Şimdi Ara

### HI-FI SİSTEMLERDE KULLANILAN KABLOLAR VE SESE OLAN ETKİLERİ, KULLANICI YORUMLARI ### (17. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
986
Cevap
30
Favori
86.090
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1516171819
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Bence de kablo işine girin. Sadece burada yazarak audio dünyasında kablonun yerini anlayamazsınız. İşin içine girince nelerin nasıl fark yarattığını kendiniz görürsünüz. Tabi siz kablo yapıyorsunuz diye odyofillerin size para dökeceğini düşünürseniz büyük hüsrana uğrarsınız. Sadece başarılı ürünler piyasada yer bulabilir. Biraz para kaybettikten sonra gerekli tecrübeyi edinir, devam edip etmemeye karar verirsiniz.
  • aydinsakaryali A kullanıcısına yanıt
    olur durmam.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: siyau

    İlker bey, bence de deveye hendek atlatmakla uğraşmayalım. Daha iyi bir fikrim var, odyofil kablo işine girelim :) Ne de olsa burada da gördüğünüz gibi, hayal satın almaya dünden razı birçok potansiyel müşteri mevcut. Bu potansiyeli değerlendirmek lazım.

    Üstelik şöyle bir güzel yanı da var yapacağımız işin; sattığımız ürünün vaat ettiklerini gerçekleştirdiğine dair hiçbir ispat yükümlülüğümüz de olmayacak.

    Fizik kurallarından dem vuran arkadaşların fizik'in f'sinden bile haberi olduğunu zannetmiyorum. Yine benzer bir şekilde, başka bir arkadaş "skin effect"ten bahsetmiş. Skin effect dediğimiz şey sadece 200kHz ve üstü frekanslarda ölçülebilen bir dirençtir, duyma eşiğim 200khz diyen kişi de üstün insandır herhalde. Bunu bilemeyecek kadar teknik bilgiden yoksun insanlara olmayacak vaatlerle, olmayacak fiyatlarla ürün satmak çok da zor olmasa gerek.

    Bahsettiğiniz arkadaş benim sanırım, buraya birkaç ölçüm sonucu koyar mısınız rica etsem sadece 200khz üzerinde mi ölçümlenebiliyor görelim.

    Grafiği koyarken kablonun uzunluk, çap ve direnç değerleri ile hangi cihaz ile ölçüm yapılmış eklerseniz hep beraber bakalım.

    Sizden gelmezse ben eklerim duyulabilir frekans aralığında nereye etki ettiğine beraber bakarız.bu arada duyum ile ilgili iki farklı konu var, temporal resolution konusuna bir bakın.

    Aradan seçmece şeyleri almakla olmuyor bu iş, tümüne bakıp bir sonuç çıkartmak gerekiyor. kablonun direnci, endüktans ve kapasitansını yok mu sayalım? Bunların frekans spektrumunun neresinde etkili olduklarını sanırım biliyorsunuz, ek olarak bu ölçüm değerlerinden ziyade kare dalga veya eye pattern testi ile kablo üzerinden sinyal geçtikten sonra giriş çıkış farklarının sebebini sorgulamanın veya bu sonuçları görmenin tavsiye edilmesinin neresine itiraz var anlamadım.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Benim anlamadığım da; bilimsel olarak tartışalım, ben bilim insanıyım subjektif konulara inanmam diyen kişilerin okuduklarından, anladıklarından oluşturdukları antitezi neden başkalarının görüşleriyle savundukları!

    Sizin savunduğunuzun aksine dünyanın yuvarlak olduğunu söyleyen biziz, siz ise hayır arkadaş dümdüz işte diyorsunuz. Biz yürüdük ve aynı yere geldik bunu gördük yaşadık gelin birlikte gidelim görelim diyoruz yok dümdüz işte neden gideceğim diyorsunuz, zaten bir yere gidilmeyecek diyorsunuz. Ama ya gidiliyorsa ve aynı yere geri dönülüyorsa!

    Kimse kusura bakmasın ama bu tavır kahvede oturup televizyonda ntv ekonomi izleyip ondan sonra memleketin ekonomisini kurtarmak gibi geliyor.

    Eğer siz haklıysanız bir elektrikçiden alın 5 metre kablo ve deneyin sisteminizde. Madem bir antiteziniz var bunu kendiniz deneyin ve deneyimlerinizi paylaşın ve bizi aydınlatın, okuduğunuz makaleleri anlatmayın lütfen.




  • joven kullanıcısına yanıt
    Kablolarınızı ve bütçenizi belirtirseniz daha sağlıklı cevaplar gelir hocam muhtemelen.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: joven

    Audioquest kabloları kullanıyorum
    Type 4 Quad helix
    Type 2 Quad helix
    Güç kablosu standart bir kablo

    Yalnız Değişim kule ve merkez hoparlör ve
    güç kablosu için düşünüyorum kimseninde
    o değerli vakitlerindende almak istemiyorum
    hani bir iki kelam edip tecrübeleri konusunda
    sistemimi uygun kablo alma noktasında yardımcı
    olurlar ise çok makbule geçer

    Bütçe olarak 3.000$ yalnız çok acil bir değişim değil çok acele karar vermek istemiyorum sistemimden çok memnunum benimki biraz işin fantezisi olmuşken kablolarıda değiştireyim dedim


    Sisteminiz nasıl? 3k $ eğer ikinci el düşünürseniz oldukça iyi bir bütçe.

    kablo değişimi ile hoparlör değişimi farkını yakalamanız pek olası değil maalesef.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: joven

    Audioquest kabloları kullanıyorum
    Type 4 Quad helix
    Type 2 Quad helix
    Güç kablosu standart bir kablo

    Yalnız Değişim kule ve merkez hoparlör ve
    güç kablosu için düşünüyorum kimseninde
    o değerli vakitlerindende almak istemiyorum
    hani bir iki kelam edip tecrübeleri konusunda
    sistemimi uygun kablo alma noktasında yardımcı
    olurlar ise çok makbule geçer

    Bütçe olarak 3.000$ yalnız çok acil bir değişim değil çok acele karar vermek istemiyorum sistemimden çok memnunum benimki biraz işin fantezisi olmuşken kablolarıda değiştireyim dedim


    AVR ile zor dostum pre Power da olur fark

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Taşkın_ATRA

    Paylaştığınız bilgiler için teşekkür ederiz. Ne varki eklediğiniz OxyPure kablonun iletkenlik değerini %100, isimsiz kablonun iletkenlik değerini %30 gösteren grafik okuyucuları yanlış yönlendirebilir. Bu nedenle izninizle ben de bir iki ekle yapmak istiyorum.

    OFC bakır ile ilgili dünyada 2 standart vardır.

    Birincisi C10200 veya OF "oxygen free" (oksijensiz olarak çevirebilir) bakır. %99,95 saflıktadır ve içinde sadece 0,001% oksijen mevcuttur.
    İkincisi C10100 veya OFE "oxygen free electronic" (oksijensiz elektronik olarak çevirebiliri) bakır. %99,99 saflıktadır ve içinde sadece 0,0005% oksijen mevcuttur.

    Günümüz kablo endüstrisinde kullanılan standart bakır ise

    C11000 veya ETP "Electrolytic-Tough-Pitch" (elektrolitik bakır olarak çevrilebilir) bakırdır. %99,9 saflıktadır ve 0,04% oksijen içerebilir.


    IACS "International Annealed Copper Standarts" (yani Uluslararası Tavlanmış Bakır Standartları) standart bakırın iletkenliğini %100 IACS olarak tanımlar.
    C10200 OF bakırın iletkenlik değeri 100-101% IACS
    C10100 OFE bakırın iletkenlik değeri 101-102% IACS
    C11000 ETP bakırın iletkenlik değeri 100-101% IACS 'dir.


    Tüm bu değerleri bir tablo olarak göstermek gerekirse :




    İngilizce bilen arkadaşlar için aşağıda HITACHI ve LUVATA gibi büyük OF - OFE bakır üreticilerinin katalog sayfalarını ekliyorum.

    Saygılar

    LUVATA OFE BAKIR ÖZELLİKLERİ



    HITACHI OFE BAKIR ÖZELLİKLERİ




    Kimse elektrikçiden metresi 5 tl kablo alın ve kullanın demiyor yukarıda alıntılanan bakır cinslerinden OFE özellikli bakırdan yapılmış ve kalınlığı en az 1.5 mm ve genelde 2.5 mm olan kablolardan vazgeçmeyin bu bakır kablolar Çin de çok kaliteli üretilmekte ve tüm dünyaya satılmaktadır rahatlıkla söylüyebilirimki sizin yüksek fiyatlarla kablo satan hi fi firmaları özellikle de Avrupa firmaları Çin'de üretip anormal karlarla satmaktadırlar . Ben mesleğim icabı bu teknolojiyi ve bu sektörü gayet iyi bilen biri olarak ülkemizde bakır kablo üreten firmaların neden bu piyasaya girmediklerinede şaşıyorum.Zaten Çinlilere uyandılar ve çok kaliteli ve gösterişli kablolarla piyasaya girdiler. İngiliz Hi fi dergilerindede çok olumlu yorumlar almaktadırlar. Bunlardan biride Choseal firmasının kabloları .
    Not bu konu benim için sonlanmıştır her kez kesesine göre istediği kabloyu alır mutluysa ne güzel sadece rahatsız olunan konu ben neymişim be abi en iyi sesi ben duyarım en iyi ben bilirim mantıgıdır Selamlar

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: hunhun34


    quote:

    Orijinalden alıntı: Taşkın_ATRA

    Paylaştığınız bilgiler için teşekkür ederiz. Ne varki eklediğiniz OxyPure kablonun iletkenlik değerini %100, isimsiz kablonun iletkenlik değerini %30 gösteren grafik okuyucuları yanlış yönlendirebilir. Bu nedenle izninizle ben de bir iki ekle yapmak istiyorum.

    OFC bakır ile ilgili dünyada 2 standart vardır.

    Birincisi C10200 veya OF "oxygen free" (oksijensiz olarak çevirebilir) bakır. %99,95 saflıktadır ve içinde sadece 0,001% oksijen mevcuttur.
    İkincisi C10100 veya OFE "oxygen free electronic" (oksijensiz elektronik olarak çevirebiliri) bakır. %99,99 saflıktadır ve içinde sadece 0,0005% oksijen mevcuttur.

    Günümüz kablo endüstrisinde kullanılan standart bakır ise

    C11000 veya ETP "Electrolytic-Tough-Pitch" (elektrolitik bakır olarak çevrilebilir) bakırdır. %99,9 saflıktadır ve 0,04% oksijen içerebilir.


    IACS "International Annealed Copper Standarts" (yani Uluslararası Tavlanmış Bakır Standartları) standart bakırın iletkenliğini %100 IACS olarak tanımlar.
    C10200 OF bakırın iletkenlik değeri 100-101% IACS
    C10100 OFE bakırın iletkenlik değeri 101-102% IACS
    C11000 ETP bakırın iletkenlik değeri 100-101% IACS 'dir.


    Tüm bu değerleri bir tablo olarak göstermek gerekirse :




    İngilizce bilen arkadaşlar için aşağıda HITACHI ve LUVATA gibi büyük OF - OFE bakır üreticilerinin katalog sayfalarını ekliyorum.

    Saygılar

    LUVATA OFE BAKIR ÖZELLİKLERİ



    HITACHI OFE BAKIR ÖZELLİKLERİ




    Kimse elektrikçiden metresi 5 tl kablo alın ve kullanın demiyor yukarıda alıntılanan bakır cinslerinden OFE özellikli bakırdan yapılmış ve kalınlığı en az 1.5 mm ve genelde 2.5 mm olan kablolardan vazgeçmeyin bu bakır kablolar Çin de çok kaliteli üretilmekte ve tüm dünyaya satılmaktadır rahatlıkla söylüyebilirimki sizin yüksek fiyatlarla kablo satan hi fi firmaları özellikle de Avrupa firmaları Çin'de üretip anormal karlarla satmaktadırlar . Ben mesleğim icabı bu teknolojiyi ve bu sektörü gayet iyi bilen biri olarak ülkemizde bakır kablo üreten firmaların neden bu piyasaya girmediklerinede şaşıyorum.Zaten Çinlilere uyandılar ve çok kaliteli ve gösterişli kablolarla piyasaya girdiler. İngiliz Hi fi dergilerindede çok olumlu yorumlar almaktadırlar. Bunlardan biride Choseal firmasının kabloları .
    Not bu konu benim için sonlanmıştır her kez kesesine göre istediği kabloyu alır mutluysa ne güzel sadece rahatsız olunan konu ben neymişim be abi en iyi sesi ben duyarım en iyi ben bilirim mantıgıdır Selamlar

    Bunu beğendiysen al kullan dostum biz beğendiklerimizi alıyoruz zaten

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Notu okumadın galiba

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • hunhun34 kullanıcısına yanıt
    Benim mesajıma cevap olarak yazılmış sanırım ama benim mesajım size değildi. Kaliteli, kalitesiz hiç bir kablo fark etmez bilim bunu gösterir diyerek 10 lira verip 2 metre kablo alıp deneme yapmayanlaraydı. Pahalı kablo meraklısı değilim hatta önceki mesajlarımda da yazdım kendi yaptığım kabloları kullanıyorum.
    Siz işin içindesiniz kaliteli bakır kablo almak istediğinizde fiyatların ne civarlarda olduğunu hatta son kullanıcı olarak düşük metrajlarda almanın pek imkan dahilinde olmadığını da biliyorsunuzdur.
  • Sizin mesajlar son derece yapıcı ve bilgi verici , taktirle ve sürekli takip ederim ,tarzınızda son derece olgun ben kimi kast ettiğimi belirttim selamlar

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hep aynı laf kalabalığı dönüyor maalesef :) Kablolar arasındaki farklar gündeme geldiğinde ezbere bir şekilde, kasten şu argüman ileri sürülüyor: "İyi hadi git elektirikçiden 5 TL'ye kablo al da dene". Bu işle az-çok ilgisi olan herkes, kastedilen şeyin elektirikçide 5 TL'ye satılan kablo olmadığını biliyor. Doğru ekranlanmış, doğru sonlandırılmış ve mesafeye uygun ölçüde seçilmiş AWG kabloları kastettiğimizi bizden daha iyi biliyorsunuz ama niyetiniz farklı olduğu ve konuyu amacından saptırmak için hemen bilindik savunma yöntemlerine başvuruyorsunuz. Böyle bir kabloya da yüzlerce dolar ödemek zorunda değilsiniz.

    Şu satırları yazdığım sırada yanımda olan, aralarında Akın Eldes, rahmetli Tanju Duru gibi birçok profesyonel müzisyenin kayıt stüdyonlarının tasarım ve donatımında yer almış (dikkatinizi çekerim, stüdyoda çalışmış demiyorum, akustik tasarım, izolasyon, donanım ve kablolamasına kadar aktif bir şekilde projede yer almış) bir ses mühendisi abimiz yazdıklarınıza kahkahalarla gülmekte haberiniz olsun :) Hatta yazılanları ilk okuduğundaki tepkisi "Oğlum bu adamlar kafayı sıyırmış" oldu.

    Bu ses mühendisinin de teyidiyle, anlamamakta ısrar edenler için şu noktanın tekrar altını çizmek istiyorum: Doğru ekranlanmış, doğru sonlandırılmış ve mesafeye uygun ölçüde AWG değerinde seçilmiş kabloların arasında akustik açıdan hiçbir fark yoktur. Eğer fark varsa, kabloda tasarım hatası var demektir. Kabloda aslolan sinyalin olduğu gibi, mümkün olan en az kayıpla iki nokta arasında iletilmesidir; yani transparan olmasıdır. Kablonun sinyale müdahale edip seste değişime neden olması istenmeyen bir şeydir. Yani sizlerin o öve öve bitiremediğiniz, "sahneyi geriye aldı, tizleri sıcak çaldı" gibi özellikler birer tasarım hatasıdır. Bu noktada üretici firmalardan bile daha cüretkar olan kullanıcıları gördükçe hayrete düşüyorum, düşüyoruz. Lakin insanlar gerçekle yüzleşmemek için kendilerini kandırmakta, türlü bahaneler uydurmakta ve "duydukları" halüsinasyonları gerçek zannetmekte bir sakınca görmüyorlar. O acı gerçek de şu: Üretici firma bana bu kabloyu fahiş fiyattan "çaktı".

    Misal "Skin effect" bahsi açılınca hemen "ölçüm koy, test koy, ben de koyayım" muhabbeti dönüyor. Yahu 2x2 = 4 olduğuna dair hangi test sonucunu koyalım? Skin effect dediğimiz distorsiyon insanın duyma eşiğinin çok çok üstünde gerçekleşiyor, Mhz ve hatta Ghz bandında ölçülebiliyor. Bunu ölçebilen aletin hassasiyeti de insan kulağının en az 1000 misli. Bu işin abece'si bu, ses üretimiyle profesyonel anlamda uğraşan herkes bu temel bilgiye sahiptir zaten. Normal insan kulağından 1000 misli hassasiyete sahip kulağı olduğu iddia eden biriyle neyi nasıl tartışacağız, o da ayrı bir konu.




  • Sizde o ismini verdiğiniz abinizde konudan anlamadığınız bellide

    Benim anlamadığım konuyu neden kirletme taraftarısınız

    Biz alındığımızı sattığımızı duyduğumuzu iyi biliyoruz

    Abisi ses Muhendis mis te gülmüş te valla kablolar arası fark yok diyen adama ben daha çok gülerim bıraksın bu işleri farki anlamayan arkadaşlar yapsın

    Bizim burda şantiyede de ne mühendisler var ama imza dışında bir ise yaramıyor lar

    Esege altın semer vursan esek esektir demiş atalarımız Muhendis mimar tekniker bankacı ne olursa olsun bunun bir önemi yok ünvanın bilgi ile hiç bir alakası yok. Bilgi tecrübe ile sabittir

    Sizde de tecrübe edecek bir tane materyal yok barı konuyu kirletmeyin

    Her sistem kendi ayarında kablo ile maksimum performans s çıkacaktır

    Sizin ve abinizin izni ile değil



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi eraycelik80 -- 22 Kasım 2016; 14:04:55 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: siyau

    Hep aynı laf kalabalığı dönüyor maalesef :) Kablolar arasındaki farklar gündeme geldiğinde ezbere bir şekilde, kasten şu argüman ileri sürülüyor: "İyi hadi git elektirikçiden 5 TL'ye kablo al da dene". Bu işle az-çok ilgisi olan herkes, kastedilen şeyin elektirikçide 5 TL'ye satılan kablo olmadığını biliyor. Doğru ekranlanmış, doğru sonlandırılmış ve mesafeye uygun ölçüde seçilmiş AWG kabloları kastettiğimizi bizden daha iyi biliyorsunuz ama niyetiniz farklı olduğu ve konuyu amacından saptırmak için hemen bilindik savunma yöntemlerine başvuruyorsunuz. Böyle bir kabloya da yüzlerce dolar ödemek zorunda değilsiniz.

    Şu satırları yazdığım sırada yanımda olan, aralarında Akın Eldes, rahmetli Tanju Duru gibi birçok profesyonel müzisyenin kayıt stüdyonlarının tasarım ve donatımında yer almış (dikkatinizi çekerim, stüdyoda çalışmış demiyorum, akustik tasarım, izolasyon, donanım ve kablolamasına kadar aktif bir şekilde projede yer almış) bir ses mühendisi abimiz yazdıklarınıza kahkahalarla gülmekte haberiniz olsun :) Hatta yazılanları ilk okuduğundaki tepkisi "Oğlum bu adamlar kafayı sıyırmış" oldu.

    Bu ses mühendisinin de teyidiyle, anlamamakta ısrar edenler için şu noktanın tekrar altını çizmek istiyorum: Doğru ekranlanmış, doğru sonlandırılmış ve mesafeye uygun ölçüde AWG değerinde seçilmiş kabloların arasında akustik açıdan hiçbir fark yoktur. Eğer fark varsa, kabloda tasarım hatası var demektir. Kabloda aslolan sinyalin olduğu gibi, mümkün olan en az kayıpla iki nokta arasında iletilmesidir; yani transparan olmasıdır. Kablonun sinyale müdahale edip seste değişime neden olması istenmeyen bir şeydir. Yani sizlerin o öve öve bitiremediğiniz, "sahneyi geriye aldı, tizleri sıcak çaldı" gibi özellikler birer tasarım hatasıdır. Bu noktada üretici firmalardan bile daha cüretkar olan kullanıcıları gördükçe hayrete düşüyorum, düşüyoruz. Lakin insanlar gerçekle yüzleşmemek için kendilerini kandırmakta, türlü bahaneler uydurmakta ve "duydukları" halüsinasyonları gerçek zannetmekte bir sakınca görmüyorlar. O acı gerçek de şu: Üretici firma bana bu kabloyu fahiş fiyattan "çaktı".

    Misal "Skin effect" bahsi açılınca hemen "ölçüm koy, test koy, ben de koyayım" muhabbeti dönüyor. Yahu 2x2 = 4 olduğuna dair hangi test sonucunu koyalım? Skin effect dediğimiz distorsiyon insanın duyma eşiğinin çok çok üstünde gerçekleşiyor, Mhz ve hatta Ghz bandında ölçülebiliyor. Bunu ölçebilen aletin hassasiyeti de insan kulağının en az 1000 misli. Bu işin abece'si bu, ses üretimiyle profesyonel anlamda uğraşan herkes bu temel bilgiye sahiptir zaten. Normal insan kulağından 1000 misli hassasiyete sahip kulağı olduğu iddia eden biriyle neyi nasıl tartışacağız, o da ayrı bir konu.

    Büyük stüdyo kurduklarını burada şunu yaptım orasını ben yaptım, şurada kursa gittim burada okudum diye ukalalık yapan bir çok arkadaşla çalışmışlığım var ve bir çoğuna uzatma kablosunu prize dahi taktırtmam. Ama yanınızdaki arkadaşlar mantıklı gözüküyorlar ve sizin de yanınızdakilerden bir şeyler öğrenmiş olmanıza sevindim kendi adıma.

    Sizin yazılarınıza cevap olarak bizim yazdığımız da en baştan beri farklı değildi zaten. Kullanılan kabloların materyaline, kalınlığına, ekranlamasına göre farklılık olduğunu söylüyoruz. Sizin dediğiniz kablo sağlam değilse ses/görüntü almazsınız yada sağlamdır neyse onu alırsınız. Keşke sizin dediğiniz gibi bir dünya olsa ama değil maalesef.

    Elektrikçiden kablo muhabbetine gelince de sizin gibi klavye mühendislerine kaliteli kablo ile deneyin demek mantıklı bir iş değil kablo gönderelim deneyin dediğimizde bile buna yanaşmıyorsunuz bir de 50 lira verin kablo alıp deneyin mi diyelim.
    Gerçekten komiksiniz...




  • siyau kullanıcısına yanıt
    Kablo konusunda son birkaç gündür yaptığım araştırmalarımdan edindiğim bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum.
    Kablo temelde dirençli bir yapısı olan ve elektriği bir noktadan diğer noktaya ulaştırma görevi üstleniyor fakat sürekli olarak frekansı değişen analog ses sinyali söz konusu olunca başka fiziksel engeller karşımıza çıkıyormuş.
    Eğer sabit ferekanslı alternatif akım veya doğru akım ile elektrik iletirsek kablonun içine, ucuna ister bobin, ister kondansatör, ister direnç koyun o akış DÜZENİ bozulmaz. Fakat analog ses söz konusu olunca durum değişiyor. Şöyleki;

    1- Kablo bakır içerisindeki okssijen miktarı:
    Bakır veya bakır alaşımlı kablolarda bulunan oksijen bakır atomlarına yapışıyor ve oksijenin o noktadaki yoğunluğuna göre kablo üzerinden eletron akışını sadece yoğunluğun miktarına orantılı olarak engellemektedir. Analog ses te bu sorun bazı frekansların girdiği gibi çıkmadığı, hafif zaman kaymalarına neden olduğu sonucuna varıyor. Kablolarda oksijeni azaltmak için eletronik ve fırınlanma yöntemleri kullanılıyor. Fırınlanma yöntemi ile 200 derece gibi bir hidrojen odasında bakır kablolar geçirilip içlerindeki oksijenin hidrojen ile birleşmesi sağlanıyor.
    Sonuç: İçerisinde oksijen barındıran kablo ne kadar uzun olursa ses frekans bütünlüğündeki bozulma o kadar fazla oluyor. Benim aklıma takılan soru ise: bakır kablolar üzerinden eketreik hızı 200000 KM/sn gibi bir hızla ilerlerken oksijenin seste yaptığı bozulmalar gerçekten de duyulabiliyor mu? Duyan var duyamayan var deyip konuyu kapattım :)

    2- Bobin (indüktans etkisi):
    Kablo fazlalıklarını spiral bir şekilde dolarsanız kendi içinde bobin etkisi yapıp yine kablo kalınlığı, sprialin sayısı, çapı gibi bir takım hesaplamalar işin içine girince belli frekansları absorbe ediyor. Bunun yanı sıra eğer bir kabloyu 90 derece veya daha fazla bir açıda keskin bir şekilde bükerseniz o kırılma noktasından geri tepme diye tabir edilen etki oluyor ve bu da indüktansı etkiliyormuş.

    3- Kapasitans etkisi:
    Bu da kablolar ne kadar yere yakın olutsa o kadar kapasitans etkisi artar. Elektrik/Elektronik mühendisleri bilirler, bobin ie kapasitans etkisi birbirlerinin tamamen zıttıdır. Yani ilginç olan nokta eğer siz fazla kabloyu dolayıp bobin etkisi yaparsanız ve bunu ölçme imkanınız varsa, bunu nötüralize etmek için kaboyu gerektiği ölçüde yere de koyabiliyorsunuz :) Pratik deği ama teoride durum böyle.
    Bu nedenledir ki sağ sol hoparlörlere aynı uzunlukta kablo kullanın diyorlar ki bir hoparlödeki bozulma miktarı diğerinde de aynı olsun. Kapasitans etkisini de eşitlemek için koaksiel kablo kullanımının önemi vurgulanıyor. Fakat koaksiel kablonun 2 özelliği var:
    a- Çevreden gelen parazitleri kesmek
    b- Duvar/Zemin ile olan etkiyi her kolon için eşitlemek. Bunu sağlayabilmek için koaksiyel kabonun bir şekilde topraklanması ŞART.

    İyi çalışmalar...






  • < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • HI-DEF-MAN kullanıcısına yanıt
    Bu güzeldi işte

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • HI-DEF-MAN kullanıcısına yanıt
    cuk oturmuş :)

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Birde benden gelsin.
  • 
Sayfa: önceki 1516171819
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.