Elektrikli araçlar hakkında yanlış bilinen gerçekler: Sürücülerin çoğu bilinçsiz

Evden şarjı genelde tüketim yoğun olunan iş saatleri dışında yapacağız. Yani elektrik şirketlerine abonelerinden para kazanabilecekleri ek bir kapı açılmış olacak. Ondan altyapımız kaldırır diyorlar. Hatta doğalgazdan elektriğe geçiş vs. gözlerinde büyük dolarlar dönüyor. :D

Muhtemelen en kısa sürede terk edilecek çözüm. kağıt üzerinde rüya gibi, şehir içinde 70-80km pille gez, uzun yolda motor aç gerçek hybrid gibi, menzil-şarj istasyon derdi olmadan gez. şahane.

amaa iş üretim maliyetlerine, gerçek anlamda çevreciliğe, emisyon kontrollerindeki zorluğa ve sistemin karmaşıklığına gelince çuvallıyor.

- Tam hybridlerin aksine çok daha büyük bir pil taşıyorsun, araçlar normal hybridlere göre daha ağır ve daha pahalı.

- Çevreciliği ve ekonomisini deneyimlemek için tam olarak dizayn edildiği şekilde kullanmak lazım. fakat yapılan araştırmalarda çoğu kişinin bu araçları vergi avantajları yüzünden tercih ettiği ve fişe falan takmadığı ortaya çıktı. büyük pili bomboş sürükleyip normal hybrid gibi kullanmışlar hep. bu durumda emisyon ve tüketim takibi yine kullanıcının insiyatifine bırakılıyor. yani amacına göre kullanmayan herkes çevreyi daha çok kirletip kaynakları boşa harcamış oluyor.

- Ve üretim açısından en sıkıntılı çözüm. araçta hem normal bakımı takibi gereken içten yanmalı bildiğimiz motor sistemi var, hem kocaman bir pil ve elektrik motoru var. gelecekte motorda bir sıkıntı olunca ona ayrı masraf, büyük pilde bir sorun olsa ona ayrı.

ve bu pil Toyotanın falan 1-1.2kwh pili görece uyguna değişmez, ne tasarruf yaptınsa bir kerede geri alıverir hepsini.

https://electrek.co/2024/03/25/yet-another-study-shows-plug-in-hybrids-arent-as-clean-as-we-thought/#:~:text=Multiple%20recent%20studies%20have%20shown,don't%20plug%20them%20in.

Son yapılan araştırmalarda da neredeyse hiç bir totalde çevreciliğe katkılarının olmadığı, hatta normal bir düz benzinli motora göre bile daha ciddi paralar harcanarak çevreyi daha çok kirleten bir konsept yaratıldığı ortaya çıktı. sonuç olarak yakıt tüketimi ve emisyon ölçümlerine Phev'lere özel yeni standartlar geliyor ve işleri zor artık.

bu yüzden Avrupada plug-in hybrid satışları son çeyrekte çakıldı.

Türkiyede ise tabiki bunların hiç bir önemi yok.. tek önemli olan şey Ötv avantajı var mı yok mu. %30 Ötv alınan plug-in hybridler gayet mantıklı olacak. çevreciymiş değilmiş, karmaşıkmış, ileride nolurmuş, fişe taktın takmadın önemi yok. bu tip bir fiyat avantajı ile herkes alacaktır haklı olarak. Ötv sistemi otomobillerin gerçek değerlerini görmemize engel olup, pazarı dünyadan kopartıyor.

ihtiyacı olan alsın. benim söylediğim keyfi araç değiştirenler için. ne kadar geç alınırsa o kadar ucuza alınır.

Nasıl ne alakası var her abonelikte enerji dağıtım firması ile sözleşme yaparken eve sağlanan kurulu gücü sözleşmede yazarak abonelik açılıyor. Mesela bu yaz açtırdığım yeni abonelikte evime bağlanan sözleşme gücü 5.5 kW. Sözleşmeyi böyle yapıp anlaşıyoruz. Yani her abonenin evinde bir klimanın çekeceği (24 bin btu klimalar ortalama 2 ile 2.5 kW arası güç çeker) enerjiden fazlasını sözleşme ile alıyoruz zaten.

Ülkemizin toplam kurulu gücü 113.000 MW ortalama 90 kW hızlı şarj desek aynı anda 1 milyon 255 bin araba hızlı şarj olabilir o da hiç kimse elektrik kullanmazsa tabi.

Dünyada dediğin gibi olabilir ama Türkiye’de uzun süre en iyi elektrikli seçenek olarak kalacaktır. Ülkemizde elektrikli araç tercihinin temel nedeni çevrecilik değil az yakıt tüketimi.

belki haklısın, ÖTV konusunda ne desek tahminden öteye gidemez. Elektrikli araç üretim maliyetleri hızlı bir şekilde aşağıya düşecek. sanırım bu konuda hem fikiriz.