Şimdi Ara

Zazaca Kürtçe Değil midir?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
128
Cevap
1
Favori
11.236
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Dersim’in asıl adı nedir? Bu bölgede oturanlar nereden, ne zaman gelmişlerdir? Akrabaları hangi ülkede yaşamaktadır? Türk müdürler; Kürt müdürler? Yoksa nedirler?

    Dillerinin özelliği nedir? Alevi midirler? Eğer önyargılarınızın tutsağı iseniz bu yazıyı hiç okumayınız. Yok anlamak-öğrenmek istiyorsanız; işte size 10 maddede Dersim gerçeği…

    Albert Einstein’ın sözünü bilirsiniz:

    “Önyargıları parçalamak atomu parçalamaktan daha zordur.”
    Ama bu baş belası tabuları yıkmak zorundayız.

    Çünkü…
    Hacı Bektaşi Veli’nin söylediği gibi, “ilimle gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.”
    Bu arada şu görüşümü tekrarlayayım:

    Kişi kendini hangi kimlikte görüyorsa, hissediyorsa öyledir. Ve saygındır.
    Ayrıca, kimileri gibi “alternatif tarih” adına inkarcılık yapacak da değilim.
    O halde…

    Gelelim Dersim derslerine…

    Madde 1) Dersim’in kökü nereye dayanıyor?

    Anadolu kavimler kapısıdır…

    Dersim bölgesine ilk yerleşimin M.Ö 6 binlere kadar uzandığı biliniyor.
    Subarlar, Hurriler, Asurlular, Hititler, Akadlar, Frigyalılar, Urartular, Medler, Persler, Makedonyalılar, Kapadokyalılar, Romalılar, Sasaniler, Araplar, Bizanslılar, Selçuklular, Moğollar, Akkoyunlular, Osmanlılar gibi kimler gelip kimler geçti.

    Dersim bölgesine kimi “İşuva” adını verdi: kimi “Supani”…
    Yaşayanlara kimi “Muştular” dedi; kimi “ Müşkiler”…

    Ne diyordu koca Ahmet Arif:
    “Beşikler vermişim Nuh'a
    Salıncaklar, hamaklar,
    Havva Ana'n dünkü çocuk sayılır,
    Anadoluyum ben,
    Tanıyor musun ?..”


    Madde 2) Dersim’in adı nereden geliyor?


    Dersim; Farsça, “der” (kapı), “sim” (gümüş) sözcüklerinden oluşan bir isim tamlamasıdır. Türkçe’ye “Gümüşkapı” olarak çevirebiliriz.

    Güney ağızlarında Dersim, “Darsim” diye telaffuz ediliyor. Kimi tarihçi bunun sadece söyleniş olmadığını belirtiyor. Onlara göre “Darsım” Zazaca bir sözcük; ‘dar” (ağaç) ve “sim” (gümüş) idi; ve Darsım aslında “Gümüşağaç” demekti.

    Bu teze göre, Dersimliler “ağaca tapınmaları” nedeniyle bu ismi kullanıyorlardı!
    Ancak yazdığımız gibi bölgeye birçok uygarlıklar geldi. Ve bunların çoğu isim değiştirdiler.
    Örneğin Çemişkezek bölgesine; Hititler “Zuhma”; Urartular “ Tamişkiş”; Romalılar “Hieroplis”; Bizanslılar “Tsimisca” dediler…

    Dersim’in adı uzun yıllar “Daranalis” olarak kaldı. Bu ismin, M.Ö 519’da Doğu Anadolu’yu fetheden Pers Kralı Dara’nın adından kaynaklandığı ileri sürülüyor.
    Bu noktada “Daranalis” ve Persler’in adını geçirmemizin özel bir nedeni var. Çünkü Dersimlilerin asıl yurtları Anadolu değil; İran.

     Zazaca Kürtçe Değil midir?



    Madde 3) Dersimliler aslında nerelidir?

    Horasanlıdırlar.

    Hazar Denizi’nin güney batısında (Tahran’ın kuzeyinde) Deylem/Daylam bölgesinde, Pers öncesi halklardan bir topluluk yaşardı: Deylemliler/Daylamlılar!

    İran’daki Büveyhoğulları Devleti’ni (932-1056) bunların kurduğu biliniyor.
    Bu halk 13’üncü yüzyılda Moğol istilasından kaçarak Anadolu’ya geldiler. Anadolu’da yaşadıkları bu bölgeye kendi adlarını verdiler.

    Madde 4 ) Dersimlilerin akrabaları kimler?

    Günümüz İran’ın Kuzey Horasan Eyaleti’nde Deylaman bölgesi vardır. Lahican, Siya, Kal, Koh, Mazendaran, Rast, Gibal, Pir Pulur, Fumen, Gerekerd, Gilan, Teberistan, Chalus, Kalar, Enzeli, Varemin, Bar, Tufem, Rudsa, Muvaz, Kohaman, Hasan Rud, Emurluh gibi yerlerde yaşayanlar Dersimlilerin akrabalarıdır.
    Konuştukları dil ise Zazacadır.

    “Dersim’de Kökler” adlı kitabından yararlandığımız Ali Kara, İran’daki “Dersimliler” konusunda araştırma yaptı. Anadolu’daki Dersimlilerle konuşma, türkü söyleme, inanç, yaşam tarzı konusunda aynı olduklarını yazdı. Kadın-erkek eşitliğini; kadınların başlarını kapatmadığını, isimlerin doğa adları olduğunu gözlemledi. “Cem”lerine katıldı. Aslında Şamanizm’in, Zerdüştlüğün hala yaşatıldığını fark etti.


     Zazaca Kürtçe Değil midir?


    Madde 5) Dersim dilinin kökeni nedir?

    Persler’in “Bisitun Kitabeleri”nde Deylemlilerin konuştukları dile “Zuzu” deniyor. “Zuzu” bugünün anlamıyla Zaza!

    Kimi dilbilimcilerine göre bu dilin adı, Deylem’den türeyen “Dımılıce”dir.
    Bu nedenle bilimsel sınıflandırmada bu dil ailesinin "Kuzeybatı İranî diller" grubunda yer aldığı belirtilmektedir.

    Dil bilimcileri ve Zazalar, Zazaca/Dımılıce’yi bir dil olarak kabul eder.
    Keza İranoloji dilbilimine göre de, Zazaca başlıbaşına bir dildir.

    Kürdolojinin babası sayılan V. Minorsky; ve David Mc Kenze, Prof, Goiche Kojima, Susani, Oskar Mann ile Karl Hadank gibi bilim adamları Zazaca'nın bir Kürt lehçesi olmadığını kanıtlamışlardır.
    Zazaca; eski dillerden Partça’nın devamı olarak kabul edilir

    Fakat bazı Kürdologlar bu durumu kabul etmezler; Zazaca'yı Kürtçe'nin dört lehçesi arasında sayarlar.
    Bütün Kürtler meseleye “milliyetçilik penceresinden” bakmazlar; “Kürdistan Milliyetçilik ve Dil” kitabının yazarı Amir Hassanpour gibi kimi Kürt dilbilimciler, Zazaca’nın Kürt lehçelerinden yapısal olarak farklı olduğunu yazar.

    Yine de bazı Kürt “aydınlar”, Zazalar’ın Kürt olmadığını iddia edenlere ateş püskürürler. Ebubekir Pamukçu, Ali Kaya veya Kürt M Şerif Fırat gibi yazarları “inkarcılıkla” suçlarlar!
    Şurası bir gerçektir ki, Zazalar’ın önemli bir bölümü günümüzde Kürt kimliğini benimsemişlerdir.

    Bu arada…

    Bazı Türkologlar da, Zazaca'yı Türkçe'nin bir lehçesi varsayar ve; Zazaların Horasan'dan gelen Türk boyu olduğunu iddia ederler. Bunlara göre Zazalar, Dersim’e gidince Kürtleşmişlerdir!
    Devletin resmi tarih tezi de böyledir.
    Kuşkusuz bu “resmi tarihtir ve mutlaka yanlıştır” anlayışı doğru değildir.


    Madde 6 ) Zazaca konuşulan iller hangisi?

    Tunceli(bütün ilçeler);

    Bingöl (bütün ilçeler);

    Elazığ (Batı bölgesi hariç);

    Diyarbakır (Ergani, Çermik, Dicle, Lice, Çüngüş, Hani, Kulp, Eğil, Hazro); Urfa (Siverek, Bucak);

    Muş (Varto);

    Sivas (Zara, İmranlı, Ulaş, Kangal, Hafik, Divriği, Gürün) Adıyaman (Gerger);

    Erzincan(merkez ve Tunceli'ye yakın yerlerde); Batman (Merkez, Sason); Bitlis(Mutki,Tatvan);

    Malatya (Pötürge, Doğanyol, Arguvan);

    Ardahan(Göle); Uşat Eşme gibi Batı’daki bazı ilçe ve köylerde de sürgünler nedeniyle konuşulmaktadır.
    Zazaca sadece Türkiye’de konuşulmuyor. İran’da da en az 1 milyon insanın Zazaca konuştuğu biliniyor. Bunların küçük bir bölümü, Çaldıran Savaşı’ndan sonra Anadolu’dan kaçan Türkmen aşiretleridir.

    Madde 7) Dersimliler Alevi midir?

    Zerdüşt/Yezidi olan Deylaman halkı 873’te Müslüman oldu.
    917’de ise Caferi Sadık mezhebini / Aleviliği kabul ettiler.

    Kimi tarihçiye göre Zaza Aleviliği; Şii inancıyla, Zerdüştlüğün gelenek ve göreneklerinin bileşiminden oluşmuştur.

    Gelelim Anadolu’daki Dersimlilere…

    Dersim denince akla 126 aşiret ve boyun birleşmesi geliyor. Bunların hepsi Zaza değil. İçlerinde Türkmen aşiretleri de var.

    Bu aşiretlerin hepsinin tarihsel hikayesi farklı olduğu için hepsini ayrı ayrı ele almak gerekir. Bölgeye geliş tarihleri bile farklılıklar gösterir. Örneğin Hz. Muhammed soyundan geldiklerini iddia eden Kureyşan Aşireti, Melihşah döneminde Dersim’e geldi.

    Geliş tarihleri farklı olsa da Dersim bölgesindeki Zazalar’ın büyük çoğunluğu Alevi’dir. Fakat Sünni olan Zazalar’ın bulunduğunu da eklemeliyiz:

    Örneğin Cibranlı Halit Bey Sünni bir Zaza Kürdü’ydü.

    Madde 8) “Tunceli” adı ne zaman verildi?

    Vakit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak 1937-38 Dersim İsyanı’nı bastıran askeri harekatın adının “Tunç- Eli” olduğunu ve operasyondan sonra Dersim’e “Tunceli” adının verildiğini yazdı. Doğru değildir.

    Osmanlı, Tanzimatla birlikte yeni idari yapılanmaya gitti.
    O tarihe kadar “başına buyruk olan” Dersim sancaktı.
    1847’te; Hozat merkez olmak üzere Erzurum vilayetine bağlıydı;.
    1859’da; Harput eyaletine; 1867’de ise topraklarının bir bölümü Erzincan sancağına dahil edildi.
    1879’da ayrı bir vilayet oldu.
    1886’da tekrar mutasarraflığa indirildi.
    1892’de Elazığ’a bağlandı.

    Görüldüğü gibi Osmanlı, Dersim’i hep bölerek yönetmek tavrı içinde oldu.
    Gelelim Cumhuriyet dönemine:
    Dersim 1923’te ilçe yapılarak Elazığ’a bağlandı.

    Ancak…

    25 Aralık 1935’te, 3195 sayılı, 2884 no’lu kanunla “Tunceli” adıyla il yapıldı.

    Sünniliği devletin resmi ideolojisi haline getiren Osmanlı’nın Dersim’e bakışı belliydi. Peki ya Cumhuriyet’in?
    Bunu İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’nın isteğiyle sadece 100 adet basılan “Dersim” kitapçıktan anlayabiliyoruz:
    “Dersim’in coğrafi ve toplumsal yapısı, çapulculuk ve isyana teşvik edicidir. Halk bu yüzden vergi vermiyor, yasa dinlemiyor ve askerlik hizmeti yapmıyor. Toprağı tarıma elverişli olmadığı için çapulculuk yapıp çevre bölgelerdeki halka baskın yapıyor. (2700 kaçak vardı.)

    Halkın gerçek efendileri; şeyh, seyyid, dede, ağa ve bey takımıdır. Dersim mutlaka devletin egemenliğine girmelidir. Ancak bölgede sadece asker ve jandarma bulundurmakla itaat sağlanmaz. Köklü ıslahat şarttır.
    Dersim halkı Oğuz boylarından gelmiş Türkmenlerdir. Sonradan Kürtleşmişlerdir. Türk kökenlerine çevirmek için kışlaların yanına okul yapılmalıdır.

    Ağalar ve Seyyidler bölgeden Türklerin yoğun olduğu bölgelere sürülmelidir.”
    Cumhuriyet, Dersim’i merkeze hükümetin kontrolüne alıp çağdaşlaştırmak istiyordu.

     Zazaca Kürtçe Değil midir?



    Madde 9) Atatürk’ü seviyorlar mı?

    Dersimliler, Kurtuluş Savaşı’nda Mustafa Kemal’in yanında yer aldı.

    Sivas ve Erzurum kongrelerinde 250 Zaza gönüllü koruyuculuk yaptı.

    Kongrelere Diyap Ağa ve Hasan Basri’yi milletvekili olarak gönderirler.
    23 Nisan 1920’de açılan Büyük Millet Meclisi’ne ise altı milletvekiliyle temsil edildiler.

    Şeyh Said isyanına katılmadılar.
    Dersimlilerin Atatürk sevgisinin iki nedeni vardır:

    Birincisi, Cumhuriyet Aleviler’i özgürleştirmişti.
    İkincisi Aleviler Atatürk’ün Alevi olduğunu düşünüyordu. Kimi Alevi’ye göre ise Atatürk “mehdi” idi.

    Madde 10 ) Dersimliler niye ayaklandı?

    Temel sebep; ülkenin batısını siyasi, iktisadi ve kültürel olarak “modernize eden” Cumhuriyet yönetiminin, artık ülkenin doğusuna da el atmasıydı.

    Cumhuriyet bölgedeki yoksulluğu-geri kalmışlığı ortadan kaldırmak istiyordu.

    O küçük bütçesine rağmen 4 milyon lira ayırmıştı. Bununla yollar, köprüler yapmayı planlıyordu.
    Bölgeye “el atma”nın siyasi nedeni ise; Cumhuriyet’in, ağa ve şeyhlerin hüküm sürdüğü feodalizmi tasfiye etmek istemesiydi. Atatürk aşiret sisteminin yıkılmasını ve toprak reformu yapılmasını istiyordu.
    Meselenin kültürel ayağı da vardı. Dersim halkını Kürtleşmiş Türk olarak görüyorlardı. Mecburi iskan yasası çıkarılarak, Dersim aşiretlerinin Türklerin yoğun yaşadığı bölgelere göndererek Türkleşmesinin sağlanacağını planlıyorlardı.

    Ankara’daki bazı bürokrat ve siyasilerin Osmanlı döneminden kalma, “Sünniler devlete bağlıdır, Aleviler kötülüklerin başlıca nedenidir” şeklindeki Alevi düşmanlığıyla yaptıkları yönlendirmeler “reformların” sert olmasına yol açtı.

    Cumhuriyet kadroları reformları hayata geçirme konusunda ikiye bölündü; Vali Cemal Bey gibi uzlaşmadan yana olanlarla, Umum Müfettişi İbrahim Tali gibi sert tedbirlerin alınmasından yana olanlar arasında.
    En sert görüşler Mareşal Fevzi Çakmak’a aitti; Kürt memurlara bile karşıydı!

    Diğer yanda…

    Şunu da eklemem gerekiyor; 1937-38 askeri harekatı Dersim’e yapılan ilk operasyon değildi.
    1861’den başlayarak Dersim’e sürekli askeri harekatlar düzenlendi.
    Yazdığım gibi bunun temel nedeni iktisadiydi.

    Tanzimat’ta da, II. Meşrutiyet’te de, Cumhuriyet’te de aynı durumla karşılaşılmıştı: Aşiret ağaları yeniden yapılandırılan merkezi yapının kontrolüne girmek istemiyordu. Kendi kanunlarını kendilerinin koyduğu feodal düzenin yıkılmasına karşı çıkıyorlardı.

    Bölge halkının yoksul ve cahil olması, feodal düzenin sürmesini isteyenler tarafından hep kullanılmıştır.
    Kuşkusuz onlarca zulme uğramış Dersimlilerin merkezi iktidarlara güvensizlikleri de bunda etken olmuştur.
    Aynı bugün olduğu gibi…



    ANADOLU

    Beşikler vermişim Nuh'a
    Salıncaklar, hamaklar,
    Havva Ana'n dünkü çocuk sayılır,
    Anadoluyum ben,
    Tanıyor musun ?

    Utanırım,
    Utanırım fukaralıktan,
    Ele, güne karşı çıplak...
    Üşür fidelerim,
    Harmanım kesat.
    Kardeşliğin, çalışmanın,
    Beraberliğin,
    Atom güllerinin katmer açtığı,
    Şairlerin, bilginlerin dünyalarında,
    Kalmışım bir başıma,
    Bir başıma ve uzak.
    Biliyor musun ?

    Binlerce yıl sağılmışım,
    Korkunç atlılarıyla parçalamışlar
    Nazlı, seher-sabah uykularımı
    Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar,
    Haraç salmışlar üstüme.
    Ne İskender takmışım,
    Ne şah ne sultan
    Göçüp gitmişler, gölgesiz!
    Selam etmişim dostuma
    Ve dayatmışım...
    Görüyor musun ?


    Nasıl severim bir bilsen.
    Köroğlu'yu,
    Karayılanı,
    Meçhul Askeri...
    Sonra Pir Sultanı ve Bedreddin’i.
    Sonra kalem yazmaz,
    Bir nice sevda...
    Bir bilsen,
    Onlar beni nasıl severdi.
    Bir bilsen, Urfa'da kurşun atanı
    Minareden, barikattan,
    Selvi dalından,
    Ölüme nasıl gülerdi.
    Bilmeni mutlak isterim,
    Duyuyor musun ?

    Öyle yıkma kendini,
    Öyle mahzun, öyle garip...
    Nerede olursan ol,
    İçerde, dışarda, derste, sırada,
    Yürü üstüne - üstüne,
    Tükür yüzüne celladın,
    Fırsatçının, fesatçının, hayının...
    Dayan kitap ile,
    Dayan iş ile.
    Tırnak ile, diş ile,
    Umut ile, sevda ile, düş ile
    Dayan rüsva etme beni.

    Gör, nasıl yeniden yaratılırım,
    Namuslu, genç ellerinle.
    Kızlarım,
    Oğullarım var gelecekte,
    Her biri vazgeçilmez cihan parçası.
    Kaç bin yıllık hasretimin koncası,
    Gözlerinden,
    Gözlerinden öperim,
    Bir umudum sende,
    Anlıyor musun ?

    (Ahmed Arif)

    Soner Yalçın

    Kaynak



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi İlahi Morluk -- 20 Aralık 2009; 11:05:46 >







  • Yapay Zekanın Yanıtı

    Zazaca Kürtçe Değil midir?

    Zazaca, Kürt dillerinden biri olarak kabul edilir. Bununla birlikte, Kürtçenin bir lehçesi değil, ayrı bir dildir.

    Zazalar, kendilerini Kürt olarak tanımlamazlar ve dillerini "Kürtçe" olarak adlandırmazlar. Zazaca ve Kürtçe farklı dil ailelerine aittir. Zazaca, Hint-Avrupa dil ailesine aitken, Kürtçe İran dilleri grubuna dahildir.

    Zazaca ve Kürtçe arasındaki farklar, dilbilimciler tarafından iyi belgelenmiştir. Fonetik, gramer ve sözcük dağarcığı açısından önemli farklılıklar bulunur. Örneğin, Zazaca'da Kürtçe'de bulunmayan birçok ses ve dilbilgisi yapısı vardır.

    Zazaların, Kürtlerden farklı bir etnik kökene sahip olduğu düşünülmektedir. Zazalar, eski bir İran halkı olan Medlerin torunları olarak kabul edilirken, Kürtler eski bir Hint-Avrupa halkı olan Parsların torunlarıdır.

    Zazaca'nın, Kürtçe'den farklı bir dil olması gerçeği, UNESCO gibi uluslararası kuruluşlar tarafından da kabul edilmektedir. UNESCO, Zazaca'yı Kürtçe'den ayrı bir dil olarak tanımaktadır.

    Sonuç olarak, Zazaca bir Kürt dili değildir, ancak Kürt dil ailesiyle ilişkili ayrı bir dildir. Zazalar, kendilerini Kürt olarak tanımlamazlar ve dillerine "Kürtçe" demezler. Zazaca ve Kürtçe arasında fonetik, gramer ve sözcük dağarcığı açısından önemli farklılıklar vardır.

    Yapay Zekanın Yanıtını Genişlet
  • Iyi güzelde etnik bir guruba neden dini karistirmis?Zazalarin aleviside var,hanefiside.Ayni Tûrklerde oldugu gibi.Birde nerden gelmis falan diyorsun.Adamlar hep ayni bôlgede yasamislar.ve oranin halklariyla zaten benzerlikleri var.Din olarak dil olarak.
    Yani isveç veya norveç yada marstan falan gelmemisler.
  • soner yalçın yine çok güzel bir yazı yazmış zaten gazetede okumuştum sabah özellikle 10.maddeyi bence herkes okumalı
  • Güzel bir yazı, okumakta fayda var.
  • asd



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mega Therion -- 2 Ekim 2017; 3:40:19 >
  • zazalar ile kürtler pek anlaşamaz (hem konuşma olarak hem de diğer türlü) ve kızdırırsanız biz zazayız kürt değiliz derler
    ancak batıda zazayım diyenle kürdüm diyeni ayırt etmeniz zordur uzun süre gözlemlemiş olmanız ve içlerinde yaşamanız veya arkadaşlık yapmanız lazımdır. zaza ile mi arkadaşlık kurmak istersin kürt ile mi derseniz herkes herkesle bir şekilde arkadaşlık kurabilmeli
    sonuçta herkesi Allah(c.c) yarattı. yaradılanı hoş gör yaradandan ötürü anlayışına sahip gelenekten geliyorum.
    ancak kendi fikrim zazalar ile kürtler farklı,
    şimdi bunu açmak gerekirse birincisi dil olarak çoğunlukla anlaşamazlar,
    iki taraf aynı lehçe ile konuşursa anlaşabilirler yoksa anlaşamazlar,
    ikincisi fikir olarak anlaşamazlar
    benim gözlemlerime göre tanıdığım zazalar devlete daha sıkı bağlı ve ayrılıkçı fikirlere sahip değildiler,
    ama tanıdığım kürtler devlete daha zayıf bağlı ve daha ayrılıkçı fikirlere sahipti ancak şiddet yanlısı değillerdi,
    ancak her yerde durum farklı olabilir yani bir k,şi nerede yaşarsa yaşasın devlete bağlı veya aykırı olabilir bunu unutmamak gerekir
    bu herkesin kendi görüşü batıda olup hizbuttahrirci olan da var

    tr.wikipedia.org
    Zazalar - Vikipedi
    http://tr.wikipedia.org/wiki/Zazalar
    sitesinde birtakım bilgiler var doğru bilgiler de var yanlış bilgiler de ama baya şey yazılmış




  • Ayrıca İran'daki Taleshi ve Gilakiler ile de yakınlardır.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Değildir.

    Bazı kürtçüler kırmançi ile zazaca iki, ayrı lehçedir diyorlar amaBir zaza ile kürt birbirlerinnin konuşmasından hiçbirşey anlamazlar.

    Hatta yanılmıyorsm mahsın kırımızıgül ben kürt değilim zazayım diyordu.
  • ingilizlerin ve fransızların işgaline uğramadan önce kürtçenin birçok lehçesinin olduğunu ve birbirlerini anlamadıklarını okumuştum.zazalar büyük ihtimalle kürttür veya kürtlerle akraadır.
  • ....

    Doğu ve Güneydoğu’da “Zazaların”, “Türkmenlerin”, “Azerilerin”, “Arapların”, “Süryanilerin”, “Keldanilerin”, “Ermenilerin”, “Yezidilerin”, ayrıca sayıları az da olsa “Çerkez”, “Çeçen ve Abaza” kökenli toplulukların da yaşadıkları unutulmamalı.

    Şark meselesi irdelenirken, konuya bu perspektiften bakılmalı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu halkını topyekûn “Kürt” hanesine kaydeden siyasetçi ve yazarların büyük bir hata içinde oldukları gayet açık.

    Bunlar bu tutumlarıyla, terör örgütü PKK’nın ve diğer Kürtçü odakların düzmece tezlerine katkı sunduklarının farkında değiller galiba.


    Bilmeyenler için bir kez daha yineleyelim:

    Zazalar, Kürtlerden ayrı bir halktır.

    Zaza dili, Kürtçü unsurların iddialarının aksine Kürtçe’nin bir şivesi değildir.

    Zazaca, gramer ve sözcük haznesi itibariyle Kürtçe ile dilbilimsel yönden bir yakınlık göstermemektedir.

    Alevi Zazalar, Dersim (Tunceli), Erzincan, Sivas; Sünni Zazalar ise Elazığ, Diyarbakır, Bingöl, Siverek (Şanlıurfa) kentleri kapsamında yoğunlaşmışlardır.

    Kürtler ise anılan kentlerde azınlık durumundadırlar.

    Türkiye sınırları dışında bulunmayan Zazalar, ülkemize özgü bir etnik grup olup, Anadolu’nun yerli halkı sayılırlar. Dersim’de, tarihsel süreç içinde Zazalaşmış olan bazı Türkmen oymaklarının (Balaban, Sarı Saltık, Koç Uşağı vs.) varlığı da söz konusu.

    Öte yandan, son tartışmalarda tekrar gündeme gelen yakın tarihimizdeki Şeyh Said (1925) ve Dersim (1937) ayaklanmalarının Kürtlük/Kürtçülükle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.


    Zazalara ait olan bu isyanların, çok hatalı bir şekilde resmi ve askeri literatüre de “Kürt isyanları” şeklinde yansıtılması sonucu, Kürtçü unsurların “silahlı mücadele” tarihine haksız bir “kazanç” olarak yazılmasına yol açmıştır.

    Palu’daki Nakşibendi tarikatı postnişini Şeyh Said’in, cumhuriyetin kuruluşunun akabinde başlatılan devrimlere tepki göstererek isyan ettiği mevcut belgelerle sabittir.

    Seyid Rıza’nın da bir Alevi/Kızılbaş dedesi olarak, Dersim’in geleneksel yapısının değiştirilmesine ve yörede yoğun bir şekilde yapımına başlanan askeri karakolların inşasına yönelik tepkisi söz konusu.

    Ancak, bilinen bu gerçekler ve unutulmaya terk edilmiş arşiv belgeleri göz ardı edilerek, her iki olaya da çok yanlış bir şekilde “Kürtlük” damgası vurulmuştur.

    Bugüne kadar maalesef devlet yetkilileri de dahil, akademik kuruluşlar, bilim adamları, aydın ve yazarlar, “Kürt” olgusunu kabul ederken, Zazaları çok haksız bir biçimde ya Kürtlerle özdeşleştirmiş ya da dışlamışlardır.


     Zazaca Kürtçe Değil midir?


    Zaza olgusu, sosyoloji açısından dışlanmış bir varlık alanı olarak günümüze dek hem aydınlarımız, hem de bazı güç odaklarınca Kürt ekseninin içine itilmiştir. Bu tür bir yaklaşımın alt yapısında iç ve dış güçlerin propagandist eylem biçimlerinin önemli rol oynadığı, bunun da Kürtçü unsurların amaçladıkları “Kürdistan” teorisine güçlü bir alt yapı hazırladığı bilinmektedir.

    Diğer taraftan, üniversiteler ve akademik kuruluşlar, bugüne kadar bölgenin demografik yapısını analiz etme ihtiyacını duymamış ve böylece siyasi Kürtçülerin ekmeğine yağ süren bir tutum içine girmiştir.

    Bu yöndeki boşluğu fark eden PKK, stratejisini oluştururken bu hususu göz ardı etmemiştir.
    Nitekim Abdullah Öcalan, “Kürt Dosyası”nda Gazeteci Rafet Ballı’nın sorularına verdiği cevapta;

    “ PKK’da sentez var. Alevi yörelerde ve Zazaların olduğu yerlerde de PKK gelişiyor. Mesela Bingöl’de hızlı gelişmeler yaşanıyor. Ben yalnız Dersim tipolojisini yaratmakla kalmadım. Siirt, Mardin, Kars, Urfa tipolojisini de yarattım. Olumlu olumsuz özellikleri nelerdir, bunları nasıl birleştirebiliriz diye bölge çapında değerlendirmeler yaptık. Sonuçta PKK’da bir sentez oluştu.” demiştir.

    Böylece, PKK şemsiyesi altında çeşitli etnik/dini/mezhebi gruplar birleştirilerek bir “Kürt üst kimliği” yaratılmak istenmiş, Zaza bölgelerinde Aleviliğin veya Zazalığın, “Kürtlüğün” önüne geçmesi engellenmiştir.

    PKK ve diğer Kürtçü unsurlar, öteden beri Zazaları Kürtlerin bir alt-grubu olarak kabul ederek yanlarına çekmeye çalışmışlardır. Bu yaklaşıma ne yazık ki, son zamanlarda devletin bir kuruluşu olan TRT-6 (Şeş) de alet edilmiştir. TRT-6 (Şeş)’in programlarında, Zazalar “Kürt” olarak gösterilmiş, Zaza diline de “Kürtçe’nin lehçesi” denilmiştir. Bu sakat anlayışa halen de devam edilmektedir.

    Hükümetin “demokratik açılım” projesi kapsamında yürütülen çalışmalarda da Zazaların Kürtleştirilmesi yönündeki sakat anlayış sürdürülmektedir.

    Örneğin; Mardin Artuklu Üniversitesi bünyesinde açılan “Türkiye’de Yaşayan Diller Enstitüsü”nde görevlendirilen Kürt akademisyenler, siyasi Kürtçü tezlere uygun bir şekilde hazırlayıp YÖK’e sundukları bir raporda, Zazaları Kürtlerin bir alt grubu olarak göstermiş ve ne hazindir ki YÖK de bu raporu onaylamakla, Zazaların Kürtleştirilmesi projesine destek vermiştir.

    AKP hükümetince, “açılım” projesi çerçevesinde Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde okullarda uygulamaya konulması amaçlanan “Kürtçe Dersi” dayatmasıyla, Kürtçe’nin “K”sını dahi bilmeyen yöredeki Zaza çocukları devletin eliyle Kürtleştirilmek mi isteniyor?

    Bingöl ve Dersim’de halkın yüzde 90’ı, Elazığ’da halkın yüzde 70’i, Diyarbakır’da halkın yüzde 50’si Zazaca konuşurken, bu illerdeki devlet okullarında okutulması hedeflenen “Kürtçe Dersi” ile amaçlanan nedir?

    Devletin imkanları, bölgedeki Zaza, Türkmen, Azeri, Arap, Süryani, Keldani, Ermeni çocuklarına, Kürtlük bilincinin aşılanması için mi seferber ediliyor?

    Bu gafilce tatbikata dur diyecek kimse yok mu bu memlekette?



    Sinan Sungur/Araştırmacı




  • mükemmel bir paylaşım.
  • Sanırım zazaların haklarına sahip çıkma zamanı geldi
  • Ben bu konuda sözde sosyalist olan arkadaşları görmek isterim Hani Kürt faşistler Türklüğe saldıranlar var ya gelesiye kadar Düşüncelerini yazmalarına kadar bu konuyu yukarıda tutucam K.MARX bu konu eski bir konu görmemen imkansız ama göz ardı etmek kolay tabi değilmi?


    ZAZALARIN ÜSTÜNDEKİ KÜRT BASKISININ KALKMASINI İSTİYORUM ZAZALAR KÜRT DEĞİLDİR
  • merak ettiğim konular var.
    zazalar şuan trt 6 daki yapılan programda konusulan kürtçeyi anlıyor mu?
    üstteki yazıyı okudum.
    quote:

    Bingöl ve Dersim’de halkın yüzde 90’ı, Elazığ’da halkın yüzde 70’i, Diyarbakır’da halkın yüzde 50’si Zazaca konuşurken, bu illerdeki devlet okullarında okutulması hedeflenen “Kürtçe Dersi” ile amaçlanan nedir?

    sanki zazalar kürtlere göre çoğunlukta gibi bir izlenime kapıldım.doğru mudur?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: KızıL_Shaman

    Türklük söz konusu olunca hemen faşistlikle suçlamak,
    Konu Kürt ırkçılığı olunca evrensellik ile açıklamak,
    Sosyalist takılınıp Faşist şovanistliğin batağında debelenmek


    Sevgili Kızıl_Shaman,

    Öyle bir tabuyu sorgulamaya kalkıyorsunuz ki linç edilmeye çalışılmanız işten bile değil.
    Dünya değerlerinin hiç birine uymaz bizim getto Sosyalistliğimiz.
    En acımasız linç kültürümüz uyanıverir hemen.
    Dinci yobaza yobaz deriz de kendi yobazlığımız hiç gözümüze görünmez.
    Yazık ki sosyalist görünümlü faşistlik hala egemen Türk solunda.
    Etiketler/antetler hala kimlik yerine geçiyor, her ne kadar hiç uyuşmasa da.

    Bir gün uyanılacak mutlaka...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: lehrer35


    quote:

    Orijinalden alıntı: KızıL_Shaman

    Türklük söz konusu olunca hemen faşistlikle suçlamak,
    Konu Kürt ırkçılığı olunca evrensellik ile açıklamak,
    Sosyalist takılınıp Faşist şovanistliğin batağında debelenmek


    Sevgili Kızıl_Shaman,

    Öyle bir tabuyu sorgulamaya kalkıyorsunuz ki linç edilmeye çalışılmanız işten bile değil.
    Dünya değerlerinin hiç birine uymaz bizim getto Sosyalistliğimiz.
    En acımasız linç kültürümüz uyanıverir hemen.
    Dinci yobaza yobaz deriz de kendi yobazlığımız hiç gözümüze görünmez.
    Yazık ki sosyalist görünümlü faşistlik hala egemen Türk solunda.
    Etiketler/antetler hala kimlik yerine geçiyor, her ne kadar hiç uyuşmasa da.

    Bir gün uyanılacak mutlaka...















    Bu işler Etki tepki meselesi Hocam




  • Ben bir Dersim Zaza'sıyım (kendimi kategorize etmekten nefret ediyorum ama işte) Benim atalarımın dilinin Kürtçe yada Türkçe alaşımlı bir dil olması ,onlardan etkilenmesi bana batmıyorsa bazılarına (dikkat edin bazıları dedim) niye batıyor onu anlamış değilim. Zazaca açıktır ki ikisindende bağımsız bir dildir. Kürtçe ile yakınlığı vardır,çoğu kelime birbirine çok benzer fakat bu onu Kürtçenin bir lehçesi yapmaz. Biz bırakın Kürtçeyi , Şafii Zazaların Zazacasını bile anlamıyoruz ki onlarda Dersim Zazacasını anlamıyorlar (gerçi ben bile atalarımın dilini bilmiyorum,bana ne oluyorsa!) Bu sebeple aslında Zazacaya ''Dersimce '' denilirmiş eskiden.Herşey asimile olunca oda olmuş tabii ,Dersim isminin birilerine batması gibi ve tarihin tozlu sayfalarına karış(tırıl)mış olması gibi..

    Zazaca Kürtçeden etkilenmiş olabilir, bu beni mutlu eder, Türkçeden etkilenmiş olabilir buda beni mutlu eder, bir başka herhangi dildende etkilenmiş olabilir , ne kadar fazla dilden etkilenmişse beni o denli mutlu eder.. Her ayrı bir kültür ayrı bir dünyevi güzelliktir..Benim açımdan tek bir kültüre takılıp kalmak felakettir. Bakmayın yazımın başında ben Zazayım dediğime..Zazalıkta beni umurumda dğeildir, asli olan şey insaniyettir.Asıl asil insanda kanına,tenine falanına fistanına takılmayıpta ''BEN SADECE İNSANIM ULAN'' diyebilendir..Yaramız yok(şahsen benim) .Türk'te benim kardeşimdir, Kürt'te benim kardeşimdir.. Zoruna gideninde borusuna gitsin ,ben daha ne diyeyim.




  • Güzel

    quote:

    Orijinalden alıntı: Ice Cube

    Ben bir Dersim Zaza'sıyım (kendimi kategorize etmekten nefret ediyorum ama işte) Benim atalarımın dilinin Kürtçe yada Türkçe alaşımlı bir dil olması ,onlardan etkilenmesi bana batmıyorsa bazılarına (dikkat edin bazıları dedim) niye batıyor onu anlamış değilim. Zazaca açıktır ki ikisindende bağımsız bir dildir. Kürtçe ile yakınlığı vardır,çoğu kelime birbirine çok benzer fakat bu onu Kürtçenin bir lehçesi yapmaz. Biz bırakın Kürtçeyi , Şafii Zazaların Zazacasını bile anlamıyoruz ki onlarda Dersim Zazacasını anlamıyorlar (gerçi ben bile atalarımın dilini bilmiyorum,bana ne oluyorsa!) Bu sebeple aslında Zazacaya ''Dersimce '' denilirmiş eskiden.Herşey asimile olunca oda olmuş tabii ,Dersim isminin birilerine batması gibi ve tarihin tozlu sayfalarına karış(tırıl)mış olması gibi..

    Zazaca Kürtçeden etkilenmiş olabilir, bu beni mutlu eder, Türkçeden etkilenmiş olabilir buda beni mutlu eder, bir başka herhangi dildende etkilenmiş olabilir , ne kadar fazla dilden etkilenmişse beni o denli mutlu eder.. Her ayrı bir kültür ayrı bir dünyevi güzelliktir..Benim açımdan tek bir kültüre takılıp kalmak felakettir. Bakmayın yazımın başında ben Zazayım dediğime..Zazalıkta beni umurumda dğeildir, asli olan şey insaniyettir.Asıl asil insanda kanına,tenine falanına fistanına takılmayıpta ''BEN SADECE İNSANIM ULAN'' diyebilendir..Yaramız yok(şahsen benim) .Türk'te benim kardeşimdir, Kürt'te benim kardeşimdir.. Zoruna gideninde borusuna gitsin ,ben daha ne diyeyim.





  • Ice cube güzel söyledin dediklerine katılıyorum
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ice Cube

    Ben bir Dersim Zaza'sıyım (kendimi kategorize etmekten nefret ediyorum ama işte) Benim atalarımın dilinin Kürtçe yada Türkçe alaşımlı bir dil olması ,onlardan etkilenmesi bana batmıyorsa bazılarına (dikkat edin bazıları dedim) niye batıyor onu anlamış değilim. Zazaca açıktır ki ikisindende bağımsız bir dildir. Kürtçe ile yakınlığı vardır,çoğu kelime birbirine çok benzer fakat bu onu Kürtçenin bir lehçesi yapmaz. Biz bırakın Kürtçeyi , Şafii Zazaların Zazacasını bile anlamıyoruz ki onlarda Dersim Zazacasını anlamıyorlar (gerçi ben bile atalarımın dilini bilmiyorum,bana ne oluyorsa!) Bu sebeple aslında Zazacaya ''Dersimce '' denilirmiş eskiden.Herşey asimile olunca oda olmuş tabii ,Dersim isminin birilerine batması gibi ve tarihin tozlu sayfalarına karış(tırıl)mış olması gibi..

    Zazaca Kürtçeden etkilenmiş olabilir, bu beni mutlu eder, Türkçeden etkilenmiş olabilir buda beni mutlu eder, bir başka herhangi dildende etkilenmiş olabilir , ne kadar fazla dilden etkilenmişse beni o denli mutlu eder.. Her ayrı bir kültür ayrı bir dünyevi güzelliktir..Benim açımdan tek bir kültüre takılıp kalmak felakettir. Bakmayın yazımın başında ben Zazayım dediğime..Zazalıkta beni umurumda dğeildir, asli olan şey insaniyettir.Asıl asil insanda kanına,tenine falanına fistanına takılmayıpta ''BEN SADECE İNSANIM ULAN'' diyebilendir..Yaramız yok(şahsen benim) .Türk'te benim kardeşimdir, Kürt'te benim kardeşimdir.. Zoruna gideninde borusuna gitsin ,ben daha ne diyeyim.





    Siz ne yazıkki çok insan kaldınız Kültürünüze ve Tarihinize el atanlar var kendine yoranlar var bunlara dur demenizin vakti geldide geçiyor bile Hepimiz insanız Millet Birçok ırktan oluşan bir kavramdır Faşizmin her türlüsüne karşıyız Ancak sosyalizmi bile faşist ideolojilerine alet edenler var onlara ''he'' diyip geçmek var :)




  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.