Tayvandaki binalar depremde sağlam kaldi, bizim binalarımız depremde yıkılsın diye mi yapıldı?

Bu hafta 7.4 deprem olan Tayvandaki binalara bakıyorum TOKİ binaları gibi böyle dışarı çıkıntı falan yok distanasagi kadar dümdüz. Bizdeki binalar ise altı dar birbkat üste çıkınca dışa 1.5 m çıkıyor sonra yükseliyor en köşe noktalarda salinimin en fazla olduğu kısımlar burdada balkon çıkıntısı var . Yani sanki binari kasıtlı olarak depremde yıkılsın diye mi yapmışlar bizde anlamadım o kismi? Yani tokiler yıkılmadı mesela onlarda tayvandaki gibi binalar

Sistem güzel ama teoride, pratikte ise inşaat firmaları kendi yapı denetimini kurdu, inşaatları bu şirketlere pasladı. Hükümet uyandı merkezi atama yaptı ama iş işten geçmişti.

Artı, maliyet baskısı nedeni ile kalifiye ara elemenlar sistemin dışına itildi, tecrübeli mühendisler mimarlar yüksek maaş nedeni ile projelerde çalıştırılmadı. bunun yerine diploma kiralama yöntemine gidildi.

Binanın yapıldığı zemin etüd edilmedi, tüm il için aynı inşaat şartnameleri çıkartıldı, siyasi olarak güçlü olan firmalar istediği yere , muhalif belediyelerin karşı çıkmasına rağmen, bir gece ansızın C.B. kararnameleri ile Murat KURUM beyefendinin oluru ile, yüksek katlı binalar çıktı. Bakınız bakırköy sahil.

Doğuda ise durum yüksek kat, malzemeden aşırmaya gitti. Ne diyeyim ben bu dünyadan gittikten sonra beklenen büyük istanbul deperemi olur umarım. O sahneleri yaşamak istemiyorum.

Gardaş 1 tane Tayvan binasının demiri ile bizde 4 tane apartman yapılıyor

Bu ucuz ama işimi görüyor diye Renault symbol alıp binmeye benziyor , parası olan Mercedes Volvo vs alıyor kazada biri ölüyor biri burnu kanamıyor

Türkiye'deki apartman sistemi de böyle ucuz maliyet , kullanılan demir , beton kalitesi yer zemin etüdü vs hepsi en düşük seviye

Kısacası bu ülkeden bi bok olmaz diyebilir miyiz.

Deprem şiddetinin rakamsal olarak aynı olması karşılaştırma için iki deprem arasında yeterince benzerlik sağlamıyor.

Deprem bölgesine bizzat gidip inceleme yapmış biri olarak yazıyorum. Maraş depremi tarihte eşi görülmemiş bir şiddete sahipti. Binaların %90'ı tamamen çürüktü. Ancak çok sağlam binaların da yıkıldığını gördük. İncelenmesi gereken tamamen özel bir olay. Enkaz kaldırma çalışmalarında beton kalitesinin C4 olduğu ama kirişlerin beklenmeyen absürt bir salınım yüzünden kırıldığı birçok binada anlaşılıyordu. Çürük binalar zaten toz olmuştu, elinizle dokunduğunuz beton ufalanıyordu. Ama akla bir soru geliyor, sağlam binalar nasıl yıkıldı?

Tayvan'da salınım sağa sola şeklinde olmuş ve deprem kısa sürmüş, fay hattı bizdeki kadar uzun değil ve yüzeye yakın değil.

Maraştan Hatay'a kadar çok büyük bir bölgeyi sallayan bu depremde fay binaların tam altından geçiyordu ve 500 metre derinlikten yüzeye kadar toprak yırtılması oldu. Sallanma 40 saniye sürdü ve yukarı aşağı yönlü oldu. Binalar 10 metre kadar havaya uçup yere çakıldı. Bu benzeri olmamış bir deprem.

Sağlam çürük fark etmeksizin bütün binaların yıkıldı. İkisi arasında ne fark vardı onu söyleyeyim, çürük binalarda beton ve demir malzemesi un ufak toz oldu ve insanlar çimento tozu içinde öldü. Betonun formunun bozulmadığı enkazlarda yaşam boşluğu oluştu ve kazı çalışmalarıyla insanların bir bölümü kurtuldu, bir bölümü gitmeyen yardım yüzünden donarak öldü. Hükümet daha erken yardım etseydi ve ilk 3 gün askeri kışladan çıkarsaydı daha fazla insan kurtulurdu. Bu yaşadığımız depremde yıkılmayan tek tük nadir binalar tamamen kusursuz inşa edilmiştir ve bunların sayısı çok azdır. Malzemesi sağlam olsa bile çizim hatasından dolayı yıkılan çok bina vardı. Hiçbir ülkede ve şehirde bütün binaların çizim hatası içermediğini sanmıyorum, en iyi projelerde bile yukarı aşağı yönlü salınım hesap edilmiyor, genelde sadece yatay salınıma göre tedbirler alınıyor, yukarı aşağı ve 40 saniye süren bir depremde japonya da enkaz olur.

Öngörülen İstanbul depreminde de salınımın yatay olacağı tahmin ediliyor çürük binalar yıkılsa da c4 beton kalitesine sahip binalar sağlam kalacaktır, yani deprem bölgesindeki kadar büyük bir yıkım olmaz.

Yönetmelikler yetersiz. Bir betonarme binanın güvenli olması için beton kalitesini belirlemek yeterli değil. Bütüncül bir yaklaşım gerekir.

Konstrüksiyon hesapları, yükseklikler, kotlar ve kot farkları milimetrik olmalı.

Kırmızı kot yükseklikleri önce şehir planında belirlenmeli, bitişik yerleşimli mahallelerde bütün katlar (yani taşıyıcı kirişler) aynı hizada olmalı.

Yapı ömrüne açıklık getirilmeli, ömründen önce çürüyen binalar için sigorta sistemi getirilmeli. Bina ömrü boyunca konstrüksiyonun gözlemlenebilir olması içn gerekli tasarım ve denetim tanımları olmalı. Dışı manto, içi alçıpan, kaset tavanlar... her yeri kaplama, kolonlar nem biriktirip çürüyorlar, kimsenin haberi olmuyor. F. L. Wright'ın binaları gibi yapmak lazım belki, bütün elemanlar açıkta görünür olmalı veya gözlemlenebilecek detayları geliştirilmeli. San Francisco'ya bakın hangi önlemleri almışlar, bizimkilerle alakası yok yapıların.

Bunlar depremin pek de olmadığı ülkelerde bile uygulanıyor. Dört beş katlı bir bina yapmak çok ciddi bir iş, burada ciddiyet yok.

İnşaat Mühendisleri Odası başkanı çıkmış, yönetmeliklerimiz çok iyi diyor... Beni asıl düşündüren bu. Biri çiziyor, biri ustalara bakıyor, diğeri imza atıyor... Konuya hakim kimse yok.

Yönetmeliklerimiz iyi... 99 depreminden önce de aynı şeyi söylüyorlardı. Zavallı halk, bu yüksek bianalar bu ovalara, bu deprem alanı yerlere yapılır mı diye sorduğunda onların çok daha iyi mühendislik aldığını, yönetmeliklere göre en az 7 şiddetine dayanacaklarını, zaten dikkat edilmezse dokuz on katlı binaların daha statik halde, inşaat bitmeden yıkılacaklarını anlatıyorlardı. Gördük, bizim mühendisleri. En önce en yeni binalar ve en yüksekleri yıkıldılar. Her konuda olduğu gibi burada da tekrar karşımıza çıkan; bu ülke 80'den sonra başka bir ülke olmuş.

Güvenli bina istiyorsanız kendi evinizi kendiniz yapın, iki katı geçmesin. Bu ülkeden bir şey olur mu, yoksa olmaz mı diye büyüklenmeyeceğim ama inşaat yapamıyor. Yıkılmayan bina görürsek, yıkımadı diye haber oluyor. Anlayın işte.

Deprem olan yerde hem nüfus az hemde yerin 34 km altında derin bir deprem, hemde okyanusta yerleşime mesafe var Türkiyedeki depremle mükayese dahi edilemez hatta alakası bile yok.

Milyon popülasyonlu,şehrin göbeğinden geçen kırılan, sığ bir depremle kıyaslıycaksınız bu konuda objektif ve bilimsel olmak istiyorsanız . 

En son kobede 1995 de oldu buna benzer bir deprem 7.2 onun dışında halen yaşanmadı gelişmiş ülkelerde olursa görürsünüz ilerde burunları kanıyormu,kanamıyormu diye okey.?

2 tane laz ülkeyi yönetiyor. Zoruna mı gitti da?

:)

Offffff offfffffffffff....  

Yarıldım gülmekten.... elemanı parçaladın reisss...

dubleks villalardakiler bi nebze kurtulur

Arkadaşlar depremleri yarıştırıyor ama Tayvandaki evin kamerasını izleyin ev dakikalarda jel gibi sallanıyor ve çatlak yok.

o kamera gevşek montajsa kameranın kendi sallanma ivmesi oluyor yanıltıcı maraş depremindede aynı bölgede kimi yer havada uçuyor dansediyor gibi gözüküyor kimisi az sallanıyor gibi duruyor

yerleşime ortalama 70 km yerin 34 km altında derin bir deprem bilimsel olarak aşırı zarar vermez istun gölcük depreminden etkilenmesi gibi benzer onun 15km di derinliği daha sığ.

bölgenin nüfüsuda sadece 100.000.

Türkiye'de mesela karaman falan gibi birkac yer haric her yer ciddi deprem bölgesidir ve binalar cürük, depremler siddetli.. Yani Türkiye deprem acısından cok sakat bir yer buna rağmen zihniyet buna önlem alma seklinde olusmamıs.. Resmen umursamamıslar normal ülke gibi binaları dikmisler.. En güzeli ucuz falan dağın basından da olsa imarlı arsa alacaksınız üzerine celik konstruksiyon prefabrik ev koyup oturacaksınız lastik gibi esner yıkılmaz 9 bile olsa bence sağ cıkarsınız....

Kişisel önlemler ancak bir yere kadar işe yarar çünkü kimsenin depreme evinde yakalanacağının bir garantisi yok. İstediğin kadar sağlam ev yap, deprem apartman altındaki kafede otururken de olur, işyerindeyken de olur, berberdeyken de...

Topyekün bir zihniyet devrimi gerek. O da mümkün olmadığına göre pek yapacak bir şey yok. şarkın makus talihidir bu. Şarkta ahlaksızlığa kader diyorlar...