Şimdi Ara

16 YAŞINDA ÜNİVERSİTEYE BAŞLAMAK, EĞİTİM HAYATIM ve YTÜ İKTİSAT

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
47
Cevap
1
Favori
1.396
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • İyi günler. Öncelikle şunu unutmayın: Akıl yaşta değil, baştadır. Okula erken başladığımdan başlıktaki gibi bir durum oldu. Yani 20 yaşımda üniversiteden mezun olacağım. Bu durumun avantajlarını ve dezavantajlarını, özellikle de eğitim hayatım boyunca karşılaştığım şeyleri anlatacağım. Ayrıca hafiften de bir üniversite, fakülte ve bölüm hakkında ilk izlenimlerde bulunacağım. Bayağı uzun olmuş ama yapacak bir şey yok. İlk bölüm eğitim hayatı, ikinci bölüm üniversite deneyimlerim. Çizgiyle bölümleri ayırdım.


    ---------------------------------------------


    -Bu kısım çok uzun olduğu için kesilip düzenlenmiştir-


    Babam beni okula erken başlattı. Eğitim hayatım boyunca hep dezavantajlıydım. Ama bunun sebebi yaşımın küçük olması değildi. Otizm de dahil olmak üzere birçok hastalığım vardı. Bu da yetmez, ailem kelimenin tam manasıyla fakirdi. Bırakın dershaneyi, bana test kitabı alacak paraları bile yoktu. Ben bazen şaşırıyorum, bunlara rağmen nasıl derece yaptım diye.


    İlkokul, şiddet içerikli bir okuldu. İyi eğitim hak getire. Daha İlkokul yıllarından eğitimin sınıfsallığı gözüme çarpıyordu. Dershane, özel ders vs. gidenler hep benim önüme geçiyordu. Aileleri onlara iyi temel sağlamıştı. Ben ve diğer fakir arkadaşlarım bu düzende sürünmeye layık bırakılmıştık.


    Ortaokul biraz daha iyi eğitim verse de orada da eğitimin sınıfsallığını fark ediyordum. Zenginler biraz daha iyi derece yapıp kaliteli Fen Liselerine gittiler. Ben ise buraların çoğunu kazanabilmeme rağmen evime uzak diye seçmedim. Hastalıklarım dolayısıyla ailem izin vermedi diyeyim. Ben de yakınımda olduğu için kalitesiz, kıytırık bir liseye geçtim.


    Kıytırık dediğim, gerçekten kıytırık. 9. sınıfa gittiğimde dersler Online idi. İnternete de erişimim yoktu. 70 ortalama ile o seneyi bitirdim. Ondan sonraki seneler için konuşmak gerekirse, hocalar bildiğin ders anlatmıyordu. Şaka yapmıyorum. Ders anlatmak yerine akıllı tahtadan müzik falan açtırıyorlardı. Sınavlarda da hiç anlatmadıkları yerlerden sorular soruyorlardı. Bunlara rağmen kendi çabalarımla sırasıyla 97-98-99 aldım.


    12. sınıfta müdürün torpiliyle gelmiş bir hocaya ders anlatmadığını söyledim diye çok fena taktı bana. İftira atıp disipline gönderdi. Artık üniversiteye gitmek istemiyordum. Eğer disiplin cezasını alsaydım üniversiteye gidemeyecektim zaten. Ben de mezun olur olmaz işe girerim diye düşündüm. Tabi nereye gittiysem yaşım 16 olduğu için kabul etmeyeceklerini söylediler.


    Ondan sonra anladım ki üniversite okumaktan başka şansım yok. YKSye kalmış son 2 ay. Sınava nasıl çalışılır daha bilmiyorum. Elimde test kitabı vs. de yok. 2 ay içerisinde bir şekilde hedeflediğim derecelere (Sözel ilk 100, EA ilk 3K) yakın dereceler (Sözel 400, EA 6K) yaptım.


    Hayatım boyunca başarısızlıklarımı yaşıma bağlamadım. Çünkü yaşımla alakalı bir sorun yoktu. Sorun paraydı. Benden daha başarılı kişilerin arkasında hep para gücü vardı. Çünkü bu bir bilimsel gerçek. Parası olan daha iyi eğitim alır. Gün geçtikçe zengin-fakir uçurumunun artması dolayısıyla eğitim seviyesi uçurumu da büyüyor. Her geçen yıl fakirlerin iyi üniversiteler kazanma ihtimali sıfıra yaklaşıyor. Bu da daha iyi bir sıralama yapmak için mezuna kalmayı anlamsız hale getiriyor.


    Top Tier üniversiteleri kazanan insanların en önemli özelliği ailelerinin maddi kaygılarının olmaması. Özellikle dershanelerin kapatıldığı yıllarda bu söylediğim şey daha bir belirgin hale geldi. Kıt kanaat geçinen biri bile cemaat dershanesine evladını gönderebiliyordu o zamanlar. Eğer o öğrencide çalışma azmi de varsa rahatça derece yapıp bu üniversitelere girebiliyordu.


    O kadar kötü bir derece yaptığımı düşünmesem de forumda sürekli iyi bir derece yapmadığım için aşağılandığımı hissediyorum. Benim gibi asgarinin biraz üstü bir maaşla çalışan emekçinin evladından da artık çok yüksek bir başarı beklenmez zaten.


    ---------------------------------------------


    Şimdi geldik üniversiteye: Yıldız Teknik Üniversitesi. Bölümüm İktisat. Şu an 1. sınıfım. Türkçe okuyorum bölümü. Hacettepe, Marmara, İstanbul, Ankara gibi üniversitelerin İngilizce bölümleri tutmasına rağmen bunları yazmadım. YTÜ İngilizce bölümünü ise kılpayı kaçırıyordum. Pişman olacak mıyım, bunu zaman gösterecek. Ki pişman olsam bile bu bölümlere geçemeyeceğim. Mecbur bu 4 seneyi okumak zorundayım yani. Lakin şimdilik ilk izlenimlerim olumlu yönde. Böyle kalmasını temenni ediyorum.


    Kampüs kocaman. Benim için bu bir eksi ama. Fakülte-Metro durağı arası 2 kilometre yani yarım saat yürüme mesafesi. Ücretsiz ringler var ama çok dolu oluyor. Binemiyorsunuz yani. İkinci ringin gelmesi de uzun sürüyor. Bu da yürümeyi en mantıklı seçenek yapıyor.


    Köpekler genelde uyuyor. Hepsi cılız ve küpesiz. Acıyorum bu hayvancağızlara. Hem birilerinin politik malzemesi olduğu için, hem de zayıflıktan bitap düştükleri için. Toplatılıp hayvan barınaklarında yaşamlarını sürdürmelerini, belli bir süre sonra sahiplendirilmelerini isterdim.


    Sınıflar ferah. Bazı dersler amfide veya bilgisayar laboratuvarında olabiliyor. Amfiler ve laboratuvarlar da güzel. Lakin bazı hocalar kısık sesle konuşabiliyor. Bu yüzden dersleri daha iyi dinleyebilmek için sınıflarda en ön sandalyeleri kapın.


    Öğretmenler gerçekten öğrenci dostu. Anlatımları gerçekten iyi. Olabildiğince yardımcı oluyorlar. Tabi bir emek gösteriyorsanız. Hocaların yaklaşık yarısı yurt dışı doktoralı. Ama ben yurt dışı doktoralı vs. diye hoca seçmenizi önermem. Hatta yazdığı makale sayısına vs. bakmanızı da önermem. Sonuçta önemli olan size ne öğreteceği.


    Hiçbir hocanın kendi siyasi görüşünü öğrencilere empoze etmeye çalıştığını görmedim. Özellikle de koyu AK Partili bir hocamın. Dersini seçerken biraz tereddütte bulundum lakin hoca derse girince boşu boşuna kaygılandığımı anladım. Ağzından herhangi bir siyasi içerikli bir söz geçirdiğini duymadım. Sadece adam gibi dersini anlatıyordu. Bu da benim için bir ders oldu.


    Bu bölümü YTÜde asıl seçme nedenim aktiflik. Kulüplerin aktifliği değil, İktisat bölümünün aktifliği. Alanında saygın ekonomistler, hatta bazıları Nobel ödüllü, bizim fakültemize gelip konferans veriyorlar. Hatta böyle bir şeyle okulun 3. günü karşılaşmam beni gerçekten çok şaşırtmıştı. İlk günler canımı sıkan şeyler bir anda aklımdan silindi.


    Burası çok önemli, ilk dönem İktisat ve İşletme dersleri ortak. Yarı yarıya bölüştürülmüş yani. 2. sene ise kendi alanınızla ilgili dersler görülmeye başlıyor. Yani ilk seneden hangi alana ilginiz olduğunu keşfedebilirsiniz. Yani ona göre yıl sonu yatay geçiş yapabilirsiniz.


    Bölümde benden büyük birkaç kişiyle konuştum. Bana genel olarak şu iki hocayı önerdiler: Sırrı Emrah Üçer ve Hasan Ağan Karaduman. Eğer bu bölümü seçerseniz aklınızda bulunsun.


    YTÜ genelinde uygulanan saçma bir şey var: 2 vize olayı. Kimse bu durumdan memnun değil. Genelde ikinci vize kolayca yüksek alınabilecek bir sınav oluyor. Bazen de 2. vize yerine ödev veriyorlar. Yani öğrencileri olabildiğince zorlamamaya çalışıyorlar.


    İİBFde 5 çeşit Lisans eğitimi var:

    1. %100 İngilizce İktisat
    2. %100 Türkçe İktisat
    3. %100 İngilizce İşletme
    4. %30 İngilizce İşletme
    5. %30 İngilizce Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler


    %100 Türkçe İktisat aralarından en avantajlısı. Hazırlık sınıfı yok. Dersler Türkçe olduğundan zor değil. Hatta hazırlık okumadan bile İngilizce ders seçilebiliyor. İsterseniz tüm derslerinizi İngilizce de seçebilirsiniz ama ilk seneden böyle bir yola girmenizi önermem.


    %30 İngilizce bölümlerde ise en az %30 İngilizce ders seçme zorunluluğu var. Aslında bu da mantıklı. Çünkü az da olsa istediğiniz dersi istediğiniz dilde seçme şansı tanıyor. Aynı şekilde tüm dersleri İngilizce de seçebiliyorsunuz. Ama bölüme geçmeden hazırlık okuma zorunluluğu var. Bu da aklınızda bulunsun.


    %100 İngilizce zaten malum, derslerin tamamını İngilizce seçiyorsunuz. Bu bölümlerin yarısı yabancı öğrenciler ile dolu. İngilizce gözünüzü korkutmasın, hocalar yarı İngilizce yarı Türkçe ders anlatıyor. Dersi anlamama gibi bir durum söz konusu değil yani.


    Hazırlık okumanızı önermem. Kaliteli bir eğitim vermiyorlar. Bunun yerine yazın biraz çalışıp YTÜ İYS ile hazırlığı atlayabilirsiniz. Şaka gibi ama 60 puan hazırlığı atlamak için yeterli. Ama 1. sınıfta zorunlu İngilizce dersine girmek zorundasınız. YTÜ İYS 70 üstü alınca ise direkt bu dersten muaf oluyorsunuz. YTÜ İYS yerine YDS/YÖKDİL gibi ÖSYM alternatifleri ile de hazırlığı atlayabilirsiniz. İstenilen puanlar aynı.


    İktisat ile İşletme arasında kalan insanlar var. Onlara direkt İşletmeyi öneririm. İktisada özel bir ilginiz yoksa boşuna kendinizi hırpalamayın. Sonuçta daha kolayı var. İktisatta iş hayatında gerçekten hiç işinize yaramayacak teorik bilgiler öğrenirsiniz. Tabi KPSS-A atamaları daha yüksek olan bölüm İktisat. Belki bu yüzden tercih edilebilir.


    Akademi düşünüyorsanız bu işin YTÜ İİBFde bunun gerçekten zor olduğunu bilin. Amacınız akademisyen olmaksa gerçekten çok emek vermeniz gerek. Ki buna çoğu insanın ne parası ne gücü yeter. Zaten akademisyen olmak isteyen YTÜ yerine Boğaziçi, ODTÜ ve Bilkent gibi üniversiteleri seçmeli. YTÜden Yüksek Lisans için bu üniversitelere girmenin aşırı zor olduğunuda belirteyim.


    Okulun en büyük sıkıntısı öğrenciler. Akılları beş karış havada. Hiçbir emek vermeden okullarının adı sayesinde holdingde CEO olacağını sanıyorlar. Bu seneki 1. sınıflar, ilk sene Sayısalda 150-400K arası yapıp seneye Eşit Ağırlığa geçip 6-100K arası bir derece yapan İstanbullulardan oluşuyor. Nadiren taşradan gelen oluyor. İlk defa sınava girenlerin sayısı da gerçekten çok düşük. 16 yaşındaki birinin, hatta 17 desem daha doğru olur, en genci 19-20 yaşlarınında olan insanlarla aynı yerde ders işlemesi biraz garip duruyor. Ama ben aradaki bu yaş farkına rağmen yüksek bir ortalamayla dönemi sonlandırmayı düşünüyorum. Çünkü akıl yaşta değil baştadır. Ekleme: İlk dönem 4.0 ortalama yapıp bu dönemi okul birincisi olarak bitirdim.


    Biraz da şehirden bahsedeyim. İstanbul genel olarak turistlerin en çok ziyaret ettiği nokta. Turist olarak ziyaret ettiğimde nedenini anlamadığım bir şekilde pek beğenemediğim bir şehir. Ama yerleşince bu şehrin aslında ülkenin en iyi şehri olduğunu düşünmeye başladım. Toplu taşıma konusunda endişelerim çok büyüktü. Çünkü konuştuğum neredeyse herkes İstanbul toplu taşıma sisteminin yetersiz olduğunu söylüyordu. Tabi bu kocaman bir yalanmış. Aylık abonman ile neredeyse tüm İstanbula ulaşabiliyorsunuz. Hem de sudan katbekat daha ucuz bir fiyata. Aracın gelmesini uzun bir süre bekleme derdi de yok. En kötü 10 dakikada istenilen araç geliyor. Toplu taşımaların tıklım tıklım dolu olduğunu düşünüyordum. Öyleymiş zaten. Geldiğim ilde daha kötü olduğundan kolayca alıştım.


    İstanbulun geldiğim ilden daha ucuz olması beni daha da şaşırttı. Eğer satılan dönerlerde martı eti yoksa, ürünlere tağşiş vesaire uygulanmadıysa bu durum gerçekten çok şaşırtıcı.


    Kaldığım yurt Avcılar Cerrah Mehmet Paşa KYK yurdu. Yurt Tip-6 yani en kalitelisi. Odalar 6 kişilik. Biraz dar olabilir ama idare eder. Yemekler bedava. Yurtta en çok korktuğum şey yemeklerdi. Yemeklerde herhangi bir sıkıntı vs. yok. Gayet lezzetli ve doyurucu yemekler çıkıyor. Hatta kahvaltı yerine isterseniz poğaça, simit, açma, gözleme, sandviç alıp okul yolunda yiyebilirsiniz.


    Velkasılkelam, YTÜ ne kadar iyi olursa olsun öğrenci kalitesi gerçekten yerlerde. Ama şunu unutmayın, dersi öğrenci değil akademisyen anlatır. Eğer sorunuz vesaire olursa sormaktan çekinmeyin.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Jamser -- 26 Ocak 2025; 13:47:58 >







  • Üniversite tercihimi yaparken ve lisans dönemimin büyük bir kısmında öğrenci kitlesinin çok önemli olmadığını düşünüyordum. Ancak bir üniversitenin kültürünü yaratan, öğrencilerin vizyonunu belirleyen asıl etkenlerden birisi o kitle işte, bunu sonradan fark ettim. O açıdan kulüplere katılmak, sosyalleşebildiğiniz kadar sosyalleşmek, yeni şeyler görmeye çalışmak önemli, size de öneririm. Tabii ben YTÜ'nün öğrenci kalitesi nasıl bilemiyorum ama dediğiniz gibiyse bunu aşmanız için bir şeyler yapmak lazım.

  • Daha ciddi bir troll ve zebani bekledim hayal kırıklığı

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ogrenci kitlesini sevmiyorsan okul disindaki bazi spesifik topluluklara da katıl bence. 20 yasinda mezun olmak harbidennçok iyi ben uniye 19 da basladim. Azerbaycanli arkadaslarim bile 17de baslio 16 yi nasio basardin bilmiom ama müq. Ingilizceyi de gelistirsen akar gidersin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • TLDR, okuyamadım durumum yoktu kardeş

  • The Killing Road kullanıcısına yanıt

    Özür dilerim.

  • EistroY661 E kullanıcısına yanıt

    Şu an 17 yaşındayım zaten. Üniversiteye girdiğimde ise 16 yaşındaydım.

  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Egon_Krenz E kullanıcısına yanıt

    Okumak sınıfsal... Kimi bu yazıyı S3 Minisinden okur, kimi de Maybach ekranından...

  • Jamser kullanıcısına yanıt

    osuruk kokusu da sınıfsaldır

  • Egon_Krenz E kullanıcısına yanıt

    Zenginler osurmaz  

  • nası ya, protein yedikten sonra kokan osuruk vs karbonhidrat yedikten sonra kokan osuruk farkı??




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Egon_Krenz -- 13 Ekim 2024; 11:23:45 >
  • Jamser kullanıcısına yanıt

    Kulüpteki kast sistemi manyak komik kulüp başkanı bi eleman -maymuna benziyor- arkadaşıma yürümüş kız tepki vermeyince kızı kulüpte ghostluyorlardı a taciz top noktada soytarı okul. Bu arada bunlar arı gibi çalışırken kulüp başkanı yanda oturup çay içiyor bu manzaralara alışın. Bounun kariyer kulüpleri de farklı değil ama olsun en azından taciz olunca ifşalanıyor onlarda


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Egon_Krenz E kullanıcısına yanıt

    Sence alikoç osuruyor mudur?

  • Şaşırtmadı. Daha kötülerinin de olduğunu düşünüyorum. Keşke kulübün ismini söyleseydin.

  • çeviriye atmaya üşendim valla ne biçim konu

  • HenryKissinger kullanıcısına yanıt

    Kürt müsün?

  • Ciddi konu gelmiş, destek yorumu

    Tebrikler hocam

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • diamante35 kullanıcısına yanıt

    Teşekkürler.

  • oğlum bu yazılanlar gerçek mi anlayamıyorum artık

  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.