Millet bu arabaları nasıl alıyor ?

2 senedir çalışıyorum aldığım parayı olduğu gibi biriktirsem bile benle yaşıt bir araba alamıyorum.

Aile yardımı+birikim+kredi.

Bunun dışında bir yerden toplu para gelmezse (miras vs.) alamazsın.

Günümüzde premium araç kullanabilenlerin çoğu esnaf. Adam zamanında kriz bu kadar derin değilken açmış dükkanını şimdi döviz mi yükseliyor? yapıştır zammı, nakliye maliyetleri mi artıyor? yapıştır zammı. Araç zaten gider olarak gösteriliyor. Bir de zamanında evlenmiş, düşük faizle evini almış şimdilerde ise karı koca çalışarak eve çift gelir getiren kesim var onlar da premium olmayan orta segment araç alıyor.

Benim maaşın yarısını alan arkadaşım sıfır araba aldı  

Maaşını dövlet odemiyorsa bosuna ugraşma.

Sen de arabaya binme bisiklete bin

Söylediğin durum çok spesifik arkadaşının ek pasif gelir, miras, aile desteği gibi kriterler sayesinde mi alabildi? Ben genel olarak yazdım bugün günümüzde bekar gençlerin yüzde kaçı sıfır otomobil alabiliyor? Ya da daha genel konuşacak olursak 2024 yılında 10 bin kişiden sadece 1 kişi sıfır otomobil sahibi oldu. Şimdi bu 10 binde 1 kişinin kaçı genç?

Sıfır arabayı geçtim benle yaşıt araba alamıyorum

kafaya takan alıyor hocam. siz takmamışsınız belli. 600'e eski kasa otomatik çıtır hasarlı i20-clio gibi başlangıç araçları alabilirsin. ama büyük ihtimalle 0 C SUV bakıyorsundur. şunun yarısını kredi çeksen yani bi zahmet 300-400 sermayeyi de ayarlayıver zahmet olacak.

bizim şirkette de çokça var senin gibiler 10 yıldan beri çalışmış hiçbir şey almamış. diyorum nasıl alamıyorsun ya ne yaptın bu kadar parayı neden çalışıyorsun bir araca bile binemeyeceksen çık git babanın evinde otur boşuna kendini yorma yani..

kafaya takan alıyor hocam. iş arkadaşım eski kasa clio aldı 1.5 sene sonra gitti 0 bayon aldı. bu sene yine değiştirmeyi düşünüyor. ben de her sene araç değiştiriyorum. kafaya takmak önemli öyle kuru maaşımı alayım eve gelip hiçbişi alamıyorum ya diye söyleneyim moduna girersen yılların geçer. bi başlangıç yap bence..

yunanistanın tüm nüfusu 10 milyon küsür. sonuçta küçücük minnak ülke de değil. yaşadığın ülke 85 milyon. 20 milyonunun durumu iyi olsa yunanistanın 2 katı eder ama 65 milyon sefil var ülkende

evvela iyi borç,kötü borç kavramlarını öğrenin

Berkay Ekinciyoutube

Dostlarım herkese merhabalar! KANALA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN:https://bit.ly/2QQVPa8 İnstagram:https://www.instagram.com/berkayekinci/ Twitter:https://twitter.com/berkayekinci01 Podcast:https://open.spotify.com/show/6iY0ACI7OBF81kfWat9MEc TikTok:https://vm.tiktok.com/vcSwog/ Bu gün günlük hayatta hepimizin ihtiyaçlarımızı veya ihtiyaç zannettiğimiz şeyleri almak için çektiğimiz kredi borçlarından bahsedeceğim. Aslında borç bize her zaman kötü bir şey gibi resmedildi. Sakın borca girme,kredi çekme gibi şeyleri büyüklerimizden duyduk değil mi her zaman? Peki durum böyle ise,dünyada ki en zengin insanlar nasıl oluyor da her gün servetlerini borç para ile arttırmayı başarıyorlar? Burada öğrenmemiz gereken çok önemli bir nokta var: İYİ BORÇ ve KÖTÜ BORÇ ayrımı. İşte bu gün bunu açıklayacağım size. Çünkü borç doğru kullanıldığında muhteşem bir kaldıraç olabilirken yanlış kullanıldığında bizi sürekli bataklığın dibine çeken bir şeye dönüşüyor. En basit açıklaması ile zenginler aldıkları borcu daha yüksek bir getiri sağlayacak bir yatırıma veya işlerine koyup,bankadan aldıkları faizden çok daha fazlasını kazanabiliyorlar. Orta kesim ise, bankadan aldıkları borç ile ev,araba,teknolojik aletler gibi YÜKÜMLÜLÜKLER aldığı için aldıkları andan itibaren her geçen gün değer kaybına maruz kalan eşyalar satın alıyorlar,işte bu yüzden borcu olabilecek en kötü şekilde kullanıp.Sonra da maddi problemlerden neden kurtulamadıklarını düşünüyorlar. Umarım bu video hepimize biraz daha farkındalık sağlar. Beğenmeyi ve paylaşmayı unutmayın lütfen. Kendinize iyi bakın,görüşürüz.

https://www.youtube.com/watch?si=SdhNruNoC3mqJ9p7&v=doKA-fdmIj0&feature=youtu.be

Devlet fırsatçılığı bizzat kendisi yapıyor. Eğer devlet isterse, Bulgaristan ve Yunanistan'dan gelen tüm ikinci el araçların gümrüğünü sıfırlayarak ithalatını serbest bırakabilir. Bu durumda, şu anda iki milyon TL'ye satılan bir Mini Cooper’ın fiyatı yüz bin TL'ye kadar düşebilir. Ancak devlet bunu istemiyor.

Bu yüzden Türkiye'de resmi bir para birimi Dolar ya da Euro belirlenmeli ve emperyal güçlerden danışmanlık alınarak, Kanada, Almanya ve Japonya’da olduğu gibi yönetilmelidir.

Kaçırdığınız bir nokta var. Türkiye'de insan olmak = araba sahibi olmakla ölçülüyor.

Ne seviyede insan olduğun ise bindiğin aracın markasıyla modeliyle motor hacmi ile ölçülüyor.

Herhangi bir asgari ücretlinin ilk yakarışı genelde "ben neden ayda şu kadar kez kültürel bir aktiviteye katılamıyorum, hobilere para harcayamıyorum" değil. "Ben neden arabaya binemiyorum ben insan değil miyim?" oluyor.

Türkiye'de araca olan talep, insanların gelirlerini araca yatırma oranı dünya ortalamasının kat kat üstünde.

Devlet vergiyi indirdiği anda trafikteki araç sayısı %50'nin üzerinde artar. Özellikle büyük şehirlerde araç ile trafikte 30dk da gidilen mesafe 1 yer yer 1.5 saate çıkmaya başlar. İstanbul tamamen felç olur. Adana'da boş park yeri için insanlar birbirlerini vurmaya başlar.

Türkiye'de şehirler normalin çok çok üzerinde bir hızla büyüdüğü (kırsaldan kente çok yoğun göç) için böyle bir trafiği kaldırabilecek altyapısı yok.

Araçtan alınan vergi direk yanlış devlet politikaları ya da ekonomi ile alakalı değil. Araca olan talep ile alakalı.

O yüzden devlet bu vergiyi almak zorunda başka yapacak bir şey yok. Devletin yapması gereken şey ise bu araçlardan alınan vergiyi tamamen toplu taşımaya harcamalı. Onu yapmıyor.