Şimdi Ara

Galatasaray üniversitesi pişmanlıktır . #Herkes için bilinçli tercih

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
27
Cevap
14
Favori
10.383
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
20 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Arkadaşlar lafı uzatmayacağım, puanınıza yazık edersiniz. Hocalarından olmayan kampüsüne, seçmeli ders olanaksızlığından olmayan mezun networküne, gerek hocaların kısıtlılığı , dersin işlenişi, gerek teknolojik altyapısı ve imkanları... kesinlikle tercih ettiğime pişman olduğum bir üniversitedir. 1. sıradan girip sonra bıraktım ve gittiğim üniversiteden büyük bir memnuniyetle mezun oldum

    Kesinlikle ve kesinlikle Amerikan sistemi uygulayan okullardan şaşmayın. (kuruluş tarihlerine göre sıraladım.)
    Ankara'da : Odtü, Hacettepe, Bilkent, TOBB
    İstanbul'da : Boğaziçi, Sabancı, Koç, Özyeğin

    Galatasaray Üniversitesi neden pişmanlıktır? Bunları tercih günlerinde duyamazsınız.

    Öncelikle tercih günlerinde sorulması gereken sorular bunları herkes için yazıyorum [Mühendislik ve İşletme/İktisat düşünen adaylar için]

    $ Açılan seçmeli dersler nelerdir?
    $ Doktorasını ilk 100 veya ilk 500 üniversiteden almış öğretim kadrosu oranı nedir?
    $ [Hangi bölüme gidiyorsanız] Tübitak veya farklı kuruluşlarca desteklenen hocalarınız var mı? Hangi alanda araştırma yapıyorlar?
    $ Mezunlarınızın % kaçı yurtdışında master doktora kabulü almıştır?
    $ Türkiye'de yüksek lisans / doktora yapan öğrencileriniz yine aynı üniversiteyi mi yoksa başka üniversiteyi mi tercih etmiştir? (dışarıya gidiyorsa sıkıntı.)
    $ Bölüm öğrencilerinin yarışmalardaki performansı nasıldır? (araştırma yarışması, case study, challenge vb. yarışmalar)
    $ Sektörle ortaklaşa çalışan hocalarınız var mıdır? Hangi alanda / kurumla çalışmaktadırlar?
    $ Son bir yılda kaç adet öğrenci aktivitesi düzenlenmiştir?
    $ Öğrenci kulüpleriniz aktif mi yoksa tabela kulübü mü? Aktif derse ilgi alanınızdan bir kulübü seçip neler yaptığını sorun.
    $ Kampüs'te çalışma imkanları nelerdir, okul tecrübe kazanmanız için ne tür imkanlar sağlamaktadır?
    $ Bölümünüzde ders geçmenizin için sunum yapmanızı gerektiren dersleriniz nelerdir? [2-3 tane sayıyorsa sıkıntı, her derste sunum ve derse katılım olmalı]

    AKADEMİK NEDENLER:
    --Öğretim kadrosu hukuk hariç çok dar. Hocaların birden fazla ders açması ve ortaokul öğretmeni gibi sürekli derslere girip çıkması ve devlet üniversitesinde sıfır beklenti ile çalışmaları nedeniyle araştırma yapmaması, günceli takip etmemesi ve yeni akademisyenler yetiştirememesi demek. Hal böyle olunca ne hocadan ne dersten verim alabiliyorsunuz. Kadronun dar olmasının en büyük dezavantajı uzmanlık alanınızı, hangi alana yönelmek istediğinizi bilemiyorsunuz ve diğer adaylarla rekabet edemiyorsunuz. O yüzden tercih günlerinde gittiğiniz üniversitenin son dönemde "açılan seçmeli dersler ve zorunlu dersler" listesini mutlaka isteyim.

    --Hayatımda görmediğim bir ders işleme sistemi var. Hoca derse gelir, en az yarısı için konuşuyorum, ne syllabus (dönem boyunca takip edilecek ders planı, sınavlar ve değerlendirme aşamalarının açıklandığı sayfa) vardır, ne dersi işlemede kullandığı bir kitap... Dersler fotokopilerden işlenir. 2012'de yangın çıkmış hocanın birinin notları yanmış, adam o günden sonra ders veremedi. Ve bu adam halen boğazda çay sigara yaparak ömrünü geçirmeye devam ediyor. Fransızca işlenmesi gereken dersler kimi zaman Türkçe işleniyor ki yukarıdaki özel üniversitelerde bunu yapmak kovulma sebebi.

    --Fransızca ile geçen zaman kayıptır. Dünya dili İngilizcedir, tüm referanslar kaynaklar literatür ingilizcedir. Hal böyleyken mezun olana kadar akıcı ve terimlere hakim bir fransızca ile mezun olmanız size ancak fransız şirketinde iş bulursanız yararı olur. Hem ingilizce hem fransızca öğrenerek mezun olma hayalleri güzeldir fakat (opportunity cost) yani bunu yaparken feragat ettiğiniz şeyleri göz önüne alırsanız yanlış bir yatırım olacaktır. (GPA, uzun dönem staj, yazılım ve analiz dilleri öğrenmek vs.)

    --Yurtdışında bilinirliği Fransa hariç sıfırdır. Master ve doktora için hocalarınızdan referans isteyeceksiniz. Yukarıdaki üniversitelerin hocalarının nereden geldiği web sitelerinde mevcut ki bir çoğu son 5 yılda yurtdışına geri döndü. Hocalarınızla irtibat kurarak veya onların bağlantıları yoluyla yurtdışına çıkabilirsiniz. GSÜ'de böyle bir imkan diğer üniversitelerle rekabet edemeyecek kadar azdır.

    --Mezun oldunuz, yurtdışında master doktora yaptınız ve döndünüz. Akademisyen olmak istiyorsunuz. Bu üniversitede kadro bulamazsınız.

    SOSYAL NEDENLER:
    --Burası üniversite değil ancak enstitü olabilir. Kampüs yok kampüs. Akşam 8 oldu mu ışıkların kapatıldığı bir memur ofisi adeta. Üniversite demek spor, sanat, kültür aktivitesi demektir. Bunu sabah 8 akşam 6 köle düzenine girdiğinde çok iyi anlıyorsunuz ve -Ben üniversite okumuş muydum? hissiyatı doğuyor.

    --GSÜ'de yapılan iki ana aktivite kariyer günleri (bunun yurtdışındaki adı campus recruiting'dir ve ilk iş için çok önemlidir.Fakat ben sadece tanıtım yapıp cv toplayıp gittiklerine şahit oldum. ve kariyerinizi destekleyecek türden hiçbir mentorluk almadım üniversite tarafından) ve GSÜ En'leri diye bir ödül törenidir. O kadar şuursuz bir topluluk var ki İmparator Fatih Terim'e sokak kabadayısı diyen, Çocuk Esirgeme Kurumuna bağışladığı tazminat için neden tazminat istedi diyen Ali Koç'a ödül vermiş bir guruhtan oluşuyor. Konu futbola bağlanmışken şunu da söyleyeyim, Galatasaray Üniversitesi'nin Galatasaray Spor Kulübü'nde hiçbir varlığı yoktur. Galatasaray Lisesinin yanında üvey evlattır. Buradan camiada, kulüpte network yaparım diyen varsa kulağına küpe olsun.

    --Yaşayan üniversite nedir? 7/24 insanların gerek çalışmak için gerek sosyal sebeplerle kampüste olabildiği bir kampüs üniversitesidir. Aklınız varsa böyle bir üniversiteye gidin (yukarıda saydığım isimler, sadece TOBB'dan emin değilim) GSÜ'de bu yoktur. Şehir dışından geliyorsanız okulun yurdu olmaması zaten büyük değil çok büyük sıkıntı.

    --Okurken kampüste çalışan öğrenci olurum, Teaching/Research Assistant olurum, harçlık olur diyorsanız hayal kırıklığına uğramanız kuvvetle muhtemel.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nonamenouser -- 6 Ekim 2019; 1:29:53 >







  • Gayet detaylı bir yazı olmuş, teşekkürler.

    Bunları biz de söylüyorduk ama okulu görüp daha sonra ayrılmış birinin yazmasıyla çok daha güvenilir bir eleştiri getirmişsiniz. Düşünen arkadaşlara da yol göstermek adına.

    Amerikan sistemi uygulayan okullar için çok haklısınız, Ayrıca kampüs hayatı üniversitede bence önemli bir detay.
    Arkadaşa tam olarak katılmamakla beraber gsünün aktif bir öğrencisi olarak ben de bir şeyler yazmak istiyorum,
    Öncelikle kampüs küçük veya bazılarına göre yok eyvallah ama konumu ve manzarası olarak tek geçeceğim bir okuldur. Ha tabi bunlar bir okulu seçmek için yeterli mi? Değil tabiki. Ama şunu da unutmamak lazım kampüsün dar olması, yurt olmamasının en büyük nedeni ve kampüsün genişleyip, okulun yurt binası olarak kullanabileceği bir yer de yok etrafında. Bir tarafı boğaz iki tarafı lise (birisi kabataş diğeri ziya kalkavan meslek lisesi) arka tarafı ise yıldız parkı ve bir türbeyle çevrili. Dolayısıyla okulun yurdu neden yok diye sormak öğrenci açısından haklı olsa da okul açısından bakınca okula hak vermemek de elde değil. Ben de şehir dışından yazdım bu okulu ve yurt olmamasını göze alarak yazdım. Öğretim görevlisi kısmı hakkında çok fazla yorum yapamayacağım ama hukuk için fazlasıyla yeterli bir kadroya sahip, diğer fakülteler de yine bir devlet okuluna göre fena olmayan bir kadroya sahip diye biliyorum. Ama şahsen bana sorsanız hukuk dışında bu okulu yazar mıydım diye sorsanız, büyük bi soru işareti yaşardım. Onun dışında okulun en geç saat 10 civarı aktivitesinin bitmesi yani öğrencileri dışarı çıkarmaları maalesef doğru ama bu yine de yürüme mesafede olan beşiktaş veya ortaköyde eğlencenize devam etmemeniz için bir sebep değil. Mezunlarla olan network konusu da yine kişinin kendisinde biten bir olay. Okul size çok destek olmasa bile içinde bulunacağınız sosyal çevre ve kulüpler ile bu sorun bir nebze de olsa çözülebiliyor. Öğrenci sayısının az ve öğrencilerin çoğunun özellikle fransızca bilmenin/öğrenmenin verdiği birikim ile kaliteli sayılabilecek seviyede olması okulu diğer devlet ve vakıf üniversitelerinden ayıran en önemli özellikleri bence. Sıyrılma ihtimaliniz daha fazla oluyor, az ama öz bir çevreyi tanıma olanağı buluyorsunuz, keza gsl ve diğer fransız liselerinden gelen insanlar sayesinde o çevrelerden de kalifiye bir çevrenizin olması sağlanıyor. Yani demem o ki network işi kişide bitiyor. Erasmus ve yurt dışı staj/yüksek lisans olanağı da hem öğrenci sayısı azlığından hem de frankofon ülkelerin avrupada fazlasıyla yer etmesinden dolayı zor değil kanımca. Ama yine burda da iş kişinin kendisinde bitiyor. İngilizce tabiki çok önemli hatta dünyadaki en önemli dil belki de ama okulda ingilizce eğitimi yok değil. İngilizce ve fransızcayı en azından b2 seviyesine getirmeden mezun olamıyorsunuz. Bunları yaparsanız ispanyolca veya almanca öğrenmeye de başlayabiliyorsunuz. Ha fransızca mesleki kariyerinizde ne kadar yer edinir bu da sizin bileceğiniz iş, özellikle mühendisler için almanca daha kullanışlı bir dil. Sonuç olarak benim düşünceme göre gsü böyle yerlere gömülecek bir okul değil ama çok harika bir okul da değil özellikle günümüz türkiye şartlarını göz önüne aldığımızda.
  • Gayet detaylı bir yazı olmuş, teşekkürler.

    Bunları biz de söylüyorduk ama okulu görüp daha sonra ayrılmış birinin yazmasıyla çok daha güvenilir bir eleştiri getirmişsiniz. Düşünen arkadaşlara da yol göstermek adına.

    Amerikan sistemi uygulayan okullar için çok haklısınız, Ayrıca kampüs hayatı üniversitede bence önemli bir detay.
  • Başka bir okuldan mezun olduğunuza göre gsü ile ilişiğinizi baya bir zaman önce kesmişsiniz. Ne oldu da bu kadar zaman sonra böyle bir başlık açtınız?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi murolik -- 24 Temmuz 2019; 14:13:29 >
  • Puanları çok yüksek genede
  • Benim de kafama hep qs veya the gibi uluslararası sıralamalarda gsünün neden olmadığı sorusu takılmıştır. Türkiyede saygın 5-6 tane okuldan biriyken hiçbir listede görememek garip gelmişti, yazdıklarınız biraz ışık tuttu bu soruma.
  • lustral seyahat kullanıcısına yanıt
    Sadece o mu? Mariano bile girmişti
  • merhaba, belki bilginiz vardır diye soruyorum. gsü'de fransız dili ve edebiyatı okumakla ilgili ne düşünüyorsunuz? ben gsü'nün akademide ilerlemek için çok mantıklı bir tercih olacağını duydum + ispanyolca dersleri de ilgimi çekti. ama ispanyolca öğrenmek için tabii ki elimdeki tek imkan gsü dersleri değil. aynı zamanda kampüsün olmayışı da gerçekten bir dezavantaj. bu arada ben boun ingiliz dili ve edebiyatı istiyorum ama gelmeme ihtimaline karşı ikinci sıraya gsü veya boun dilbilim yazacağım, dilbilimin de pek cazip bir bölüm olmayışı sebebiyle kafam karışık. tm veya sayısal çıkışlıysanız dil bölümleriyle pek ilginiz olmayabilir ama boun > gsü'yü kafamda netleştirirsem tercihimi de daha net yapmış olacağım.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: peyko

    merhaba, belki bilginiz vardır diye soruyorum. gsü'de fransız dili ve edebiyatı okumakla ilgili ne düşünüyorsunuz? ben gsü'nün akademide ilerlemek için çok mantıklı bir tercih olacağını duydum + ispanyolca dersleri de ilgimi çekti. ama ispanyolca öğrenmek için tabii ki elimdeki tek imkan gsü dersleri değil. aynı zamanda kampüsün olmayışı da gerçekten bir dezavantaj. bu arada ben boun ingiliz dili ve edebiyatı istiyorum ama gelmeme ihtimaline karşı ikinci sıraya gsü veya boun dilbilim yazacağım, dilbilimin de pek cazip bir bölüm olmayışı sebebiyle kafam karışık. tm veya sayısal çıkışlıysanız dil bölümleriyle pek ilginiz olmayabilir ama boun > gsü'yü kafamda netleştirirsem tercihimi de daha net yapmış olacağım.
    Boğaziçi dilbilim yazmalısın hiç düşünmene gerek yok.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F92CEA8E2

    Puanları çok yüksek genede
    Karşılaştırmanın adil olabilmesi için rakip bölümlerin kontenjanı ile eşit olması gerekiyor.
  • Arkadaşa tam olarak katılmamakla beraber gsünün aktif bir öğrencisi olarak ben de bir şeyler yazmak istiyorum,
    Öncelikle kampüs küçük veya bazılarına göre yok eyvallah ama konumu ve manzarası olarak tek geçeceğim bir okuldur. Ha tabi bunlar bir okulu seçmek için yeterli mi? Değil tabiki. Ama şunu da unutmamak lazım kampüsün dar olması, yurt olmamasının en büyük nedeni ve kampüsün genişleyip, okulun yurt binası olarak kullanabileceği bir yer de yok etrafında. Bir tarafı boğaz iki tarafı lise (birisi kabataş diğeri ziya kalkavan meslek lisesi) arka tarafı ise yıldız parkı ve bir türbeyle çevrili. Dolayısıyla okulun yurdu neden yok diye sormak öğrenci açısından haklı olsa da okul açısından bakınca okula hak vermemek de elde değil. Ben de şehir dışından yazdım bu okulu ve yurt olmamasını göze alarak yazdım. Öğretim görevlisi kısmı hakkında çok fazla yorum yapamayacağım ama hukuk için fazlasıyla yeterli bir kadroya sahip, diğer fakülteler de yine bir devlet okuluna göre fena olmayan bir kadroya sahip diye biliyorum. Ama şahsen bana sorsanız hukuk dışında bu okulu yazar mıydım diye sorsanız, büyük bi soru işareti yaşardım. Onun dışında okulun en geç saat 10 civarı aktivitesinin bitmesi yani öğrencileri dışarı çıkarmaları maalesef doğru ama bu yine de yürüme mesafede olan beşiktaş veya ortaköyde eğlencenize devam etmemeniz için bir sebep değil. Mezunlarla olan network konusu da yine kişinin kendisinde biten bir olay. Okul size çok destek olmasa bile içinde bulunacağınız sosyal çevre ve kulüpler ile bu sorun bir nebze de olsa çözülebiliyor. Öğrenci sayısının az ve öğrencilerin çoğunun özellikle fransızca bilmenin/öğrenmenin verdiği birikim ile kaliteli sayılabilecek seviyede olması okulu diğer devlet ve vakıf üniversitelerinden ayıran en önemli özellikleri bence. Sıyrılma ihtimaliniz daha fazla oluyor, az ama öz bir çevreyi tanıma olanağı buluyorsunuz, keza gsl ve diğer fransız liselerinden gelen insanlar sayesinde o çevrelerden de kalifiye bir çevrenizin olması sağlanıyor. Yani demem o ki network işi kişide bitiyor. Erasmus ve yurt dışı staj/yüksek lisans olanağı da hem öğrenci sayısı azlığından hem de frankofon ülkelerin avrupada fazlasıyla yer etmesinden dolayı zor değil kanımca. Ama yine burda da iş kişinin kendisinde bitiyor. İngilizce tabiki çok önemli hatta dünyadaki en önemli dil belki de ama okulda ingilizce eğitimi yok değil. İngilizce ve fransızcayı en azından b2 seviyesine getirmeden mezun olamıyorsunuz. Bunları yaparsanız ispanyolca veya almanca öğrenmeye de başlayabiliyorsunuz. Ha fransızca mesleki kariyerinizde ne kadar yer edinir bu da sizin bileceğiniz iş, özellikle mühendisler için almanca daha kullanışlı bir dil. Sonuç olarak benim düşünceme göre gsü böyle yerlere gömülecek bir okul değil ama çok harika bir okul da değil özellikle günümüz türkiye şartlarını göz önüne aldığımızda.




  • Notlarınız kötüyse dert etmeyin, Muslera onları da kurtarır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 5555SabriReiz5555

    Arkadaşa tam olarak katılmamakla beraber gsünün aktif bir öğrencisi olarak ben de bir şeyler yazmak istiyorum,
    Öncelikle kampüs küçük veya bazılarına göre yok eyvallah ama konumu ve manzarası olarak tek geçeceğim bir okuldur. Ha tabi bunlar bir okulu seçmek için yeterli mi? Değil tabiki. Ama şunu da unutmamak lazım kampüsün dar olması, yurt olmamasının en büyük nedeni ve kampüsün genişleyip, okulun yurt binası olarak kullanabileceği bir yer de yok etrafında. Bir tarafı boğaz iki tarafı lise (birisi kabataş diğeri ziya kalkavan meslek lisesi) arka tarafı ise yıldız parkı ve bir türbeyle çevrili. Dolayısıyla okulun yurdu neden yok diye sormak öğrenci açısından haklı olsa da okul açısından bakınca okula hak vermemek de elde değil. Ben de şehir dışından yazdım bu okulu ve yurt olmamasını göze alarak yazdım. Öğretim görevlisi kısmı hakkında çok fazla yorum yapamayacağım ama hukuk için fazlasıyla yeterli bir kadroya sahip, diğer fakülteler de yine bir devlet okuluna göre fena olmayan bir kadroya sahip diye biliyorum. Ama şahsen bana sorsanız hukuk dışında bu okulu yazar mıydım diye sorsanız, büyük bi soru işareti yaşardım. Onun dışında okulun en geç saat 10 civarı aktivitesinin bitmesi yani öğrencileri dışarı çıkarmaları maalesef doğru ama bu yine de yürüme mesafede olan beşiktaş veya ortaköyde eğlencenize devam etmemeniz için bir sebep değil. Mezunlarla olan network konusu da yine kişinin kendisinde biten bir olay. Okul size çok destek olmasa bile içinde bulunacağınız sosyal çevre ve kulüpler ile bu sorun bir nebze de olsa çözülebiliyor. Öğrenci sayısının az ve öğrencilerin çoğunun özellikle fransızca bilmenin/öğrenmenin verdiği birikim ile kaliteli sayılabilecek seviyede olması okulu diğer devlet ve vakıf üniversitelerinden ayıran en önemli özellikleri bence. Sıyrılma ihtimaliniz daha fazla oluyor, az ama öz bir çevreyi tanıma olanağı buluyorsunuz, keza gsl ve diğer fransız liselerinden gelen insanlar sayesinde o çevrelerden de kalifiye bir çevrenizin olması sağlanıyor. Yani demem o ki network işi kişide bitiyor. Erasmus ve yurt dışı staj/yüksek lisans olanağı da hem öğrenci sayısı azlığından hem de frankofon ülkelerin avrupada fazlasıyla yer etmesinden dolayı zor değil kanımca. Ama yine burda da iş kişinin kendisinde bitiyor. İngilizce tabiki çok önemli hatta dünyadaki en önemli dil belki de ama okulda ingilizce eğitimi yok değil. İngilizce ve fransızcayı en azından b2 seviyesine getirmeden mezun olamıyorsunuz. Bunları yaparsanız ispanyolca veya almanca öğrenmeye de başlayabiliyorsunuz. Ha fransızca mesleki kariyerinizde ne kadar yer edinir bu da sizin bileceğiniz iş, özellikle mühendisler için almanca daha kullanışlı bir dil. Sonuç olarak benim düşünceme göre gsü böyle yerlere gömülecek bir okul değil ama çok harika bir okul da değil özellikle günümüz türkiye şartlarını göz önüne aldığımızda.
    Ben de hukuku hariç tutmuştum. Yine de bu puanı alıp GS Hukuk yerine Bilkent veya Koç Hukuk'u hiç düşünmeden tavsiye ederim.
    Yazdıklarına cevap olarak
    1- GS Hukuk'ta öğretim dilinin % kaç fransızca olduğunu ve mezun olana kadar Fransızcayı unutma seviyesine gelenlerin oranından, mezun olduktan sonra Fransızca'yı aktif olarak kullananların oranından bahsedebilir misin?
    2- Erasmusa gitmek kolay olmakla birlikte yüksek lisans ve sonrası için, üniversitede curve sistemi olmadığından, not ortalamanızın uluslararası rakiplerinize nazaran ciddi manada düşük kalacağını ve dezavantajlı olduğunuzu söyleyebilir miyiz?
    3- Türkiye şartlarıyla kıyaslamak ne derece doğru? Sonuçta milyonların arasından seçilip gelen öğrencilerin taleplerinin Türkiye şartlarının çok ötesinde olduğunu bilmek gerekiyor.
    4- Bir de iç sınavla gelen frankofonlar var, normalde GSÜ'nün kapısından giremeyecek insanların çifte standartla üniversiteye girmesi bölümü heterojen kılıyor ve bu çevreyle entegre olup olmamanız tamamen şansa kalıyor.

    edit: Vakıf üniversitelerinde 7-8 kat burssuz varsa kontenjanı 7-8 kat fazla olduğu için var ve hepsi bambaşka coğrafyalardan gelen insanlar ve illaki kafa dengi insanlar bulunabiliyor. Burslu öğrenci bursunun ve tüm yatırımların bu öğrenciler tarafından finanse edildiğini biliyor ve moralman bu durumu kabul edebiliyor. fakat bir devlet üniversitesinde sırf fransız lisesinden geldiği için milyonlarca kişinin önüne haksız biçimde geçmesi asla kabul edilemez.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nonamenouser -- 24 Temmuz 2019; 15:49:5 >




  • nonamenouser N kullanıcısına yanıt
    Öğretim dili yüzde otuz fransızca, hazırlıktan sonra eğer kişi gayretliyse dili gayet unutmayabilir. Zaten türkçe işlenen derslerde bile sınavlarda fransızca sorular da oluyor 30 puan civarında hepsinde olmasa bile anayasa vb derslerde fransızca da çıkıyor sınavda karşınıza ama yine de olay kişide bitiyor, unutmak isterse rahat unutur ama istemezse de unutmaz. Dil böyle bir şeydir zaten kullanmazsan körelir :D Önce koç bilkent yazmaktan bahsedip sonra heterojen yapıdan yakınmışsın ama asıl heterojen ortam oralarda. Aldıkları burslu/burssuz oranlarına bakarsan burssuzların sayısının bursluların 7-8 katı olduğunu görebilirsin. Frankofon liselerden gelenler kesinlikle kalitesiz insanlar değiller, hatta ösym sınavıyla gelenlerden daha donanımlı oluyorlar genellikle. Türkiye şartlarında dememin sebebi, burayı yazmayın itü yazın demişsin itü gayet güzel bir okul ona lafım yok ama sonuçta burayı yazmayanlar gidip harvard da yapmıyolar lisanslarını yine farklı bir türk üniversitesinde tamamlıyorlar. Yani o yazıyı yazmamdaki amaç seninle zıtlaşmak falan değildi ama bence kendi içinde ufak tutarsızlıklar var senin yazdığın yazıda. Gsü fanı falan da değilim ama yerden yere vurmanın da bir anlamı yok bence.




  • lustral seyahat kullanıcısına yanıt
    Yine iyi hocam fbüde kameniyi falan almışlar bir işe yarasınlar diye



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi schmeiblak -- 24 Temmuz 2019; 15:39:17 >
  • itüye amerikan sistemi demek de bilmiyorum sanki biraz bilgi eksiği var sizde hocam
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lapsekili_Big_Smoke

    itüye amerikan sistemi demek de bilmiyorum sanki biraz bilgi eksiği var sizde hocam
    Hangi alandan bahsediyorsunuz? Boston, Texas, Florida phdli onlarca hoca var sosyal bilimlerde.
    100% amerikan değil tabiki ancak bir alternatif sunmak gerekiyordu ve Boğaziçi'ne puanı yetmeyen aday İTÜ'yü düşünmeli GS değil bu sebepten yazdım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nonamenouser -- 24 Temmuz 2019; 16:49:24 >
  • Güncel arkadaşlar güncel herkes hak ettiği yere gelsin inşallah

  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.