Şimdi Ara

İnsanın sonsuzluk kavramını anlaması mümkünmü?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
16
Cevap
0
Favori
3.553
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Sonsuzluk anlaşılabilir mi?


     İnsanın sonsuzluk kavramını anlaması mümkünmü?



    Bir bardağa denizin yerleşmesi mümkün olmadığı gibi, sınırlı olan insan aklının da sonsuzu kavraması mümkün değildir. Şu var ki, insan sonsuzu anlamasa bile onun varlığını bilebilir. Bilmek, inanmak başka anlamak daha başkadır.

    İnsanoğlu her şeyiyle sınırlı. Hayatının bir başlangıcı var. Her başlangıç bir sondan haber verdiği için bu hayatın bir de sonu olacaktır. İşte, başı ve sonu olan bu kısa hayat içerisinde, insan her yönüyle sınırlı işler görebiliyor. Gözü, mevcut ışınların ancak %2.5 kadarını görebiliyor. Kulağı sadece belli bir frekanstaki sesleri işitebiliyor.

    Madde aleminde açıkça görünen bu hakikat, ruh aleminde de geçerli. İnsan aklı her şeyi anlayamıyor. Zira, öğrenmeye başlamasının bir başlangıcı var. Başlangıcı olan ilim sonsuz da olamıyor; tıpkı hayat gibi...

    İnsan aklının aczinde başlangıç noktası, kendini anlayamamasıdır. Şu sınırlı akıl, henüz kendini anlamış değilken nasıl oluyor da sonsuzu anlamaya kalkışabiliyor?.. Üçün dörtten küçük olduğunu bilen insanoğlu, yine kesinlikle bilir ki, ben üçten dördü çıkarmaya kalkışırsam menfi bir netice ile karşılaşırım. Bunu bildiği halde, sınırlı olan aklına sonsuzluğu sıkıştırmaya çabalıyorsa, sonucun eksi sonsuz, yani sonsuz bir menfi olacağını da baştan kabul etmiş demektir.

    İnsan sonsuzu anlayamaz, ama sonsuza inanabilir... Bu da insanoğluna büyük bir ilahî lütuftur. Yoksa, bütün sıfatları sonsuz olan Rabbine nasıl iman edecekti?..

    Bu vadide insanoğluna bir mukayese imkanı, bir fikir yürütme, istidlalde bulunma gücü verilmiş. O, bu güç sayesinde çok iyi bilir ki, bu alemde benim bir başlangıcım ve sonum olduğu gibi, her şeyin de yine bir ilk ve son noktası var.

    Başlangıcı olan her şey, bize şu iki hakikati birden ders verir: Beni yoktan yaratan bir zat var ve onun varlığı ezelidir. Aynı şekilde her son da bize ebedi bir zattan haber verir. Kendimize şu soruyu soralım: Senin anlayamadığın sadece sonsuzluk mu? Yer çekimini anlayabiliyor musun? Güneşin, gezegenlerini nasıl çekip çevirdiğini kavrayabiliyor musun? Ruhun, aklın, hayalin, hafızanın mahiyetlerini bilebiliyor musun? Elma ağacının içindeki o manevi fabrikayı izah edebilmiş misin? Yumurta nasıl oluyor da, uçan bir kuş oluyor? Nutfe dokuz ay sonra nasıl ağlıyor, görüyor, işitiyor? Bu alemde insanın göremedikleri gördüklerinden, anlayamadıkları anladıklarından, bilmedikleri bildiklerinden çok fazladır.

    İnsanın, bu fani eşyayı anlamış gibi, bekayı anlamaya kalkışması onu en azından yorar. En azından diyorum, çünkü bu gibi yersiz arayışların insanı sersem etme ve yoldan çıkarma ihtimali de vardır...

    İnsanın sonsuzu anlama gayreti iki ayrı sahada cereyan ediyor. Birisi, ilahi sıfatların sonsuzluğu, diğeri de ahiret hayatının sonsuzluğu... Bu ikisi arasında, gözden kaçmaması gereken önemli bir farklılık var. Ahiretteki sonsuzluktan söz edildiğinde, zihinlerde hemen zaman ve müddet kavramları canlanır. Sonu gelmeyen, tükenmeyen, fani olmayan, arızalanmayan bir hayat... Burada verilen hayatın geri alınmaması, baki kılınması söz konusudur. Bunu aklın almaması için bir sebep olmasa gerek..

    Allah ın sıfatlarının sonsuzluğuna gelince: Onun kudreti sonsuzdur, demek, “ne kadar alem yaratırsa yaratsın kudretinde bir noksanlık olmaz” demektir. İlminin sonsuzluğu onun cehilden münezzeh olduğu manasınadır. Diğer sıfatlar da aynı şekilde, aynı mantık içerisinde değerlendirilmelidir. “Ezeli olan elbette ebedidir” hakikati, Cenabı Hakk ın zatı için de geçerlidir, sıfatları için de... Yani, onun bütün sıfatları sonsuzdur, ebedidir. Zira, hiçbiri sonradan var olmuş değildir; hepsi ezelidir.


    Alaaddin Başar (Prof.Dr.)



    Alaaddin Başar kimdir?
    1947 yılında Erzurum’da doğdu. İlk, orta ve yüksek tahsilini aynı ilde tamamladı. 1969 yılında İşletme Fakültesinden mezun oldu. 1970 yılında asistan, 1974’de doktor, 1978’de doçent, 1988’de profesör oldu. Halen, Erzurum’da İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesinde İşletme bölümünde (Sayısal Yöntemler) öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.
    http://fakulteler.atauni.edu.tr/ikt_english/anabilim_detay.php?x=Department%20of%20Business&srn=2









  • İnsan sonsuzu kavrayamaz. Çünkü insan sonsuzluk nedir görmemiştir, çünkü sonsuzluğu deneyimleyememiştir, çünkü insan sonsuz değildir. Ama sonsuz olan tek şeyin Tanrı ve tanrısal kavramlar olduğunu düşünmek çok yanlıştır. Sonsuz olan her şeye tapmamız gerekse uzayada tapardık sanırım.
    quote:


    Başlangıcı olan her şey, bize şu iki hakikati birden ders verir: Beni yoktan yaratan bir zat var ve onun varlığı ezelidir. Aynı şekilde her son da bize ebedi bir zattan haber verir. Kendimize şu soruyu soralım: Senin anlayamadığın sadece sonsuzluk mu? Yer çekimini anlayabiliyor musun? Güneşin, gezegenlerini nasıl çekip çevirdiğini kavrayabiliyor musun? Ruhun, aklın, hayalin, hafızanın mahiyetlerini bilebiliyor musun? Elma ağacının içindeki o manevi fabrikayı izah edebilmiş misin? Yumurta nasıl oluyor da, uçan bir kuş oluyor? Nutfe dokuz ay sonra nasıl ağlıyor, görüyor, işitiyor? Bu alemde insanın göremedikleri gördüklerinden, anlayamadıkları anladıklarından, bilmedikleri bildiklerinden çok fazladır.


    İlk cümleyi anlayamadım ne alaka. Hatta devam eden aynı şekilde her son bize ebedi zattan haber verir de çok saçma. Ne alaka olduğunu anlayamadım belki benden kaynaklıdır...

    Her neyse sonra bir ton soru sormuşta bunları sanki anlayabiliyomusun diye sormuş, evet onları anlayabiliyorum ki bilim bunları anlayabilmek için var zaten. Bilim olmasaydı bunları anlayamayacaktım tabi ki fakat Ne Yazıkki bilim var(!)

    Bana kalırsa sonsuzluk bazılar için en büyük çıkış yolu.




  • Sonsuzluk, kavram anlayışının ardında kalır. Bu yüzden anlam vermek değilde, insan sonsuzluğun hissine girebilir. Buna his diyorum fakat bu sadece takma bir addır, köprünün bir adı. Köprünün karşında konuşmak ve düşünmek mümkün değil.

    Bir kapıya giden yolda ne kadar çok konuşursanız yol o kadar uzar. Sonsuzluğun hissine girebilmek için sessizlikten bile uzaklaşmak gerekiyor. Bu histen çıktığınızda zamanı ilk keşfettiğiniz gibi her seferinde tekrardan keşfedersiniz.

    Eğer oluşturduğunuz bozulması mümkün olmayan düşünce kalıpları varsa bunu yıkmak, hisse yaklaşmanın ilk adımıdır.
  • odanın içindeyken, odanın her tarafını görmek imkansızdır. Odanın her tarafını görebilmek için kapıdan dışarı çıkmak lazımdır. Ancak kapıdan dışarı çıkılınca odanın içi tamamen görülür mü? bunu anlamak için odanın dışına çıkmak lazım
  • Evreni kavranması gereken sonsuzluk olarak düşünürsek bunu kavraması gereken şey de beyin olacaktır.
    Beyindeki her hücre bu işe ayrılsa evreni kavramaya yetecek alan gene oluşmayacaktır.
    Hatta vücuttaki bütün hücreler bu işe ayrılsa gene yetmez kanısındayım.
    Hücrelerin ayrılmasındanki kastım her hücreye bilgi depolanmasıdır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi metalok -- 31 Mayıs 2009; 13:57:58 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: döküntü

    odanın içindeyken, odanın her tarafını görmek imkansızdır. Odanın her tarafını görebilmek için kapıdan dışarı çıkmak lazımdır. Ancak kapıdan dışarı çıkılınca odanın içi tamamen görülür mü? bunu anlamak için odanın dışına çıkmak lazım


    Bahsettiğim kapıdan dışarı çıkarsanız kendinizi dahi farkedemezsiniz. Anlam vermeye vaktiniz, hatta kapının ardında vakit kavramınız olmayacak. Bunu ancak kendinizi tekrar farkettiğinizde dile getirebilirsiniz. Bu hisse, düz çizgi gibi ilerleyen zamanın çizgisinin kesildiğini farketmek diyebilirim.

    Bu hisse mantığınızla bakmayı denerseniz ancak yolda durup konuşmanıza benzeyecektir.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: SonOfPatriot


    quote:

    Orjinalden alıntı: döküntü

    odanın içindeyken, odanın her tarafını görmek imkansızdır. Odanın her tarafını görebilmek için kapıdan dışarı çıkmak lazımdır. Ancak kapıdan dışarı çıkılınca odanın içi tamamen görülür mü? bunu anlamak için odanın dışına çıkmak lazım


    Bahsettiğim kapıdan dışarı çıkarsanız kendinizi dahi farkedemezsiniz. Anlam vermeye vaktiniz, hatta kapının ardında vakit kavramınız olmayacak. Bunu ancak kendinizi tekrar farkettiğinizde dile getirebilirsiniz. Bu hisse, düz çizgi gibi ilerleyen zamanın çizgisinin kesildiğini farketmek diyebilirim.

    Bu hisse mantığınızla bakmayı denerseniz ancak yolda durup konuşmanıza benzeyecektir.




    Siz o kapıya yönelirken farketmekten bahsediyorsunuz ama tamamen gerçekleşmek için herşeryi ifade edebilmek için o kapıdan dışarı çıkmak malesef şart. Ayrıca o kapıdan dışarı çıkınca ne olduğunu bilemediğimiz için ancak yorum yapıyoruz, sonsuzluğa da ulaşabilirsek ancak o şekilde ulaşabiliriz. Belki de ulaşamayabiliriz, nerden bilebiliriz k?




  • her canlı, bir evren,

    her atom, bir sistem.

    al sana sonsuzluk...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Arukard


    İnsan sonsuzu kavrayamaz. Çünkü insan sonsuzluk nedir görmemiştir, çünkü sonsuzluğu deneyimleyememiştir, çünkü insan sonsuz değildir. Ama sonsuz olan tek şeyin Tanrı ve tanrısal kavramlar olduğunu düşünmek çok yanlıştır. Sonsuz olan her şeye tapmamız gerekse uzayada tapardık sanırım.
    quote:


    Başlangıcı olan her şey, bize şu iki hakikati birden ders verir: Beni yoktan yaratan bir zat var ve onun varlığı ezelidir. Aynı şekilde her son da bize ebedi bir zattan haber verir. Kendimize şu soruyu soralım: Senin anlayamadığın sadece sonsuzluk mu? Yer çekimini anlayabiliyor musun? Güneşin, gezegenlerini nasıl çekip çevirdiğini kavrayabiliyor musun? Ruhun, aklın, hayalin, hafızanın mahiyetlerini bilebiliyor musun? Elma ağacının içindeki o manevi fabrikayı izah edebilmiş misin? Yumurta nasıl oluyor da, uçan bir kuş oluyor? Nutfe dokuz ay sonra nasıl ağlıyor, görüyor, işitiyor? Bu alemde insanın göremedikleri gördüklerinden, anlayamadıkları anladıklarından, bilmedikleri bildiklerinden çok fazladır.


    İlk cümleyi anlayamadım ne alaka. Hatta devam eden aynı şekilde her son bize ebedi zattan haber verir de çok saçma. Ne alaka olduğunu anlayamadım belki benden kaynaklıdır...

    Her neyse sonra bir ton soru sormuşta bunları sanki anlayabiliyomusun diye sormuş, evet onları anlayabiliyorum ki bilim bunları anlayabilmek için var zaten. Bilim olmasaydı bunları anlayamayacaktım tabi ki fakat Ne Yazıkki bilim var(!)

    Bana kalırsa sonsuzluk bazılar için en büyük çıkış yolu.




    Uzayın sonsuz olduğunu kim söyledi ?




  • Uzayın ışık hızından daha hızlı genişlediği biliniyor.
    Bu durumda uzayı sonsuz varsaymak yanlış olmasa gerek...
    Çünkü hiçbir zaman sonuna erişme ihtimali yok, en azından insanoğlu için...
  • Bence kavramak, tanımlamak çok zor. İsteyen "sonsuz işte yahu, sonu olmayan" deyip kestirip atar ama üzerinde gerçekten düşünülecek olursa bence iş kafayı çizmeye kadar gider.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Arukard


    İnsan sonsuzu kavrayamaz. Çünkü insan sonsuzluk nedir görmemiştir, çünkü sonsuzluğu deneyimleyememiştir, çünkü insan sonsuz değildir. Ama sonsuz olan tek şeyin Tanrı ve tanrısal kavramlar olduğunu düşünmek çok yanlıştır. Sonsuz olan her şeye tapmamız gerekse uzayada tapardık sanırım.
    quote:


    Başlangıcı olan her şey, bize şu iki hakikati birden ders verir: Beni yoktan yaratan bir zat var ve onun varlığı ezelidir. Aynı şekilde her son da bize ebedi bir zattan haber verir. Kendimize şu soruyu soralım: Senin anlayamadığın sadece sonsuzluk mu? Yer çekimini anlayabiliyor musun? Güneşin, gezegenlerini nasıl çekip çevirdiğini kavrayabiliyor musun? Ruhun, aklın, hayalin, hafızanın mahiyetlerini bilebiliyor musun? Elma ağacının içindeki o manevi fabrikayı izah edebilmiş misin? Yumurta nasıl oluyor da, uçan bir kuş oluyor? Nutfe dokuz ay sonra nasıl ağlıyor, görüyor, işitiyor? Bu alemde insanın göremedikleri gördüklerinden, anlayamadıkları anladıklarından, bilmedikleri bildiklerinden çok fazladır.


    İlk cümleyi anlayamadım ne alaka. Hatta devam eden aynı şekilde her son bize ebedi zattan haber verir de çok saçma. Ne alaka olduğunu anlayamadım belki benden kaynaklıdır...

    Her neyse sonra bir ton soru sormuşta bunları sanki anlayabiliyomusun diye sormuş, evet onları anlayabiliyorum ki bilim bunları anlayabilmek için var zaten. Bilim olmasaydı bunları anlayamayacaktım tabi ki fakat Ne Yazıkki bilim var(!)

    Bana kalırsa sonsuzluk bazılar için en büyük çıkış yolu.



    galiba uzayın sonsuz olduğunu sanıyorsun.
    biraz daha oku derim ben.
    başlangıcı olan her oluşum fizik yasaları gereği yok olmaya mahkumdur.




  • İnsanlara bilmedikleri şeylerden bahsedip. "He vallah" dedirtip. Sonra kendi alakasız fikirlerinden bahsedenlere kızmadan edemiyorum. (Yazıdan bahsediyorum)

    Sonsuzluk bizim anlayamayacağımız birşeyse eğer, o zaman sıkıntı yapmaya gerek yok demek ki. Salla gitsin.

    Herkes anlayıp mı gitti. Yoo. Bizde anlamayabiliriz. Ama belki de anlayabiliriz. Belki sonsuzluk yoktur, belki bir aşamada sonsuzluk anlamını yitiriyordur. Tıpkı başı ve sonu üstüne kapanan bir yarış pisti gibi. Bu pisteki yolun ne başı ne sonu vardır mesela. Yani bazen sorular bizi yanlışa götürüp olayları anlamamızı engelliyor. Doğru cevapları doğru sorularla bulabiliriz. Bekleyecez ve görecez



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi fairEnough -- 31 Mayıs 2009; 22:34:41 >
  • Zaman kavramının sadece evren için geçerli olduğunu düşünürseniz sonsuzluk kavramı daha anlaşılır hale gelecektir. Aslında zaman kavramı da sonsuzluk kavramı sınırları içinde ilginç olmalıdır.

    Şu anki evrenin aslında çoktan oluşup tekrar sıfırlandığını ve bizim sadece hayatımızı yaşayıp izlediğimizi varsaymak bana çok matıklı geliyor.
  • "SONSUZLUK" kavramını ortaya atan, "İNSANIN KENDİSİ" değil mi?

    uzaydan, ışınlanarak mı geldi bu kavram.
  • quote:

    Bir bardağa denizin yerleşmesi mümkün olmadığı gibi, sınırlı olan insan aklının da sonsuzu kavraması mümkün değildir. Şu var ki, insan sonsuzu anlamasa bile onun varlığını bilebilir. Bilmek, inanmak başka anlamak daha başkadır.


    Bu cümle çok güzel işte.

    Sonsuzluk felsefi bir kavramdır. Direk olarak düşüne düşüne kavrayamayız oysa tümevarım metodu ile soyutlarayak bu kavrama ulaşırız. Bilinen hiç bir madde sonsuza kadar gidemez. Her başlangıcın bir bitişi vardır. Ancak her bitişin sonrasında yeni başlangıçlar başlar, her başlangıç ise başka bir bitişten sonra gelmiştir. Bunu istediğimiz kadar test edip gözlemleyebiliriz. Herşey bir değişim ve dönüşüm halindedir. Tek bir başlangıç sonsuza kadar gidemez ama birbirinin peşisıra gelen başlangıç ve bitişler sonsuza kadar gidebilir. Ne demişler değişmeyen tek şey değişimdir. Yani buradan anlaşılıyor ki ezeli ve ebedi olan bir şey varsa o da değişimdir.




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.