Şimdi Ara

Tanrının ve Dinin Kanıtı (34. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
885
Cevap
4
Favori
21.531
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
30 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 3233343536
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • aydnksvl kullanıcısına yanıt
    Diyorum ya bilemedim. Hadi sen anlat

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Jeopol kullanıcısına yanıt
    Boşver sen gülmeye devam et:) Anlayacak düzeyde olunca haber ver söz anlatıcam:)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • aydnksvl kullanıcısına yanıt
    Peki. Sana 9.81 ile bol sanslar zorlanirsan 10 al.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Jeopol -- 6 Eylül 2018; 12:23:27 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Jeopol kullanıcısına yanıt
    Tamam:)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: aydnksvl

    Doğru. Tanrı hakkında gözlem ve deney yapma şansımız yok. Ancak bilimde ki çoğu konu hakkında da bunlar geçerli. Genel olarak insanlar Tanrı hakkında kanıt arar ama iş bilime gelince çok sorgulamazlar.



    Felsefi bir düşünce dediginiz Tanrı bilenen 5500 yıllık yazılarda var ve değişmedi. Farklı isimlendirme oldu anca mutlak güç ve yaratıcı rolü hep aynı kaldı.



    Bilimin sunduğu kanıtlar neredeyse 50 yılda bir değişiyor ve eskisi çöp oluyor.



    Ben bilim yanlıştır demiyorum. Gereklidir ve gerekliliği kaçınılmazdır. Ama tek taraflı sorgulama insanı yanıltır.

    Bilimin içine kurgular girebilir. Bilimi onlardan arındırmak gerekir. Bazı şeyler de imkansızlıktan görülemez ama tanrı böyle mi? Tanrı teorik olarak da test edilebilir görünmüyor, yanlışsam yanlış deyin. Olsa zaten bilimsel olurdu.

    Bilim deyince uzağa gitmeye gerek yok. Havayı merak ettiğimizde dışarı bakıp durumu görebiliriz, işte bilim böyle. Perdeleri kapatıp yağmurlu olduğuna inanmak bilimsel değildir. Bilim deyince kuantum, evrim gibi ileri düzey konular akla gelse de bilimin öyle bir şartı yok. Deney ve gözlemle bilgi elde ediyorsak bu bilimdir, illa şu konu diye ayrımı yoktur.

    Genelde tanrı sorgulanmayıp bilim aşırı sorgulanıyor. Mesela evrime aşırı kuşkuyla yaklaşılır ama tanrı ve din kesin olarak kabul edilir, çünkü çevre o inancı veriyor. Ha ateistler de dini aşırı sorgulayıp bilimi daha az sorgulayabilir. Bilimi de sorgulamak gerek ama dinle bilim aynı kulvarda değil, onu görmemiz gerekli.

    Çoğumuz doktorların dediğini sorgulamayız ve kabul ederiz. Kafadan sallayan ya da çok basit hatalar yapan çok doktor var. Onların her bir dediğini sorgulayıp kanıt istemeliyiz, hangi deneyden buna varıyorsun diye sormalıyız.

    Tanrının 5500 senedir değişmeme olayı siyasi. Tanrı adına emir ve yasaklar var, bu siyaseti belirliyor.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • gozcelik kullanıcısına yanıt
    sınavı geçince bir elimiz yağda diğeri balda olucak demi,şarap akan dereler,huriler falan.Koycaksın huriye bakir olucak koycaksın bakir olucak,sınırsız zevkler ve keyifler bizi bekler orada,hemen gidip sınava çalışayım beni aydınlattınız teşekkürler
  • ulpi kullanıcısına yanıt
    Burada da kavram karmaşası devreye giriyor. Biri soyut diğeri somut bir kavram. Bilim genellikle somuttur. Bu yüzden kanıt ararız. Tanrı kavramı soyuttur. O yüzden bilim üzerine aradığımız kanıtları soyut bi kavram üzerinde aramamız bence yanlış olur.



    Diyelim ki aramamız gerekti. Bu seferde Peygamberler zamanına bakmamız gerekir. Su üstünde yürüme, nilin ikiye ayrılması, ayın ikiye bölünmesi vb. ornekler karşımıza çıkar. Bunlar normal bilim kanunu dışındandır o yüzden Tanrısallık boyutu vardır deriz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Allah tanrının belasını versin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Tanrının varlığını veya yokluğunu ispatlayamazsiniz.

    İnanirsaniz vardır, inanmazsaniz yoktur.

    Bir schrodinger parodoksuna benzer.



    Aynı anda hem vardır, hem de yoktur. Bu durumda varlığını savunanlar da , yokluğunu savunanlar da haklılar.



    Ama bu kafaya takılacak birşey değil, olsa da olmasa da insanın hayatını değiştirecek bir etkisi olmayacak.



    İnsanın hayatına diğer insanlar etki eder... Hiç kimse durup dururken Müslüman olmadı, Hz Muhammed Allah'a elçilik etti. İnsanlar Muhammed'in etkisiyle Müslüman oldular.



    Hz Musa'nin göçünü okuyun mesela, kacarlarken asasiyla denizi yarıyor, aciktiklarinda gökten pişmiş bıldırcın yağıyor, yerden ırmaklar fışkırıyor. Sonra yakındaki bir dağa dua etmeye çıktığında yanındakiler o yokken bir buzağı heykeli yapıp ona tapmaya başlıyorlar.



    Şimdi bu kadar mucize görmüş bir toplumun başını secdeden kaldirmamasi lazım gerekirken, başka bir yolu seçmesi, Tanrının insan üzerinde etkisinin olmamasından kaynaklanır.



    Tanrıya inananlar bunu sınava cekildigimizle açıklar. İnanmayanlar olmayan birşey bize etki edemez der.



    Mutluluk içimizde...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: aydnksvl

    Burada da kavram karmaşası devreye giriyor. Biri soyut diğeri somut bir kavram. Bilim genellikle somuttur. Bu yüzden kanıt ararız. Tanrı kavramı soyuttur. O yüzden bilim üzerine aradığımız kanıtları soyut bi kavram üzerinde aramamız bence yanlış olur.



    Diyelim ki aramamız gerekti. Bu seferde Peygamberler zamanına bakmamız gerekir. Su üstünde yürüme, nilin ikiye ayrılması, ayın ikiye bölünmesi vb. ornekler karşımıza çıkar. Bunlar normal bilim kanunu dışındandır o yüzden Tanrısallık boyutu vardır deriz.
    Hocam bu somut soyut meselesinde olağanüstü iddia olağanüstü kanıt gerektirir diye bir şey var, katılıyor musunuz siz buna? Katılıyorsanız tanrı için olağan şeylere nazaran daha fazla kanıt lazım, kanıtlar da olağanüstü olmalı.

    Hocam böyle mucizelere tanık olmadık. Günümüzde mehdiyim diye ortaya çıkan insanlar belki benzerlerini yapıyor ama tanık olmadık. olsak bile gerçek olduğuna emin olabilir miyiz? İşin arka planında bir şeyler olamaz mı?




  • iskender86 kullanıcısına yanıt
    Sizi bunları yapmaktan alıkoyan birşeye inanmanız mı peki? İnançsız olsanız gerçekten bu yazdıklarınızı yapar mıydınız?
  • ulpi kullanıcısına yanıt
    Katılıyorum olağanüstü kanıtlar gerektirir. Günümüzde yok ancak bir önceki yorumumda bazı örnekler verdim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Jeopol kullanıcısına yanıt
    Hubble uzay teleskobundan bahsetmiyorum ki, O teleskopa adını veren bilim adamı Hubble'dan bahsediyorum
    Eğer hubble aksini ispatlayana kadar bir çok bilim çevresince kabul edilmişti zaten. İkinci dünya savaşı zamanları olduğu için politik sebeplerle itiraz edenler vardı elbet.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: iskender86

    din yoksa ahlaka ne gerek var peki.
    birbirimizi yiyelim o zaman, hayvandan farkımız varmı ki.
    herkes bulduğuna tecavüz etsin.
    birbirimizin evini soyalım gasp edip öldürelim.
    yasalarıda kabul etmeyelim hayvanlarda yasa var mı.
    güçlü olan zayıf olanı yok etsin.

    Veya bu ateistler neden bu kuralları çiğnemiyorlar hepsi birbirini öldürsün bizde kurtulalım onlardan.
    İnsanda vicdan var. Ayrıca iyi yaşamak için herkes birbirini kabullenmeli, güçlü güçsüzü ezerse düzen olmaz, iyi bir yaşam olmaz. Yani birlikte yaşamak için bunlar yeterli.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: arda29

    Kutsal kitaplar inmiş olsa bile zamanla insanları kontrol altına alabilmek için bazı insanlar tarafından değiştirilmiştir diye düşünüyorum(Kur'an veya herhangi bir dinin kitabını okumadım tamamen). Evrenin ve canlıların kesinlikle bir yaratıcısı olduğuna inanıyorum ama kitaplar konusunda emin değilim(hikaye olması ihtimali bana daha yakın) maalesef.
    Merhaba,
    Kitapların Kuran hariç hepsi değişmiş zaten. Kuran'ın değişmemiş olmasının ise sebebi önceki seferlerden ders alındığı bu sefer bir çok farklı tarafından ayetlerin yazılması ve ezberlenmesiydi.
    Tabii ki insanoğlu durmadı. Kurandaki ifadeleri yaşayışıyla açıklayan Hz. Muhammed (s.a.v)in sözleri yani hadisleri zaman içerisinde çarpıtıldı veya uyduruldu.
    Mesela tam hatırlamasam da tarihte kayıtlı şöyle bir örnek var. Bir A arap kabilesi "A kabilesi insanların en hayırlısıdır" diye hadis uyduruyor. Akabinde bunlara düman bir B kabilesi "B kabilesi insanların en hayırlısıdır" şeklinde bir hadis uyduruyor. Amaç, savaş sırasında insanların kendilerini kutsal zannedip hakkı sanması. Tabii ki bunlar net şekilde uydurma olduğu belli.
    O yüzden bir çok farklı süzgeçten geçerek "sahih" denilen hadislere inanmak mantıklıdır. Yine de insan kedi süzgeçinden de geçirmelidir. Ama Esas olan Kuran'daki ayetlerde tek bir harf bile değişmemiştir.




  • mhmt042 M kullanıcısına yanıt
    Hocam Allah aşkına bir düşün ya, hikaye ne kadar saçma. Allah'ın kendine itaat etsin diye yarattığı varlık sonunda yanacağını bile bile isyan ediyor ve ben ve benim soyum kıyamete kadar sana inananları yoldan çevireceğiz diyor. Böyle bir şey var mı ya? Karşında tanrı var tanrı, bu tanrı Kur'andaki her surede ne kadar bağışlayıcı olduğundan kullarını ne kadar çok sevdiğinden bahsediyor ama müslüman olmayan herkesi yakacak. Hem bir tanrı neden kendine tapacak kullara ihtiyaç duysun ki? Bu egoistlik değil de nedir? Ayrıca her şeye gücü yeten tanrıyı kim yarattı? Tanrını ezeli olduğuna inanıyorsunda evrenin ezeli olmasıyla ne zorun var? (Evren ezeli değil ama kaldı ki nasıl oluştuğunu açıklayamadık ve öyle kabul ettik. (Tabi ki ben böyle bir kabule karşı çıkardım bunun sizin tanrının ezeli olması kabulunuzden farkı yok.)). Yaratıcı konseptiyle bir sıkıntım yok. Tüm evreni yaratan bir yaratıcının varlığın kabul edilebilir. Kaldı ki bu yaratıcılar ömürleri trilyonlarca yılı bulan biyolojik canlılarda olabilir tıpkı bizim karınca çiftlikleri kurmamız gibi bir tanesinin okul ödeviyizdir ve bizim kine benzer binlerce okul ödevi evren vardır buna kim anti-argüman sunabilir ki? Bu yaratıcı her şeye gücü yeten bir tanrıda olabilir pekala ancak dinlerin bahsettiği tanrı biraz kendiyle çelişmiyor mu dinler biraz saçma değil mi sence?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: aydnksvl

    Katılıyorum olağanüstü kanıtlar gerektirir. Günümüzde yok ancak bir önceki yorumumda bazı örnekler verdim.
    Akılı gösterip tanrıyı kanıtlamaya çalışanlar oluyor. Akılla tanrı aynı kefeye konamaz. Akıl olağan bir şey, insanlardaki anlama yetisi. Duyguları da gösterebiliyorlar. Mesela aşk. Aşk iki insan arasındaki bir çeşit bağlılık, yani tecrübe ile alakalı olağan bir şey. Akıl ve duyguları tanrı ile aynı kefeye koyamayız.

    Mesela David Copperfield eskiden insanlara gösteri yapsa ve açıklayamadıklarından dolayı olağanüstü bir kanıt kabul etseler ne düşünürdünüz?
  • ulpi kullanıcısına yanıt
    O dediklerimin yanlış olma ihtimali elbette vardır neden olmasın? Yanlış çıksa ne olur? Bu benim "tasarım" dememin tek sebebi değil ki? Ama olabilecek şey olmayacak şey var. Bu işleyiş açıkca tespit edilmiş, böyle bir şeye güvenmek mümkün. Yalın ve net bir bilgi. Dünya güneşin etrafında döner kadar net. "Gelecekte belki şöyle olur demek" değil ki amacım...
    İnsanlar bilim ile elde edilen şeylere bakıp genelde dinin gerçek olmadığının ispatını ararlar. Çünkü -maalesef- din adına uydurulan o kadar çok şey var ki yeni ortaya çıkan bir bilginin, uydurma bir dini bilgiyi ezme ihtimali oldukça yüksek:)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gozcelik

    O dediklerimin yanlış olma ihtimali elbette vardır neden olmasın? Yanlış çıksa ne olur? Bu benim "tasarım" dememin tek sebebi değil ki? Ama olabilecek şey olmayacak şey var. Bu işleyiş açıkca tespit edilmiş, böyle bir şeye güvenmek mümkün. Yalın ve net bir bilgi. Dünya güneşin etrafında döner kadar net. "Gelecekte belki şöyle olur demek" değil ki amacım...
    İnsanlar bilim ile elde edilen şeylere bakıp genelde dinin gerçek olmadığının ispatını ararlar. Çünkü -maalesef- din adına uydurulan o kadar çok şey var ki yeni ortaya çıkan bir bilginin, uydurma bir dini bilgiyi ezme ihtimali oldukça yüksek:)
    Tasarım derken kullandığınız bütün gerekçeler gelecekte değişebilir sizin mantığınıza göre. Açıkça görülebilir ama bilimde de gözlemlenmesine rağmen yapılan hatalardan ve değişikliklerden bahsettiniz. Güvenmek için kesinlik olmalı. Kesin olan ve olmayan olmalı ki birine güvenip ötekine güvenmemelisiniz. Dünya güneşin etrafında döner bilgisini öne sürerek kesinlikten de bahsediyorsunuz aslında, hem kesinlik deyip hem de bilimin değiştiğini öne sürüyorsunuz. Kesinlik var mı yok mu bunu netleştirmeliyiz önce.

    Din konusuna şöyle bakmak gerek. Günümüzde birisi mehdiyim diye çıksa inanır mısınız? İnanmam diyorsanız geçmişte benzer iddialarla çıkanlara neden inanıyorsunuz? Arada bir fark var mı?




  • Tezinizi kanıtlamak için eğer yaradılışa inanmıyorsak evrenin varoluşunu, inanıyorsak tanrının varoluşunu bilmeliyiz. İkisini de bilmediğimiz için Tanrı var veya yok diyemeyiz. Bu bir inanç meselesi. Ben varlığına inanıyorum ama mevcut bilimle veya tanrı kendini göstermezse bunu kanıtlayamam.
  • 
Sayfa: önceki 3233343536
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.