Şimdi Ara

Üzüldüğüm şeyler [ İÇERİ DH ]

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
7
Cevap
0
Favori
1.007
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Özet geçeyim:

    1)Sevmediğim bölümde okuyorum, ailem bırakmama izin vermiyor.
    2)Hem de ailemin yanında okuyorum, sürekli ders baskısı var.
    3)Ailemle pek geçinemiyorum.
    4)Derslerim kötü. Bu sene sınıfta kalıcam.
    5)Diğer arkadaşlarımın iyi durumda olması beni kötü yapıyor.
    6)Üniversite hayatı yaşadığımı düşünmüyorum.
    7)Hobim yok.
    8)Göbeğim var. Kiloluyum.
    9)Yeteneğim yok.
    10)Antidepresan kullandım (aile baskısı) takıntılardan ötürü, daha da kötü yaptı, ve zekayı da etkilediğini düşünüyorum.
    11)Kız arkadaşım yok, hiç olmadı.
    12)Ders çalışasım yok, başka bölüme gitsem ne yapıcam onu da bilmiyorum.
    13)Arkadaşlarımla iyi geçinemiyorum, aslında iyiyim gibi ama herkesle iyi olursunuz ama çağırırsınız kimse gelmez ya o durum.
    14)Sınıfımdaki insanları sevmiyorum.
    15)Boyum kısa.

    Tüm bunların üstüne takıntılı olduğum bir kişinin benden önde, hatta çok önde olmasını çekemiyorum. Örnek vermek gerekirse 1.madde için sevdiği bölümde okuyor, üzerinde hiçbir baskı yok, kız arkadaşı var, boyu benden uzun, hatta tam benim istediğim boyda, hobisi var, herkesle arası iyi, kimi çağırsa gelir, ailesiyle arası iyi, yetenekli, çok zeki vs. Antidepresan kullanmamış vs.vs.

    Kısacası çok baskı var üzerimde şuan, ve uzun bir süredir.

    Aslında ne kadar rahattı lise hayatım, asosyaldim, sinemaya bile gitmiyordum, kaldı ki harçlığım da yüksek değildi zaten. Yukarıda yazdığım arkadaş bunların üstüne tam tersiydi.

    Ama esas olan o arkadaşın benden önde olması değil, benim de önde olamamam. Göreceli olarak bakmıyorum yani duruma.

    Okuyanlar varsa teşekkürler.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi JustUser -- 14 Mayıs 2012; 21:12:21 >







  • mutlu olmanın en iyi yolu mutsuzluktan geçer.
  • İstemediğin bölüme giderek çoooook büyük bir hata yapmışsın. Kendimden söylüyorum, henüz liseliyim ve ben de aile baskısı yüzünden meslek bölümüne gittim. Bilgisayar bölümü okuyorum ama tam bir işkence. Haftada 15 saat meslek dersi görmek beni öldürüyor. Sınavlara hep "45 alayım bana yeter" diyorum. Ama bir yandan da yabancı dil bölümü için çalışıyorm. Hatta bu yaz ingilizce hoacsının tavsiyesiyle bi set alacağım, yabancı dil sınavlarına hazırlanacağım.

    Uzun lafın kısası, yaşını bilmiyorum ama hiçbir şey için geç değildir. Üniversiteyi bırakıp istediğin bölüme hazırlanmanı tavsiye ediyorum. Ancak tembel değilsen, çalışmak zor gelmeyecekse. Ondan sonra istediğin bölümü de kazanamazsan ailen bir yandan, sen bir yandan kendini yiyip bitireceksin.
  • yazdıklarının hepsinden , seni temelde bitiren şey ailen gözüküyor.

    aile moral veren sana serbest davranan ve davrandıran birşey olsaydı sana , bölümünde okulunda huzurlu olurdun , sosyal olabilir ve arkadaş çevrende daha iyi olabilirdi , güzel bir moral ve sakinlikle kendinede rahatlıkla bakabilir ve fiziksel sorunlarında olmazdı.

    yazdıklarının çoğu ailenin , anlamaması , anlayış gösterememesi , ne yapacakları hakkında fikir sahibi olmamaları , herşeyi kendi bildikleri gibi yapmaları ve bu yazdıklarımın hepsini kapsayan cahillik kelimesiyle açıklayan aile hatasında dolayı bence. hakaret falan etmiyorum. birçok aile böyle bence.

    birkere gideceğin bölüm hakkında niye baskı uyguluyorlar yav. ailelerin çocuklarını makine gibi görmesi çok salakça. benim ailedede var cahillik. sanki sen seçecen herşeyi , çocuğunda seçtiklerin gibi olacak direk. peh.

    valla ben hep şöyle düşünürüm , bende kendi halimden memnun değilim , senin sorunlarına benzemesede , herkesde garip garip sorunlar oluyor. kendimce düşündüğüm tek çözüm hep komple baştan değişmek. aileden ayrı yaşamak , yada aile ile bağlılığı bayabi aralamak. aile ile yaşamak zorundaysak biraz zor ama. şuan sahip olduğun özellik , maddi manevi bir çok şeyi düşünerek bunların çoğunu sıfırlayarak değiştirmek. bu biraz zor ama ben hep bunu düşünürüm.




  • İstemediğin bölüme niye gittin gidilir mi ya.Başlarım aileye.
  • o aileden uzaklaş hacı yaramıyo sana
  • quote:

    Orijinalden alıntı: JustUser

    Özet geçeyim:

    1)Sevmediğim bölümde okuyorum, ailem bırakmama izin vermiyor.
    2)Hem de ailemin yanında okuyorum, sürekli ders baskısı var.
    3)Ailemle pek geçinemiyorum.
    4)Derslerim kötü. Bu sene sınıfta kalıcam.
    5)Diğer arkadaşlarımın iyi durumda olması beni kötü yapıyor.
    6)Üniversite hayatı yaşadığımı düşünmüyorum.
    7)Hobim yok.
    8)Göbeğim var. Kiloluyum.
    9)Yeteneğim yok.
    10)Antidepresan kullandım (aile baskısı) takıntılardan ötürü, daha da kötü yaptı, ve zekayı da etkilediğini düşünüyorum.
    11)Kız arkadaşım yok, hiç olmadı.
    12)Ders çalışasım yok, başka bölüme gitsem ne yapıcam onu da bilmiyorum.
    13)Arkadaşlarımla iyi geçinemiyorum, aslında iyiyim gibi ama herkesle iyi olursunuz ama çağırırsınız kimse gelmez ya o durum.
    14)Sınıfımdaki insanları sevmiyorum.
    15)Boyum kısa.

    Tüm bunların üstüne takıntılı olduğum bir kişinin benden önde, hatta çok önde olmasını çekemiyorum. Örnek vermek gerekirse 1.madde için sevdiği bölümde okuyor, üzerinde hiçbir baskı yok, kız arkadaşı var, boyu benden uzun, hatta tam benim istediğim boyda, hobisi var, herkesle arası iyi, kimi çağırsa gelir, ailesiyle arası iyi, yetenekli, çok zeki vs. Antidepresan kullanmamış vs.vs.

    Kısacası çok baskı var üzerimde şuan, ve uzun bir süredir.

    Aslında ne kadar rahattı lise hayatım, asosyaldim, sinemaya bile gitmiyordum, kaldı ki harçlığım da yüksek değildi zaten. Yukarıda yazdığım arkadaş bunların üstüne tam tersiydi.

    Ama esas olan o arkadaşın benden önde olması değil, benim de önde olamamam. Göreceli olarak bakmıyorum yani duruma.

    Okuyanlar varsa teşekkürler.

    Arkadaşım sana bir tavsiye veriyorum.Sadece uygula sonra gerisini olayların akışına bırak. kendi kendine gelecektir.Bu yazdığım mesaj tesadüf eseri değil senin kaderinin şekillenmesi içindir.Senin ayağına gelen fırsatı iyi değerlendirmen gerek.Şimdi bütün olumsuzlukları saydın hayatında bu hayatına kadar yaşadığın olumlu şeyleri düşün.Bir kere şunu söyleyeyim.Ülkemizde toplum olarak yeni nesilde gördüğüm en büyük eksiklik gelecek kaygısı ve özgüven problemidir.Bunun üstesinden gelmenin en iyi yolu ise artık geçmişteki hatalarından ders almalı ve yoluna bir yön vermen gerek.Bunun içinde kişisel gelişim ve kişisel değişim yaşaman gerekir.İnsan evvela hayatta paradan önce onurunu kurtarmalıdır.İlk başta kız peşinde koşup acı çekip onlara kendini kullandırmak yerine kendi kendimize yetebilmemizi öğrenmemiz gerek.Yani ilk önce hayatta karakterini ve yaşam felsefini belirlemen gerek.Daha sonra hobilerin, eğitimdeki durumun,kız ve erkek arkadaşların senin kontrolünde olacaktır.Bende özgüven problemi zaman zaman yaşarım.Sadece aile baskısı değil,çevre baskısı, gazetedeki manşetler, dizilerdeki subliminal içerikli beyin yıkama propagandaları bunları saymakla bitmez.İlk önce genç nesilin uyanması gerekir.Tüketici bir toplum olmaktan çıkıp sürekli okuyan üretim yapan bir nesil olmalıyız.Peki bu nasıl olacak ?
    Tabi ki okumakla ama öyle koyun sürüsü gibi okuyan bir toplumdan bahsetmiyorum.İnsan evvela belli bir yaşa kadar kendini belli bir ölçüde geliştirmeli sonra sürekli geliştirmeli.Her konuda gelişmen ve araştırma yapmayı öğrenmen gerekecek.Şimdi neslimiz bu cevabım karşısında oku oku nereye kadar mantalitesini akıllara getirip olumsuz bir takım düşünceler ,vesveseler akıllarına gelecektir.Bunlar doğal kaygılardır.Şimdi size bu yaptığım manifestonun en değerli kısmına geçiyorum.Şuanda aslında internetin başındaki herkes birer üniversite okuma kapasitesine sahip insanlar.Ama teknolojiyi bilinçli kullanmayı öğrenip daha sonra uygulamaya geçersiniz zaten üniversite okumuş olursunuz.Peki bu üniversitenin adı ne ? Tabi ki The University Of Google.
    Bu kendinizi geliştirmeniz için gereken yardımcı araçlardan biri.Okuma kısmında ise herkese yani ilk başta Doğan Cüceloğlu adlı yazarın "İletişim Donanımları" adlı kitabını okumanızı öneririm.Bu kitabı bilinçli yavaş yavaş tane tane anlayarak okuduğunuzda bir beyin fırtınası yaşayacaksınız.Dolayısıyla hayatınızda yaşadığınız olayların doğal bir süreç içinde geliştiğini fakat bundan sonra artık kontrolün sizde olduğunu anlayacaksınız.Dolayısıyla ülkemizde kitap okuma oranı az veya fazla olsun genelde bazı insanlarımız tek tip tarz kitaplara saplanıp kalıyorlar.Diyelim ki roman okumayı seviyor.Küçüklüğünden beri okuma alışkanlığı harry potter ,twilight eserleri sayesinde kitap okumayı sevmiş kişiler büyüdüklerinde aynı tarz kitapları alıyorlar.Yani bunu herkes için söylemiyorum bu tarz kitaplar okuma hızınızı ve kelime hazinenizi geliştirir.Ancak kişisel karakterinizi geliştirme de etkili olmaları söz konusu dahi olamaz.Kişisel gelişim,kültür sanat,tasavvuf ve tarih kitapları artık belli bir yaştan sonra okunmalı ve öğrenilmeye çalışılmalı ama bunu hoca ödev verdi yapalım diye değil inanın ileride size çok büyük katkısı olacak.




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.