Özgür iradeye sahip bir robot yapacak olsan robotu yapmadan önce merkez bankasını soyacagini bilsen suç robotta mı olur sende mi? |
Dinlerdeki sınav çelişkisi
-
-
05+10 zeka seviyesi bile dogru cevabi vermeye yeterken bilmem hangi universiteden diplomali odullu nice cahiller birazdan papagan gibi ezberletilen ayet ve hadis bombardimaniyla eskilerin masallarini parlatmaya gekecekler.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
+4000 din
yuzbinlerce mezhep var.???
-ama en dogrusu benim...
digerleri kafir.
+eeee nerde hos goru ???
-islam hos goru ve ba............
..........
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sething -- 21 Kasım 2022; 2:39:28 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Bu çelişkiden kaçınmak determinizmi yani mutlak kaderciliği reddedip indeterminizmi ve - cüzi- iradenin bir tasarrufta bulunurken tamamen belirsiz biçimde bulunacağı düşüncesini benimsemeyle mümkün ancak bu sefer de tanrının her şeyi bilen sıfatıyla bir çelişki meydana geliyor. Tanrı bir insanın davranışlarını önceden kestiremiyorsa ve yarattığı varlık tamamen rastgele hareket ediyorsa o tanrının her şeyi bilirliği, bilgide kadir-i mutlaklığı kavramlaştırması zedelenir. Bu durumda ya tanrıyı toptan reddetmeniz ya da varsa eğer tanrının her şeyi bildiği düşüncesini yadsımanız gerekir. Tanrı rastgeleliği - İslam düşüncesinde çok popüler bir yaklaşım olduğu üzere kullara gizemli kalan bir yolla - kestirebiliyorsa da bu Einstein'ın ifadesiyle tüm varoluşu belirlerken sadece zar attığı anlamına gelir. Gerçekleri izafiyet teorisindeki gibi büken Einstein kuantum fiziği ve Kopenhag Yorumu kaynaklı bu düşünceye asla tahammül edememiştir. Diğer opsiyona, yani tanrının aslında yalandan zar atarak örtülü bir determinizm uyguladığı düşüncesine (aslında attığı zarların sonucunu bir şekilde bilebiliyorsa anlamlı olan da budur) sapmıştır. Ama determinizm düşüncesi de işte bu konuda ele aldığınız o ciddi soruna açılıyor. Ömer Hayyam'a atfedilen dörtlüklerde denildiği gibi, beni yürüten sen (Tanrı) ama günahkar vs ben. İrademiz ve fiillerimiz mutlak bir şekilde indeterminist ve belirsizse o zaman da tanrını her şeyi bilirliği, mutlak bilgi sahipliği konseptleştirmesi zarar görüyor zira tanrı dahi hareketlerimizi kestiremez hale geliyor.
-
Tanrı her şeyi bilen değilse çelişki bitiyor mu? bence bitmiyor.
Sebepsiz eylem olur mu? İki kapılı bir odamız olsun, sağdaki kapı cennete soldaki cehenneme çıkıyor olsun. Özgür iradeye sahip iki ayrı varlık yaratalım, ikisi de birebir aynı olsun hiçbir farkı yok. Önce birinci varlığı iki kapılı odamıza koyalım, varlığımız seçimini yaptıktan sonra ikinci varlığı da oda içinde aynı konuma aynı açılarda bırakalım. Birinci varlık hangi kapıdan çıkmayı tercih ederse ikincisi de aynı kapıyı tercih edecek.
Tercihlerimizin farklı olma sebebi farklı olmamız (farklı yaratılmamız) ve hayata farklı konumlarda başlamamız.
Kuantumculara gelelim, cevap evet ise yani sebepsiz eylem olur diyorsanız bu sefer de cezalandıracak muhattap yok çünkü eylemin kaynağı yok.
-
Rastgelelik ispatlandığında kuralları da ispatlanmış oluyor, veya ispatlanmayı bekleyen kategoriler haline geliyorlar. Geçmişte raslantısal olan şeyler bugünkü fizik kuralları ve kuantum mekaniği de bugün için rastlantısal.
Bu paradoks bilmekle ilgili değil. Bildikçe hem rastlantısal sınav tanrısı, hem de bilgini kaynağı olan determinizm tanrısı bir adım ötelenmiş olur. Bence bilmek sorumluluktur. Bilidkçe bilinen evrenle beraber sorumluluk alanı da gelişiyor. Bugün birileri için asterodileri gerektiğinde parçalamak vazife ise bu bildikleri için.
-
Bilmek ya da bilmemek tanrının sorumluluğunda değişikliğe sebep olmuyor çünkü bilmediği sonuçların sebebi yine kendisi. Asteroidin dünyaya çarpacağını bilmiyorsak sorumlusu biz olmayız ama tanrı asteroidin çarpacağını bilmese bile sorumlu kendisi çünkü asteroidi yaratan tanrı.
-
Tanrının var addedilip her şeyi bilen özelliği atfedilmemesi (ki bu özellikle geleneksel monoteizm açısından garip bir tanrı tanımıdır) zaten kutsal kitaplardaki tanrı tanımıyla çeliştiği için etkin biçimde teistik tanrı inancını elimine ediyor. Bu durumda artık teizm değil de deizm ve monoteistik dinlerdeki tanrı modelinin harici daha kişiselleşmiş bir tanrı tanımı mevzubahis oluyor. Tanrıyı veya tanrıları toptan reddetmek zaten a-teizm. Tanrının varlığı veya yokluğu konusunda bilinmezci tavır takınmak agnostisizm.
Öznel belirlenmişlik ilahi sınav düzleminde değerimizin belirlenmesinde çok ağır bir problem. Problemden kasıt ilahi sınav iddiası için çok büyük bir problem. Bu konuda hemfikiriz. Ana akım kuantum fiziğinin bilgi, subje, doğa kavramlaştırmaları ise tanrıdan ziyade doğrudan eşyanın bilhassa atomaltı düzeyde kesintili ve belirsiz agnostik tabiatıyla, öznenin nasıl bu gerçekliği ve bilgiyi deney düzeneğinin ayarlanışından bağımsız biçimde kurduğuyla ve deneyimin tabi olduğu doğadan gelen normlarla alakalı. Kuantum fiziği fizik bilimini yeniden kurucu niteliğiyle ve çarpıcı entelektüel etkileriyle teoloji ve inanç tartışmalarının haricinde başlı başına bir ontolojik ve epistemolojik tartışma mevzusu. Burada yaptığımız gibi kuantum mekaniğinin popüler kavramlaştırmalarını teoloji tartışmasında kullanabiliriz. Ancak eşyada ve bilgide indeterminist kuantizasyonu, yani probiliteyi ve belirsizliği, deneysel düzeneğin ve gözlemci bilgisinin doğasını tartışırken tanrıyı veya dinleri dahil etmek zorunda değiliz. Kuantum somut temeli olan matematiksel bir kuram. Konu aldığı şeyler "bilimsel olarak gerçek". Teolojideki hiçbir görüş veya din böylesi bir epistemolojik ve ontolojik üstün konumun keyfini sürmez. Forumdan birisi mesela evrim teorisine inanç muamelesi yapıyordu. Dini anlamda değil de bilimsel temelli kabul anlamında bir inanç (yani önermenin etrafımızı saran empirik dünyayla ilişkisi çerçevesinde doğru addedilmesi çerçevesindeyse) ise evet öyle. Kuantum mekaniği de öyle. Teolojinin konu nesnesi daha çok bir dinsel inanç nesnesidir ve bu sebeple iş ontolojik kabule geldiğinde güvenilmezdir. Kuantum varlıklara veya fenomenlere tanrıya, meleklere vb gösterildiği türden aynı muamele gösterilmemeli. İşe yaramaz veya yersiz hipotezler inceleme alanımız kuantum olgusallık ise rafa atılmalı.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Benzer şekilde kötülük problemini de çözemiyorlar. Mutlak iyi/sonsuz merhametli Tanrı ile kötülük (özellikle doğal kötülük) uyuşmuyor. Teodiseler ikna edicilikten ve problemi çözmekten çok uzak.
Özgür irade ve kötülük problemi ile tanrının zamana aşkın oluşu ya da olmayışı ibrani dinlerin yumuşak karnı.
Ya Tanrının varlığını sorgulayacaklar ya da realite ile çelişmeyen özelliklere sahip yeni bir tanrı modelleyecekler.
-
Her hangi bir din için tanrı insandan üstün olan varlık demektir. Semavi dinlerden bahsedecek olursak zaten farklar olsa da hepsinde tanrı mutlak güçlü bir tanrıdır ve insanın bilmediklerini bilir.
Çelişki gibi görünen şey biz insanların beyinlerindeki algı kapasitesinin yetersizliğinden dolayıdır. Bizler zaman kavramının ne olduğunu daha anlayabilmiş değiliz. Geçmiş nerededir? Gelecek nerededir? Şimdi ne demektir? Peki tanrı ne der, ben geçmişi de geleceği de biliyorum çünkü ben mutlak bilgi sahibiyim.
Şimdi tanrı katında bir çelişki var mı yok neden çünkü o zamanın dışında bir varlık biz insanlar ise ne kadar istersek isteyelim zaman denen şeyin içerisinde debelenen organizmalarız. 1000 yıl sonra ne olacağını tanrı biliyor ama bizler bilmiyoruz. Buna rağmen insanlar sanki mutlak bilgiye sahipmişçesine çelişki görebiliyor. Bu durum insan denen varlığın bencil, kibirli, bilmediği şeyleri bile bildiğini iddia eden bir varlık olmasından ileri geliyor.
Kur'an da şeytan Allah'a şöyle der; beni azdırmana yemin ederim ki...
Yani aynı bilgisiz, kibirli insan gibi suçlunun, sorumlunun kendisi değil Allah olduğunu iddia eder. Allah ise Kur'an da ısrarla ve ısrarla size bilginin çok azı verildi ve siz ne yapar ederseniz kendi iradeniz ile yaparsınız der. Bilmedikleriniz size kıyamette açıklanacaktır der.
Özetleyecek olursak ben bir insan olarak kendimi ve diğer insanları sorguladığımda bilginin tamamına sahip olmadığını görüyorum peki siz bunu görüyor musunuz? Yoksa bilimin yetersiz geldiğini kabul etmeyecek kadar kibirli misiniz? Bilim eğer zaman denen kavramı çözer ve zaman kavramının dışına yani tanrının bulunduğunu iddia ettiği konuma çıkabilirse işte o zaman(ki yine zaman kelimesi kullanmak zorunda kalıyorum) bir çelişki olup olmadığını insan olarak iddia edebiliriz, diğer türlü iddiamız bilmediğimiz, algılarımızın yetmediği bir boyuttaki varlık ile sidik yarışına girmekten öteye gitmiyor.
Hiç karınca insanın beyninden neler geçtiğini anlayabilir mi? Kıyaslamayı böyle yapın, bir insan aklı ile tanrı aklı; karınca aklı ile insan aklı; hiç kıyaslama yapılabilir mi?
Bana göre asıl çelişki; insanın bilgi sahibi olduğunu ispat edemeden kendinden üstün olduğu iddia edilen bir varlık hakkında bu kadar kolay atıp tutabilmesi. İnanırsın inanmazsın bu bir inançtır ancak eğer bir şey iddia ediyorsan karşı tarafın kim olduğunu küçümsemek ve kendi benliğinin mutlak yetkin olduğunu iddia etmek çok komik bir durum.
-
Bulunduğumuz evren 2+2 nin 4 ettiği bir evren. Kutsal denilen kitaplar 2+2 nin 4 ettiği evrene yollanmış ve bu kitapların içeriğinde %90 oranda 2+2 = 4 eder yazıyor, geriye kalan %10 luk içerikte 2+2 ≠ 4 (dört etmez) yazıyor. Yani aynı kitapta aynı matematiksel işlem için iki farklı sonuç çıkıyor.
-
Bulunduğumuz evrenin o şekilde olmadığını algılayamamışsın daha. Sana soru sorayım evren geçmişi ne yaptı? Evren geleceği nerede tutuyor? Bu sorulara bir cevap veremezsin ki verebilecek bir insan yok. Bilim her şeyin cevabını vermez.
Zaman kavramının üzerinde ne kadar konuşursak konuşalım ne olduğunu anlamlandıramıyoruz. Güneşe veya ışık hızına göre ölçümler yapıyoruz sadece.
Bir çelişki varsa bu da insanın kendisinin zamanın dışında değilken zamanın dışındaki bir varlıkla kendi zekasını bir tutmasıdır. İnanırsın inanmazsın o ayrı konu ancak bu hususu mantık zemininde tartışamazsın çünkü bilgiye sahip değiliz.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Din ile yaratılış farklı konular. Semavi dinlerdeki çelişkiden bahsettim, bu çelişkiye bakılırsa semavi dinlerin insan ürünü olduğu kesin.
Zaman hareketten başka bir şey değil, kapalı bir kutu içinde bir elma düşün dışarıdan hiçbir şekide etkileşime girmeyen içeride ve elmadaki bütün hareketliliğin atomlarına kadar durduğunu düşün bu elma için artık zaman durmuştur çünkü hareket durdu. Zaman, hareketliliği ölçmek için uydurduğumuz soyut bir kavram. Dün x konumdaki y nesnesini z konumuna koydum bugün y nesnesi yok mu oldu? sadece konumu değişti ve etkileşimde olduğu için eskidi.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ortadaki Adam -- 23 Kasım 2022; 15:40:31 > -
Perdenin kalkmasıyla beraber, gerçeğin hiçbir şüpheye yer kalmayacak şekilde ortaya çıkmasından sonra, suçlunun aranıp bulunması hususunda kimse zorluk yaşamayacak.
Isra 14 “Oku kitabını! Bugün hesap sorucu olarak sana nefsin yeter” denilecektir.
Mesele bankanın soyulabilir olması, yani kötülük problemi ise onun cevabını ruh yapma teodisesi+imtihan teodisesinde bulabilirsin. Dünya sadece sınav yeri değil aynı zamanda dershanedir de.
-
Zaman uydurma bir şey mi? Ne diyim ki bu lafın üstüne
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Kilometre diye bir şey var mı? bir kilometre bir metre bir santimetre gibi zaman da ölçü birimi bir dakika bir saniye vs. Metre ile mesafeyi zaman ile hareketi ölçüyoruz.
-
Hayır bu çelişkiye cevap bulamazsınız çünkü 2+2=4 dür
-
En boy yükseklik diye de bir şey yok sanırım sana göre.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Hatırladım seni farklı görüşe tamamen kapalı arkadaşsın sen. "sinavda-olmadigimizi-kanitliyorum" başlığını açmıştın hatta. Söylenenlere kafa yormadan kestirip atma işine yeni profilimle devam ediyorum diyorsun tebrikler
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kuasar.p -- 23 Kasım 2022; 19:38:36 > -
Bence düşünmeden yazıyorsun
En Beğenilen Yanıtlar
Tüm Yanıtları Genişlet
Benzer şekilde kötülük problemini de çözemiyorlar. Mutlak iyi/sonsuz merhametli Tanrı ile kötülük (özellikle doğal kötülük) uyuşmuyor. Teodiseler ikna edicilikten ve problemi çözmekten çok uzak. Özgür irade ve kötülük problemi ile tanrının zamana aşkın oluşu ya da olmayışı ibrani dinlerin yumuşak karnı. Ya Tanrının varlığını sorgulayacaklar ya da realite ile çelişmeyen özelliklere sahip yeni bir tanrı modelleyecekler. |
Benzer içerikler
- ben kimim sorusuna cevap
- felsefe bölümü okuyanların yorumları
- varaka bin nevfel kimdir
- en açıklayıcı kur"an tefsiri
- pompei kur"an ayetleri
- mars"a ayak basıldı mı
- güneş ne renk
- teslim alınmayan kimlik nereye gider
- seri katiller
- google maps toplu taşıma renkleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X