Şimdi Ara

Yokuş aşağı viteste inerken yakıt tüketimi 0 olur mu? (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
5 Misafir - 5 Masaüstü
5 sn
221
Cevap
2
Favori
34.921
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: atayum

    tekrar düşünelim ve şunu araştıralım dersem;

    araç istop etmiyor ise araca (eğer geliyorsa) yakıt nereden geliyor ?

    -enjektörler kapalı
    fakat subap kapakları krank miline kam mili sayesinde bağlı ise ve subaplar açılıyorsa aradaki basınç farkı acaba enjektörlerden yakıt çekilmesine (cebren ve hile ile:)) müsade ediyor olabilir mi ? ki bu da zaten ölçülebilecek bişey değil çünkü aracın istemli olarak yakıt göndermesi söz konusu değil. yakıtın çekilip çekilmediği ancak enjektörlerin üzerine akış ölçüm cihazı konulursa ölçülebilir gibi geliyor.

    -hava yanar mı ?
    piston içerisine giren hava içindeki bileşenler araca rölanti değerinde bir yakıt etkisi yapabiliyormu ? yapmıyorsa aracın istop sesini önleyen bir durum mu var ?




    Hocam makine mühendisi olduğunuzu yazmışsınız.

    Sevindim. Konuyu anlatmak daha kolay olacak.

    Öncelikle yakıt gelmiyorsa motor stop mu eder? Hayır. Eğer motor dekomprasyonda ise motor stop etmez.

    Örnek; Yakıtı biten araç anlık hızıyla, düz yolda olsa bile bir miktar ilerler. Yokuş aşağı ise viteste bile olsa ilerlemeye ve motor normal ateşlemesini, çalışmasını, soğutmasını ve bilimum vazifelerini yerine getirir.

    Motora yakıt enjekte edilmiyorsa yakıtın yanma odasına girmesinin başka yolu yoktur.

    Basınç farkından, oluşacak vakumdan bahsetmişsiniz. Gaz kelebeği kapalı olduğu durumda motor freni tabir edilen şey gerçekleşir. Motora hava girişi kesilir. Basınç farkı, vakum etkisi diyorsunuz ama içten yanmalı motorlar zaten havayı defalarca sıkıştırıp, tekrar serbest bırakabilirler. Yani kelebek kapalı iken, içeride bir vakum etkisi oluşacaktır. Ancak bu etki enjektörlerden fazla yakıt çekemez. Enjektörler, üzerine akım gelmediği sürece, ki bu akımı ECU gönderir, yakıt püskürtmez. Enjektör bozuk değilse, akım 0 ise yakıt da sıfırdır.

    Aracın istop sesi diyorsunuz. Neyi kastettiğinizi anlamadım.

    Motor bir şekilde dönüyorsa ve elektrik tesisatında bir sorun yoksa, motor stop etmez. Burada esas olan yanma değil harekettir. Motor hareket enerjisini üretmek için yanma gerçekleştirir. Eğer hareket varsa yanma olmadan da motor çalışır. Ta ki hareket motorun stop etmesine sebep olacak kadar yavaşlayana, yani motor rölanti devrine düşene kadar...




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Lukunku

    İşin uzmanı olarak sizin söylediğiniz doğrudur, ben oradan yanlış anlamış olabilirim, ama bir kullanıcı olarak ilk okunduğunda onun anlaşılmasını da lütfen normal karşılayınız.

    Peki hangi devirde olursa olsun, cut off devrede midir; mesela dizel ve enjeksiyonlu bir araçla 4000 devirde, ya da benzinli bir araçta daha yüksek devirlerde bile yakıt tüketimi sıfır olur mu?

    Ve diğer soruma da cevap alabilir miyim? Alıntıladığınız fotoğrafın altında...


    Estağfurullah. Güzel bir paylaşım yapmışsınız. Yalnız altındaki yorum hatalı idi onu düzeltmek istedim. Muhakkak yanlış anlamalar olacaktır. Düzeltmemin amacı da bu yanlış anlaşılmalara mahal vermemektir.

    Sorunuza gelince, dekomprasyonda gitmek, motor devri redline'a gelmediği sürece motora herhangi bir zarar vermez. Enjektörlere gelen yakıt püskürtülmediği için depoya geri döner.

    Ayrıca aracınız turbolu da olsa ayağınızı gaza basmadığınız için turbo devri de düşüktür. Yani turboyu da sıkıştırmazsınız.

    Bir diğer faydası da vitesteyken yüksek devirde üretilecek fren basıncı ve gücünü motordan alan bilimum kasnaklar daha hızlı ve stabil dönerler. Bu da güvenliği artırır. Tabi viteske iken araç hakimiyeti de artar.

    Güvenle, uygun viteste yokuşları ayağınızı gazdan çekerek sıfır "0" yakıt tüketerek, dekomprasyondan faydalanarak inebilirsiniz.

    Kolay gelsin...




  • quote:

    Orjinalden alıntı: dctcagri

    motor freniyle arasında bağlantı varmı bilemem ancak, dizel arabayı düz yolda hatta çok hafif yokuş yukarıda bile 1. viteste gaza basmadan kendi haline bırakın, araba gitmeye devam ediyor, bir türlü istop etmiyor bilmem sizinde dikkatinizi çektimi?


    Konuyla alakasız ama soru cevapsız kalmasın;

    Rölanti devrinde siz gaza basmasanız da rölanti regülatörü sizin yerinize gaz verir ki araç stop etmesin. Yani "gaza basmayınca da aracım kalkıyor, rölantide beklerken yaktığım kadar yakıtla kalkıyorum, ilerliyorum", "o zaman hep böyle kalkayım" demek kendini kandırmaktır. Rölantiyi korumak için ECU sizin normalde 1500-2000 devirde kalkarak motora göndereceğiniz yakıttan daha fazlasını rölantiyi korumak için can havliyle motora enjekte edecektir. Aracın gaza basmadan kalkması fazla birşeyin göstergesi değildir. 1.vites dişli oranı, ECU programlaması, enjeksiyon zamanlaması ile alakalıdır. Ayrıca rölanti devrini bu şekilde zorlamak motoru zorlamaktır. Enjeksiyon sistemini, dizel ise pompayı zorlarsınız.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: vezir

    sayın O.B.K bende sizinle aynı fikirdeyim ama kafama bir konu da takılmıyor değil. eksoza ölçüm cihazı bağlasak sonuç ne olabilir bu konuda yorum yapabilir misiniz. yakıtın sıfır olup olmasığını buradan bilmek kesin mümkündür.


    evet evet eveeet...

    ben de buradan yakalamıştım olayı.

    demek ki bende de biraz kıvılcım var...

    artı,

    konuyu açıklığa kavuşturacak en iyi örneklerden birisi de bu olmuş:

    obk:
    " Örnek; Yakıtı biten araç anlık hızıyla, düz yolda olsa bile bir miktar ilerler. Yokuş aşağı ise viteste bile olsa ilerlemeye ve motor normal ateşlemesini, çalışmasını, soğutmasını ve bilimum vazifelerini yerine getirir."


    pekiiiii, uzmanların hepsi buradayken sorayım,

    aracın deposunda 5 km yetecek kadar yakıtı var diyelim, bir de 100 km lik bir inişimiz olsun. bu 100 km boyunca hiç yakıtsız inen aracın motoru çalışıyormuş gibi tüm vazifeleri sağlar mı? klima mesela... ya da egzozdan ne atar dışarıya? sizler daha iyi bilirsiniz..motorsal ne tepkiler gözlenir?(veya gözlenmez)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi dragotreis -- 20 Şubat 2009; 23:37:35 >




  • o güzükür ama bence 0.3 filan olur
  • sadece yokuşta değilki herzaman gazdan ayağımı çekince anlık tüketim 0 oluyor (direk yazmıyor ama 4-5sn sonra) araç Mazda 626
  • Arkadaşlar yaklaşık 9 yıldır neredeyse her gün araç kullanıyorum. İlaç firmasında çalışıyorum ve sık sık kiralık araçların değişmesi sebebi ile neredeyse japondan almana her tür model ve motor gücünde araç kullandım. Uzun yolculuklar süresinde bu konulara bol bol kafa yorma fırsatı buldum. Konu üzerinde bir uzmanlığım yok. Mekanik ve teknik olarak ta teorik bilgim sınırlı.
    İnişlerde bilgisayarın bu verileri bana çok anlamsız geliyor. Yaptığım denemelerde ve hesaplamalarda sıfır gösteriminin sebebinin sürücülerin vitesi boşa almamalarını teşfik olduğunu düşünüyorum. Ne kadar gaz kapatılsada iniş aşağı motor içi yağlanması,şarj dinamosunun çalışması,mevcut egzoz sesi,çalışan klima,homurdayan motor,titreşimler motorda mutlaka yakıt kullanıldığının ibareleri olarak gözükmektedir. Bence boş viteste en düşük yüketimi yapılmakta. Hali hazırda defalarca Aydın Selatin tüneli inişinde tünel içinde 80Km/h sabit hızda birçok deneme yaptım. Toyota Corolla dizel araç ile tünelde hız sabitlendikten sonra tüm farları,fanı kapattım:0.2 l/km fark etti(azaldı). Işıkla ve havalandırma fanı açıkken klima açtım 0.3 l/km farketti(arttı). Size garip gelebilir. Denemeyi rolantide de dururken sizde yapın. Havalandırma fanını birden sona getirin(açın) ve uzun farları aynı anda yakın :Tüketim artar ve devir saati çok az yükselir.
    Özetle bu derece taktım ben bu konuya.İnişte tonlarca yükü yavaşlatmaya çalışan,elektrik üretimine devam eden,aracı soğutan ve veya silecekleri çalıştıran,ara ara her fren ile hava kompresörünü dolduran aracın yakıt kullanmadığını düşünmek bana çok ters geliyor. Eşyanın doğasına aykırı.
    Teknik veya teorik işin uzmanı arkadaşlarla da ters düşmek istemem. Saygı duyarım.
    Kazasız belasız..




  • quote:

    Orjinalden alıntı: pulvo47

    Özetle bu derece taktım ben bu konuya.İnişte tonlarca yükü yavaşlatmaya çalışan,elektrik üretimine devam eden,aracı soğutan ve veya silecekleri çalıştıran,ara ara her fren ile hava kompresörünü dolduran aracın yakıt kullanmadığını düşünmek bana çok ters geliyor.



    bkz yerçekimi.
  • otomobil vitesde iken ben gaza ne kadar basarsam okadar yakıt yakmak zorundadır, eğer gaza hiç basmazsam hiç yakıt yakmamalıdır,

    yakıyorsa benim direksiyon başında olmamın ne anlamı var_?

    özellikle yokuş aşağı inişlerde otomobilin yakıt harcaması demek devrin düşmemesi hatta artması anlamına gelirki o zaman motor

    tonlarca yükü yavaşlatmaya çalışma görevini başaramaz.

    Özetle klima, şarz dinamosu gibi hareketli parçaların çalışması için motorun çalışması gerekir, motor ise hareketi yakıttan sağayacağı gibi

    elle çevirme, yakuş aşşağı bırakma vs gibi dışarıdan da alabilir.

    (1500-d/d gibi stop etme noktasına otomobilin gaza gelip kendini ileri atmasına şahit olmuşsunuzdur)
  • Merhaba pulvo47,

    Söylemiş olduğunuz tüm elektronik ya da mekanik bileşenler güçlerini dönen motordan bir kayış yoluyla elde ederller alternatörün ürettiği elektirk kayışla olur. Devir daim pompası kayşla alır ya da en çok tüketim canavarı olan klima kompresörü de yine kayış ile istediği gücü motordan alır. Motorda bu gücü pistonlar içerisinde bezin ile hava karıştırarak elde ettiği patlamadan elde eder. Şimdi 100 km hıza erişmiş bir araç düşünün motorun güvü ile zaten hayli yüksek bir enerjiye erişmiş. Hadi deseniz aracı durdurabilir misiniz. Mümkün değil.100 km hızla giderken ayağınızı gazdan çektiğinizde ECU ayağın tamamen gazdan çekildiğini görür ve enjektörlere benzin akışını sağlatan elektrik sinyallerini tamamen keser. Bu durumda hiç benzin alamayan motor herkesin tahmin edeceği gibi hızla stop etme (durma) durumuna geçmeye çalışacaktır. Ancak (burası önemli) motor viteste olduğu için motor ile tekerlekler henüz bağlantısını kesememiştir. Dolayısı ile motor durursa tekerleklerde durur. Bu da 100 km hızla giden aracın çekiş yapan tekerleklerinin anında durması demektir. Tam bir felaket. Diğer bir alternatif de tekerlek durmaz ve motoru 1-1.5 tonluk ağırlığa sahip aracın 100 km/saat hızla gitmiş olduğu enerjisinin desteği ile motoru zorla çevirir.

    Şimdi bu iki alternatiften hangisi gerçekleşecektir. içi yağla dolu olan oldukça kayganlaşmış motor mu daha çok sürtünme kaybı üretir yokse 1 ton ağırlığın altında pürüzlü asfalta değen tekerleğin sürüklenmesi mi? Kesinlikle tekerleği sürütünmesi çok daha fazla enerji tüketecektir. Bu durumda tekerlek durmayacak aksine motoru zorla çevirmeye devam edecektir.

    Motor zorlada döndüğü için yukarıda kayışla enerji olan bütün ekipmanlar da çalışmalarına aynen devam edecektir. Çünkü onlar nihayetinde yalnızca motor dönüyor mu ona bakıyorlar. Bu dönme içten yanmalı motorun benzin ile patlaması ile mi elde ediliyor yoksa 100 km/saat hızla giden arabanı var olan enerjisi ile mi farketmiyor.

    Yalnız şunu unutmamak lazım çok az eğilimli yollarda viteste gitmek istediğinizde araç yavaşlamaya başlayacak ve siz hız kaybettiğiniz için gaza basacaksınız o zaman sıfır tüketim ile elde ettiğiniz kazancı gaza basarak misli ile geri vereceksiniz. Bu durum daha çok ayağınızı gazdan çektiğiniz halde hızını kaybetmediğiniz daha dik yokuşlarda ya da ileride yanan kırmızı ışığa yaklaştığınız zamanlarda işe yarayacaktır. Zaten frene basacaksınız ışıkta bari daha önce ayağınızı gazdan çekinki hem fren boşuna eskimesin hem de motor fren yaparken sıfır tüketim ile tüketimi azaltın.


    quote:

    Orjinalden alıntı: pulvo47

    Arkadaşlar yaklaşık 9 yıldır neredeyse her gün araç kullanıyorum. İlaç firmasında çalışıyorum ve sık sık kiralık araçların değişmesi sebebi ile neredeyse japondan almana her tür model ve motor gücünde araç kullandım. Uzun yolculuklar süresinde bu konulara bol bol kafa yorma fırsatı buldum. Konu üzerinde bir uzmanlığım yok. Mekanik ve teknik olarak ta teorik bilgim sınırlı.
    İnişlerde bilgisayarın bu verileri bana çok anlamsız geliyor. Yaptığım denemelerde ve hesaplamalarda sıfır gösteriminin sebebinin sürücülerin vitesi boşa almamalarını teşfik olduğunu düşünüyorum. Ne kadar gaz kapatılsada iniş aşağı motor içi yağlanması,şarj dinamosunun çalışması,mevcut egzoz sesi,çalışan klima,homurdayan motor,titreşimler motorda mutlaka yakıt kullanıldığının ibareleri olarak gözükmektedir. Bence boş viteste en düşük yüketimi yapılmakta. Hali hazırda defalarca Aydın Selatin tüneli inişinde tünel içinde 80Km/h sabit hızda birçok deneme yaptım. Toyota Corolla dizel araç ile tünelde hız sabitlendikten sonra tüm farları,fanı kapattım:0.2 l/km fark etti(azaldı). Işıkla ve havalandırma fanı açıkken klima açtım 0.3 l/km farketti(arttı). Size garip gelebilir. Denemeyi rolantide de dururken sizde yapın. Havalandırma fanını birden sona getirin(açın) ve uzun farları aynı anda yakın :Tüketim artar ve devir saati çok az yükselir.
    Özetle bu derece taktım ben bu konuya.İnişte tonlarca yükü yavaşlatmaya çalışan,elektrik üretimine devam eden,aracı soğutan ve veya silecekleri çalıştıran,ara ara her fren ile hava kompresörünü dolduran aracın yakıt kullanmadığını düşünmek bana çok ters geliyor. Eşyanın doğasına aykırı.
    Teknik veya teorik işin uzmanı arkadaşlarla da ters düşmek istemem. Saygı duyarım.
    Kazasız belasız..




  • quote:

    Orjinalden alıntı: ayhan_guler

    Merhaba pulvo47,

    Söylemiş olduğunuz tüm elektronik ya da mekanik bileşenler güçlerini dönen motordan bir kayış yoluyla elde ederller alternatörün ürettiği elektirk kayışla olur. Devir daim pompası kayşla alır ya da en çok tüketim canavarı olan klima kompresörü de yine kayış ile istediği gücü motordan alır. Motorda bu gücü pistonlar içerisinde bezin ile hava karıştırarak elde ettiği patlamadan elde eder. Şimdi 100 km hıza erişmiş bir araç düşünün motorun güvü ile zaten hayli yüksek bir enerjiye erişmiş. Hadi deseniz aracı durdurabilir misiniz. Mümkün değil.100 km hızla giderken ayağınızı gazdan çektiğinizde ECU ayağın tamamen gazdan çekildiğini görür ve enjektörlere benzin akışını sağlatan elektrik sinyallerini tamamen keser. Bu durumda hiç benzin alamayan motor herkesin tahmin edeceği gibi hızla stop etme (durma) durumuna geçmeye çalışacaktır. Ancak (burası önemli) motor viteste olduğu için motor ile tekerlekler henüz bağlantısını kesememiştir. Dolayısı ile motor durursa tekerleklerde durur. Bu da 100 km hızla giden aracın çekiş yapan tekerleklerinin anında durması demektir. Tam bir felaket. Diğer bir alternatif de tekerlek durmaz ve motoru 1-1.5 tonluk ağırlığa sahip aracın 100 km/saat hızla gitmiş olduğu enerjisinin desteği ile motoru zorla çevirir.

    Şimdi bu iki alternatiften hangisi gerçekleşecektir. içi yağla dolu olan oldukça kayganlaşmış motor mu daha çok sürtünme kaybı üretir yokse 1 ton ağırlığın altında pürüzlü asfalta değen tekerleğin sürüklenmesi mi? Kesinlikle tekerleği sürütünmesi çok daha fazla enerji tüketecektir. Bu durumda tekerlek durmayacak aksine motoru zorla çevirmeye devam edecektir.

    Motor zorlada döndüğü için yukarıda kayışla enerji olan bütün ekipmanlar da çalışmalarına aynen devam edecektir. Çünkü onlar nihayetinde yalnızca motor dönüyor mu ona bakıyorlar. Bu dönme içten yanmalı motorun benzin ile patlaması ile mi elde ediliyor yoksa 100 km/saat hızla giden arabanı var olan enerjisi ile mi farketmiyor.

    Yalnız şunu unutmamak lazım çok az eğilimli yollarda viteste gitmek istediğinizde araç yavaşlamaya başlayacak ve siz hız kaybettiğiniz için gaza basacaksınız o zaman sıfır tüketim ile elde ettiğiniz kazancı gaza basarak misli ile geri vereceksiniz. Bu durum daha çok ayağınızı gazdan çektiğiniz halde hızını kaybetmediğiniz daha dik yokuşlarda ya da ileride yanan kırmızı ışığa yaklaştığınız zamanlarda işe yarayacaktır. Zaten frene basacaksınız ışıkta bari daha önce ayağınızı gazdan çekinki hem fren boşuna eskimesin hem de motor fren yaparken sıfır tüketim ile tüketimi azaltın.





    arkadaşım herksin anlayacağı dilden %100 doğru bilgilrle anlatmışsın.artık bu yorumu okumadan başlığa yazı yazmasın kimse.




  • Merhaba Lukuntu,

    Konuyla ilgili değil ama bu sorunu yanıtlamak istedim.

    Çok uzun yokuşları vites boşta indiğinizde özellikle dışardaki hava çok soğuk ise radyatördeki suyu hızla soğutacaktır. Motor rölantide oluğu için davir daim pompası yeterince hızlı bir şekilde devir daim yapamayacak radyöterdeki su hızla soğuyacaktır. Ancak motordaki su radyötere göre göreceli olarak daha sıcak kalacaktır. Bu durumda ilk gaza bastığınızda sıcak motora çok soğumuş su yükseklen devir daim pomposı devri le motora gelecektir. Bu da motorda ani genleşmelere neden olur bu genleşmeler çok sık olursa sonunda bir yerin pes etmesi ve çatlamasına neden olabilir.

    Diğer senaryoda motor freni ile inildiğinde motor zaten tekerlekler yüzünden devrini düşüremez ve devir daim pompası da bu yüksek devir sayesin de yeterince devir sağlatır. Bu durumda radyatördeki su çok soğumadan motora geri döner. Bu durumda hem motor hem radyatör yavaş yavaş beraber soğurlar. İşlem yavaş gerçekleştiği için de bir önceki gibi genleşme şokları daha az yaşanır.

    Yıllarca Vectra kullandığım için 2500 motor V6 vectraların buna benzer bir sorunu vardur. Bu motorlarda motor yağını motor bloğunun içindeki motor suyu içerisinde soğutan ve dıştan görülmeyen bir ufak radyatörü de vardır. Eğer siz vites boşta giderseniz radyatör suyu çok soğuyor ve yeniden gaza bastığınızda bu fazla soğumuş su içeride zaten motorun kalbinde olan iyice ısınmış yağ radyatörü ile karşılaşıyor. yüksek ısı farkı bu radyatörün sürekli genleşmesi ve daralmasına neden oluyor. Tabii ki yıllar sonra pes edip çatladığında da motor suyununa motor yağı karışmaya başlıyor ve hayli pahalıya mal oluyor.

    Bir tecrübe


    quote:

    Orjinalden alıntı: Lukunku


    Ben konuyla alakalı farklı bir şeyi hep merak etmişimdir. İşim gereği arada bir İzmir-Manisa arasında gidip geliyorum. İzmir'e gelirken meşhur Sabuncubeli rampası vardır, buradan inişte ben hep viteste inerim, yaklaşık 6 km falan sürer Bornova'nın içine kadar, aynı şey Manisa istikametine giderken Jandarma Karakolu'ndan sonraki meşhur sağa ve sola dönüş rampadan sonra yaklaşık bir 4 km olan kısım için de geçerli.

    Bu kadar uzun bir süre, frenle de destekleyerek motoru bu devir aralığında tutmanın, yani cut-off yapmanın motora herhangi bir zararı var mıdır? Hadi işi biraz daha abartalım, 10 km boyunca ayağı gazdan çekerek sürekli yokuş aşağı gitmenin motora bir baskısı var mıdır?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ayhan_guler -- 21 Şubat 2009; 0:47:59 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Lukunku



    Ben konuyla alakalı farklı bir şeyi hep merak etmişimdir. İşim gereği arada bir İzmir-Manisa arasında gidip geliyorum. İzmir'e gelirken meşhur Sabuncubeli rampası vardır, buradan inişte ben hep viteste inerim, yaklaşık 6 km falan sürer Bornova'nın içine kadar, aynı şey Manisa istikametine giderken Jandarma Karakolu'ndan sonraki meşhur sağa ve sola dönüş rampadan sonra yaklaşık bir 4 km olan kısım için de geçerli.

    Bu kadar uzun bir süre, frenle de destekleyerek motoru bu devir aralığında tutmanın, yani cut-off yapmanın motora herhangi bir zararı var mıdır? Hadi işi biraz daha abartalım, 10 km boyunca ayağı gazdan çekerek sürekli yokuş aşağı gitmenin motora bir baskısı var mıdır?


    aynı şekilde ankarada, konya yolundan girişte, dikmen girişinden, samsun istikametine doğru iniş var, geçen ölçtüm de.. boşta tam 7 km inilebiliyor. önceki gidişimde, hava da soğuktu, hararet göstergesi bile bu 7 km sonunda epey düştü..


    en iyisi tanergode nin bahsettiği pozantıdaki 30 km lik inişe gitip ölçmek..her team'den birer ikişer gözlemci göndererek deneyle ölçüp kutulmak. forumca kişi başı 10 ar lira versek yeter herhalde. dizel-benzinli araçlarla ayrı ayrı boşta-viteste 2 şer 3 er kere inip göreceğiz..




  • Teşekkürler daturkishulan

    Elimden geldiğince anlaşılır olmasına çalıştım.


    quote:

    Orjinalden alıntı: daturkishulan



    arkadaşım herksin anlayacağı dilden %100 doğru bilgilrle anlatmışsın.artık bu yorumu okumadan başlığa yazı yazmasın kimse.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: ayhan_guler

    Merhaba Lukuntu,

    Konuyla ilgili değil ama bu sorunu yanıtlamak istedim.

    Çok uzun yokuşları vites boşta indiğinizde özellikle dışardaki hava çok soğuk ise radyatördeki suyu hızla soğutacaktır. Motor rölantide oluğu için davir daim pompası yeterince hızlı bir şekilde devir daim yapamayacak radyöterdeki su hızla soğuyacaktır. Ancak motordaki su radyötere göre göreceli olarak daha sıcak kalacaktır. Bu durumda ilk gaza bastığınızda sıcak motora çok soğumuş su yükseklen devir daim pomposı devri le motora gelecektir. Bu da motorda ani genleşmelere neden olur bu genleşmeler çok sık olursa sonunda bir yerin pes etmesi ve çatlamasına neden olabilir.

    Dar sonra pes edip çatladığında da motor suyununa motor yağı karışmaya başlıyor ve hayli pahaliğer senaryoda motor freni ile inildiğinde motor zaten tekerlekler yüzünden devrini düşüremez ve devir daim pompası da bu yüksek devir sayesin de yeterince devir sağlatır. Bu durumda radyatördeki su çok soğumadan motora geri döner. Bu durumda hem motor hem radyatör yavaş yavaş beraber soğurlar. İşlem yavaş gerçekleştiği için de bir önceki gibi genleşme şokları daha az yaşanır.

    Yıllarca Vectra kullandığım için 2500 motor V6 vectraların buna benzer bir sorunu vardur. Bu motorlarda motor yağını motor bloğunun içindeki motor suyu içerisinde soğutan ve dıştan görülmeyen bir ufak radyatörü de vardır. Eğer siz vites boşta giderseniz radyatör suyu çok soğuyor ve yeniden gaza bastığınızda bu fazla soğumuş su içeride zaten motorun kalbinde olan iyice ısınmış yağ radyatörü ile karşılaşıyor. yüksek ısı farkı bu radyatörün sürekli genleşmesi ve daralmasına neden oluyor. Tabii ki yıllıya mal oluyor.

    Bir tecrübe



    Bahsettikleriniz termostatın çalışma mantığına aykırı.

    Termostat düzgün çalışıyorsa ~89 derece altında kapanır ve radyatör suyunu motora vermez. 90 derece civarında da kademeli olarak, yavaş yavaş açılır. Termostat musluk gibi çalışır. Yani doğrudan soğuk su bloğa ulaşmaz.




  • Merhaba O.B.K,

    Dediğin gibi termostatlar, özellikle motor soğukken devir daimi minimumda tutarak motorun gereksiz yere soğutulmamasını amaçlarlar. Isındığında da ısısın muhafaza edilmesini. Ancak en kapalı hallerinde bile belli miktarda devir daimi sağlayacak şekilde bir delik ya da açıklık kalıyor.

    Eğer radyatör içindeki su sıcaklığı 89 derecenin altına indiğinde termostat bunu tamamen keserse, devir daim duracak ve radyatördeki su daha da soğuyacak termostat hiç açılamaz hale gelecektir. Bu durumda motor bloğundaki su ısınmaya ama radyatördeki su da soğumaya bağlayacak ve bir kısır döngü olacaktır.

    Termostat az önce söylediğim olayın daha kontrollü yaşanmasına neden oluyor ama bu riski sıfıra indirebilme gibi bir lüksü de olmuyor.

    Bunun dışında gözümdem kaçan birşey varsa bilmek isterim.



    quote:

    Orjinalden alıntı: O.B.K


    quote:

    Orjinalden alıntı: ayhan_guler

    Merhaba Lukuntu,

    Konuyla ilgili değil ama bu sorunu yanıtlamak istedim.

    Çok uzun yokuşları vites boşta indiğinizde özellikle dışardaki hava çok soğuk ise radyatördeki suyu hızla soğutacaktır. Motor rölantide oluğu için davir daim pompası yeterince hızlı bir şekilde devir daim yapamayacak radyöterdeki su hızla soğuyacaktır. Ancak motordaki su radyötere göre göreceli olarak daha sıcak kalacaktır. Bu durumda ilk gaza bastığınızda sıcak motora çok soğumuş su yükseklen devir daim pomposı devri le motora gelecektir. Bu da motorda ani genleşmelere neden olur bu genleşmeler çok sık olursa sonunda bir yerin pes etmesi ve çatlamasına neden olabilir.

    Dar sonra pes edip çatladığında da motor suyununa motor yağı karışmaya başlıyor ve hayli pahaliğer senaryoda motor freni ile inildiğinde motor zaten tekerlekler yüzünden devrini düşüremez ve devir daim pompası da bu yüksek devir sayesin de yeterince devir sağlatır. Bu durumda radyatördeki su çok soğumadan motora geri döner. Bu durumda hem motor hem radyatör yavaş yavaş beraber soğurlar. İşlem yavaş gerçekleştiği için de bir önceki gibi genleşme şokları daha az yaşanır.

    Yıllarca Vectra kullandığım için 2500 motor V6 vectraların buna benzer bir sorunu vardur. Bu motorlarda motor yağını motor bloğunun içindeki motor suyu içerisinde soğutan ve dıştan görülmeyen bir ufak radyatörü de vardır. Eğer siz vites boşta giderseniz radyatör suyu çok soğuyor ve yeniden gaza bastığınızda bu fazla soğumuş su içeride zaten motorun kalbinde olan iyice ısınmış yağ radyatörü ile karşılaşıyor. yüksek ısı farkı bu radyatörün sürekli genleşmesi ve daralmasına neden oluyor. Tabii ki yıllıya mal oluyor.

    Bir tecrübe



    Bahsettikleriniz termostatın çalışma mantığına aykırı.

    Termostat düzgün çalışıyorsa ~89 derece altında kapanır ve radyatör suyunu motora vermez. 90 derece civarında da kademeli olarak, yavaş yavaş açılır. Termostat musluk gibi çalışır. Yani doğrudan soğuk su bloğa ulaşmaz.




  • bence vitesde iniş aşağı inerken yakıtın tüketiminin sıfır olması mantıklı.
    kimi araçlarda yol bilgisayarı sıfırı gösterirken özellikle fiat ın araçlarında 2 gösteriyor.(boşda --- bu işaret çkıyor)
    söylendiğine göre 2 göstermesinin sebebi ortalama tüketimi hesaplarken en yakın değerleri hesap edebilmek.

    diğer bir konu ise anladığım kadarı ile vitesde gaza basmadan inişlerde sıfır tüketim olmaz diyen arkadaşlar.motor sadece yakıtla çalışır yani döner .pistonları valfleri sadece yakıt çalıştırır zannediyorlar.

    yukarıdada sorulmuş bir soru var.

    vitesde iniş aşağı 90-100 hızla inerken yakıt tamamen bitse ne olur.
    yakıt bittiği için motor dank diye dururmu yoksa yola devammı eder.

    örnek:motor isteyen bir otomobili dik bir yere park ettiğiniz zaman el freni çekilmesse veya el freni sağlam değilse araç vitesde olsa bile hareket eder.kontak kapalı yakıt gitmiyor nasıl oluyor.demekki yakıt olmassa ateşleme olmassa motor yine döner.




  • Avensiste'de belli devirler arası yokuş aşağı giderken (viteste)yol bilgisayarında tüketim 0 gözüküyor... ama 3500 devire yaklaşınca tüketim başlıyor...
  • Artık hepimiz birer Diploma hakettik diye düşünüyorum. Bence fakültede bile bu kadar ayrıntılı incelenmiyor, öğrenciler bu kadar canla başla takip etmiyorlardır konuyu. 10 yıl sonra okullar kapanır, dersler forumlardan takip edilir. Bir öğretmen olarak bu tür formatların eğitime daha faydalı olacağını düşünüyorum.

    Özetlersek;

    • 1. İnişlerde (veya düz yolda araç yavaşlayana kadar) boşta giderseniz motor rölantide çalışır (motor ve vites kutusu ayrılmıştır).
    • 2. İnişlerde (veya düz yolda araç yavaşlayana kadar) viteste giderseniz motor belli bir devir sayısına kadar yol enerjisi ile çalışır.
    • 3. Vites taklı iken yol alan araç inişin derecesi (açısı) azaldıkça yavaşlayacak (motor freninden ötürü) ve yavaşlamaya uygun vitese
      geçildiği süre de motor durmadan rölanti devresi nedeni ile çalışmaya devam edecektir, elbette çünkü hiç gaza basılmazsa motor uygun deviri döndüremeyeceğinden motor ve vites kutusu ayrılmadığından duracak ama zaten usta şoförler böyle bir duruma gelmesine izin vermeyecektir.
    • 4. İnişlerde daima çıktığınız vitesi kullanın. İnişlerde ASLA dişli aktarma oranı 1.0'dan küçük olan vitesi seçmeyin (2. veya 3. vitesi) yoksa yol enerjisi ters etkileme oranı ile motoru gereğinden hızlı döndürecek ve bu da motorun OVERSPEED (AŞIRI HIZ) ile dönmesine yol açacak ve ömründen tüketecektir.
    • 5. Şehiriçinde düz yolda 5'ten 3'e kuralını mutlaka uygulayın: Düz yolda 5. viteste giderken durmanız gerektiğini anladığınızda hızınız müsait olana kadar motor freni yapıp vites çeviremeyene kadar (50 km/h'ya kadar 5. vites ve 30 km/h'ya kadar 3. vites, yaklaşınca da debriyaj ve frene basıp aracı durdurabilirsiniz). Böylece motor freninden azami istifade etmiş olur, maksimum benzin tasarrufu sağlarsınız


    Selamlar ve herkese keyifli yolculuklar.

    Taner Göde

    Edit: 4. Madde düzeltme



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Taner Göde -- 22 Şubat 2009; 1:20:09 >




  • quote:

    4. İnişlerde daima çıktığınız vitesi kullanın. İnişlerde ASLA dişli aktarma oranı 1.0'dan büyük olan vitesi seçmeyin (5. veya 6. vitesi) yoksa yol enerjisi ters etkileme oranı ile motoru gereğinden hızlı döndürecek ve bu da motorun OVERSPEED (AŞIRI HIZ) ile dönmesine yol açacak ve ömründen tüketecektir.


    bunu biraz daha açabilir miyiz acaba? ben tam olarak anlayamadım da...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi dragotreis -- 21 Şubat 2009; 13:44:41 >
  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.