Şimdi Ara

Latin harflerine gecis ile 1935-1945 arasi T.C. ile Osmanli'daki okuma yazma oranlari

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
87
Cevap
2
Favori
3.137
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
5 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Internette bir kaynaga rastladim ve 1935 ve 45 arasini kapsayan UNESCO arastirmasinda harf devrimi ile okuma-yazma oranlarinin ne kadar farkettigi gözle görülebiliyor. Bir takim insanlar cikip yok cahil birakildik, mezar taslarimizi okuyamiyoruz diyenler ciksinda cevap versin.

    Dogum yillarina göre bakarsaniz, 1881-1890 arasi doganlarin okuma yazma bilmeme orani erkeklerde %80 iken kadinlarda %97.

    Bu oran harf devrimi ile gittikce asagiya düsmüs.

     Latin harflerine gecis ile 1935-1945 arasi T.C. ile Osmanli'daki okuma yazma oranlari


    Kaynak:http://unesdoc.unesco.org/images/0000/000028/002898EB.pdf







  • eDDiè kullanıcısına yanıt
    Amaa amaaaa Osmanlı torunuyuz Dünya deviyık Atalarımız ağaçlara altın asıyorlardı Padişah halkını çok sevdiği için okuma yazma öğretmedi.
  • Bir gecede cahil kaldık.Bu tartışılmaz,karşı çıkılamaz bir gerçekliktir.Dedem anlattı.Babası harf devriminden sonra mezarlığa gitmiş,mezar taşlarındaki yazıların silindiğini,yok olduğunu görmüş.O mezar taşlarında da çok önemli bilimsel veriler varmış.Bizi bir gecede cahil bırakanlar utansın.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Gök Gürültüsü -- 25 Ağustos 2016; 22:28:05 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Gök Gürültüsü

    Bir gecede cahil kaldık.Bu tartışılmaz,karşı çıkılamaz bir gerçekliktir.Dedem anlattı.Babası harf devriminden sonra mezarlığa gitmiş,mezar taşlarındaki yazıların silindiğini,yok olduğunu görmüş.O mezar taşlarında da çok önemli bilimsel veriler varmış.Bizi bir gecede cahil bırakanlar utansın.

     Latin harflerine gecis ile 1935-1945 arasi T.C. ile Osmanli'daki okuma yazma oranlari




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Dreatlord

    Amaa amaaaa Osmanlı torunuyuz Dünya deviyık Atalarımız ağaçlara altın asıyorlardı Padişah halkını çok sevdiği için okuma yazma öğretmedi.
     Latin harflerine gecis ile 1935-1945 arasi T.C. ile Osmanli'daki okuma yazma oranlari
     Latin harflerine gecis ile 1935-1945 arasi T.C. ile Osmanli'daki okuma yazma oranlari




  • quote:

    Orijinalden alıntı: GaddarMamy

     Latin harflerine gecis ile 1935-1945 arasi T.C. ile Osmanli'daki okuma yazma oranlari
     Latin harflerine gecis ile 1935-1945 arasi T.C. ile Osmanli'daki okuma yazma oranlari

    Alıntıları Göster




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon


    quote:

    Orijinalden alıntı: Gök Gürültüsü

    Bir gecede cahil kaldık.Bu tartışılmaz,karşı çıkılamaz bir gerçekliktir.Dedem anlattı.Babası harf devriminden sonra mezarlığa gitmiş,mezar taşlarındaki yazıların silindiğini,yok olduğunu görmüş.O mezar taşlarında da çok önemli bilimsel veriler varmış.Bizi bir gecede cahil bırakanlar utansın.

     Latin harflerine gecis ile 1935-1945 arasi T.C. ile Osmanli'daki okuma yazma oranlari


    Gerçekten iç burkan bir görüntü




  • Aléister Crowley kullanıcısına yanıt
    Konuya bi baksaydın
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Aléister Crowley



    Alıntıları Göster
     Latin harflerine gecis ile 1935-1945 arasi T.C. ile Osmanli'daki okuma yazma oranlari

     Latin harflerine gecis ile 1935-1945 arasi T.C. ile Osmanli'daki okuma yazma oranlari




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon

    Okuma oranı şöyledir veya böyledir diye bir istatistik yapılması mümkün değil. İngiltere için de belli değil o tarihler için. Fakat buradaki tablo bile gayet iyimser bir rakam, %5 bile olacağını sanmıyorum çünkü okuma oranının artması için düzenli bir şehir yapılanması olması gerekiyor. Okuma yazma işi şehirlinin işidir.
    Bu gibi konular üzerinden de devrimleri vurmaya çalışmak, harf inkılabına sallamak ise tamamen cehalet ve art niyettir. Ha bu eleştirilemez demek değildir tabiki. Bana kalırsa çok acele ve fazla planlanmadan yapılmıştır yani en basitinden bir Arnavutluk'daki gibi uzun araştırmalar sonucu dilin fonetiği dahil araştırılıp yapılmış değildir. Ka - ke ayrımından dolayı Q harfi, ha ve he ayrımı olmaması en büyük eksikliklerden biridir bana göre.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven

    Okuma oranı şöyledir veya böyledir diye bir istatistik yapılması mümkün değil. İngiltere için de belli değil o tarihler için. Fakat buradaki tablo bile gayet iyimser bir rakam, %5 bile olacağını sanmıyorum çünkü okuma oranının artması için düzenli bir şehir yapılanması olması gerekiyor. Okuma yazma işi şehirlinin işidir.
    Bu gibi konular üzerinden de devrimleri vurmaya çalışmak, harf inkılabına sallamak ise tamamen cehalet ve art niyettir. Ha bu eleştirilemez demek değildir tabiki. Bana kalırsa çok acele ve fazla planlanmadan yapılmıştır yani en basitinden bir Arnavutluk'daki gibi uzun araştırmalar sonucu dilin fonetiği dahil araştırılıp yapılmış değildir. Ka - ke ayrımından dolayı Q harfi, ha ve he ayrımı olmaması en büyük eksikliklerden biridir bana göre.

    Latin alfabesine geçiş acele falan değildir. Sesletim sorunu varsa onu bazı modifikasyonlarla çözersin. Hatta bağlamdan sesletimi çıkarırsın. Kar ettim ile kar yağdı kolokasyonlarındaki kar sözcüklerinin sesletimini çözmek zor değil. Web sayfalarının %80 i İngilizce, bilimsel makaleler, programlama dilleri v.s İngilizce ve Latin alfabesi kullanıyor. Latin alfabesini bu devirde seve seve Öğrenmek zorundasın. Hatta İngilizce Öğrenmek oldukça elzem. Arap alfabesiyle de devam etsek, kirile de geçsek Latin alfabesini seve seve öğrenecektik. Alfabe öğrenince dil öğrenmiyorsun, sesletim öğreniyorsun



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi egemena -- 26 Ağustos 2016; 0:03:33 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: egemena

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven

    Okuma oranı şöyledir veya böyledir diye bir istatistik yapılması mümkün değil. İngiltere için de belli değil o tarihler için. Fakat buradaki tablo bile gayet iyimser bir rakam, %5 bile olacağını sanmıyorum çünkü okuma oranının artması için düzenli bir şehir yapılanması olması gerekiyor. Okuma yazma işi şehirlinin işidir.
    Bu gibi konular üzerinden de devrimleri vurmaya çalışmak, harf inkılabına sallamak ise tamamen cehalet ve art niyettir. Ha bu eleştirilemez demek değildir tabiki. Bana kalırsa çok acele ve fazla planlanmadan yapılmıştır yani en basitinden bir Arnavutluk'daki gibi uzun araştırmalar sonucu dilin fonetiği dahil araştırılıp yapılmış değildir. Ka - ke ayrımından dolayı Q harfi, ha ve he ayrımı olmaması en büyük eksikliklerden biridir bana göre.

    Latin alfabesine geçiş acele falan değildir. Sesletim sorunu varsa onu bazı modifikasyonlarla çözersin. Hatta bağlamdan sesletimi çıkarırsın. Kar ettim ile kar yağdı kolokasyonlarındaki kar sözcüklerinin sesletimini çözmek zor değil. Web sayfalarının %80 i İngilizce, bilimsel makaleler, programlama dilleri v.s İngilizce ve Latin alfabesi kullanıyor. Latin alfabesini bu devirde seve seve Öğrenmek zorundasın. Hatta İngilizce Öğrenmek oldukça elzem. Arap alfabesiyle de devam etsek, kirile de geçsek Latin alfabesini seve seve öğrenecektik. Alfabe öğrenince dil öğrenmiyorsun, sesletim öğreniyorsun

    Keşke şunu yazmadan önce benim ne yazdığımı doğru düzgün bir okusaydın.
    Dilbilgisi yahut dil devriminden bahsetmiyorum, niye geçildi de demiyorum, geçiş çok çabuk ve altyapısı hazırlanmadan olmuştur diyorum. Arnavutluk'un nasıl geçiş yaptığına gir göz gezdir, araştır istersen. Adamlar o tarihlerde en ücra köşelere kadar gidip fonetik örnekleri kaydedip dönemin en büyük dilcilerini çağırıp uzun bir çalışma sonrası geçiş yaptı. Bizde ise geçiş yapıyoruz denip geçildi.




  • Atatürk'e bu konuda kırgınım latin alfabesi yerine köktürk alfabesine geçirmeliydi.
  • bir de demezler mi batının alfabesini yutturdular bize diye sanki arapça farsça milli dilimizmiş gibi.

    Dilde sadeleşme ve reform çabaları 17.yy a kadar dayanır ,Atatürk ile alakası yok sadece.

    Edebiyat dersi görenler bilirler , divan edebiyatında mahallileşme akımı vardı .Ağır farsça arapça tamlamaların kullanmaması gereketiğini savunurlardı, kurucusu Nedim olabildiğince dili kolaylaştırmaya çalışmıştı.Aruz ölçüsü yerine hece ölçüsü kullanmıştı halk edebiyatımız gibi.

    Ondan sonra tanzimat edebiyatında da sadeleştirme ve reform çabaları vardı fakat başarılı olamadı.

    Süslü ve orta nesir Osmanlı zamanında da anlaşılmıyordu zira karışık bir yapıya sahipti ve sadece dergahlara eğitim görmüş hocalar falan anlayabiliyordu.

    Atatürk işte bunu kırmak için çabaladı ve 17.yy da başlayan akımı zirvede noktaladı.Latin harfleri bir çok açıdan ülkeye kolaylık sağladı.Osmanlının 19.yy daki gelişme ivmesine paralel büyüseydi Türkiye , şu anda ilk 30 ekonomi içinde bile olmazdık.Okuma yazma /eğitim meselesine hiç girmiyorum bile .Bugün insanların büyük çoğunluğu okuduğu gazeteyi anlıyorsa Atatürk ün katkısı büyük.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Asil Türk Kanı -- 26 Ağustos 2016; 2:30:01 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven

    quote:

    Orijinalden alıntı: egemena

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven

    Okuma oranı şöyledir veya böyledir diye bir istatistik yapılması mümkün değil. İngiltere için de belli değil o tarihler için. Fakat buradaki tablo bile gayet iyimser bir rakam, %5 bile olacağını sanmıyorum çünkü okuma oranının artması için düzenli bir şehir yapılanması olması gerekiyor. Okuma yazma işi şehirlinin işidir.
    Bu gibi konular üzerinden de devrimleri vurmaya çalışmak, harf inkılabına sallamak ise tamamen cehalet ve art niyettir. Ha bu eleştirilemez demek değildir tabiki. Bana kalırsa çok acele ve fazla planlanmadan yapılmıştır yani en basitinden bir Arnavutluk'daki gibi uzun araştırmalar sonucu dilin fonetiği dahil araştırılıp yapılmış değildir. Ka - ke ayrımından dolayı Q harfi, ha ve he ayrımı olmaması en büyük eksikliklerden biridir bana göre.

    Latin alfabesine geçiş acele falan değildir. Sesletim sorunu varsa onu bazı modifikasyonlarla çözersin. Hatta bağlamdan sesletimi çıkarırsın. Kar ettim ile kar yağdı kolokasyonlarındaki kar sözcüklerinin sesletimini çözmek zor değil. Web sayfalarının %80 i İngilizce, bilimsel makaleler, programlama dilleri v.s İngilizce ve Latin alfabesi kullanıyor. Latin alfabesini bu devirde seve seve Öğrenmek zorundasın. Hatta İngilizce Öğrenmek oldukça elzem. Arap alfabesiyle de devam etsek, kirile de geçsek Latin alfabesini seve seve öğrenecektik. Alfabe öğrenince dil öğrenmiyorsun, sesletim öğreniyorsun

    Keşke şunu yazmadan önce benim ne yazdığımı doğru düzgün bir okusaydın.
    Dilbilgisi yahut dil devriminden bahsetmiyorum, niye geçildi de demiyorum, geçiş çok çabuk ve altyapısı hazırlanmadan olmuştur diyorum. Arnavutluk'un nasıl geçiş yaptığına gir göz gezdir, araştır istersen. Adamlar o tarihlerde en ücra köşelere kadar gidip fonetik örnekleri kaydedip dönemin en büyük dilcilerini çağırıp uzun bir çalışma sonrası geçiş yaptı. Bizde ise geçiş yapıyoruz denip geçildi.

    Geçişin hızlı olduğu doğru. Fakat bilebileceğiniz üzere Atatürk bunu bir zorunluluk olarak görmüştür, risk almıştır. Toplumun karakteristiğine bakıldığında çok da yanlış bir karar aldığını söyleyemeyiz diye düşünüyorum. Bizimki gibi toplumlarda alışkanlıkları değiştirmek çok zordur, zaman aleyhte işler. Bu değişime belki de en büyük direnişi gösteren İsmet İnönü (Atatürk bunun 6 ayda gerçekleşmesi gerektiğini öngörürken İnönü böyle birşeyin ancak 7-8 yılda gerçekleşebileceğini düşünüyordu) dahi sonradan bunun doğru bir hareket olduğunu vurgulamıştır. Ki Atatürk'ün bu devrimin altyapısını hazırlamaya Kurtuluş Savaşı zamanlarında başladığını da bilmekteyiz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Thomas Henry Huxley

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven

    quote:

    Orijinalden alıntı: egemena

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven

    Okuma oranı şöyledir veya böyledir diye bir istatistik yapılması mümkün değil. İngiltere için de belli değil o tarihler için. Fakat buradaki tablo bile gayet iyimser bir rakam, %5 bile olacağını sanmıyorum çünkü okuma oranının artması için düzenli bir şehir yapılanması olması gerekiyor. Okuma yazma işi şehirlinin işidir.
    Bu gibi konular üzerinden de devrimleri vurmaya çalışmak, harf inkılabına sallamak ise tamamen cehalet ve art niyettir. Ha bu eleştirilemez demek değildir tabiki. Bana kalırsa çok acele ve fazla planlanmadan yapılmıştır yani en basitinden bir Arnavutluk'daki gibi uzun araştırmalar sonucu dilin fonetiği dahil araştırılıp yapılmış değildir. Ka - ke ayrımından dolayı Q harfi, ha ve he ayrımı olmaması en büyük eksikliklerden biridir bana göre.

    Latin alfabesine geçiş acele falan değildir. Sesletim sorunu varsa onu bazı modifikasyonlarla çözersin. Hatta bağlamdan sesletimi çıkarırsın. Kar ettim ile kar yağdı kolokasyonlarındaki kar sözcüklerinin sesletimini çözmek zor değil. Web sayfalarının %80 i İngilizce, bilimsel makaleler, programlama dilleri v.s İngilizce ve Latin alfabesi kullanıyor. Latin alfabesini bu devirde seve seve Öğrenmek zorundasın. Hatta İngilizce Öğrenmek oldukça elzem. Arap alfabesiyle de devam etsek, kirile de geçsek Latin alfabesini seve seve öğrenecektik. Alfabe öğrenince dil öğrenmiyorsun, sesletim öğreniyorsun

    Keşke şunu yazmadan önce benim ne yazdığımı doğru düzgün bir okusaydın.
    Dilbilgisi yahut dil devriminden bahsetmiyorum, niye geçildi de demiyorum, geçiş çok çabuk ve altyapısı hazırlanmadan olmuştur diyorum. Arnavutluk'un nasıl geçiş yaptığına gir göz gezdir, araştır istersen. Adamlar o tarihlerde en ücra köşelere kadar gidip fonetik örnekleri kaydedip dönemin en büyük dilcilerini çağırıp uzun bir çalışma sonrası geçiş yaptı. Bizde ise geçiş yapıyoruz denip geçildi.

    Geçişin hızlı olduğu doğru. Fakat bilebileceğiniz üzere Atatürk bunu bir zorunluluk olarak görmüştür, risk almıştır. Toplumun karakteristiğine bakıldığında çok da yanlış bir karar aldığını söyleyemeyiz diye düşünüyorum. Bizimki gibi toplumlarda alışkanlıkları değiştirmek çok zordur, zaman aleyhte işler. Bu değişime belki de en büyük direnişi gösteren İsmet İnönü (Atatürk bunun 6 ayda gerçekleşmesi gerektiğini öngörürken İnönü böyle birşeyin ancak 7-8 yılda gerçekleşebileceğini düşünüyordu) dahi sonradan bunun doğru bir hareket olduğunu vurgulamıştır. Ki Atatürk'ün bu devrimin altyapısını hazırlamaya Kurtuluş Savaşı zamanlarında başladığını da bilmekteyiz.

    İmlanın ve hatta harflerin değişimi uzun zamandır tartışılan bir konu aslında. Tabi o şimdilerde söylenen Abdülhamid de düşünüyordu olayı falan tamamen palavra. Yani daha doğrusu düşünme olarak düşünmüş olablir de öyle bir niyetinin olduğuna dair hiçbir kaynak yoktur fakat o dönemin gazetelerinde çeşitli yazılar çıkıyordu hatta o dönemin bazı aydınları da okuma yazma oranını artırmak istiyorsak bir an evvel Arnavutluk gibi Latin harflerine geçmemiz gerektiğini yazmıştır.
    Farkında olmadıkları şey ise okuma yazma oranının Latin harfleri ile alakası yok. Sonrasında da bir ara savaş yıllarında Enver Paşa, imlayı değiştirir ve Enveri yazı denen bir yazı getirir ve şimdiki sisteme benzer şekilde yani okunduğu gibi yazılan hale çevirir imlayı. Eski yazı İngilizce'ye benzer biraz, farklı yazılıp farklı okunur ve sesli harf açısından çok kısırdır. Ahmet yazacağı zaten Ahmd, Murat yazacağı zaman Mrd, tanrı yazacağı zaman tengri diye yazıyor. Bunu vav veya elif harfleriyle seslileri tam verecek şekilde değiştirip bazı imla kurallarında da değişiklik yapmıştı ama tam savaş esnasında yaptığı için Çanakkale'de dahi emir komutada sıkıntı çıktı. Emir yazılıp gönderiyor ama Enveri şeklinde yazıldığı için karşı taraftaki komutan emri okuyamıyor veya yanlış okuyor gibi bazı hadiseler yaşanıp halk tarafından da benimsenmeyince ertelenmesine karar verilmişti.
    Harf inkılabı olduktan sonra kitap sayısında falan öyle aman aman bir artış olmadı çünkü toplum olarak okumayı sevmeyen bir milletiz ve dediğim gibi okuma yazma oranı şehir kültürü ile alakalı birşey ki o dönem nüfusu 10.000'i geçen doğru dürüst şehir bile yok.

    Söylediğin doğru, risk alınmıştır ama bu geçişin çok da düzgün yapıldığını söylemek zor aslına bakarsan. Çünkü diyorum ya altyapı olmadan birden geçiş yapıldı ve direk sebebi budur diyemeyiz kesinlikle ama olumlu olduğu kadar olumsuz kültürel etki de yarattı.
    Ha bu arada böyle söylüyorum diye linç etmeye çalışanlar olacaktır ne söylediğimi anlamadan ama ben eski harflerde kalınmalıydı gibi birşey demiyorum ve bu dönemde öyle birşey de söylemek aptallıktır zaten. Bu işe hassasiyeti olan kimse, kültürünü ve daha da önemlisi dilini geliştirmek isteyen kişi oturur eski yazı öğrenir. Orada burada Arap harfleri şöyleydi inkılap böyle kötüydü şöyle rezildi diye atıp tutanların %98'i eski yazı bile bilmez.

    Bu arada işin komik tarafı nedir biliyor musun ? Sen İnönü ve Atatürk deyince aklıma geldi. Harf inkılabının en azılı savunucusu kimdir ? Atatürk değil orası kesin, İnönü'dür Harf inkılabından sonra İnönü bir anda eski yazı kullanmayı keser ve yeni harfleri kullanır fakat Atatürk, ölümüne kadar kişisel notlarını büyük oranda eski harflerle almaya devam eder çünkü hem alışkanlık hem de eski harflerle yazı yazması, daha doğrusu hızlı şekilde yazması çok daha kolaydır. E not alırken de hız önemlidir tabi.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Asil Türk Kanı

    bir de demezler mi batının alfabesini yutturdular bize diye sanki arapça farsça milli dilimizmiş gibi.

    Dilde sadeleşme ve reform çabaları 17.yy a kadar dayanır ,Atatürk ile alakası yok sadece.

    Edebiyat dersi görenler bilirler , divan edebiyatında mahallileşme akımı vardı .Ağır farsça arapça tamlamaların kullanmaması gereketiğini savunurlardı, kurucusu Nedim olabildiğince dili kolaylaştırmaya çalışmıştı.Aruz ölçüsü yerine hece ölçüsü kullanmıştı halk edebiyatımız gibi.

    Ondan sonra tanzimat edebiyatında da sadeleştirme ve reform çabaları vardı fakat başarılı olamadı.

    Süslü ve orta nesir Osmanlı zamanında da anlaşılmıyordu zira karışık bir yapıya sahipti ve sadece dergahlara eğitim görmüş hocalar falan anlayabiliyordu.

    Atatürk işte bunu kırmak için çabaladı ve 17.yy da başlayan akımı zirvede noktaladı.Latin harfleri bir çok açıdan ülkeye kolaylık sağladı.Osmanlının 19.yy daki gelişme ivmesine paralel büyüseydi Türkiye , şu anda ilk 30 ekonomi içinde bile olmazdık.Okuma yazma /eğitim meselesine hiç girmiyorum bile .Bugün insanların büyük çoğunluğu okuduğu gazeteyi anlıyorsa Atatürk ün katkısı büyük.

    Atatürk'ün kırmaya çalıştığı şeyi çok yanlış anlamışsın. Atatürk'ün edebiyat yahut dil ile en ufak derdi olmamıştır. Hatta bir ara Öz Türkçe diye dil devrimi yapmaya kalktı yanındaki güruh ve bu hevesle 1936'da bir konuşma yapmıştır ki inanılmaz birşey. Başka bir konuya yazmıştım konuşma metnini, eminim kendi bile anlamamıştır ne söylediğini ve ezberlemiştir.
    Bu felaketi gördükten sonra dil devrimi denen saçmalıktan tamamen vazgeçip bir daha o alana dokunmamıştır. O senin dediğin dil devrimi 70'li yıllardaki TDK'nın eseridir.

    Edebiyat dersini kimden gördüm bilmiyorum fakat Gönül Tekin'i dinlemende fayda var. Osmanlı tarihi konusunda İnalcık ne ise divan edebiyatı konusunda da Gönül Tekin odur. Hem metinlerden görülüyor hem de Gönül hocanın söylediği gibi divan edebiyatının en ağır olduğu dönem 17 sonu ve 18. yüzyıldır. 16. yüzyıldan itibaren oldukça ağır ve ağdalı bir hale gelmeye başlamıştır zira o tarihlerde Osmanlı artık bir cihan imparatorluğu haline gelmiştir ki büyük devletin resmi edebiyatı, devlet büyüdükçe dili ağırlaşır ve istisnasız tüm devletlerde doğu batı fark etmeden bu vardır. Bir şark devleti olarak bizim resmi edebiyatımız olan divan edebiyatı için de aynı şey olmuş ve normal tarihi belgelerin dili gayet rahat anlaşılır iken, divan edebiyatının dili ağırlaşmaya başlamış ve devletin zayıflamaya başladığı 17. yüzyıl sonu itibariyle de bu durum zirve yapmıştır çünkü devletin gücü ile kültür-sanat ilişkisi ters orantılıdır.
    Ayrıca divan edebiyatı dilinin ağır olması da gayet doğaldır çünkü bu edebiyat, halktan sıradan kişiler anlasın diye yapılmamıştır onu hedeflemez. Divan edebiyatı içerisinde neredeyse her mısrada geçmişi çok eskilere dayanan hatta içinde bol bol Sümer kalıntıları dahi bulabileceğiniz kalıplar vardır. Zaten o ağır kalıpları da bu işin ehli olan insanlar kullanır ve amacı odur.


    Ayrıca, son cümlen ile Atatürk'ün en ufak alakası yok. Gazetede okuduğunu anlamaktan bahsediyorsun. Hiç gazetelerin arşivini okudun mu ? Ben çok okudum. Okuma yazma bilen herkes okuduğu gazeteyi anlardı. Fakat sen bugün, o arşivdeki gazeteyi okuduğun zaman anlayamıyorsun. Ondan önce asıl bu konuda ne yapabiliriz diye düşünmen gerekiyor, şurada 30 40 sene öncesine kadar çıkmış olan gazeteyi açtığın zaman yarısından fazlasını anlayamayacak hale gelmiş durumdasın. 100 sene öncesinde çıkmış gazete ile 50 sene önce çıkmış gazete arasında dil olarak fark olmamasına rağmen sen bugün ikisini de anlayamıyorsun. Yani problem senin dilindeki yozlaşmada, önce onu bir hallet.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Dreatlord

    Amaa amaaaa Osmanlı torunuyuz Dünya deviyık Atalarımız ağaçlara altın asıyorlardı Padişah halkını çok sevdiği için okuma yazma öğretmedi.

    Zaten 1920-2000 arasında ülke uzay çağına geçti.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lila Pause

    quote:

    Orijinalden alıntı: Dreatlord

    Amaa amaaaa Osmanlı torunuyuz Dünya deviyık Atalarımız ağaçlara altın asıyorlardı Padişah halkını çok sevdiği için okuma yazma öğretmedi.

    Zaten 1920-2000 arasında ülke uzay çağına geçti.

    Yok 1 gecede cahil kaldık, 2002den sonra o cahillik bitip uzay çağına geçtik.




  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.