Bu durum sadece bana mı saçma geliyor?İnsanlar İİBF veya mühendislik bölümlerinden mezun olduktan sonra iş aradığında(devlet veya özel) ve bulamadığında sorulduğunda "işsizim" diyorlar. "Atanamadım" demiyorlar. Öğretmenler ise direkt olarak 6-7 sene işsiz gezip dışarda soranlara atanamadım diyorlar. Üniversite tercihleri yapılırken veya öğretmenlik bölümlerine kayıt yaptırılırken devlet ile bilmediğimiz bir sözleşme falan mı imzalanıyor mezun olunca devlet atamanız öğretmen olarak gerçekleştirilecek diye? Diyebilirsiniz ki devlet atanacak kadar öğretmen almak zorunda. E koşullar buyken hala öğretmenlik bölümünü tercihine yazanların hiç mi suçu yok? Devlet her mezun öğretmeni "Devlet Kadrosunda" atamak zorunda mı ? Mühendis adam da atanamıyor ama farklı alanlara yöneliyor. İİBF veya farklı bölüm mezunları da atanamıyor ama farklı alanlara yöneliyor. Öğretmenler ise inatla devlet kadrosu kovalamaya devam ediyor. Sorulduğunda da mağduruz da mağduruz devlet bizi atamadı deniyor. Bu saçmalık ne zaman bitecek? < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kassady -- 25 Nisan 2024; 17:12:1 > |
Öğretmenlerdeki 'ATANAMADIM' Mağduriyeti
-
-
Sana ne ne isterse der hey Allahım işşsiz insan ne tür bir işsiz olduğunu tanımlarken sana mı danışacak ?
-
Bunun sebebi AKP. Bir memur devleti yarattı. İşsizliği azaltmak için kamuya memurları doldurdukça doldurdu artık herkes kadro bekliyor. Bazı alanlarda devlet alım yapmak zorundaymış gibi algı oluştu.
-
Dünya üzerinde sistem üretime dayalıdır, ilk insanlık yıllarından itbaren gerek tarım, gerek hayvancılık ve gerekse ticaret ile insanlar sürekli üretmek durumunda kaldılar, üretmeyen aç kaldı. O yüzden ki çalışkan olan, çalışmayı bilen iş yapar oldu, tembellik eden işsiz kaldı, aç kaldı muhtaç kaldı. Tembellik etmenin cezasını çekerken gidin göz yaşlarınızı başka bir yere akıtın bir zahmet, bu foruma değil.
-
Burada asil suclu ne olursa olsun hukumettir, ustelik ulkeyi 22 senedir yoneten hukumet. Kontenjanlar en basindan ihtiyacla uyumlu olmali, ancak ne kadar ihtiyac olursa olsun, senin gelecegini emanet edecegin ogretmenlerin alacaklari nitelikli egitimden, karakter degerlendirmesinden, etik ahlaki ogretilerden taviz vermemen gerekirdi.
Gerekirse ulkede toplam 10 tane egitim fakultesi olurdu max. Hem egitim niteligini dusurdun, hem kontenjanlari ebesinin nikahina cikardin. Ne bilsin 17-18 yasindaki cocuk, anasi babasi akilli yetistirmediyse?
Atanma mevzusunda, nice ozel kurum ogretmeni var eminim devlettekilerden cok daha liyakatli, hakeza nice devlet ogretmeni var bir o kadar ahlaktan yoksun. Sen bu atanma isini, ve atandiktan sonra ise devami hangi sartlara bagladin? Yoksa okulu da yiksan, is guvencen devam ediyor mu?
Bunlari konusalim. Yoksa herkes yan gelip yatma derdinde, istisnasiz 85 milyon kolayciyiz, emege cabaya karsiyiz.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi PunisherLord -- 25 Nisan 2024; 17:58:5 >
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
Hukuk bile bitti
İstediğin bölümü bitir fark etmez tıp diş gibi top tier bölüm degilse gecmis olsun özel sektörde 20k maas alirsin 60 saat calisir patrondan azar kufur kiyamet takilirsin yada memur olur 30 40k alip ortalama bi hayat yaşarsın
Üniversiteleri bu kadar çoğaltan hükümet oldugu icin suclu her türlü hükümet suanki 10 uniden 9u fazlalık
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
öğretmen, polis bunlar gerekli memur. kamuda doğrudan gerekli olmayan birsürü devlet kurumu var hepsinin sayısız ofis çalışanı var.
satrançtan örnek vereyim. satranç federasyonu yokken (başka federasyona bağlı iken) Ankara'da bi binaları vardı orda ustalar turnuva düzenlerlerdi ve herkes gidip pratik yapardı. sonra kendi bağımsız federasyon oldu ve bağımsız bütçesi oluştu. böyle olunca hemen çakallar dadandılar yönetimi aldılar, binayı satranç ustalarına kapattılar. tüm bina ofis oldu. zaten alayı federasyon başkanının akrabaları falan. bina içinde o kadar ofiste ne yapılıyor belli değil. zavallı satranç ustaları "kendi federasyonumuz oldu" diye sevinirken, binayı kaybettiler. ülke bu. rezillik.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 01001101 -- 25 Nisan 2024; 23:3:12 >
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
Kamuda ve özel sektörde aynı meslekler, aynı işi yapanlar arasındaki maaş makası memura verilen seyyanen zam nedeniyle açılınca doğal olarak bu dönemde memur olmak insanlara cazip hale geldi. Özel sektörde dışarda bu kadar fazla atanamayan personel olduğu sürece, seçici davranıp kafasına göre düşük bir maaş belirleyip işe alarak çalıştırdıklarını mağdur etmeye devam eder. Bunun tek sorumlusu da, bana göre bu hükümettir.
Aradaki bu maaş makasını bir kanun yada kararname ile düzeltecek bir tedbirleri almadıkça ; Mesela atıyorum, özel sektör işe alacağı lisans mezunu personele kamudaki eşidinin % 75'inden daha az maaş veremez gibi bir düzenleme yapmadıkça memuriyete olan bu talep ve arkasındaki sıkıntılar devam eder gider....
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi yolcum -- 25 Nisan 2024; 18:10:51 > -
Geçmişte eğitim fakültesi ve fen edebiyat fakültesi ayrımı vardı. Fen edebiyat'ın amacı bilim insanı yetiştirmektir ve hedefte devlet memuru olmak ana amaç olarak görülmezdi. Formasyon (eğitim fakültesi denkliği) verilmesi veya daha sonra otomatik olarak fen edebiyat okuyan herkese hali hazırda verilmesi bu ayrımı ortadan kaldırdı ve ikisininde ana amacı devlet memuru olmak haline getirdi. Tabi ki de tüm sorumluluk formasyon değil.
Kontenjanının yeteri kadar açılmamasıda ciddi bir sorun. Bugün hala doğu bölgelerimizde kaynaştırmalı sınıflar var, 4-5-6-7. sınıf ortak sınıflarda bazen tek personele kadar da düşebiliyor. Bunda temel etken öğrenci azlığı lakin, devletin temel sorumluluğundan birisi her vatandaşa iyi bir eğitim hizmeti sunmak olmamalı mıdır ? Devletin şuanki bakış açısı (en azından öyle olduğunu tahmin ediyorum) asgari düzeyde her vatandaşa eğitim hizmeti vermektir. Burada ki kalite ayrımı atlanmaktadır.
Bir diğer sorun kontenjanlar arasındaki absürt farklar. Geçmişte bilgisayar öğretmenliği yeni açılmıştı ve ani hücumla bölüm doldu. Şuan alım bile yapıyorlar mı emin değilim. Bölümlere 10 kişi girerken bunların bazı bölümlerde 1 kişi veyahut 20/1 oranında atama olduğunu bile görüyoruz. Bölümü tercih eden öğrenci, kendi istediği mesleği icra etme özgürlüğüne sahip olabilmeli ve atanma süreci travma olmaktan çıkmalı. Okulların çok basit bir şekilde mevcut şartlarlara göre alım yapması bunu büyük ölçüde sağlayacaktır.
Atanamadım diyen birisi en basit tabirle hala gelecekte umudu olan ve gelecek planlamasını buna göre şekillendirmeye çalışan birisidir. Eğer bir öğretmen adayı ben işsizim diyorsa kendi mesleğini icra etme umudunu yitirmiş veya başka başka planları olan birisidir.
Devlet eğer bu konuya samimi bir şekilde yaklaşmak istiyor, sorun yaratmaktan çok sorunları çözmek istiyorsa en azından milli eğitim şuuralarını kaale alıp bunları somut eyleme dökebilmelidir.
Ve, eğitim eğitimcilere; sağlık sağlıkçılara... politika politikacılara bırakılmalıdır.
-
özel sektör öğretmen olmak cehennem. çünkü serbest piyasa işemiyor. öyle bu şirket hakkımı vermedi gideyim başka yerde iş bulayım diyerek kutulamıyosun.
Doğa Koleji 2 sene önceydi galiba, yeni öğretim yılı için okul ücretini "maliyetlerimiz çok arttı" diyerek TL bazında 3 katına çıkardı. %200 zam yaptı yani. aynı kurum kendi öğretmenlerine cücük kadar zam yapmıştı.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
çözüm basit;öğretmenlik bölümlerine kontenjan sınırlaması ve sıralama şartı getirilecek.meb her sene 5 sene sonrası için öğretmen ihtiyacını tahmini olarak belirleyip ösym'ye bildirecek,ösym'de ona göre kontenjan açacak.hem mağdur sayısı azalacak hem de gerçekten hak eden öğretmen olacak.
-
"Atanamayan Öğretmen" bu kavram sınavı geçemeyip başarılı olmayandan, devletin atamadığı ve suçlusu devlet olan bir kavrama evrildi resmen. O zaman bu kavramları çoğaltabiliriz, İİBF den tutta, mühendisliğe kadar devletin her alının da personel alımında sınava giripte kazanamayanları devletin atamadığı grup statüsüne koyalım. Böyle saçma birşey var mı.
-
Ab abd bile eğitmenliği bitiren herkes o işi yapmıyor dünya değişti artık üni bitirdin diye devlet sana yatış ve rahat beyaz yaka memuriyet iş bulacak diye birşey yok.
Heryerde artık iyi bir okul ve bölüm bitirme nitelikli insan olma şartı aranıyor artık herkes üni mezunu 1980 lerde değiliz, ya adam gibi okul bölüm bitirin yada liseden işe güce atılın barajı zor geçiyorlar sonra işsizim diye zırlıyorlar.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kerimcem -- 26 Nisan 2024; 0:43:8 > -
Öğretmenlikte özel sektörde düzgün şartlarda iş yok,dershanelerde haftada 60 saate asgari ücretin altında çalıştırıyorlar yazın maaşta yok
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Ülkede MÜHENDİS açığı ya da ihtiyacı yok.. 10 sene önce bitti o iş. Özellikle geleneksel mühendislik bölümlerini okuyan varsa bu forumda önerim 1 ya da 2 yabancı dil ile birlikte mutlaka bir konu ile alakalı pro olun.
Gelelim ÖĞRETMENLERE. Öğretmen açığı her zaman var. Devletin binlerce okulu var ve taşımalı eğitim yapılıyor. Oysa öğretmen ihtiyacı had safhada. Devlet ise bunu bambaşka bir şekilde çözüyor. Çünkü maliyet çok yüksek atama yaparsa.
-
Güzel bir konuya değinilmiş.
-
Her sene 200,000 mezun olup, 20,000 atama olduğu sürece atanamama'yı bırak iş bulmak bile imkansız hale gelecektir, gelmiştir. 4-5 sene okullar mezun vermezse ancak o zaman bütün öğretmenler atanır.
Türkiye'nin sorunu vasıfısz bir sürü üniversite mezunu olmasıdır. 2-3 sektör hariç iş bulma garantisi hiç bir kolda yoktur.
-
Almanya nüfusu 85 milyon İşgücü Sayısı: 43.838.139
Türkiye nüfusu 85 milyon işgücü sayısı: 32.263.000
bence asıl sorun burada yatıyor, yeterince istihdam yaratılamıyor herkese iş yok
-
mühendislik iibf bölümlerinin ana iş alanı özel sektör kendini geliştirmene bağlı güzel maaşa iyi pozisyonlarda çalışır terfi alırsın kendi iş yerini açabilirsin. öğretmenlikte devlette çalışmaktan başka şans yok özelde akşam etüdü haftasonu kursu derken günde 10 saat çalışıp asgariyi bile zor bulurlar zaten eğitim fakültesi sıralamaları yüksek değil yazıyorlar öyle çok idealist kişiler gitmiyor yani
Bunun sebebi AKP. Bir memur devleti yarattı. İşsizliği azaltmak için kamuya memurları doldurdukça doldurdu artık herkes kadro bekliyor. Bazı alanlarda devlet alım yapmak zorundaymış gibi algı oluştu. |
Sana ne ne isterse der hey Allahım işşsiz insan ne tür bir işsiz olduğunu tanımlarken sana mı danışacak ? |
öğretmen, polis bunlar gerekli memur. kamuda doğrudan gerekli olmayan birsürü devlet kurumu var hepsinin sayısız ofis çalışanı var.
satrançtan örnek vereyim. satranç federasyonu yokken (başka federasyona bağlı iken) Ankara'da bi binaları vardı orda ustalar turnuva düzenlerlerdi ve herkes gidip pratik yapardı. sonra kendi bağımsız federasyon oldu ve bağımsız bütçesi oluştu. böyle olunca hemen çakallar dadandılar yönetimi aldılar, binayı satranç ustalarına kapattılar. tüm bina ofis oldu. zaten alayı federasyon başkanının akrabaları falan. bina içinde o kadar ofiste ne yapılıyor belli değil. zavallı satranç ustaları "kendi federasyonumuz oldu" diye sevinirken, binayı kaybettiler. ülke bu. rezillik. |
O kadar çok boş mesajlar yazıyorsun ki eğitimin yok belli potansiyeli olan kardeşlerimiz dirsek çürütüyor yıllarca ailesi ne zorlukla okutuyor bilmiyorsun tabi bunu da birde utanmadan sıkılmadan sanayide çalış diyorsun insanlara. Bak ben hem pc programcısıyım hemde işletme bölümü mezunuyum. 3 sene ağır sanayide çalıştım. Serviste uyuyordum yorgunluktan. İzinli günümde yorgunluktan dışarıya kahve içmeye çıkamıyordum. Boş boş mesaj yazıpta burdaki insanları tahrik etme. Akp nin ayak takımı olupta kendine yazık etme. Onlar memleketin kaymağını yerken bunca insanın günahına girme. Neye inanıyorsun neye tapıyorsan bizi ilgilendirmez.
|
Benzer içerikler
- yossi kohen atatürk
- evlatlık bebek ilanları yeni
- en milliyetçi şehirler
- cumhurbaşkanı resmi nerelere asılır
- kuleli askeri lisesi mezunu ünlüler
- 1 milyon tl eft ücreti
- 750 tl savunma sanayi
- iphone indirim
- reeder nerede üretiliyor
- e devlet kimlik kısıtlama
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X