Şimdi Ara

Dünya Petrol Krizi - Peak Oil (32. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
3.089
Cevap
40
Favori
190.201
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 3031323334
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Çin'in yeşil enerjisi Sputnik etkisi yapacak


    The New York Times 27 Eylül 2009




    The New York Times gazetesi yazarı Thomas Friedman, Kızıl Çin'in, Yeşil Çin'e dönüşme kararının 1957 yılında SSCB'nin uzaya gönderdiği ilk uydu olan Sputnik'e benzer etki yaratacağını ileri sürdü.


    Önümüzdeki 20 yıl içerisinde tarihçilerin geriye bakıp 2008–2009 yıllarını değerlendirdiklerinde bu döneme ait en önemli olayın, ekonomide yaşanan Büyük Durgunluk olduğu sonucuna varacaklarını ifade eden Friedman, bu görüşün ekonomik krizden çıkmayı başardığımız takdirde yerini, Kızıl Çin'in, Yeşil Çin olma yolunda aldığı karara bırakacağını ileri sürdü.

    Friedman'ın 26 Eylül'de "The New Sputnik" başlığı ile yayımlanan yazısında, Pekin’in bu kararı almasının ardında kömüre ve petrole bağlı büyümeden kaynaklanan kirliliğin yarattığı ihtiyaç olduğu ifade edildi. Yazar, Çin’de insanların artık “nefes alamaz, yüzemez, su içemez, tarım ve balıkçılık yapamaz hale geldiklerini” savundu.

    Friedman, Çin'in bu hamleyi yapmaması durumunda kendi büyümesinin aynı zamanda ölümünü de hazırlayabileceği tehlikesine işaret etti.

    İhtiyaçların aslında yaratıcılığın anası olduğunu belirten Friedman, Çin’in aldığı bu karar sonrası sadece dışarıya oyuncak satan bir ülke değil gelecekteki elektrik arabalarının, güneş panellerinin, güneş pillerinin ve enerji verimliliği sağlayan yazılımların ihracatçısı olacağının altın çizdi.

    21. YÜZYILIN SPUTNİK’İ
    Friedman yazısında şöyle dedi:

    “İnanıyorum ki, Çin'in yeşil [enerji] kararı, Sovyetler Birliği tarafından 1957 yılında uzaya gönderilen ilk uydu olan Sputnik'in, 21. yüzyıldaki dengidir. Sputnik ağzımızı açık bırakmış, Başkan Eisenhower'ı ABD'nin füze teknolojisinde geride kaldığına ikna etmiş ve Amerika'yı, bilim, eğitim, altyapı ve daha sonra yan ürün olarak interneti de ortaya çıkaracak iletişim ağı alanlarında büyük yatırımlar yapmaya itmişti.”

    Çin'in temiz teknoloji seçimi ile Sputnik'in yeniden gökyüzüne fırlatıldığını söyleyen Friedman, ABD Kongre'sinde hakim görüş olan bu ülkenin çevreyi kirletmede ABD'yi geride bırakacağı tezinin de artık geçerliliğini yitirdiğini belirtti. Friedman, bunun aksine Çin'in, ABD'yi daha yeşil olma konusunda geride bırakmaya çalıştığını söyledi.

    Yazar, her ne kadar yenilik konusunda hala ABD'nin çok gerisinde olsa da Çin’in düşük maliyetli güneş ve rüzgar enerjileriyle pil üretimine odaklanarak bu ürünler için dünyanın en büyük pazarını inşa ettiğini ifade etti.

    HEPİMİZ KAZANABİLİRİZ
    Yazısında Enerji Politikası Müsteşarı David Sandalow'un görüşlerine de yer veren Friedman şöyle devam etti:

    "Sandalow şöyle diyor: 'Eğer onlar 21. yüzyılın teknolojilerine yatırım yapar da biz 20. yüzyılın teknolojilerine yatırım yaparsak, onlar kazanır. Eğer her ikimiz de birbirimize meydan okuyarak 21. yüzyılın teknolojilerine yatırım yaparsak, hep beraber kazanırız.’

    “Ne yazık ki, biz hala yarışa girmiş değiliz. Bu tıpkı Sputnik gökyüzüne fırlatıldığında onu kayan bir yıldız olarak görmemize benziyor. Politikacılarımızın çoğu stratejik bir karşılık vermek yerine, hala 1 Numara olduğumuza inanıyor. Ruhunu köhnemiş kömür ve petrol endüstrilerine satmış olan ABD Sanayi ve Ticaret Odası, nüfuzunu yenilenebilir enerji kaynaklarını teşvik edecek yasanın Kongre'den geçmesini önlemek için kullanıyor."

    ÇİN ENERJİ DEVİ OLMAK İSTİYOR
    Friedman, Çin'in küresel ısınma ile ilgili tartışmalar üzerinde fazla zaman kaybetmediğini, bunun da 2050 yılında dünya nüfusuna eklenecek 2,5 milyar insanın yüksek oranda enerji tüketen yaşam standartlarına sahip olacağını bilmelerinden kaynaklandığını belirtti.

    Çin'in, enerji teknolojisini öne çıkacağı böyle bir dünyada büyük oyuncu olmayı planladığını da ileri süren Friedman yazısını şöyle sonlandırdı:

    "Plan B 4.0.' adlı kitabın da yazarı olan çevrebilimci Lester Brown, 'ABD, yeni rüzgar enerjisi üretimi konusunda geçen üç sene boyunca dünyada liderlik rolünü oynadı' dedi ve şöyle devam etti, 'Bu yılın sonu itibariyle, Çin yeni rüzgar enerjisi konusunda bizi öyle hızlı şekilde geçecek ki, nasıl geçtiğini göremeyeceğiz.'

    "Elbette, Çin ucuz ve kirli kömür kullanarak büyümeye ve aşırı heyecanlı çevrecileri tutuklamaya, odun ve mineraller için Afrika ormanlarını mahvetmeye devam edecek. Buna hiç şüphe yok. Ancak şüphe duyulmayan diğer bir şey daha var; Çin buna paralel olarak temiz enerji uygulamasına ve yeniliklere ağırlık veriyor. Bu günümüzün Sputnik'i. Bunu ihmal etmek de bizim için tehlikeler taşıyor."




  • Valla kazanan birileri olacaksa da yığınların kaybedeceği kesin.
    http://www.technewsworld.com/story/The-US-Perilous-Path-to-Energy-Enslavement-68214.html?wlc=1254185579&wlc=1254186367&wlc=1254216222
    Aradan bir bilgiyi cımbızla çekip sunuyorum: Şu anda elektrik abonelerinin çektiği elektriği uzaktan(merkezden, elektrik şirketinden) kısan ya da kapatan sistemler üzerinde çalışılıyor. Enerjide arz artışının sonuna geldiğimiz için artık elektrik dağıtım şirketleri herkese istediği anistediği kadar elektrik verme tahhüdünden vazgeçmek istiyor. Uzun süredir yazılıp çizilen bu smart grid olayı gerçekleşince kısacası en iyi ihtimalle şu anda gönüllü olarak uygulanan çoklu tarife, abartılmış katsayılarla ve zorunlu olarak uygulanacak. Kimse zirve saatlerde çamaşır makinesini, klimasını açamayacak. Daha uç uygulamalarda şirket abonenin elektriğini direk kesecek. Tabi olan zavallı vatandaşa olacak. Atıyorum 365 gün 24 saat hiç durmadan çalışan ve küçük bir kasaba kadar elektrik çeken bir çimento fabrikasını kimse zirve saatlerde durdurmaya kalkmayacak...

    ***

    Age Of Stupid belgeseli ile ilgili yorumlarımı blogumda okuyabilirsiniz.
    cokus.wordpress.com



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nlty2000 -- 29 Eylül 2009; 16:22:15 >




  • http://www.marketwatch.com/story/wwiii-population-wars-a-12-bomb-equation-2009-09-29

    The coming Population Wars: a 12-bomb equation

    3. dünya savaşı- populasyon savaşları..

    Bu yazıyı iyi okuyun.. Sonra da çare aramaya başlayın..

    Özellikle İstanbul'da oturanlar için..
  • Aslında şehirle ilgisi yok. Siyasi liderlere de yazdım, forumlarda yazdım, bloga yazdım, dilimde tüy bitti. Nüfusumuzun acilen sabitlenmesi lazım. Sadece bir parti kafamıza dayanmış olan tabancayı ciddiye alır görünüyor. O parti de pratikte oy oranı milyonda bir olan tek bir kişiden oluşuyor. Hocam anlatıyor ama dinleyen, okuyan kim:http://www.hurriyet.com.tr/yasarnuriozturk/10907223.asp?gid=241
    Kişisel olarak yapılacak şey belli. Hani nasıl daha çevreci oluruz nasıl daha az karbon ayakizi bırakırız gibi tavsiye listeleri olur ya. Birincisi hep atlanıyor. Çocuk yapmayın, karbon ayak iziniz direk yarıya insin. Ya da bir çocuk yapın, nüfusu artırmayın. Bu kadar basit. "E ama filanca yörede sekizer onar çocuk yapıyorlar. Biz niye duralım?" İyi o zaman hep birlikte sinek gibi çoğalıp topluca ölelim! Kardeşim sen o adamın sekizer sekizer üremesine engel olacak iradeyi hükümet yapacaksın işte. Gürcistan'dan, Orta Asya'dan, Irak'tan gelen göçleri durdurma programı olan adamı işbaşına getireceksin. Bugün Irak, yarın Pakistan, Afganistan. Adamlar yürüye yürüye gelecek sınırına dayanacak. Bakın şimdi Pakistan'daki rezilliği biliyorsunuz, bombalardan kaçan ikiyüz bin kişi mülteci çadırlarında tifüs ve kolera ile sarmaş dolaş ölümü bekliyor. Daha 80'lerde Saddam'dan kaçan Iraklılar doluşmadı mı aramıza? Unuttuk, değil mi?

    Bu haberde bahsedilen toplantıyı düzenleyen Bill Gates, Norveç'teki yer altı tohum bankasının sponsorları arasında olan Bill Gates. Aynı zamanda kendine dünyanın dört bir yanında geniş araziler alıp dev, sığınaklı malikaneler yaptıran Bill Gates. Bunlar yavşak basında pek yazmaz. Yavşak basın bu süper zenginlerin en az birer nükleer sığınağı olduğunu da yazmaz. Organik ürünlerle beslendiğini de yazmaz.

    Bu yazıyı herkes okusun. Dingilizce bilmeyen Google Translate'te çevirtip okusun. Çeviri düzgün olmuyor ama en azından konu başlıkları anlaşılır.

    ***

    Şimdi gelelim paraya pula. Önce şu haber:
    Spain tips into depression
    http://www.telegraph.co.uk/finance/economics/6228390/Spain-tips-into-depression.html
    İspanya cortladı. Okuyan bilir. Bu cortlamalar genelde uzun süren düşük faiz, kredi patlaması ve borçlanma rallileri sonunda olur. ABD'de de emlak balonu bu şekilde patladı. Emlakla kalmayıp bütün ekonomiyi etkiledi. Türkiye nereden geldiği belli olmayan bir kaç milyar dolarla bu krizden bir miktar izole edildi. Deyim yerindeyse kuvöze elındı. Buna rağmen işsizlik %40'a geldiyse kuvözden çıkınca ne olur düşünün. Kredi manyaklığı hala devam ediyor. Hükümet çıldırmış gibi borçlanıyor, millet beynini omlet yapıp yemiş olacak ki hala krediyle ikinci ev, ikinci sıfır araba alıyor. Böyle giderse İspanya'dan çok daha kötü bir bunalıma gireceğiz. İspanya'nın en azından nispeten iyi bir dış ticaret dengesi var. Bizde o da yok. Yavşak basın bunları da yazmaz...

    Cortlayan İspanya geleceğine de yatırım yapamaz hale geliyor. Bir örnek:
    Spanish Government Halts Solar Subsidies
    http://www.pollutionengineering.com/Articles/Blog_Bigham/BNP_GUID_9-5-2006_A_10000000000000659125

    ___________________________________
    cokus.wordpress.com



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nlty2000 -- 30 Eylül 2009; 13:06:54 >




  • silindi



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nlty2000 -- 30 Eylül 2009; 13:02:41 >
  • quote:

    Türkiye nereden geldiği belli olmayan bir kaç milyar dolarla bu krizden bir miktar izole edildi.


    irandan gelmiş diyorlar

    quote:

    Aslında şehirle ilgisi yok. Siyasi liderlere de yazdım, forumlarda yazdım, bloga yazdım, dilimde tüy bitti. Nüfusumuzun acilen sabitlenmesi lazım. Sadece bir parti kafamıza dayanmış olan tabancayı ciddiye alır görünüyor. O parti de pratikte oy oranı milyonda bir olan tek bir kişiden oluşuyor


    ama başbakanımız en az üç çocuk diyor , ''balık baştan kokar'' atasözü bu işe tam oturuyor sanırım.

    Zaten okuyan toplum olmadığımızdan basın yazsada anlayamayan yine anlayamayacak (aziz nesinin meşhur zeka yüzdesi ile sözünü hatırlayalım adam boşuna söylemedi)alyesinde kendileri olabilir. Bunlar önemlşi değil önemliolan ülkenin birikimi nasıl heba ediliyor .Madem nufus çok o zaman kaynakları daha isabetli geri dönüşü olacak şekilde yatırmak lazım. bakıyoruz binayı rant haline getirip paraları taşa kuma gömüyorlar devler kuruluşlarını önce verimsiz hale getirip sonra ''babalar gibi satarım'' diye caka satıyorlar. Ehh seyrederek ancak bu kadar oluyor. Toplu kurutuş ümidi zaten 30 yıl önce gitti bireysel kurtuluş için rant devri açıdı o da gitti şimdi felaketten rant yapacaklar çıkacak . bekleyen görecektir.yakın zamnda sel felaketinde tabak çanak toplayanlar vardı ya işte benzer şeyleri daha da sık göreceğiz.hele bir 2013 ocak ayı gelsin ne olduğumuzu daha yakından göreceğiz.




  • nlty2000 özellikle ikinci yazıya takıldım. İspanya'nın altına saldıktan sonra hafifçe gülümsemesini izleyeceğiz gibi görünüyor. Tüm parayı mevcut teknolojiye yatırarak, olayı çözülemez hale getiriyorlar. Sonuç az-çok belli. Verimlilik yerlerde sürünürken sırf "işte bakın biz bu işte ustayız" dercesine teknolojiden anladıklarını söylüyorlar. Halk "verin biz de kullanalım" diye tutturunca ne halt edecekler acaba?

    hazardousmen'in verdiği yazıyı da okudum. Sanırım bu köy hayatı meselesi daha da önemli bir hal alıyor. Şahsen ilk fırsatta çalışmalara başlamak niyetindeyim. En az zararla kurtul(ama)manın yolu bu olsa gerek. 12 adet madde de aşağı yukarı bildiğimiz, tartıştığımız maddeler ve güzelce sıralanmış. Her birinin geleceği hakkında yorumlar mevcut. İç açıcı değil ama idare edin.
  • Jared Diamond'un TÜBİTAK yayınlarından çıkan "Tüfek, Mikrop ve Çelik" adlı kitabını okumuştum. İnsanlık tarihini anlatan bu kitap halen en sevdiklerim arasındadır.

    İnsanlığın gelişimini bu derece iyi bilen bir bilim insanı olarak söylediklerini herkes düşünmeli.

    Bu arada 3 Ekim akşamı bu şehirden kurtulmuş oluyorum. Hepinizi bekliyorum.
  • World Future Energy Summit 2010 set to reach three-year high

    More than 50 countries confirm participation in pivotal gathering in UAE capital
    • Summit conference anticipates 3,000 delegates and 100 high-level speakers
    • Exhibition space at WFES 2010 increases 51 per cent to 45,000 square metres

    bekleyelim bakalım toplantıdan ne çıkacak

    http://www.worldfutureenergysummit.com/news.aspx?Id=290
  • http://news.tradingcharts.com/futures/7/6/129329867.html

    Third, we face longer term prospects of increased competition for finite resources, most notably, oil. At some point - even with vigorous exploration and development efforts - global demand for oil will exceed supply. As we approach the point when the world's oil-hungry economies are competing for insufficient supplies of energy, oil will become an even stronger magnet for conflict. Although the current recession has softened demand for oil, it has also led to falling investment in the energy sector. The International Energy Agency projects that global investment in oil and natural gas production will fall by $100 billion this year. These cuts come at a time when more investment is needed to counteract high oil field decline rates. This increases the possibility of extreme oil scarcity in the relatively near future.

    Senatör Logar'ın makalesi..




  • Konudan bağımsız olucak ama buraya da koyma gereğini hissettim..

    Osmanlı'yı yıkan da, Türkiye Cumhuriyetini kurulmasında ittifaklık eden de, ki kuruluşumuz sonrası tarihimizin karışıklığı hakkında ciddi ciddi şüphelerim var, tamamen bir ''sümenaltı'' durumu söz konusu, onlara girmek istemiyorum, belirtmek isterim.. Belli başlı politikacıların ağzından arada bir ''bu konular 50-100 yıl sonra açılmalı'' lafları çıkar, çok derin, acı, ezici konulardır, sanırım bir kısmını öğrenmiş buluyorum, gerçi tarih tartışmalıdır, ama en azından kuruluş yıllarımızda eksik tarih sayfalarının bir kısmını tamamladım.. Cumhuriyetimizin kurulduğu günden beri içişlerimizden 1 gün olsa dahi elini çekmemiş bir ülke için, bizim topraklarımızdaki her olaydan haberi olan, yöneten yönlendiren ülke için şu günlerde yazılmış iyi yazılardan birisi..

    Bu ülkede 80 darbesini, diğer darbeleri, her türlü kışkırtmaları, her türlü olayları ya komunistler yaptırmıştır, ya bir takım örgütler yaptırmıştır, ya ABD yaptırmıştır, ya sionistler yaptırmıştır, ama birisinin adı hiç geçmez..

    http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/Default.aspx?t=02.10.2009&y=YusufKaplan

    Çok fırın ekmek yemek lazım.. Ben yedim, artık biliyorum, kimin ne olduğunu..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hazardousmen -- 2 Ekim 2009; 23:33:20 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: hazardousmen

    Konudan bağımsız olucak ama buraya da koyma gereğini hissettim..

    Osmanlı'yı yıkan da, Türkiye Cumhuriyetini kurulmasında ittifaklık eden de, ki kuruluşumuz sonrası tarihimizin karışıklığı hakkında ciddi ciddi şüphelerim var, tamamen bir ''sümenaltı'' durumu söz konusu, onlara girmek istemiyorum, belirtmek isterim.. Belli başlı politikacıların ağzından arada bir ''bu konular 50-100 yıl sonra açılmalı'' lafları çıkar, çok derin, acı, ezici konulardır, sanırım bir kısmını öğrenmiş buluyorum, gerçi tarih tartışmalıdır, ama en azından kuruluş yıllarımızda eksik tarih sayfalarının bir kısmını tamamladım.. Cumhuriyetimizin kurulduğu günden beri içişlerimizden 1 gün olsa dahi elini çekmemiş bir ülke için, bizim topraklarımızdaki her olaydan haberi olan, yöneten yönlendiren ülke için şu günlerde yazılmış iyi yazılardan birisi..

    Bu ülkede 80 darbesini, diğer darbeleri, her türlü kışkırtmaları, her türlü olayları ya komunistler yaptırmıştır, ya bir takım örgütler yaptırmıştır, ya ABD yaptırmıştır, ya sionistler yaptırmıştır, ama birisinin adı hiç geçmez..

    http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/Default.aspx?t=02.10.2009&y=YusufKaplan

    Çok fırın ekmek yemek lazım.. Ben yedim, artık biliyorum, kimin ne olduğunu..


    Yazı okunuyor rahatlıkla lakin çok kısa. Genelde "üç kağıtçı İngilizler" demekten öteye gidememiş. Yazı dizisi olarak devam etse çok iyi olurmuş bence.

    Gerçi böyle bir şeye kalkışsa ömrü ne kadar olur bilinmez ya orası da ayrı bir durum.




  • Cumhurbaşkanı, “Eğer bu sorunu hızla biz çözmezsek başkası çözer” mesajı vererek, bir an önce somut adımların atılmasını istedi.

    http://www.ntvmsnbc.com/id/25006383/

    Bölgeden Kuzey Irak petrollerinin geçeceğini ve onların Akdenizden denize ulaşacağını oradan da istikametin batı olduğunu biliyorsunuz..

    Irakta güvenlik aşağı yukarı sağlandı, şimdi sıra geldi petrollerin koridorunun güvenliğine.. Bölgeyi gül bahçesine çevirmek gerekiyor..

    ''Başkası'' kısmını anlamışsınızdır sanırım..

    Zaten biliyordunuz da ben hatırlatayım dedim..




  • Savaşa gidiyor muyuz?

    Artık PClere düştüğüne göre zihnen alışmaya başlasak fena olmaz..

    http://www.gametrailers.com/video/exclu%20...%20int/55402#
  • size bişiy söyliyim mi ?
    petrol hiç bi zaman bitmeyecek,
    çünkü azaldıkça değerlenecek!

    değerlendiği için şu an pahalı gözüken alternatifleri seçilecek !
  • quote:

    size bişiy söyliyim mi ?
    petrol hiç bi zaman bitmeyecek,
    çünkü azaldıkça değerlenecek!

    değerlendiği için şu an pahalı gözüken alternatifleri seçilecek !


    Biz burada petrolün biteceğini iddia etmiyoruz ki zaten, teknik olarak kuyu ekonomik olmaktan çıktıktan sonra (ki bu durumda hala kuyuda çok az miktarda petrol kalır) kuyu kapatılır.. Yani petrol bitmez..

    Rüzgar,güneş, hidrojen, biodizel vs. gibi EROEI değeri petrole nazaran kıyas edilmeyecek oranda düşük yakıtlarla dünyanın 7 milyar insanı besleyebileceğini mi düşünüyorsunuz? Sormak isterim..

    Carrying Capacity diye bir terim var bilmem bilirmisiniz.. 2020'de bu kapasite 4-5 milyar civarında olucak..

    Mühim olan bu hesapta 7 - 5 = 2 milyar insan..

    Bu 2 milyar insanın kim olucağı sanırım önemli değil mi?

    3. dünya savaşının populasyon yoketme savaşları olucağını söylemiştik, hemen biraz yukarıda..

    Muhtemelen bu 2 milyara Türkiye'den de dahil bir populasyon vardır.. Özellikle İstanbul'dan..




  • Petrol bitene kadar kullanmaya devam ederler.Sonrası için kullanılacak yakıt bor olabilir.Yakın zamanda müthiş bir enerji kaynagı bulunmazsa Dünyada sıkıntı başlar bence.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: *Overdose*

    size bişiy söyliyim mi ?
    petrol hiç bi zaman bitmeyecek,
    çünkü azaldıkça değerlenecek!

    değerlendiği için şu an pahalı gözüken alternatifleri seçilecek !


    Burada yazılanları toplayınca, bir kitapçık oluşacağı aşikar.

    Bu kadar yazıyı günlerce okumaya çalışıyor merakı olan. Merakın yoksa ve sırf bir şey yazmış olmak için başlığa takıldıysan bence zahmet etme. Sadece okuyarak da çok büyük katkı sağlarsın.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: hazardousmen

    http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/Default.aspx?t=02.10.2009&y=YusufKaplan

    Çok fırın ekmek yemek lazım.. Ben yedim, artık biliyorum, kimin ne olduğunu..

    Kaplan'ın bu yazısını pek ciddiye alamıyorum. Teaser gibi yazı yazmış, neden bahsediyor belli değil. Tayyip'in ve dış işleri bakanının bir dış politikaya sahip olduğunu iddia ediyor. Bakan değişince işlerin değişeceğine inanıyor. Olacak iş değil.
    "Artık biliyorum" demek düşeceğiniz en büyük hata olur. Sokrates'in tek bildiği hiç bir şey bilmediği imiş. Ben daha hiç bir şey bilmediğimi öğrenmeye çalışıyorum...




  • quote:

    "Artık biliyorum" demek düşeceğiniz en büyük hata olur. Sokrates'in tek bildiği hiç bir şey bilmediği imiş. Ben daha hiç bir şey bilmediğimi öğrenmeye çalışıyorum...


    O pencereden bakarsanız Sokrates'ün düşünce yapısı düsturumdur zaten.. Ben ''biliyorum'' dediğimde bu zaten her zaman yanlışlanabilir demektir..

    Ama yine de içi boş olsa da bir noktaya işaret etmiş, gönül isterdi ki içini de doldursun ama doldurulmamış nedense..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hazardousmen -- 4 Ekim 2009; 13:30:18 >
  • 
Sayfa: önceki 3031323334
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.