Şimdi Ara

***Kalıplaşmış İngilizce Cümleler (YENİ KALIPLAR EKLENDİ- GÜNCEL)***

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
436
Cevap
382
Favori
181.268
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
77 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj


  • KONU TEKRARDAN GÜNCEL ARKADAŞLAR.EN SON EKLENEN KALIPLAR KIRMIZI RENKLİ OLANLARDIR.

    Bildiğiniz gibi kalıplaşmış ingilizce cümle grupları var.Yabancı Dizi & Filmlerde sık sık karşılaşırız.Sizlerden istediğim aklınıza gelen Kalıplaşmış İngilizce Cümlelerini yazmanız.


    Aşağıdaki Örnekler Gibi :


    What the hell are you doing : Moda mod karsiligi "ne cehennem yapiyorsun" olan, akici olarak cevirmek gerekirse "yine ne isler ceviriyorsun" olan, amerikalilarin sik kullandigi ingilizce kufurumsu, hakaretimsi söz.
    Are you kidding me : Bir çok ecnebi filminde duyulmakta olup genellikle "benimle dalga mı geçiyorsun ?" şeklinde türkçemize çevrilir.
    Come on : Hadi Ama
    Give up : Pes etmek

    Sizden Gelenler


    A
    (AFK) : Away from Keyboard : Bi süre bilgisayarın başında değilim.
    After you : Önden buyur
    Are u high? : Kafan mi iyi/güzel?
    Are you sure ? : Eminmisin
    Are you kidding me : Bir çok ecnebi filminde duyulmakta olup genellikle "benimle dalga mı geçiyorsun ?" şeklinde türkçemize çevrilir.
    Are you okay? : Sen iyi misin?
    As always.. / As ever : Her zamanki gibi
    As far as I know : Bildiğim kadarıyla
    As you wish : Sen nasıl istersen / Sen bilirsin
    As you like: Sen nasıl istersen/sen istedin.
    As soon as possible : En kısa zamanda, mümkün olan en kısa zamanda
    Anybody can do this : Bunu kim olsa yapabilir.
    All due respect : Saygısızlık etmek istemem ama
    All over the world : Bütün dünya
    All the way : Her türlü ya da Sonuna kadar
    At the moment : Şu anda

    B
    Beat it : Kaybol
    Beats me : Hic anlamam, bilmiyorum, fikrim yok
    Between the devil and deep blue sea : İki ucu b*klu değnek, aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık, iki arada bir derede
    Be my guest : önden buyur ya da nasıl istersen gibi
    Be gone with you : Çek git
    Be off with you : Yürü git
    Because of .......... . / ........... nedeniyle. (Mesela Because of Christmas --> Yılbaşı nedeniyle.)
    Blew my mind : Tam çevrilmiyor ama deli oldum çıldırdım gibi çevrilebilir, bir şeyi çok beğendiğinizde yada sizi çok şaşırtan birşey olduğunda kullanılır
    Buckle up : Emniyet kemerini tak
    Brb : Be right back : Hemen döneceğim
    Bring it on : Elinden geleni ardına koyma (filmlerde çok kullanılır, mesela kavgaya başlamadan önce karşıdakini kızdırmak için söylenir :)
    By the way : Bu Arada- Aklıma gelmişken

    C
    Cheer up : Neşelen.
    Come and get it : Gel ve al
    Come on : Hadi Ama
    Come up with : Herhangi bisey hakkinda dusunmek, cozum bulmak
    Couldnt have been better : Daha iyi olamazdı (E.G "How are you?, Couldn't be better")
    Cool Story Bro : Hımm, Bende yedim. - Güzel Hikaye :D

    D
    Damn it : Kahretsin
    Damn son : Kullanim senaryolari cok farkli cumlede heyecan katip "hadi be oglum" , "vay anasini adamim" gibi kullanildigi gibi "sarcasm" ironi anlaminda + "facepalm" hareketi ilede kullanilabilir.
    Don't fok with me - benime txşşxk - benimle uğraşma
    Don't blame me for your mistakes : Hatalarından dolayı beni suçlama manasında.
    Don't let me down. : Beni utandırma.
    Don't push your luck : Şansını zorlama
    Do me a favor : Bana bir iyilik yap.
    Down with ..... : Kahrolsun ....
    Duck Of : Defol Git
    Drop your weapons : Silahlarınızı bırakın

    E
    Easy boy : sakin ol evlat
    Easy peasy lemon squeezy : Bir şeyi kolayca halletmek, çocuk oyuncağı
    Enjoy yourself : Eğlenmene bak.
    Enjoy your meal : Afiyet olsun
    Every single day : Allah'ın her günü
    Every dog has its day : Şans bir gün herkese güler
    Every cloud has a silver lining : Bir deyim. Düz çevirirsek "Her bulutta bir umut ışığı vardır." gibi oluyor. Türkçedeki "Her şerde bir hayır vardır." gibi bir şey.
    Excuse me : Pardon, Afedersiniz
    Excuse us : Müsaade et

    F
    FAQ: Frequently Asking Questions : Sıkça Sorulan Sorular
    For god sake : Allah aşkına
    For your information : Bilginize, haberin olsun
    For here or to go? : Burda mı yiyeceksin yoksa paket mi yapayım gibi
    Fire in the hole : bomba attı kaçın
    Find out : Öğrenmek

    G
    Get the hell out of here : Burayı terket
    Get away : Kacmak
    Get around : Dolasmak
    Get the hell out of my way! : Çekil yolumdan!
    Get off, Get out, piss off : Kaybol!
    Get over here : buraya gel!
    Get over it : Aş bunu, Üstesinden gel
    Get on well soon : Geçmiş olsun
    Get along with : Herhangi biriyle iyi gecinmek , iyi bir iliski ( i dont get along with my sister ) kizkardesimle iyi gecinemiyorum
    God bless you : Aslında tanrı seni kutsasın demek ama bizdeki "çok yaşa"nın yerine kullanılıyor.
    Go home yankie : Naş naş, hadi ikile gibisinden
    Godspeed : Allah yardımcın olsun
    Good riddance : Gidişin olsun dönüşün olmasın,Oh be
    Got to go : Gitmem gerek
    Give me a hand : Bana yardım et. Şu işe bi el at der gibi.
    Give up : Pes etmek
    Give me five : çak bir beşlik (Çak!)
    Glad to see you : Seni gördüğüme sevindim
    Glad to see you again : Seni tekrar gördüğüme sevindim

    H
    Have it your way : İstediğin gibi
    Have a good meal : Afiyet olsun
    Have a nice day : Iyi gunler
    Have seat : Otur lütfen, oturun
    Here it is : işte burada
    Here you are / Here you go : buyrun, buyur
    Here we go : işte başlıyoruz
    He eats like a pig : İçinde domuz geçtiği için biraz hakaret vari bir cümle. Çok fazla yemek yer anlamını taşıyor.
    He took it like a man : Olgun bir şekilde kabul etti.
    He is still MIA.(Missing in Action) : Birisinden bir süredir haber alamadığınızda (ve çevrenizdekilerin de bu kişi ile neler olup bittiğinin bilmediği durumlarda) kullanılır.
    How ever you like : Kafana göre, nasıl istersen.
    How dare you? : Ne hakla ne curretle
    Hold up : Bir dakika bekle

    I
    It's up to you : Senin seçimin, sana kalmış
    It's for the best: Bu en makbulü
    It takes too long : Çok uzun sürüyor,çok zaman alıyor
    It rains cats and dogs : Yağmur çok fena yağıyor./bardaktan boşanırcasına
    It doesn't matter : Problem değil, sıkıntı yok
    It is what it is : Olan oldu artık.
    I'm on my way : Çıktım, Yoldayım vb.
    I'm sweating like a whore in church : Kilisede olan fahişe gibi terliyorum
    I'm sorry : Üzgunum (Ve ayni zamanda bizim "basin sagolsun" kalibimizin karsiligi da I am sorry dir)
    I'm sitting on the fence : Kararsız kaldım. İki tarafa da eşit bakıyorum.
    I have to : Mecburum
    I'm home : Evdeyim
    I hope so : Umarım öyedir
    I'll smack the black outta you : Sizden zenciyi çıkartırım!
    I'll be in tocuh : Temas halinde olacağım
    I get it : anladım
    I see : Anlıyorum.
    Ikr : I know right : Söylenen birşeye tamamen katılma anlamı verir.
    I really appreciate it/you/your help : takdir etmek, minnettar olmak,teşekkür etmek
    I don't care : Umurumda değil
    If you say so : Öyle diyorsan öyledir
    If shoe fits wear it : Yarası olan gocunur gibi bir şey.
    İf you know what i mean : Bu ifade cok iyi anlatıyor
    I believe in you : Sana inanıyorum
    I did what i could : Elimden geleni yaptım
    In my opinion : Bence
    In Rome do as Romans do : Herkes ne yapıyorsa sen de onu yap. Genellikle bir mekana gidip ne yapacağını bilmeyenlere denir.
    I were in your shoes : Senin yerinde olsaydım

    J
    Jesus christ : Tanri askina
    Just in case : Her ihtimale karşı

    K
    Keep it easy calm down : Sakin ol
    Keep it up! : Aynen böyle devam... iyi birşey yaptığında bunu devam ettir anlamında
    Keep the change : Üstü kalsın
    Keep in touch : İletişimde kal.

    L
    Lay low : ağırdan almak , indirmek
    Lmao : Laugh my ass out : Totomla gülerim gibi bi anlamı var
    Let me tell you something : Bak şimdi sana bir şey anlatacağım.
    Let me think : Bir Düşüneyim
    Let me say something : İzin ver bir şey diyeyim
    Let me tell you something you already know : Sana seninde bildiğin birşeyi anlatayım
    Lets call it a day : paydos edelim
    Let's cut the crap : geyiği bırakalım
    Let's see what you've got : Nelerin var görelim
    Lets get the f**k out of here : Hadi s****r olup gidelim burdan
    Like mother like daughter : Anasına bak kızını al
    Like what : Ne gibi
    Likewise : Bilmukabele (biriyle tanıştıktan sonra karşısı memnun oldum (nice to meet you) diyor sende bunu yapıştırıyorsun.)
    Life goes on : Hayat devam ediyor
    Look forward to going : Gitmeyi dört gözle beklemek
    Look me in the eye : Gözlerime bak
    Long story short : Uzun lafın kısası
    Love is blind : Aşkın gözü kördür..

    M
    Make fun of : Dalga geçmek Alay etmek
    Make your choice : Seçimini Yap
    Make like a tree and leave : Bas git
    Merry christmas : Mutlu Noeller
    Money talks : Paran kadar konuş- para konuşur

    N
    Never mind : Boşver
    Never say never : Asla, asla deme
    Nice to meet you : Tanıştığımıza memnun oldum
    No big deal :önemli değil
    No pain no gain : Acısız kazanç olmaz
    No, not yet : Hayır,henüz değil
    No Woman No Cry : Gerçek anlamı; kadınlara ağlamamalarını tembih eden bir önermedir.
    ama bazen birtakım şıllık ruhlu hatunlar tarafından kalpleri fazlasıyla kırılmış erkeklerce "kadın yok ağlamak yok" şeklinde de anlaşılmaya elverişlidir.
    No way : Asla olmaz.
    No way out! : Hayatta olmaz! yok ya! gibi.
    Not my cup of tea : Bu bana göre değil
    Not bad : Fena değil
    None of your business : Seni ilgilendirmez

    O
    Once bitten twice shy : Bizdeki "Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer."
    Oh my God : Aman Tanrım
    On my way : Geliyorum Yoldayım

    P
    Pro bono : Ticari bir hizmetin ihtiyaçlılara ücretsiz verilmesi
    Piece of cake : Çantada keklik
    Put the gun down : O silahi yere birak evlat
    Pull your shit together man! : Kendine gel, napıyorsun lan sen anlamında.

    R
    Rekt : Wrecked diye dusunulebilir, kullanim senaryolari farklilik gosterebilir. Genelde online oyun vs de daha cok kullanilir "get rekt" karsisindaki kisi icin kotu dilekte bulunmak denebilir.
    Rest in peace : Nur icinde yatsin
    Roger that : Anlaşıldı.
    Right here right now : Tam yeri tam zamanı

    S
    Safe and sound : Sağ salim
    Shame on you : Yazıklar olsun/ kendinden utan gibi bişey :)
    Same shit, different day : Her gun ayni terane
    Same shit : Aynı şey.
    Seriously? : Ciddi misin ?
    So far so good : buraya kadar sorun yok
    Sounds Good : Kulaga hos geliyor , Tamamdir , Anlastik
    Shut up : Kapa Çeneni
    Special agent xxx : FBI .: Ozel ajan xxx Fbi
    Stay where you are : olduğun yerde kal
    Stay still : Kımıldama
    Shit happens : Olur öyle şeyler.
    Shit mayn nah mayn you can't be fo rl mayn : Oha ya, olamaz ya... siz ciddi olamazsınız...

    T
    Take it easy : Ağırdan al, sakinleş ve ağırdan alımsı bir anlamı var.
    Take care of yourself : Kendine iyi bak
    Thanks to you : "Sayende" demek .. Olumlu olumsuz her cümle için olur.
    That makes all of us : Hepimiz aynı fikirdeyiz
    That's ok : Sorun Değil (Abdye gittigimde surekli "that's ok" diyorlardi. I'm sorry nin karsiligi olarak. No problem demiyorlardi.)
    That's not gonna happen : Böyle birşey olmayacak
    That's not your business : Sanane
    That wasn't my intention: niyetim/amacım bu değildi
    That wasn't my intention to get upset you: Amacım senin keyfini kaçırmak değildi.
    This is very kind of you. : Çok naziksiniz.
    Too good to be true : romantik filmlerde kullanılır bir deyimdir anlamı "gerçek olamayacak kadar güzeldir"
    To be or not to be : Olmak yada olmamak
    Time to go : Gitme vakti
    Time is money : Vakit nakittir

    U
    Uncheckable/Checkable : Gideri yok/Gideri var...

    V
    Vice versa : Tam tersi de geçerli

    Y
    You are welcome / You Welcome : Önemli değil - Rica ederim
    You're goddamn right : Kahrolsunki sen haklısın
    You are like cassandra : Şom ağızlı
    You dont say : Hadi canım sende !
    You have my word : Söz vermek
    You have made my day : Beni mutlu ettin şeklinde bir anlam çıkarılabilir ,teşekkür etmek için kullanılır
    You should try : Denemelisin
    You did it : Oldu, başardın.
    You'll Never Walk Alone : Asla Yalnız Yürümeyeceksin
    You up? : Müsait misin?
    Yo what's up dude : Naber adamım
    Your Turn : Senin Sıran ya da Sıra Sende.
    Yikes : Aman allahım

    Z

    W
    Watch my back : Arkamı kolla
    Watch out : Dikkatli olmak
    What's your problem dude ? : Senin sorunun ne moruk ?
    What a pity : Ne yazik ki
    What goes around comes around : Ne ekersen onu biçersin
    What do you think about this issue/topic : Sen bu konu( bu sorun) hakkında ne düşünüyorsun ?
    What's happening ? : Neler oluyor
    What is wrong with you? : Senin neyin var? Demek
    What happens in Vegas stays in Vegas : Vegasta olan Vegasta kalır.
    Whatever happened, happened! : Olan oldu!.
    What the hell are you doing : Moda mod karsiligi "ne cehennem yapiyorsun" olan, akici olarak cevirmek gerekirse "yine ne isler ceviriyorsun" olan, amerikalilarin sik kullandigi ingilizce kufurumsu, hakaretimsi söz.
    What the fu*k is going on there : Neler Oluyor (Küfürlü)
    What do you mean? : Ne söylemek istediğini anlamadım anlamında kullanılır.
    WTF are you talking about? : Sen ne diyon değişik?
    Who'd have known : Kim bilebilirdi.
    Where were we : Nerde kalmıştık?
    Where is my mind : Aklim karışti anlaminda diyolaga gore de değişebilir
    Well boo Ducking hoo : Çokta Lülü (umrumdaydı)
    Will you marry me? : Benimle evlenir misin?
    Would you like something to drink? : Bir şeyler içmek ister misin ?
    Word up : Ne var ne yok?


    Edit 1 : Sık Sık Kullanılanları ve Ne anlama geldiklerinide yazalım hatta açıklamasıyla birlikte.
    Edit 2 : Yazdığınız cümlelere ait videoda koyabilirsiniz pratik olur :)
    Edit 3 : İngilizce Cümleler yerine Kalıplaşmış Cümleler yazalım Lütfen.
    Edit 4 : Alfabetik Sıra Eklendi.
    Edit 5 : Listede yanlış olduğunu düşündüğünüz cümle varsa lütfen belirtin.
    Edit 6 : Lütfen Türkçe anlamıyla birlikte yoruma yazınız.
    Edit 7 : Yöneticiler sorun çıkarmasın diye Küfürlü olanları yazmak istemiyorum arkadaşlar :)
    Edit 8 : Yaklaşık 1 sene felan oldu. Konu tekrardan güncel. Yeni Kalıplar Kırmızı Renkli Olanlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi SendqrenS -- 16 Temmuz 2015; 1:46:01 >







  • Yapay Zekanın Yanıtı

    İngilizce Kalıplaşmış Cümleler (Güncel Kalıplar Eklendi)

    İngilizceyi akıcı bir şekilde konuşmanın ve anlamanın önemli bir yönü de kalıplaşmış cümleleri öğrenmektir. Bu kalıplar, belirli durumlarda kullanılan ve genellikle değişmeyen ifadelerdir. İngilizce sokak ağzı cümlelerinden resmi kalıplaşmış ifadelere kadar, bu deyimler dili daha doğal ve akıcı bir şekilde konuşmana yardımcı olur.

    İngilizce'de en yaygın kullanılan kalıplaşmış cümlelerden bazıları şunlardır:

    • "How are you doing?" (Nasılsın?)
    • "What's up?" (Ne var ne yok?)
    • "I'm fine, thanks." (İyiyim, teşekkürler.)
    • "Nice to meet you." (Tanıştığımıza memnun oldum.)
    • "I'm sorry." (Üzgünüm.)
    • "Thank you." (Teşekkür ederim.)
    • "You're welcome." (Rica ederim.)
    • "I don't know." (Bilmiyorum.)
    • "I understand." (Anlıyorum.)
    • "I agree." (Katılıyorum.)

    Kalıplaşmış cümleler sadece günlük konuşmalarda değil, aynı zamanda resmi durumlarda da kullanılır. Örneğin, bir iş görüşmesinde "Could you please elaborate on your experience?" (Tecrübeniz hakkında biraz daha ayrıntılı bilgi verebilir misiniz?) veya "I'm confident that I can be a valuable asset to your team." (Takımınız için değerli bir varlık olabileceğime inanıyorum.) gibi kalıplaşmış ifadeler kullanabilirsiniz.

    İngilizce kalıplaşmış cümleler öğrenmenin en iyi yolu, bunları gerçek konuşmalarda kullanmaktır. Filmler, diziler ve podcast'ler izleyerek veya ana dili İngilizce olan kişilerle konuşarak bu ifadeleri bağlam içinde duyabilir ve nasıl kullanıldıklarını öğrenebilirsin.

    İşte İngilizce'de günlük konuşmalarda kullanabileceğin bazı ek kalıplaşmış ifadeler:

    • "What's the matter?" (Sorun ne?)
    • "Are you kidding me?" (Dalga mı geçiyorsun?)
    • "That's awesome!" (Harika!)
    • "I'm so tired." (Çok yorgunum.)
    • "I'm hungry." (Açım.)
    • "I'm thirsty." (Susuzum.)
    • "I'm cold." (Üşüyorum.)
    • "I'm hot." (Sıcakım.)
    • "I'm bored." (Sıkıldım.)
    • "I'm happy." (Mutluyum.)

    İngilizce kalıplaşmış cümleler öğrenerek iletişim becerilerini geliştirebilir, dilde akıcılık kazanabilir ve farklı durumlarda kendini daha rahat ifade edebilirsin.

    Yapay Zekanın Yanıtını Genişlet
  • Heck off : gider misin

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • you're welcome - önemli değil - rica ederim
  • That's not gonna happen.(Böyle birşey olmayacak.)
    Seriously?(Ciddi misin? )
    Get the hell out of my way!(Çekil yolumdan!)
    etc.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kendi halinde -- 31 Ekim 2014; 14:40:41 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kendi halinde

    That's not gonna happen.
    Seriously?
    Get the hell out of my way!
    etc.

    Türkçelerinide yazar mısınız dostum
  • Shut up: ses qes
  • are you kola / seni seviyorum

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Nice to meet you

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Damn it / Kahretsin



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Sıkörtıl -- 31 Ekim 2014; 23:26:48 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Sıkörtıl

    Damn it / Tanrı seni korusun

    o öyle değildi sanki he ? :D
  • How are you ? Nasılsın
    Are you sure ? Eminmisin

    What do you think about this issue/topic -- Sen bu konu( bu sorun) hakkında ne düşünüyorsun ?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Cetinkan -- 31 Ekim 2014; 14:51:07 >
    < Bu ileti m.bolumsonucanavari.com kullanılarak atıldı >
  • You have to go.
    Hey girl r u çiğköfte? Cuz u r so hot.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Put the gun down: O silahi yere birak evlat
    Special agent xxx,FBI .: Ozel ajan xxx Fbi
    Come and get it: Gel ve al
    Jesus christ:Tanri askina

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • ar yu seeriısli madaf*kah

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • let me tell you something
  • quote:

    Orijinalden alıntı: bravewarrior41

    quote:

    Orijinalden alıntı: Sıkörtıl

    Damn it / Tanrı seni korusun

    o öyle değildi sanki he ? :D

    Belki yanlış biliyorumdur

    Merry christmas / bayramınız mübarek olsun
  • get the Duck out of here
  • quote:

    When in Rome, do as the romans do
  • quote:

    Orijinalden alıntı: EkmekArasıKupŞeker

    get the Duck out of here

    Ne anlama geldiğini yazar mısın tam olarak.

    @Leipold
  • Faydalı bir başlık, trolleyenlere aldırma sürekli güncellersen herkesin işine yarayabilir. Benim de katkım olsun buyur;

    It's up to you : senin seçimin, sana kalmış

    Get off, Get out, piss off : Kaybol!

    It's for the best: Bu en makbulü

    As always.. : Her zamanki gibi

    Let me say something : İzin ver bir şey diyeyim

    What happens in Vegas stays in Vegas : Vegasta olan Vegasta kalır.



    Edit: İmla



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mech.engr -- 31 Ekim 2014; 15:06:47 >
    < Bu ileti m.bolumsonucanavari.com kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.