Şimdi Ara

2 yıldan fazla Mezuna Kalmak, Balık Metaforu ve Yeni Yıla Umutla Girmek

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
56
Cevap
17
Favori
3.956
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
92 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Bu yazımı 2 yıldan fazla mezuna kalan, yalnız başına kütüphanelere giden, tek dostu test kitapları olmuş, kimi gün üzülen, kimi gün yalnızlıktan sıkılan, uykusunu alamadan uyanan, ailesine yük olduğunu düşünüp içten içe utanan emekçi mezun dostlara armağan ediyorum.


    Nasrettin Hoca bir gün uzun bir yolculuğa çıkar, yolda acıkınca hem biraz soluklanmak hem karnını doyurmak için yol üstündeki bir hana girer. Bu sırada başka bir yolcu da hocayla birlikte hana girer ve aynı anda hancıdan yemek isterler. Fakat hancı yemek için sadece bir balık kaldığını söyler ve bu balığı paylaşmalarını ister, bu esnada Hoca hancının sözünü kesip:
    ‘’Ben balığın sadece kafasını yemek istiyorum’’ der
    Hancı bunun nedenini merak edip sorunca Hoca: ‘’Balık zekayı arttırır, balığın başını yiyen insan akıllı olur’’ der.
    Bunun üzerine yolcu hırsla söze atılır ‘’Balığın başını niye sen yiyormuşsun? Ben yiyeceğim!’’ der. Hoca itiraz etmez. Hancı balığın başını yolcuya, kocaman gövdesini de Hocaya getirir. Yemek biter, yolcu, masasında gayet keyifli görünen Hoca’ya doğru dönerek: ‘’Sen koca gövdeyi yedin karnını doyurdun, ben kafasını yedim aç kaldım…’’ Hoca ağzını silerek gülümser:
    ‘’Bak nasıl da akıllandın!’’

    Bazı komşular, teyzeler, amcalar, bilimum üniversiteye oğlu/kızı giden insanlar gururlanıp duruyorlar. Nerede olurlarsa olsunlar laf dönüp dolaşıp çocuklarına geldiğinde araya sıkıştırıyorlar. Elbette haklarıdır ama bu çocukların çoğu balığın kafasını almışlar farkında değiller. Aileleri de farkında mı değil mi bilmiyorum, onlara gururla, övünerek anlatacak bir başarı hikayeleri var mı? Yoksa o aileler için aslolan çocuklarının üniversiteye girmesi mi? Artık günümüzde herhangi bir 4 yıllık bölümü kazanmak o kadar kolay ki ilerde bu bölümlerin getirileri değil balığın başı kadar, kuyruğu kadar bile tatmin etmeyecek. Herkeste bir diploma varsa ve mezun olan herkes diplomalı işsiz statüsüne geçiyorsa, bunda övünülecek ne var? Bu çocuklar 4-5 sene sonra diploma alındıktan sonra akıllanacak mı? Bilmem. Ama görüyorum ki KPSS kursları ağzına kadar dolu, bankalara, sigorta şirketlerine müracatlar gırla gidiyor. İnternetteki her bir iş ilanına 400-500 başvuru geliyor. Bu manzara ailelere ve gençlere ne düşündürüyor?

    Daha geçen gün annemin uzak bir akrabası misafirliğe geldi, kadınla ayaküstü konuşuyorum, anneme bakarak bana eşşek kadar olmuş senin bu oğlan dedi, eşşek kadarmışım. Kadına sen de şişman köy tavuğu gibi görünüyorsun teyze diyesim geldi. İşte bu kadın 45-50 yaşlarında kolunda sıra sıra bilezik dizmiş, mesut bir kadın, sinsilik akıyor gözlerinden, bana acıyarak bakıyor, ‘’ne oldu senin sınav?’’ diye soruyor, okul vakti evde olduğumu bile bile bu soruyu soruyor bilerek, hem beni hem annemi utandıracak aklı sıra, çalışıyorum tekrar hazırlanıyorum dedim, ‘’daha kazanamadın mı sen, bizim oğlan bak kazandı gitti’’ dedi. O anda kendimi ailemin yerine koydum. Bu Bürüksel lahanası suratlı kadının beni aşağılamasından, aptalmışım gibi bakmasından utandım… İnsan ister istemez, ne kadar bilinçli de olsa üzülüyor. Sonra sordum ne kazandı senin oğlan diye. ‘’Kamu yönetimi kazandı’’ dedi gururla, birkaç saniye suskunluk ve açtı fare ağzını ve şu cümleyi kurdu: ‘’kaymakam olacak mezun olduktan sonra’’ O anda beni bir gülme tuttu, sandım ki oğlu adam akıllı bir üniversite kazanmıştır, havası cakası bundandır. İsmini vermeyeyim üniversitenin tahmini 250 binden kamu yönetimine girmiş çocuğu ve anasına kaymakam olacam anne demiş. Binlerce kamu yönetimi mezunu arasından birisinin kaymakam olma ihtimali nedir? Bu çocuk şimdi ne yapıyor? karı kız peşinde, okey tavla masalarında gününü gün mü ediyor? Birkaç sene sonra anasını arayıp ‘’bir iki bilezik bozdur para lazım’’ diyecek mi geleceğin kaymakamı? Bu çocuk işte balığın başını almış, anası da babası da memnun. Kazandı ya. Gitti ya. Oh kaymakam da olacak, daha ne yapsın?
    Mezun dostlarım; işte birçoğumuzun ailesinin anlamadığı şey de tam olarak bu. Bize illa kazan git diyorlar, ‘’baba tıp kazanmak o kadar kolay değil’’ desen de anlamıyorlar, kazan artık diyorlar, kazan git, yani ‘’balığın başını ye’’ demek istiyorlar, oysa toplum içinde anlamlı, maaşıyla, itibarıyla cazip meslekler için çok çalışıp kazanarak elde edilir. Anlayan, destekleyen, bir dediğini iki etmeyen aileler yok mu? Elbette var ama çok azlar.
    Biz bu gücü kendi içimizde bulup çalışmayı göze almışız, tatlı üniversite hayatından feragat etmişiz test kitaplarına boğulmuşuz ama gel gör ki bazen ailemize bile anlatamıyoruz. 400 bin İİBF mezunu boş desen de, atanamayan öğretmen sayısı yarım milyona dayandı desen de anlamıyorlar. Daha sınava kaç öğrenci girdiğini bilmeyen, bunca öğrencinin arasında onlarca konuya hakim olup derece yapmanın ne kadar zor ve meşakkatli olduğunu gel de anlat akrabalara, akşama kadar dedikodu yapan komşulara, yahut 55’lik menapoz teyzelere anlat, anlamazlar. Onlar ‘’kazandı’’ diyene kadar kafa ütüleyip içten içe sevinirler ve falancanın oğlu/kızı boş duruyor evde derler. Ancak konuşurlar.
    Sınava hazırlanan ve özellikle mezunlar böyle ortamlarda, bu lafları duya duya kendini aptal gibi hisseder, sanki barajı geçemiyor, hiçbir bölümü kazanamıyormuş gibi bir his gelir insanın içine.

    (burada her aile, akraba böyledir demiyorum ama maalesef çoğu böyle)

    Mezun kardeşler, Aziz Romalılar:
    Sınava an itibarıyla 176 gün kalmış bulunmakta. Ve biz bu dedikoducu, böbürlenen insanlara prim vermeden, kendimizi onların gözünde düşürmeden, gururla, alnımızın teriyle hayal ettiğimiz bölümü kazanacağız ve tercihlerden sonra hepsini susturacağız. Öncelikle buna inancımızın tam olmalı, şunun oğluyla, bunun kızıyla kendimizi kıyaslamadan bu açtığımız, zorluklarını göze aldığımız yolda elimizden ne geliyorsa yapmalıyız.

    Yeni yıla umutlarımızı tazeleyerek, yaz aylarındaki motivasyonumuzu yakalayıp gireceğiz. Evet başarabiliriz! Başarınca bizim de bir hikayemiz olacak ve bu başarı hikayesini anlatacağız, ama öyle böbürlenerek değil, çünkü hiçbir başarılı insan emeğinin karşılığını böyle egosunu tatmin ederek anlatmaz. Elbette asıl gaye birileri sussun, belki kıskansın diye değil; asıl amacımız kendi geleceğimizi, beynimizle, canımızı dişimize takarak inşa etmek.

    Bu kutlu, özverili mücadelemiz birçoğumuz için hayatının dönüm noktası olacak, birçoğumuzun ailesi bu başarıdan sonra çocuklarının başarısıyla gurur duyacak ve yıllardır üzerimizde olan emeklerinin karşılığı olarak onlara yaşatacağımız gururun memnuniyetiyle bahtiyar olacaklar.

    Komşuluk gezilerinde, iş yerlerinde anlatacaklar ‘’benim oğlum/kızım X bölümü kazandı’’ diyecekler. Bu gurur da bize yetecek.

    İşimiz olduğunda, onlara olan borcumuzu maaşımızla maddi anlamda; hem de hayatları boyunca yaşlılıklarında, hastalıklarında destek olarak manevi anlamda ödeyeceğiz.

    Şimdi gevşeyen, yılgınlığa düşüp içten içe umudunu kaybedenlere pes etme demek istiyorum.

    Sınava gireceğimiz güne kadar umudumuzu kaybetmememiz dileği ile...

    (not: Kamu yönetimi bölümünde okuyan insanlara veya düşük puanlı bölüm kazanmış insanlara bir önyargımız yok, burada bu bölümleri tercih etmeyip daha yüksek hedefler peşinde koşan arkadaşların yaşadıklarından bahsettik, yoksa isteyen istediği bölümü yazabilir, bize ne)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Çikinova -- 28 Aralık 2017; 9:51:41 >







  • Yazi icin eline saglik hocam.

    'Kimse bizden daha degerli degil'diye dusunelim.Baskalarinin bu anlamsiz fikirlerini onemsemenin bir anlami yok.

    Kaldigim siralamalari soyledigim an, cogu benden kotu bir siralamayla uniye girdigi icin sesini cikaramiyor.Ama buyukler siralamadan filan da anlamiyor ki, onlar icin onemli olan uni kazanmak ya da kazanmamak durum bu yani.Olayi kavrayamadiklari icin onlarin ne dusundugunun bir onemi yok.
    Teşekkür ederim. Haklısın ne düşünürlerse düşünsünler üzülmüyorum, önemsemiyorum fakat öyle anlar geliyor ki maalesef bir pişmanlık yaşıyorsun, kendine kızıyorsun.


    Lisede bir Türkçe öğretmenim vardı, kızına çiçekçi dükkanı açmış, kendisi de bitki hastasıydı her ders sonunda keyifle şiir okuyormuşçasına hayatımızda hiç duymadığımız değişik değişik çiçek türlerini anlatırdı, şu çiçek şu anlama gelir, bu renk çiçekler falanca demektir, doyamazdı anlatmaya, hayatı çiçeklerdi, bazen derse saksıyla girerdi. 3-4 senedir görmüyorum. Geçen gün kütüphane dönüşü dolmuşta karşılaştık. Son 2 yıldır ne zaman eski bir arkadaşla/öğretmenle karşılaşsam elim ayağıma dolaşır. Beni görünce yanıma oturdu iyilik sağlık faslında hemen sözünü kesip lafa girdim sizin kızdan bir çiçek alacağım kış zamanlarına dayanıklı şöyle güzel kokan bakımı kolay bir çiçek varsa diye sordum, gözleri parladı hemen anlatmaya başladı işte şu çiçek böyledir, şu şöyledir, şuna şu toprak olur bu yazın açmaz, şu kışın kurur anlatıyor, çok ilgiliymiş gibi ''hıhı hıhı hımmm demek öyle vay be aaa öyle mi hımmm çok hoş yaa'' falan diye kafamı sallıyorum, içten içe de ulan dedim iyi bu böyle gider zaten az kaldı ineceğiz diyorum, biraz daha devam etti, sonra pat diye ''aa sormayı unuttum eee okul nasıl gidiyor?'' diye soruverdi, sormasa ne olurdu, merak etmese ne olurdu, sordu ama, bir an içim ezildi yine, ne diyeceğim şimdi, okumuyorum okul falan yok desem iyice ezileceğim gözünde, yok mezuna kaldım 3. sene desem yine aynı durum, ben de susayım duymazlıktan geleyim dedim, olmadı, yemedi, bir daha sordu. Söyledim gerçeği, tam durak da gelmişti zaten, ne dediğini anlamadım indi görüşürüz dedi kuru kuru. Lisedeyken de anlatır dururdu ''biz neler gördük neler, şimdi 25-30 yaşında olan öğrencilerimizi görüyoruz sokak başlarında, boş boş geliyorlar, üniversite okumadıklarına nasıl pişmanlar, siz de çalışın pişman olmayın'' derdi, onları öyle anlatırdı ki, bizi de onlarla korkuturdu, sürtüyor hepsi boş boş derdi.

    Hocam inince dedim içimden beni de anlatır mı yarın derste öğrencilerine...
    1995 Doğumluyum

    Lise 1de kaldım
    İlk sınava girdiğimde başaramadım.
    Mezuna kaldım. İstediğim bölüm istanbul dışı geliyodu ama ekonomik sebeblerden dolayı istanbulda myo tercih ettim (marmara makine myo)
    3.34 Gano ile onur öğrencisi olarak mezun oldum.
    DGS ile şuan İTÜ Malzeme ve Metalurji Mh geçiş yaptım.

    Hocamızın verdiği örneği sana da vermek isterim.

    Göztepeden Kadıköye sadece 19F gitmez.
    Göztepeden kadıköye yürüyerek gidersin,taksi ile gidersin,minibüsle gidersin,19s ile gidersin, 14B ile gidersin, 2 numaraya binip üskadara gidersin ordan kadıköye geçersin.

    İstedikten sonra hedefine ulaşmak için bisürü yol var. Yeter ki etrafına bakmayı bil ve çağresizliğe düşme.

    Demem o ki pes etme kardeşim , mutsuzsuzluğa adım atma geleceğin için çabala ilerde pişman olmayacaksın. Benim itüye gitmem mümkün değildi ama farklı bir yoldan hedefime ulaştım.

    Gerekiyosa kal
    bir daha okudum yazdıklarınızı ve ne yaptın be reyis o kadar uzuldum ki üzüntümden yataklara dustum. özellikle kız arkadaşımın olmaması beni derinden uzdu.

    adam surada içerlenmiş, güzel de bir yazı yazıp içini dökmüş. yok asosyalsin, yok şöylesin de, yok bilmem nesin gibi ön yargı dolu seyler yazmışsınız. bilir kişi misin sen, uzman mısın sen? kimsin sen :D

    diyelim ki gerçekten sizin yazdıklarınız gibi bi arkadaş kendisi. ne yapsın? aaa ben böyleyim deyip hayata mı kussun? hiçbir sey yapmayıp sadece öylece oturup beklesin mi? elbette kendini geliştirmek ve bu açıklarını kapatmak için bir seyler yapacak. herkes iyi bir hayatı hak eder. sizin mantığınıza bakarsak, derece yapıp iyi ünilere gitmiş tipsiz asosyal kişiler, kendilerini baskalarına kanıtlamak için yapmışlar bunları. hos tiple ne alakası varsa anlamadım zaten de. arkadasın hedefleri idealleri var ki o kadar sene beklemiş. kimseye de kendini kanıtlamak zorunda değil.

    ben de sizin hakkınızda ön yargıda bulunayım: egoistsiniz, kibirlisiniz, başkalarını küçümseyerek kendinizi yukseltmeye çalışıyorsunuz. profilinizi incelediğim kadarıyla iyi bir unide iyi bir bölümde okuyorsunuz. belli ki siz de bu yazdıklarınız gibi biriydiniz ki iyi bir uni kazanarak başkalarına kendinizi kanıtlamaya calısmıssıniz. böyle biri değilsiniz belki de. nasılmıs tanımadığınız birinin sizin hakkınızda böyle ithamlarda bulunması?

    İnsanların şevkini kırıp morallerini bozmaya hiç gerek yok bence. neyse hocam iyi günler size.
  • Elinize sağlık hocam çok güzel bir yazı.

    Yazınki motivasyon ve enerjimi geri kazanabilsem çok iyi olacak da olmuyor işte. Bakalım neler olacak.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yazi icin eline saglik hocam.

    'Kimse bizden daha degerli degil'diye dusunelim.Baskalarinin bu anlamsiz fikirlerini onemsemenin bir anlami yok.

    Kaldigim siralamalari soyledigim an, cogu benden kotu bir siralamayla uniye girdigi icin sesini cikaramiyor.Ama buyukler siralamadan filan da anlamiyor ki, onlar icin onemli olan uni kazanmak ya da kazanmamak durum bu yani.Olayi kavrayamadiklari icin onlarin ne dusundugunun bir onemi yok.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-D63A2EC38 -- 28 Aralık 2017; 8:11:55 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Teşekkür ederim. Haklısın ne düşünürlerse düşünsünler üzülmüyorum, önemsemiyorum fakat öyle anlar geliyor ki maalesef bir pişmanlık yaşıyorsun, kendine kızıyorsun.


    Lisede bir Türkçe öğretmenim vardı, kızına çiçekçi dükkanı açmış, kendisi de bitki hastasıydı her ders sonunda keyifle şiir okuyormuşçasına hayatımızda hiç duymadığımız değişik değişik çiçek türlerini anlatırdı, şu çiçek şu anlama gelir, bu renk çiçekler falanca demektir, doyamazdı anlatmaya, hayatı çiçeklerdi, bazen derse saksıyla girerdi. 3-4 senedir görmüyorum. Geçen gün kütüphane dönüşü dolmuşta karşılaştık. Son 2 yıldır ne zaman eski bir arkadaşla/öğretmenle karşılaşsam elim ayağıma dolaşır. Beni görünce yanıma oturdu iyilik sağlık faslında hemen sözünü kesip lafa girdim sizin kızdan bir çiçek alacağım kış zamanlarına dayanıklı şöyle güzel kokan bakımı kolay bir çiçek varsa diye sordum, gözleri parladı hemen anlatmaya başladı işte şu çiçek böyledir, şu şöyledir, şuna şu toprak olur bu yazın açmaz, şu kışın kurur anlatıyor, çok ilgiliymiş gibi ''hıhı hıhı hımmm demek öyle vay be aaa öyle mi hımmm çok hoş yaa'' falan diye kafamı sallıyorum, içten içe de ulan dedim iyi bu böyle gider zaten az kaldı ineceğiz diyorum, biraz daha devam etti, sonra pat diye ''aa sormayı unuttum eee okul nasıl gidiyor?'' diye soruverdi, sormasa ne olurdu, merak etmese ne olurdu, sordu ama, bir an içim ezildi yine, ne diyeceğim şimdi, okumuyorum okul falan yok desem iyice ezileceğim gözünde, yok mezuna kaldım 3. sene desem yine aynı durum, ben de susayım duymazlıktan geleyim dedim, olmadı, yemedi, bir daha sordu. Söyledim gerçeği, tam durak da gelmişti zaten, ne dediğini anlamadım indi görüşürüz dedi kuru kuru. Lisedeyken de anlatır dururdu ''biz neler gördük neler, şimdi 25-30 yaşında olan öğrencilerimizi görüyoruz sokak başlarında, boş boş geliyorlar, üniversite okumadıklarına nasıl pişmanlar, siz de çalışın pişman olmayın'' derdi, onları öyle anlatırdı ki, bizi de onlarla korkuturdu, sürtüyor hepsi boş boş derdi.

    Hocam inince dedim içimden beni de anlatır mı yarın derste öğrencilerine...




  • Açıkçası ben bu tiplere artık yaşından ötürü saygı duymuyorum. Benim normal zamanlarda nasıl kibar bir insan olduğumu ve sinirlendiğim zaman da aynı oranda bir canavara dönüşeceğimi biliyorlar. En ufak laf çarpıtmaya kalktılarında lafları suratlarına vuruyorum. Acımayın arkadaşlar. Kimse sizden daha üstün değil.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yazı çok güzel yazılmkş gerçekten sıkılmadan okudum ilk defa dh de bu kadar uzun yazıyı

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Çikinova kullanıcısına yanıt
    Hocam gordugum kadariyla sende anksiyete yani kaygi bozuklugu var.Aslinda her insanda vardir ama bazi insanlarda daha cok olur bu.Bende de var ama yenmeye calisiyorum.

    Insanlarin ne dusundugunu umursamamak lazim.Hani dedin ya beni okulda anlatir mi,acaba benim hakkimda neler dusunuyorlar gibi dusunceler insanin kendisini yipratiyor.O hoca senin icin 2 dk dusunur gecer,bu hayati yasayan sensin.

    Elestirilere acigiz,hani niye bu kadar gec kaldin ilk senede niye basaramadin vs.tamam da, gelsinler bir mantik cevresinde tartisalim.Uniye yerlestik diyelim sonrasinda neler olacak,bana hangi is alanlarinda ne kadar garanti verebilir bu bolum,bir konusalim.

    Bu tip durumlarda sonuc ss inizi hazir tutun,tercih yapsaydim suralar geliyordu deyin de bari biraz susturun onlari.Karsi tarafin havasini alir en azindan,bu muameleyi hak ediyorlar.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Uruk-Hai

    Hocam gordugum kadariyla sende anksiyete yani kaygi bozuklugu var.Aslinda her insanda vardir ama bazi insanlarda daha cok olur bu.Bende de var ama yenmeye calisiyorum.

    Insanlarin ne dusundugunu umursamamak lazim.Hani dedin ya beni okulda anlatir mi,acaba benim hakkimda neler dusunuyorlar gibi dusunceler insanin kendisini yipratiyor.O hoca senin icin 2 dk dusunur gecer,bu hayati yasayan sensin.

    Elestirilere acigiz,hani niye bu kadar gec kaldin ilk senede niye basaramadin vs.tamam da, gelsinler bir mantik cevresinde tartisalim.Uniye yerlestik diyelim sonrasinda neler olacak,bana hangi is alanlarinda ne kadar garanti verebilir bu bolum,bir konusalim.

    Bu tip durumlarda sonuc ss inizi hazir tutun,tercih yapsaydim suralar geliyordu deyin de bari biraz susturun onlari.Karsi tarafin havasini alir en azindan,bu muameleyi hak ediyorlar.

    Bilmiyorum, kaygı bozukluğu mu var, delirdik mi, kafayı mı yiyoruz ama üzerimizde sınavın dışında ekstra bir baskı olduğu kesin. Bir türlü uçamayan bir kuş gibiyiz, kafesine hapsolmuş bir aslan gibiyiz. Sen de bazen öyle hissedersin, bu süreçte kendini ifade edememek çok zor, dinleyen de kalmadı artık ve en zorlayan şey de geleceğe dönük veya istediğimiz pek çok şeyi ertelemek zorunda kalmamız, bu ertelediğimiz güzel şeylerden dolayı da bir tatminsizlik yaşıyoruz. 2. yıldan itibaren bende bu tatminsizlik ortaya çıktı, sınavı kazanmadan sanki hiçbir şeyin tadı çıkmıyor. O hocanın o tavrı da o an içindi, yazıda da o anı yazmıştım, sürekli düşünmüyorum, ne anlatırsa anlatsın.




  • Eyw hocam güzel bir yazı olmuş. Allah sabredenlerin yardımcısı olsun



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Haydaarr -- 28 Aralık 2017; 10:11:33 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Çok güzel olmuş, sıralama tatmin etmedi de diye bilirsiniz kısa ama çok şey anlatır



    Not:(tatmin olma-razı olma ilişkisi)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • çok güzel bir yazı olmuş hocam.
    hayal dünyasında yaşıyor o teyze kimse kusura bakmasın ama ben düşük puanlı diyorum.düşük puanlı çünkü iibf bölümlerini odtü, boğaziçi gibi iyi üniversitelerde okuyanlara hiçbir lafımız yok. ama sıradan üniersitede okuyup kendini geliştirebilen o kadar az ki. geliştirmeyen yok demiyorum çünkü benim kuzenim trakya-işletme mezunu. ve istanbulda gayet iyi işi var. ama düşük puanlı üniversitelerde genele bakarsak iibf kızları boya küpü, erkekleri tesbihli çomar. nargile tayfa yani.
    ben 97liyim üniversite 2.sınıftayım mecburiyetten tercih yaptım ama okula gitmiyorum, hala aklım tıpta.kütüphanede forever alone takılıyorum.kalabalık içinde yalnız olmak çok zor.akrabalar ve ailem beni finallere giriyorum 2.sınıftayım diye biliyor.
    küçük bir şehirde maliye okuyan çok sevdigim(!) caanım akrabam bu yıl tekrar sınava gireceğimi söylediğimde yadırgadı :) tek cevabım giricem çünkü canım öyle istiyor oldu :) geçen gün dayım ananem geldi bize.dayım askeriyede çalışıyor memur tayfadan. kpssye girsin öğretmen olsun valla rahat eder diyo. bana da nasıl sinir geldi anlatamam çünkü bütün gün çalışmışım tıpçıları görmüşüm onlar yetiyor zaten.bağırdım birden "profsunuz ya hepiniz herkesin bi fikri var maşallah" diye. ailemden doktor mühendis çıkan yok bu arada :)))
    tek bir umudum var.bu şehirden defolup gitmek. her şeyi geride bırakmak istiyorum artık.bu bir "gitmek istyrm buralardn yhaaaaaaaaaaaa.sss " ergen tribi değil gerçekten insan çok bunalıyor.hep aynı şeyler, sıkıcılık, baskı.baskıcı aileyle yaşayıp üniversite okumak hayatınızın en kötü hatası olur gençler aklınızdan çıkarmayın bunu.tercih döneminde gelmeyin bu oyunlara.
    yalnız olmadığımı görmek iyi geldi. :)




  • Geçen ay üst komşumuz beni gördü tekrar hazırlandığımı söyledim oku yavrum okulu bırakma tarzında bir konuşma yaptı. Düşünün artık adam okulu bıraktığımı sanıyor insanlardaki mezun algısına şaşırıyorum. Sonra da torununu örnek verdi bak bizim torun hep çalışıyor okula gidip geliyor diye. Ya amca senin torunundan 50k yüksek yaptım neden bahsediyorsun sen desem ne anlayacak. Böyle bir anı geldi aklıma paylaşmak istedim. Yazı çok güzel olmuş iyi geldi gidip çalışayım herkese kolay gelsin



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi KingMathers -- 28 Aralık 2017; 15:36:28 >
  • Yazı için sağol hocam

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yazı güzeldi hepsini okuyamadım. Hedefin varsa bir takım şeyleri görmezden gelmen gerekir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Adamsın hocam sınava 3 yıl girdim neler çektim tam düşündüğüm şeyleri yazmışsın.



    Bi yıl daha istediğim vermediler zaten 4 yıl istemeye pek yüzüm olmadı şimdi içten içe pişmanım. Hiç düşünmediğim bölümde girdik sonumun ne olacağını az bu buçuk tahmin ediyorum. Ama hayat belli olmaz



    İnşallah hepiniz emeklerimizin karşılığını alırsınız ben herşey iyi giderken sınavda kötü yapanlardanım ama belli olmaz hayat neler gösterecek bakalım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • hemoglobinz kullanıcısına yanıt
    bah yigenim sırtını devlete yaslarsan omür boyu raad edersin yağğv daha ne istiyin
  • 12. sınıfım ama hissettiğini çok iyi anlayabiliyorum. Çok güzel bir yazı yazmışsın. Eminim o Türkçe öğretmenin şu yazıyı okusa utanır kafası gövdesinin içine girer.



    Siz mezun kardeşlerimizden istediğim bir şey var. Toplumumuz birçok konuda doğru ve duyarlı düşünmekten, karşı tarafı incitmeden konuşmaktan aciz. Aciz demeyelim bilerek yapıyorlar.



    Bizim ve ailemizin huzurunu bozmaktan başka bi işleri olmayan bu çirkin ruhlu insanlara vereceğiniz cevapları lütfen önceden hazırlayın. Hazırlayın ki herhangi bir huzur bozma girişiminde kontra atak yaparak tavuk suratını parça pinçik edin. Ve böyle insanları bir daha ne eve alın ne de selam verin.



    Ailelerinize sıralama üniversite ve meslek seçimi mantığını iyice anlatın. Kafalarına yatsın. Hatta o kadar yatsın ki bu aptal insanlar geldiğinde yaw he he diyip geçsin. Bu senelerde muhtemelen en büyük dayanağınız aileniz olacak.



    Şimdi gelelim gerçek bir kesite bundan 10 yıl kadar önce karşı komşumuzun sıralaması 60 bindi. Babası dedi öğretmenlik yaz. Dedi mühendislik yaz. Yok baba dedi teknik üniversite olmadan olmaz. Öğretmenlik zaten benim işim değil.. Bir yıl geçti 15 bine girmiş. Babası dedi tıp yaz. Yok dedi baba ben mühendis olcam. Gemi makineleri işletme mühendisi oldu. Hani şu bi gidişte 60 binle dönenlerden :)

    Bu adam gitti eve misafir geldi. Sorulan soru: tıp tutmadı mı? Bu adam geldi eve aynı misafir geldi. Sorulan soru arabayı kaça aldınız? :D



    Hedefinizden babanız bile döndürmeye çalışsa mümkün olduğunca dönmeyin. Şimdi adam arabayla hem babasını sevindirdi. Hem de o bik bik öten kadınların ağzına arababın vitesini soktu.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bir çok yazında farkettiğim şey dili çok sade fazlasıyla akıcı ve muazzam kullandığın oldu. Bunun için sanırım ayrıca tebrik etmek gerekiyor. Umarım hakettiğin, arzuladığın yerde olursun..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Mahcup ediyorsun teşekkür ederim, senin yazılarına denk geldiğimde aynı beğenileri ben de senin için paylaşıyorum dostum.

    Doğanın kanunu da bu değil mi ya, ne yapıyorsan karşılığını alıyorsun iyi yahut kötü...
    Umarım hepimiz çabalarımızın, fedakarlıklarımızın karşılığını alıp hak ettiğimiz yerlerde oluruz.
  • Her söyleneni kafaya takma dostum. Doğru bildiğin şeyi yap. Yazdıklarından aklı başında biri olduğun anlaşılıyor. Er ya da geç hedefine ulaşırsın. Ben de 3. Girişimde üniversiteyi kazandım. Üniversiteyi uzattım ama sonuçta hedefime ulaştım. Sen de yapabilirsin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.