Tarihi Fırsat - Pkk ve Her Türlü Bölücü Harekete Çok Ağır Bir Darbe İndirilecek

Arkadaşlar Türkye ve Irak arasındaki yakınlaşma önemli bir paradigma değişikliğine işaret ediyor. Önümüze çok büyük bir fırsat çıktı ve elimizi iyi oynarsak Ortadoğuda kurulmaya çalışılan Büyük Kürdüatan projesi mahvolacak.

Basra körfezin 5 milyar dolar yatırım ile devasa bir liman inşa ediliyor. Ardından 22 milyar dolarlık yatırım ile ( 17 milyar Irak - 5 milyar Türkiye koyacak) Irak'ı boydan boya geçip Kuzey ırak üzerinden Türkiyeye gelen ve oradan Avrupa'ya giden bir yol inşa edilecek ( Demiryolu - karayolu) daha sonra Çin'de bu yola ekkemlenebilir. Her neyse bu yolla hem Irak çok buyuk zenginlik elde edecek hemde Türkiye.

İşin güzel yanı ise şu. Irak Kürdstan Yönetimi Irak devletinden ayrılmak için girişimlerde bulunduğundan, Türkiyede Pkk ve Pkkya yakın Talabani yönetimini istemediğinden Türkiye ve Irak anlaştı ve Kuzey Irak bölgesel yönetimi projenin dışında bırakıldı.

Daha güzel yanı ise bu yol Habur sınır kapısından geçmek yerine Bölgesel Kürt Yönetiminin denetiminde olmayan Irak ve Türkiye arasındaki yeni bir sınur kapısından geçecek.

Yıllardır Irak ve İran Pkkya üstü örtülü destek verdiği için bu sorun bir türlü çözülmüyordu. Fakat İran Süveyş kanalı yerine Hürmüz Boğazı kullanılavagından, Irak ise petrol sonrası dönemde hayatta kalabilmek için bu projenin önündeki engellerden biri olan Pkkyı ortadan kaldırmak konusunda Türkiye ile anlaştılar. 30 km içeri gireceğiz ve Pkkyı dagıtacagız. İran destekli Haşdi Şabi ve Irak ordusu bize destek verecek.

Suriye, Sincar ve Kandil arasındaki Pkk yapısını tam anlamıyla böleceğiz ve bu hat Türkiye ve Irak tarafından çok iyi korunacagı için Pkk için karanlık günlerin baslangıcı olacak bu durum.

Sözün özü Pkk ve bölgesel kürt yönetiminin bölücü ajandaları yüznden bu devasa projeden dışlanmaları her ikisininde büyük bir ekonomik çöküşe uğrayacagını gösteriyor. Türkiye ise hem doğu bölgelerini kalkındıracak hemde sınırları dışında kurulmaya çalışılan ayrılıkçı yapıları bölüp Irak ve İran ile beraber ilk defa ortak biçimde Pkk tehdidine koordineli biçimde saldıracak.

Sonuç olarak bu proje Türkiye ve Irak'ı kalkınması Pkk ve ayrılıkçıların ise siyasal olarak çökmesine neden olacak ve Barış - istikrar ortamını kurma şansı verecek bize.

Umalım ki hükümet aptalca işlere kalkışmaz ve bu projeyi hayata geçirebilir nitekim böyle fırsatlar çok nadir ortaya çıkıyor ve kullanmasını bilen ülkelere ciddi kaldıraç oluşturuyor. Türkiye'ye de bu fırsatı değerlendirmek zorunda.

Not : Projeye Türkiye falan liderlik etmiyor havuz medyası öyle yazmış orasını takmayın. Bu Irak'ın projesi.

Not 2: Bu proje dışında Irak devletinin bir geleceği yok, petrol sonrası dönemde hayatta kalabilmeleti bunu yapmalarına bağlı.

Kuzey Irak'taki özerk yönetim dağılacak bu çok bariz. Tamamen petrole bagımlılar baska hiçbir gelir kaynağı yok, denize çıkış yok, hiçbirşey yok şimdi Habur sınır kapısında önemini yitirirse Kuzey Irak Bölgesel yönetimi kendi kendine çökecektir.

Pkk ise Irak i'ın musamahadı sayesinde bize bu kadar sorun çıkarabiliyor Du. Irak için Pkk yasal bir örgüt hatta el altından destek bile oluyorlardı İranla beraber.

Fakat şimdi işin içine bu kadar para girince Pkk'da bu paranın önünde bir engel halini alınca Türkiye'nin önünü tıkamayı kesmeye karar verdi Irak. Şu an yasaklı örgüt ilan ediyorlar yarın ise terör örgütü ilan edilip Türkiye ile beraber bu örgüt bitirilecek nitekim daha önce dediğim gibi bu proje hayata geçmezse petrol sonrası dönemde Irak diye bir devlet kalmayacak ve Iraklılarda bunun farkında bu yuzden bu paradigma değişimi gercekleşiyor.

Türkiye bu süreçte her türlü aptalca mezhepçi - dinci - Osmanlıcı saçmalıkları bir kenara burakıp gerçek bir devlet gibi davranıp bu işi kıvırmak zorunda çünkü yine bizimde geleceğimizi çok olumlu etkileyecek basarılı olursa.

Bakalım umarım bu işi kıvırmaya basarırız.

Not: Irak'ın kuzeyindeki otorite boşluğu ortadan kalkacak.

Açıkçası PKK zaten fiilen bitti bitecek. Kağıt üstünde 5-10 yöneticisi kalan 150-200 militanı çıkar mı çıkmaz mı belli olmayan bir durumda olan örgüt. Artı arkadan yeni katılım tek tük hale gelmiş uluslar arası desteğinide kaybetmiş bir örgüt. Türkiye'de eylem yapma kabiliyetinide kaybetti. Kendince takılan bir örgüt havasında daha çok.

PKK'yı çoğu devletin terör örgütü listesinede soktuk 40 yıl uğraşmışta olsak. Buraya kadar her şey güzel gibi dursada sorun PKK'nın zaten üstü çizildi. ABD ve İsrail desteğide kesildi kendi çapında yanlış kaldı ve kör topal yuvarlanıyor sadece.

Türkiye için sorun olan YPG-PYD bu saatten sonra. PKK'nun görevini o üstlenmiş durumda. Arkasında resmen ABD meclisinden onaylı ABD desteği ve bir çok ülke ( Fransa İngiltere İsrail gibi. ) Desteği olan bir örgüt doğdu orada. Hemde tertemiz şuan dünyada terör örgütü sayan yok bizden başka galiba ! 100-150 bin silahlı eğitimli donanımlı bildiğin ordu gibi yetiştirilen ABD destekli bir örgüt. Bu örgütü eğitiyor silah veriyor yetmiyor para veriyor. Üstüne petrol kuyularına çökmesine izin veriyor. Kendi resmi para kaynağı olan bir örgüt doğuruyor orada.

Bize tehtit bu saatten sonra PKK değil YPG PYD'dir... Yarın öbürgün PKK liderlerini APO gibi bize teslim ederse ABD şaşırmam açıkçası. Çünkü Bölgesel Irak kürt yönetimi veya Merkezi Irak yönetimi ABD'nin bilgisi ve izni olmadan tabiri caiz ise tuvalete bile gidemezler...

Yaşar Güler yaz aylarında bu işi bitireceğiz demişti.

PKK gibi ideolojik-ırkçı bir terör örgütünü sadece askeri harekatlar yaparak ya da ekonomik kaynaklarını kurutarak yok etmek mümkün değildir.Mühim olan ideolojisini yenmektir.Bunda başarılı olunursa insan kaynağıda kendiliğinden kurumuş olur ve PKK tam anlamıyla yok edilmiş olur.Ne yazık ki Türkiye özellikle 2002'den itibaren PKK ile ideolojik cephede mücadele etmeyi bıraktı.Hatta daha fenası PKK söylemlerini 'haklı' görür bir anlayış benimsedi.Açılım süreci adı verilen 'rezalet' döneminde PKK'nın çıkış noktası Türk milliyetçiliğine,üniter devlet yapısına ve 12 Eylül'e bağlandı.'Tarihimizle hesaplaşıyoruz' zırvalığı ile Cumhuriyet tarihinin ilk yıllarında çıkan bölücü-dinci Kürt ayaklanmalarının tamamı neredeyse 'haklı' görüldü.Üst düzey devlet yetkilileri bu isyanlarda öldürülen isyancılar için 'bireysel' olarak özür bile diledi.Bu ayaklanmaların liderlerine üstü kapalı iade-i itibarlar yapıldı.Mesela Tunceli İsyanının önde gelen ele başısı olan Seyit Rıza'nın heykelinin 2010 yılında Tunceli'ye dikilmesine göz yumuldu.2014 yılında 1925 yılında isyan başlatan Şeyh Sait'in adı asıldığı meydana verildi.Tüm bunlar üstü kapalı iade-i itibarlardır.Böyle yaparak isyanların haklı olduğu algısı bölge insanının belleğine iyice yerleştirilmiş oldu.Açılım süreci bittiği halde hala daha ne bu heykel kaldırılmıştır ne de meydanın ismi değiştirilmiştir.Hatta daha birkaç ay önce Şeyh Sait'in adı Diyarbakır'da yapılan bir bulvara üstelik kayyum belediyesi tarafından verildiğine şahit olduk.2010'lu yıllarda ise başta apo olmak üzere birçok PKK'lıların kitapları 'yasaklı' listelerden çıkartıldı ve 'düşünce özgürlüğü' kapsamında sayıldı.PKK ile bağlantısını inkar etmeyen DTP-BDP-HDP-YSP ve şimdide DEM parti devletten aldığı yardım paralarıyla bölgede Kürtçülük propagandası yapmaya,PKK ideolojisini bölge insanına ilmek ilmek dokumaya yıllardır devam ediyor ve hala daha bunu yapmasına göz yumuluyor.Milletvekillerinin TBMM çatısı altında PKK ideolojisini dile getirmesine izin veriliyor.Seçimlere girmelerine,aday çıkartmalarına,ittifak kurmalarına müsaade ediliyor.

Tüm bunlar olurken Türk milliyetçiliği olabildiğince zayıflatılmış halde...Yıllardır Türk milletinin adını bile söylemekten çekiniyorlar.'Tek devlet,tek bayrak,tek millet' gibi söylemler son 20 yılda Türk siyasetine egemen oldu diyebiliriz.Her fırsatta Türk milletini oluşturan etnik yapılar marifetmiş gibi tek tek miting meydanlarında sayılıyor,dökülüyor.Sonra tüm bunlar 'tek millet' tanımı altında toplanıyor.Halbuki böyle yaparak millet içindeki birliğin örselendiğini göremiyorlar.Öte yandan DEM ve PKK ise sürekli olarak Kürtçülük yapıyor.Türk milliyetçiliğinin etkisiz hale getirildiği bir ortamda rahatça Kürtçülük yapabiliyorlar.Yani bir taraf 'Türk milliyetçiliği dahil tüm milliyetçilikleri ayaklar altına aldık' diyerek kendisiyle övünürken,mücadele ettiği taraf son sürat demeden Kürtçülük propagandası yapıyor.

Kısacası PKK'nın tam anlamıyla yok edilebilmesi için ideolojik söylemlerinin etkisiz hale getirilmesi gerekiyor.Bunun yoluda 'Türk' milliyetçiliği ve Türkçülük dışında hiçbir milliyetçiliğin yapılmasına izin vermemekten geçer...Andımızı okutmayarak,milli bayramların stadyumlarda kutlanmasını engelleyerek,Türk milliyetçiliğini ayaklar altına almakla övünmekle,tarihimizle hesaplaşıyoruz zırvalığı ile geçmişte çıkan isyanlara hoş görüyle yaklaşmakla vs PKK ideolojisi yok edilemez.Aksine daha da güçlenmesine ve bölge insanını etkilemesine yol açılmış olur.Son 20 yılda yaşanılanlarda bunun doğru olduğunu gösteriyor.Özellikle açılım sürecinin bu konuda tam tersi bir etki yarattığı bariz ortada...

Burada sizinle farklilastigim nokta şu Kuzey Irak'taki Pkk yapılanmasının olsun , bölgesel yönetim olsun , Suriye'de bizim sacma ummetci politikamız yüzünden ortaya çıkan siyasi yapı olsun bunlar o bahsettiğiniz ideolojik propagandaya çok ciddi biçimde destekleyen unsurlardır.

Örneğin Sovyetler Birliğinin varlığının komünist ideolojinin hem varlığını hemde propagandasını muazzam ölçüde güçlü kılması gibi.

Eğer Turkiye ve bölgedeki diğer ülkeler oluşmuş bu yapıları bir bir çökertmeye başlarsa emin olun bahsettiğiniz zehirli ideolojinin argümanları ve kaynakları kurumaya , inandırıcılığını yitirmeye başlayacaktır. Daha güzeli ise iç savaş çığırtkanlığı yapan ve birilerinin maşası olup ülkelerini parçalamak isteyen bu ideolojiye karşı bulundukları ülkede barışçıl ve demokratik bir biçimde yaşamak isteyen yani ülkeleri ile sorunu olmayanların görüşü baskın çıkacaktır.

Sözün özü eğer bu zararlı ideoloji tarafından inşa edilmiş yapıların çöktüğünü halk görürse onun temelinde olan ideolojiye inançda ciddi biçimde sarsılacak aynı Sovyetlerin çöküşünü batıda komünist düşünceye olan inancı büyük oranda cokertmesi gibi . Bunun sonucunda use sola yakın olan kişiler radikal çizgiden uzaklaşıp ana akım daha barışcil bjir biçime burundular. Sisteme entegre oldular.

Bizde bu yapıları cokerttigimizde doğudaki zehirli ideolojiye olan inanç sarılacak ve barış içi de birlikte yaşamak isteyen ve gerçekten tüm Turkiyeye hitap eden ana akım partilere katılan insan sayısı artacaktır.

Hocam PKK'yı yok etmek ayrı bir konu onun yaymış olduğu zehirli ideolojiyi yok etmek bambaşka bir konu...PKK'yı örgütsel açıdan yok etsek bile PKK'nın yaydığı ideoloji yok edilmezse günün birinde yeni PKK'nın çıkması kaçınılmaz olacaktır.Mesela PKK örgütsel olarak çökse,lider kadrosu yakalansa veya öldürülse ancak onların yaymış olduğu ideoloji ile mücadele edilmezse karşı bir ideoloji bölgeye hakim kılınmazsa bu eksik bir mücadele olacaktır.

Ayrıca SSCB ile komünizm arasındaki ilişki ile PKK ve Kürtçülük arasındaki ilişki bambaşka konular.Mesela komünizm sınıfsal ve ekonomik bir mesele..Karşısında ise anti tez olarak kapitalizm vardı.SSCB'nin çöküşüyle beraber Kapitalizm ve Komünizme arasındaki mücadele Kapitalizmin zaferiyle sonuçlandı.Bu olunca Dünya genelinde Komünizme olan yönelim doğal olarak azaldı ve inandırıcılığını kaybetti.

Türkiyede ise karşı karşıya olduğumuz mesele sınıfsal ve ekonomik temelli bir mesele değil.Karşımızda Kürtçülük yapan ve bunu ideoloji olarak benimsemiş bir terör örgütü var.Kürtçülüğün anti tezi ise Türk milliyetçiliğidir,Türkçülüktür.Bugün özellikle açılım süreciyle beraber Kürtçülük ile mücadele edecek bir anti tez yani Türk milliyetçiliği kalmamıştır ve bir hayli zayıflatılmıştır.Buna neden olanlar ise ısrarla ümmetçilik politikası güderek Kürtçülük ile mücadele edebilecekleri yanılgısı içine düşmekteler.HÜDAPAR'ın TBMM'ye sokulmasında hedeflenen amaçlardan biri bu ancak PKK 1984'ten beri özellikle açılım süreciyle beraber G.Doğu'da Kürtçülük ideolojisini iyice yerleştirmiş vaziyette.Sokak röportajlarında açıkça bunu görebiliyoruz.PKK'nın siyasi uzantısı olan DEM'e oy verenlerin %99.99 sırf 'Kürt' olduğu için DEM'e oy verdiklerini belirtiyorlar.Bu anlayışın yıkılması için önce Kürtçülük ideolojisinin bölge insanının gündeminden uzaklaştırmak gerekir.Bu yapılmadığı takdirde PKK örgütsel olarak çökertilse bile fikirleri ve ideolojisi bölgede yaşamaya devam eder ve gelecekte yeni yeni PKK gibi terör örgütlerinin çıkmasına yol açar.Meseleyi kökten halledebilmek için devlet olarak Kürtçülük ideolojisine karşı Türkçülük ve Türk milliyetçiliği ideolojisinin bölgede tavizsiz şekilde uygulanması gerekir.Ancak günümüzde bu ne yazık ki yapılmıyor.Bu yapılmayınca da PKK ile mücadele hep yarım yapılmış oluyor.

Kısacası PKK'nın yaydığı ve beslendiği Kürtçülük ideolojisi ile mücadele edilmediği sürece bölge insanının Türkiye'ye hitap eden ana akım partilere yönelmesi çok zor.