Şimdi Ara

hayattan beklentiniz nedir

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
39
Cevap
2
Favori
1.394
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Hayattan beklentiniz nedir dünyaya bir kere geliyorsunuz yani amacınız nedir sevdiklerimiz ölüyor ve bizde öleceğiz 1 tane ömrümüz var mesela ömrünüzü siyasetçi olup insanlarla uğraşarak insanlara adanmış Bir Ömür geçirirsiniz yoksa evreni dünyayı anlamayana mı harcamak istersiniz yani bilimle fizik vs geçirmek isterdiniz neler merak ediyorsunuz merak ettim iyi akşamlar

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >



  • maddi olan her şeyin bir değeri vardır, bu değeri belirleyen şey ise paradır. aslında bu bir mittir, hakikat nezdinde gerçek değeri tanımlamak insanın yapabileceği bir şey değildir, bu yüzden insan kendince bir değer ve ölçü belirlemiş, bunun üzerinden hareket etmiş, her toplum da buna uymuştur. bu düzen insanlık tarihinde tarıma başlandığı andan itibaren var, lidyalılardan beri var olan bir şey bu.

    günümüz dünyasında milyarlarca insan emek ve çaba vererek bir şeyler üretiyor. üretilen bu şeyler sayesinde insanların hayatı kolaylaşıyor, haz duyuyorlar. bu ürünlerin tüketici eline ulaşması büyük bir süreç. böylesine bir sürecin parçası olan her dişli elbette emeğinin karşılığını almak istiyor. yüz yıllardır bu karşılık "para" olarak belirlenmiş. para kazandıkça maddi olan her şeye ulaşım ve elde etme imkanın artıyor, maddi olan her şeye ulaşım ve elde etme imkanın arttıkça daha yüksek konfor ve keyif sahibi olma durumu söz konusu oluyor.

    her şey ama her şey sınıfsaldır. içtiğin su, yediğin yemek, yaşadığın ev, aldığın eğitim, beraber olduğun insan.. kendini ne kadar geliştirirsen geliştir, sermayen olmadığı müddetçe ulaşabileceğin maksimum nokta bellidir. bu yüzden eğer güzel, rahat bir yaşam istiyorsak amacımız temelde ekonomik özgürlük kazanmak ancak ileride bunun daha fazlasını elde etmek olmalıdır.

    ~

    viktor emil frankl, insanın anlam arayışı kitabında hayatındaki tüm tecrübelerden faydalanarak hayata anlam kazandırmak için 3 yolun mümkün olduğundan bahseder:

    1) bir işe kendini adamak
    2) bir şeyi fedakarca sevmek
    3) acılara kahramanca göğüs germek

    ben bu aşamada kendisini haklı buluyor ve 1. yola yakın olduğumu düşünüyorum, meslek tercihimi de bu yönde yapmayı planlıyorum. 2. yol için doğru insanın bulunması gerek ancak bu çok zor bir durum. 3. yol ise benim bakış açıma oldukça ters olduğu için direkt eleniyor zaten.

    ek olarak schopenhauer'in felsefesinden de çok etkilendiğimi söylemek isterim. mizaç yapım gereği verdiği tavsiyeleri hiç anormal bulmuyorum, aksine kendime oldukça uygun görüyorum. duruma, gidişata göre karar vereceğim, illa bir yoldan sabit bir şekilde gitmeme gerek yok, seçenekleri açık tutmak en iyisi.

    tanrı inancına bakıyor bence bu durum. öldükten sonra bir hayata inanmak ya da inanmamak, hayata olan bakış açımızı kökten değiştirebiliyor. şahsi deneyimlerim üzerinden tanrı inancına sahip birisi olduğumu (çünkü deneyimlerimin beni buna ittiğini) söyleyebilirim ancak inançların bir seviyeden sonra gerçeğe dönüşmesi durumu sebebiyle başıma gelenlerin sebebi inançlarım olabilir. beyin korkunç bir yapıya sahip, eğer bir şeye kendinizi yeterince inandırırsanız o durum gerçekleşiyor..

    bu illüzyonik bir durum mu yoksa hakikat mi emin değilim, kendimden (zihnimden) ve algılarımdan şüphe duyduğum için hayatıma iki görüşü de temel nitelikte alamıyorum. nefsime uyarak pasif nihilizme yönelmek çok daha kolayıma geliyor; bu yönde fikir sahibi olmak isteyenlere ivan gonçarov'un "oblomov" adlı eserini şiddetle öneririm.

    sanırım çok karışık oldu çünkü düşüncelerim ve hislerim de bir bu kadar karışık her neyse, şimdilik bu kadar
  • Bir ömür devam eden Bekir Avşar üyeliği..
    Hayattan beklentim budur.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bir beklentim yok,en kısa sürede ölmek istiyorum

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Ben çocukken çitos cipsin içinden Beyblade çıkardı.Siyah olan ise en havalı olandı ve mahallede kimsede yoktu.Ama bir gün bana siyah beyblade çıktı.Yaklasik 1 hafta kadar oynadım sonra nasıl olduysa kayboldu.Ve ben o gün kendi kendime bir söz verdim.Dedim çeka bir gün onu bulacaksın.İşte daha fazla insana ulasmak o Beybladei sormak için hem dh hem ekşi hem de memurlar.net sitesinde farklı hesaplarla ilerliyorum

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Para

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • İş bulunacak


    Evlenilecek


    Saygınlık

  • İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi halık-ı kainatı tanımak ve ona iman edip ibadet etmektir.

    (Bediuzzaman )

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Hayattan bunalan var mı beyler
    10 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • Ankaratiplinin sifatini gormek


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İnsan küçücük bir virüsle dahi mücadele edemeyecek kadar acizken gerçek amacını kendisinin belirlemesi iddası abes olur .

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • ayetulkubra kullanıcısına yanıt

    Evet. Aynen öyle. İnsan ki öyle aciz bir varlık ama gel gör ki çok büyüklenir böbürlenir

    Allah Kuranı Kerimde biz insanı çok güzel yarattık demedi mi

    Peki peşinden gelen ayette ne dedi ?

    BİZ ONU AŞAĞININ AŞAĞISI YAPTIK.

    İnsanoğlu gerçekten aşağılık bir varlık. İman eden de şükür eden de Allaha olması gerektiği gibi kulluk eden de çok azdır.

    Rabbim ayette de diyor ya kullarımdan şükreden azdır diye. Rabbim gerçekten çok sabırlı çok yüce tek yüce olanı.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Battlefield Maşuku -- 27 Eylül 2021; 7:38:36 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • S2Ş

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • maddi olan her şeyin bir değeri vardır, bu değeri belirleyen şey ise paradır. aslında bu bir mittir, hakikat nezdinde gerçek değeri tanımlamak insanın yapabileceği bir şey değildir, bu yüzden insan kendince bir değer ve ölçü belirlemiş, bunun üzerinden hareket etmiş, her toplum da buna uymuştur. bu düzen insanlık tarihinde tarıma başlandığı andan itibaren var, lidyalılardan beri var olan bir şey bu.

    günümüz dünyasında milyarlarca insan emek ve çaba vererek bir şeyler üretiyor. üretilen bu şeyler sayesinde insanların hayatı kolaylaşıyor, haz duyuyorlar. bu ürünlerin tüketici eline ulaşması büyük bir süreç. böylesine bir sürecin parçası olan her dişli elbette emeğinin karşılığını almak istiyor. yüz yıllardır bu karşılık "para" olarak belirlenmiş. para kazandıkça maddi olan her şeye ulaşım ve elde etme imkanın artıyor, maddi olan her şeye ulaşım ve elde etme imkanın arttıkça daha yüksek konfor ve keyif sahibi olma durumu söz konusu oluyor.

    her şey ama her şey sınıfsaldır. içtiğin su, yediğin yemek, yaşadığın ev, aldığın eğitim, beraber olduğun insan.. kendini ne kadar geliştirirsen geliştir, sermayen olmadığı müddetçe ulaşabileceğin maksimum nokta bellidir. bu yüzden eğer güzel, rahat bir yaşam istiyorsak amacımız temelde ekonomik özgürlük kazanmak ancak ileride bunun daha fazlasını elde etmek olmalıdır.

    ~

    viktor emil frankl, insanın anlam arayışı kitabında hayatındaki tüm tecrübelerden faydalanarak hayata anlam kazandırmak için 3 yolun mümkün olduğundan bahseder:

    1) bir işe kendini adamak
    2) bir şeyi fedakarca sevmek
    3) acılara kahramanca göğüs germek

    ben bu aşamada kendisini haklı buluyor ve 1. yola yakın olduğumu düşünüyorum, meslek tercihimi de bu yönde yapmayı planlıyorum. 2. yol için doğru insanın bulunması gerek ancak bu çok zor bir durum. 3. yol ise benim bakış açıma oldukça ters olduğu için direkt eleniyor zaten.

    ek olarak schopenhauer'in felsefesinden de çok etkilendiğimi söylemek isterim. mizaç yapım gereği verdiği tavsiyeleri hiç anormal bulmuyorum, aksine kendime oldukça uygun görüyorum. duruma, gidişata göre karar vereceğim, illa bir yoldan sabit bir şekilde gitmeme gerek yok, seçenekleri açık tutmak en iyisi.

    tanrı inancına bakıyor bence bu durum. öldükten sonra bir hayata inanmak ya da inanmamak, hayata olan bakış açımızı kökten değiştirebiliyor. şahsi deneyimlerim üzerinden tanrı inancına sahip birisi olduğumu (çünkü deneyimlerimin beni buna ittiğini) söyleyebilirim ancak inançların bir seviyeden sonra gerçeğe dönüşmesi durumu sebebiyle başıma gelenlerin sebebi inançlarım olabilir. beyin korkunç bir yapıya sahip, eğer bir şeye kendinizi yeterince inandırırsanız o durum gerçekleşiyor..

    bu illüzyonik bir durum mu yoksa hakikat mi emin değilim, kendimden (zihnimden) ve algılarımdan şüphe duyduğum için hayatıma iki görüşü de temel nitelikte alamıyorum. nefsime uyarak pasif nihilizme yönelmek çok daha kolayıma geliyor; bu yönde fikir sahibi olmak isteyenlere ivan gonçarov'un "oblomov" adlı eserini şiddetle öneririm.

    sanırım çok karışık oldu çünkü düşüncelerim ve hislerim de bir bu kadar karışık her neyse, şimdilik bu kadar



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-B849B3DA4 -- 27 Eylül 2021; 9:39:0 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Teşekkürler

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Hayatta hiçbirimizin bir amacı yok. Kendi amacımızı kendimiz belirleyebiliriz fakat bu amaç sadece bir illüzyondan ibaret olur. Yaptıklarımızın, isteklerimizin, düşündüklerimizin bir önemi yok. Evrenimiz maddelerin birbirleriyle etkileşimlerinden ibaret sadece. Yerçekimsiz bir ortamda odaya fırlattığın 500 adet topun duvarlardan sekerek ve birbirlerine çarparak hareket edişleri gibi. Atomlarımız başka atomlarla etkileşiyor ve bu etkileşimlerin bir sonucu oluyor. Özgür irade algımız, uçurumdan düşen bir dal parçasının düşüşü sırasında taşlara çarpıp hareket doğrultusunu değiştirmesini kendi özgür iradesi olarak yorumlamasından farksız. Hiçbir şeyi kendi isteğimizle yapmıyoruz. Özgür iradeye sahip değiliz. Seçeneğimiz yok. Amacımız yok. Yapmamız gereken veya yapmamamız gereken bir şey yok. doğduk, yaşıyoruz, öleceğiz. Doğmamızın da yaşamamızın da ölmemizin de hiçbir anlamı ve önemi yok. İnsanlar anlamsız hayatlarına devam edebilmek için ne kadar kendini kandırırsa kandırsın gerçek bu. Bunlara rağmen yaşamaya devam ediyoruz çünkü devam etmemenin de bir anlamı yok. İstediğin şeyleri seçemiyorsun fakat yine de istiyorsun. İstediğin şeyleri elde etmek için de çaba sarf ediyorsun, temel bir anlamı olmadığını bilmene rağmen. Mutlu olmak için çaba sarf ediyorsun, çünkü böyle evrimleştin. Anlamsızlığı kabul edip yaşamaya devam etmek, yaptığım şey bu. Yapmak zorunda da değilim fakat yapıyorum. Mutluyum ve hayattan zevk alıyorum fakat zıttı olsaydı da arada bir fark yoktu.





  • ne çok filozof varmıs forumda

  • kendi imparatorluğumu kurmak

  • angarazıpzıplıyla hasbihal etmek

  • ayetulkubra kullanıcısına yanıt
    hahha bu nurcularin peygamberi bediuzzaman kitaplari da risale hep boyle yazarlar

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.