Şimdi Ara

Evrim ve Tesadüf (7. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
948
Cevap
9
Favori
20.139
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • konuya ortadan dalıyorum ama bi' şeyler söylemek ihtiyacı hissettim.
    tesadüflerle bilim olur mu diyorsunuz ya, yerçekimi kanunu dediğimiz şey de esasında bi' kanun değil. çoğunlukla kabul görmüş ve henüz bulunmamış graviton adı verilen bir parçacık üzerine kurulu bi' teori. alternatif yerçekimi teorileri mevcut, isteyen araştırıp farklarını görebilir.
    yaşamınızın her yerinde gördüğünüz bi' şeyin bile halen teori olduğunu ve var olduğu kanıtlanmamış bi' şey üzerine inşa edildiğini, böyle öğretildiğini, böyle kabul gördüğünün farkına varın istedim.
    evrim gibi evrenin oluşumu gibi çok daha yakın zamanlı temelleri atılmış bilimsel tartışmaların alacağı çok yol var. üstelik bu konular yerçekiminden çok daha geniş bi' alanla ilişkili. bu da tartışmanın yakın gelecekte sonlanacağı hatta bi' ilerleme bile kaydetmeyeceği anlamına geliyor.
    olasılıklar kısmı içinse sonsuz maymun teoremi der kaçarım.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Canis Majoris

    quote:

    Orijinalden alıntı: Borsazede

    quote:

    Orijinalden alıntı: neuro

    quote:

    Orijinalden alıntı: Borsazede

    quote:

    Orijinalden alıntı: neuro

    Diyelim ki plajdayız. 1 trilyon tane kum tanesi var. Çektik bir tanesini. Neydi bizim o kum tanesini çekme olasılığımız 1/1 trilyon.

    Az önce trilyonda bir olan bir tesadüf gerçekleşti. Bu bir mucize olmalı. Yoksa ben ermiş miyim?

    Ermek diye bir kavrama inanmadığın için de asla ermiş olamazsın merak etme. Ama o seçtiğin kum tanesi çok şanslı. Ve sen ne dersen de bu bir tesadüftür. Hatta trojka arkadaş ve I Am the Danger arkadaştan öğrendiğim (?) kadarıyla kumsalda trilyon değil de 2 tane kum tanesi bile olsa bu bir tesadüftür. Yani senin savunduğun evrim tesadüflere dayalıdır. Bunu inkar etme arkadaşım. Bırak yaratılışçılar seni yanlış anlasın. Sen inandığını savun. Kelimelere bu kadar takılma. Bana evrimin tesadüfler üzerine kurulu olduğunu söyle ben de kapatayım konuyu. Bu kadar mı zor bunu söylemek, söyle de beni rezil et. Benim yanıldığımı kanıtla. Sen bunu söylemediğin sürece senin korktuğun birşey olduğunu düşüneceğim ben.

    Evrim; gerçekleşmiş olasılıkların üzerine kurulu bir teoridir. Deneylerle güçlendirilmiş ve çok sağlam temelleri olana ama tüm temelleri doğru olasılıkların gerçekleşmesi şartına bağlı olan bir teoridir.

    Yanlış bir tanım mı oldu? Tek ince detay; "olasılıkların gerçekleşmesi=tesadüf"

    Tesadüf şudur:

    Plajdaki bütün kum taneleri kahverengi sadece bir tanesi siyah olsaydı ve sen siyahı çekmeyi planlayıp siyahı çekseyin bu tesadüf olurdu.

    Ya da gerçekleşmiş bir olaydan sonra gerçekleşmemiş bütün olayların yanlış olduğunu veya gerçekleşebilecek bütün olayların içinde sadece gerçekleşen olayın senin işine yarayacağından eminsen bu tesadüf olur.

    Yani ortada bir plan varsa tesadüf olur. Evrim plansız ilerler. Ben bilmem kaç milyon yıl sonra şu canlıya ulaşmayı planlıyorum. Bunun için 1/10000000000000 gibi bir ihtimal var önümde. Bakalım olacak mı diye ilerlemez.

    Sen tesadüf diyorsun ben olasılıklardan biri diyorum.

    Diyelim ki tesadüf sizin dediğiniz gibi olsun. Ee demek ki o kadar zor bir şey değil. Trilyon*Trilyon tane kum tanesi olsa ne farkeder? Zaten diğer ihitmallerin işe yaramaz olduğunu asla bilemeyeceksin. Kaldı ki doğal seleksiyonda olay gerçekleştikten sonra bir elekten eliyor işine gelmeyenini.

    Seni (yani siz ateistleri) biraz daha iyi anladım neuro. Güzel açıklaman için teşekkür ederim.

    Eyvallah, doğanın bir amacı yok, olasılıklar var ve biri oluyor, güçsüz olan eleniyor sonuçta biz oluyoruz.

    Bu bağlamda benim size başka bir samimi sorum var. Biz insanların bu formda olması (yani doğanın olasılıklar içinden rastgele (random) seçimleri, ayak uyduramayanlar elenmesi sonucunda bu hale gelmemiz) bizim (İNSANLAR) açımızdan büyük tesadüf değil mi?

    Hani deniz yıldızı örneğinize cevaben demiştim ya "o seçtiğin deniz yıldızı şanslı" diye. Tam da bu açıdan bakınca bizim çok ama çok şanslı olduğumuzu göstermez mi var olmamız?

    Burada evrim teorisini tartışmıyoruz yanlış anlamayın. Tesadüfün anlamını tartışıyoruz...

    Siz,insanı nihai amaç olarak görüyorsunuz bu yüzden bir yanılgıya düşüyorsunuz.Evrimin bir amacı yoktur.Yani demiyor ki evrim,ben bakteriden bir insan oluşturayım.Bunlar bizim için tesadüf değildir.Bizim atalarımız zorlu koşullar altında mücadele edip,üreyerek hayatta kalmayı başarmışlar.Burada tesadüflük bir şey yok.İnsan türü çok zorlu koşullarda varlığını devam ettirmiştir,hatta yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır.Ama kendi çabaları sonucu hayatta kalmıştır.Doğal seçilim insanı kayırmıştır.Bunda şanslık bir olay yok ki

    Alıntıları Göster

    Siz,insanı nihai amaç olarak görüyorsunuz bu yüzden bir yanılgıya düşüyorsunuz.Evrimin bir amacı yoktur.Yani demiyor ki evrim,ben bakteriden bir insan oluşturayım.Bunlar bizim için tesadüf değildir.Bizim atalarımız zorlu koşullar altında mücadele edip,üreyerek hayatta kalmayı başarmışlar.Burada tesadüflük bir şey yok.İnsan türü çok zorlu koşullarda varlığını devam ettirmiştir,hatta yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır.Ama kendi çabaları sonucu hayatta kalmıştır.Doğal seçilim insanı kayırmıştır.Bunda şanslık bir olay yok ki

    Sorum çok açıktı ama tekrar soruyorum...
    Evrimin bir amacı olmadığını anladım ve özellikle evrimi tartışmadığımı ve tesadüfü tartıştığımı belirttim. Hatta sorunun içinde insanlar açısından sorduğumu belirtmek için büyük harfler kullandım...

    Tekrar soruyorum. Benim şu anda var olmam, onca olasılık arasında hep benim kazanmış olmam, benim gözümle (evrim açısından değil) büyük tesadüf değil mi? Kendimi şanslı hissetmemeli miyim yani? Sen kalk ilk canlıdan itibaren doğa hep senin lehine çalışsın, DNA hep senin lehine seçimler yapsın,... o yumurtanın içine sen gir... sonra da ben şanslı değilim mi diyeyim? Arkadaşlar acaba ben mi anlamıyorum, siz mi? Ben diyorum, 10 üzeri zibilyon olasılık (hatta sınav diyelim) neticesinde oluşması tesadüf değil mi? Tamam doğaya göre biz zaten tesadüf değiliz o zaten biz olmasak bir başka gelişmiş yaratığı oluşturacaktı. Ben insan gözüyle bakın diyorum var oluşumuza. Tesadüfen var olmamış mıyız? Tekrar söylüyorum evrim değil benim sorum. Evrim diyor ki insan olmasa başka bir gelişmiş canlı formu oluşacaktı veya hiçbişe de oluşmayabilirdi. Sen yaratıcıya inanmayan biri olarak var olmanın büyük bir şans, tesadüf olduğunu düşünmüyor musun?

    Basit bir örnek;

    Yolda yürürken dükkanın tabelası tam önüne düşüyor. 1 saniye geç kalsa kafan yarılacak... Bir ateist olarak sen ne diyorsun? Bu bir tesadüf değil olasılıktı, ben varım veya yokum bir önemi yok, şanslı falan da değilim... Bu mudur sizin mantık? O tabela senin kafana düşmeyi seçti veya seçmedi diyor muyum ben? Ateist olsam ve bu durum başıma gelse çok şanslıyım yaw, doğa beni korudu der, doğayı daha çok severim. Allah'a inandığım için tesadüf veya şans demiyor, Allah beni korudu diyorum. Kendimi önemli hissediyorum yani.

    Aynı dili konuşup da birbirini anlayamamak ne kötü bir duyguymuş ya...

    Selam ve saygılar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Borsazede -- 13 Kasım 2013; 13:16:57 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Borsazede

    Seni (yani siz ateistleri) biraz daha iyi anladım neuro. Güzel açıklaman için teşekkür ederim.

    Eyvallah, doğanın bir amacı yok, olasılıklar var ve biri oluyor, güçsüz olan eleniyor sonuçta biz oluyoruz.

    Bu bağlamda benim size başka bir samimi sorum var. Biz insanların bu formda olması (yani doğanın olasılıklar içinden rastgele (random) seçimleri, ayak uyduramayanlar elenmesi sonucunda bu hale gelmemiz) bizim (İNSANLAR) açımızdan büyük tesadüf değil mi?

    Hani deniz yıldızı örneğinize cevaben demiştim ya "o seçtiğin deniz yıldızı şanslı" diye. Tam da bu açıdan bakınca bizim çok ama çok şanslı olduğumuzu göstermez mi var olmamız?

    Burada evrim teorisini tartışmıyoruz yanlış anlamayın. Tesadüfün anlamını tartışıyoruz...

    Şimdi şöyle söyliyim. Eğer bizim 4 kolumuz 2 bacağımız olsaydı. Belki sen yine bu soruyu soracaktın.

    Ya da 3 tane gözümüz olsaydı ve derinliği kavrayabilmemiz için beynimiz triangulation method gibi bir şey geliştirseydi bu sefer bu 3 göz olayı sana en doğrusu gibi gelecekti. Çünkü o söylediğim triangulation method için 3 tane göz gerekiyor. Ve o zaman diyeceklerdi ki bizim 3 gözümüz yerine iki gözümüz olsaydı triangulation method çalışmayacaktı ve biz göremeyecektik....

    İnsanlardaki 4 ayağı incelemek için atalarımızı incelememiz gerekir. Memelilerin hepsi aynı şablona sahiptir. 4 tane ayak vardır. Bu dört ayak bazılarında kol bazılarında kanat şeklini almıştır. Yarasaların kanadı işlevsel olarak bir kuşun kanadına benzerken yapısal olarak ise bizim kolumuza benzer. Bizim kolumuzdaki kemiklerin aynısı onların kanadında da vardır. Sadece onlarda omuzdan dirseğe kadar olan ve dirsektan bileğe kadar olan kemikler çok kısadır. Onun yerine parmak kemikleri çok uzundur. Yarasanın kanatlarındaki direkler bizim parmak kemiklerimize denk gelir.

    Hatta memlilerden de geriye gitmemiz gerebilir. Memelilerden de önceki atalarımızda 4 ayak vardır. 6 yerine 4 olması olasılıklardan biriydi ve bu olasılık bir şekilde başarılı oldu doğal seleksiyondan geçti.

    Demek istediğim diğer olasılıkların yanlış olacağını sadece bu olasılığın doğru olduğunu bilemeyiz.

    Biz insanlar çok ama çok şanslıyız. Nasıl daha önce dinozorlar dünyada 150 milyon hüküm sürmüşse bugün de biz hüküm sürüyoruz. Dinozorlar hüküm sürdüğü zamanda bizim atalarımız olan memeliler faremsi yaratıklardı ve sadece yeraltında yaptıkları yuvalarda yaşama şansı bulabiliyorlardı. Çok silik bir türdü memeliler o zamanlar.

    Şanslıyız demek için o kadar geriye gitmeye gerek yok. Sen doğarken 400 milyon tane sperm hücresi içinden seçildin. O yüzden şanslısın kendi açından baktığında. Sen bir seçimin sonucusun.

    Senin doğumuna dışarıdan bakalım. Doğru olan sen miydin yoksa senin iki solundaki sperm miydi? Bilebilir misin? Veya doğru kelimesini kullanmak mümkün mü sence burada?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: theturx

    konuya ortadan dalıyorum ama bi' şeyler söylemek ihtiyacı hissettim.
    tesadüflerle bilim olur mu diyorsunuz ya, yerçekimi kanunu dediğimiz şey de esasında bi' kanun değil. çoğunlukla kabul görmüş ve henüz bulunmamış graviton adı verilen bir parçacık üzerine kurulu bi' teori. alternatif yerçekimi teorileri mevcut, isteyen araştırıp farklarını görebilir.
    yaşamınızın her yerinde gördüğünüz bi' şeyin bile halen teori olduğunu ve var olduğu kanıtlanmamış bi' şey üzerine inşa edildiğini, böyle öğretildiğini, böyle kabul gördüğünün farkına varın istedim.
    evrim gibi evrenin oluşumu gibi çok daha yakın zamanlı temelleri atılmış bilimsel tartışmaların alacağı çok yol var. üstelik bu konular yerçekiminden çok daha geniş bi' alanla ilişkili. bu da tartışmanın yakın gelecekte sonlanacağı hatta bi' ilerleme bile kaydetmeyeceği anlamına geliyor.
    olasılıklar kısmı içinse sonsuz maymun teoremi der kaçarım.

    Kavram kargaşası...

    "A theory never becomes a law. In fact, if there was a hierarchy of science, theories would be higher than laws. There is nothing higher, or better, than a theory. Laws describe things, theories explain them. An example will help you to understand this. There's a law of gravity, which is the description of gravity. It basically says that if you let go of something it'll fall. It doesn't say why. Then there's the theory of gravity, which is an attempt to explain why. Actually, Newton's Theory of Gravity did a pretty good job, but Einstein's Theory of Relativity does a better job of explaining it. These explanations are called theories, and will always be theories. They can't be changed into laws, because laws are different things. Laws describe, and theories explain.

    Just because it's called a theory of gravity, doesn't mean that it's just a guess. It's been tested. All our observations are supported by it, as well as its predictions that we've tested. Also, gravity is real! You can observe it for yourself. Just because it's real doesn't mean that the explanation is a law. The explanation, in scientific terms, is called a theory.

    Evolution is the same. There's the fact of evolution. Evolution (genetic change over generations) happens, just like gravity does. The Theory of Evolution by Natural Selection is our best explanation for the fact of evolution. It has been tested and scrutinised for over 150 years, and is supported by all the relevant observations."




  • quote:

    Orijinalden alıntı: neuro

    quote:

    Orijinalden alıntı: Borsazede

    Seni (yani siz ateistleri) biraz daha iyi anladım neuro. Güzel açıklaman için teşekkür ederim.

    Eyvallah, doğanın bir amacı yok, olasılıklar var ve biri oluyor, güçsüz olan eleniyor sonuçta biz oluyoruz.

    Bu bağlamda benim size başka bir samimi sorum var. Biz insanların bu formda olması (yani doğanın olasılıklar içinden rastgele (random) seçimleri, ayak uyduramayanlar elenmesi sonucunda bu hale gelmemiz) bizim (İNSANLAR) açımızdan büyük tesadüf değil mi?

    Hani deniz yıldızı örneğinize cevaben demiştim ya "o seçtiğin deniz yıldızı şanslı" diye. Tam da bu açıdan bakınca bizim çok ama çok şanslı olduğumuzu göstermez mi var olmamız?

    Burada evrim teorisini tartışmıyoruz yanlış anlamayın. Tesadüfün anlamını tartışıyoruz...

    Şimdi şöyle söyliyim. Eğer bizim 4 kolumuz 2 bacağımız olsaydı. Belki sen yine bu soruyu soracaktın.

    Ya da 3 tane gözümüz olsaydı ve derinliği kavrayabilmemiz için beynimiz triangulation method gibi bir şey geliştirseydi bu sefer bu 3 göz olayı sana en doğrusu gibi gelecekti. Çünkü o söylediğim triangulation method için 3 tane göz gerekiyor. Ve o zaman diyeceklerdi ki bizim 3 gözümüz yerine iki gözümüz olsaydı triangulation method çalışmayacaktı ve biz göremeyecektik....

    İnsanlardaki 4 ayağı incelemek için atalarımızı incelememiz gerekir. Memelilerin hepsi aynı şablona sahiptir. 4 tane ayak vardır. Bu dört ayak bazılarında kol bazılarında kanat şeklini almıştır. Yarasaların kanadı işlevsel olarak bir kuşun kanadına benzerken yapısal olarak ise bizim kolumuza benzer. Bizim kolumuzdaki kemiklerin aynısı onların kanadında da vardır. Sadece onlarda omuzdan dirseğe kadar olan ve dirsektan bileğe kadar olan kemikler çok kısadır. Onun yerine parmak kemikleri çok uzundur. Yarasanın kanatlarındaki direkler bizim parmak kemiklerimize denk gelir.

    Hatta memlilerden de geriye gitmemiz gerebilir. Memelilerden de önceki atalarımızda 4 ayak vardır. 6 yerine 4 olması olasılıklardan biriydi ve bu olasılık bir şekilde başarılı oldu doğal seleksiyondan geçti.

    Demek istediğim diğer olasılıkların yanlış olacağını sadece bu olasılığın doğru olduğunu bilemeyiz.

    Biz insanlar çok ama çok şanslıyız. Nasıl daha önce dinozorlar dünyada 150 milyon hüküm sürmüşse bugün de biz hüküm sürüyoruz. Dinozorlar hüküm sürdüğü zamanda bizim atalarımız olan memeliler faremsi yaratıklardı ve sadece yeraltında yaptıkları yuvalarda yaşama şansı bulabiliyorlardı. Çok silik bir türdü memeliler o zamanlar.

    Şanslıyız demek için o kadar geriye gitmeye gerek yok. Sen doğarken 400 milyon tane sperm hücresi içinden seçildin. O yüzden şanslısın kendi açından baktığında. Sen bir seçimin sonucusun.

    Senin doğumuna dışarıdan bakalım. Doğru olan sen miydin yoksa senin iki solundaki sperm miydi? Bilebilir misin? Veya doğru kelimesini kullanmak mümkün mü sence burada?

    Alıntıları Göster

    Şimdi şöyle söyliyim. Eğer bizim 4 kolumuz 2 bacağımız olsaydı. Belki sen yine bu soruyu soracaktın.

    Ya da 3 tane gözümüz olsaydı ve derinliği kavrayabilmemiz için beynimiz triangulation method gibi bir şey geliştirseydi bu sefer bu 3 göz olayı sana en doğrusu gibi gelecekti. Çünkü o söylediğim triangulation method için 3 tane göz gerekiyor. Ve o zaman diyeceklerdi ki bizim 3 gözümüz yerine iki gözümüz olsaydı triangulation method çalışmayacaktı ve biz göremeyecektik....

    İnsanlardaki 4 ayağı incelemek için atalarımızı incelememiz gerekir. Memelilerin hepsi aynı şablona sahiptir. 4 tane ayak vardır. Bu dört ayak bazılarında kol bazılarında kanat şeklini almıştır. Yarasaların kanadı işlevsel olarak bir kuşun kanadına benzerken yapısal olarak ise bizim kolumuza benzer. Bizim kolumuzdaki kemiklerin aynısı onların kanadında da vardır. Sadece onlarda omuzdan dirseğe kadar olan ve dirsektan bileğe kadar olan kemikler çok kısadır. Onun yerine parmak kemikleri çok uzundur. Yarasanın kanatlarındaki direkler bizim parmak kemiklerimize denk gelir.

    Hatta memlilerden de geriye gitmemiz gerebilir. Memelilerden de önceki atalarımızda 4 ayak vardır. 6 yerine 4 olması olasılıklardan biriydi ve bu olasılık bir şekilde başarılı oldu doğal seleksiyondan geçti.

    Demek istediğim diğer olasılıkların yanlış olacağını sadece bu olasılığın doğru olduğunu bilemeyiz.

    Biz insanlar çok ama çok şanslıyız. Nasıl daha önce dinozorlar dünyada 150 milyon hüküm sürmüşse bugün de biz hüküm sürüyoruz. Dinozorlar hüküm sürdüğü zamanda bizim atalarımız olan memeliler faremsi yaratıklardı ve sadece yeraltında yaptıkları yuvalarda yaşama şansı bulabiliyorlardı. Çok silik bir türdü memeliler o zamanlar.

    Şanslıyız demek için o kadar geriye gitmeye gerek yok. Sen doğarken 400 milyon tane sperm hücresi içinden seçildin. O yüzden şanslısın kendi açından baktığında. Sen bir seçimin sonucusun.

    Senin doğumuna dışarıdan bakalım. Doğru olan sen miydin yoksa senin iki solundaki sperm miydi? Bilebilir misin? Veya doğru kelimesini kullanmak mümkün mü sence burada?

    Tam da benim söylediğimi söyledin işte... Benim açımdan ben şanslıyım. İnsanlar da çok ama çok şanslı dedin.

    Prensipte anlaştık :)

    Ben zaten doğru olan benim demedim ki. Evrim benden başka bir yaratık da geliştirebilirdi, o da ben doğruyum diyemezdi... (sizin mantığınıza göre yazıyorum tabi.)

    Şimdi prensipte anlaştığımıza göre teoriye geçelim. İnsanların çok ama çok şanslı olduklarını söyledin değil mi? Bakim... vallaha söylemişsin :)

    İnsanlar bu evrende hüküm sürebildikleri için çok şanslı diyebiliyorsun ama insanlar tesadüf eseri oluştu diyemiyorsun öyle mi?

    Yine başa döndük ve ben boş konuşuyor gibi hissettim :) Abi niye bu kadar zor anlamadım ben ya... 2 kollu 2 bacaklı insan oğlu tesadüfen oluştu demiyorsun yaa... 4 kollu 2 bacaklı olsa o da tesadüfen olacaktı zaten. Ben seni anlıyorum. Tesadüf kelimesinin içinde akıllı tasarım anlamı yok. tesadüf = şans diyelim.

    Örnek;

    - Ne tesadüf, bizim de üçüz çocuğumuz oldu
    - Ne şans, bizim de üçüz çocuğumuz oldu

    Başka örnek;

    - Aldığım 3 piyango biletine de amorti çıkması büyük tesadüf
    - Aldığım 3 piyango biletine de amorti çıkması büyük şans

    Bu örneklerden yola çıkarsak;

    - İnsanlar bu evrende hüküm sürebimeleri ve yaşamlarını sürdürebilmeleri büyük şans
    - İnsanlar bu evrende hüküm sürebimeleri ve yaşamlarını sürdürebilmeleri büyük tesadüf

    veya

    - 400 milyon sperm hücresi içinden benim seçilmem büyük şans
    - 400 milyon sperm hücresi içinden benim seçilmem büyük tesadüf


    Abi şans dedin, olasılık dedin, ama tesadüf demedin. Helal olsun.




  • Tesadüf biraz sallantılı bir kelime.


    Senin için 400 milyon sperm hücresi içinden benim seçilmem büyük şans
    Senin için 400 milyon sperm hücresi içinden benim seçilmem büyük tesadüf.

    Şans kavramı baktığın yere göre değişir. Senin için şansır senin gelmen için ama senin solundaki sperm için şans değildir.

    İkisi de doğru. Ama halk arasında tesadüf daha çok diğer ihtimallerin yanlış olduğu sadece 1 ihtiamalin doğru olduğu yerlerde kullanılıyor. O yüzden anlam kargaşası olabilitoy

    Ya da bir denk gelme olayı var oluyor. Denk gelmesi için iki tane olay olması gerekir.

    Birisi der benim 3 çocuğum var. Diğeri der ki aa ne tesadüf benim 3 çocuğum var gibi...

    Ama şey denmez mesela. Benim bir tane kızım var. -Aaaa ne tesadüf ya kız olacaktı ya erkek olacaktı %50 olasılık kız olmuş denmez.




  • Darwin kendi kitabında teorinin çıkmazlarını anlatıyo zaten. Tek hücreli bi canlıdan insan gibi grift bi dna yapısına sahip bi canlının bir takım faktörlerle meydana gelmesi mantığa aykırı bi kere.

    Basit bi protein dizisinin içindeki nükleotid dizilimlerine bakarsak olasılığın 4 üzeri 20 de bir olduğunu görürüz. Diğer kompleks proteinleri de işin içine katarsak canlılığın tesadüfü kendi kendine oluşması çok ama çok düşük bi ihtimal.

    Darwinin de söylediği gibi eğer bu canlılar kendi kendine oluşmuşsa dünyanın bi karmaşa içersinde olması gerekiyodu. Ama dünyada mükemmel bir düzen var ve bunu inkar edemedi.


    Ara geçiş formları yıllardan beri aranmasına rağmen bulunamadı. Bulduk dedikleri fosillerin günümüzde halen yaşadığı ortaya çıktı.


    Evrim teorisi salt bilim değildir, farklı kişiler tarafından finanse edilen desteklenen ve insanlara gerçekmiş gibi kabul ettirilmeye çalışılan bir ideoloji halini almıştır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • milyonlarca,milyarlarca,trilyonlarca olasilik olsada bir tanesi gerceklesmek zorunda degilmidir?Bu olasiklardan biri gerceklestide bizde insan olduk yoksa evrenin en baslangicinda bile biz insan olalim diye o olasiklar bir gucun rizasi ilemi gerceklesdi?

    Mesala bu olasiklardan biri gunesin orda oldugu icin mi yasam olustu?Yoksa gunes biz yasayalim diyemi yaratildi?Bunun gibi ne kadar olasiklik var degil mi?Butun bu olasiklarin birselip de bugune kadar yasami getirebilme olasiligi var bide.Butun bunlarin tek bir aciklamasi olabilir,bir guc hayati baslatti bir sekilde,bu tek hucreli bir canliydi kimbilir,ondan sonra hersey ervimlesti belkide.cunku ilk canlinin olusmasi hicbirsekilde aciklanamaz.cunku evren bir canliyi barindiracak yapiya sahip degildir,sadece koruma altinda bir canli evren icinde yasayabilir,kisacasi evren canliligin en buyuk dusmanidir.hic dusundunuz mu evimiz olan dunya disinda baska nerde yasaya biliriz?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ^^William^^ -- 13 Kasım 2013; 15:42:10 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Johan Hegg

    Yok yok biri bunları kb'ye yönlendiriyor herhalde.

    seni kim yönlendiriyorsa onuda o yönlendiriyordur, akıl aynı da onun için yazdım
  • Bilimin açıklayamadığı bir sürü şey var. Düşünce algoritmamız bile buna örnek olabilir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: prestige07

    Darwin kendi kitabında teorinin çıkmazlarını anlatıyo zaten. Tek hücreli bi canlıdan insan gibi grift bi dna yapısına sahip bi canlının bir takım faktörlerle meydana gelmesi mantığa aykırı bi kere.

    Basit bi protein dizisinin içindeki nükleotid dizilimlerine bakarsak olasılığın 4 üzeri 20 de bir olduğunu görürüz. Diğer kompleks proteinleri de işin içine katarsak canlılığın tesadüfü kendi kendine oluşması çok ama çok düşük bi ihtimal.

    Darwinin de söylediği gibi eğer bu canlılar kendi kendine oluşmuşsa dünyanın bi karmaşa içersinde olması gerekiyodu. Ama dünyada mükemmel bir düzen var ve bunu inkar edemedi.


    Ara geçiş formları yıllardan beri aranmasına rağmen bulunamadı. Bulduk dedikleri fosillerin günümüzde halen yaşadığı ortaya çıktı.


    Evrim teorisi salt bilim değildir, farklı kişiler tarafından finanse edilen desteklenen ve insanlara gerçekmiş gibi kabul ettirilmeye çalışılan bir ideoloji halini almıştır.

    Tek hücreli canlıdaki DNA değil mi?

    Senin mantığına aykırı olabilir ama dünyadaki bilimadamlarının büyük çoğunluğunun mantığına aykırı değil.

    Darwin dediğin adam senden benden cahildi. Ne DNA'dan haberi vardı ne hücreden...

    Darwin üzerinden evrime bir eleştiri getirmek, evrime din Darwin'e peygamber muamelesi yapmak gibi bir şeydir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: prestige07

    Darwin kendi kitabında teorinin çıkmazlarını anlatıyo zaten. Tek hücreli bi canlıdan insan gibi grift bi dna yapısına sahip bi canlının bir takım faktörlerle meydana gelmesi mantığa aykırı bi kere.

    Basit bi protein dizisinin içindeki nükleotid dizilimlerine bakarsak olasılığın 4 üzeri 20 de bir olduğunu görürüz. Diğer kompleks proteinleri de işin içine katarsak canlılığın tesadüfü kendi kendine oluşması çok ama çok düşük bi ihtimal.

    Darwinin de söylediği gibi eğer bu canlılar kendi kendine oluşmuşsa dünyanın bi karmaşa içersinde olması gerekiyodu. Ama dünyada mükemmel bir düzen var ve bunu inkar edemedi.


    Ara geçiş formları yıllardan beri aranmasına rağmen bulunamadı. Bulduk dedikleri fosillerin günümüzde halen yaşadığı ortaya çıktı.


    Evrim teorisi salt bilim değildir, farklı kişiler tarafından finanse edilen desteklenen ve insanlara gerçekmiş gibi kabul ettirilmeye çalışılan bir ideoloji halini almıştır.

    Öncelikle biyoloji bilmiyorsanız evrim konusunda yorum yapmamanız en doğrusu.Nükleotidleri falan karıştırmışsın.Şimdi sana protein konusunu anlatayım.20 çeşit parçadan oluşan 500 aminoasitlik bir protein düşün.Her birinin tam olarak doğru yerinde olması lazım,boncuk gibi dizildiğini düşün.Şimdi olasılığı hesaplayalım ilk sıra 1/20,ikinci sıra 1/20 ...sonuçta 1/20'yi 500 defa çarpacağız.Ortaya çıkan sonuç 10 üzeri 950'de 1 gibi inanılmaz,aklın almayacağı bir oran.Yanılgı şurada başlıyor.Sen eline bir tane aminoasiti alıp bu sıraya gireceksin demiyorsun.Ortamda zaten trilyonlarca katrilyonlarca glisin,lösin,alanin,valin gibi aminoasitler var.Trilyonlarca yazmamın sebebi çokluğu belirtmek yoksa sayılamayacak kadar çoklar.Bu şekilde oranladığında ve doğru hesapladığında göreceksin ki bunun oluşması zaten kaçınılmaz.Ne mucizesi?

    Darwin kendi kitabında bir çok açmazdan bahsediyor doğru.Ve ekliyor.Bunlar araştırılmalı çözüm bulunmalı diyor.Sanırım sizin algıladığınız, evrimi Darwin bile tam olarak kabul etmiyor.Değil.Bu açmazlar zamanla doldurulmuştur.Evrim teorisi sürekli olarak geliştirilmektedir.Mutasyonun ne olduğunu,duplikasyonun ne anlama geldiğini bilseydin evrimin mantığını kavrayabilirdin.

    Sürekli olarak kendi yorumlarınızla mükemmellik kavramını önümüze sürüyorsunuz.Neye göre hangi ortama göre mükemmel?Mükemmel dediğin şeyler neden sürekli bir değişime uğruyor?Ya da ne bileyim nesilleri tükeniyor,enerjisi bitiyor,kendi içine çöküyor vs.

    Ara geçiş formu derken bahsettiğin şey ne?Size gösteriyoruz şu canlı bir ara geçiş formudur.Mesela kıyıda yaşayan bir balık türü.Sular çekildiğinde sürünüyor.Ya da akciğerli balık.Hepsine mükemmel canlı diyorsunuz.Ara geçiş formundan kastedilen çarpık çurpuk ucubeye benzer canlılar arıyorsanız,evrim zaten böyle bir şey var demiyor.Bu sizin uydurmanız.Bilim konuşurken etkilendiğiniz masalları anlatmayacaksınız.

    Evrim teorisi bugün dünyanın saygın diyebileceğin en iyi 500 üniversitesinde,en tepeden en aşağıdaki adamın kabul ettiği,üzerinde çalışmalar yürüttüğü bir bilim dalıdır.Finanse edilip görevli gibi ortalıkta dolaşan tipler bellidir.Biz bunlara yaratılışçılar diyoruz.

    Bir yere kadar sabrettim üslubuma dikkat etmeye çalıştım ama artık yeter sürekli aynı şeyleri önümüze getiriyorsunuz.Kaç defa daha açıklayalım?Yeni konu açmak zorunda kalacağım.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: neuro

    quote:

    Orijinalden alıntı: prestige07

    Darwin kendi kitabında teorinin çıkmazlarını anlatıyo zaten. Tek hücreli bi canlıdan insan gibi grift bi dna yapısına sahip bi canlının bir takım faktörlerle meydana gelmesi mantığa aykırı bi kere.

    Basit bi protein dizisinin içindeki nükleotid dizilimlerine bakarsak olasılığın 4 üzeri 20 de bir olduğunu görürüz. Diğer kompleks proteinleri de işin içine katarsak canlılığın tesadüfü kendi kendine oluşması çok ama çok düşük bi ihtimal.

    Darwinin de söylediği gibi eğer bu canlılar kendi kendine oluşmuşsa dünyanın bi karmaşa içersinde olması gerekiyodu. Ama dünyada mükemmel bir düzen var ve bunu inkar edemedi.


    Ara geçiş formları yıllardan beri aranmasına rağmen bulunamadı. Bulduk dedikleri fosillerin günümüzde halen yaşadığı ortaya çıktı.


    Evrim teorisi salt bilim değildir, farklı kişiler tarafından finanse edilen desteklenen ve insanlara gerçekmiş gibi kabul ettirilmeye çalışılan bir ideoloji halini almıştır.

    Tek hücreli canlıdaki DNA değil mi?

    Senin mantığına aykırı olabilir ama dünyadaki bilimadamlarının büyük çoğunluğunun mantığına aykırı değil.

    Darwin dediğin adam senden benden cahildi. Ne DNA'dan haberi vardı ne hücreden...

    Darwin üzerinden evrime bir eleştiri getirmek, evrime din Darwin'e peygamber muamelesi yapmak gibi bir şeydir.

    Alıntıları Göster

    Tek hücreli canlıdaki DNA değil mi?

    Senin mantığına aykırı olabilir ama dünyadaki bilimadamlarının büyük çoğunluğunun mantığına aykırı değil.

    Darwin dediğin adam senden benden cahildi. Ne DNA'dan haberi vardı ne hücreden...

    Darwin üzerinden evrime bir eleştiri getirmek, evrime din Darwin'e peygamber muamelesi yapmak gibi bir şeydir.


    neuro doğru söylüyor. Yobaz bilim adamı olmadığını kanıtladın neuro tebrik ederim. Darwin'in bizden cahil olduğunu senin gibi her evrim savunucusu söylüyorsa bravo. Ben de aynı fikirdeyim... Darwin üzerinden evrimi eleştirmek doğru değil. Bir fikir atmış ve sonra uzun çalışmalar yapıp elindeki verilerle yanıldığına karar vermiş. Ama onun uydurduğu yalanlar bazı çevrelerin öyle çok hoşuna gitmiş ki bu işin ucunu bırakmayıp altını güçlendirmek için büyük paralar harcamışlar ciddi çalışmalar yapmışlar. Arkadaşın da dediği gibi bazı örgütler tarafından finanse edilmişler ve hala da edilmekteler. 150 yıldır rivayete göre bütün bilim adamlarının %95 i bu görüşü savunup ona temeller aramışlar. Gelinen noktada ise HY gibi bir muhtereme maskara olmuşlar. Ben HY sevmem, islama katkısından çok zararı olduğuna inanırım ama Dawkins bile ona cevap vermeye çalışırken bana gülünç geliyorsa evrim araştırmacılarının pek de başarılı olduklarını söyleyemem. Evrim daha temelindeki tesadüfleri bile kabul edemiyor. Evrimi savunan arkadaşlar bana kendimi bildim bileli kullandığım "tesadüf" kelimesinin aslında bambaşka birşey olduğunu söylüyorlar, tamam kabul ettim, o zaman evrim tesadüflere (kendi anladığınız anlamda) dayanır deyin diyorum, onu bile demiyorlar.

    İlk canlının oluşması abiyogenez evrimin temeli olmuyor mu? Tüm canlılar evrile evrile bu zamana geldiyse soy ağacının en tepesindeki canlı nerden geldi? Evrim teorisi, abiyogenezden ayrı düşünülebilir mi? Peki abiyogenezde ilk canlının oluşması tesadüfi değil mi?

    Dur dur dur... Aklıma bir senaryo geldi ve evrim teorisini çürüttüm :) Evrim teorisinden daha iyi bir senaryo yazayım da görsünler. Darwinden neyim eksik?

    Yanıldığımı varsayarak başlayayım. Aslında ilk canlı (DNA) benim sandığım gibi bir tane değil, belki de 10 üzeri bilmem kaç adet organik madde zaman içinde oluşarak (zamanım çok nasılsa elbet oluşur birkaç milyar yılda :) farklı dizilimler halinde birleşip 10 üzeri bilmemkaç değişik DNA oluşturdu. Günümüze kadar gelebilen 10 üzeri bilmem kaç adet DNA'nın hepsi de aslında ilk canlıydı. Sonra her bir DNA farklı koldan gelişerek kimisi suda, kimisi karada gelişti... Mutasyonlar oldu, yok olanlar oldu ama DNA lar arasında hiçbir geçiş olmadı. Bu da evrimcilerin cevap veremediği ve kıvırttığı DNA nın güvenlik duvarı argümanını çürüttü. Sonuçta işte sana içinde evrim olmayan bir yaşam öyküsü. Zaten ara geçiş formu da yok, benim tezim sizin teorinizden daha kuvvetli... Bu arada tez benim olduğu için birazcık renk katmak da hakkım.

    İlk canlıların oluşmasını açıklayamadığım için onları Allah yarattı diyorum ve noktayı koyuyorum.

    Çürütmelerinizi bekliyorum. (Bu tezimin gidip patentini mi alsam yaa )

    Bu arada tezime bir isim vermem lazım. Borsa Teorisi :)))) Beni çok zedeledi bu borsa mereti, bari bir işe yarasın. Hatta isimi geliştirdim. DNA Borsası Teorisi

    Selam ve saygılar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Borsazede -- 13 Kasım 2013; 17:37:50 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: KanKoKan

    1. Öncelikle kanun nedir, teori nedir bu kavramları iyice bir öğrenin.

    2. Canlılığın ortaya çıkışı olsun, türlerin dönüşümü olsun belli olasılık kuralları içerisinde yürür, kısaca tesadüf diyenler bu teorileri eleştiren kısımlardır, sadece yaradılışcı grupların argümanlarını dinlemek yerine her iki tarafında kaynaklarına eşit ağırlık verseydiniz, bilim adamlarının konuşmalarında, n.geographic, discovery gibi belgesel kanallarında tesadüf diye bir kelimenin kesinlikle geçmediğini anlardınız, olasılıklardan bahsedilir, olasılık ve tesadüfde birbirinden çok farklı kavramlardır, özetlemek gerekirse evrim teorisini araştıranlar tesadüf demiyor, karşı taraf tesadüf dediğimizi iddia ediyor.

    tesadüf ve olasılık bir birinden çok farklıdır.

    Olasılık bir olay iş vb. durum üzerinde orataya çıkabilecek sonuçlar bütününe denir.

    Tesadüf ise ortaya çıkmış sonuçtur.

    Yani mantık olarak birbirinden farklı olsada evrim anlatımı esnasında aynı anlama gelir.


    --------------------------

    Örneğin bir araba belli bir kırmızı ışıktan haftanın yılın aynı günü aynı saati nde aynı hızda aynı noktasından sonsuz kere geçse. Her geçişinden farklı olasılıklar olur.

    - Rüzgar şiddetli olduğu bir seferinden şeridinde 1-2 cm kayma yapar.
    - Güneşin şiddetli olduğu bir günde gözünü güneş alır ve yine şeridinden 1-2 cm kayar.
    - Karlı bir günde motora yüklense bile pati çeker vs. vs olur ya çok daha hızlı veya çok daha yvaş geçer.
    - Milyon farklı olasılık vardır.
    - Ama aynı ışıktan yılın herhangi bir zamanında kontrolsüz olarak karşıya geçen biriyle yine milyon olasılığın birinde denk gelip o kişiye çarpa bilir.
    - Hatta 10.000.000 farklı olasılıkta kişiyi sıyıra bilir. Kişiyi görür ama kişi yola çıkmamıştır. Veya kişi geçişini tamamladıktan 1 saniye sonra aynı noktadan geçer vs.
    - Ama o kişiye çarptığı an olay tesadüf olur.


    Evrimde bu tesadüfü ele alır. Milyonlarca balık suyun üstüne çıktı ama öldü. Bir tanesinde çiğer gelişmeye başladı ve yaşadı. Bu milyarlarca olasılıktan evrimin tutunduğudur ve bunun adı tesadüftür.


    Evrimi bilimle açıklayamadınız şimdi sıra kelime oyunlarına mı geldi?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: interior designer

    Evrimi bilimle açıklayamadınız şimdi sıra kelime oyunlarına mı geldi?

    Evrim konusunda binlerce bilimsel veriler, fosil kaynakları var, bu konularda çekilmiş yüzlerce belgesel var, bilimle açıklıyamadınız ne demek ?

    Tesadüf-olasılık arasındaki ince fark, tesadüf genel anlamda az tekrarlanabilen bir yapıda istenen sonuçun çıkmasıdır, olasılığa benzer ama tam anlamı karşılamaz, gerçek anlamda olasılık ise çok tekrarlanan bir durumda istenen sonuça varılmasıdır.

    Size şöyle bir örnek vereyim, gelişmiş teleskopları içat ettik, kafamızı kaldırdık ve gökyüzüne baktık, gökyüzünde sadece samanyolunu gördük başka bir galaksi yok, galaksiyi taradık 10-15 adet yaşanabilir gezegen saptatık, işte bu şartları zorlayan bir durumdur, bu kadar kısıtlı bir ortamda yaşam gibi mucizevi bir oluşumun gerçekleşmesine tesadüf denebilir, hatta büyük ihtimalle bu tesadüf bir yaratıcının varlığını bile işaret edebilirdi, ama durum farklı, sırf bizim galaksimizde 8 milyarın üzerinde yaşanabilir gezegen olduğu söyleniyor, bilinen evrende galaksi sayısı 100 milyarın üzerinde, kısaca şu an görebildiğimiz evrende 100 milyar çarpı 8 milyar çivarı yaşanabilir gezegen olabileceğini söylüyebiliriz, birde daha evrenin bilinmeyen yerleri varki artık sayıyı siz düşünün, işte böyle bir durumda devreye olasılık girer, yaşamın başlaması ve çeşitlenmesi için katrilyonlarca yol vardır, elbet bir yerde olasılık gerçeğe dönüşecektir.




  • biri tesadüfen mesajları siliyor! Tarafsız olması gereken birileri

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Borsazede

    quote:

    Orijinalden alıntı: hashus1099

    quote:

    Orijinalden alıntı: Borsazede


    öncelikle tesadüf tanımınızda bir sorun var. sevgili trjoka iyi bir şekilde anlatmış gerçi. tesadüf etmek, düşük ihtimalli bir şey değildir, herhangi iki şeyin çakışmasıdır tesadüf.
    işte her zaman diyorum, tartışmalarda en başta zaten bilimsel tanım ve kabuller hakkındaki sıkıntılar bile evrim konularını çıkmaza sokuyor.
    23 kişi içinde doğum günü yılın aynı günü olan insan olma ihtimali 50%'dir. ne yani, 365 gün varken 23 tane rastgele insan toplayınca nasıl bunların doğum günlerinin tesadüf etme ihtimali 50% oluyor?

    gelelim düzensizlik konusuna. beyfendi, 36 yaşında olmanız dolayısıyla artık size iyi okuyun demek istemem. ama zıt düşünüyoruz diye de bu kadar fevri yorum yapmayın. bir zahmet konuyu okuyun. benim derdim yalnızca kusursuz bir düzen, bir mükemmellik olduğu iddiasına karşı çıkmak. ki bu bahsettiklerimin hepsi bir düzensizlik göstergesidir.
    onun haricinde, "şöyle olmasa sen varolabilir miydin" muhabbeti de gayet yersiz ve tam olarak da kusursuz bir dizaynın ortada olmadığını söylememize nedendir.

    tam da evrimde bahsedildiği üzere, orta çağ avrupa'sını defalarca kıran veba salgını yüzünden insanların çoğunun ölmesi, ölmeyip de buna bağışıklık kazananların hayatta kalması sonucunda vebaya bağışıklığı olan nesiller avrupa'da çoğalıyor.
    kanser de böyle, insan hücrelerinin anormal derecede kontrol edilemez davranışları ne kadar kusursuz bir şey! merak etmeyin kanser olmasa da ölüyoruz, bu tamamen farklı bir şey ancak.
    veya virüslerin bağışıklık kazanması, farklılaşması...
    depremler. dünya yaratıldı, ama yer kabuğu nedense bir türlü stabil olamadı. neden olamadı? çünkü böyle mi kusursuz?

    beyfendi, siz gerçeği arama yolunda en başta "benim bilincim örtülü" anlayışını benimserseniz zaten bir yere ulaşmanız mümkün değil. örtülü bilinç konusunulütfen kendi adınıza kullanın. benim bilincim dogmalarla zincirlenmemiştir, örtülü dediğiniz bilinci örten dogmalardan başka bir şey değildir. bu kafayla insanlar ne dünyanın yuvarlak olduğunun farkına varabilirdi, ne de karanlık çağı yenebilirdi.


    23 kişi içinde doğum günü yılın aynı günü olan insan olma ihtimali 50%'dir. ne yani, 365 gün varken 23 tane rastgele insan toplayınca nasıl bunların doğum günlerinin tesadüf etme ihtimali 50% oluyor?

    Ben bunu anlamadım. Daha doğrusu şöyle anladım; Tesadüf=%50 ??????? Sizin kadar açık değil hocam benim bilincim. Siz de temel düzeye inerek anlatın. Ben 23 kişinin doğum gününü aynı olmasına tesadüf derim. Kim %50 diyor onu anlayamadım.

    Düzensizlik konusunda da yaşıma hürmeten git oku demediğiniz için teşekkür ederim (?) Fevri olmakla suçlamışsınız ama inanın bana yazdıklarımı başa dönüp en az 3 kere okumadan göndermem. Zaten düşünmesem sorular soramaz, yorumlar yapamazdım. Siz ateistlerin bu üslubunu çok iyi anlıyor ve saygı duyuyorum. Varsın ben fevri olayım ama sorularıma cevap vermek yerine ithamlarda bulunan ve karışık örneklerle kafamı karıştıran sizler bilim insanı olun... Bildiğim tek şeyi keşke sizler de bilebilseniz...
    Kusursuzluk hakkında yorum yapmak için önce kusurun anlamını bilmek lazım. Ben diyorum ki dünyanın oluşması ve devamlılığını sürdürmesi için depremler, seller gerekli, siz diyorsunuz ki deprem kusurdur. kanser kusurdur, veba kusurdur,... Çok donanımlı olmadığım için sizin kusur dediğiniz şeylerin aslında sadece bizim algımıza göre kusur olduklarını anlatamam. Yarım yamalak bilgilerim ışığında, dünyanın da aslında yaşayan (yaşamdan kasıt DNA değil) bir sistem olduğu hareket ettiği, ayakta kalabilmesi için zaman zaman volkanlarla kusması, zaman zaman depremlerle içindeki stresi atması, zaman zaman dev dalgalar ile yörüngedeki dengesini sağlaması gerektiğini görüyorum. Size tavsiyem, kusur zannettiğiniz nimetlerin neden var olduklarını sorgulamanız.

    Kaldı ki hangi yaratılışçı evrenin kusursuz olduğunu savunuyor ki? Evrenin içinden bakınca kusur görmemek ne mümkün? Depremde babam öldüyse ben deprem nimettir dermiyim? Elbette benim için kusurdur. Ama yaratıcıya inanıyorsam babamın ölmesi depremden mi, kanserden mi olduğuna bakmadan anlamadığım bir hikmeti olduğunu bilir ve sabrederim.

    Kusursuzluk sadece yaratıcıya mahsustur. Yaratılmış hiçbir şey kusursuz değildir. Başı ve sonu olan herşey doğal olarak kusurludur. Siz ateistlerin mükemmel=kusursuz dediklerini okumuştum bu forumlardan birinde. Şimdi mükemmel'den ne anladığımı da çok basit güncel örneklerle anlatırdım ama konuyu dağıtmaya gerek yok. Bir yaratılış savunucusu olarak benim düşünceme göre evren kusursuz değil ama mükemmeldir. Kusurlu olması, sonunun olmasındandır. Ama sistem öyle mükemmel bir sistem ki insanoğlu gibi bir canlıyı sırtında milyonlarca yıldır taşıyor ve onun tüm sistemi bozmaya yönelik müdehalelerine rağmen bir şekilde kendini toparlamayı, silkinip kendine gelmeyi biliyor.

    Son olarak bilinciniz o kadar açıksa şu evrenin dışına çıkıp bize neler olduğunu anlatın birzahmet. Siz ister kabul edin ister etmeyin, bilinciniz, bedeninizle hapsedilmiştir. 5 duyunuzun algıladığı kadar bilebilirsiniz. Bilincim dogmalarla zincirlenmiş değil diyorsunuz ama dogmaların çabasının bilinci açmak olduğunu bilmiyorsunuz. İşin komiği de; bilincinizi sadece 5 duyunuza hapseden asıl kendinizsiniz. Yobazlık sadece dinde olmaz beyefendi, bilimde de yobazlık vardır. Yobaz dindar dediğiniz gibi dünyanın yuvarlak olduğunu araştırıp bulamaz ama yobaz bilim adamı da hiçbir zaman evrenin sırrını çözemez ve bilincini 5 duyusundan kurtaramaz.

    Rabbim hepimize ölmeden bedenimizden çıkıp kendimize dışarıdan bakabilmeyi nasip etsin.

    Selam ve saygılar.

    tekrar tekrar söyleyelim madem.
    benim derdim sizin gibi bir yaratıcıyı kanıtlamak değil. bunun yanında yaratıcının olmadığını kanıtlama gibi de bir derdim yok.

    istatistik ile alakalıdır. ve zaten yalnızca bir örnekti, nasıl olduğunu dilerseniz istatistik ile ilgili bir konuda anlatabiliriz. bilincinizin açık olmaması konusu kendi bileceğiniz şey, bana o lafları etmenizin hiçbir manası yok, çünkü tasavvufi kabullenişler ile ilgim yok.
    kendi yazdıklarınızı değil, benim yazdıklarımı okuyun diyorum.
    "siz ateistler" gibi ayrımcı, yaftalayıcı yaklaşımınız da ayrı bir düşünülmesi gereken nokta. ben dini tercihlerimle ilgili bir şey söylediğimi, ateistim dediğimi hatırlamıyorum. konu sahibi arkadaş gibi "varsın fevri olayım" tarzı laflarla kendinizi acındırmanızım manası yok beyfendi. saygısız, yaftalayıcı bir tavır takınıp üzerine tevazu gösterir gibi gözükmeye çalışmayın, hoş olmuyor.

    öncelile şu kusursuzluk, tesadüf vs kavramlardan kendi sözlüğünüzde ne anlaşıldığını bir bahsedin, çünkü her kavramı kendi dünyanıza göre yorumlamış durumdasınız.
    ancak belirttiğim şeylerin mükemmel, kusursuz dünyanın bir parçası olduğunu iddia ediyorsanız o da sizin bakış açınızdır.
    evet depremler, jeolojik olayların dünyanın şu hale gelişinde şart olduğunu söylediğiniz için gerçekten sağolun. bunu zaten bilim söylüyor. bilim ilerlemeden evvel dünyanın geçmişinin 5000 yıl olduğunu söyleyen dinler için bayağı önemli bir ilerleme olmuş. böyle doğa olaylarının kendiliğinden varolması da zaten bir tasarımcının zorunluluğunu yeterince çürütüyor.

    kusursuzluk yaratıcıya mahsustur laflarını bana değil, yukarıda kusursuzluk, müemmellik muhabbeti yapan arkadaşa edin.
    ayrıca 2 satır yukarıda, kusur konusunda bahsettiğim şeylere "kendi algınıza göre kusur" derken, şimdi evrende kusurlar olduğunu söylemenizi enteresan buluyorum.

    neyse, konuyu saptırmanıza şahsen izin vermeyeceğim. kendi dogmalarınızı bana dayatmanız beni ilgilendirmiyor. evrenle ilgili merak ettikleriniz varsa araştırın, konu açın, tartışın. beni ilgilendiren bir konu değil.




  • arkadaşım senin bu şema dediğim şeylerden 150 yıl içinde binlerce üretildi belki sen doğmadan önce ben bunlara eğlenerek bakıyordum.

    ortak ata denen şeylere İda, Lucy gibi çıkan montajı tamamlanmış sahte fosillere gözünü kapayıp bugün falanca benim ortak atamdı şempanzeye benzemesi gayet normal diyorsun. Kaç nesil geriye gidersen git bu ortak ata senin akraban mı değil mi? yok benim değil arkadaşın akrabası dersen atanı inkar etmiş olursun... Ben diyorum ki benim atam insan oğlu insandı, mert yiğit aslan gibi delikanlıydı, sen diyorsunki benim atam şempanzeye benzer birşeydi zamanla sağına soluna modifiye olan eklentilerle sonunda ben oldum, yani ben onun torunlarındanım, şimdi bu doğru mu değil mi?

    Ara form yoksa yeni türler aniden mi ortaya mı çıktı sana göre? yani hep bahsettiğin bu dinazor nasıl kuş oldu, milyonlarca yılda bu adam DNA sına nasıl eklentiler yaparak kanat taktı da uçtu? kendi mi istedi bunu şuursuz beyniyle yoksa çevresinin ısrarıyla mı oldu nasıl oldu? bize bunu bilimsel kanıtlarla açıkla da anlayalım...

    demek evrimde önce tesadüfi küçük birşey oluşuyor öyle mi? senin o küçük birşey dediğin şey eğer bir bakteriyse hiç mikroskop altında inceledin mi? Bakterilerin araştırıldığı bilim bakteriyolojidir, bu, mikrobiyolojinin bir dalıdır. Gözün evrimi diyorsun hala, evrimle ilgili gerçekten kafan çok karışık, bence kalk bir bardak su iç ve yeniden düşünmeye başla...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Borsazede

    neuro doğru söylüyor. Yobaz bilim adamı olmadığını kanıtladın neuro tebrik ederim. Darwin'in bizden cahil olduğunu senin gibi her evrim savunucusu söylüyorsa bravo. Ben de aynı fikirdeyim... Darwin üzerinden evrimi eleştirmek doğru değil. Bir fikir atmış ve sonra uzun çalışmalar yapıp elindeki verilerle yanıldığına karar vermiş. Ama onun uydurduğu yalanlar bazı çevrelerin öyle çok hoşuna gitmiş ki bu işin ucunu bırakmayıp altını güçlendirmek için büyük paralar harcamışlar ciddi çalışmalar yapmışlar. Arkadaşın da dediği gibi bazı örgütler tarafından finanse edilmişler ve hala da edilmekteler. 150 yıldır rivayete göre bütün bilim adamlarının %95 i bu görüşü savunup ona temeller aramışlar. Gelinen noktada ise HY gibi bir muhtereme maskara olmuşlar. Ben HY sevmem, islama katkısından çok zararı olduğuna inanırım ama Dawkins bile ona cevap vermeye çalışırken bana gülünç geliyorsa evrim araştırmacılarının pek de başarılı olduklarını söyleyemem. Evrim daha temelindeki tesadüfleri bile kabul edemiyor. Evrimi savunan arkadaşlar bana kendimi bildim bileli kullandığım "tesadüf" kelimesinin aslında bambaşka birşey olduğunu söylüyorlar, tamam kabul ettim, o zaman evrim tesadüflere (kendi anladığınız anlamda) dayanır deyin diyorum, onu bile demiyorlar.

    İlk canlının oluşması abiyogenez evrimin temeli olmuyor mu? Tüm canlılar evrile evrile bu zamana geldiyse soy ağacının en tepesindeki canlı nerden geldi? Evrim teorisi, abiyogenezden ayrı düşünülebilir mi? Peki abiyogenezde ilk canlının oluşması tesadüfi değil mi?

    Dur dur dur... Aklıma bir senaryo geldi ve evrim teorisini çürüttüm :) Evrim teorisinden daha iyi bir senaryo yazayım da görsünler. Darwinden neyim eksik?

    Yanıldığımı varsayarak başlayayım. Aslında ilk canlı (DNA) benim sandığım gibi bir tane değil, belki de 10 üzeri bilmem kaç adet organik madde zaman içinde oluşarak (zamanım çok nasılsa elbet oluşur birkaç milyar yılda :) farklı dizilimler halinde birleşip 10 üzeri bilmemkaç değişik DNA oluşturdu. Günümüze kadar gelebilen 10 üzeri bilmem kaç adet DNA'nın hepsi de aslında ilk canlıydı. Sonra her bir DNA farklı koldan gelişerek kimisi suda, kimisi karada gelişti... Mutasyonlar oldu, yok olanlar oldu ama DNA lar arasında hiçbir geçiş olmadı. Bu da evrimcilerin cevap veremediği ve kıvırttığı DNA nın güvenlik duvarı argümanını çürüttü. Sonuçta işte sana içinde evrim olmayan bir yaşam öyküsü. Zaten ara geçiş formu da yok, benim tezim sizin teorinizden daha kuvvetli... Bu arada tez benim olduğu için birazcık renk katmak da hakkım.

    İlk canlıların oluşmasını açıklayamadığım için onları Allah yarattı diyorum ve noktayı koyuyorum.

    Çürütmelerinizi bekliyorum. (Bu tezimin gidip patentini mi alsam yaa )

    Bu arada tezime bir isim vermem lazım. Borsa Teorisi :)))) Beni çok zedeledi bu borsa mereti, bari bir işe yarasın. Hatta isimi geliştirdim. DNA Borsası Teorisi

    Selam ve saygılar.

    Yahu bir aç oku şu evrim neymiş.Darwin ne yazmış.Eksikleri,tamamlanması,araştırılması gerekenler neymiş.Mesela Behe diye biri çıktı herkes peşine takıldı.Binlerce defa cevap verildi.Bilim dünyasında artık bu teori tartışılmıyor,geliştiriliyor.Mesela bir ara geçiş fosili bulundu deniliyor,hemen bilimsel makaleler yazılıyor.Bir bakıyorlar bunun daha iyisinin,evrime daha iyi oturanın olduğunu görüyorlar.Hemen tekzipler yazılıyor vs.Yaratılışçılar akbaba gibi hazır bekledikleri için hemen bunun gösteriyorlar.Bakın kendi kendilerini yalanladılar diyorlar.Yalanlama değil daha iyisi bulunuyor,evrim geliştiriliyor bunu anlamamak bu kadar mı zor?

    Uydurulan yalan bazı çevrelerin hoşuna gitmiş diyorsun.Dünyanın sayılı üniversitelerine git,çık bir üniversite kürsüsüne al eline mikrofonu evrimi reddet, yaratılışçılıktan bahset.Bahsedemezsin direk alırlar mikrofonu elinden.Bu çağdışı düşünce silinmek üzere fazla debelenmeye gerek yok.Papa ne dedi?''Darwin haklı olabilir''.Kaçacak yeri yok, bunu mecbur kabul edecek.

    http://www.youtube.com/watch?v=Z167dmPT_zw İzle şunu verilen cevapları anlayabilirsen gel tartışalım burada.Dawkins ile kıyasladığın kişiye bakar mısın?

    İlk canlı nereden geldi diyorsun.Bu konuda çeşitli teoriler var.Mesela Dawkins tohumun uzaydan gelebileceğini söyler.Kesin böyledir demez olasılıktan bahseder.Şöyle açıklayayım.Yaşam tohumu denilen uzaydaki basit moleküller,kuyruklu yıldızlar vasıtasıyla dünyamıza taşınmış olabilir.Aminoasitlerin de göktaşları aracılığıyla dünyamıza geldiğini biliyoruz.Gerekli koşullar sağlandığında bu moleküllerden canlılık oluşacağı fikri bu teoriye göredir.Başka bir teori cansızdan canlı oluşum sürecini ele alır.Şu şekilde canlı-cansız ilişkisini ele alır.Canlı ve cansız arasında ayrım yapmak ilkel canlılık kıyas konusu olduğunda çok zor.İkisi arasında bir çizgi çizemiyorsun.Mesela virüsler bu konuda bize bazı bilgiler veriyor.Virüsler için kimyasal nesneler diyebiliriz.Bulundakları ortamdaki başka molekülleri kendilerine benzer yapı birimlerine dönüştürürler.Virüsler için hem kimyasal molekül hem de organizma türünden canlı ifadesini kullanabiliriz.Konuyu uzattıkça uzatabiliriz mesela protein nasıl oluştu,tesadüfen imkansız diyebilirsin.Diğer arkadaşa anlattım oradan okuyabilirsin.Onun dışında şunu söyleyebilirim.İnorganik-organik(organik üretilemez diye düşünenler) ayrımı yapanlar 200 sene önceydi.Ta ki bir Alman bilim adamı üreyi bulana kadar.Canlılara ait olan bir çok madde laboratuvar ortamında üretilebiliyorken,canlının doğada kendiliğinden oluşması neden bu kadar sorun oluyor?

    Canlının atasındaki temel molekül RNA'dır.Hücrelerimizde genetik bilgi taşıyıcısı ve enzim olarak bulunmaktadır.RNA inorganik ortamda polimerize olabilir.Japon bilim adamları bunu kanıtlamıştır.Merak ediyorsan ve anlayabilecek durumdaysan internette bulabilirsin.DNA örneğini vererek konudan ne kadar uzak olduğun ortadadır.DNA konusunda yazdıkların da tamamen yanlıştır.Mutasyonlar faydalı da olabilir bilgi de ekleyebilir.

    Ara geçiş formu yok yazmışsın.Papağan gibi bunlar da tekrarlandığı için cevabım hazır.Diğer yorumumda buna benzer yazmıştım.Ara geçiş formundan anladığınız ne?Size tonlarca fosil gösteriyoruz bunlar mükemmel canlı diyorsunuz.Ara geçiş tanımını şu şekilde yapıyorsunuz.Vücudunda bir sakatlık olacak,kolundan göz çıkacak,5 bacaklı olacak,içinde her türlü kanseri bulunduracak vs.Böyle bir ara geçiş formu yok.Böyle bir tanım da yok.Amacınız evrim konuşmak mı masal anlatmak mı?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi FlameSplasher -- 13 Kasım 2013; 19:29:13 >




  • KanKoKan kullanıcısına yanıt
    hangi fosiller hani şu sahte olanlardan mı bahsediyorsunuz? bugüne kadar ortak ata diye nitelendirilen tüm fosiller sahte çıktı.

    binlerce bilimsel veri derken? bilim adamları hala evrimle ilgili iddiaları ispatlayamamaktan şikayetçi, hepsi tek tek çürütülüyor...

    evrim iddiasının özeti: tesadüfen okyanusun dibinde ortaya çıkmış bir tek hücreli canlıdan bugünkü modern insanın oluşumuna kadar milyonlarca yıl içinde geçen tesadüfi süreçler değil mi? hala kendi ihtimal ve önermeleriniz üzerinde gezinti yapıyorsunuz.

    Ben size ispatlanmış bilimsel net veriler vereyim, bunu gidip herhangi bir biyoloğa ya da hekime sorun doğru mu değil mi diye belki anlarsınız.

    Bilim bir tek proteinin tesadüfen oluşamayacağını ispatlamadı mı?
    proteinleri enzimler oluşturur, ancak enzimlerin kendileri de proteindir, yani bir protein oluşması için protein olması gerekir, tek bir proteinin oluşması için yaklaşık 100 farklı enzimin aynı anda varolması gerekir,
    bu enzimleri de DNA üretir. DNA nın kopyalanması için de protein gerekir. Yani protein oluşması için DNA nın zaten varolması gerekir.
    Canlılığın oluşması için DNA ve proteinlerin aynı anda birarada olması şarttır. Biri diğerinden önce oluşamaz. Protein oluşumu için hücrenin tüm organelleriyle tam olarak varolması gerekir.
    Proteinler ancak hücre içindeki belirli ısı ve PH derecesinde sentezlenebilirler. Yani hücreyi oluşturan proteinlerin oluşması için hücrenin tüm özellikleriyle var olması gerekir.
    Sonuç: bir proteinin tesadüfen oluşma koşulu "sıfır" dır.

    Bunlar bilimsel veriler size sadece üzerinde düşünmek kalıyor.




  • 
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.