Alman mı Japon mu tartışmasına son nokta

bizim ülkede öyle. 1985 külüstür bi mercedes kullanan, sıfır egea kullanandan daha havalı geziyor.

Araba insanlara statü kazandıran birşey değildir yalnızca altın klozete hacetini yaparken mutlu olan insanların olduğu ülkelerde bu amaçla kullanılır.

Alman, amerikan, japon vs vs araçların hiçbiri insana statü vermez.

Rolls Royce fabrikayı kapatsın hemen

Yıllardır sanayi ile içli dışlı birisiyimdir, ağır hizmette kullanılan araçları gördüm, çok uzun süre "yok abi abartıyorsun bu Japonları diyen" bizzat işin içinde sanayici,tamirci arkadaşlarım da oldu ama sonra Japon aldıklarında ne demek istediğimi anladılar. Kendimde çok uzun süre Alman, İtalyan araçları kullandım ayrı konu ama iş sağlamlık,usta dostu tamirat gibi noktalara gelince Japonların ezici üstünlüğü vardır. Hatta bazı modellerini bozmanız imkansıza yakındır ( sarf malzemelerini saymıyorum).

Örneğin dünya turu yapmış meşhur bir Mercedes G serisi var, bunu herkes bilir ama o G serisinin bu dünya turunu yaparken araba fiyatının tam 2 katı yedek parça eskittiğine çok az kişi dikkat eder. Kaldı ki G serisi bir de Almanların en sağlam araçlarından bir tanesi.

Tek sağlam Alman tanırımım o da Mercedes W124 kasalar, düzgün bakın bu kasayı öldüremezsiniz.

İlk arabam 98 Model Mazda 323 oldu. 1.5 Motor üstten çift egzantirikli doch motor o günün şartlarında kendi sınıfında yer alan performans ve yakıt tüketimi konusunda bir çok otomobili üzüyordu.

Sene 2001 tam kanımızın kaynadığı dönemler. Cahilliğin her şeyi ben bilirimin baş gösterdiği yıllar. O arabaya o kadar işkence ettim ki her yeşil ışıkta patinaj ile kalkardım, her köşe başında el freni çekip dönerdim, sıfır çizerdim. Bakım desen zaten öyle bir şey yok. Motor yağını bile aklıma düştüğü zaman petrolden elime geçen yağı eklerdim. Ankara'da bir dönem Mazda Kayanlar vardı. Sahibi babamın yakın arkadaşıydı lan geçerken bir uğrayayım da arabaya bir baksınlar dedim. Normalde servis alanına girmek yasaktır, torpilli olduğumdan servis alanına girdim olanı biteni izliyorum. Usta sen bu arabayı sürerek getirdiğine eminmisin, çekiciyle gelmiş olmasın diye sorunca bi tedirgin oldum. Niye dedim, aslanım arabanda motor yağı yok, bujiler ömrünü tamamlayalı yıllar olmuş, radyatörde su namına bir şey yok V kayışın koptu kopuyor ve sen bu arabanın yürüdüğünü mü iddia ediyorsun diye sordu. Evet hem de deli gibi gidiyor dedim. Adam silktir git dercesine bir bakış attı. Bakımdan sonra farkına vardım ki aslında araba gitmiyormuş, bakım sonrası araba kendine geldi sanki arkaya roket bağlanmış gibiydi.

O araba beni bu kadar işkenceye rağmen sadece 2 defa yolda bıraktı birinde J turn yaparken akis kırdım, birinde de benzinim bitti araba benzin olmadan gitmiyormuş  

Hocam yalnız bu adam değil miydi oturduğu mahalleyi satın alıp herkesi zorla evinden çıkartan? Bence mütevazilik ve bu şahıs yan yana getirilmemeli bile. Arkadaşın dediği gibi, pr çalışmasından başka bir şey değil.

Bu adamlar tum dunyanin gozunun onunde olduklari icin bu tarz hareketleri pr icin yapiyorlar. Adamin saniyelik geliri bir adet sifir jazzdan fazla. Birkac saniyelik geliriyle s class filosu kurabilir

Birkac milyon dolari olan insanlarin bile, o eski jazz ariza yaptiginda kaybedilecek en ufak bir saniyeye tahammulleri olmaz. Hos ariza yapsa bile takip edecek onlarca hizmetlisi var ama, adam neden vakit kaybetsin

Pr calismasi basarili olmus, zuckerin ne kadar da mutevazi ve halktan biri olduguna inanmissiniz. Size ne kadar yakin gorunuyor degil mi. Gates de mcdonalds kuyrugunda bekliyordu

Bu arkadaslarla muhatap olmaya calisin bakalim, mutevaziligi gorursunuz (tabi ulasabilirseniz)