder misali), ama Avrupa'da yabancı düşmanlığının artması ve akabinde ayrımcılığın yasallaştırılması olasılığı var. Hoş, göç etmek isteyene kimse kucağını da açmıyor ama beni kabul etseler bile gitmek istediğimden emin değilim. Yeni Zelanda, İsveç ve Norveç gibi ülkelerin doğal kaynakları ve nispeten iyi ekonomik durumları nedeniyle mantıklı tercihler olacağını tahmin ediyorum. Türkiye'nin fiziksel durumu da çok iyi bence ama artık bu ülkeyi millet yönetmiyor. Dahası, giderek artan bir bağnazlık ve inkarcılığa batıyoruz. Batı insanı bizzat problemin kaynağı da olsa aklı ve rasyonelliği ile problem çözme kabiliyetine sahip. Biz problem çözemiyoruz. Aklı ve mantığı dışlıyoruz. Sıkışınca "hayat boş" deyip kafamızı kuma gömüyoruz, öte hayatta mutlu olacağımızı umuyoruz. Uçurumdan kendimizi atıyor, yolda bir şekilde kendimize kanat yapıp yere çarpmaktan kurtulacağımızı umuyoruz. Bunun bilimsel adı delilik. Bunu dünyada sadece Türkler ve Araplar yapıyor.

    Trenleri kaçırdık, kaçırmaya da devam ediyoruz. Bundan sonraki trenleri yakalamak lazım. 1. sınıfı, yataklıyı kaçırmış olabiliriz, 2. sınıfı, yük vagonunu yakalamamak için bir neden yok. En büyük engel kafamızda. Doğal seçilimin hızı önümüzdeki yıllarda artacak. Zihnini açıp aklını başına toplamayanlar silinecek. Paraya ve mala tapmaya devam edenler silinecek.
    __________________________________
    cokus.wordpress.com




  • quote:

    Bunu dünyada sadece Türkler ve Araplar yapıyor.




    Bir işi en iyi şekilde yapmak istiyorsanız Almanlar ve Ruslara
    Bir işi en hızlı şekilde yapmak istiyorsanız Amerikanlara ve Japonlara
    Bir işin hiç bitmemesini istiyorsanız Türklere ve Araplara veriniz..

    Diye okumuştum, bir yerde..

    Artık ne kadar doğru tartışılır...
  • Ya beyler petrol nasıl bitiyor anlamıyorum.Şuan rezervlerin kaçı üretimde?Karadenizden petrolde çıkaramadık.Neden bitiyor öyleyse?
  • quote:

    Ya beyler petrol nasıl bitiyor anlamıyorum.Şuan rezervlerin kaçı üretimde?Karadenizden petrolde çıkaramadık.Neden bitiyor öyleyse?


    Hemen anlatayım.. Şimdi şöyle oluyor..

    2,5 litrelik kolayı büyük bardağa dolduruyorsunuz.. İçiyorsunuz.. Sonra bir bardak daha içiyorsunuz.. Sonra bir bardak daha içiyorsunuz, sonra yanınızdakine de veriyorsunuz, sonra bir tane daha içiyorsunuz..

    Bir bakmışsınız kola bitmiş.. Neden?? Çünkü yok..

    Yani şaka gibi ama tamamen açıklaması bu.. Biliyorum ilk başta inanması zor gelebilir, ama tüketilen her şey gibi bu da biter, üretilmeyen bir madde sonuçta..

    Hoş daha ayrıntılı olarak petrolün üretim teknikleri, zirvesi, üretim azalması gibi şeyler vardır, onları da başlıkta yeterince anlattık, ilk sayfalarda detaylıca bulabilirsiniz..


    Karadeniz, Anadolu vs. vs. gibi rezervlere gelince şöyle anlatayım, siz bir bira bardağı kadar tüketirken çay kaşığı kadar bir şey bulduğunuza sevinir misiniz? Sevinmezsiniz.. Size bu haberi verenler de dünyanın tüketim miktarını söylemiyorlar, bulunan rezervi söylerken..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hazardousmen -- 11 Ağustos 2009; 20:19:31 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: hazardousmen

    quote:

    Ya beyler petrol nasıl bitiyor anlamıyorum.Şuan rezervlerin kaçı üretimde?Karadenizden petrolde çıkaramadık.Neden bitiyor öyleyse?


    Hemen anlatayım.. Şimdi şöyle oluyor..

    2,5 litrelik kolayı büyük bardağa dolduruyorsunuz.. İçiyorsunuz.. Sonra bir bardak daha içiyorsunuz.. Sonra bir bardak daha içiyorsunuz, sonra yanınızdakine de veriyorsunuz, sonra bir tane daha içiyorsunuz..

    Bir bakmışsınız kola bitmiş.. Neden?? Çünkü yok..

    Yani şaka gibi ama tamamen açıklaması bu.. Biliyorum ilk başta inanması zor gelebilir, ama tüketilen her şey gibi bu da biter, üretilmeyen bir madde sonuçta..

    Hoş daha ayrıntılı olarak petrolün üretim teknikleri, zirvesi, üretim azalması gibi şeyler vardır, onları da başlıkta yeterince anlattık, ilk sayfalarda detaylıca bulabilirsiniz..


    Karadeniz, Anadolu vs. vs. gibi rezervlere gelince şöyle anlatayım, siz bir bira bardağı kadar tüketirken çay kaşığı kadar bir şey bulduğunuza sevinir misiniz? Sevinmezsiniz.. Size bu haberi verenler de dünyanın tüketim miktarını söylemiyorlar, bulunan rezervi söylerken..

    Hocam siz benim mesajımı anlamışsınız sanırım dünyadaki tek son zeki de değilsiniz durum onu gösteriyor.Petrol nasıl biter derken şuan ulaşılmamış rezervlerin (her ne kadar potansiyeli bilinmemekle beraber karadenizdeki ar ge leri buna örnek alabilirsiniz) varlığı bilinen rezervlerin işletilmediğini kasdetmiştim.Yani sizin anlıcağınız şekilde kola şişesini havaya kaldırıp bakabiliyorsanız azar azar için(ama görünmüyor)
    Bira bardağı çay bardağı...
    Yokmu bunların rasyonel bir açılımı?
    selamlarım horozlarım




  • Madem rasyonel istediniz,başlıkta ayrıntılı var ama ben kısaca özetleyeyim..

    Sizin henüz keşfedilmemiş rezervler dediğiniz toramancada ''yet to be discovered reserves'' olarak geçer, birincisi, bunlar henüz keşfedilmediği gibi varlığı da yokluğu da bilinmeyen, bilinmediği gibi miktarı da bilinmeyen rezervlerdir.. Yani olmayan şey hakkında bir defa yorum yapılamaz.. İkincisi, son yıllarda hem teknolojik gelişmelerin artması, rezervlerin bulunmasının kolaylaşmasına rağmen dev yataklar bulunamamaktadır, Fatih Birol da 2015'e kadar bugünkü üretim seviyesinde tutunabilmek için 6 tane Suudi Arabistan kadar rezerv olması gerektiğini söylemiştir, bu kadar büyüklükte rezerv en son 50 sene önce bulunmuştur, bugün yatırımlar, teknoloji artmasına rağmen değil 6 tane 1 tane bile bulunamaz.. Çünkü YOKTUR.. Kendisi de bunun olmayacağını gayet iyi bilmektedir zaten, laf arasında gerekli yerlere hazırlanın mesajı vermektedir..




    Son günlerde zaman zaman bazı şeyleri yakalayan ama bir türlü dünyada bütün olayların ''petrol zirvesi'' yüzünden olduğunu yakalayamayan Mahir Kaynak hocamız da eninde sonunda yakalamış, olayın ne olduğunu anlamış ama yapay bir olarak olarak anlamış, oysa bu gayet tabii bir doğa olayı, neyse buna da şükür, yakında doğal olduğunu da anlayacaktır..Şu son paragraf aklımı karıştırdı, acaba bizim başlıkta bahsettiğimiz ''Kontrollü küçülme'' olayından mı bahsediyor? Af-pak bölgesinde ve ırak coğrafyasında bir takım sorumluluk durumları var, bir yere çekiliyoruz.. Ya da bir çok şeyi anlayıp karartma mı yapıyor çözemedim..

    quote:

    Son günlerde gündemdeki en önemli konulardan birini enerji bağımlılığı oluşturuyor. Avrupa doğalgazda Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmak için Nabucco hattını devreye sokmak isterken Rusya, bu hamleye, Güney Akım boru hattıyla karşılık veriyor. Türkiye’nin her iki projeye de katılması ise bir tutarsızlık sayılıyor.
    Konuyu önce genel çerçeve içinde tartışmak ve şu sorulara cevap vermek gerekir: Ülkeler sorunlarına tek tek çözüm bulur ve onları çözerken ortaya hiç beklenmedik bir sonuç mu çıkar yoksa önce sonuç üzerinde karar kılınır, siyasi hesaplar yapılır ve ona göre her soruna çare mi aranır? Bu şu anlama gelir: Önce Avrupa’nın dünya üzerindeki yeri ve işlevi belirlenir sonra bu saptamayı gerçekleştirecek projeler uygulanır. Ayrıca bu saptama tek bir gücün kararı değildir ve dünyaya yön verecek güçler tarafından yapılır.

    Burada bir metot farklılığı vardır. Genel eğilim yapılan işlerin kendi çerçevesinde ele alındığı ve yapılanların birikiminden önceden hesaplanmayan bir sonuç çıktığı biçimindedir. Buna karşılık benim yaklaşımım önce sonuçların kararlaştırıldığı sonra bu sonuca ulaşacak eylemlerin yapıldığıdır. Önceden kararlaştırılan hedefler konusunda hata yapmış olabilirim ama bu metodun yanlışlığı anlamına gelmez.

    Hedefi şöyle tanımlıyorum: ABD ve Rusya yeni bir güç odağının dünyaya yön vermesine razı değiller. Bu, kendi hegemonyalarını devam ettirmek arzusu yanında, büyük çatışmaların yaratacağı felaketleri önlemek konusundaki uzlaşmalarının bir sonucudur. Bu ABD ile Rusya’yı eskiden beri hasım sayan görüşe aykırıdır ama bu husumetin kedi ile köpek arasındaki genetik düşmanlık gibi olması gerekmez. Yani bu iki ülkenin birbiriyle dost olması ABD ile Avrupa’nın yakınlığı kadar doğaldır. İkinci Dünya savaşı sonunda kurulan bu denge, herkesin büyük bir düşmanlık zannetmesine rağmen, büyük bir savaşı önlemiştir. Bugün bu iki güç yeni oluşacak güç merkezlerini kontrolleri altına almak ve dünyayı yeniden kendilerinin oluşturacağı iki kutup etrafında toparlamak ve rekabeti bunlar arasında tutmak eğilimindeler. Bu amaçla enerji ve gıdanın önümüzdeki dönemin belirleyicisi olacağını düşünüyor ve yeni güç odaklarının bu iki unsura erişme yollarını kontrol etmek istiyorlar.

    Enerji konusunda şöyle bir projenin uygulanacağını düşünüyorum: Isınmada doğalgaz kullanımı devam edecek ancak petrol yerine yeni enerji kaynaklarının kullanılması amacıyla teknolojik gelişmeler desteklenecek ve ekonomik alt yapı hazırlanacaktır. Bu petrolün başıboş bırakılması anlamına gelmez. Aksine yeni enerjiye rakip olmaması için kontrol edilmesi, bu amaçla petrol arzının düşürülmesi gerekebilir ve bölgesel savaşlar çıkarılabilir.

    Türkiye bütün bu hesapların orta noktasındadır ve çıkarları sorumlulukları yanında önemsizdir. Çıkarlarınızı gözetmeyin demiyorum ama bunu ön plana çıkarmayın. Eğer sorumluluklarımızı yerine getirirsek hayal bile edemeyeceğimiz çıkarlar elde edeceğiz. Buna ulaşmak için ufkumuzu genişletmekten başka bir şeye ihtiyacımız yok.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hazardousmen -- 11 Ağustos 2009; 22:26:41 >




  • yeni bir macera.Sizin çocuğunuz,kardeşiniz,abiniz benim arabam için ölecek.Benim çocuğum,kardeşim,abim senin araban için ölecek.İşte sorumluluk bu



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi CiGa95 -- 1 Eylül 2009; 14:40:20 >
  • kendini büyü kgören ülkeler uzaktaki işler için taşeron kullnırlar . Amerikanın ve rusyanın yaptığı buna benziyor. Taşeron için yeni bir coğrafya hedef alıp buna yatırım yapmak.

    İkinci dünya savaşı sonrasında Asya da Güney Kore bu politikaya hizmet etmiştir. Aynı şekilde japonyaya husumet olmaması için rus bloğunu çevreleyen bir pay biçilmiş ve elektronik teknoloji yatırımları üssü olarak 60 yıllarda bu POLİTİKA desteklenmiştir. Yani yine teknolojiyi yarı iletkenleri bulan Amerikan mühendisleri ama imalat için desteklenen taşeron japonya idi.

    Konular uzun ama bizi ilgilendiren kısmı şudur . İleride ki bu zaman @hazard tahminleri gibi oldukça yakın zaman olabilir. Ama en geç 5-10 yılı bulmayacak . Sonuç belli ise yani enerji krizi çıkacak ise kaynakları kollayacak ve sevkiyatın bekçiliğini yapacak bir taşeron bulunması gereklidir.

    Bu ülke Türkiye'dir.

    hem rusya hem de Amerika görüşü ve hdefe bu şekildedir. Aralarındaki mücadele kim musluğun başını kontrol edecektir. Sonu zaten kontrol altındadır. Böyle bir taşeronu uzun vadede kullanmak isteyen eskinin super güçleri ülkemizde bir karışıklık olmasını istemiyorlar. Bugunlerde devreye alınan Kürt açılımındaki esas neden bna göre güvenli bir bölge arzusu olmasıdır. daha önce ırakta boru hatlarının güvenliğini nasıl pamuk ipniğine bağlı olduğunu anlayan Amerika bu denetimi artık bizlere devrederek aradan çıkmak ve petrol arzı güvenliği sağlamak istemektedir. Peki rusyaya ne oluyor dersek , kaynaklar büyük kısmı onlardadır onlarda da para yok teknoloji var. Kaynaklarından mümkün olduğunca en fazla parayı kazanıp kalkınmakistiyorlar (sanki her yer araba ile dolunca veya lüks tüketim yapılınca ne olacak) yani eski komünism zihniyetinden eser kalmamış. Rusya nın üst yönetimi paranın gücünü anlamış durumda . İktidarlarını sürdürebilmek için halkı memnun edebilmek için ülkenin zenginliğe ihtiyacı var ki kendileri iktidarda kalsın. HAlbukiş bundan 30 yıl önce tamamen faklı bir ideoloji ve kaynak kullnımı prensibi vardı. Petrol olun elektirk olsun bedavya halka veriliyor ancak aşırı tüketimi aengellemek için belirli kotaları vardı. çok tüketene hemen memur yollnır ve nereye gidiyor bu kw lar evinde inceleme yaptırıldığını duymuştum.

    neyse konuyu dağıtmayalım. Şimdiki ve yakın geleceğimizde yapılan hazırlıklar çıkacak enerji krizinde min zararla atlatabilmek için atılan adımlardan başkası değildir. Enerjide uzun vadede petrole alternatif bulunacaktır. Bizler bleki görürüz belki göremeyiz ama verimlilik ve yenilebilir kaynaklar güneş , magma enerjisi geleceğin kaynakları arasında yer alacaktır. Ancak adım adım olan bu ilerleme ile bugunki tüketim arasında bir geçiş periodu bulunmaktadır bunu bazıları 30 yıl bazıları 40-50 yıl olarak düşünüyor. İşte bu geçiş süreci boyunca enerji arzı güvenliği ve sevkiyatı bekçiliği için hedef ülke Türkiye olmuştur. Üllemize giren kaynağı belirsiz paraların ve doların sabit kalması için yapılan işlemlerin nedeni budur.Aslında şu an için ülkede büyük bir ekonmomik kriz çıkması gerekir idi. Çıkmaması çok ilginçtir çünü 2001 krizinden de , 1995 krizinden de kötü durumdayız . Ancak hükemet kendisini bu durumların dışında görüyor. Başta hangi hükümet olsa aynı durum olurdu. Tek farkı bu politikalara direnen bir parti görüşü varsa ve başta olursa onu bir vuruşta aşağı indirmek için ipi çekmek yeterli olacaktır. yani taşeronluk yapmamak gibi bir seçeneğiniz olmamaz. Zaten olsa idi bu ülkeyi çoktan bulurlardı. Ama jeopolitik coğrafyamız bizi birçok açıdan onların politikalarına mecbur etmektedir. Bütün bu nedenler dolayısıyla diyorum ki ,

    ülkemize bopru hatları bir kez kurulduktan sonra bekçiliğimizi de güzelce yaparsak ileride bir daha ekonomik kriz çıkmama olasılığı yükseliyor. Sonuçta ihtiyacımız dolar ise bunu basan abd merkez bankası değil miverir emri bastırır paralrı bu kadar basit




  • Güzel ve hiç düşünmediğim bir bakış açısı vezir. Aydınlattığın için teşekkürler.

    Fakat FED özel bir kuruluş değil midir? ABD devlet tahvili satmadan öyle para bastıramıyor bir emriyle diye biliyorum. Ama başka mantıklı yollar elbette vardır. Sonuçta bu bölgede ABD'nin sadık köpeği biziz. Yemimizi suyumuzu eksik etmez herhalde.
  • tek büyük koku dünyadaki gçerli para birimi eğer dolar dışında bir başka şey mesela euro veya çil çil altın olursa dünyadaki tüm dengeler değişir büyük bir kaos ve yeni oyuncular meydana çıkar.

    Amerikan parasının karşılığı yoktur habobam para basıyorlar , kriz çıktı bas , savaç çıktı bas .tabiiki kılıfına uyduruyorlar .Ekonomislerinde birçok numarası var. Ama mühendislik gibi kesin sonuölar değil. Neden mi?

    bir kere mühendislikteki gibi olsa bir malın değeri ,
    üretildiğiandaki maliyetler ve sabit kar oranıdır. HAlbuki bunun böyle olmadığını meşhur arz talep dengesinin herşeyi bozduğunu biliyoruz. Doalr da dolaylı olarak arz talebe göre uyum gösteriyor. Amlların değri artınca basılıyor ama azaldığında eksiltilmiyor sorun burada başlıyor. Çünkü milyarlarca malın toptan bir ekonomik krizde düşüşünü nasıl para çekerek sübvanse edebilrler. Bir düşünün. Aksine trilyonlarca dolar krizi bastırmak için basıldı , Mal ürettiler mi ki para basıldı . Çelişki burada.

    Rusya bile dolara muhtaç , önce muhtaç hale getirdiler glasnost sonucu dev kendi kendine çöktü ve bir süper üç olmasına rağmen rubleyi dünyaya kabul ettiremedi. Şimdi dolara muhtaç ve bunu da petrol ve doğalgaz satarak finanse etmektedir. Gelecek 30-40 yılını da buna göre şekillendirmek istemektedir . Bütün askeri gücünü bunu gerçekleştirmek için kullanmaktan kaçınmaz. Gürcistan müdahalesin sert olmasının nedeni budur .Az kalsın ben de gümbürtüye gidecektim 1 ay kadar önce oradaydım.
    ancak friedman kitabı bana başka bir bakış açısı gösteriyor sonuçta bizler 20-30 yıl sonrasını tahminde zorlanıyoruz. Adamın her konuda amerika kazanacak demesi benim de hoşuma gitmiyor bu konuları gülerek okudum ancak diğer fikirler önem arz ediyor. Amerikanın ekonomik döngüsü hakkında bilgiler vermiş bu döngünün sonucunda olacaklar hakkında kendince fikirler üretmiş.Rusyanı sonraki krizde gücünün son bulacaüını yazmış .buna inanmak zor çünkü ben üçüncü dünya savaşını başlatacak ülkenin rusya olduğunu ve baltık kıyılarından avrupaya gireceğini düşünüyorum.

    sonra oturdum tekrar düşündüm. Sonuçta dünya dolarla dönüyor ve kısa vadede buna yıkabilcek bir alternatifi yok. Dolayıs ile bir sonraki krizde ruslar kendi öz kabuklarına 18 yüzyıl çerçevesinde çekilebilir. Hem daha güçlü olur hem de zengin bir ülke olur dünya jandarmalığına talip olmadıklarını zaten glasnost hareketi ile gösterdiler. Geriye kim kalıyor işte islam imparatorluğu olarak kutsal kitaplarda da adı geçen bir devasa ülke olmalı. Aynı vurguyu birçok meşhur kahinde farklı zamanlarda vurgulamışlar . İnanmasak da 500 veya 1000 yıl önceden birşeyelr söylenmiş ise en azından bilmek lazım. İnanmak ayrı konudur.

    işte bu coğrafyada bizim eski osmanlı imparatorluğumuzdaki sınırları biraz farklı kapsayan ama petrol ve doğalgaz çıkaran ülkeler öncelikli yeni bir fedaratif mi olur farklı mı olur götürülmek istendiğimizi şimdiden görenler var.Çok da haksız görünmüyorlar. Sonuçta hedefleri bi koymayıp taşeranluk yapacaksak ,ağanın dediği mutlaka olacaktır. Bu işi bozacak tek şey vardır . Doğal felaketler ve ani gelen bir dünya çapında değişim ancak dengeyi değiştirir. Bu da olasılıklar dahilindedir.
    quote:

    Orijinalden alıntı: Zizim

    Güzel ve hiç düşünmediğim bir bakış açısı vezir. Aydınlattığın için teşekkürler.

    Fakat FED özel bir kuruluş değil midir? ABD devlet tahvili satmadan öyle para bastıramıyor bir emriyle diye biliyorum. Ama başka mantıklı yollar elbette vardır. Sonuçta bu bölgede ABD'nin sadık köpeği biziz. Yemimizi suyumuzu eksik etmez herhalde.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: vezir
    Tek farkı bu politikalara direnen bir parti görüşü varsa ve başta olursa onu bir vuruşta aşağı indirmek için ipi çekmek yeterli olacaktır. yani taşeronluk yapmamak gibi bir seçeneğiniz olmamaz. Zaten olsa idi bu ülkeyi çoktan bulurlardı. Ama jeopolitik coğrafyamız bizi birçok açıdan onların politikalarına mecbur etmektedir. Bütün bu nedenler dolayısıyla diyorum ki ,

    ülkemize bopru hatları bir kez kurulduktan sonra bekçiliğimizi de güzelce yaparsak ileride bir daha ekonomik kriz çıkmama olasılığı yükseliyor. Sonuçta ihtiyacımız dolar ise bunu basan abd merkez bankası değil miverir emri bastırır paralrı bu kadar basit

    Katılmıyorum.

    Hükümetlerimiz hiç bir şekilde şu ya da bu ülkenin hizmetkarı olmak zorunda değil. Bir ülkede egemenseniz kimse size ne yapacağınızı söyleyemez. Ancak ambargo uygulanır, ya da kolay lokma iseniz bombanırsınız. Kolay lokma olmamak için ordu lazım, bizde var. Ambargoya direnmek için kendinize yetebilmeniz lazım, son on onbeş yıla kadar yetebiliyorduk. Küreselleşme masalına inanan saftirikler bir ulusun hayatta kalması için birinci şartın kendine yetme kabiliyeti olduğundan habersizler. Ki bunu tecrübeyle öğrendik biz, öğrenmedik mi? Kıbrıs çıkarmasında ithal ürünlere bel bağlamanın ne kadar ne kadar tehlikeli olduğunu öğrenmedik mi? Saf mıyız biz yahu? Hepi topu 30 yıl önce dersimizi almış olmamız gerekirken yerli üretimi daha da baltalıyoruz, daha da petrol bağımlısı hale geliyoruz.

    İşte bu noktada şu mekanizma devreye giriyor: Benim gibi milli kaynaklara dayanmayı düşünen hükümetlerin ipi çekiliyor. Ecevit'i iki defa indirdiler. Sanırım Erbakan'ı da aynı sebeple indirdiler ama ondan emin değilim. Ama sonuçta kum balığı gibi atlayıp oyuna gelen seçmen. Seçmen indiriyor hükümetleri. Ne zaman aklı başında, milli egemenliği savunan biri seçimi kazanır, tezgahlar, kapanlar kurulur. Ama yok efendim küresel ekonomiye, para piyasalarına, bankacılık sistemine inanıyoruz, bu sistemle kalkınacağız diyorsanız rüya görüyorsunuz. Küreselleşmenin birinci hedefi ulusal ekonomileri yok etmek ve bütün ülkeleri birbirine mecbur etmektir. Siz buna razı olursanız işte okyanus ötesinden gelen emirlere boyun eğmek zorunda kalırsınız. Başkasına hizmet etmek sizin çıkarınıza uygun mu? Değil. Sizi daha müreffeh, daha mutlu yapıyor mu? Hayır. Şu dönemde petrol sonrası döneme hazırlık için size katkı sağlıyor mu? Zinhar hayır. Manzara ortada.

    Ayrıca artık paranın peşinde koşmayı bırakıp fiziksel gerçeklere gözümüzü açmanın, enerji krizine(kriz de değil ya, öyle deniyor biz de öyle diyelim) hazırlanmanın zamanı. Bir süre sonra hiç bir paranın değeri kalmayacak. Dünyanın her yerinde(belki İsviçre hariç!) hiperenflasyon olacak. Nedenlerini Kesişen Yollar yazımda anlattım. Şu anda para ile ilgili yeni bir yazı hazırlıyorum. Vaktim olursa yarın koyacağım inşallah.
    _____________________________
    cokus.wordpress.com



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nlty2000 -- 12 Ağustos 2009; 10:25:07 >




  • kişisel olarak küreselleşmeye karşı olamk başka ben de bu fikirdeyim.Hükümet olarak karşı olamk başka birşeydir. Milli olarak bugun itibarıyla amerikanın istemediği bir hükümet asla yönetimde kalamaz. Ülkemizde 2009 başında ciddi bir ekonomik kriz çıkması gerekirdi. Çıkmadı , el altından milyarlarca dolar yurda sokuldu , bu kadar parayı kim sağlamışolabilir bir düşünün. Yazılarınızı ilgiyle okuyor ve sonuna kadar katılıyorum. Ancak para her zmaan önemli olacaktır. Bunu atlamayınız. Belki başka birşey uydururlar bilemem ancak krşılığı olan bir şey olmalı , denetlenebilir olmalı. yani anlatmak istediğim şey birimi değil ancak kendinin var olacağı kavramı.

    kaynaklar kıt ve sonunda bir yerlerden kopacak buna bu forumu sürükleyen arkadaşlar çok iyi biliyorlar.

    ancak yeniş düzen yine kaynaklara endeksli olacaktır . Milli görüş adı altında hiçbir kavramı bize yakıştırmadıklarını iyi biliyorsunuz . Ancak çok güzel cümleler kurabilen bir Eceviti bile millet önünde saçma sapan konuşturanlar kimdir acaba. Kendi karısı bile farketti durumu.

    doğal feleketler ve ani değişimler (iklim değişikliği ve adetler vb) durumlar hariç , ülkelerin küresel ekonomik politikalarından geri adım atmaya niyetleri yok. Evet sizin de yazılarınızda belirttiğiniz üzere buna istemeselerde geçiş yapacaklar diye düşünmeyin. Kriz sonrasında atılacak adımları kimin plan yaptığına bakar. Sizin hiçbir planınız yoksa ve planlarınız başkalarının hizmetine yarıyorsa milli bir politika uyguladığınız düşünülemez.

    Nerde bizim yerli tohumlarımız ,
    yerli imalatımız
    yerli kaynaklarımız
    yerli silahimalatımız

    o kadar çok nerde sorusu var ki yazmaya üşeniyorum Bütün kalaler tek tek düştü ve ben bunu bir bir izledim. İşallah siz de benim gibi izleyen değil dinleyen safındasınızdır.
    quote:

    Orijinalden alıntı: nlty2000

    quote:

    Orijinalden alıntı: vezir
    Tek farkı bu politikalara direnen bir parti görüşü varsa ve başta olursa onu bir vuruşta aşağı indirmek için ipi çekmek yeterli olacaktır. yani taşeronluk yapmamak gibi bir seçeneğiniz olmamaz. Zaten olsa idi bu ülkeyi çoktan bulurlardı. Ama jeopolitik coğrafyamız bizi birçok açıdan onların politikalarına mecbur etmektedir. Bütün bu nedenler dolayısıyla diyorum ki ,

    ülkemize bopru hatları bir kez kurulduktan sonra bekçiliğimizi de güzelce yaparsak ileride bir daha ekonomik kriz çıkmama olasılığı yükseliyor. Sonuçta ihtiyacımız dolar ise bunu basan abd merkez bankası değil miverir emri bastırır paralrı bu kadar basit

    Katılmıyorum.

    Hükümetlerimiz hiç bir şekilde şu ya da bu ülkenin hizmetkarı olmak zorunda değil. Bir ülkede egemenseniz kimse size ne yapacağınızı söyleyemez. Ancak ambargo uygulanır, ya da kolay lokma iseniz bombanırsınız. Kolay lokma olmamak için ordu lazım, bizde var. Ambargoya direnmek için kendinize yetebilmeniz lazım, son on onbeş yıla kadar yetebiliyorduk. Küreselleşme masalına inanan saftirikler bir ulusun hayatta kalması için birinci şartın kendine yetme kabiliyeti olduğundan habersizler. Ki bunu tecrübeyle öğrendik biz, öğrenmedik mi? Kıbrıs çıkarmasında ithal ürünlere bel bağlamanın ne kadar ne kadar tehlikeli olduğunu öğrenmedik mi? Saf mıyız biz yahu? Hepi topu 30 yıl önce dersimizi almış olmamız gerekirken yerli üretimi daha da baltalıyoruz, daha da petrol bağımlısı hale geliyoruz.

    İşte bu noktada şu mekanizma devreye giriyor: Benim gibi milli kaynaklara dayanmayı düşünen hükümetlerin ipi çekiliyor. Ecevit'i iki defa indirdiler. Sanırım Erbakan'ı da aynı sebeple indirdiler ama ondan emin değilim. Ama sonuçta kum balığı gibi atlayıp oyuna gelen seçmen. Seçmen indiriyor hükümetleri. Ne zaman aklı başında, milli egemenliği savunan biri seçimi kazanır, tezgahlar, kapanlar kurulur. Ama yok efendim küresel ekonomiye, para piyasalarına, bankacılık sistemine inanıyoruz, bu sistemle kalkınacağız diyorsanız rüya görüyorsunuz. Küreselleşmenin birinci hedefi ulusal ekonomileri yok etmek ve bütün ülkeleri birbirine mecbur etmektir. Siz buna razı olursanız işte okyanus ötesinden gelen emirlere boyun eğmek zorunda kalırsınız. Başkasına hizmet etmek sizin çıkarınıza uygun mu? Değil. Sizi daha müreffeh, daha mutlu yapıyor mu? Hayır. Şu dönemde petrol sonrası döneme hazırlık için size katkı sağlıyor mu? Zinhar hayır. Manzara ortada.

    Ayrıca artık paranın peşinde koşmayı bırakıp fiziksel gerçeklere gözümüzü açmanın, enerji krizine(kriz de değil ya, öyle deniyor biz de öyle diyelim) hazırlanmanın zamanı. Bir süre sonra hiç bir paranın değeri kalmayacak. Dünyanın her yerinde(belki İsviçre hariç!) hiperenflasyon olacak. Nedenlerini Kesişen Yollar yazımda anlattım. Şu anda para ile ilgili yeni bir yazı hazırlıyorum. Vaktim olursa yarın koyacağım inşallah.
    _____________________________
    cokus.wordpress.com




  • Arkadaşlar sanıyorum ki çok güzel açıklamalar yapmışsınız uzun uzun ancak ben anlamıyor ve anlamya çalışırken sıkılıyorum.okuyorum okuyorum anlamıyorum ya Bu benzin kaç sene sonra biter ve bitene kadar fiyatları ne şekilde artar.Şunun bi açıklamasını yapsanızda ben de başlığı daha fazla işgal etmesem
    saygılar
  • Dostum özellikle ilk sayfada bu konuda açıklayıcı bilgiler var. Hepimizin yaşamını değiştirecek ve önemli bir konu, başlıkta yazan yazıları sırasıyla okumanı tavsiye ederim.

    Sorularına cevap alacağından fazlasıyla bilgi mevcut başlığın içinde.
  • 
Sayfa: önceki 2223242526
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.