Bu felsefecilere bakin camus sartre cioran schopenhauer falan hepsi hayatin igrenc oldugunu amacsiz oldugunu askin sevginin falan yalan oldugunu yasamaya deger hic bisey olmadigini falan soyluyor. Ama ne hikmetse en cok da bunlarin sesi cikiyor. İnsanlara hayatin anlamsiz ve yasamay deger olmadigi fikrini deli gibi asilamaya calisiyorlar. Lan madem bu kadar amacsiz degersiz bi hayat o zaman niye 50 tane kitap yaziyorsun hepsinde de insanlara hayatin bos aci dolu oldugunu anlatiyorsun. Hepsini gectim bunlarin hepsi 100 yasina kadar yasiyor :d 5 vakit namaz kilan dedem hic bi hastaligi olmamasina ragmen olmek icin hergun Allaha yalvariyordu, dini inanc bile yasliligi mutlu yasamak icin bi kaynak olamiyorken hayata boyle amacsiz bosmus gibi bi bakis acisiyla bakan adam 85 yasina kadar yasiyor :d < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
Felsefecilerin bos adam olmasi
-
-
Aydınlanma denilen olgu insanı daha yüksek algı seviyelerine yükseltir. Bunu insanın hangi enerji merkezi yoğun bir algıda yaşadıklarının hayata bakışlarını etkilediği şeklinde de açıklayabiliriz. İkinci ve üçüncü enerji merkezlerinde gezinen bir algıya sahip olan insan aydınlanma sürecine girmiştir ancak bu enerji merkezlerinden yukarı çıkamadıkça, algıları insanı kurban psikolojisine sık sık sokar. İşte bu sebeple sürekli sorgulayıp, sonuca varamazlar. Kendilerini de hayatın içinde bir kurban olarak görürler. Bu nedenle de mutsuz olurlar.
Forumda hiç durmadan yakınanlar da aynı sebepten dolayı sürekli yakınmaktadırlar.
-
onu bunu bılmem de forumun felsefecilerden olustuğunu düşünüyorum
-
Boş adamlar zaten felsefe kadar havada boş bir şey var mı ? Felsefenin amacı insanın sorularla mutlu olması ama aslında olan sorularla depresifleşen bir mahlukat.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Depresyonun etkilerinden bazilari hayatin anlmsiz oldugu hissi ozguven dusuklugu enerji kaybi vs. Depresyondaki insanlara bunlar cok gercekci geliyor aslinda olmasi gereken buymus gibi geliyor. Bu yuzden tedavi olmak falan sacma geiyor bu insanlara cunku gercegi farkettiklerini aydinlandiklarini falan dusunuyorlar. Camus sartre gibi adamlar gunumuzde yasasa buyuk ihtimal onlari tedavi ederdik. Ben bu tarz karamsar dusuncelerin ( kitap film dizi vs) yasaklanmasi gerektigini dusunuyorum. Hayatina normal sekilde devam ederken bunlari okuyup depresyona giren cok insan gördüm. Psikolojisi zayif insanlar cok fazla etkilenebiliyor.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Zaten unlu felsefecilerin hayatlarina bak hic bitane isinde gucunde ekmeginde olan felsefeci yok . Hepsi oturup tum gun bos bos hayati sorguluyor. Lan enayi insan dunysya bos bos oturup dusunmek icin mi gonderilmis hareket edeceksin bi is pesinde kosacaksin arkadaslarinla sohrbt ededeksin egleneceksin o zaman guzel olur hayat. Gunumuzde yuksek depresyon oranlarinin sebebi de hic bisey yapmayip tum gun telefon bilgisaye basinda oturmak. İnsanin fitratina cok ters bir durum. İnsan diger tum canlilar gibi hareket etmek mucadele etmek icin vardir. Mucadele yoksa hayatta depresyon kacinilmazdir
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Çalışırken daha mutsuzdum omg
İnsani mutlu eden tek sey sevgi bence
O da artik yok dünyada malesef
Hele yaslaninca abovv seks bile yapamaz oluyorsun geçtim sevgiyi
60 yasindan sonra hayat gg
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
Ne tip felsefecilerden söz edildiği önemli. Söz ettikleriniz daha çok düşünce olarak varoluşçu (veya romantik) olan, aforizmik ve edebi tarzda yazanlar, analitik ekolden ziyade kıtacı çizgide duranlar. Bu felsefi ekollere yansıtılabilecek eleştiriler, mesela anlaşılmazlık, muğlaklık, tutarsızlık, karamsarlık/kötümserlik, abartı, soyutluk, sezgisellik, argümanlarda temelsizlik, fikirlerde aşırılık, yazımda ve duygulanımda laubalilik rahatlıkla isimlerini zikretmiş olduğun bu ekollerin önde gelen temsilcilerine yöneltilebilir. Çare olarak analitik ekolden gelen düşünürlere (Bertrand Russell gibi) yönelebilirsin. Onlar daha çok kavram mühendisi ve eleştirel yorumcu gibi çalışırlar. Kavramsal bir çerçeveden belirli olguları ve hayatın genelini yakıştırdıkları nosyonlarla değersizleştirmezler. Sezar'ın hakkını Sezar'a verirler. Buna mukabil kıtacıların çok toksik ve kanser bazı fikirler yaymalarının yanı sıra herhangi bir şeydeki pozitifler ve negatiflerden ziyade hayatta görmek istedikleri renklerle, betimlerle, niteliklerle vs saplantılılar. Verilmiş bir kıtacı aşkı rezil, hayatı tekrarcı ve maksatsız, insan dünyasını çürük görmek istiyorsa tüm retoriğini ve betimini bu görmek istediği atfedilmiş özellikler üzerine kuruyor.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
dediğin adamlar aklının zekatını verse foruma 40 yıl yeter.
-
Maaşlı amele felsefeci olamaz zaten
Bu herifler zengin fazla entellektüel adamlar ve yazdıkları yıkık edebiyatı gibi gelsede bu herifler hayatı yaşamış adamlar dh yıkıklarıyla ters orantılı dh'li yıkıklar hayatı yaşayamadıkları için depresifler çoğu felsefeci ise hayatı fazlasıyla yaşadığı için karamsar ama bu karamsarlık aristokrat karamsarlığı salonda ölümden ve yıkımdan bahsederler ondan sonra masaya geçip şampanya içerler eğlenirler kim kimi pompaladı gibi basit konuları konuşurlar.
Canları fazla sıkıldığında ispanya,italya gibi eğlenceli hareketli ülkelere giderler.
Nietsche,De sade gibi deliler hariç konuşuyorum
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-39A3D5E9A -- 27 Temmuz 2022; 13:53:0 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Cok cahil adamsin
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
o kadar şey anlattıkan sonra cevaba bak, hahasahaahah
-
Bos adama verilecek maks cevap
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Çok doğru konu.
-
Nietzsche güldü.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Nietche ve ve bir kac felsefeci istisnadir. İstisnalar kaideyi bozmaz. Nietche buyuk adamdir
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Felsefeciler adamdır.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Adam olan felsefeci sayısı bir elin parmağını geçmez
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
En Beğenilen Yanıtlar
Tüm Yanıtları Genişlet
o kadar şey anlattıkan sonra cevaba bak, hahasahaahah |
Ne tip felsefecilerden söz edildiği önemli. Söz ettikleriniz daha çok düşünce olarak varoluşçu (veya romantik) olan, aforizmik ve edebi tarzda yazanlar, analitik ekolden ziyade kıtacı çizgide duranlar. Bu felsefi ekollere yansıtılabilecek eleştiriler, mesela anlaşılmazlık, muğlaklık, tutarsızlık, karamsarlık/kötümserlik, abartı, soyutluk, sezgisellik, argümanlarda temelsizlik, fikirlerde aşırılık, yazımda ve duygulanımda laubalilik rahatlıkla isimlerini zikretmiş olduğun bu ekollerin önde gelen temsilcilerine yöneltilebilir. Çare olarak analitik ekolden gelen düşünürlere (Bertrand Russell gibi) yönelebilirsin. Onlar daha çok kavram mühendisi ve eleştirel yorumcu gibi çalışırlar. Kavramsal bir çerçeveden belirli olguları ve hayatın genelini yakıştırdıkları nosyonlarla değersizleştirmezler. Sezar'ın hakkını Sezar'a verirler. Buna mukabil kıtacıların çok toksik ve kanser bazı fikirler yaymalarının yanı sıra herhangi bir şeydeki pozitifler ve negatiflerden ziyade hayatta görmek istedikleri renklerle, betimlerle, niteliklerle vs saplantılılar. Verilmiş bir kıtacı aşkı rezil, hayatı tekrarcı ve maksatsız, insan dünyasını çürük görmek istiyorsa tüm retoriğini ve betimini bu görmek istediği atfedilmiş özellikler üzerine kuruyor.
|
Benzer içerikler
- sanal kumar bağımlılığı hikayeleri
- karın boşluğuna darbe gelirse ne olur
- 2.25 göz numarası
- tıraş jeli nasıl kullanılır
- korku evi açmak için gerekli belgeler
- çay emojisi
- 5g nedir zararları
- penis nakli
- telegram indirim kanalları
- suudi arabistan
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X