Kiraladığı Evi Kedi Barınağına Ceviren Şahıs

x (formerly twitter)

🎙 Muhbir (@ajans_muhbir) on X

https://x.com/ajans_muhbir/status/1825182643148738647

Evin içi pislik içinde, bu videodaki gibi hayvanlarla uğramak dengesini yitirmiş kişiler marketlerimizi, hastane ve kütüphaneleri de hayvan barınağı haline getirmeye calışıyorlar.

Daha iki gün önce Bim'in önünde kedilere sosis kesen adamla tartıstıgımda evimde 11 kedi besliyorum demişti. Evini mahvetmesi, pislik içinde bırakması yetmiyormuş gibi insanların alışveriş yaptığı marketleri bile kedi barınağına cevirmeye calışacak kadar dengesini yitirmişti.

Bakın arkadaslar bu hayvan sevgisi falan değil, bu klinik bir rahatsızlık hayvanlarla bu kadar içli dışlı olmak doğru değil, hayvanlar yalnızlığımızı çözümü değil sadece gerceklikten kaçışdır.

Halbuki sosyal sorunlarınızı ancak onun üstüne giderek onunla yüzleşecek çözebilirsiniz. Yoksa kaçmaya devam ederseniz sonunuz böyle olacaktır.

Hocam bütün 3 harfli Marketlerin önü kedi Barınağına cevrildi. Hastanelerde köpek var. Kütüphaneye bile kedi soktukları I gördüm bütün sandalyeler kıl içinde kalmıştı. Bunlar normal değil, bunlar toplumun hasta olduğunun işaretleri.

Dengemizi yitirmiş haldeyiz.

Butun sokaklara 300, 200 metrede bir yiyecek, yem boşaltılıyor. Bu dışarıdan bakan biri için absürd birsey ama burada yeni normal yapıldı.

Hocam bakanliyorsa baksın diye birsey yok. Birilerinin bu insanlara yaptığının hayvan severlik vb değil hastalık oldugunu söylemesi gerekiyor. Birilerinin marketlere sokak kedisi sokulmsması gerektiğini söylemesi gibi.

Ancak kimse birsey söylemiyor ve söylemediği için bu insanlar abarttıkça abartıyor. Sınır çizmezseniz boğazınıza kadar buna batıyorsunuz.

Türkiyedeki hayvan çılgınlığının Normalleşmesi gerek, sokaklara futursuzca yem ve yiyecek artığı dökülmesinin durdurulması, özellikle zihinsel olarak savunmasız çocuklara hayvanlar ile insanların arasındaki sınırın doğru anlatılması gerek.

Hayvanlara oğlum kızım denmesi veya hayvan yemine mama denmesi gibi zararlı ve genç zihinlerde yanlış çağrışımlara neden olacak bir dil kullanımından vazgeçilmesi gerek.

Bunlar klinik vaka. Devlet nasıl çöp evlere müdahale ediyorsa bunlara da etmeli. Bir daire kiraladın veya mülkünü satın aldın diye böyle istediğini yapamazsın. Apartmanda zaten müstakil ev gibi yaşayamazsın. Hatta mahalle içinde müstakil evde bunu yapamazsın.

Bizim ülke gevşek ya.

Kiracı kirasını ödüyorsa komşularına zararı yoksa evi çöplüğe çevirmiyorsa evcil hayvanlarına evinde bakıp sorumluluklarını yerine getiriyorsa bakabilir. Marketteki ya da sokaktaki hayvandan bahsetmedim.

Videodaki şahıs hasta o kesin tabii

Ben hayatımda hiç kedi beslemedim. Fakat küçükken balık ve muhabbet kuşu beslemiştim. Özellikle balık beslerken bir süre sonra o akvaryum suyu vb kokmaya baslıyor suyu değiştirip içeriyi temizlenen vb gerekiyor. Aynı şekilde o muhabbet kuşunun küçücük kafesi bile ciddi oranda kirleniyor.

Kedi konusunda ise 2 kat aşağımızda yasayan komşumuz kedi almıştı. Birgün onun evini ziyarete gitmiştim ve kesinn kaldığı oda, kedi kumu mu ve cok kötü kokuyordu evi. Ben öyle bir evde yasamak istemezdim şahsen daha sonra kedi dışarı çıkıp kaybolup gitmiş sanırım.

Demeye calıştıgım şu küçücük bir kuş bile kafesin o kadar jirletirken evde yasayan bir hayvan yasadığı uz alanda ciddi kirlilik yaratmıyor mu nitekim bu hayvan için temizleyeceğiz bir kafes yok kafes doğrudan eviniz oluyor. 11 kedi vb o ortamı düşünemiyorum bile.

Kedi kumunun kokması doğal; idrarını ve dışkısını yapıyor.

Onun içinde parfüm kokulu kedi kumu çıkarmışlar. 

Kendi özel sınırları içinde besliyor; başkalarını rahatsız etmiyorsa problem yok.Tabii sayı belli bir düzeyin üstüne çıkıyorsa; sorun olmaması beklenemez.

Ayrıca insanlarda kokuyor, evde yemek yapıyorsun oda kokuyor, evin içinde hela var , ifrazatını yapınca oda kokuyor.

Birlikte yaşayan insanların; kokudan rahatsız olmamasının nedeni fiziksel olabilir gibi, koku reseptörleri ile alakalı mesela.

o itler kediler sağa sola da işiyor. yalanıyorlar falan. pis hayvanlar. bahçeli evi olmadan bu hayvanları besleyenlerin normal olmadıklarını düşünüyorum.

Ben uzun bir süre kedi besledim ama artık beslemiyorum. Balık beslemedim ama bizimkiler kuş beslemişti. Balık ve kuş beslemek bence kolay değil. Akvaryumun kafesin temizliğini belirli periyodlarla yapmak gerekiyor. Kuşlar da zaten çok hassas hayvanlar ömürleri de kısa oluyor. Kedi bana aralarında beslemesi en kolay hayvanmış gibi geliyor. Kumunu koyuyorsun hayvan kumun yerini gördü mü öğreniyor tuvaleti geldiği zaman kumu kazıyor yapıyor ve örtüyor. Hatta örterken kokluyor yeterince örttü mü diye. İçgüdüsel tabii. Ama nadiren tuvaletini yapmayı bilmeyen ya da yeterince iyi örtmeyenlerine rastladım. Çoğunlukla kuma yapıyorlar.

Sizin komşunuz muhtemelen kedinin kumunu uzun bir süre değiştirmemiştir, hayvanı boşlamıştır. Eh pislik içindeki kum da kokar haliyle. Hatta siz uzun süre kumu değiştirmezseniz hayvan yaptığı tuvaleti örtmemeye başlıyor, kakasına dokunmak istemiyor çünkü. Temizliğe dikkat eden biri de bu teması istemez diye düşünüyorum. Kedi besleyen bir arkadaşım var halen konuşuruz kristal taneleri olan kumlardan kullanıyor, silikon kum mu diyorlar ne diyorlarsa. Hayvan dışkısını yapınca o kristaller sünger gibi dışkının sıvısını emip kurutuyor. Bu arada o taneler de haliyle renk değiştiriyor toprak gibi oluyor. Bir süre sonra tabii ki değiştirmek gerekiyor. Koku moku yapmıyordu yani normal kum belki yapar ama bu yapmıyordu. Bir de havalandırmanın olduğu bir yere koyulursa koku yapmaz. Bir başka arkadaş da size yazarken parfümden bahsetmiş bu da ek ve alternatif bir çözüm olabilir. Yani çözüm arayana çözüm var. Yalnız erkek kedilerde sanırım bölgesini işaretlemek için bazı yerlere idrar bırakma gibi sorunlar olduğunu duymuştum. Benim beslediklerimde böyle bir şey olmamıştı ama onun da çözümü vardır herhalde. Zaten kediyi bir kısırlaştırmak gerekiyor, kızgınlık döneminde rahatsız etmesin diye. Erkek kedilerin kısırlaştırması kolay. Dişilerinki biraz meşakkatli. Ha dişi kedinizi beslerken kısırlaştırmazsanız hayvan kızgınlık dönemlerinde tuhaf tuhaf miyavlayıp sağa sola sürtünüp miyavlıyor. Çiftleştirirseniz de yavruları elinize alırsınız.  

Kedinizin cinsine göre tüyler belki biraz sorun olabilir yazın çok tüy döküyor malum sıcak havada bir kedinin en son ihtiyacı olan şeyler tüyler. Bunlar için kedinin tüylerini alan aparatlar görüyorum sosyal medyada ama hiç alıp kullanmadım. Tüylerini veterinerde tıraş ettirebilirsiniz. Ya da evi bol bol süpürürsünüz çok hassasanız. Veya robot süpürge bu işi görür. Uzun tüylü kedilerin tüyleri cidden sağlam dökülüyor.

Cins ev kedileri değil de böyle sokaktan alınan kedilerdense hele bir de onlar böyle avcı oyuncu oluyor en sevdiğim kedi türleridir. Böyle bir kedi varsa ortalıkta kırılıp devrilecek şeyler bırakılmamalı. Oyun oynarken devirebilir pati atabilir vs. Koltuk ve perdeleri düzgün görünmesini düşünülüyorsa da 2 alternatif var. Ya kedilerin tırnak uçları kesilecek bir nevi törpülenecek ya da kedinin tırnaklarını geçirip durması için satılan aparatlar var onlar alınacak. Aksi halde bunları tül ve perdelere koltuklara yaptılar mı sıkıntı. He kedi uyuşuk mayışık tembelse böyle şeyler pek yaşanmaz. Ama hareketli, oyun oynamayı seven, avcı bir kediniz varsa evde sinek böcek bir şeyler görürse avlayıp oynamaya çalışabilir.

Bu arada kedileri yıkamak zordur, sudan çok tırsarlar. Tırsak bir kediyi yıkamak için 2-3 kişi gerekebilir. Birileri ön arka patilerini kalın bir şeyle tutarken birisi yıkayacak. Bu kadar çok yazınca çok zormuş gibi geliyor bakımı ama o kadar zor değil. Ama dediğin gibi 11 kedi besleyen kişi bunlara bakamayacağı için hepten salmıştır kendini. Zaten evin haline bakacak olursan adam her şeyi yığmış, evi çöp eve çevirmiş.

Kediler kum ve kazılabilir bir şeyler görürlerse kazar içine yapar ve örter. Tuvaletini kuma yapma alışkanlıkları olmayanlar da kolaylıkla bu alışkanlığı kazanıp adapte olabilir. İçgüdüsel yani. Ama kazılamayan, güçleri yetmeyen bir şeyse örtmeden bırakabilir. Köpekler rastgele yapar, en azından sokak köpekleri öyle diyelim. Tuvalet için özel eğitim almaları gerekir. Pis hayvan oldukları konusunda pek katılmıyorum. Köpekler evet daha fazla ilgi ve sorumluluk gerektiriyor. Ama genel olarak hayvanların getirdiği irili ufaklı sorumluluklar var. Evi hayvanat bahçesine çevirmedikleri sürece bahçeli evi olmayanların da evde hayvan beslemelerinde bir anormallik görmüyorum. Zaten günümüzde bahçeli evi kim kaybetmiş ki hayvansever biri bulsun. Apartmanlarda, sitelerde yaşıyoruz çoğumuz.

Avrupa'da tıpkı kredi skoru gibi ev skoru var. Nasıl ki kredi çekip ödemediyseniz, kredi kartlarını patladı ve hacizlik olduysanız, ödemelerinizi aksattıysanız kara listeye düşüyor ve hiçbir bankadan asla kredi ve kredi kartı alamıyorsanız bunun ev versiyonu.

Böylece yeni kiralamak istediğiniz ev sahibi en baştan "x skor üstü" diye evi kiraya çıkarıyor. Başvuru dahi yapamıyorsunuz, zira kriteri karşılamıyorsunuz bile.

Ev sahibi geçmiş kiracı deneyimlerinizi görüyor, sizin kredi skorunuzu görüyor ve sizin sağlıklı bir kiracı olmayacağınızı biliyor. Siz de mecburen şehrin dışında, taşrada, kırsalda, köyde, normal vatandaşa 10 olan evi 15'den kiralamak zorunda kalıyorsunuz. Aslında hak ettiğinizi yaşıyor ve böylece dürüst insanların canını yakamıyorsunuz.

İşte Türkiye'ye gelmesi gereken şey bu. Ev skoru olmalı insanların. Geçmiş ev sahipleri, ödemeler vs her şey kayıt altında. Bu tip bir insana köyde ahır dışında hiçbir yer kiraya verilmeyecek ve ahırda yaşamını sürdürecek.

Ama bu olmayacak. Olamaz. Türkiye'de kiracıların çoğu hâlâ sözleşmesiz kiracı. Çünkü hiçbir şeyde olmadığı gibi bunda da bir sistem yok.

Yakın hikaye bende de var , eşimin arkadaşının kedisi doğum yapmıştı bir anda 1 anne 4 yavru oldu elinde, bir tanesini size vereyim dedi. Ben hayvanları severim ama öyle bir sorumluluk almak istemedim ve bunu eşime malesef ki anlatamadım. Kedi de cins bir kediydi scootish. Pek bir sıkıntısını görmedim sakin bir hayvandı.

Ama tuvaletinin kokusu beni benden aldı. Eşim aşırı titizdir yeminle kediyi takip edip tuvalete gittiğini gördüğünde peşinden gidip anında kumu temizlemesine rağmen ev çok kötü kokuyordu bana göre. Dedim bu böyle olmaz, otomatik kedi tuvaleti aldım. Bir nebze çözdü olayı. Ama inceden o koku burnuma kazındı bir şekilde. Ne yazık ki 1 yaşında karaciğer yetmezliğinden öldü. Dedim bir daha evcil hayvan mı asla.

Şimdi sokakta var bir tane kedi, her sabah spora giderken veriyoruz mamasını , koyuyoruz suyunu herkes mutlu.

şahsi fikrim bu tarz insanlar ciddi psikolojik sorunlar yaşıyor ve kesinlikle tedavi olmaları gerekiyor tabi bunu kendilerine söylesen hayvan düşmanı olursun anında...

Hocam artık şu sokaklara yiyecek dökme işini kessek diyorum. Biraz uygar bir toplum olsak .

Gerçekten sokakta hayvan beslemek inanın doğru birsey değil.

Bırakın o hayvan kendisi bulur yiyeceğini, fare falan avlar . Sizin yiyecek dokmenize gerek yok sadece gereksiz üremeye yol açarsınız.

Zaten benim başım belada bütün marketleri kediyle doldurduklari için. Artık bana gòre şehir ekosistemine böyle disardan müdahale etmemeliyiz.