Londra’da yaşıyorum sorularınızı alabilirim

Başlığı açan arkadaş temel konuları yazmamış, en önemlisi oradaki statü nedir (hangi vizeyi kullanıyor). Büyük ihtimalle Ankara Anlaşması aracılık şirketi reklamı yapan birisi.
Ankara anlaşması kısaca "girişimci"ler için bir oturum ve çalışma izni. İngiltere'ye gidip bir şirket kurup ciro göstermeniz, vergi vermeniz gerekiyor. Bir süre sonra (sanırım 2 yıl sonunda) bir değerlendirme yapılıyor, kurduğunuz şirket naylon ise (yani iş için değil sırf vize için yalandan bir şirket kurmuş iseniz) oturumunuzu kaybediyorsunuz.

İngiltere'ye turist olarak gidip orada çalışma izni başvurusu yapmak diye bir şey yok arkadaşlar. Çalışma izni şartları çok basit şekilde yazılı:

https://www.gov.uk/browse/visas-immigration/work-visas

Çalışma ve oturum izni başvuruları ikamet ettiğiniz ülkeden, oradaki konsolosluğa yapılır, İngiltere'ye giderek değil. İngiltere'ye turist veya başka bir kısa süreli vizeyle (toplantı, dil kursu vb.) gidip orada başvuru yapabileceğiniz tek durum siyasi ilticadır. O da ayrı bir statü, kendi zorlukları var.

Londra dünyanın en pahalı şehirlerinden biri. Her sene onbinlerce insan büyük hayallerle gidip 8 metrekare bir odada kıt kanaat yaşayarak tutunmaya çalışır ve ortalama 3-5 yıl sonra pembe bulutlar dağıldığında ülkesine döner (garsonluk, kuryelik, temizlik vb. geçici işlerle hayatın geçmeyeceğini anladığında). Kalanlar zaten kendi ülkesinde iç savaş ve fakirlik olan çaresiz insanlar. Türkiye'de işi gücü düzeni olan bir insanın siyasi ve sosyal ortamdan bunalıp oralarda düşük seviye işler yapmaya razı olması da yanlış bir karar. Gençler, yeni mezunlar gidebilir ama sizin orada satacak bir özelliğiniz olmalı, yani zaten kalifiye olmayan işler için bol miktarda göçmen var (Polonyalı, Romanyalı, Bulgar vs. göçmenler köpek gibi çalışıyor, bir de illegal göçmenler var onlar daha da ucuza çalışır)

Bir İran'lı veya Afgan'ın "İstanbul'da yaşıyorum burası harika" diye bir blog yazıp Bebek, Ortaköy vb. boğaz manzaralarını koyup Esenyurt'ta bir bodrum katı dairede yaşadığını ve 1500 tl maaşa günde 12 saat çalıştığını düşünün. "Londra'da yaşıyorum" konusu da böyle. Kalifiye olmayan, yüksek maaş alamayacak kişiler için sihirli bir değnek yok, İngiltere'de gökten para yağmıyor.

Gençler Türkiye üzerine plan yapmıyor artık Türkiye'nin gelecek planı yok

Ben herkesin soracağı klasik soruları maddeler şeklinde yazıyorum siz de aynı şekilde cevap verebilir misiniz? Daha anlaşılır oluyor uzun yazılardan.
1-Öğrenci/İş? (Öğrenci ise hangi okul iş ise meslek ve iş yeriniz nedir)
2-Başvuru süreci nasıl ve nasıl kabul edildiniz?
3-Sürekli kapalı hava yağmur sorunu nasıl?
4-Irkçılık var mı?
5-Eğer iş için gittiyseniz meslek ve rate leri nasıl?
6-Bizim de gidebilmemiz için nasıl yol izlememiz gerekiyor?
6-Ortalama bir Türk'ün londrada yaşamaya karar vermesi halinde gidişi kolay mı?
7-Londra gerçekten hayatınızı değiştirdi mi yaşam kalitesi olarak?
8-Kira , market vs fiyatlar nasıl?
9-İngilizceniz nasıldı? (Kötü- Orta seviye de gidip yaşabilir mi?)

Aklıma geldikçe eklerim.
Teşekkürler

Medeniyet olarak en az 200 yıl ileriye gidiyorsun. Gerçekten çok ilginç

Açıkcası pek onu düşünmedim ama kız ayarlamak hiç sıkıntı olmuyor. Çünkü buradaki kozlar Türkiye’de bulunan kızlar gibi havalı değiller. Muhabbetine bakıyorlar.

İstanbulda mı yaşıyordunuz? Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi İstanbul bence.Londraya gezmeye gitmiştim. Biraz sıkıcı ve hayat monoton değilmi? Birde bir kıvılcım olmalı sizi oraya atacak bu nedir acaba? Piccadilly Circus ve Camden town a sevgiler benden :)

No SS No Güven

Ben işimi aşkla yapan bir öğretmendim. Ama paramı alıyorum güzel semtte oturuyorum arabam var diyemedim mücadele ettim. Haksızlıklara karşı durdum. Ülkenin herhangi bir noktasındaki yapılan haksızlık bile bana dokunuyordu. Ama öğretmenler odasında bile hayatında bir kitap okumamış insanlarım sistem adamı olması haksızlıkları savunması iyice sinir etmeye başladı beni. Artık hukuğun işlemediği bir ülke haline geldik. İnsanlar her gün işlerinden çıkartılıyor. Herkes birbirinden nefret ediyor.

Hayata bir kere geliyoruz hayallerimiz ve beklentilerimiz var bu hayattan. Hepimiz dertli insanlar haline geldik. Size de hak veriyorum ama şöyle düşünelim lütfen biraz. Eğer ben ülkeyi kurtaracaksam hükümet neden var devlet neden var neden polis var.

Kurtuluş zamanında dış güçler bizi yok etmeye çalışıyordu şimdi ise içimizden insanlar bizi yok etmeye çalışıyor. Markette ön sırada duran kişi, otobüste yanınızda oturan adam, trafikte arkanızdaki sürücü, yan sınıfta ders işleyen öğretmen bunlar bizi bitirmeye çalışıyor ve sistem onlardan yana. Daha söyleyecek çok şey var ama daha fazla uzatmak istemiyorum