SERVISINIZE DIKKAT EDIN! Lutfen

Tespitleriniz bence çok yerinde. Az rastlanan usta ve teknisyenler dışında Türkiye'ye otomobil Kapıkule'den girer ve her müdahalede biraz daha bozulur.

Bazen bozulma daha üretime geçmeden başlar. Mesela çok sayıda geitirlen modellerde "homologasyon" ismyle hava yastıkları krom çıtalarla, döküm tekerleklerle veya koyu camlarla değiştirilir. Opsiyonlar öyle bir düzene sokulur ki güvenlik isteyen az sayıda bilinçli tüketici listedeki neredeyse bütün opsiyonları almak zorunda bırakılır.

Sağlam vergi öderiz ama sürücü kursları yarıdan fazlası kapatılacak hale gelinceye kadar denetlenmez. Gece ve otoyol eğitimleri yoktur. İsteyen istediği teknik işi yapmakta serbesttir, frenlerin en kritik detaylarını çocuklar monte eder. Kimse denetlemez. Zaten diskler de bijonlar eşit sıkılmadığı için bozuluyor.

Bunları düzenlemek için otomobile meraklı insanların birarada organize olup "kurumsal insiyatif" oluşturması lazım. ABD'de AAA, İngiltere'de AA, Almanya'da ADAC... gibi. ADAC'nin firmaların manipülasyonuna maruz kalsa da devlete karşı ne kadar güçlü olduğunu biliyoruz. Bizm otomobilcimiz ise sinyal bilmez minibüsçü kadar organize değil. Minibüsçüler odası haklarını çok çok daha iyi arıyor, çok daha güçlü.

Bu haklar neler olabilir:

Tamir ve teknik bilgilendirilme hakkı. Kaza testleri dahil.

Parçaya ucuza ulaşma.

Yapılan muayene ve müdahalelerin dökümantasyonu ve gözlemleme.

Standart kalitede yol.

Adil uygulanan trafik kuralları.

Üretimin denetlenmesi, aksaklıklarda sürücülerin bilgilendirilmesi.

Yasa değişikliklerinin adrese yazılı bildirimi.

Uluslararası sürüşler için bilgilendirme ve eşit, ulaşılabilir gümrükleme yardımı.

Sonradan çıkacak vergi farklılıklarından etkilenmeme. Modeli tercih edenin tercihini yaptığı dönemdeki şartlarla vergilendirilmesinin garantisi.

Zamanla,

Klasik araçlar için kendi dönemlerinin plakalarını kullanabilmek, tekniklerine uygun vergilendirme gibi makul ayrıcalıklar.

Klasik araçlarının değerlerini belirlenmesi, kayıt altına alınması. Kaza durumunda değerlerinin sigotalar tarafından tanınması.

Modifiye araçlar için şeffaf tanımlanmış, cesaret kırmayacak kurallar.

Üreticiler için şeffaf kurallar. TSE ve MARTOY şartnameleri gibi vergilerimizle tesis edilmiş milli yayınların ücretsiz ve herkese açık olması.

Coğrafyamızın gerektiriği durumlarda AB'den daha yüksek standartların TSE tarafından araştırılması ve standartların geliştirilmesi. uygulanabilmesi.

Rekabet Kurmu'nun bir marka için birden çok ithalatçıyı teşvik etmesi. (Almanya'da en az iki farklı Skoda ithalatçısı var, küçük ithalatçılar da yanlarında varlık gösterebiliyorlar).

gibi...

Bu ülkenin otomobilcisi bunları gerçekten başabilirse eğer, yerli üretim yanında eşantiyon olur zaten. Ya şoförler odasını adam edip aşağıdaki gibi işe yaramaz haydutlardan* kurtulacağız veya tamamen yeni, yıllık aidata dayalı doğru düzgün geliri olan bir "kurumsal insiyatifle" yok sayıp "by-pass" edeceğiz.

Gelişmiş ülkelerde bu kurumlar var, bu sayede otomobil daha zevkli hale gelmiş. Milli gelirin bir kısmı böyle bir kurum üzerinden dönerse sözü dinlenir, verginin en az yarısı kadarlık bir yıllık aidatı olur. Öyle gönül bağıyla, eğlenceli çıkartmalarla olmaz. Buna karşılık üyelerine bazı avantajları olur, servislere akreditasyon verip denetler, mühendisler çalışır, kaliteli çekici hizmeti olur.

Başka bir gerçekçi yöntem düşünemiyorum.


*
http://www.haberler.com/soforler-odasi-secimi-sonrasi-kavga-1-olu-5564146-haberi/
http://www.vidivodo.com/video/gaziantep-soforler-odasi-baskan-adayina-tekme-tokat-saldiri/1154027