Protestanligin en büyük çıkış nedenlerinden biri dini kıtapların ve dini rituellerin yerel dillerde yani Almanca yapılabilmesi istemektir..Nitekim klise bunları Latince tutarak yerel halkın uzerinde bir hakimiyet, bir entelektüel üstünlük sahibi olmuş ve öyle kalmak istemiştir. Tutkiye'de de ulema aynı şekilde Arapca'yi on plana çıkartır. Kuran'ı ve dinin Tutkcelesmesi umurlarında bile değildir. Nitekim böyle olursa ayrıcalıklarıni kay etmekten korkarlar . Buda dinde sekilciligin artmasına anlamın işte arka plana düşmesine neden olur . İlk olarak Latince'nin etkisinin kırılması ve ulusal dillerin yükselişi için çaba sarfedildogi gibi daha sonra dilde sadelesme ve öz dile dönüş akımları Avruoa'nin çeşitli ülkelerinde yüzyıllar boyunca görüldü. Hatta Avrupa'nin en eski dil akademileri den olan Fransiz fil akademisyenin en büyük amaclarindan biri Fransız dilinin saflığını korumaktı. Nitekim Fransızca üzerinde İngilizce etkisini kırmak, İngilizce alıntı sözcükleri dngellrmrk ve yerel dillerin tanınmasını önlemek ce böylece Fransız dilinin saflığını korumak - ülke icerisinde tekdil haline getirmeyi amaçlanmıştır. " As the use of English terms by media increased over the years, the Académie has tried to prevent the Anglicization of the French language. For example, the Académie has recommended the avoidance of loanwords from modern English (such as walkman, computer, software and e-mail), in favour of neologisms, i.e. newly coined French words derived from existing ones (baladeur, ordinateur, logiciel, and courriel respectively). The Académie has also noted that anglicisms have been present in the French language since the 1700s, and has criticized the view that anglicisms present an "invasion" on the French language." Biraz araştırmanı öneririm. Sende herkes gibi günümüzde yayılmış olan Postmodern safsatanın etkisi altında kalmışsın. < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
Ortak Türk Alfabesi için mutabakata varıldı: Ä,N,U,Q,X harfleri dahil edildi. Harf sayısı 34 olacak (4. sayfa)
-
-
Bunlar neyin ne olduğunun gayet farkında ama anlamamazlığa geldiklerine eminim.Bunun başka bir açıklaması yok..
Mesela sıkça şunu duyarız ; 'Kullandığınız kelimelerin yarısı arapça...Arapça kelimeleri dilden atsanız konuşamazsınız'...Bunu öyle bir edayla söylüyorlar ki sanki Arapça konuşuyoruz ama 'latin' harfleri ile yazıyoruz sanarsınız..Halbuki bugün bir Arap herhangi bir Osmanlıca yazıyı 'arapça' ya çevirmeden anlayamaz,okuyamaz bile...Örneğin TRT Haber 2021'de yayınladığı bir habere göre Türkmen asılı Doç.Dr.Kemal Ahmet Hoca 50 bin Osmanlıca belgeyi Arapçaya çevirmiş.Şimdi bunlara göre Türkçe'nin yarısı Arapça kelimelerden oluşuyorsa neden Osmanlıca metinler Arapçaya çevriliyor?Neden Araplar Osmanlıca metinleri Arapçaya çevirmeden anlayamıyor?
Bunların daha ileri versiyonları ise 'Türkler 1923'ten önce arapça konuşuyordu ancak Atatürk Türklere 'Türkçe' öğretti' şeklinde...Ciddi ciddi bunu yazan insanlar gördüm.
www.trthaber.comArap dünyası ile Osmanlı arşivi arasında köprü olduhttps://www.trthaber.com/haber/kultur-sanat/arap-dunyasi-ile-osmanli-arsivi-arasinda-kopru-oldu-550749.htmlDincilik milletler için gerçekten çok tehlikeli bir asimilasyon aracı..Mesela bir Türk kendi oğluna ve kızına Abdülkadir, Abdullah, Ömer, Ali, Bekir, Zeynep, Zehra, Ayşe,Rabia,Fatma gibi isimler koyarken tek bir Arap'ın kendi oğluna ve kızına Alparslan,Teoman,Atila,Mete,Gökhan,Ertuğrul,Timur,Aybüke,Asena,Aycan gibi isimler verdiklerini göremezsiniz...Hatta Arap ülkelerinde oldukça yaygın ve popüler olan Kurtlar Vadisi dizisindeki baş karakter olan Polat Alemdarın ismini bile adamlar Arapça bir isim olan 'Murat' olarak değiştirip öyle yayınlamışlardı.Türkiye'de ve Dünya'nın geri kalanında 'Polat Alemdar' olarak bilinen bu karakter Arap ülkelerinde 'Murat Alemdar' olarak bilinir.Ne hikmetse bu tutumlarıda sadece Türk isimlerine yöneliktir.Yabancı dizi ve filmlerdeki karakterlerin isimlerini Arap ismi olarak değiştirdiklerini duymuş değilim..
Ama Türkler ise kendi öz dillerindeki isimleri kullanmamayı dinin bir gereği olarak görmüşler ve benimsemişlerdir..Bugünde durum genelde aynıdır.Bunların mantığına göre bir Japon müslüman olsa bile direk Arapça isim alması gerekir ki zaten uygulamada da böyledir.Din değişimi ile sadece din değişmez toptan bir kültürel değişim yaşanır.Kendi kimliğine ve kültürüne yabancılaşma esastır.
Halbuki Arapça isimlerin hiçbir kutsallığı yoktur zira bu isimler müslümanlıkla gelmiş isimler değillerdir.Ömer,Ali,Bekir,Osman vs hep İslam öncesi Arap toplumunda kullanılan ve yaygın olan isimlerdi.Arap alfabesininde durumu aynıdır..Arap alfabeside islamla gelmiş değildir.Buna rağmen hem Arap harflerine hem de Arapça isimler izahı zor bir şekilde kutsallık yüklenmiştir.Öyle ki geçtiğimiz yıllarda bir alışveriş marketi arap harfleri ile çorap sattığı gerekçesiyle linç edilmişti.Bu marketi linçleyenler 'Suudi amazon' sitesine girseler ve arap harfleri ile satılan ürünleri görseler herhalde baygınlık geçirir.
Arapların bile bu kadar kutsallık yüklemediği harflerine ve isimlerine kutsallık yükleyen Dünya üzerinde Türklerden başka bir millet yoktur sanırım...
-
Kullandığımız sözcüklerin yarısı Arapça demek zaten bir kültürel emperyalizmin, Arap kültürü empozesinin açıkça itirafıdır. Arapça sözcükleri çıkarsak konuşamayız demek ortadaki ayıbın sorumluluğunu almamaktır, kaçmaktır, kolaycılıktır. Yarısı mıdır bilmem ama dilde çoook fazla Arapça sözcük var olduğunu söyleyebilirim. Merhaba, selam filan diyoruz ya bunlar hep Arapça'dsn gelme. Kelime de yanlış bilmiyorsam Arapça olması lazım ama çıkardın mı yerine sözcük diyebiliyorsun.
Evet sen de pek çok isim saymışsın. Ben isim komusunda fazla uzatmak istememiştim yoksa düşündükçe say say bitmez. Bunlar Arap kültürü emperyalizminin diğer göstergeleri. Sözde kültürel bir alışverişler, çeşitlilik hede hödö derlerler ama bir bakarsın ki Arap kendi kültüründen hiç taviz vermemiş ama sen vermiş ve Araplaşmışsın. İtiraz ettin mi İslam düşmanı, din düşmanı etiketlerinin yanında Batıcılık etiketin de hazır. Batıcılıkla suçlayan tiplere sormak lazım ülkede kaç tane Türk gördünüz de çocuğuna atıyorum Alex, Mike, Martin, Johnny, Jack, Rose gibi yabancı, Batı medeniyetlerinden isimler koymuş. Tabiri caizse bir elin beş parmağını geçer mi bu isimdekiler. Varsa bile yabancı, gelin veya damat muhabbetlerinden olmuştur o da belki. Kültürel emperyalizm bu değildir, ülkenin kültürüne topyekün etki etmektir. Ha şahsen Batı medeniyetlerinden gelen ve Türkçe karşılığı olduğu hâlde yine de inatla kullanılan yabancı sözcüklere de karşıyım. Fransızca'dan filan böyle entel dantel insanlarca ittirilen epey sözcük var. Yine İngilizce'den geçen pek çok sözcük var. Ama İngilizce küresel bir Dünya dili olmasından, bilim ve teknolojide iletişimde kullanılan bir dil olmasından dolayı karşılığı olmayan sözcükler doğduğunda biz hemen buna bir sözcük yaratmadığımız için bizim dile yerleşiyor. Ama tutup da bu Arapsever arkadaşlar gibi İngilizce'ye kutsallık affetmiyoruz, çocuklarımıza Richard gibi isimler takmıyoruz.
Arap harfleri görünce algıları değişen, kutsal bir şeye bakıyormuş gibi duran çok insan var. Halbuki bildiğimiz kıytırık bir dil. Ya Amazon'u boşver yıllarca Ülker'in bisküvilerinde filan arkada Arapça yazılar vardı. Şimdi bisküviler aburcuburlar kutsal mı oldu yani, çöpünü çöpe atamıyor muyuz? Çorap örneğinden şimdi hatırladım biz bu mevzuyu daha önce seninle tartışmıştık. Hatta ben, okulda bir sınıfta tahtaya yazılmış uydurukça ama Arapça'ya benzer bir karalama olduğunda bir öğrencinin gelip bu çizilmiş anlamsız çizgileri görüp "Kur'an'ca yazıyor" diye heyecanlanan çocuktan bahsetmiştim. Bunlar hep cahillikten, cahilliğin getirdiği algı bozukluğundan. Alfabelerinde ses yokluğundan rakam kullanan garip bir dile yüklenen saçmasapan bir yapay kutsallık. Elin Suudisi bunlara Arapça ana avrat dümdüz gitse bu kekolar dua filan sanacak amin filan diyecek o derece akıl sağlıklarını, şuurlarını kaybetmişler.
Son paragrafın için ben de yıllarca bundan bahsediyorum. Buna Araptaparlık bunları yapanlara da Araptapar diyorum. Çünkü bu Arap kültürüne, Arap'a tapmaktır ne eksik ne fazla. Put diyorlar ya hah işte putçuluk budur. Kimse kusura bakmasın.
Edit: Şimdi aklıma geldi bundan 3-5 ay önce tam bu forumda, muhtemelen forumun bir anasayfa haberinde yazılan yorumlarda bir tane şuursuz Araptapar Tam bir Müslüman olmak için Arapçayı öğrenmek, anadil bellemek gerektiği, bu dilin kutsal bir dil olduğu, öteki tarafa etki ettiği gibi abuk sabuk şeyler yazmıştı. Yani yazdıklarını çok net hatırlamıyorum ama özetle kültüründen vazgeçip Arap olursan cennetliksin yani avantaşlısın gibi bir şeydi. Böyle şuursuzca yazılmış mesaja da kayıtsız kalamazdım hatta eleman bana karşı cevap yazsın, motivasyon olsun diye iğneleyici, giydirmeli bir cevap yazmıştım ama bana dönüş yapmamıştı. Muhtemelen yazdığı şeyin ne kadar akıl ve mantıktan uzak olduğunu yüzüne çarpınca bu saçmalığı savunamayacağını o da fark etmişti. Sanırım bunu da daha önceki tartışmamızda yazmıştım. Yine emin değilim.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kartal Göz -- 8 Kasım 2024; 15:16:2 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Dini kitabı kendi diline çevrilmesi ile kendi dilindeki yabancı kökenli kelimelerden kaçınmak aynı şey değildir çok açık ki.
Mesele anlaşılmaksa atıyorum 100 sene önce çoban bile mesela nedir bilirken örneğin nedir bilmezdi. Şimdi biz mesela değil örneğin diyelim demenin amacı anlaşılmak değil bir zihniyet değişimi sağlamaktır.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Ortak alfabe anlaşılmanın neresinde işe yarıyor; Önemli olan alfabe değil ki, önemli dil bil birliğidir. Dil birliği derken aynı lehçeyi konuşmaktır. Daha doğrusu tam anlaşılmaktır. Ä,N,U,Q,X benim ne işime yaracak?! Aslında alfabeye Q W X harfleri eklenmeli. Çünkü bu harfler artık günlük konuşmanın doğal harfleri haline geldi. Kullanmadığım, işime yarayacak harfleri sırf IRK birliği fantazileri için neden kabul edeyim. Kütürel bir fantezi olarak yapılan bu çalışmaya karşı değilim. Kültürel olarak bir motivasyon sağlayabilir ama hepsi okadar. Pratikte hiç bir işe yaramayacak şeyleri böyle çok fazla gündemde tutmak saçmalıktır.
Bize ekonomik olarak ne faydalar olabilir diye ona bakmamız lazım. Hangi Türki ülkenin bize ne faydası var? Kıbrıs bile Türkiye'nin üzerinden parazit yaşam sürüyor. Kardaş dediğimiz Azerbaycan duygularımız üzerinde bizi sömürüyor, bize bir faydasını görmedik. Düşman dediğimiz Yunanistan'ın bile bize Türki Cumhuriyetlerden daha çok faydası var. Bizi geçtim. Komşu Türki Cumhuriyetlerin aynı ırktan olmasının birbirine ne faydası var?
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi asau -- 8 Kasım 2024; 17:48:17 >
-
Onu bunu geçte hiç namaza gittin mi bilmiyorum fakat namazın sonunda hoca çıkıp bir hutbe okur. O hutbede insanlara iyi insan olmak, çalmamak, dedikodu etmemek, peygamberlerin hayatları şu veya bununla ilgili öğütler verir.
Bugün çıkıp o hutbeyi Arapça okutsak herkes boş boş dinler ne söylenen öğütleri anlar nede din hakkında bir bilgi edinir. Tamamen gösteriş amaçlı, varoluş amacından yani dini öğütler vermek - dini anlatmak sapmış şekilci bir gösteri olur. Ancak Türkçe oldugu için halk ne dendiğini anlayıp din hakkında bilgi edinir.
İşte bu hutbe bile binlerce yıl Arapça okundu ve binlerce yıl milyonlarca insan hiçbirsey anlamadıkları sesleri dinledi. Akıldışılığın boyutunu görebiliyor musun? Şekilciliğin nasıl birrşeylerin içini boşalttığını görüyor musun?
Hutbe'nin Türkçe olması için çabalar 1910larda başladı ve Cumhuriyet hutbeyi Türkçeleştirdi. Bundan kim zarar gördü? Şekilciliğin kırılıp halkın hutbe denen bu ritüelin varoluş amacından faydalanması dan kim zarar gördü?
Bugün Türkiye'deki müslümanlar Hutbe'nin tamamen Arapça olmasını ister mi? Eğer çok tutucu - bağnaz biri değilse aklı basında kimse istemez.
İşte şimdi Türkçe'nin Türkçeleşmesine karşı çıkanlar dün Hutbe'nin Türkçe olmasına karsı çıkanlarla aynı zihniyette insanlar. Bir dil sanıldığı kadar dayanıklı değildir. Dün Arapça ve Farsça bugün ise İngilizceden yogıun biçimde etkilenir. Geçmişte Türkçenin şansı iletişim olanaklarının sınırlı olması nedeniyle kültürel erimenin topluma yeterince işlememesiydi. Fakat günümüzde artık böyle bir durum yok. O nedenle dilin yabancı diller tarafından istilasını durdurmak ancak bilinçli çaba ve ülke kurumları aracılığıyla mümkün. Çünkü bugün dilde ikilik yok. Çünkü bugün iletişim olanakları sınırlı değil.
Dolayısıyla sınırsız sözcük alımını ve sınırsız etkilenmeyi savunursan bir noktada beklentilerinizin aksine diliniz zarar görebilir. Dilde yabancı sözcükler olabilir, diller ve kültürler etkileşimde bulunabilir ancak bunun belli bir sınırda tutulması gerekir herseyin aşırısı zararlıdır.
Yabancı dilleri ve kültürleri seviyor olabilirsin. O zaman İngilizce, Fransızca, Arapça veya Farsça öğren ancak kendi dilini bunlara benzetmeye çalışma, bu iyi birsey değil.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Günümüzde iletişim olanaklarının artması, etkileşimin artması ve kırsala kadar yayılması sonucu dillerin yokolma hızı çok yüksek oranda artti.
Yani zenginlik dediğiniz etkileşimi belli bir sınırda tutmazsan, bilinçli olmazsanız dil bir noktadan sonra o zenginliğin altında ezilir gider.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 8 Kasım 2024; 18:14:15 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Buna katılmıyorum. Bu bir tarafa söz konusu girişim bugün değil neredeyse 100 sene önceydi.
Etkileşim noktasında bugün içinde en çok yabancı kelime barındıran dil herhalde İngilizcedir. Peki İngilizce yok olabilir mi.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Geçmişte İngilizce 2 kez yokolmaya yaklaşmıştır. Bunların ilki Viking istilası dönemidir . Vikinglerin gelecekte İngiliz kralı olarak anılacak Wessex dükü tarafında püskürtülmesi ile bu olasılıktan ucu ucuna kurtulmuşlardır.
2.si ise Fransızlaşmış Normanlar (Fransa'nın kuzeyini işgal eden ve Fransa Kralı ile anlaşan Vikingler) tarafından İngiltere'nin fethedilmesidir. Norman hanedanı ve Norman asıllı - İngiltere soyluluarı uzunca bir süre sadece Fransızca konuşmuşlardır. İngilizceyi horgörmüşler ve kullanmamışlardır. Fakat daha sonra 100 yıl savaşları ile beraber başlayan Norman - Fransa rekabeti ve nefreti İngiltere'de Fransızca etkisini azaltmış ve soylular bilinçli olarak İngilizceye yönelmişlerdir.
Bu iki dönem İngiliz dili üzerinde çok kalıcı etkiler bırakmıştır. Öyle ki Vikingler yenilmese veya Normanlar Fransa'yı işgal edip Fransız tahtını ele geçirselerdi belki bugün İngilizce diye bir dil olmayabilirdi.
O ingiliz dili içerisindeki yabancı sözcüklerin çoğu bu iki dönemden kalmadır ve bu iki dönemde de İngilizce ciddi bir yokolma tehlikesi atlatmıştır. Siyasi durumlar farklı gelişseydi bugün İngilizce diye bir dil dünya üzerinde olmayabilirdi.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 8 Kasım 2024; 18:43:50 >
-
Sebep ve musebbip Turkçe'de iki farklı kelimedir. Baglantililardir fakat biz kelimeleri cekmedigimiz icin farklı kelimelerdir. Ayri ayri alinmislardir, biri digerinin baska bir formu degildir. "Eşyalar" diyebiliyorsun degil mi? Gerçi sen demiyorsundur, şey kelimesinin "öztürkçe" karşiligini soylersen sevinirim bu arada. Neyse iste, sebep gidince musebbip de gider ama, isin gercegi budur. Musebbip ve baska pek çok fonksiyonel kelime tamamen yok olunca da dilin kifayeti kaybolur, kayboldu da.
Odunç kelimeler her zaman Türkçe kurallarina gore muamele gormustur. Bunun istisnasi ayn ile biten kelimelerde vardir ama o da eski yazidan kalma bir durumdur, bayii demek yerine bayisi demek de serbesttir zaten, tercih meselesidir.
Ingilizce'nin yarisindan çoğu baska dillerden gelmedir. Inanmazsin Fransızca icin de durum boyledir. Almanlar bizim yaptigimiz sacmaligin cok daha ileri bir halini yaptigi icin doktorlari cok ciddi sorunlar yasiyor mesela yıllardır. Dile elle müdahale edilmez.
Ermenice, Yunanca, Italyanca hatta Latince'den bile kelime almisiz, 5000 tane falan Fransızca kökenli kelime var. Bunların hicbiriyle probleminiz yok Arapça oldu mu çıglık atmaya basliyorsunuz.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
-
Wh ile baslayan bütün soru kelimelerinin, kisi zamirlerinin, to be fiilinin çekimlerinin, give, take vs. belki binlerce fiilin old Norse kökenli olduğunun farkındasın değil mi?
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
İşte bende size onu açıklamaya çalışıyorum İngilizcedeki o köklü etkiler Ingilizcenin yokolmaya en yakın olduğu dönemlerden kalmadır.
Siyasi tarih farklı gelisseydi bugün İngilizce diye bir dil olmayacaktı.
Yani verdiğiniz örnekler aslında dilin zenginliğini değil o dili kullananların başına gelmiş felaketlerin dilde bıraktığı izlerdir .
Wessex duku Vikingleri sürmeyi basaramasaydi İngilizce ölmek üzereydi veya Normanlar Fransa ile 100 yıl savaşlarına girmeselerdi egemenlikleri altındaki İngiliz halkının dili ciddi oranda Fransız diline dönmekteydi.
Yani o derin etkiler İngiliz ulusunun yaşadığı en berbat ve varlıklarının en tehlikede oldugu dönemlerden kalmadir .
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 8 Kasım 2024; 22:2:48 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Kültür boyle calisir ama. Diller de yok olur, yeni diller de ortaya cikar. Bu arada sanki Vikingler ingilizlerin halis kendilerine ait dillerini yok etmiş gibi söylüyorsun ama Ænglisch de donemin almancasinin neredeyse aynısıydı.
Frisian şu an Ænglisch'e en yakın dil belki ilgini çeker diye söyleyeyim dedim.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Bu arada Türkçe'nin yuzde bilmemkaçını birşeylerle doldurmak hayali kurmuyorum ben. Benim insanların konuştuğu dile müdahale etmek gibi fantezilerim yok çünkü.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Farklı grupların farklı şekillerde konuşmasında herhangi bir problem yok. Sana en başından beri anlatamadığım şey dilin canlı bir varlık olduğu. Farklı gruplar konuşma şekillerini kendi kendilerine bulurlar. Birileri onlara tepeden "artık böyle konuşmayacaksınız, böyle konuşacaksınız" diyorsa bu müdahaledir.
Dünya üzerindeki tüm diller kültür içi üretim veya kültürler arası münasebetle zenginleşir. Eğer birşeyler çıkacaksa konuşan insanlar tarafından hususi bir niyet olmadan çıkarılır, kullanılmamaya başlanır. Mesela bacı-kardeş ayrımı şehirlerde kaybolmuştur ve bu tabii yoldan gerçekleşmiştir, artık şehirlilerin kelime dağarcığında bacı veya hemşire kelimeleri yoktur ve bu problem değildir.
Sebeb ve müsebbib Arapça'da aynı kökün farklı çekimleridir. Sebep ve müsebbip Turkçe'de iki farklı kelimedir. Yananci kökenli kelimeler geldikleri dilin kurallariyla muamele gormez, dolayısıyla iki kelime arasinda Türkçe dilinde herhangi bir morfolojik baglanti yoktur. Nitekim konuşucu iki kelime arasindaki benzerlikleri ve farkliliklari kavrayarak ikisini birbiriyle ilişkilendirebilir.
Kelimeler kendi kendilerine turedikleri surece ortada hicbir problem yoktur. Terminoloji uretimi bile cok sikintili bir isken degistirilmesi icin ortada hicbir sebep olmayan kelimeleri sirf toplumun kültür dunyasindan o kelimelerin geçtigi kitabi yok etmek amaciyla degistirmek cok müthiş bir bağnazliktir.
Yabanci kelimelerle sikintisi olan insanlari once Fransızca kelime avina davet ediyorum. Arapça kökenli kelimeden epeyce daha fazla var bunlardan.
Not: sebebiyet ve sorumluluk farklı iliskilerdir. Elin degmisken müteselsil için de bir Öztürkçe karsilik bul ama lutfen.
Not 2: Bu konustugumuz konularin resmen icinde buyudum ben. Bu tartismayi senden once en az 250 kisiyle cok daha detayli sekilde yapmisimdir sayiyi abartmiyorum. Her defasinda konu ozturkçecilerin sekulerliginde kilitlendi. Hicbirinizin İslam ile iliskilendirmediginiz topluluklarin dillerinden geçen kelimelerle sorunu yok çunku. Dilden yabanci kelimelerin atilmasiyla alakalı argumanlarinizi Arapça veya Farsça kökenli olmayan ama Fransızca, Ermenice vs. kökenli olan kelimelerle kuruyorsunuz. Açik açik bizim derdimiz İslam diniyle deseniz tartisma uzamayacak, diyecegim ki o zaman yapacak bir sey yok, iyi günler, ama yok onu da diyemiyorsunuz. Bak ben bir defa budun vs. Türkçe kelimeleri kullanmak yanlış dedim mi? Ben var olani cikarmaya çalismak yanlış ve saçma, bunun yerine yenisini uydurmak da tuy dikmek diyorum. Bak Urfa'da "siye" ve "biye" kelimeleri kullanilir. Halis Türkçedir. O kelimeleri o insanlarin hayatina bir devlet kurumu sokmadi ama işte.
Birakin artık su insanlari kendi hallerine. Istediklerine inansinlar, istediklerini giysinler, istediklerini konuşsunlar.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
-
Bilimsel dilde "zenginlik" diye bir kavram bulunmaz. Bu tarz öznel ifadeler konuşurun bir ideolojik tutumu oldugunu gösterir. Örneğin aşırı sol, woke, sjw gibi akımlarda kendi görüşlerini öznel biçimde "ilerici" olarak etiketlerler. Bu algı yaratmak için, kişiyi sanki aksi görüşü savunduğunda "gerici", "fakirleştirici" oluyormuş gibi bir söz oyunu ve suçlamada bulunarak karşı düşünceye çamur atmanızı sağlar. Özgür düşünce ve tartışma ortamına zarar verir ve safsatanın ardına saklanabileceği güzel bir paravan yaratır. İşin özünü tartışmanın önüne geçer.
Ben size zenginlik - fakirlik gibi algı oyunları yapmayacağım sadece bilimsel gerceklikten bahsedip saplandığınız ideoloji bataklıktan çıkabilmenizi umacağım.
Öncelikle İngiliz dilinin zenginliği ile ilgili verdiğiniz örneklerin İngilizce'nin ve İngiliz ulusunun tarihi felaketlerinden ve İngiliz kimliğinin silinmek üzere oldugu dönemlerden kaldıgını size gösterdim. Hiçbir yanıt vermediniz.
İkinci olarak "etkileşim" in zenginlik oldugunu, dili güçlendirdiğini, sınırsız etkileşim ve sözcük alımının dillere bir tehlike yaratmadıgını söylediniz.
Elimizdeki verilere baktığımızda dünyada iletişim olanaklarının gelişimi ve etkileşimin artması sonrası dil ölümlerinin geçmişle kıyaslanamayak ölçüde arttıgı gözlemlenmiştir. Günümüzde etkileşemin yanlış tarafında olan diller geçmişe oranla çok daha hızlı biçimde yokolmaktalar.
Burada etkileşim sözcüğünün bu konu bağlamında içeriğine bakmak zorunludur.. Etkileşim dediğimizde sanki iki tarafın benzer katkısı oldugu bir süreçten bahsediyoruz gibi düşünülür fakat bu doğru değildir. Dil etkileşimlerinde bir baskın birde çekinik dil bulunur. İki tarafta birbirlerine sözcük verebilir fakat iki tarafın katkısı arasında uçurum bulunur. Baskın dil diğerine 1000 sözcük verirken etkilenen dil sadece 5 - 10 sözcük verebilir. Bu süreç ise eldeki bilimsel verilere göre yeterince uzun sürerse etkilenen dilin ortadan kalkması ile sonuçlanır.
Sizin zenginlik diye tanımladığınız Osmanlı seçkin dilinin yokolmamasının nedeni ise daha önce söylediğim gibi Osmanlı'da dilde ikilik olması nedeniyledir. Yani Osmanlı seçkin sınıfı diğer Türk Devletlerinde oldugu gibi devletin olanakları sayesinde çok daha yoğun bir etkileşim ile özdillerini kaybederlerken halk ise ulaşım ve iletişim olanaklarının yetersizliği ve Türklerin konar göçer yasam tarzı nedeniyle daha çevresinden yalıtılmış halde kalmıştır.
Zaten Anadolu coğrafi engeller ile Arap dünyası ve İran ile kopuktur. İran ise coğrafyası gereği içindeki halkların iletişim kurmasının çok güç olduğu bir coğrafyadır. Bu engeller Türk dilinin yokolmasının önüne geçmiş fakat aynı şeyi hanedanlar için söylemek pek olanaklı değildir. Nitekim pekçok Türk hanedanı tamamen Araplaşmış veya Farslaşmıştır sizin "zenginlik" diye tanımladığınız olay sonucu Türk Dili tamamen silinmiştir.
İkinci suçlamanıza gelirsek. Milliyetçi insanların Araplara karşı oldugu fakat Ermeni ve Rumlara bayıldığı gibi akıldışı bir suçlama. Eğer böyle bir suçlamada bulunacaksanız yani milliyetçiler Arapları sevmiyor fakat Ermeni ve Rumlar seviyorlar. Türkçeyi Ermeni ve Rıumca sözcüklerle doldurmaya calışıyorlar vb vb. Bana Cumhuriyet döneminde başlayarak Türkçedeki Ermenice ve Rumca asıllı sözcüklerin sayısının arttığını göstermeniz gerekiyor. Fakat artmadıgını hatta tam tersi azaldığını ikimizde biliyoruz.
Ayrıca TDK ve benzeri kurumların yıllardır İngilizce gibi yabancı dillerin etkisini sınırlamak için çabaladıklarını da biliyoruz. En basitinden "bilgisayar" sözcüğü sizin nefret ettiğiniz TDK'nın türetme çabalarının ürünüdür. Ancak size göre Computer sözcüğünü alarak dilimizi zenginleştirme fırsatımız varken bilgisayar diyerek dili fakirleştirdik!
Kısacası yarattığınız algıyı yırtıp içerideki nesnel gerçekliğe baktığımızda hiçbir sekilde savlarınızı doğrulayan birsey göremiyorum. Şimdi birtakım edebiyat dergilerinden duyduğunuz söz oyunlarını kullanarak, algı yaparak, Postmodern safsatalarla sığınarak bir nutuk daha çekebilirsiniz.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 9 Kasım 2024; 12:52:35 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Arapça hutbenin olduğu zaman ki toplumla türkçe hutbenin olduğu zaman ki iki toplumu kıyaslayınca hangisinin ahlak anlayışı yüksek. Mesele arapça bilmediği için yozlaşan yok olan ahlaksızlaşan yoplum mu? yada başka bir deyişle türkçe hutbe olmadığı için yozlaşan yok olan ahlaksızlaşan bir toplum mu. Bunun bence konuyla hiçbir ilgisi yok. Türkçeyi bırakalım arapça öğrenelim demiyorum ki ben. Varolan geçmişten gelen değerlerimize sahip çıkıp bunu geliştirmeliyiz diyorum. Yoksa hutbe arapça olsun kuranı kimse mealden okumasın diyen yok.
Mesela türklerin türkçede kullandıkları islami terimlerin önemli olanları namaz, abdest, oruç daha bir çok şey farsça. Şimdi biz bunların yerine türkçe bir tabir mi bulalım. ya da bunlar farsça ama neden farsça bunu mu düşünelim. bu gün ben de baksam sen de baksa bu kelimelerin farsça oluşundan türklerin ilk islamiyeti iranlılardan gördüğü sonucuna kolaylıkla ulaşabiliriz. Kelimelerin kullanımı kendi içinde bir tarih barındırır. Bunu neden görmek istemiyoruz?
Vatan, millet, hürriyet, milli, milliyet, devlet, sancak, cumhuriyet, halk, şehit bunlar da arapça. bunları kaldırıp yerine uyduralım mı yada ikame mi edelim yurt,ulus,özgürlük,ulusal,ulusallık vs yani elimize ne geçecek. Vatan deyince insanda beliren duygu düşünce fikir ile yurt deyince beliren şey aynı değil kusura bakma. Yani amaç nedir halen çözemedim ben. Vatanı kaldır yerine yurt de dediğimiz zaman türkçe mi kurtulacak?
-
Bilimsel dilde zenginlik olmaz zaten. Bilimsel dilde fonksiyon vardır. Anlatılacak şey her neyse onu en açık şekilde nasıl anlatabileceksek öyle anlatırız, yani öyle anlatmamız gerekir. Genel manada dilde kelime bolluğu bir zenginlik metriği olarak kabul edilir ama kendi başına zenginlik olamaz.
Sosyal bilim ifadesinin bir oksimoron olduğu hususunda hemfikir olduğumuzu düşünüyorum. Kültür bir bilim olmadığı için kategorizasyonunda subjektif kavramlar bulunması beklenen şeydir (mefhum değil kavram diyorum bak, uydurukçanın bazısı da o kadar kakofonik değil ama gene subjektif tercih tabii). Öncelikle neyi tartıştığımızı açıklığa kavuşturmamız lazım:
Sen dillere elle müdahalenin mübah olduğunu savunuyorsun. Ben dilin beynelmilel bir varlık olduğunu, canlı olduğunu, doğduğunu, geliştiğini ve değiştiriğini ve öldüğünü söylüyorum. Benim hiçbir dilden geçen kelimeyle sıkıntım yok. Dünya üzerindeki bütün diller diğer dillerden kelime alır ve diğer dillere kelime verir. Hatta sadece kelime değil sentaks bile alır, gramer de alır, alır da alır. Farklı etnisitelerden ve kültürlerden insanların evlenmesinden hiçbir farkı da yoktur bunun.
Bu noktadan sonraki siyasi argümanların bana göre konumuzun merkezinde değil periferinde, fakat özellikle Arapça ve Farsça kökenli Türkçe kelimelere karşı hassasiyetin konuyu biraz o noktada yoğunlaştırıyor. Derdi yabancı dillerden giren kelimeler olan adam misal demez ama örnek de demez mesela. Örnek kelimesini kullandın diye söylemiyorum, senin gibi düşünen insanlar Ermenice kökenli olduğunu bilseler bile (hiç şaşırtıcı olmayacak ama çoğu bilmiyor) spesifik olarak örnek kelimesini tercih ediyorlar. Dilde zenginlik için "bilimsel" bir tanım yapmamız mümkün değil fakat sokağa çıkıp 100 kişiye sorsak 98i kendi kelimeleriyle dilin ifade kudretini tanımlayacaktır.
Alıntı
metni:Öncelikle İngiliz dilinin zenginliği ile ilgili verdiğiniz örneklerin İngilizce'nin ve İngiliz ulusunun tarihi felaketlerinden ve İngiliz kimliğinin silinmek üzere oldugu dönemlerden kaldıgını size gösterdim. Hiçbir yanıt vermediniz. Buna cevap vermiş olduğumu düşünüyordum ama mesajı hiç yollamamış bile olabilirim telefondan yazıyorum bazen karışabiliyor orada işler. Nasıl insanlar yaşadıkları pozitif tecrübeler kadar negatif tecrübelerden de "gelişiyorsa" diller de bu şekilde gelişir. Çünkü onlar da canlı varlıklardır. Ölürler de. Şimdi Ænglisch'in üzerinden bir milenyum geçtikten sonra geri dönüp bakıyoruz ve birşeyler söyleyebiliyoruz ya, işte o dönemde konuşulmuş olan ama sonrasında yok olmuş olan ve dolayısıyla şu an böyle bir konuya örnek olarak veremeyeceğimiz (örnek kelimesiyle hiçbir problemim yok bu arada ama örneğin çok kakofonik) kim bilir kaç yüz tane dil vardı sırf o bölgede. Eğer İngilizce yok olmuş olsaydı -ki senin mantığına göre bakacak olursak aslında yok oldu zira sokaktan geçen İngiliz'e Ænglisch okutsan hiçbir şey anlamaz, sokaktan geçen Alman üç-beş kelime seçer ama sokaktan geçen Frizyalı neredeyse tamamını anlar- biz bu konuyu konuşuyor olmayacaktık. İzlandaca mesela neredeyse tamamen Old Norse. Neden? Çünkü adada kalmış, dışarıyla ilişkisi çok sınırlı olmuş, ama Norveççe, İsveççe ve Danca için böyle bir durum söz konusu deği (Faroe Dili mesela bunların hepsinin arasında bir yerlerde çok ilginç bir konumda bu arada). Biz bir adada mı yaşıyoruz? Hayır. Kabile dilleri vardır mesela binlerce yıl hiç değişmezler. Neden? Çünkü balta girmemiş ormanda elde mızrak çükte yaprakla konuşulurlar. Dillerin birbirlerinden etkilenmesine zührevi hastalık muamelesi yapmak rüzgara karşı işemek gibi bir şey bu yüzden. Beğensen de beğenmesen de şu ana kadar bu böyle olmuş şu andan sonra da böyle olmaya devam edecek, hatta görülmemiş skalada yaşanacak bu durum. İngilizce bütün dilleri içeriden fethediyor İnternet yaygınlaştığından beri. Bu durum insanları rahatsız etse de tabii bir durum. Diller bunun neticesinde yok olacaklarsa yok olurlar. Bu konuda kimse hiçbir şey yapamaz. Ama mesela İngiliz krallığının Scottish Gaelic gibi muhteşem bir dili özellikle yok etmesi tabii bir durum değil, hatta senin pozisyonun böyle bir durumu savunmaya benimkinden daha yakın, daha doğrusu daha az uzak çünkü sen dile bilinçli müdahalenin caiz ve hatta mübah olduğu kanaatindesin.
Alıntı
metni:Burada etkileşim sözcüğünün bu konu bağlamında içeriğine bakmak zorunludur.. Etkileşim dediğimizde sanki iki tarafın benzer katkısı oldugu bir süreçten bahsediyoruz gibi düşünülür fakat bu doğru değildir. Dil etkileşimlerinde bir baskın birde çekinik dil bulunur. İki tarafta birbirlerine sözcük verebilir fakat iki tarafın katkısı arasında uçurum bulunur. Baskın dil diğerine 1000 sözcük verirken etkilenen dil sadece 5 - 10 sözcük verebilir. Bu süreç ise eldeki bilimsel verilere göre yeterince uzun sürerse etkilenen dilin ortadan kalkması ile sonuçlanır. Bu söylediğin de hayatın bir gerçeği. Yapacak bir şey yok. Dillerin tamamı kendi kendilerine doğar (esperanto gibi suni diller hariç ama konumuz zaten onlar değil, fakat onlar hakkında da tartışılabilir tabii) ve kendi kendilerine ölür. Seneler önce bir yazı okumuştum, Alman bir (veya bir grup, hatırlamıyorum o kadar detayı) linguist umlautların önümüzdeki 300-500 yıl arasında yok olacağını söylüyordu. Çünkü bir linguist olarak yapılacak bir şey olmadığının farkındaydı.
Alıntı
metni:Sizin zenginlik diye tanımladığınız Osmanlı seçkin dilinin yokolmamasının nedeni ise daha önce söylediğim gibi Osmanlı'da dilde ikilik olması nedeniyledir. Yani Osmanlı seçkin sınıfı diğer Türk Devletlerinde oldugu gibi devletin olanakları sayesinde çok daha yoğun bir etkileşim ile özdillerini kaybederlerken halk ise ulaşım ve iletişim olanaklarının yetersizliği ve Türklerin konar göçer yasam tarzı nedeniyle daha çevresinden yalıtılmış halde kalmıştır. Bahsettiğin dikotomi Avrupa'da da mevcuttu, hala mevcuttur hatta, Türkiyede de hala mevcut. Seçkinliğin meydana geliş şekli biraz değişmiş olsa bile "bir haber", "askeri ücret" falan yazan insanlarla aynı sosyoekonomiden gelmiyoruz. Eğitime erişim fukara için eskiden imkansız olduğundan farklar çok daha belirgindi fakat hiçbir şey değişmedi. Martin Luther'in İncil'i Almanca'ya çevirmesi mesela tercümenin tarihi içerisinde çok önemli bir olayıdr (konferans tercümanıyım bu arada) fakat insanların çoğunun bilmediği ve İncil'in Almanca'ya çevrilmiş olması kadar önemli olan başka bir durum da halkın, yani serflerin, peasantların, marabaların bu çeviriden hiçbir şey anlamıyor olmuş olmaları. Okuma yazmaları zaten yok, birileri bunlara okuyunca da anlamıyorlardı. Martin Luther senin savunduğun şeyleri savunan pek çok insanın kahramanlarından biridir mesela bütün dünyada. Ama işte o da okumuş adam, elinden gelmiyor halkın diline çeviri yapmak. Yapsa da muhtemelen olmazdı zaten hayatı patates tarımı ve domuz yetiştiriciliği üzerine olan insanların kelime dağarcığıyla.
Alıntı
metni:Zaten Anadolu coğrafi engeller ile Arap dünyası ve İran ile kopuktur. İran ise coğrafyası gereği içindeki halkların iletişim kurmasının çok güç olduğu bir coğrafyadır. Bu engeller Türk dilinin yokolmasının önüne geçmiş fakat aynı şeyi hanedanlar için söylemek pek olanaklı değildir. Nitekim pekçok Türk hanedanı tamamen Araplaşmış veya Farslaşmıştır sizin "zenginlik" diye tanımladığınız olay sonucu Türk Dili tamamen silinmiştir. Burası zurnanın sizler için zırt dediği yer. Türkler İslam dinini henüz şiileşmemiş iranlılardan öğrenmiş. Ondan dolayı "peygamber, namaz, abdest" gibi temel kavramlar şii olmadığımız halde Farsça. Allah kelamı da Arapça geldiği için Arapça'dan bir şeyler de dilimize girmiş. İngilizler Hristiyan olduktan sonra bizdekinden çok daha radikal bir Latince interaksiyonu tecrübe etmiş mesela. Hatrı sayılır bir kısmı da dilde kalıcı olmuş. Orada da bir kesim tamamen Latince konuşmaya başlamış diye hatırlıyorum ben.
Şuna bir bak. Senin istediğin Türkçe gibi bir İngilizce ile yazılmış bu kitap.
www.google.com.trhttps://books.google.com/books?id=JqVVCgAAQBAJ&newbks=0&printsec=frontcover&pg=PA1&hl=enhttps://www.google.com.tr/books/edition/The_Wake/JqVVCgAAQBAJ?hl=en&gbpv=1&pg=PA1&printsec=frontcoverNeyse işte, diller ölecekse bırak ölsünler kardeş. O dil ölür bu dil doğar, bakarsın bin sene sonra çok acayip bir dil konuşuyor olur torunlarımız, belki bir noktada bu kadar çok dile gerek yok hepimiz ingilizce konuşalım diyecek insanlar, belki ingilizce yok olacak hintçe yeni ortak dil olacak, belki japonca konuşacağız, belki suni bir dil üretilecek onu konuşacağız (öyle bir şey olmasın lütfen tabii). Kendi haline bırakın şu dilleri. Vazgeçin insanların kültür dünyalarını yönetmeye çalışmaktan. Salın şu milleti.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi AREryilmaz -- 9 Kasım 2024; 15:8:47 >
-
Kusura bakmayında AKP türk derken CHP k neyse..
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
beğendim bu gelişmeyi...
temennim din konusunda da bir anlaşma...
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X