Top-Tier Üniversitelerin Kampüs Hayatlarını Karşılaştırıyorum

Herkese iyi forumlar öncelikle. Odtü'de dördüncü sınıfa geçen biri ve farklı kampüsleri tecrübe etme konusunda şanslı olan biri olarak böyle bir konu açmak istedim. Üniversitelerin kampüsleri, olanakları ve kampüs hayatları ile ilgili bazı subjektif gözlemlerimi yazacağım. Umarım merak edenlere yardımcı olur.

ODTÜ:

Kendi okulum olduğu için en iyi bildiğim kampüs burası. Diğer kriterleri bir kenara bırakıp sadece kampüs ve kampüs hayatını düşünecek olursak en iyi kampüs de Odtü kampüsüdür bence. Sırf Devrim'de bile bazı üniversitelerden fazla üniversite hayatı vardır.

Öncelikle okulun devasa bir kampüsü var, ve size fazla fazla yetiyor. Okulda berberden tutun fotoğrafçıya kadar her şey var. Topluluk sayısı da epey fazla, muhtemelen diğer okullardan daha fazladır. Okulda ayrıca bir ton kafe ve kantin de var, fiyatları da Boğaziçi dahil diğer okullardan daha ucuz genel olarak.

Ankara'daki konumu ve ulaşımı açısından Bilkent'den çok daha önde. Hem merkeze daha yakın, hem de hem A1 hem de A2 kapısında metro durağı var.

En önemlisi okulun var olan bir kültürü var. Bu durum gittikçe kötüye gitse de (Devrim'de son ses keko rap dinleyenler ve yere çöp atanların varlığı) insana gerçekten çok şey katan olumlu bir özellik. Ben şahsen Odtü ve Boğaziçi haricindeki diğer okulların öğrencilerinin üniversite hayatının net bir şekilde bizden daha kötü olduğunu düşünüyorum.

Bar, kafe takılmak istiyorum, tamirci vs arıyorum diyorsanız veya para konusunda sıkıntı yok eve rahat çıkarım diye düşünüyorsanız hemen A4 kapısının arkasında 100. Yıl adlı bir mahalle var, orada her ihtiyacınızı giderebilirsiniz.

Okulun eksilerine gelince okulun sunduğu olanaklar kötü. Yurtlar (özellikle Doğu yurtları) berbat, yemekhane de aynı şekilde. Temizlik ve yemekhane görevlilerinin davranışları bazen gereksiz sert olabiliyor, bu çalışanlar işlerini de iyi yapmıyorlar. Personel sayısı da yetersiz zaten. Bölümlerdeki derslikler genellikle kötü. Bir ara bir arkadaşının kafasına Beşeri binasından taş düşüyordu da son anda fark edip kaçmıştı mesela. Kampüs fazla kalabalık olduğu için de her an her yerde sıra var maalesef. Ders seçimleri de oldukça sıkıntılı geçiyor.

Bilkent:

Bence sayacağım okullar arasında kampüsü ve kampüs yaşamı olarak en kötüsü Bilkent. Yine de akademik kalitesi olarak hakkını vermem gerekiyor ama.

Kız arkadaşım dolayısıyla kampüse çok girdiğim ve senfoni orkestrasının etkinliklerine düzenli olarak gittiğim için biliyorum bu kampüsü.

Kampüsü için kötü demesem de top-tier okullar arasında en kötüsü. Odtü'nün bir kopyası gibi durmasının yanı sıra belli bir saatten sonra kampüsteki her yer kapanıyor ve kütüphane harici dışarıda neredeyse insan kalmıyor. Bilka adlı oldukça kötü bir kantin açık kalıyor sadece. Kampüsteki Çatı da Odtü'dekinden oldukça kötü bu arada. :d

Okulda içki içmek ve sigara içmek yasak. Hele sigara konusunda gereksiz katılar, sigara içilecek çok az alan var. Sigara içmeyen biri olarak benim için hava hoş ama sigara içenler için sıkıntılı bir durum.

Ulaşımı Odtü'den daha zor, metro+otobüs falan yapmanız gerekiyor. Ama bu konudaki güzel yanı okulun içinden kalkıp sizi dışarıya götüren ringlerin olması. Bunlar gece geç saatlerde olmuyor ve sayıları da çok değil sanırım. Yanlış bilgi veriyorsam Bilkentli arkadaşlar düzeltsin lütfen.

İnsanlar içki içmeye vs hemen kampüsün girişindeki bölgede takılıyorlar. Büyük bir Avm ve birçok kafe var, fakat fiyatlar Odtü'nün 100. Yıl'ından pahalı.

Okulun öğrencilerinde (özellikleri listedeki diğer okullara kıyasla) okula karşı çok az aidiyet var. Bilkent'in kendine has bir kültürü olduğunu da pek düşünmüyorum.

Sunduğu imkanlar Odtü'den daha iyi tabii. Öncelikle binaları ve derslikler daha lüks ve daha yeni. Yurtları genellikle daha iyi. Yemekhane de aynı şekilde. Senfoni orkestrasını ben seviyorum. Genel olarak eğitimi de Odtü'den daha iyi.

Ama bir vakıf üniversitesi olmasına rağmen çap imkanı yok, bölüm değiştirme vs de muhtemelen pek kolay değildir. Öğrencilerinde de kasıntı bir hava var bence biraz.

Kısacası sosyallik ve kampüs hayatını pek umursamıyorum, akademik kalite önemli diyorsanız Bilkent'i tercih edebilirsiniz.

Sabancı:

Şu an PURE adlı staj programı için Sabancı'da kalıyorum. Bu yüzden kampüs hakkında bazı yorumlar yapabilirim.

Eksileri ile başlarsam ilk olarak kampüsün konumu oldukça kötü. İstanbul'dan ziyade Gebze'de. Oldukça kötü ve fiyatları da çok uygun olmayan shuttle'lar veya saatte bir gelen İETT ile ulaşım sağlanıyor. Kampüse geç saatte dönmeniz gerekirse taksiye mecbur kalıyorsunuz. Kurtköy'den 130 lira civarı bir şey tutuyor ki bence pek ucuz değil.

İkinci eksisi de sanayinin içinde olması. Bazen kötü kokular gelebiliyor, ama çok sık olmuyor ve genelde öyle dayanılmayacak seviyede de değil.

Kampüsüne gelince videolarda gördüğüm zaman bana oldukça çirkin geliyordu, fakat gerçekte videolarda olduğundan çok daha güzel. Odtü ve Boğaziçi'nden sonra en güzel kampüs Sabancı'nın kampüsüdür diyebilirim.

Yurtları muhtemelen top-tier üniversiteler içinde en iyisi. Hele Odtü'den sonra cennet gibi geldi açıkçası. :D Banyo ve tuvalet her odada içeride, ve temizliği iyi. Yurtlarda görevli de yok, herkes her yurda istediği gibi geçip çıkıyor. Odalar değil ama katlar da kız-erkek karma. Yemekhanesi de en iyi yemekhane olabilir (Koç yemekhanesini bilmiyorum, net bir yorum yapmayayım). Bilkent'in aksine gece açık olan bazı mekanlar oluyor, fakat fiyatlar Bilkent'den daha pahalı. Genel olarak pahalı olması maalesef büyük bir eksi.

Kampüsün her yerinde de su arıtma cihazları var, bu da iyi çünkü Odtü'de suya ciddi para veriyordum, ondan kurtulmuş oldum böylece.

Gece de her bina açık. Odtü'de projeksiyon çalındığı için kitliyorlardı. :d Sabancı'da istediğimiz yere geçebiliyoruz, projeksiyondan film de izleyebiliyoruz hatta.

Okulda Odtü ve Boğaziçi kadar bir kültür yok, ama Bilkent ve Koç'tan da iyi durumda bence. Öğrenciler birbirlerini tutuyorlar ve genelde bir Sabancı Üniversitesi aidiyeti oluyor.

Akademik olarak da rahat. Bölüm seçmiyorsunuz ve çift ana dal vs yapmak kolay. Fakat bunun bir kötü yanı da okulun 1/3'ünün CS okuyor olması.

Kampüste içki içmek yasak, ve girişte x-ray'den geçerken içkiyi fark ederlerse sıkıntı oluyor(muş). Shuttle ile çok rahat içki geçirilebilir bence ama kendini özgürlükler üniversitesi olarak tanımlayan bir üniversite için bu da büyük bir eksi.

Boğaziçi:

Burada okuyan bir arkadaşım vardı ve kampüsü birkaç defa gezme fırsatım oldu, yukarıda yazdığım yerlere kıyasla daha az şey biliyorum ama yine de birkaç şey yazabilirim.

Öğrenci kalitesi, prestij ve şehir olarak Boğaziçi'nin Odtü'ye karşı bir avantajı olduğu kesin. Fakat şehir konusunda iki dezavantajı da var. Birincisi İstanbul daha pahalı ve kaotik bir şehir. İkincisi de deprem. Boğaziçi'nin binaları da o depreme ne kadar dayanır onu bilmiyorum.

Kampüs konusuna gelirsem bence Odtü kampüsü daha iyidir. Öncelikle sizin de bildiğiniz üzere herkes Güney Kampüs'te ders almıyor, Kuzey Kampüs diye bir gerçek var. Güney Kampüs de o tarihi binalardan ibaret değil, oldukça çirkin binalar var arada. Tarihi olan binaların da içi pek lüks değil tabii.

Kampüsün konumu olarak düşünürsek Koç ve Sabancı'dan çok daha iyi bu arada tabii ki.

Kampüste şu an ciddi bir yurt sorunu var. Odtü de her geçen gün geriye gidiyor olsa da birçok konuda Boğaziçi'nin geriye gitme hızı daha fazla. Bunlar üzerine epey düşünülmesi gereken önemli sıkıntılar bence.

Okulunun kültürünün Odtü'den çok farklı olduğunu düşünmüyorum. Öğrencilerin aidiyeti bir tık daha az olabilir belki. Odtü'ye kıyasla diğer artılarına gelirsem bence İstanbul'un da en iyisi olan boğaz manzarası ve öğrencilerin genellikle takıldığı Hisarüstü Mahallesi'nin 100. Yıl' dan iyi olmasından bahsedebilirim. Yemekhanesi de ikisini de deneyenlerin dediğine göre Odtü'den iyi.

Koç:

Burayı Boğaziçi'nden de daha az biliyorum. Ama sırf listenin tamamlanması adına biraz bahsedeyim. :d

Öncelikle konumu aynı Sabancı gibi çok kötü. Sabancı'nın kampüsü videolarda çirkin gerçekte güzel gözüküyor bence demiştim, burası için de tam tersini söyleyeceğim. Videolarda güzel gözükse de gerçekte çok yapay duruyor. Ormanın içine yapılmış olmasına rağmen kampüsün kendisini düşünürsek aşırı beton her yer. Ama orman havası sanayi havasından iyidir tabii. :d

Koç'ta da geçen dönem yurt sorunu oldu, son durumda bu sorun ne kadar çözüldü onu da bilmiyorum. Siyasi tweetler atan öğrencisini de korumak yerine veya hiç olmazsa sessiz kalmak yerine kurtların önüne atmışlardı.

Bence rakibi Sabancı ile kıyaslanınca hem kampüs hayatı olarak, hem akademik olarak hem de özgürlükler olarak daha zayıf kalıyor. Bazı önemli sorunları da var maalesef. Yurtları ve binalar da Sabancı'dan kötü bence.

-

Genel hatları ile okulları anlatmaya çalıştım. Hangi kampüsün seçileceği ile ilgili kriterler kişiden kişiye göre değişen ve öznel şeyler. Bütün yazının özeti de şu: Odtü ve Boğaziçi bambaşka bir kültüre sahip ve bu da öğrenciye çok şey katıyor. En önemlisi de kendinizi o ortama ait hissediyorsunuz. Fakat vakıflarda da muhtemelen çok daha rahat bir üniversite hayatı geçireceksiniz, daha az strese gireceksiniz ve imkanlarınız da çok daha iyi olacak. Karar sizin!

hangi bölümdesiniz hocam? bu arada dedikleriniz çok doğru odtü açısından.

Boğaziçi için birkaç not:

- Hisarüstü'ndeki evler çok kötü. Rutubetli çoğu ve acayip paralar istiyorlar o dandik evler için. Başka semtte kalıp metro ile gelin daha iyi.

- Güney Kampüs çok güzel ama izole bir ortam. Konser, etkinlik, arkadaşlarla takılmak için bire bir. Ona lafım yok. Fakat Kuzey'in şöyle bir avantajı var: Kahveni al, derse gir, kütüphaneye git, yemekhaneye, metroya binip şehre dal. Hiç yormuyor sizi.  Marmara Göztepe de öyle misal. Koca koca kampüsler İstanbul gibi yerler için yorucu oluyor. ODTÜ, Bilkent gibi yaşamınız orada olsa OK ama İstanbul'da muhakkak kampüs dışı oluyor hayatınız.

İtü'ye hiç gitmedim hocam. Çok yakın olmayan bir iki arkadaşımdan duyduğum şeyler var sadece, o yüzden konuya eklemek istemedim.

Tarih ve felsefe okuyorum hocam Odtü'de.

Onların da kağıttan duvarları çok sıkıntı hocam. Dördün de Allah belasını versin zaten. :D

  bizim kampüsün ekosistemi harika özellikle şokun ordaki akademisyen evlerinde gezmenizi öneririm görmediğim hayvan kalmadı kirpisinden tilkisine yılanından sincabına ama salyongozlara üzülüyom yanlışlıkla basıuor millet. Bu arada devrimden bahsetmemişsin bile hocam orada cıvıl cıvıl  

Salyangozlar da basılmayacak gibi değil ki. İki damla yağmur yağınca hemen tüm kampüsü ele geçiriyorlar. :d

Devrim'i de ekleyeyim hocam.

Hocam haziran fenaydı 1 ay ful yağmur yağdı her yer salyangoz oldu dediğin gibi

Bilkent'in kampüsünü ve çevresini beğeniyorum, hatta ankarada en sevdiğim bölge orası. ama dediğin doğru belli bir saatten sonra kampüs hayatı yok. Eskiden de yoktu şimdi de yok. Okul bunu bilinçli yapıyor. 6-7 yıl öncesine göre daha özgür bir kampüs vardı ama, şimdi her yerde kısıtlama, onu yapma bunu yapma.

Bu kısıtlamanın sebebi nedir sizce? Akademi çizgisinden sapma korkusu falan mı?

https://en.m.wikipedia.org/wiki/List_of_smoke-free_colleges_and_universities

Su liste ismimizi yazinca havali oluyo

İsmi "bilim kenti" tamlamasından türeme ya, herhalde o felsefeyi benimsiyorlar, sosyal şeylere çok önem verilmiyor.

birkaç sene önce gezisine gitmiştim

Yakında bütün sarı şeritleri kaldıracağız kimse kampüs içinde sigara içemeyecek demişlerdi. Ama hala gerçekleştiremediler sanırım. Belli alanlar dışında içilince ne yapıyorlar? Nöbetçi öğretmen gelip kızıyor mu  

Su an sözde 'kampüs dışında' alanlarda içiliyor

Normalde disipline gidiyorsun ama beni disipline yollayabilecek bir güç çıkmadı henüz