Allah'a olan inancınızı kaybetmeyin. (3. sayfa)

Batıda adamlar, teknolojiyi nasıl daha ileriye götürürüz diye düşünüp; fizik, mühendislik, tıp ve diğer alanlarda teorik ve deneysel çalışmalar yaparlarken...

Türkiye'de de bir teknoloji formunda 19.yüzyılda Afrika'da yürütülen misyonerlik faaliyetleri gibi; İslam'ı yaymaya çalışan insanlarla karşılaşıyoruz.

Çok ilginçtir ki, bu insanlar kendi inançlarına (oruç, başörtüsü vb.) her daim saygı beklerken; inançsız olan birine denk geldiklerinde o kişiyi darlamaktan, inançsızlığının yanlış olduğunu söylemekten, dini kitaplarından ayetler paylaşmaktan hiç çekinmezler. Ve bunu yaptıklarında da büyük gurur duyarlar.

Hatta bazıları da, böyle kişilere denk gelmese bile.. "hmmm.. olm napsam ya? yapacak bişi de yok. ben gidiyim en iyisi internette islam propagandası yapayım" demekten çekinmezler.

İşin çok daha ilginç tarafı ise; bu inanan kişilerin çok büyük bir çoğunluğunun kutsal kitaplarının alfabesini dahi bilmemesi, açıp okumamış olmasıdır. Burada ayet falan paylaşanlar da, yorumunuzdan bir kelimeyi bulup "xxx ile ilgili ayet" diye "kafirlerin" icadı olan Google'dan aratıp buluyor.

İnternette insanların yorumlarına karşılık ayet paylaşan bu insanların büyük çoğunluğu; evinde fiziki olarak Kuranı Kerim kitabını bulundurmuyor bile. Aile evinde yaşayanlar ise evlerinde varsa bile, annesine-ninesine sormadan kitabın yerini bile bulamaz. Çünkü neden? Açıp okumamıştır. Ulan Google sen de olmasan bu adamlar ne yapacak ya...

Son ironik birşey daha... Sadece şu konuda ayet paylaşıp, en doğru inancı yaşadıklarını iddia edenlerin profilini görüntüleyin. Aaaa görüntülenmiyor. Neden? Bu Profil Korumalı  

Bu kadar ahlak ve inanç temsili kişiler; diğer mesajlarını, hareketlerini ve geçmişini acaba neden göstermek istemiyor? Oysa ki, biz sizlerin erdemli ve ahlaklı davranışlarınızı örnek almak isterdik mübarekler.

1. İnsan Primattan Evrilmemiştir, Özel Yaratılmıştır

Bu görüşe göre, insanın benzersiz özellikleri - gelişmiş bilişsel yetenekler, karmaşık dil kullanımı, ve üstün problem çözme becerileri - basit evrimsel süreçlerle açıklanamayacak kadar sofistikedir.

İnsan genomundaki karmaşıklık ve düzen, rastgele mutasyonlar ve doğal seleksiyon yoluyla ortaya çıkamayacak kadar hassas bir tasarım sergilemektedir. Ayrıca, insanın ahlaki ve spiritüel boyutları, maddesel evrim süreçleriyle açıklanamaz niteliktedir.

Fosil kayıtlarındaki boşluklar ve "kayıp halkalar", evrim teorisinin insan kökeni konusundaki açıklamalarını yetersiz kılmaktadır. İnsanın primatlarla paylaştığı benzerlikler, ortak bir tasarımcının varlığına işaret eder.

2. Matematik Keşif Değil İcattır

Matematik, genellikle evrenin temel yapı taşlarını keşfettiğimiz bir alan olarak görülse de, aslında insan zihninin bir icadı olarak değerlendirilebilir. Bu bakış açısına göre, matematiksel kavramlar ve teoremler, fiziksel gerçekliğin önceden var olan özellikleri değil, insan düşüncesinin ürünleridir.

Matematiksel sistemlerin tutarlılığı ve uygulanabilirliği, onların keşfedilmiş olduğunu değil, iyi tasarlanmış olduğunu gösterir. Farklı matematiksel sistemlerin varlığı (Öklid dışı geometriler gibi), matematiğin tek bir mutlak gerçekliği yansıtmadığını, aksine çeşitli insan yapımı modeller olduğunu destekler.

Matematik tarihindeki paradigma değişimleri ve yeni matematiksel kavramların ortaya çıkışı, matematiğin keşiften ziyade yaratıcı bir süreç olduğunu gösterir. Sonuç olarak, matematik, evrenin dilini keşfetmekten ziyade, evreni anlamak için insanın geliştirdiği güçlü bir araç olarak görülebilir.

3. Kuantum Teorisi, Evreni Anlamada Yeni Bir Paradigma Sunmaktadır

Kuantum mekaniği, klasik fizik anlayışımızı kökten değiştiren devrimci bir teoridir. Einstein'in görelilik teorisinin bazı yönlerini sorgulayan kuantum deneyleri, evrenin doğası hakkında yeni ve şaşırtıcı fikirler ortaya koymuştur.

Kuantum dolanıklık ve süperpozisyon gibi fenomenler, aynı konum ve hızdaki gözlemcilerin bile farklı deneyimler yaşayabileceğini göstermektedir. Bu, zamanın mutlak olmadığını ve gözlemciye bağlı olarak değişebileceğini ima eder.

Bu bulgular, evrenimizin aslında bir tür "kuantum matrisi" olabileceği fikrini desteklemektedir. Bu matriz, bilinç ve belki de deistik bir tanrı tarafından oluşturulmuş olabilir. Kuantum alanının temel gerçeklik olduğu ve klasik gerçekliğin bundan türediği fikri, bilincin evrendeki rolüne yeni bir bakış açısı getirmektedir.

4. Determinizmin Kuantum ile Çökmesi ve Gazali'nin Haklı Çıkması

Klasik fiziğin determinizm anlayışı, kuantum mekaniğinin keşfiyle ciddi bir darbe almıştır. Kuantum belirsizlik ilkesi, evrenin özünde belirsiz ve olasılıksal olduğunu göstermektedir. Bu, 11. yüzyıl İslam filozofu Gazali'nin nedensellik eleştirisini hatırlatmaktadır.

Gazali, doğa yasalarının zorunlu olmadığını, aksine Tanrı'nın sürekli müdahalesiyle gerçekleştiğini savunmuştu. Kuantum mekaniğinin, kesin nedenselliği reddetmesi ve olasılıksal bir evren resmi çizmesi, Gazali'nin bu görüşüyle paralellik göstermektedir.

Kuantum seviyesindeki belirsizlik, makro düzeydeki olayların bile tam olarak öngörülemez olabileceğini ima eder. Bu, özgür irade kavramına yeni bir bakış açısı getirirken, aynı zamanda ilahi müdahale için de bir alan açar.

5. Bilim ve Teknoloji, Tanrının Yarattıklarını İncelemek İçin Ortaya Çıkmıştır

Bilim ve teknolojinin kökenlerine bakıldığında, bunların Tanrı'nın yarattığı evreni anlamak ve keşfetmek amacıyla ortaya çıktığı görülebilir. Tarih boyunca birçok bilim insanı, çalışmalarını Tanrı'nın eserlerini anlamak için bir yol olarak görmüştür.

Ortaçağ İslam dünyasında ve Rönesans Avrupası'nda bilimsel keşifler, genellikle dini motivasyonlarla yapılmıştır. Kopernik, Kepler, Newton gibi bilim öncüleri, çalışmalarını Tanrı'nın evrenini anlamak için bir araç olarak görmüşlerdir.

Modern çağda bilim ve din arasında bir çatışma algısı oluşmuş olsa da, bu tarihsel gerçeği değiştirmez. Bilim ve teknoloji, özünde Tanrı'nın yarattıklarını incelemek ve anlamak için geliştirilmiş araçlardır. Günümüzdeki çatışma algısı, bilimin ve dinin doğasının yanlış anlaşılmasından kaynaklanmaktadır.

6. Semavi Dinler 21. Yüzyılda da Aktif Şekilde Yayılmaktadır

Semavi dinlerin yayılmasının sadece 19. yüzyıl misyonerlik faaliyetleriyle sınırlı olduğu düşüncesi yanıltıcıdır. Gerçekte, bu dinler 21. yüzyılda da aktif bir şekilde yayılmaya devam etmektedir.

Günümüzde İslam, özellikle Batı ülkelerinde hızla yayılmaktadır. Avrupa ve Amerika'daki Müslüman nüfusun artışı, hem göç hem de din değiştirmeler yoluyla gerçekleşmektedir.

Hristiyanlık, özellikle Evangelical ve Pentekostal hareketler aracılığıyla, Afrika ve Asya'da hızla büyümektedir. Latin Amerika'da da yeni dini hareketler ve Protestan gruplar hızla yayılmaktadır.

Yahudiliğin yayılması daha sınırlı olsa da, özellikle İsrail'de ve diasporada Yahudi kimliğinin güçlenmesi görülmektedir.

Bu yayılma, geleneksel misyonerlik faaliyetlerinin yanı sıra, modern iletişim teknolojileri, sosyal medya ve küreselleşmenin etkisiyle de gerçekleşmektedir. Sonuç olarak, semavi dinler 21. yüzyılda da dünya genelinde aktif bir şekilde yayılmaya ve etki alanlarını genişletmeye devam etmektedir.

Attığın sitedeki metinler çok Ahmakça çok güldüm.  

Allah rüzgarla hareket eden gemiler üzerinden prim yapıyor ama Motorla hareket eden gemilerden haberi yok

Şura 32: Denizde dağlar gibi akıp gidenler (gemiler) de O’nun (varlığının) delillerindendir

Şura 33: Dilerse O, rüzgârı durdurur da onun (denizin) üstünde kalakalırlar. Elbette bunda çok sabreden, çok şükreden herkes için ibretler vardır.

Rum 46: Rüzgarları müjdeciler olarak göndermesi, size rahmetini tattırması, buyruğu ile gemilerin yürümesi, lütfundan rızık istemeniz, O’nun varlığının belgelerindendir. Belki şükredersiniz.

1400 yıl önce motorlu gemi mi vardı ?

Bu ayetler 7. yüzyılda indirilmiştir. O dönemde gemilerin temel hareket kaynağı rüzgardı. Dolayısıyla metinlerin o zamanın teknolojik şartlarına uygun olması doğaldır.

PM'den gönderdim Hocam. 18:00 sonra aktif oluyorum genelde.

 Ooo mubarekler sadece Google degil, diger bir kafirlerin gelistirdigi chatgpt’yi de kullaniyolarmis. Helal len size :)

Kendi özgün düşüncelerinle cevap versen, çok az da olsa saygı duyulası olurdu. Bir de direk kopyala-yapıştır yapmış. Bari, biraz okuyup anlasaydın da anladığın kadarıyla özgün bir cevap verseydin.

Bir de kuantum fiziğine yer vermiş yazısında  

Temel fizik kanunlarını bile bilmediğine eminim. Entropi nedir? Termodinamik nedir? diye sorsam; internete bakmadan bir kelime cevap veremeyecek insan, kuantum diyor  

Siz dinciler niye boylesiniz...

Jesus will save all of us.

Velet ne cevap vereceğini bilemeyince makara yapmaya çalışmış.Sabah akşam bilim dergisi okuyor veledimiz kendisini bilimadamı zannediyor.Canım benim Migros dergileri okuyarak bilimadamımı oldun yerim seni.Abin sana Migrostan dergi hediye etsin.  

Abisi yerim seni boş vakitlerinde gencimiz Migros dergiler okuyor kozmoloji ve uzaya olan merakı daha anaokulundan başlamıştır ve ayrıca furuta ile rick and morty izliyor ve dinleri eleştiyor.Ergenimiz bilim kurgu dizilerini çok seviyor Bu fiction kurguları izledikten sonra küçük beyinli ergenimiz kendini einstein zannediyor  

allah yok

semavi dinler uydurmadır

Allah, ahiret, Cennet ve Cehennem masal değil tamamen gerçek