Şimdi Ara

Sağcı, Solcu, ırkçı, dinci, irticacı...

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
80
Cevap
0
Favori
2.069
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Sayın kültür-bilim insanları;

    Arkadaşlar ben kendimce bu konunun açılmasına ihtiyaç olduğunu düşündüm. Evet; birçok konuda anlaşamamaktayız. Allah aşkına şu tartışmalarınıza bir bakın lütfen tekrar okuyun. Öyle ateşliyizki karşıdakini tanımaz hale geliyoruz. lütfen konulara katılıma bakın. Sizce kaç üye yazıyor. Emin olun birçoğu dışarıdan izliyor. Sebebi ise çok basit, empati kuramamamız. Din ve Laiklik konusunda malesef hatlarımız çok çok keskin. Arkadaşlar Din, bir yaşam biçimidir ve bunu hayatımızın merkezine koymamız gayet normal. Uygulanan rejimin içindeki ideolojiler ise düzenleyicidir ancak inançların üstüne çıkamazlar zira inançlara göre uygulanmalıdırlar.

    başka bir nokta ise biz birbirimizin düşmanı değiliz. Belki aynı sokaktan geçiyoruz. Belki bazı noktalarda karşılacağız. Birbirimizi bilmeden bir muhabbetten sonra tanıdık çıktığınızda düşmanmı olacaksınız. Elbette olmayacaksınız. Lütfen birbirimizi dinleyelim. Konuların hepsi bir kısır döngü içerisine girmiştir. Hep aynı noktaya gelmekte. Neden tartışıyoruz konuşuyoruz ozaman. Belki İslami düşüncemin yanında evrimi en çok merak eden kişilerden biriydim. Ama çok sağolun; üstün başarımızdır. konuları kilitlemeyi başardınız. Yazmayın arakdaşlar, hırsınız varsa yazmayın. Burası hırs, nefret boşaltma yeri değildir. Bilimsel bir konuda bile karşıdaki insanın inanca bakış açısından dolayı kelimeleri seçerken, bir anda gökten özel olarak seçilmiş bir şahıs geliyor ve özel soruların hepsini cevaplayıveriyor. İnanan arkadaşlar emin olun bizlerinde hatası çok fazla çünki empati kurmuyoruz. Karşınızdaki insan bir dine inanmıyor olabilir ama inandığı birşeyler var ve siz boşta görseniz ömrünü buna adamış. İnançlıyım paçayı kurtardım düşüncesi yüzünden bu kadar geriyiz belkide. Düşünsenize herhangibir dine inanmadan yaşam sizce nasıl olur. Evet birçok şeyi düşünmek zorunda kalırsınız çünki sizin için gerçek tek değildir. Yani biraz karşıdaki gibi düşünerek. Hatta geçmişte belki o düşüncelere kapılan yazarlar olarak düşünün.

    Ayrıca Evrim konuları sadece İnanç ve evrim olarak düşünülemez. Evrim bilimi araştırmaları sırasında birçok şeyin bulunmasınada sebep olur. Belki yine bulunacaktı Allah bilir ama bunu evrim bilimi ile uğraşan biri buldu diye yok sayamayız. Birçok konu hakkında merakımızı malesef giderememekteyiz ve Kb en kısır zamanlarından birini geçirmekte.

    Soruyorum herkese Laikliği ve dini buradan ırkçı söylemlerimiz ile cevaplayabildikmi. Bir kişi ile uzlaşı kurabiliyormuyuz. Karşı fikirden bir insan kafanızda birşeyler uyandırabiliyormu. Bunlar yoksa ki görünen köy kılavuz istemez. Kimse birşeylerin farkına varmak için yazmıyor gibi.

    Sağolsun bir arkadaş çok güzel bir cevap verdi geçen günlerde. Ayrıca yazılarının mantıklı olduğunu düşündüğüm bir arkadaş.

    Önce siz başlatıyorsunuz

    Evet ne durumdayız görelim. Nedir bu arkadaşlar çocukmuyuz. Önce sen başlattın nedemek ya.

    Ayrıca birçok defa uzlaşmak istememe rağmen sağolsun arkadaşlar Gerici, yobaz gibi ithamlarda bulunmaktan ve aynı kefeye koymaktan çekinmediler. Yapmayın arkadaşlar, kaç yıldır burada yazıyoruz ve hala kimin ne diyeceğinin farkında değilseniz yazmayın. kafanızda tabular varsa isterseniz söz üstadı olun. Sadece karşınızdakini sizin gibi olmaya itersiniz ve yeni üye olan ve genç arkadaşlar lütfen sakin olun biraz. Bu içinizdeki heyecan güzeldir ancak kalp kırdınızmı hiçbirşeye yaramaz ve kendinizi dinletemezsiniz.

    Arkadaşlar ben gerçekten çok sıkıldım ve sıkıldıysan git gibi tabirler sadece boş olur. Zira uzlaşmamız şart. İster buradan yazın derdinizi isterseniz okuyun geçin ama biraz olsun düşünün.

    Arkadaşlar Özel mesaj bölümüm inanılmaz dolu sebebi ise herkese üşenmeden mesaj atmamdır ve hemen hemen hepside geri dönmekteler. Derdiniz varsa üşenmeyin. Sen burada ne demek istedin arkadaş deyin. Ama lütfen yeter artık.







  • Inancliyiz, pacayi kurtardik demek hatali. Ya sonradan yitirirsek ne olacak? Inancsiz insanlara agir saldiri var, dogrudur. Yapanlara bakmak lazim.

    Bop, neo osmanli, israil ve abd. 4 dusman, mahserin 4 atlisi... Bir de mufteri ve istismarcilar var. Dupeduz yalan soyleyenler.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: abdullahors84

    ...Arkadaşlar Din, bir yaşam biçimidir ve bunu hayatımızın merkezine koymamız gayet normal. Uygulanan rejimin içindeki ideolojiler ise düzenleyicidir ancak inançların üstüne çıkamazlar zira inançlara göre uygulanmalıdırlar.


    İyi niyetinize katılmamak elde değil ancak dileklerini(mi)zin gerçekleşmesi mümkün değil. Çünkü yaşadığımız süreç basit bir dostluk gösterisi süreci değil, hayat memat meselesi. Sizin tanımınızda din salt inanç değil, aynı zamanda siyaset. Oysa bu yaklaşım kökten yanlış. Siyaset alanı din olarak kabul ettirilip bunun üzerinden pazarlık yapılamaz. Din esaslı devlet modeli teokrasidir ve teokrasi batıda ortaçağda miadını doldurmuş bir devlet şeklidir. Bu durum salt forumun değil aynı zamanda Türkiyenin temel sorunudur ve sanırım savaşsız bir şekilde çözülemeyecektir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nürnberger

    quote:

    Orijinalden alıntı: abdullahors84

    ...Arkadaşlar Din, bir yaşam biçimidir ve bunu hayatımızın merkezine koymamız gayet normal. Uygulanan rejimin içindeki ideolojiler ise düzenleyicidir ancak inançların üstüne çıkamazlar zira inançlara göre uygulanmalıdırlar.


    İyi niyetinize katılmamak elde değil ancak dileklerini(mi)zin gerçekleşmesi mümkün değil. Çünkü yaşadığımız süreç basit bir dostluk gösterisi süreci değil, hayat memat meselesi. Sizin tanımınızda din salt inanç değil, aynı zamanda siyaset. Oysa bu yaklaşım kökten yanlış. Siyaset alanı din olarak kabul ettirilip bunun üzerinden pazarlık yapılamaz. Din esaslı devlet modeli teokrasidir ve teokrasi batıda ortaçağda miadını doldurmuş bir devlet şeklidir. Bu durum salt forumun değil aynı zamanda Türkiyenin temel sorunudur ve sanırım savaşsız bir şekilde çözülemeyecektir.


    Arkadaşım bu işin başka yolu yoktur. Zira bu kadar süre boyunca bu tartışmaların hiçbir sonucu olmadı ve olmayacaktır. Gerçekleşmesi elbette mümkündür. Sizin bu görüşlerinize sahip birçok arkadaşla yüzyüze görüştüm ve emin olun çok güzel paylaşımlarımız oldu. Önemli olan karşınızdaki kişinin kişiliğidir. Ben sizin düşüncenizde olupta aynı toplumda çok rahat yaşayabileceğim insanlarla tanıştım burada ve emin olun beni en çok zorlayan ve düşündüren kişide herhangibir dine mensup olmayan bir arkadaştır.

    Arkadaşım kaç devrim kaç savaş gördü bu topraklar. Sonuç ne oldu sizce. Bir tarafın ölenleri şehit ötekilerin ne olduğu belirsizmi. herkes davası uğruna hayatını verdi. Elbette büyü k başarılar için fedakarlık edilecek. Bireyler feda edilecek. Bu noktada ise şunu söylemek isterim İki taraftan birinin HAK olduğunu seçmeden. Kaybeden sizce neyi kaybetmiştir. kazanan ise neyi kazanmıştır.

    Eğer dediğiniz gibi bir savaş içerisindeysek mevcut hükümet ile beraber bu savaşı kaybettiniz diyebilirim ama biliyorumki bu hükümet bir tarafa çalışmıyor zira gücün sahibi değil. perdelerin arkasındakileri görmek ise size kalmış.
    Arkadaşım emin olun gerek ailesel olarak gerekse birey olarak çok şey yaşadım. Açık söylemek gerekirse bu tavrınızdaki davranışlar sinir harbi ile açığa çıkarsa çatışmak kaçınılmazdır ve anlaşamadan bir taraf kaybedecektir. Ama dersenizki buna razıyım, birşey diyemem. Bu ortamda bu gibi davranış taraftarı değilim. Bugün Suriye çok büyük bir sınavdan geçmektedir. Şuanda tarihlerini kanla yazmaktalar ve bu fedakarlıklar belki daha kalıcı bir devleti oluşturacak. Ancak biz bunları defalarca yaşadık. Sizce defalarca gördüğümüz aynı doğruyu bir dahamı görmeliyiz...




  • Umarım rüyanız sadece rüya olarak kalır. Eğer gerçekleştirilmeye kalkışılırsa Anadolu kan gölü olur. Ülkede yaşayan insanları forumda yazan iyi niyet melekleri gibi sanma gafletine düşülmemelidir. Pandoranın kutusu bir açılırsa kolay kapanmaz.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nürnberger

    Umarım rüyanız sadece rüya olarak kalır. Eğer gerçekleştirilmeye kalkışılırsa Anadolu kan gölü olur. Ülkede yaşayan insanları forumda yazan iyi niyet melekleri gibi sanma gafletine düşülmemelidir. Pandoranın kutusu bir açılırsa kolay kapanmaz.


    Ama siz kendiniz söylediniz arkadaşım savaş olarak ifade ettiniz. Benim böyle bir kanım yok. Dediğinizden yola çıkarak söyledim.

    quote:

    Sanırım savaşsız birşekilde çözülmeyecektir
    bunu söylediğiniz için söyledim.

    ben böyle olacağını düşünmüyorum ama sizin söylediklerinizdende bunu çıkarttım...




  • bu ülke'nin başbakanı dahil olmak üzere siyasileri buram buram ayrıştırıcılık kokuyorsa sorunun bizde oldugunu düşünmüyorum.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    LGBT destekçisiyim AMA
    3 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • bu söylediklerinizden birine taraf olmak isterdim, istedim de ama olmadım. Çünkü bunları millete oyuncak diye veriyorlar. Ben bu oyuncaklarla oynamayacağım...
  • Kalıplar içerisine oturtmuşuz/oturtmuşlar beynimizi ve bu kalıplar zamanla bizde önyargıya dönüşen bir alışkanlık olmuş. Dinci kalıbı içerisine oturan bir insanın kendinden farklı düşünene müsamaha göstermesi polyanacılık gibi görünüyor gözümüzde. Söyleyecek çok sözüm var, içim çok dolu bu konuda ama tâkat yok ellerimde duygularımı dile getirmeye. Bilinmesi gereken tek şey insanın insana ettiğini hiçbir canlı yapmıyor, hiçbir canlı birbirimize olduğumuz kadar katı, acımasız, kindar, hasetli, merhametsiz değil.


    Bir köylü kadın, bir danayı doğar doğmaz kucağına alıp sevmiş, sonra da bunu adet edinmiş, her gün danayı kucağına alıp taşırmış; sonunda buna o kadar alışmış ki dana büyüyüp koskoca öküz olduğu zaman, onu yine kucağında taşıyabilmiş. Bu hikayeyi kim uydurduysa, alışkanlığın ne büyük bir güç olduğunu çok iyi anlatmış olacak. Gerçekten alışkanlık pek yaman bir hocadır ve hiç şakası yoktur. Yavaş yavaş, sinsi sinsi içimize ilk adımını atar; başlangıçta kuzu gibi sevimli, alçak gönüllüdür ama, zamanla, oraya yerleşip kökleşti mi, öyle azılı, öyle amansız bir yüz takınır ki kendisine, gözlerimizi bile kaldırmaya izin vermez...

    Bence en büyük kötülüklerimiz, küçük yaşımızda belirmeye başlar ve asıl eğitimimiz bizi emzirip büyütenlerin elindedir. Çocuk bir tavuğun boynunu sıkar, kediyi, köpeği oyuncak edip yara bere içinde bırakır; anası da ona bakıp eğlenir. Kimi baba da, oğlunun savunmasız bir köylüyü, bir uşağı öldüresiye dövdüğünü, bir arkadaşını kurnazca ve kahpece aldattığını gördüğü zaman, bunu yiğitlik belirtisi sayarak sevinir. Oysa bunlar zalimliğin, zorbalığın, dönekliğin asıl tohumları, kökleridir; çocukta filizlenirler, sonra alışkanlığın kucağında, alabildiğine büyüyüp gelişirler. Bu kötü yönsemeleri yaşın küçüklüğüne ve işin önemsizliğine bakarak hoş görmek tehlikeli bir eğitim yoludur. Önce şu bakımdan ki, çocukta doğa egemendir ve doğa asıl yeni tomurcuk salarken katıksız ve gürbüzdür; sonra da,
    hırsızlığın çirkinliği, çalınan şeye göre değişmez ki: Ha altın çalmışsın, ha bir iğne. «İğne çaldı, ama altın çalmak aklına bile gelmez» diyenlere benim diyeceğim şudur: «İğneyi çaldıktan sonra niçin altını da çalmasın?»

    Kendimiz sandığımızdan çok daha zenginiz; ama bizi ordan burdan alarak, dilenerek yaşamaya alıştırmışlar: Kendimizden çok başkalarından yararlanmaya zorlamışlar bizi.

    Montaigne




  • sorunların temel sebebine indiğimizde, "kategorize" etmeyi görürüz. öyle ki, çözülmesini imkansız kılan şey ise, en başta sorunun belirlenmesidir.

    her insan ayrı bir bilinç olarak ele alınırsa, ortak nokta bulmak imkansızdır. eğer ortak nokta bulmak, ütopik fakat; imkanlı ise insanlık da bilinç konusunda ortak bir kaynağa sahiptir diyebiliriz. şayet bu ütopyaya ulaşmak için, kusursuz bir yol izleyecek olursak; ulaşamayız. kusursuz bir yolu ortaya çıkarmak, sorunların olmadığı bir evrende bulunduğumuzu gösterir. rastgele bir şekilde, neden-sonuç ilişkilerinin oluşturduğu son bir sentezde bunu aşacak isek, elden de bir şey gelmez.

    bu karamsarlık dolu düşünce de beni eritip bitiriyor günden güne. kurtulmak istiyorum ama...
  • @alpay86 ve @demonchild yorumlarınızdaki, değerlendirmelerinizdeki derinlik müthiş..Sanırım bolcana felsefi kitap okuyorsunuz...

    İşte ben bunu yapamıyorum..olmuyor olmuyor...

    En son nietzsche ile ilgili bir kitabı almıştım ama gene olmadı..İLk 10 sayfadan sonra yine bıraktım..
  • Arkadaşlar düşüncelerinizden davanızdan vaz geçmeniz hakkında birşeyler söylemedim. Bu olanlar sadece siyasi konularda değil, evrim konularındada ve bilimsel birçok konudada mevcut.

    demonchild

    Mutlaka dediğiniz doğrudur, bu noktada kusursuzluk olamaz. Size kendi yazınızdan bu kanıya vararak çok basit bir soru soracağım

    Peki sizin yazınızdaki bu sadelik ve açıklayıcılığa bakarak ve belki bazı noktalarda sizinle çok çok farklı düşünmemize rağmen, birçok noktadada uzlaşıya varabiliyoruz. Benim mevzu bahis ettiğim konu ise hakarete varan sözlerin bu kadar rahat söylenmesi...
  • Bunun için insanlar eğitim almalı türkiye de ki anne ve babaların özellikle anadoluda ki insanların çoğu cahil çocuklarınıda kendileri gibi yetiştiriyorlar sonunda böyle olaylar çıkıyor ister beğenin ister beğenmeyin.
  • Edep ayrı bir olay. Yani ideolojiden, dinden tamamen bağımsız. Yunus yüzyıllar önce noktayı koymuş.

    ilim meclisine girdim, eyledim ilmi talep,

    ilim geride kaldı, illa edeb, illa edeb!



    Bunu özümseyenler her insanla rahatlıkla oturup konuşur. Diğerleri kafa göz kırar, hatta kafa bile keser.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Michael Wittmann

    @alpay86 ve @demonchild yorumlarınızdaki, değerlendirmelerinizdeki derinlik müthiş..Sanırım bolcana felsefi kitap okuyorsunuz...

    İşte ben bunu yapamıyorum..olmuyor olmuyor...

    En son nietzsche ile ilgili bir kitabı almıştım ama gene olmadı..İLk 10 sayfadan sonra yine bıraktım..

    Başkaları için, okuyor desinler diye ya da okumuş olmak için değil anlamak için okuyun. Acele etmeden, özümseyerek okuyun. Bu bağlamda Atlas dergisinin sloganı çok etkileyici.
     Sağcı, Solcu, ırkçı, dinci, irticacı...




  • wittmann, bunun için ilgi alanlarına yönel. isminden anladığım kadarıyla 2. dünya savaşı konusunda bilgilisin. mesela, tarihten başlayarak(olayların ve kavramların tarihsel süreci) bilim ve felsefe tarihine yönelebilirsin. zamanla da alışırsın. en son olarak da istediğin esere doğrudan yönelebilirsin. böylece istediğini sıkılmadan okursun diye düşünüyorum

    abdullah hocam, ben bilinemezci bir yöntem izlesem de, sen de beni iyi biliyorsun(düşüncelerimi) ki, daha esnek ve uzlaşıya açık bir bakış açım var. bu esneklik herkeste mevcut değil. insanların davranışlarını belirleyen temel nedenlerden birisi, kuşkusuz "travmalardır". bunu aşağılanma olarak ele alabiliriz. "dışlanma" ya da "hor görülme", "cahil kabul edilme" ya da. itiraf edeyim, sendeki hoşgörünün 5 te 1 i ancak vardır bende. neden peki? veya neden sen hoşgörülüsün? bunlara net bir cevabın var mı?

    cumhuriyet tarihi hakkında upuzun konuşmuştuk. kemalizm ve askeri doktrinler üzerine yazmıştım bayağı hatırlarsanız. ayrıca Atatürk hakkında da. o güzel insanın bile içinden çıkmayacağı bir durum olduğunu söylemiştim. tüm bunların birikmesi bugünlerde kırılma hattı yaratan birer stres demiştim.

    bu noktada, ele alınması gereken şey yine uzun bir konu olarak karşımızda maalesef: nedensellik öyle kilit noktalarda meydana gelen ve varoluş sürecini etkileyen bir mekanizma değil. sarmaşık gibi, başlangıcını ilginç bir şekilde çözemediğimiz bir dügüm. bu düğümü başlatan taraf kim? illa birisi mi başlatıyor? çok kapalı yazdım. biraz açayım: muhafazakar kesim ile kemalist kesim arasındaki savaş neden var? ilk hata kimden çıktı? kimin tepkisi, reaksiyon şeklinde meydana geldi? yani, irtica mı gerçek tehlikeydi yoksa, kemalizme sığınan insanların yarattığı aydın tabakası mı? devlet olarak geçmişimiz hatalarla mı yoksa, elimizde olmadan yaptığımız tepkilerle mi dolu(yani suçlu olanlar isyancılar oluyor bu durumda. asker değil) tek parti döneminde esas hata inönü de mi? yoksa Atatürk'e laf edemedikleri için ancak inönü'ye laf etmekle yetinen muhafazakar kesimde mi?

    emin olduğumuz tek şey: her iki kesimde hatalı. ama sizce kim olaya objektif yaklaşıp, sorunları çözme niyetinde ki?

    aynı şey evrim içinde geçerli ama, evrim ve benzeri konulardaki temel sebep de belli: "din"

    dine gerçekten inebilir ve onu kavrarsak, din adı altında yapılan ahmaklıkları da görüp, ahmaklık zannettiğimiz iyilikleri de görüp, evrimin din dışı olup-olmadığını da görüp, hükümetin tutumunu da daha net yorumlayıp ortak bir noktada belki birleşebiliriz. şimdi konudan çıkmış gibi görünsem de başa bağlama yapayım hemen, bu bahsettiklerim bence "travma" dediğimiz şey oluyor. kısacası, bu ayrılık ne zamandan beri bu kadar derinleşti? bence son 10 senedir. sizce?




  • Sevgili abdullahors84 arkadaşım bu konuyu açman iyi olmuş.Teşekkürler.

    Asgari müşterekte uzlaşmak ve çoğunluğun sözünün nereye kadar geçebileceği gibi şeylerde tesbit yapmak gerekiyor.

    Bence işin sorun olan yanı çıkarlar ve radikal davranışlar. Eğer bunlar olmasa ortalık bu kadar karışmaz. Geçmişte dindar olduğu için haksızlığa uğrayan insanlar oldu. Aynı şekilde kominizmi savunan insanlarda hasızlığa uğramış. Burada devletin mevcut rejimini tehdit edebileceği devlet içindeki kişilerce düşünülen bazı fikirler ve onun sahipleri devletin gücü kullanılarak bastırılmış. Geriye dönüp bakıldığında yanlışların olduğu görünüyor.

    Halbuki biz şu anki rejim koşullarında ki demokrasinin tarifi öyledir ifademizi serbestçe söyleyebiliyoruz yada söyleyebilmeliyiz. Bu devletin toprak bütünlüğü hepimizin çıkarınadır. Birlikte gelişip büyüyoruz. İşte buna benzer asgari şartlarda hemfikir olabilsek ve bunu akıl yoluyla yani bir körü körüne savunmadan anlaşabilsek sonrasındaki tartışmalar bu kadar yıpratıcı olmaz.

    Rejimin değişmesini arzu eden solcu,sağcı vs.. kendi düşünceleri dışındakilere demokrasi kadar yeterince ifade özgürlüğü ve inanç hürrriyeti sağlayamayacağını görmeleri gerekir.

    Bu ülkenin etnik olarak ayrışmasınında kimseye fayda getireceğini sanmam.

    Bir başbakanında etnisite ve inanç konularını bu kadar gündeme getirmesini dolayısıyla bazen taraf olmasını doğru bulmuyorum. Hele bunu siyaseten kullanması daha da yanlış.

    Ben dindar olmamama rağmen 3 kez bu hükümete oy verdim. Sebebi ise ekonomi ve diğer alanlarda daha donanımlı kişiler barındırdığını düşünmemdi. Ama arap baharında Türkiyenin başbakanın amerika ve fransanın işini kolaylaştırmak üzere ortadoğuda birtakım işlere girişmesi, israile hergün bağırıp sonrasında radar üssünün israilinde faydalanacağı şekilde kurulmasına izin vermesini onaylamıyorum.

    Eğer -vatandaşlarım ben bu ülkenin çıkarından başka bişi tanımam o yüzden bunları yapıyorum- dese ses çıkarmam. Ama tutupta içeriye başka dışarıya başka konuşulursa o zmanda bir daha oy vermem. Türkiyedeki siyasetin gereği bu olabilir ama temiz siyasette yapılabilir. Bu hükümetin bu konudada değişim yapmasını beklerdim.

    Kaldıki içeriye verilen bu popüler mesajlar nutuklar toplumda bir gerilmeye ve taraf olacak şekilde konuşulduğundada karşı fikirdekiler için baskı unsuru olarak topluma yansımaktadır.




  • böyle olmasının sebebi tarihten gelen düşmanlıklar.bu düşmanlıkların sebebi ilk başta ilkel insanlar arasındaki yiyecek kavgası sonra liderlik kavgası.insanlar görüşlerinin veya liderlerinin yanlış olmasını kabullenemiyor veya yeni liderler buluyorlar ve onun peşinde herşeyi yapıyorlar.mesela askeri şovu hitlerde yapar stalinde vs.bu şovlar lider dediğimiz şişirilmiş adamların yaptığı şeyler olarak görülünce insanlar şovun peşine takılıyorlar hayat gerçeklerine yabancılaşıyorlar.mesela hitlerin emriyle insanların ölüm kamplarında öldürülmesi stalinin emriyle insanların aç bırakılması.önemli olan şov değil masumun haksızlığa uğramaması.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: demonchild

    wittmann, bunun için ilgi alanlarına yönel. isminden anladığım kadarıyla 2. dünya savaşı konusunda bilgilisin. mesela, tarihten başlayarak(olayların ve kavramların tarihsel süreci) bilim ve felsefe tarihine yönelebilirsin. zamanla da alışırsın. en son olarak da istediğin esere doğrudan yönelebilirsin. böylece istediğini sıkılmadan okursun diye düşünüyorum

    abdullah hocam, ben bilinemezci bir yöntem izlesem de, sen de beni iyi biliyorsun(düşüncelerimi) ki, daha esnek ve uzlaşıya açık bir bakış açım var. bu esneklik herkeste mevcut değil. insanların davranışlarını belirleyen temel nedenlerden birisi, kuşkusuz "travmalardır". bunu aşağılanma olarak ele alabiliriz. "dışlanma" ya da "hor görülme", "cahil kabul edilme" ya da. itiraf edeyim, sendeki hoşgörünün 5 te 1 i ancak vardır bende. neden peki? veya neden sen hoşgörülüsün? bunlara net bir cevabın var mı?

    cumhuriyet tarihi hakkında upuzun konuşmuştuk. kemalizm ve askeri doktrinler üzerine yazmıştım bayağı hatırlarsanız. ayrıca Atatürk hakkında da. o güzel insanın bile içinden çıkmayacağı bir durum olduğunu söylemiştim. tüm bunların birikmesi bugünlerde kırılma hattı yaratan birer stres demiştim.

    bu noktada, ele alınması gereken şey yine uzun bir konu olarak karşımızda maalesef: nedensellik öyle kilit noktalarda meydana gelen ve varoluş sürecini etkileyen bir mekanizma değil. sarmaşık gibi, başlangıcını ilginç bir şekilde çözemediğimiz bir dügüm. bu düğümü başlatan taraf kim? illa birisi mi başlatıyor? çok kapalı yazdım. biraz açayım: muhafazakar kesim ile kemalist kesim arasındaki savaş neden var? ilk hata kimden çıktı? kimin tepkisi, reaksiyon şeklinde meydana geldi? yani, irtica mı gerçek tehlikeydi yoksa, kemalizme sığınan insanların yarattığı aydın tabakası mı? devlet olarak geçmişimiz hatalarla mı yoksa, elimizde olmadan yaptığımız tepkilerle mi dolu(yani suçlu olanlar isyancılar oluyor bu durumda. asker değil) tek parti döneminde esas hata inönü de mi? yoksa Atatürk'e laf edemedikleri için ancak inönü'ye laf etmekle yetinen muhafazakar kesimde mi?

    emin olduğumuz tek şey: her iki kesimde hatalı. ama sizce kim olaya objektif yaklaşıp, sorunları çözme niyetinde ki?

    aynı şey evrim içinde geçerli ama, evrim ve benzeri konulardaki temel sebep de belli: "din"

    dine gerçekten inebilir ve onu kavrarsak, din adı altında yapılan ahmaklıkları da görüp, ahmaklık zannettiğimiz iyilikleri de görüp, evrimin din dışı olup-olmadığını da görüp, hükümetin tutumunu da daha net yorumlayıp ortak bir noktada belki birleşebiliriz. şimdi konudan çıkmış gibi görünsem de başa bağlama yapayım hemen, bu bahsettiklerim bence "travma" dediğimiz şey oluyor. kısacası, bu ayrılık ne zamandan beri bu kadar derinleşti? bence son 10 senedir. sizce?
    -



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Michael Wittmann -- 2 Mart 2012; 19:34:07 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: demonchild

    wittmann, bunun için ilgi alanlarına yönel. isminden anladığım kadarıyla 2. dünya savaşı konusunda bilgilisin. mesela, tarihten başlayarak(olayların ve kavramların tarihsel süreci) bilim ve felsefe tarihine yönelebilirsin. zamanla da alışırsın. en son olarak da istediğin esere doğrudan yönelebilirsin. böylece istediğini sıkılmadan okursun diye düşünüyorum

    abdullah hocam, ben bilinemezci bir yöntem izlesem de, sen de beni iyi biliyorsun(düşüncelerimi) ki, daha esnek ve uzlaşıya açık bir bakış açım var. bu esneklik herkeste mevcut değil. insanların davranışlarını belirleyen temel nedenlerden birisi, kuşkusuz "travmalardır". bunu aşağılanma olarak ele alabiliriz. "dışlanma" ya da "hor görülme", "cahil kabul edilme" ya da. itiraf edeyim, sendeki hoşgörünün 5 te 1 i ancak vardır bende. neden peki? veya neden sen hoşgörülüsün? bunlara net bir cevabın var mı?

    cumhuriyet tarihi hakkında upuzun konuşmuştuk. kemalizm ve askeri doktrinler üzerine yazmıştım bayağı hatırlarsanız. ayrıca Atatürk hakkında da. o güzel insanın bile içinden çıkmayacağı bir durum olduğunu söylemiştim. tüm bunların birikmesi bugünlerde kırılma hattı yaratan birer stres demiştim.

    bu noktada, ele alınması gereken şey yine uzun bir konu olarak karşımızda maalesef: nedensellik öyle kilit noktalarda meydana gelen ve varoluş sürecini etkileyen bir mekanizma değil. sarmaşık gibi, başlangıcını ilginç bir şekilde çözemediğimiz bir dügüm. bu düğümü başlatan taraf kim? illa birisi mi başlatıyor? çok kapalı yazdım. biraz açayım: muhafazakar kesim ile kemalist kesim arasındaki savaş neden var? ilk hata kimden çıktı? kimin tepkisi, reaksiyon şeklinde meydana geldi? yani, irtica mı gerçek tehlikeydi yoksa, kemalizme sığınan insanların yarattığı aydın tabakası mı? devlet olarak geçmişimiz hatalarla mı yoksa, elimizde olmadan yaptığımız tepkilerle mi dolu(yani suçlu olanlar isyancılar oluyor bu durumda. asker değil) tek parti döneminde esas hata inönü de mi? yoksa Atatürk'e laf edemedikleri için ancak inönü'ye laf etmekle yetinen muhafazakar kesimde mi?

    emin olduğumuz tek şey: her iki kesimde hatalı. ama sizce kim olaya objektif yaklaşıp, sorunları çözme niyetinde ki?

    aynı şey evrim içinde geçerli ama, evrim ve benzeri konulardaki temel sebep de belli: "din"

    dine gerçekten inebilir ve onu kavrarsak, din adı altında yapılan ahmaklıkları da görüp, ahmaklık zannettiğimiz iyilikleri de görüp, evrimin din dışı olup-olmadığını da görüp, hükümetin tutumunu da daha net yorumlayıp ortak bir noktada belki birleşebiliriz. şimdi konudan çıkmış gibi görünsem de başa bağlama yapayım hemen, bu bahsettiklerim bence "travma" dediğimiz şey oluyor. kısacası, bu ayrılık ne zamandan beri bu kadar derinleşti? bence son 10 senedir. sizce?

    Tavsiyen için teşekkür ederim.


    WW2 ile ilgili çok kitap okudum. Sana savaşı cephe cephe sayabilirim..


    BAna WW2'nin tarihsel gelişimi ile ilgili değil de felsefi açıdan değerlendirmesini yapan bir kitap tavsiyesinde bulunursan emin ol hemen alırım.

    Sorunumu aslında biliyorum. Sorun kendimi ilgi alanımın olmadığı kitap türlerine zorlamam. Ama zorlamak istiyorum çünkü tarih, komplo teorileri ve sanayi kitaplarını okumaktan kusacağım artık.

    Ben artık roman ve felsefi kitaplara ağırlık vermek istiyorum. Ama her denemede hayal kırıklığına uğruyorum.
    En son "Araba sevdası" siye bir roman okumaya çalıştım. Onu da ilk yarıda bıraktım

    Tavsiyen güzel. savaşa bu kez de felsefi açıdan bak diyorsun. Bir de bunu deneyelim bakalım...




  • 
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.