Şimdi Ara

***Kalıplaşmış İngilizce Cümleler (YENİ KALIPLAR EKLENDİ- GÜNCEL)*** (17. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
436
Cevap
382
Favori
181.366
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
77 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1516171819
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Aslında bu konuda eğlenceli bir çok site mevcut.
    http://www.gettingstartedwithlatin.com/downloads.php
    http://www.davidappleyard.com/english/pronunciation.htm
    http://www.norwichenglish.co.uk/pron.htm

    Eğer videolardan kesmeyi düşünüyorsanız gerçekten çok zahmetli olur ve konuların bu kadar gelip geçici olduğu bir forumda arada kaybolur gibi geliyor bana.
    Zaten sık kullanılan kelimeler ve cümleler oldukları için en güzeli gerçekten öğrenmek isteyen kişilerin oturup dizi veya film izlemeleri ve onların ağzından duymaları daha iyi olur.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: macsimust

    Aslında bu konuda eğlenceli bir çok site mevcut.
    http://www.gettingstartedwithlatin.com/downloads.php
    http://www.davidappleyard.com/english/pronunciation.htm
    http://www.norwichenglish.co.uk/pron.htm

    Eğer videolardan kesmeyi düşünüyorsanız gerçekten çok zahmetli olur ve konuların bu kadar gelip geçici olduğu bir forumda arada kaybolur gibi geliyor bana.
    Zaten sık kullanılan kelimeler ve cümleler oldukları için en güzeli gerçekten öğrenmek isteyen kişilerin oturup dizi veya film izlemeleri ve onların ağzından duymaları daha iyi olur.

    aynen öyle onun için şuanlık uğraşmaya gerekyok. bu konuyu zaten sürekli güncel tutabilirsek bu konu bile fazlasıyla yeter.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: macsimust

    Aslında hem haklı hem de haksız sayılırsınız. İngilizce'de "i" harfi vardır fakat "ben" anlamında kullanılan "i" harfinin küçük kullanılması hala tartışılır. Yine de çoğunluk doğru olmadığı görüşündedir.

    "İf" için demiştim onu ben. dediğiniz konuyu da biliyorum ayrıca cümlenin ortasında her "ben" yazışımda tereddüt ederim. birinden biri daha doğrudur diye düşünüyodum ancak. siz söyleyince aydınlandım, teşekkürler.
  • idk = i dont know = bilmiyorum
  • i'll take a raincheck / başka zamana artık
    get lost / (gözümün önünden) kaybol
    you brought it on yourself / kendin kaşındın
    i've gotta go / gitmem gerek
    i'm in love with you / sana aşığım
    kick the bucket / nalları dikmek
    leave me out of this / beni bu işe karıştırma
    you never know / hiç belli olmaz
    fair enough / öyle olsun, anlaştık gibi ifadeler için kullanılır
    what's the point? / amaç ne?
  • Life is pain-Hayat acıdır.
    Everybody dies-Herkes ölür.
    Everybody lies-Herkes yalan soyler.
    Don't trust people-İnsanlara guvenme.

    Kimsede çıkıp HOUSE tan sözler yazmamis be

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • gercekten cok faydali bi konu dh li olmanin faydalari
  • what am i supposed to do

    Bu da çok geçer dizilerde filan.Ne yapmam gerek anlamına gelir.
  • I'm gonna kill you. / Seni öldüreceğim.
    I promise. / Söz veriyorum.
    Good job ! / Güzel/İyi iş - Aferin

    bütün film,dizilerde geçer :)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi CLuB4R -- 2 Kasım 2014; 1:18:39 >
  • mesajın kalsın bi
  • Güzel konu. İlk mesaj güncel kalırsa süper olur.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Şimdilik aklıma gelen birkaç deyimi (idiom) ve öbek eylemi (phrasal verb) açıklamaya çalışayım, aklıma geldikçe ekleme yaparım:


    wouln't be caught/seen dead: ölse bile yapmama, kıyamet kopsa dahi yapmama.

    Örnek: Jack wouldn't be seen dead giving a speech without a teleprompter.


    have to be seen to be believed: inanılması güç, inanmak için görmek lazım

    Örnek: The goal Zidane scored had to be seen to be believed.


    It is what it is: Neyse o. Elden bir şeyin gelmeyeceği durumlar için kullanılır.

    Örnek: I don't like having to use phone, but it is what it is.


    "Set a thief to catch a thief", "it takes a thief to catch a thief": Çivi çiviyi söker.


    "damn straight", "hell yeah", "f*** yeah": Çok doğru, kesinlikle öyle, aynen öyle!


    It's not you, it's me: "Sorun sende değil bende" gibi bir anlamı var. Genelde ayrılırken kullanılır.


    Are you sh*tting/f***ing me?: "Benimle kafa mı buluyorsun?" gibi bir anlamı var; "Are you kidding me?" demenin argo yolu, büyük şaşkınlık ifade eder.


    on the cloud nine: Çok mutlu.

    Örnek: On hearing that I won the biggest prize, I was on the cloud nine.


    kid around (with someone): Alay etmek, sataşmak, şaka yapmak.

    Örnek: She always kids around with his sister as they are good friends.


    mess around/mess about (1): Oyalanmak, amaçsızca takılmak, vakit harcamak.

    mess around/mess about/monkey around (with something) (2): bir şeyle amaçsızca oynamak veya bir şeyi kurcalayarak yeni bir şeyler bulmaya çalışmak.

    Örnek: The dog was just messing around with the door, and somehow found out how to open.


    (right) off the top of one's head: Fazla düşünmeden.

    Örnek: Off the top of my head I can name only two scientist, you know, I just like watching Survivor.


    by word of mouth: Radyodan, televizyondan, internetten, yazı yoluyla veya gazete okuyarak değil ağızdan ağza, kulaktan kulağa.

    Örnek: According to the surveys recently carried out, most of the women in Anatolia hear about news by word of mouth.


    a far cry from something: Bir şeyden dağlar kadar fark olmak.

    Örnek: Domestic animals are far cry from wild animals when it comes to feeding them at home.


    When it comes to (something): Söz konusu olduğunda, denince, -e gelince.




  • arkadaşlar lütfen bu yararlı konuyu trollemeyin,gülünmesini istediğiniz esprileri lütfen konudışına saklayın,gölge etmemek de bir ihsandır .
  • What you looking at : Sen neye bakıyosun öyle
  • 8 yıldır okulda ingilizce adı altında aynı tense leri öğreniyoruz.Gram pratiklik yok. Konuyu açan arkadaşa ve katkıda bulunan herkese teşekkür ederim.
  • indeed gerçekten, aynen anlaminda kullaniliyor genelde.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Let him go :Bırak gitsin
    Let her go:Bırak gitsin
    Let it go:Bırak gitsin
    Let us go:Hadi gidelim :P
  • That ship is sailed.

    "Atı alan Üsküdar'ı geçti" şeklinde çevriliyor, alternatif olarak da "iş işten geçti" denilebilir.
  • Where is my money ? Bitch

    http://www.youtube.com/watch?v=pbVZASjxxBY



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi CLuB4R -- 2 Kasım 2014; 12:55:41 >
  • Konuya büyük umutlarla girip kalıpların hepsini inceledim.Açıkçası çoğu arkadaşlarımızın cod oynayarak öğrendiği yada sosyal medyadan özendiği gereksiz cümlelerden oluşuyor ha faydalıları yok mu tabi var fakat gerekli gereksiz her şeyi yazmışsın.Kusura bakmayın ama çoğunun size bir faydası olmaz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 1516171819
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.