Pahalılıktan Dışarıdan Yemek Yemeyi Bırakanlar? (10. sayfa)

quote:

Orijinalden alıntı: sioux

tatlı-salata-yoğurt dan 1 i mi? hepsi mi geliyor

quote:

Orijinalden alıntı: piyanist2014

Türk zihniyetindeki ticaret kazancı "Kat kat kâr" anlamına geliyor. Yani öyle belli bir yüzde kâr kimseyi tatmin etmiyor. Bizim insanımızdaki zihniyet, eğer bir iş yapıyorsan hep misliyle kâr edecek ve kısa zamanda ev, araba falan alacaksın.

Geçen yıl Bosna'da bu konuda öyle bir düzen ve ahlâki anlayış gördüm ki, kendime dedim "Biz çürümüşüz!"... Adamlar belli bir yüzde kâr koyuyor ve öyle kazanç sağlıyorlar. Mesela oradaki en lüks biralardan biri olan Karlovacko'nun şişesini marketlerden 1,60 Mark'a alıyorken, diğer restoran gibi mekanlarda 2,00 Mark'a içiyordum. En lüks olanında bile. Yani birinde 2 diğerinde 3 falan yok. Gittiğin yerde "Burada acaba kaça veriyorlar?" diye düşünmüyorsun.

Malzeme alıp evde yemek yapmak resmen daha pahalıya geliyordu. Bu yüzden her türden mekânda her çeşit insan gün içinde rahatça yiyip içiyor.

Son gün hava limanının orada börek yemiştik. Etli börek yiyorsun, böreğin içinden tabağa dökülen iri et parçalarını çatalla toplamak zorunda kalıyorsun. Kocaman porsiyon etli börek için verdiğin ücret 3, Ayran için 1. Toplam 4 para birimine miden şişiyor.

Bizde etli kıymalı börek ya da pide yediğinde içindeki malzemeyi büyüteçle anca görebiliyorsun.

Buradaki mekanlarda 1,50'ye alınan meşrubatı 5'e 6'ya veriyorlar. Yani öyle yüzde üzerinden kâr yok. Hep misliyle olacak.

Ve ne yazık ki bu zihniyeti gittiğimiz yerlere de taşıyoruz. Yurt dışındaki birçok tanıdığımdan benzer şikâyetleri duydum. Orada mekân açan Türklerin fiyat listesine bakıyorsun, hadi yemekler bir kenara, adamlar sabit meşrubatları bile diğer yerel işletmelerden çok daha pahalıya satıyorlar. Kafa aynı kafa. Amaç aynı amaç.