|
Bildirim
|
Hunlarla oynuyorum, şimdiki oyunumdaki tarihim aşağıdaki gibidir Yazarken çok zevkleniyorum
![]() İki kıtalı dünyada benim kıtamda kuzeyde Hunlar (ben), güneyimde Amerika ve Bizans, doğuda Venedik ve Birezilya; doğudaki diğer kıtada kuzeyde Avusturya, güneyinde Polinezya, onun da güneyinde Hindistan, emperyalist hayalleri olan 8 devlet olarak dünya tarihindeki sahnede yerimizi aldık. 16 tane de kendi çapında geçinip giden şehir devleti tabi, filler tepişir bunlar ezilir. Yazık. İlk şehrimizi kurup hemen kıtayı keşif seferlerine başladık. Hızlı bir şekilde yeni keşfettiğim bölgelere şehirlerimi kurup yayıldıkça yayıldım. Amerikan lideri George Washington ziyaretime geldi ve böyle agresif bir şekilde yayılmanız dikkatimizden kaçmadı diye sırıtıp aba altından sopa gösterdi. Bi çayımı içip gitti. Neyse bunlar bir zaman sonra Bizans'a girdi ve bir bir Bizans şehirleri düştü, Theodora ülkeden kaçıp bana sığındı. Ne yapsındı, yönetecek bir imparatorluğu kalmamıştı. Amerikalılar Bizans şehirlerini alıp topraklarını genişlettikten sonra o da nesi, doğudan yeni bir güç yükseliyor. Brezilya! Amerika'ya savaş ilan etti ve bu Bizans şehirleri bu defa Brezilya'nın eline geçmeye başladı. Ben de fırsattan istifade Washington'a savaş açtım ve Boston'ı, Washington'ı ele geçirdim. Bir Bizans şehrini de Amerika'dan geri alıp özgürlüklerini geri verdim, Theodora'ya ülkesini geri vermiştim. Acı bir tarihi geçmişe sahip olan Bizanslılar böylece tekrar yeni devletlerine ve imparatoriçelerine kavuştular, hasret giderdiler. New York'u Brezilya ile aramda tampon bölge olması için Amerika'ya bıraktım ve kıtanın kuzeydoğusundaki Venedik'e yönelip kolay bir şekilde şehri ele geçirdik, Venedik tarih sahnesinden silindi ve böylece kuzeyden Brezilya'ya sınır olmuştum. Her şey planladığım gibi gitmekteyken bu sambacıların büyük duvarı, Çin Seddi'ni inşa etmiş olduklarını farkettim. İşte o an işlerin zorlaşacağını anladığım andı. Acaba imparatorluğum doğal sınırlarına mı ulaşmıştı? Burada bırakmalı ve ekonomik, bilimsel ve kültürel gelişmelere mi yoğunlaşmalıydık? Öyle yapmadık. Dünya başkentlerinde gözümüz vardı, imparatorluklar bir bir düşmeliydi. Ekonomimiz zaten güçlüydü, kültürde iyi sayılabilecek bir birikim zaten edinmiştik ama Brezilya'nın kültürel birikimi daha fazlaydı ve hunların askeri gücünü de dünyaya göstermek istiyorduk. Hemen Brezilya seferlerimize hazırlanmaya başladık. Yeni keşfettiğimiz tüfeklerle Hun birliklerini yeniledik ve 1. Brezilya Savaşı'na başladık. Ele geçirdiğimiz Venedik üzerinden kuzeyden ve birliklerimize geçiş izni veren Bizans üzerinden batıdan Brezilya'ya girdik. Ve o an gördük ki II. Pedro'nun piyadesinin daha güçlü tüfekleri var! Büyük duvar ve engebeli ve ormanlık arazi birliklerimizin ilerleyişini yavaşlatırken Pedro'nun piyadeleri de yeni gıcır gıcır tüfekleriyle Hun piyadesine büyük kayıplar veriyordu. İşte şimdi duvara toplamıştık! Birlikleri geri çekip ateşkes imzaladık ve yeni sefer için hemen hazırlıklara başladık. Dünya Kongresi'nde ise Brezilya'ya ticari ambargo kararı tüm delegelerce onaylanmasına rağmen bunun güçlü ekonomilerine anca sinek ısırığı kadar etkisi oldu. Uzun menzilli topçu birlikleri oluşturup 2. Brezilya Savaşı'na başladık ve yine aynı bölgelerden ülkeye girdik. Fakat biz teknolojik gelişmelerle orduyu yenilerden II. Pedro durur mu? Onlar da uzun menzilli topları geliştirip üstüne uçak diye bir şey yapmışlar, havadan üstümüze bir şeyler atıyorlar. ![]() Teknolojik gelişmelerde Brezilya'nın gerisinde kaldığımızı acı bir şekilde bir kez daha savaş meydanlarında tecrübe edip hemen gelişmelere hız verdik ve Brezilya şehirlerine casusları yollayıp teknoloji çalmaya karar verdik. Çok hırslandım, 3. seferde üstüne kabus gibi çökmezsem. Sana o uzay aracını inşa ettirmeyecem ![]() ----------- Oyunu bitirdim. Bu defa kısa tutacağım. Dediğim gibi bir kaç casus gönderdim ve ard arda teknoloji çalmaya başlayıp ve aynı zamanda şehirlerde bilim insanı yetiştirmeyi hızlandırıp teknolojik ilerlemeye ivme kazandırmaya çalıştım. Uçak, uçak savar, denizaltı vs orduyu yeniledim. Brezilya'ya girdiğimde bu defa Bizans hariç herkes birbiriyle savaşıyordu. Adamı yenene kadar kafama dört defa atom bombası yedim. Atom bombası kullanmayı verdiği büyük zarardan dolayı pek sevmediğimden (çünkü hedef şehri ele geçirdikten sonra hem radyasyonu temizlemek hem de çevresindeki zarar görmüş yapılaşmayı toparlamak gerekiyor ve şehrin nüfusu büyük ölçüde düşmüş oluyor) istemeye istemeye bir kere de ben attım Brezilya elindeki Constantinople'e. Brezilya'nın tüm şehirlerini ele geçirdikten sonra Bizans'ı sırtından bıçaklayıp onu da yok ettim ve diğer kıtaya yöneldim. Büyük donanmamı ikiye böldüm, bir kısmı batıdan girdi diğeri kıtanın doğusunda yöneldi. Hindistan'dan başlayıp mekanize piyadelerim, tanklarım, tamamen zırhlı modern birliklerimle terör estirip bir bir tüm şehirleri himayeme aldım ve sırayla Hindistan, Polinezya ve Avusturya'nın başkentlerini alarak oyunu hakimiyet zaferi alarak bitirdim. |
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tayyarex -- 19 Şubat 2010; 13:48:18 > |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|