|
Dinlere inancım yok diye kız konuşmayı kesti (3. sayfa)
![](/static/forum/img/downicon.png)
![](/static/forum/img/upicon.png)
![](/static/forum/img/close.png)
-
-
Yanaktan mı öptünüz
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Sana tapıyorum deseydin sorun olmazdı. :))
-
Batıya göre geri kalmasının nedeni bilimden, ilimden uzaklaşması.
Senin inancın yoksa iyi olması gerektirecek bir durum yok. Neden iyilik yapıyorsun? İyilik yapmanın senin inancında bir yeri yok ki. İnancına göre faydasız bir iş yapıyorsun.
-
Hani bir laf vardır. “Kafa dengini bulmak” diye. Burada Müslüman birisi ile Ateist biri arasında uçurumlar var.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Kızını kafire veren ana babanın ve kafirle evlenmek isteyen kızın imanları gider, damat adayı gibi hepsi de kafir olurlar... İnsanların çoğu bu mühim bilgileri kitap okumadığı için bilmezler. Ateist erkekler, müslüman kızlardan kadınlardan uzak dursunlar. Gidip yurtdışında kendileri gibi birini bulsunlar, müslüman kızları unutsunlar..
-
Hepsi yobazlığın farklı türü de, islamdaki yobazlık daha başka. Kitapta sizden olmayanlar gibi giyinmeyin, onlara özenmeyin falan diyor. Hatta hangi kavime benziyorsanız onlarla birlikte hesaba çekileceksiniz falan diyor. Muhammed tüm müslümanlara rol model. Onun gibi oluncak, onun gibi yaşanacak. Dışarda kalanlarında ismi var boş bırakmamışlar gavur diyolar mesela. Ayrıştırıcı. Kitap bizzat kendisi fanatisizmi ve yobazlığı emrediyor. Sonra bu kurallarla avrupaya yaşamaya gidip, avrupalıların kendilerine uyum sağlamasını bekliyorlar. Şaka gibi.
Bak mesela bende bloklu ama cevap yazarken aşağıda dekaremenin yorumunu gördüm adam hakkı söylüyo her zaman allahı var. İşine geldiği gibi konuşmuyo. Kitaptan konuşuyo.
-
NP
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > -
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > -
Ateist bir insanın Müslüman gibi davranıp hayatını aldığı bir kadını ömür boyu mutlu edip ölümüne bir saat kala ben seni kandırdım aslında hiçbir şekilde inancım yoktu derse ne olur ?
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
dünyadaki topluluklar genelde tarikat tarzı hareket ediyolar çünkü düz-ortalama insanlar (yani insanların %99'u) bunu istiyo.
mesela girişimcilik seminerleri buluşmaları falan genelde alkol partisi şeklinde geçiyo. aynı happy friday gibi bunlarda da senin alkol almadan orda kabul görme şansın yok.
çok basit bi örnek vereyim: 2014'te Bursa bisiklet festivaline katıldım. bisikletini kap gel tarzı herkese açık bi organizasyon değil, kayıt ile katılım var ki zaten herkese plaka ve ismin yazılı olan forma yapıyolar. ilk sabah belediye başkanı geldi konuşma yaptı, yaşı büyük abiler geldiler bando-saksafon falan marş vs çaldılar, yerel basın geldi çekim yapıyo, belediye başkanı diyo işte sizler pırıl pırıl insanlarsınız falan diyo bisikletlilere. gelenler arasında THY'de kaptan pilot olan var, profesör var, şirket ceo'su var, yabancı uyruklu (Ukrayna'lı) olanlar var. çoşku ile tur başladı. biz sürerken ara sokaktan bi araç burnunu çıkardı ve bizim geldiğimizi görür görmez durdu adam. herhangi bi tehlike yaşanmadı. bizim bisikletliler hemen adama bağırmaya başladılar, o aracın önünden geçerken bisikletlilerden biri sol ayağıyla aramın tampona basar gibi tekne attı, arkasındaki bisikletlilerden birisi de aracın kaputuna gene basar gibi yaparak tekme attı ayak tabanıyla. ne de olsa 200 kişiyiz, suçsuz kişiye karşı bile her türlü haydutluğu yapmalıyız ki normal yaşamımızda tek başımızayken yaşadığımız ezikliklerin hıncını bu suçsuz adamdan çıkartalım! araç sürücüsü adam camı açtı yaa ben ne yaptım size diyo, adama deli gibi bağırdılar SUS LAN BEKLEYECEKSİN BİSİKLET VAR BURDA diye.
birkaç sene sonra aynı tura kaltımdım gene. 4 günlük tur bu. dağ-taş her yerden geçiliyo. ikinci gün köy yollarında bi yerde mola verdik. yol bomboş. arkadan sivil araç geldi, köylü birisi. adam yanımızdan yavaş yavaş tıngır tıngır geçeyim dedi. birden adama saldırdılar TUR VAR NE GEÇİYON LAAAAAN diye adamın aracı tekmelediler, önünü kesitler, maganda gibi bağırarak adamı geri vitese aldırdılar, geride adamı sağa çektirdiler.
normalde biz konvoy olsak, ve hareket halinde olsak, o zaman araçlara: "araya girme arkadan seyret" diyolar. zaten bu turlarda jandarma eşlik ediyo. şehirde polis eşlik ediyo. çünkü ana yollarda kamyon vs olduğu için eşlik ediyolar ve 200 kişiyi hiç ayırmıyolar ana yollarda, hep toplu sürdürüyolar. ama burda biz köy yolunda mola halindeyiz. kenara çekmişiz 10-15 bisikletli (geri kalan 180 kişi geride kaldılar zaten onlar 1 saate anca gelirler, köy yolu olduğundan toplu sürüş yok) bu durumda bile köylü araç sürücüsünü köpek gibi bağırarak ve tekmeleyerek durdurup kenara çektirdiler. adam diyo yaa yol boş geçeyim gideyim diyo. geçmeyeceksin diyolar. adam korkudan sesini çıkaramadı, baktı geçemeyecek, U dönüşü yapıp geri gitti. aslında yol bomboş.
bunlar bisikletli. modern insan! ama topluluk olunca bi anda 30 bin yıl önceki orman kabilesine dönüyo herkes.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 01001101 -- 2 Şubat 2025; 21:57:14 >
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
-
Primat içgüdüleri
Milyonlarca yıl küçük topluluklar halinde yaşadık, böyle hayatta kaldık. Tek başına genelde hiçtir insan. Sokak köpeklerinin sürüleştiğinde yaptığı şey de bu. Futbol maçlarında da aynı mekanizma çalışıyo. Üst beyin evrildi bir yol katetti ama alt beyin hala vahşi bir doğada hayatta kalmak üzerine programlı. Yoksa kadın katletmenin, trafikte yol vermedi diye kurşun yağdırmanın analitik bir yanı mı var? İslam ve diğer tüm semavi dinler antik dürtülerimizi temel alarak hazırlanmış.
Geçende bir konuda tartışıyorduk "aslında hepimiz aynıyız" demiştim güzel bir örnek vermişsin ona. Kesinlikle doğru. İyi insanların çoğu yeterince güce sahip olmadığından toplumsal normlara boyun eğip sürüyü oluşturanlar. Biraz gücü hisseden kişinin içindeki hayvan uyanır. Bana göre hemen hemen hepimiz böyleyiz. Megadeth'in "Symphony of Destruction" şarkısı şöyle başlar
You take a mortal man
And put him in control
Watch him become a God
-
mesela bu konuştuğumuz şeyi modern üniversitelerin psikoloji bölümlerinde okutulan kitaplarda bulursunuz. hepsi de bunu ders olarak anlatırlar öğrencilere.
ama, insanların iki yüzlü davranmaları, insanların zayıf-cılız-güçsüz kişilere karşı anında agresifleşip (bi sorun yokken bile) güçlü insanlara karşı anında dost canlısı ve kibar davandıklarını modern psikolojide anlatmazlar.
çünkü modern psikolojinin amacı insanları "ormanda yaşamadığımız" yalanına inandırmaktır. insanların artık "eylem odaklı" davrandıklarına inandırmaktır. böylece, senin başına gelen tüm pislikler, sana yapılan tüm haksızlıklar, hep senin hatalı eylemlerin yüzünden olacaktır. kimliğin yüzünden değil.
mesela "yüz şekliniz kariyerinizi belirliyo" diye çalışma yapmışlar, görünce şaşırdım çünkü kimlik ile kariyer arasında ilişki kurmazdı bunlar, çünkü yüz şekli kimliğimizin parçasıdır. sonra bi baktım! ulan meğerse gene adamın kendini suçluyo! diyo ki işte yüz şekli şöyle-böyle olanlar diyalog sorununa sahiptirler bu yüzden çalışma hayatında yükselemedikleri istatisliksel olarak görülmüşür diyo. komediye bakar mısın.
modern akademik psikoloji eğitimi bu şekilde eylem odaklıdır, hep şahsı suçlar, çünkü tüm insanları öyle ya da böyle şirketlere tıkıp çalıştırmaktır amaç. sen şimdi: "insanlar taraflı, insanlar farklı kişilere karşı farklı davranıyolar, bazı kişiler ne kadar çalışsalar da şirketlerde yükselemeyecekler ve bu onların suçu değil" falan diyecek olursan, üniversitelerde bunun dersini verirsen, o zaman sistemin aleyhine iş yaparsın.
halbuki bu yazdığım ikiyüzlü davranma olayı 2+2=4 gibi gerçek bi primat içgüdüsüdür. hepimiz farkında olmadan "hayatta kalmaya çalışan" orman yaratığı gibi hareket ediyoruz. bu sebeple güçsüz gördüğümüz kişilere sırtımızı dönmeye, hatta aşırı güçsüz gördüğümüz kişileri rencide edip hemen alel acele kedimizden soğutmaya odaklıyız. çünkü ormanda sana faydası olmayacak güçsüz-aptal kişiyle bir olup kabile kurmak %100 senin aleyhinedir ve bu hatanın sonucunda kolayca canından olablirsin. bu sebeple agresifiz. bu sebeple güçlülerin yanında son derece güleryüzlü ve dost canlısı oluyoruz, onlarla hemen arkadaşlık kurmaya çabalıyoruz.
bu söylediğim ilkel içgüdünün bi yansıması da iyi-kötü zıtlığıdır. sen şirketlerde çalışırken "network" denilen tanıdık çevreni kurarsın. yani sürekli biriyleriyle tanışırsın. bu kişilerin gözünde ya "iyi" biri olursun (yani kaliteli) ya da kötü (kalitesiz) biri olursun. arası yoktur. iş mülakatında da, mülakatı yapan kişi kısa sürede senin iş geçmişini ve deneyimini duymak ister. çok kısa sürede kararını verir. ya mükemmel birisindir ve iş alınmalısındır, ya da çöpsündür, arası yoktur.
bunu forumda ben de hamza ile yaşadım. geçen yaz Avrupa şampiyonası izlerken sıcak havada yere uzandığımı yazmıştım. o aralar çokça laubali mesajlar da yazıyodum. hamza forumda sürekli bana cevap yazmaya başladı, benim kafayı yediğimi, önceden hep bilimsel ve anlamlı şeyler yazdığımı, ama artık değiştiğimi yazıyodu ve "eeey ahali duyduk duymadık demeyin bu 01001101 aslında böyle biriymiş" diye anlatıyodu. burada yaşadığımız olay şu: hamza önceden benim mesajları okuyup beni "iyi" sepetine (kaliteli insan sepetine) atmış ve beni kendi kabilesinden görmüş. şimdi bi bakıyo ki ben laçka mesajlar yazıyorum, maç izlerken yerde uzanıyorum, hamza diyo ki lan bunları anca beyinsiz bi ergen yapar, ben kabileme kimi almışım böyle, DEFOL diyo, kandırmışın sen beni diyo. bunu cidden yazmıştı bu arada, 01001101 aslında böyle biriymiş ama biz yanlış bilmişiz, biz onu olgun zannetmişiz falan yazmıştı. tam içgüdü işte bu. hepimiz ormandayız. hayatta kalmaya çalışıyoruz. bizi kadırıp kendini güçlü gibi gösteren ama aslında güçsüz olanları da tespit ettiğimiz an kabileden dışlamalıyız ki hayatta kalabilelim. ABD'de 80 katlı plazada çalışan beyaz yakalı bile bu mantıkla kendine yancılar ediniyo şirkette.
senin de söylediğin gibi, omanda tek başımıza hiçiz, ama günümüz iş yaşamında da tek başımıza hiçiz. çünkü iş değiştirmelerin ezici çoğunluğu tanıdık ile oluyo. referans olmadan CV ile iş aramaya kalksan kimse yüzüne bakmıyo. yani kabilen kadar varsın. network'ün kadar değer görüyosun. CV ise bir hiç. CV'ye anca hiç tanıdığı olmayan adam bel bağlar. o da istediği kadar bel bağlasın, işi çok zordur. referans ile iş değiştirecek olduğunda CV ikinci planda oluyo, yani adam zaten seni kabul ediyo, ondan sonra CV'ni isteyip bakıyo. o da adet yerini bulsun diye.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 01001101 -- 2 Şubat 2025; 22:50:45 >
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
-
Ateist birinin bir vakit namazı bile kılmaya tahammülü olmazken, ömrü boyunca karısının yanında namaz kılma numarasını mı yapacak? ancak ergen taifesine ait olduğu anlaşılan birinin aklına gelirdi bu fikir... nerde akıl almaz düşünceler varsa sırf iş oldun toba dolsun diye yazıp çiziyosun işte
-
Psikoloji sosyolojik şartları gözetmez. Şartlar ve toplum yapısı ne şekilde gelişmiş ise bireyi ona adapte eder iş görüp hayatta kalmasını sağlar. Bugün anti-sosyal kişiliği "kişilik bozukluğu" olarak tanımlar, yarın şartlar değişse, kimin gücü kime yeterse toplumuna dönüşsek bu sefer de barışçıl, uzlaşmacı kişiliğe bir davranış bozukluğu bulunur. Gitar dersi verdiğim kurumda psikolojik danışmanlık hizmeti de veriliyordu. Bir kaç psikolog tanıdım orda ve hepsi şarlatandı. Kendileri doktorluktu, zaten biri de seanslara gidiyodu.
Hukuk da aynı değil mi? Suçlu odaklı çalışır. İnsanları suça iten toplumsal dinamikleri, sistemin karar alıcılarını denkleme dahil etmez. Suçun sosyolojik boyutunu ele almaz. Çaldıysan, kavga ettiysen, kredi borcunu ödeyemediysen, biri bankadaki paralarını ele geçirdiyse, iş yerin batmışsa suçlusundur. Yeterince güçlü olanlar asla suçlu olmazlar. Onların bir iddanamede adı bile geçemez. Al işte bu da orman kanunu. Haklı olmak istiyorsan, güçlü olmak zorundasın.
İçinde yaşadığımız ucube toplumda birinin ruh sağlığını koruması mümkün değil. Yirminci yüzyılın başından sonra her şey akıl almaz bir hızla değişti ama alt beyin yapılarımız buna uyum sağlayacak şekilde küçücük bir değişim bile göstermedi çünkü o ancak doğal seçilimle olabilir ama hala insan eşini ve diğer kişisel tercihlerini dürtüsel yapıyor. Muhtemelen bu hiç değişmeyecek.
Şimdi işlerimizi kolaylaştırması için icat ettiğimiz medeniyet, her işimizi gören ancak taşımak için çok ağır bir isviçre çakısına dönüştü. Modern toplumda primat içgüdüleriyle yaşamak. Her zaman söylüyorum modern toplumların sorunları yoktur. Kendisi sorundur çünkü kalabalık topluluklarda insan istismarı kaçınılmaz. Tek çözüm çıldırmış insan toplumundan izole yaşamak, canın istediğinde aralarına karışacak şekilde. Bir projemiz vardı arkadaşlarla olmadı ama hala olabilir.
Hamza'nın kafasına tam olarak uyan tek bir üye var forumda o da kendisi
Normal ya herkes öyle değil mi? Çok kültürlü toplumda insan ilişkileri böyle ayvayı yiyor işte. Daima ayrıştıran farklılıklar ortaya çıkıyor. Buna rağmen birbirini kabul etme eğiliminde de değiliz.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi SUBJECT 101 -- 2 Şubat 2025; 23:31:30 >
-
aynen öyle hocam.
quote:
Psikoloji sosyolojik şartları gözetmez. Şartlar ve toplum yapısı ne şekilde gelişmiş ise bireyi ona adapte eder iş görüp hayatta kalmasını sağlar.
hocam sürekli beni suçlamaktan başka bişey yapmamalarına çok güzel kılıf uydurmuşlar.
bu adamlar sorunları çözme vaadiyle para kazanıyolar, ama gerçekte yaptıkları şey = at gözlüğü takıp sorunları görmezden gelmek.
mesela bir kişinin fiziksel zayıflığı nedeniyle itilip kakılmasını görmezden geliyolar, ve diyolar ki: "sorun senin bunu kafaya takmandır" halbuki kafaya takma diye bişey yok, ortalıkta gerçek bi eylem var, kafaya taksan da takmasan da o eylem var.
mesela, tüm dershane sahiplerinin öğretmenlere aynı düşük maaşı verip, ve aynı yüksek çalışma saatlerini dayatıyor olmasını görmezden geliyolar, ve diyolar ki: "sorun senin daha iyi bi kariyer için yeni işler aramamandır, kendini değiştir, hayatını değiştir, şirket değiştir, opsiyonları değerlendir, dünya böyle tek şirkete sıkışılacak bi yer değil, kendini baskı altında hissetme, böyle hissediyosan bu senin suçundur" yani serbest piyasa sisteminin işlemediği gerçeğini görmezden geliyolar "Psikoloji sosyolojik şartları gözetmez" bahanesiyle, ama sorsan bunlar çözüm üreticiymişler.
quote:
Bir kaç psikolog tanıdım orda ve hepsi şarlatandı.
lise son sınıf öğrencilerine hiç konuşmadan direk anti depresan veriyolar her yerde. ben 2005'te ÖSS'ye girmeden önce hayatımın en mutlu en güzel günlerini yaşıyodum. okulda dersler full boş geçiyodu ve akşama kadar risk-monopoly oynuyoduk, ya da telefondan oyun oynuyoduk, gazete alıp iddia kuponu yapıyoduk, WAP vardı o zamanlar, telefondan maç skorlarına bakardık, yani ilkel de olsa bi mobil internet vardı. hergün okuldan sonra internet cadeye gidiyoduk. ve o zamanlar ÖSS çok kolaydı, sadece lise 1 konularından soru çıkıyodu, temelin sağlamsa hiç çalışmana gerek yoktu. hepimiz %100 kazanacaktık çünkü çok başarılı bi lisedeydik (zaten sınava ilk girişimde Türkiye'de ilk 5000'e girerek kazandım) neyse işte o sıralar hasta oldum, midem bozuldu. dokorlar lise son olduğumu duyar duymaz hiçbir şey sormadan beni psikiyatriste gönderdiler! o da beni yatırıp sadece "nooluyoo??" diye sordu yüzüme bakmadan. cevap verdim. başka hiçbir şey sormadı. anti depresan yazmış. hayatımın en mutlu günlerinde adam bana psikolojisi gidik tanısı koydu. gerçek bi şarlatanlık ve görevini kötüye kullanmadır bu. sonradan öğrendim ki bu bir norm olmuş Türkiye'de.
neyse bu konular uzar, senin de başını ağrıtım.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
-
quote:
Hukuk da aynı değil mi? Suçlu odaklı çalışır. İnsanları suça iten toplumsal dinamikleri, sistemin karar alıcılarını denkleme dahil etmez. Suçun sosyolojik boyutunu ele almaz. Çaldıysan, kavga ettiysen, kredi borcunu ödeyemediysen, biri bankadaki paralarını ele geçirdiyse, iş yerin batmışsa suçlusundur. Yeterince güçlü olanlar asla suçlu olmazlar. Onların bir iddanamede adı bile geçemez. Al işte bu da orman kanunu. Haklı olmak istiyorsan, güçlü olmak zorundasın.
mesela dünyada en çok nakit paraya ve para akışına sahip şirketler (bankalardan sonra) sigorta şirketleriymiş. sigortacılık işi yasal dolandırıcılık zaten bana göre de neyse..
ABD'de idi sanırım, bi cinayet vardı. adamın sağlık sigortası var. adam sakatlık yaşıyo, sigorta karşılaması gereken şeyi birtakım bahaneler öne sürüp karşılamıyo. bu arada, bizim Türkiye'de de sigortacılık aynen böyle yürüyo. neyse, adam ordan mağdur oluyo ve ayatı tepe taklat gidiyo bu sakatlıktan dolayı. mahkemeye veriyo orda da sonuç alamıyo. sonra gidip sigorta şirketinin ceo'sunu öldürmüştü.
modern sisteme göre bu adam psikolojisi sorunlu bir katil. sigorta şirketinin ceo'su ise zavallı bir kurban.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
-
Kız test etmiş seni geçememişsin
-
Kendileri de ne yaptıklarını Bilmiyorlar ki. Yabancı bir forumda takılıyorum. Psikiyatrik ilaçların mağduru olan o kadar çok insan var ki. Kimisi doğal uyuma yeteneğini kaybetmiş, Kimisi dirençli anhedoni yaşıyor. Genel insan memnuniyetini değil ayrıcalıklı elit bir topluluğun çıkarlarına hizmet eden bir sistem içerisinde bunların olması kaçınılmaz.
Bu primat içgüdülerini manipüle etmek konusunda bir örnek daha vereyim mesela rte'nin sesini biraz incelt. Kesinlikle liderlik vasfını kaybeder. Sesi Kemal Kılıçdaroğlu gibi ince olsaydı biz Recep Tayyip Erdoğan ismini hiç duymamış olacaktık. Liderin ilkel beyin algoritmasını geçmesi gerekiyor. Ne söylediği bile önemli değil. Kalıbı ve güçlü sesi duyanlar ıslanıyorlar. Onun karşısına da özellikle Kılıçdaroğlu Özgür Özel gibi tipleri çıkarıyorlar ki kontrast oluştursun. Hepsi aktör. Zaten ABD başkanlarının önemli bir kısmının mesleği de bu aktörlük. Böyle çalışıyor. Fiziksel olarak liderlik vasıflarına sahip olmalı ama gerçek bir lider olmamalı yönetilebilmeli. Daha fazla yazamayacağım zaten bir haftadır da yirmilik dişim ağrıyor kırıldı İki gün sonra çektiricem hocam.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
o kadar haklısın ki, RTE'nin sesi konusunda falan.
senin ismini çok uzun zamandı forumda biliyorum ama gırgır şamata dışında konuşmamıştık ve cidden kaliteli yazmışsın, donanımlı biri olduğun belli. teşekkür ederim muhabbet için. diş ağrısı zordur, yat dinlen, film izle, takıl. geçmiş olsun..
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X