Şimdi Ara

MATRIX filmi ile ilgili.. (11. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
734
Cevap
25
Favori
59.555
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 910111213
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Bu konuya ne zaman girsem kafam bulanıyor..
  • bende matrix sersini izledim.ama fazla kafanızı kurcalamayın.çünkü bu film BİLİM-KURGU.adı üstünde KURGU.yani şimdi zion matrix falan gerçek dünya ile alakasız.yani sadece film.
    şimdi karşınıza biri çıkıp ya mavi hap yada kırmızı hap diyen olmaz.




  • sanırım filmi gerçek zannediyorsunuz.kafanızı bunlarla kurcalamayın.bende eskiden terminatörlerin gerçek hayatta olsa nasıl olur diye düşünüyordum.molpiyuz bana hapları verirse hangisinin seçerdim diye düşünüyordum.ama sonra okulda dersleri dinleyemez oldum.benden size tavsiye kafanıza fazla takmayın...
  • peki neo başaramasaydı ve makineler zionun altını üstüne getirseydi ne olurdu ? oyalamak için kullandıkları en büyük kozlarını kendileri yıkarlar mıydı ?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: heronidas


    quote:

    Orijinalden alıntı: Frost_Nova

    Her şeyi kabul ederim de Neo'nun bir program hatası olduğunu ve/veya Neo, Morpheus, Trinity ve Zion'daki saz arkadaşlarının program olduğunu kabul etmem. Kullanılan ne daha doğrusu kim? İnsan tabi ki?Bu film değil mi, olayları benim gözümle görmem, işitmem, anlamam algılamam gerekir. Bana diyorsun ki makineler insanları kullanıyor. Tamam güzel, o program bu program diyorsun e hanginiz insan ulan derim ben de.(Yanlış anlaşılmasın bu üslub size değil) -Sizin görüşünüze göre- insanlar var ama onları 3 uzun metrajlı seri boyunca göremiyoruz, makineler var ama onları yine bu seri boyunca gerçeklerini göremiyoruz çok saçma değil mi? Zaten seri bana istediğim şeyi (gerçek makinelerin ve insanların görüntüsünü) göstermediği gibi "şu şudur, bu budur" diye açıkça belirtmiyor, dolayısıyla bu kanıya varmak mümkün mü? Matrix bir yazılım ama onu sadece bir yazılım olarak düşünmemeli, onu işlevlerine göre de gruplandırmalı. Matrix hem bir simülasyon hem de bir oyun gibi. Neo yazılım falan değil bu simülasyonda yer alan sıradan bir karakter ama simülasyon gereği onun karakteri güç kazanıyor. Video oyunu gibi düşünün ve bir programcısınız bir karakteri programlama bilginizle oyun içerisinde diğer karakterlerden farklı olarak mükkemmel bir güce sahip hale getirebilrsiniz ya da tam tersi, en güçsüz varlık haline. İşte Neo'nun matrix'teki karakteri bunu yaşadı,Neo Matrix'teki karakteri güçlendi. Buna belki bir hata diyebilirsiniz ama o da kesin bir şey değil. Bence Matrix simülasyonu çökmesin diye versiyon atladı. Simülasyonun gidişatını bozmadan yani Matrix içinde yaşadığı dünyanın sahte olduğunu farketmeyen insanların durumun farkına varmamaları için bir yazılımsal bir yöntem yerine insan gibi görünen varlıkları (gerçi onların bazılarına yön verenler yine Zion'daki insanlar) bir birine kapıştırtmaktı. Düşünsenize Matrix'e bir kabloyla bağlı canlı bir varlıksınız, pil yerine konulduğunuzu anladığınızda bunun sonucu hem makinelerin aleyhinedir hem de -özellikle de- sizin. Problem çıkaran olayın farkına varan uyutulmuş insanlar programdan direkt shift-delete edilseydi şüphe çekerdi ve Matrix'in çöküşü hızlanırdı çünkü gerçekçiliği giderdi. Düşünsene bir isyancının vücudu kalabalığın ortasında yok oluyor bu bir kere fiziğe aykırı. Ama problem çıkaran isyancı insan gibi görünen bir varlık tarafından -Ajanlar- gerçek dünyada olduğu gibi öldürülseydi -mesela beynine bir mermi, araba çarpması, idam vs- bu şüphe çekmezdi, sistem devam ederdi. İşte olay bu o yüzden bu ajan denilen yazılımsal varlıklar insan kılığında o yüzden matrix öyle hoppidik silemiyor da bu yolla sorunları ortadan kaldırıyor.

    Matrix'in her filmde versiyon atladığını (güncellendiğini) düşünme sebeplerim birisi de serideki her filmin isminin çağrışım yapması. Mesela: İlk filmin adı sadece "The Matrix" ve adın üstünde bu filmde sadece Matrix simülasyonunu ve işlevlerini öğreniyoruz, sonunda Neo'nun Matrix'teki karakteri güçleniyor orada bitiyor zaten. İkinci filmin adı "The Matrix Reloaded" Türkçe meali Matrix "yeniden yüklendi" hatta Neo ajanlarla kapışırken "yeni sürümler" diyordu hatta smith de güçleniyor ve Matrix'in güvenlik duvarı olmaktan çıkıyordu kendini dosyalara kopyalayan bir virüs oluyordu. Yeni versiyon hayırlı olsun. Üçüncü filmin adı "The Matrix Revolutions" Matrix Devrimler. İşte devrim boyutunda bir yenilikle gelen güncelleme zaten devrim sözcüğünü bolca duyabilirsiniz yanlış hatırlamıyorsam. Bir de bu 3 filmi izlediğinizde dikkat edin hepsinin farklı bir havası var bu bile Matrix'in versiyon atladığını destekler nitelikte. Film hakkında kesn bir şey söylemek zor ama ben Zion'u gerçek olarak nitelendirenlerdenim. Hiç uzlaşamıyorsak bile film "gerçek nedir, 5 duyu organımızla algıladığımız şeyler midir?" felsefesini sunan bir film olarak nitelendirebiliriz.



    tirinity ve morpheus birer program...tıpkı daha önceki matrix sürümlerindeki tirinity ve morpheuslar gibi..şöyle..matrixte anormal bir insan bulursun..matrixi kabullenmeyen...adıda mesela mary dir..gidersin ona tirinity programını yüklersin olur biter..yani sonuçta insanlar ama program yuklu insanlar.nasılki judo programını neoya yuklediler buda bu şekilde yüklenmiş programlar.yoksa matrixin bu hatasını telafi edecek devamlılığını sağlayacak zincir bozulur..tirinity olacak morpheusla birlikte neoyu bulacak..kahine götürecek seçilmiş seçim yapacak..son neoyu kahin değiştirdi..büyük bi ihtimal parkta verdiği şeker neo programının upgradesiydi..neo o yuzden öbür kapıyı seçti..ajan smith ise kabullenmeyenlerin sigortası oldu..neo söylemeseydi zaten smith tüm matrixi ve diğer platformları ele gecicrecekti.çünkü kaynağın smithten haberi yoktu.yani mesela 40 bilgisayarın var ama ana bilgisayara baglı.39 una bi virüs bulaşıyor ama ana makinanda yok..smith kendini neoya kopyaladıgı anda kendi program kodunuda ana makinaya vermiş oldu çnkü neo kaynaktan bağlanmıştı..sorada basitçe bi iş yaptı ana blgisayar delete ajan smith.exe:)

    neo bir program hatası..matrixin anormalliği..ziondakilerde bunun bi sonucu..mimar öylesine bi matris kullanarak dizayn etmişki matrixi her şeyi düşünmüş.bu hatayı bile.onun için zionu tasarlamış bu hatayı telafi için..anormaller matrixi talan edip bozmasın diye bunları bu şekilde ziona yollamış..çünkü beyin bu sefer kabulleniyor.naslsa matrixten çıktım işte kurtuldum düşüncesiyle bi daha herhangi bi şüphe duymuyor.neo seçilmiş bir kişidir..ama makinelerin seçtiği bir kişi.işte ironik olan asıl bu kısım..insanlığın kurtarıcısı olarak görülsede aslında matrixin dewamının sağlanmasına hizmet eden bir seçilmiş..


    Yorumun güzel ama bazı yerler bana göre eksik ve hatalı Neo makinelerin seçtiği bir kişimi bilemem bana göre mimarla konuşmasına tekrar bakmak lazım benim anladığım aklımda kalan neo matrix sisteminin çımasına engel olamadığı bir hata sistem hata olarak tarif ediyor yani makinalar hata olarak görüyor çünkü burada insan ruhunu anlayamamışlar kavrayamamışlar filmin başından sonuna kadar hatta filmin özü budur neden insanlar bazen mantık dışına çıkarlar çünkü makineler hep alışmıştır mantıksal işlemler yapmaya ama bakıyorlar insanlar bazen bile bile öleceğini bile bile mimarı yok etmek dururken yada mimar değil oda bir program ama neo bilmiyor yine onu bırakıp aşkın sesine kulak verip trinity'e yetişmeye çalışıyor işte makineer bu mantığa ters durumları seçimleri insanların neden yaptıklarını anlayamıyorlar ruhu çözememişler ilk animetrix filimlerinde görürseniz makineler insanları toplayıp inceliyorlar ama bu inceleme daha çok fiziksel organik açıdan oluyor ruhsal açıdan bir inceleme yapmadıkları için bu hatalarla karşılaşıyorlar ve mükemmel herkesin hoşnut olduğu bir sistem gerçekleştirmeye çalışıyorlar ama her seferinde başarısız oluyor sistem çöküyor.
    Trinity kahin vs. yada neo'da programmı bilemem oradaki eski neo versiyonları dış görünüş hepsi aynılar farklıda olabilirdi ama makinalar aynı yapmış ama hepsi farklı insanlara ait ruhlar tüm neolar farklı sadece nasıl tüm insanların dış görünüşü aynı morpisin dediği gibi neo'yu gemiye aldıklarında programın içinde bu senin default standart görüntün demişti bilgisayara bağlı iken gördüğü zaman kendisini.

    Bakalım benim kaçırdığım yada sizlerin yakalayacağı başka neler var daha iyi yorumlar gelebilir ama temel olarak kalıp olarak fazla uçmamak lazım temel olarak anlatılanlar bunlar.

    Birde güzel bir yoruma daha rastlamıştım onuda verim diğer yorumları okuyamadım hala

    quote:



    Orjinalden alıntı: zonemaster

    Matrix denilince akan kanlar durur, dayanamadım tartışmaya bende giriyorum. Bana göre seri eksiktir, 4. film çekilmelidir. Sebepleri:

    1. Zion, şehir olarak zihinleri matrix sistemine uymayanların (mimar bunu standart sapma olarak açıklıyor) çıkarıldığı ve gerçek dünya olarak kabul edip yaşadıkları yerdir. Bu açıklama matrixi yapan kişi olan mimarın açıklamasıdır. Bu nedenle zionun bulunduğu sistemde bir tür matrixtir. (bir nevi matrix 2) Bu durum Neo'nun sentinelleri bir çırpıda elleri ile durdurmasından, metalden yapılma bir gemi ve trinity ile yine sentinellerin içinden geçerek robotların şehrine bodozlama dalmasında da görülür. Gerçek dünyada bu imkansızdır. Tabii ki gerçek dünya olarak gösterilen son insan şehri zion bir tür matrix değil ise.

    2. Bidiğimiz gibi Ajan Smith bir programdır. Hatta iki ve üçte upgradeleri çıkmıştır. Smith Matrixte neo tarafından parçalandıktan sonra bağımsız hareket etme yeteneği kazanır. Fakat yine de bir programdır. Bir program (veya yazılım) olan smith nasıl olurda gerçek dünya olarak gösterilen ziona kendini kopyalar ve bir beden ele geçirir ve bütün gemileri havaya uçurur. Neo ve smithin fiziksel olarak zionda olmalarına rağmen beyin dalgaları nasıl matrixteymiş gibi görünür? Tabii ki zion matrix benzeri bir yapı değil ise.

    3. Son bölümün sonunda neo smith'in saldırması sonrasında gözlerini kaybeder. Fakat nasıl oldu ise gerçek dünya olarak gösterilen robot şehrini, matrixin içindeki gibi veri akışı olarak görebilir? Burada farklı olan ise Matrixte veri akışı yeşil iken, robot şehrinde sarıdır. Eğer neo gözeri olmadan görüyor ise bu gerçek dünya olamaz. Bu nedenle başka bir matrix yapısı olmalıdır.

    Bu örnekler artırılabillir. Yukarıda saydığım nedenlerden dolayı bana daha film tamamlanmamış görünüyor. Açıklamalar felsefik içerikli bir film için fazla mantık temelli gelebirlir. Seriyi üçü bir arada izlerseniz (benim gibi sabahı edersiniz) yazdıklarım hiç te mantıksız gelmeyecektir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sybercomp -- 2 Kasım 2009; 5:03:05 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Crabeinmorn

    peki neo başaramasaydı ve makineler zionun altını üstüne getirseydi ne olurdu ? oyalamak için kullandıkları en büyük kozlarını kendileri yıkarlar mıydı ?


    Yorumları okumadın galiba yada filmide dikkatli izlemedin galiba mimar diyor matrix'in 6. versiyonu bu diyor yani 6 kere zion zaten yıkıldı matrix yeniden yapılandırıldı zionda direnişçilerin gerçek hayat sandıkları yerde aslında matrix'e dahil matrix'in içinde neo o yüzden gözleri olmamasına rağmen etrafı görüyor matrixteki gibi
  • millet en basit şekli ile

    windows yüklü bir pc , onun içinde de bir sanal pc yazılımı yüklü işte matrix bu sanal pc yazılımını içinde ki bi oyun zionda buranın içinde her ne yaparsan yap oradan kurtulma şansın yok sadece orada seni oyalıyorlar o sanal pc de çünki seni ne kadar oyalarlarsa vucut ısını enerjiye dönüştürecekler (oylama olarak ajanlarla seçilmiş kişilerle anahtarcı mimar filan filan bir nevi mmorpg sen ona gömüldükçe asıl aradığın şeyi unutturacaklar) sen orada kaldığın sürece, sen ne kadar kurtuldum ziona ulaştım desende aslında zionda sanal pc içinde ki bi yazılım. ama neo orada heralde sizin sarı ışık dediğiniz olayda aslında bunu da görüyo asıl yani hala yazılımn içinde olduğunu biliyo vs. vs. sen gerçeği buldum sanıyorsun ama gerçek hala oralarda biyerlerde :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: jrking

    millet en basit şekli ile

    windows yüklü bir pc , onun içinde de bir sanal pc yazılımı yüklü işte matrix bu sanal pc yazılımını içinde ki bi oyun zionda buranın içinde her ne yaparsan yap oradan kurtulma şansın yok sadece orada seni oyalıyorlar o sanal pc de çünki seni ne kadar oyalarlarsa vucut ısını enerjiye dönüştürecekler (oylama olarak ajanlarla seçilmiş kişilerle anahtarcı mimar filan filan bir nevi mmorpg sen ona gömüldükçe asıl aradığın şeyi unutturacaklar) sen orada kaldığın sürece, sen ne kadar kurtuldum ziona ulaştım desende aslında zionda sanal pc içinde ki bi yazılım. ama neo orada heralde sizin sarı ışık dediğiniz olayda aslında bunu da görüyo asıl yani hala yazılımn içinde olduğunu biliyo vs. vs. sen gerçeği buldum sanıyorsun ama gerçek hala oralarda biyerlerde :)




    Vücut ısısıda hikayemiş oda makinelerin aldatmacasının bir parçası .Vaybe okudukça bende yeni şeyler öğreniyorum, daha tamamını okumadım ikinci sayfada arkadaşın biri yabancı siteden bir çeviri vermiş olayı en ince ayrıntısına kadar kafalarda kim neyin nesidir diye şüphe bırakmıyacak kadar açıklamış

    Aslında öyle fikri yorumlar yapılabilirki günümüzde yaşanan hayata çok göndermeler yapılabilir politik olsun sosyal olsun amerikanın dünyada kurduğu hegomanya dünyayı şekillendirme çalışmaları amerikanın teröre karşı savaşı zion aldatmacası gibi yani terörü üretende amerika zaten :) yad sosyal olarak insanlara birbirinizi yok etmeyin falan filan

    quote:

    Orijinalden alıntı: X@ndeR
    22 yüzyıl dolaylarında insanlarla makineler arasında savaş çıkar. savaşı makineler kazanır. makineler insanlara hizmet etmeleri için dizayn edilmişti. ama aşırı gelişmiş zekalarıyla insanlara isyan ettiler. makinelerin zaferi tamamıyla başarıya ulaşmamıştı çünkü hizmet etmek için dizayn edilmiş makineler için insanlar olmaksızın varolmanın bir anlamı kalmıyordu.

    ilk filmde insanların makinelere gerekli enerji kaynağı olarak kullanılması sebebi tamamıyla bir düzmece. insanlar enerji üretmez, tüketir. gerçek, matrix içinde tutsak bulunan insanlar sayesinde makinelerin kendilerine yapacak şeyler buluyor olması. bir yandan varoluş sebepleri olan "insana hizmet etmek"i yerine getirirken diğer yandan insanların boyunduruğu altında olmama paradoksuna makineler tarafından getirilmiş bir çözümdü matrix. insanlar makineler tarafından köleleştirildi ve böylece makineler insanlara "kendi istedikleri gibi hizmet etme tasarrufu"na sahip oldu.

    bu amaçla insanlar kontrolün tamamıyla makinelerin elinde olduğu sanal dünya matrix'e yerleştirildi.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sybercomp -- 2 Kasım 2009; 17:59:22 >




  • Beyler hikaye biraz da izleyicinin yorumuna bırakılmış, yani senaryo ve ayrıntılar hakkında kesin bir kanı yok. Bu anlattıklarınızın insanlar tarafından yazıldığını ve bir senaryo olduğunu unutup yorum yapıyorsunuz.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: sybercomp


    quote:

    Orijinalden alıntı: Crabeinmorn

    peki neo başaramasaydı ve makineler zionun altını üstüne getirseydi ne olurdu ? oyalamak için kullandıkları en büyük kozlarını kendileri yıkarlar mıydı ?


    Yorumları okumadın galiba yada filmide dikkatli izlemedin galiba mimar diyor matrix'in 6. versiyonu bu diyor yani 6 kere zion zaten yıkıldı matrix yeniden yapılandırıldı zionda direnişçilerin gerçek hayat sandıkları yerde aslında matrix'e dahil matrix'in içinde neo o yüzden gözleri olmamasına rağmen etrafı görüyor matrixteki gibi


    ilk versiyonda zion yoktuki




  • bende bunu diyorum eğer zion program ise ordkai insanlar nasıl yaşar ordkai innsalar farklı aynı bizim gibi son kalan insanlar diyebiliriz bu savaşta..

    orda makinalar neden zionu işgal edicek peki amaçları nedir? bence amaçları son kontrol edemedikleri çünkü matrixde istediklerini yapabiliyor morfiyus neo trnity ve insanları uyandırabiliyorlar ziona kaçırıyorlar insanları benim bu seride tek kafama takılan olay kahin yeniden nasıl ölmeden son sahnede ortaya çıktı
    ölüceğini zaten biliyordu ve kendini öldürttü güçlerinie smite verdi ama nasıl tekrar kurtuldu
  • quote:

    Orijinalden alıntı: demircibu

    bende bunu diyorum eğer zion program ise ordkai insanlar nasıl yaşar ordkai innsalar farklı aynı bizim gibi son kalan insanlar diyebiliriz bu savaşta..

    orda makinalar neden zionu işgal edicek peki amaçları nedir? bence amaçları son kontrol edemedikleri çünkü matrixde istediklerini yapabiliyor morfiyus neo trnity ve insanları uyandırabiliyorlar ziona kaçırıyorlar insanları benim bu seride tek kafama takılan olay kahin yeniden nasıl ölmeden son sahnede ortaya çıktı
    ölüceğini zaten biliyordu ve kendini öldürttü güçlerinie smite verdi ama nasıl tekrar kurtuldu

    ah eb usta bak bi soruna cevap vereyim neden zionda Usb girişi olmayanlar var dion bak 100 yıl mı bilemem arada BİR MATRİX ÇÖKÜYOR ZİON YIKILIYOR o zamanki seçilmiş gidip zionu kuruyor sonra gen uyananlar oluo seçilmişn yanında getirdiği insanlar usb siz doğuyor yani usb girişi yok die gerçek diemezsin ona bakarsan Neo morpheusun var ama matrix e girince onların portlarıa gözükmü yani sen oyunun içindeyken ben senin dosyanda bi kaç satır yazı yazarım al seninde portun olur....



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi _eXi_ -- 4 Kasım 2009; 14:12:07 >




  • şu konuya ne zaman girsem kafayı yiyorum ne teoriler var arkadas oku oku bitmiyo.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: _eXi_
    ah eb usta bak bi soruna cevap vereyim neden zionda Usb girişi olmayanlar var dion bak 100 yıl mı bilemem arada BİR MATRİX ÇÖKÜYOR ZİON YIKILIYOR o zamanki seçilmiş gidip zionu kuruyor sonra gen uyananlar oluo seçilmişn yanında getirdiği insanlar usb siz doğuyor yani usb girişi yok die gerçek diemezsin ona bakarsan Neo morpheusun var ama matrix e girince onların portlarıa gözükmü yani sen oyunun içindeyken ben senin dosyanda bi kaç satır yazı yazarım al seninde portun olur....


    yazmayı öğren bizi burda tripten tripe sokma.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Crabeinmorn


    quote:

    Orijinalden alıntı: _eXi_
    ah eb usta bak bi soruna cevap vereyim neden zionda Usb girişi olmayanlar var dion bak 100 yıl mı bilemem arada BİR MATRİX ÇÖKÜYOR ZİON YIKILIYOR o zamanki seçilmiş gidip zionu kuruyor sonra gen uyananlar oluo seçilmişn yanında getirdiği insanlar usb siz doğuyor yani usb girişi yok die gerçek diemezsin ona bakarsan Neo morpheusun var ama matrix e girince onların portlarıa gözükmü yani sen oyunun içindeyken ben senin dosyanda bi kaç satır yazı yazarım al seninde portun olur....


    yazmayı öğren bizi burda tripten tripe sokma.

    buyur? bi derdin varsa m3rt_ali@win.....




  • quote:

    Orijinalden alıntı: X@ndeR

    [uyarı: http://denbeste.nu/Chizumatic/tmw/TheMatrix.shtml adresindeki steven den beste tarafından yapılmış matrix yorumunun çevirisidir. spoyler doludur]

    22 yüzyıl dolaylarında insanlarla makineler arasında savaş çıkar. savaşı makineler kazanır. makineler insanlara hizmet etmeleri için dizayn edilmişti. ama aşırı gelişmiş zekalarıyla insanlara isyan ettiler. makinelerin zaferi tamamıyla başarıya ulaşmamıştı çünkü hizmet etmek için dizayn edilmiş makineler için insanlar olmaksızın varolmanın bir anlamı kalmıyordu.

    ilk filmde insanların makinelere gerekli enerji kaynağı olarak kullanılması sebebi tamamıyla bir düzmece. insanlar enerji üretmez, tüketir. gerçek, matrix içinde tutsak bulunan insanlar sayesinde makinelerin kendilerine yapacak şeyler buluyor olması. bir yandan varoluş sebepleri olan "insana hizmet etmek"i yerine getirirken diğer yandan insanların boyunduruğu altında olmama paradoksuna makineler tarafından getirilmiş bir çözümdü matrix. insanlar makineler tarafından köleleştirildi ve böylece makineler insanlara "kendi istedikleri gibi hizmet etme tasarrufu"na sahip oldu.

    bu amaçla insanlar kontrolün tamamıyla makinelerin elinde olduğu sanal dünya matrix'e yerleştirildi.

    matrix'in 4 versiyonu vardı. ilk matrix (v1) architect tarafından dizayn edilmişti ve o kadar mükemmeldi ki hemen çöktü. çünkü sıkıcıydı. içerdeki insanlar kendi durumlarına isyan ettiler ve matrix'in yapı mantığı çerçevesinde ortamı yok etmeye başladılar. sistem mantığı isyanın bastırılması için bütün insanların öldürülmesi gerektiğine karar verdiğinde architect simülasyonu kapattı, insanları geçici bir koma içerisine soktu ve yeniden denedi.

    matrix v1'in sorunu insanları uğraştırabilecek düzeyde karmaşık olmamasıydı. ama baştan aşağı tutarlı ve yeterince karmaşık sanal gerçeklik yapabilmek architect'in yetenek sınırlarını aşıyordu ve elinde bulunan tek kaynaktan bir bölümünü ödünç aldı: insanlık tarihi. matrix v2 sanal gerçekliğe aktarılmış amerikan devrimi'yle başlayacak şekilde yeniden yüklendi ve bir süre devam ettikten sonra insan nüfusunda yine sıfıra inme baş gösterince başarısız oldu. tüm insanlar ölmeden architect yine sistemi kapattı.

    bir insan matrix'te öldüğünde gerçek hayattaki vücudu da yok ediliyordu çünkü artık o insanla yapılacak başka bir şey kalmıyordu. bu yüzden "vücut akıl olmaksızın yaşayamaz", bu felsefi bir cümle değil, architect'in matrix'i kodlarken yaptığı tercihti. her iki matrix versiyonundaki sorun insanların soyunun bir zaman sonra tükeniyor olmasıydı. matrix hep böyle çalışmaya başlarsa bütün insanlar yok olacak ve makinelerin de var olmasının bir anlamı kalmayacaktı.

    ne yapılması gerekiyordu? architect problemi kendisini çözemediğine karar verdi ve kendisinden farklı yetenekleri olan bir yardımcı olan oracle'ı yaptı. architect her zaman mantığı ile hareket eden bir hesaplayan adamdı. oracle ise tam tersine sezgileriyle hareket eden bir yapıya sahipti. architect ona istediği çözümün ana hatlarını gösterdi ve o da bir çözüm buldu.

    matrix v2'yi çöküşe götüren neydi?

    simülasyon içindeki insanların yeteri kadar özgür iradesi yoktu. olayların meydana geliş sırası büyük ölçüde önceden belirlenmişti. bazı çeşitliliklere bir derece izin verilse de v2 ve v3'teki olayların gelişim yönü insanlık tarihinin 19. ve 20. yüzyılını baz alacak şekilde belirlenmişti. kelebek etkisine maruz kalmamanın ve kontrolü elden kaybetmenin tek yolu buydu.

    matrix'e bağlı insanlar bu sanal gerçeklik içince yaşıyor, sanki ordaymış gibi duyularıyla uyarılar alıyor, gördükleri şeyler üzerinde kararlar veriyor ve her şey yolunda gittiğinde olayların önceden belirlendiği şekilde meydana gelmesi için simülasyonun onlardan istediği şekilde kararları veriyorlar.

    fakat insanlar olması gerekenden aykırı davrandıkça farklı kararlar vermeye başlıyorlar. bu arada olaylar önceden belirlendiği şekilde meydana gelmeye devam ettiği için insanlar sebep-sonuç ilişkisinin koptuğunu, yapmak istedikleri ile meydana gelenler arasında uyuşmazlık olduğunu farkediyor. "sağa dönmek isterken neden sola döndüm? gerçekte özgür değil miyim yoksa? kendi kaderimi gerçekten ben mi kontrol ediyorum?" matrix'deki sorun kaderin önceden çizilmiş olması --- ve neo gibi insanlar bu duruma içsel olarak tepki veriyorlar.

    insanlar olayları bir dereceye kadar etkileyebiliyorlar. bu gerekli çünkü her şey olması gerektiği gibi giderse birçok insan hemen bunun farkına varırdı.

    aykırı insanlar yeterince kandırılamayıp başka yollar denemeye başlar ve sayıca belli bir çokluğa ulaşırsa simülasyonu rayından çıkarıp yıkıma doğru sürükleyebiliyorlar. işte matrix v2'yi çöküşe götüren de buydu. insanlar gerçekte bir simülasyon içinde olduklarını bilmiyorlar; bildikleri şey, sonuçları ne olursa olsun kendi geleceklerini kontrol etmek istedikleri. "sorun seçim yapabilmekte". sonuçları ne denli kötü olursa olsun kendi seçimlerini yapabilmek.

    sonuçlar gerçekten de çok kötüydü. ulaşılan nihai sonuç insanların simülasyon ortamında kitlerlerce ölümüne ve böylece matrix'e bağlı çoğu insanın gerçekten de ölmesine yol açtı.

    oracle sistemin çökmesini önlemek için isyan eden insanların matrix'ten çıkarılması gerektiği sonucuna ulaştı ama architect gerçekten çok gerekli olanlar dışında kimsenin dışarı çıkmasını istemiyordu. sistemin çökmesini önlemek için yeteri kadar kimseye izin vermeyince de sistem yine çöküyordu. ama matrix v3 buna çözüm bulacak bir şekilde tasarlandı: seçilmiş kişi.

    matrix v3 programcıların "reset loop" dedikleri "başa dönüm" ile yüklendi. bu, sistem bir süre devam ettikten sonra kendini tekrar en başa alması demek. bazen bir mühendislik hatası olarak ortaya çıksa da kimi zaman bilerek yapılırdı çünkü gittikçe artan gereksiz bilgiyi temizlemenin tek yolu buydu. "başa dönüm"ler her zaman kötüdür çünkü altında yatan sorunu uygun şekilde nasıl çözeceğini bilemeyen programcının kendi programını hacklemesine neden olur.

    matrix'de gittikçe artan gereksiz çöplük, isyancıların gittikçe çoğalan sistemle uyumsuzluklarıydı. başıboş bırakıldıklarında v2'deki aynı çöküşe neden olacaklar, insan nüfusu yine toplu kıyıma uğrayacak, makineler de duruma müdahale etmek için matrix'e bağlı insanları gerçekten öldürecekti. architect gereken çözümü bilmiyor ve pek de çözüm arıyor gibi görünmüyordu. bunun yerine çözümü her birkaç yüzyılda bir sistemi tekrar başa almakta buldu.

    v3'ün yüklenmesi sadece programlamada değil fiziksel anlamda da çok büyük mühendislik gerektirdi. sistemden çıkarılan asilerin gerçek dünyada gönderileceği bir şehrin (zion) kurulması gerekti. şehir 24 insan, onların hayatta kalmalarını sağlayacak makineler, her işi yürüten makine-yapımı merkezi bir bilgisayar ve insanların korsan yollardan sisteme girmelerini sağlayan gemilerden müteşekkil kuruldu. zion'dan insanların matrix'in içine girecekleri açık bir arka kapı bilerek sisteme yerleştirildi ve matrix'ten çıkarılan asi insan bedenlerinin gönderileceği ikinci bir çıkış yapıldı. ölenler geri dönüşüm tarlalarına yollanırken asilerin bedenleri zion'dan insanların onları almalarına izin verilen okyanusa gönderildi. zion'dakiler bu yolla bir yere ulaştıklarını sanıyorlardı ama aslında bu onları göreviydi.

    değişim çok büyük olmasına rağmen bu aslında yeniden bütünüyle baştan bir tasarım değil, v2' üzerinde yapılan bir hackti. v2'de simülasyon mantığına karşı gelen ve gerçekte bir simülasyon içinde olduğunu bilmese de onu yıkmaya çalışan insanları bulup yok etmek için ajanlar ve diğer güvenlik önlemleri vardı. bunları v3'te yeniden programlamaya gerek görülmedi ve böylece v2'den kalma görevleriyle matrix'e zion'dan giren insan ajanları avlamaya başladılar. architect bunu bir hata (bug) olarak görmedi; tam tersine matrix'deki insanları dışardan gelip uyararak bir sürü insanın dışarı çıkarılmasına ve böylece sistemin tekrar çöküşüne neden olacak zionlu ajanları önlemeyi sağlayan bir kontrol mekanizması olarak gördü.

    bu yolla sistemde toplanan "gereksiz artık oranı" oldukça düşünce sistem önceki gibi birkaç yılda çökmeyip birkaç yüzyıl çalışır hale geldi. ama yine belli aralıklarla tekrar en başa getirilmesi (reset) gerekiyordu. oracle matrix'in içine yerleşip gereksiz artık oranını izlemeye başladı ve sistem yıkıma doğru yaklaşınca bir insanı "seçilmiş kişi" olarak belirleyip ona -seri boyunca neo'nun da kullandığını gördüğümüz- özel yeteneklere sahip olmasını sağlayan özel sistem koduna giriş yetkisini verdi.

    bu v3 için bile kabasaba bir çözüm yolu idi. başa dönmek için reset atıldığında zion nüfusu da sadece 24 kişi ile başlayacak şekilde yok ediliyor, matrix 1790 yılına geri dönerken o zamanın nüfusuna denk olması için 2000 yılında ulaşılan nüfusun büyük bir bölümü de yok ediliyordu.

    zion nüfusunun yok edilmesi ilk başta pek de gerekli gibi görünmüyordu. bir nedeni zion'un giderek büyüyerek matrix üzerinde daha da etkili olmasını engellemekti. ama asıl sebep architect'in pek yaratıcı olmamasıydı. her başa dönüldüğünde her şeyin eskisi gibi aynı olmasını istiyordu. zion v3'ün bir parçası olarak inşa edildiğinde 24 kişi ile başlanmıştı ve architect'e göre her başa dönüşte yine sadece 24 kişi kalmalıydı. oracle bu çözümü pek kaba ve kabul edilemez buluyordu.

    v3'e beş kere reset atıldı. beş kere oracle'ın seçtiği kişiler aracılığıyla kontrollü şekilde başa dönüldü. her defasında da insanların büyük çoğunluğu makineler tarafından öldürüldü. oracle sistemin büyük bir kıyımla tekrar başa dönmeden devam edebileceği daha temiz bir çözüm bulmak istiyordu.

    üçüncü filmin adı "matrix devrimler"di ve devrimci burada oracle'ın kendisiydi. v3'teki çzöümü bizzat oracle'ın kendisi bulmuş olsa da architect'i başa dönüş konseptinin kabul edilemez olduğuna bir türlü ikna edememişti. architect'e göre her şey yeterli ve iyi çalışıyor görünüyordu. bir kaç yüzyılda bir insan nüfusunun büyük çoğunluğunun kırılmasına pek de aldırış etmiyordu. oracle sonunda matrix v3'ü gizlice hacklemekten başka çaresi olmadığına karar verdi.

    oracle sistemi hackledi ve architect'in bilgisi ve izni olmadan matrix v4'ü yarattı. yaptığı değişiklikler v1 ile v2 arasında ya da v2 ile v3 arasında yapılan değişikliklerden çok daha küçüktü. ortaya çıkan şey daha çok v3.1 gibiydi. ama değişiklikler oldukça hayatiydi çünkü sisteme reset atılmasını önlüyordu.

    yaptığı hack iki bölümden oluşuyordu. ilk olarak seçilmiş kişiye verilen özel kodu değiştirdi. ikinci olarak da ajan smith'i yarattı ve onun da özel yeteneklere sahip olmasını sağlayan kodu simülasyona yerleştirdi.

    seçilmiş kişi bir insandır; neo bir makine değildir. fakat o özel bir insandır, çünkü matrix sistemi ona özel yetenek ve güçler vermiştir. bu v2'den v3' geçişe neden olan ayarın bir parçasıydı. oracle neo'ya bu ayrıcalığı veren kodu kırdı ve ona bundan daha fazlasını verdi. ve seçilmiş kişiyi seçme zamanı geldiğinde oracle sistemi başa almaya itiraz edecek birini seçti ve bunun kim olduğunu da morpheus'a söyledi.

    önceki beş seçilmiş kişi hep oracle tarafından seçilmiş ve bunlar insanların dörtte üçünün ölümüne sebep olsa bile başa dönmekten başka seçenekleri olmayacak şekilde architect tarafından manipüle edilebilecek halde olanlardı. ama neo başa dönmeyi reddetti. v3 ayarı da başarısız olmuştu. kontrollü reset olmayacaktı. yıkım yakındı. architect'in neo'ya söylediği "insanoğlunun geri dönülemez gerçek sonu" palavrası doğru olmasa da yıkım oldukça büyük olacaktı.

    oracle'ın diğer hacki ajan smith'i yaratmasıydı. standart bir ajan kodu ile başlayıp onu daha da geliştirdi. smith işine diğer ajanlardan daha odaklı ve takıntılıydı. smith ayrıca seçilmiş kişiyi devamlı takip edecek şekilde programlanmıştı.

    smith seçilmiş kişiyi takip edip hep onun önüne çıkacak, seçilmiş kişi sonunda smith'i yok edecek böylece oracle'ın smith ile ilişkilendirdiği temel değişiklikleri harekete geçirecekti.

    oracle smith'i diğer programların yaptığı gibi her şeyi rapor edecek şekilde programlamamıştı. smith sistem içinde kendi başına hareket eden ilk program da değildi. matrix içinde merovingian gibi kendi başına buyruk birçok program vardı. oracle bu fikri de buradan almıştı. ama smith "ölünce" (sistemden çıkarılınca), oracle'ın sistemde yaptığı temel değişiklik çalışmaya başladı. oracle seçilmiş kişide yaptığı gibi smith'e de en dikkate değeri kendini klonlamak olan özel yetenekler vermişti. smith matrix'i ele geçirecek, sonra oradan çıkıp makine şehrini ele geçirmeye çalışacak şekilde programlanmıştı.

    smith bunun farkına varmış, ama değiştirmeye gücü yetmemişti. oracle'ı kendine klonlarken de ona "anne" diyerek oracle'ın kendisini yarattığının farkında olduğunu göstermişti.

    oracle bir devrimciydi. makineleri matrix'i her defasında sert bir başa dönüş ile yönetmeye devam edemeyeceklerine ikna etmeye çalışıyordu. neo'yu seçilmiş kişi yaptı, neo da çöküş olmadan önce matrix'e güvenli reset atmayı reddederek makineleri simülasyonun başarısızlığıyla yüzyüze getirdi.

    ama bu yeterli değildi. bu sadece seçilmiş kişinin başa dönüş kodlarını "çekirdek"e yerleştirerek daha temiz bir kontrollü başa dönüş gerçekleştirmesi yerine makinelerin insanların toplu ölümlerinden sonra matrix'e reset atmak zorunda kalması demekti. architect'in neo'ya "bir dereceye kadar kabul edebileceğimiz ölüm oranı var" derken demek istediği de buydu. makineler kontrollü reset ile insanların %75'ini kaybetmek yerine sistemin çökerek insanların %98'inin ölmesini hiç de istemiyorlardı. ama v1 ve v2'de bu olmuş ve makineler ayakta kalmayı başarmışlardı.

    oracle'ın makineleri anlaşmaya zorlayacak başka bir şeye ihtiyacı vardı. işte bu yüzden ajan smith'i yarattı. onu makinelerin varlığına doğrudan tehdit oluşturacak ve ancak seçilmiş kişinin yardımıyla yok edilebilecek şekilde tasarlanmıştı. ajan smith'in belirsiz de olsa hissettiği smith-neo ilişkisi işte buydu.

    neo'nun elindeki pazarlık kozu şuydu: benimle anlaşın yoksa smith sizi yok edecek. neo ne istiyordu? oracle'ın ondan yapmasını istediği şeyi: periyodik resetlerle insanoğlunun büyük bir kısmının kıyımının durdurulması. eğer makineler kabul etmezse neo onlarla birlik olmayacak ve smith makineleri yok edecek. makinelerin neo'nun teklifini kabul etmekten başka çareleri yoktu. ve onlar makine oldukları için oracle'ın vekili olan neo ile yapılan anlaşmaya sadık kalacaktı.

    peki neo nasıl yardım edecekti? bu oracle'ın seçilmiş kişinin kodunu modifiye ederken yaptığı bir şeydi: neo, oracle smith'i yaratırken yaptığı bir arka kapı aracılığıyla smith'in koduna girmesini sağlayan şifrelere sahipti. bu, seçilmiş kişinin "çekirdek"e girip simülasyonu resetlemesine izin veren şifreler ile aynı mekanizmaydı.

    neo ancak smith ile yaptığı son savaşta bunun farkına vardı: smith'in kendisini yutmasına izin vermeliydi. böylece şifreleri aktive edip makinelerin smith'i ve tüm kopyalarını matrix'ten silmesini sağlayacak arka kapıyı açtı. (bir olasılık: neo'nun şifreleri smith'in kodu içinde bulunan ve smith ve diğer tüm kopyaları yok edecek şifreleri içinde bulunduran bir kasayı açtı)

    yapılan anlaşma gereği başa dönüş mekanizmasının kaldırılmasıyla oracle matrix v4'ün büyük insan kıyımlarıyla çökmeden devam edeceğinin sağlanacağını nasıl düşünüyordu? v3'teki sorunun makineler tarafından yeteri kadar insanın dışarı çıkmasına izin verilmemesi olduğunu düşünüyordu. çözümü ise şuydu: eğer dışarı çıkmak isteyen tüm insanlara izin verilirse simulasyon içinde nihilist insan kitleleri oluşmaz, simülasyonu yıkıma uğratacak başkaldırı olmaz ve böylece matrix'e bağlı insanların kitelesel kıyımına gerek kalmaz.

    çözüm yürüyebilecek mi? bunu oracle bile bilmiyor ama öyle düşünüyor ve çözümün en azından v3'teki başa dönüş periyodundan çok daha uzun süreceğinden emin. üçüncü filmin sonunda oracle'ın architect'e anlatmaya çalıştığı şey de işte buydu.

    alıntı:
    (netizen, 22.03.2006 23:24 ~ 23:37) #9308062


    bu yazıyı herkese tavsiye ederim. fakat bu yazıya göre hareket ettiğimizde şu 3 soru havada kalıyor:

    1- zion sanal bir ortam değilse bir yazılım olan ajan smith, matrix dışında nasıl bir insan vucüdunu ele geçirebiliyor?

    2- makine şehrine gelen neo, makineleri nasıl durdurabiliyor?

    3- gökyüzü kapalıysa filmdeki enerji hatlarından geçen enerji ne şekilde elde edilebilir?

    benim gözden kaçırdığım biyer mi var?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kastore:


    quote:

    Orijinalden alıntı: soldier.

    Burdaki her farklı görüş kendi içinde mantıklı ancak hiçbiri de tamamen eksikleri giderebilmiş değil. Her teori bir eksiği kapatırken diğerini açık bırakıyor. Örneğin zionun da simulasyon olduğu teorisi. Bu yüzden neo kör olduğunda bile etrafı görebildi deniyor. Ancak ne hikmetse trinitiye kazıklar saplanmışken neo onu göremedi el yordamıyla buldu. neo körken sadece makineleri ve ajan simithin kendini kopyaladığı insanı gördü. dolayısıyla trinity program olsaydı demekki onu da görmesi gerekecekti. Bu yüzden trinity ve neonun program olduğunu düşünmüyorum. zira programlar arasındaki aşk hikayesi bana biraz zorlama gibi geliyor.

    Ama dediğim gibi neoya progmda desek mesih de desek açıklanamayan illa bişiyler kalıyor. Bana göre 2 ve 3. filmler çekilmeseydi neoyu ilahi güçleri olan yani matriksi bilinciyle yapılandırabilen bir kurtarıcı olarak görüp kabul edecektik ki zaten filmde görünen de o idi. Yani sadece 1. filmi düşünürseniz her şey gözüktüğü gibi ve kendi içinde tutarlı. Ne zamanki 2. filmde mimar çıktı ve saçma sapan eksik bilgiler vererek insanların kafasında soru işaretleri bıraktı işte o zaman film 1. filmdeki apaçık görünenlerden uzaklaştı


    Senin savın doğru, (okuduğum yabancı içerikli bir sitenin teorisinden gidiyorum ve de bence en mantıklı teori oydu) Neo hem Zion'da hem de Makineler Şehrinde programlanmış olan, Makineleşmiş nesneleri görebiliyor.

    Okuduğum teoriden gidiyorum daha önce bu anlatılmıştır belki;

    Klasik hikayeyi hepimiz biliyoruz, hür irade sahibi Makineler icat ediliyor bir makine efendisini öldürüyor ve insanlar makinelere karşı inanılmaz bir nefret besliyor, makineleri yok ediyorlar sağ kalanları da ortadoğuda bir şehre hapsediyorlar. Makineler orada sanayiilerini geliştiriyorlar ve tekrardan insanlarla kontak kurmak istiyorlar. Fakat B.M tarafından reddediliyorlar ve büyük savaş çıkıyor. İnsanlar makinelerin güneş enerjilerini yok etmeye çalışıyorlar ancak makineler buna da hazırlıklı... Tarlaları çıkarıyorlar.

    İşte asıl problem burada başlıyor filmlerden ayrılan nokta ki Animatrix bunu anlatıyor... Makineler herkesi zorla tarlalara sokmuyor, başta insanlar da kabul ediyor. Mimar'ın da anlattığı gibi kusursuz bir Dünya hayaliyle (hayallerinde yaşamayı göze alarak) insanlar Matrix programını kabul ediyor. Animatrix'de robot karakter "kırmızı elmaya" benzer bir şey ile ve Matrix programını başlatıyoruz der, kırmızı elma gönüllülüğün ve kusursuzluğun sembolüdür. Tahminim o başlatan makine de Mimar'ın gerçek dünya'daki şeklidir... Her neyse, fakat makinelerin hesaplamaları yanlış çıkar, insanlar bu hayal dünyasına katlanamaz ve ölürler. Çünkü insan kusursuz değildir ve kusursuz Dünya'da yaşamayı göze alamaz. Bu yüzden Mimar bambaşka bir şey düşünür... 2. Filmin sonunda anlattığı gibi, tüm insanlık tarihinden bir çıkarım elde etmeye çalışır ve kendince kusursuz başka bir Dünya bulur. İnsanlara, onları Matrix'de hapsettiği izlemini verdirir, Zion gibi sahte bir özgürlük gösterir ve Makineler ile insanlar arasındaki savaşın devam ettiği imasını verir.

    Yani insanlara bir yaşama amacı verir. Kusursuz bir Dünya'da insanlar amaçsız oldukları için ilk Matrix çökmüştür... Mimar Matrix'i üçe böler, Matrix-Zion-Makineler Şehri diye... Oysa hepsi programın bir parçasıdır. Daha sonra denklem yine yanlış çıkar, program çökmeye başlar çünkü bu üç evren birbirinden bağımsız hareket etmeye başlar. İşte o zaman Mimar, denklemi eşitlemek için bu üç evreni bağlayacak 3 tane denklem yazar. Birincisi Zion'un umudu, Matrix'de de inanılmaz güçlü Neo, ikincisi Matrix'de aslında her şeyden güçlü ve sorumlu Kahin (ki Ajan Smith Kahin'i klonladığında ortaya çıkan gücü gördük), üçüncüsü de bu üç birimde de olan biten her şeyden haberdar olan Mimar. Matrix işte bu haliyle kusursuz işlemiştir, hem insanlar bir amaç peşinden koşmuştur hem de Makineler. Yani bu yüzden Neo gücünü Zion'da ve Makineler şehrinde de farklı bir şekilde kullanabildi. Ha tabii bu Matrix hikayesinde anlatılmak istenen nedir, Mimar insanları kontrol etmenin bir yolunu bulmuştur, onlara bir Cennet (Zion), bir Cehennem (Makineler Şehri ve tarlalar) bir de gerçek dünya (Matrix) sunmuştur ancak bu kez işin içine aykırı bir Makine, aslında Melekler gibi insanları kontrol etmekle görevli olmalarına rağmen, insanlardan nefret eden bir Makine girmiştir. (Ajan Smith) Matrix'in bu 3 filmlik öyküsü bunu anlatmaktadır. İnsanlara kusursuz bir Dünya verebilmiştir Mimar ama bu kez bir Makine başkaldırmıştır. Filmin sonundaki son repliklerde Kahin Mimar'a arasındaki konuşmanın iması Matrix programının asla başarılı olamayacağı, çıkmak isteyenlerin salıverilmesi yönündedir.

    Yani anlatılmak istenen bize filmde sunulan her şey aslında Matrix'in bir parçasıdır. Ancak bu insanlar da programlandıydı manasında değil, insanlar da bu Matrix içerisinde kendi amaçlarının peşinden koşuyorlar. İçlerinde programlanmış bir tek Neo vardı, o da normal insanın Matrix'deki yaşamı için yazılan denklemden daha farklı denklem yazıldığı için ona... Yani Neo insandı ama denklemi farklıydı.

    Matrix'i anlamak için aslında Dinle-Tasavvuf ile çok içli dışlı olmak gerek, çünkü Wachowskiler çok fazla gönderme yapmış. (Zion-Sion Dağı, en sondaki haç) İşte bakarsak bu duruma hıristiyan inanışına göre, Mimar Tanrı, Kahin Meryem, Neo Mesih, Ajan Smith Şeytan oluyor. Mimar Neo'ya senden önce de seçilmişler vardı başarısız oldular diyor, yeni bir peygamber göndermenin tek sebebi öncekinin öğretilerinin unutulmasıdır. Hıristiyan inanışında İsa ölürken tüm insanlığın günahlarının bağışlanmasına neden olmuştur, Neo'da en son öldüğünde tüm insanlığın kurtulmasını sağlıyor.


    bir üst mesajdaki alıntı yaptığım yazıya göre değilde bu yazıya göre kabul edecek olursak filmi; yani zion, matrix ve makine şehri yazılım ise, gerçek dünya filmde hiç gösterilmemiş oluyor. o zmn havada kalan 3 değil tek soru kalıyor:

    gerçek dünya nerede ve ne şekilde?




  • Amerikalıların bir lafı vardır'' WHO KNOWS???!!?!?!''
  • God knows derler onlar
  • Aslında şu naki tartışmamız MAntık felsefesine dayanıyor yazıları tamamen tarafsız olarak okursanız 2. tez yani Zİon unda simülasyon olduğunu savunan düşünceyi başlatan en önmli durum neonun MAtrix dışında yaptıkları değil mi?
    işte bu bize mantıksız geliyor Yanlızca "onun gücü bu diyarları aşar" sözü bizi tatmin etmiyor mantığımıza uymuyor....
    bütün tartışma nerdeyse burdan başlıyor
  • 
Sayfa: önceki 910111213
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.