Avrupalı üreticiler, emisyon cezası ödememek için içten yanmalı araç fiyatlarını arttırıyor

bizdede bu emisyona göre mtv düzenlenecekti ...

Avrupa'nın geleneksel küçük sınıf, mikro sınıf otomobillerini yok ettiler. aşırı maliyetler yüzünden kemeri sıka sıka artık işçi sendikaları ile de kedi köpek gibi oldular. bir sürü deniz aşırı üretici fabrikayı kapattı gitti abartılı emisyon hedeflerinin de etkisiyle.

Yıllarca uğraşıp kendi yaptıkları Wltp ölçüm sistemi bile çalışmaz hale geldi. plug-in araçlar bir çok ülkede şirketlerin vergi kaçırma aparatı haline geldi. fişe mişe takmadan, alırken parası vergisi ödenmiş kocaman boş pillerle gez dur, reprezantların umurlarında değil.

Çin'lilere resmen gelin pazarımızı ele geçirin, önlerinde adam gibi bir plan olmadan biz kendi uzmanı olduğumuz içten yanmalı araçları hemen bitiriyoruz, sizin uzman olduğunuz elektrikli otomobilleri öne çıkarıyoruz dediler, baktılar kendi markaları yokuş aşağı gidiyor, bu kez ekstra vergiler falan koyuluyor, majör Avrupalı üreticiler de Çin'i kaybetmemek için kendilerini korumak için konulan vergilere karşı çıkıyor falan, inanılmaz bir kara komedi haline geldi bütün bir durum.

Sonra ne yapalım ne yapalım. herkes armut alsın diye elmanın fiyatını arttıralım. ama armut niye bu fiyata geldi, asıl sorun nerede diye sorgulamayalım.

Adamlar göz göre göre kendi endüstrilerini yok ediyor, gelecekte kitaplarda okutulacak bu akıl tutulması.

Bence bu Avrupa (kıta) geleneğinde yatan daha derin bir sorunla ilgili. Yeterince pragmatik değiller. Olaylara ve süreçlere çok fazla ideoloji, hakikat, basmakalıp dünya görüşleri üzerinden bakıyorlar. O sebeple mesela Almanya'nın enerji politikası da berbat. Nükleer enerjiden tamamen vazgeçip Rusya ile demokrasi ve uluslararası hukuk havariliği yaparak körü körüne kavga etmeleri ve tüm endüstrilerini rekabetçi biçimde döndüren Rus enerjisini baltalamaları akıl almaz çılgınlıklardı ama "hakikati" takip etme sevdasıyla bunları yaptılar. Şimdi, yıkıcı bir sanayisizleşme (de-industrialisation) yaşıyorlar. Yahu, bir zamanlar taviz vermeyeceğiniz hakikatiniz pan-Germen Alman nasyonalizmiydi, Nazizm'di, Lebensraum'du, bunların hepsi yüzünden iki dünya savaşı yaşadınız, mahvoldunuz; hiç mi akıllanmadınız? Yok yere bu sefer Amerikan provokasyonuna gelip yine kazanamayacağınız bir savaşa girdiniz. İnsan şu "gerçeğe rağmen hakikat" sevdasını bırakır. Kendi çıkarlarıyla çatışmayı bırakır. Aklı öne çıkarır.

Anglosakson gelenek mesela bu kadar hakikat-ideoloji merkezli değil. Onlar o sebeple daha pragmatist, daha rasyonalist, daha eklektik, daha uyanık. Böyle hatalara düşmeme konusunda daha becerikliler. O sebeple ABD rahatça çeşitli ideolojilerin esiri Avrupa'yı oyuna getirip Rus enerjisini tamamen zararlarına olduğu halde onlara baltalatabiliyor ve bu şekilde Rus enerjisinin yerini daha pahalı olan kendi sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) kapasite fazlası ile doldurabiliyor. Avrupa fakirleşirken ABD - en azından ilgili milli sektörü - cebini dolduruyor. Rusya Ukrayna Savaşı başlıyor, Rus enerjisi kademe kademe yaptırıma uğruyor ve ertesi yıl ABD LNG sektöründe dünya birincisi oluyor. Rusya'nın tolere etmem dediği Amerikan güdümlü NATO genişlemesi demek ki pek de güvenlik meselesi değilmiş... Meğer "ülke kılığındaki bir benzin istasyonu" denilen Rusya'yı Avrupa enerji pazarında Amerika lehinde tamamen ekarte etmeyi amaçlayan bir enerji meselesiymiş.

Yetkin tarih kitapları Avrupa demokrasi-otokrasi kavgası (ki on yıllardır her türden savaş ve barışta otokrasilerle müttefik olan ABD'nin gene ciğerini bildiği Avrupa'yı rahatça avcuna almak için çıkardığı bir söylem/dünya görüşü) diye sayıklarken bunların yaşandığını hep yazacak. İnsanoğlu sonsuz aptallığıyla hep işine zerre gelmediği halde anlamsızca savaşacak ve tarih yazım da tarihçi Anna Komnene'nin akan nehir analojisinde bahsettiği gibi akışta kaybolmadan yakalayabildiklerine tanıklık edecek.

Avrupalılar elektromobiliteye etkin dönüşüm sağlamak istiyorlarsa Çin'i elektrikli araç üreticilerine haksız rekabet başlığı altında sübvansiyon yaptığı için yadırgamak/yargılamak yerine Çin'in izinden gidip kendileri de bunları - tıpkı zamanında havacılık sektör devi Boeing karşısında ayakta dursun diye emekleyen Airbus'a yaptıkları gibi - sübvanse etmeliler. Yoksa yatırımcı elbette zararına dair somut sözler almazsa orada durmaz veya yatırım yapmaz. Özellikle sübvansiyon almaya layık olmayanların kafasına kapitalizmin malum "yaratıcı yıkım" baltası inecekse de iner ve piyasadan silinirler. That is how things work. @gun

Birde güvenlik sistemlerini standart hale getirdiler. Uygun fiyatlı araba kalmadı.

Yerden göğe haklısınız.

2035 sıfır emisyon şartının gelişi çok önceden belliymiş zaten:

• Euro 1 (1992):
• Euro 2 (1996) for passenger cars—94/12/EC (& 96/69/EC)
• Euro 3 (2000) for any vehicle—98/69/EC
• Euro 4 (2005) for any vehicle—98/69/EC (& 2002/80/EC)
• Euro 5 (2009) for light passenger and commercial vehicles—715/2007/EC
• Euro 6 (2014) for light passenger and commercial vehicles—459/2012/EC and 2016/646/EU
• Euro 7 (2030 to 2031)

AB ülkeleri emisyon yolculuğuna 1992'de başlamış ve nereye gideceği yukarıdaki zaman çizelgesinden belli.

Ama anlı şanlı Avrupalı otomotiv devleri bu gidişatı görememiş olamaz. Belli ki ICEV satışlarından gelen tatlı kara dokunmaya hiç bir CEO ve YK cesaret edememiş. Nasıl olsa işler tıkırında, şimdi suyu bulandırmayalım demişler. Daha 2016 VWgate skandalında VW kafayı emisyon hilesine yoracağına elektriğe yorsaymış, bugün daha iyi bir noktada olurmuş ama o zaman bile umursamaz bir tavır içinde ICEV'e yatırım yapmaya devam ettiler.

Tesla Roadster 2009 yılında piyasaya çıktığında otomativ devlerinin hiç biri ciddiye almadı. Daha doğrusu niş bir pazar olarak gördüler BEV segmentini, şimdi bu miyopluğun cezasını çekiyorlar.

2021 yılında AB 2035 yılını sıfır emisyon için açıklayınca, paçaları tutuştu, hızla elektrikli işine girdiler ama geç kalmışlardı. Dev bir geminin yön değiştirmesi çok zordur. Bu kadar kısa sürede etkili ve rekabetçi elektrikli otomobiller üretemeyecekleri belliydi. Şimdi onun sancılarını yaşıyorlar. Üstelik elektrikli araba işi bu üreticilerin yabancı olduğu ciddi bir yazılım altyapısı gerektiriyordu. Kod yazmanın en az preste kaporta üretmek kadar önemli olduğunu geç anladılar. Umarım toparlarlar. AB ekonomisinin zayıflaması Türkiye'nin işine gelmez çünkü ihracatımızın yarıdan fazlası oraya gidiyor.

Bence de konfor zonlarından çıkmak istemedikleri için bu duruma düştüler.

dünyanın yüzölçümü olarak en büyük ülkeleri abd, çin, hindistan, brezilya, rusya gibi ülkelerin emisyon denen saçmalık umrunda değilken, popo kadar yüzölçüme sahip avrupa ülkeleri emisyon diye kendi ayağına sıkıyor. bu dünyanın emisyonunu sadece avrupa mı üretiyor? mal mısınız siz ya avrupalı üreticiler mal mı?

Dünya gerçeğinden koparsak , hayata pembe pencerelerden bakarsak böyle şeyler yazmak normal tabiki..

Avrupa nedir yüz ölçümü nedir nüfusu nedir .ekonomisi nedir yollardaki araç sayısı kaçtır..

Ab dışında dünyanın geri kalan yüz ölçümü nedir, nüfusu nedir, ekonomileri alım güçleri nedir yollarındaki araç sayısı kaçtır..

Başa dönelim bugün dünyanın baskın bir nüfusunda ülkelerinde hala doğru dürüst elektrik alt yapısı yok.

Bazı ülkelerde günlerce koca şehirlere elektrik verilemiyor..

Başa dönelim dünyada yüksek oranda pek çok ülkelerin ekonomik durumları iyi değil

hindistan dahil bazı Asya ülkeleri dahil üç lastikli motorsikletten bozma tripotör tarzı araçlara biniyorlar

Bazı asya ülkerinde moped lere çok biniyorlar..

Güney amerka , kafkas, balkanlar,Ortadoğunun bir kısmı ,Afrika da burlardaki çoğu ülkelerde en modelli araçlar hala 80-90 model araçlar buralar amerikanın ve Avrupa'nın eskileri ekonomik kullanım ömrü dolmuş araçlarının satıldığı pazarlar bu pazarlara yollanıp satılıyorlar eskilerini..

Başa dönelim ab dışında pek çok ülkede fabrikaların bir standartı yok ab kapsamında değiller o yüzden hala 50-60 yıl öncesinin teknolojisi alt yapısı ile ilerleyen ülkeler endüstriler var bacalarında hiç bir filtrasyon yok bildiğin full tüm atık kap kara simsiyah gazları bacalardan salıyolar..

Sadece bu ülkelerin bir haftalık bacalarından çıkan atık gaz emin ol dünyadaki belki bir yıllık araba emisyonuna bedeldir..

Başa dönelim ab nin emisyon takıntısı ile dünya kurtulmaz ab nin aldığı kararlar dünya genelinde doğaya bir fayda sağlamaz.. yaptıklaarı.her adım kendi markalarına zarar veriyor vw fabrika kapatma kararı alıyor Mercedes bazı birimlerini kapatma kararı alıyor bu kafayla giderlerse bütün meydanı Çinlilelere bırakıcaklar .. ve hepsi dahada dara dahada zora düşücek ilerde Mercedes bmw psa gibi dev grupların fabrika kapatma kararı aldıklarını duyarsak ben şaşırmam şahsen...

Bu iş ab nin çatırdamasına kadar gider.. yarın öbürgün Almanya yeter aldığınız kararlar benim markalarıma zarar veriyor deyip ab den çıkma kararı alırsa hiç şaşırmam zaten Merkel zamanı Merkel bir iki kez çıkabiliceklerinin sinyalini vermişti bazı söylemlerinde...

Ben de ortalık batarya çöplüğü olduğunda ne olacak onu merak ediyorum..?