Her yerde lüks araçlar var millet nasıl alıyor ?

Son yıllarda lüks araç sayısındaki patlama ülkemizin kalkınmasından değil,gelir dağılımının en bozuk hale getirilmesinden kaynaklı.

Bilindiği gibi yönetim tarım ve hayvancılığı barbarca katlediyor.büyük arazi ve inşaat şirketleri 17-25 aralık tapelerine yansıdığı üzere hükümetle kolkola şirketler.hedef istanbulun nüfusunu 30 milyon seviyesine çıkarmak, bu süreçte trilyon dolara varan rantın üzerine konmak.

İnşaat arazi işinden pekçok kişiye ve çocuklarına piyangolar vurdu.yolsuzluklar gizli saklı değil aleni biçimde yapılıyor,esenyurt belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu önce işi verip sonra ihale (!) yapıyor ve bunuda kimseyi tamam edaları ile anlatmakta sakınca görmüyor.

O lüks araçların parası belediyelerce ödenen kiralık araçlar olmadığına emin olmayın.

Gıda vurgunu yine çok bilinmeyen bir alan.mersinde yüksek GDO içeren yüzbin tonun üzerinde pirinç ele geçirildi, ancak dosya kapatılmaya çalışılıyor.

Numan Kurtulmuş, süleyman soylu,Yalçın bulut,vb kişilerin önceden dümdüz gittikleri partiye, davet gelince neden balıklama atladığı anlaşılırsa lüks araç satışının neden patladığı da anlaşılır.

Sorun da burada işte. Öyle bir şartlanmışız ki millet laf etmesin diye yaşıyoruz resmen.
Eski, iyice hırpalanmış bir e71 telefon kullanıyorum. Evimde de zamanında "en baba telefon" iken aldığım Samsung Galaxy S3 yatıyor. Telefonu sadece mesajlaşmak için kullanıyorum ve dokunmatik ekran ile mesaj yazamıyorum. İlla tuşu hissedeceğim. Çevremden aldığım tepkiler:
"O kadar devlet memurusun kendine bi telefon alamadın mı?"
"Hacım o telefon eline hiç yakışıyo mu?"
"La sok şunu cebine bizi rezil ediyon"
Hal bu ki gitsem bugün en son telefonu alsam, en fazla 1 sene sonra yenisi çıkacak, iki sene sonra "çöp" olacak. Ekonomik ömrünü dahi doldurmadan "Eskiyecek". Oysa ben bu telefonu tabir-i caizse çürüyene kadar kullanmayı düşünüyorum. Çünkü arama yapıyor, mesaj atıyor. Telefondan ne beklersiniz?
Ha onun yerine evde bir akıllı telefon parasının belki onda biri (1/10) ücret ile alınmış "Samsung" marka tablet var. Android'in tüm nimetlerinden çok daha büyük ekranla faydalanıyorum ki oyun oynamak da buna dahil. Gel gelelim çok düşük bir bütçe ile 2. el aldığım PSP de yine elimin altında. Kısaca daha az parayla daha çok zevki alabiliyorum. Ancak ne var? Havam yok.
Aynı şey otomobilde de geçerli. Bütçem ile binebileceğim en konforlu, en güvenli, en sağlam, en oturaklı, en performanslı kısaca en uygun otomobile biniyorum. Kredi çekmeden aldım. 2000 model yılında Volvo S40. Volvo markasının yarattığı algıdan ötürü arabadan çok anlayan çok kişi arabamı met etmiştir, kabul.
"Volvo güzel araba, tank gibi"
"Volvoya biniyorsun ha? Sen arabadan anlıyosun valla"
"Kardeşim arabanı satacak olursan bana da haber ver"
Burası eyvallah, peki gel gelelim şuna ne diyeceksiniz?:
"Ya daha gençsin, ileride daha iyisini alırsın"
"Olm devlet memuru değil misin, çek krediyi, çek altına sıfır arabayı mis gibi"
"Sat bunu üstüne 10 daha koy şunu al"
"Eski bu ya çok masraf açar"

Ya da arabadan hiç anlamayan tanıdıklarım:
"Iyy çok tipsiz araban ya"
"Iyy çok eski duruyo ya, çok klasik, sana gitmiyo"
"15 yaşında araba sonuçta, çok eski"
"Daha iyi bişey alamıyo musun"

Arkadaş bütçem dahilinde, borca harca girmeden bir arabaya biniyorum. Baktığımız zaman her ihtiyacıma cevap veriyor. Yani daha doğrusu bugün 2014 model bir Sedan araçla kıyaslarsam her ihtiyacıma cevap veriyor. 2014 model bir sedan arabanın cevap veremeyeceği bir ihtiyaca bu araç da cevap veremiyor tabii ki (Atıyorum SW araç gibi bir bagaj) ancak, şehir içinde yormayan şehir dışında stabil bir direksiyonu var, kliması desen otomatik klima var, e dört cam otomatik, istediğim gibi açıp kapatıyorum, ABS, Airbag falan zaten var. Yani "Şu özellik için bunu satıp şu arabayı alayım" diyecek bir durumum yok. Sırf tipi için de zaten araba alınmaz. Tip de göreceli bir kavramdır yine.
Bir de, bu arabaya ben biniyorum arkadaş, benim arabam, benim ihtiyacıma cevap veren araba sırf "desinler" diye de değiştiremem kimse kusura bakmasın.

Yani insanımızda "desinler" ya da "kıskansılar" diye bir şeyler alma, ne bileyim "eziklemesinler" diye bir şeyler alma hevesi var. iPhone 6 çıktı, al hemen, 7'si çıktı yapış, 8 geldi at 7'yi al 8'i
E niye? Önceki işini görmüyor muydu? Hayır abi eskidi o.

Forumda da çok kişi diyor bir kaç yıldır aynı kasada üretilen araçlardan için "Yüzü eskidi artık" diye. Aynı motto işte.

Arabaların nasıl alındığı bir fiyaskoyken yüksek miktarda benzin tüketen bu araçlara nasıl benzin yetiştiriliyor da ayrı bir tartışma konusu olmalı bence diyeceğim ama tartışmaya gerek yok be arkadaşlar. Her şey apaçık ortada, ZENGİN GİTTİKÇE ZENGİNLEŞİYORKEN FAKİR GİTTİKÇE FAKİRLEŞİYOR. İnsanlar 1000 TL ye ev geçindirmek için debelenirken bu söz konusu insanların geçim masrafları hariç günlük keyfe harcadıkları para bu kadardır belki. Denetim mekanizması çalışmıyor, vergi kaçakçılığı hat safhada. İşin köküne inmek gerek, eğitim şart bir kere. Bir ikincisi herkese sorgulamayı öğreteceksin ki o ayda 50.000 TL kazanıyorken ben neden 1000 tl maaşla ev geçindirmeye çalışıyorum demesini bilecek insan. Dikkat ettiyseniz ülkenin gündemi hiç boş kalmıyor; ya terör, ya Kobani, ya Suriye, ya İsrail. Biz bunları tartışırken ne paralar kaldırıyor bu adamlar bir bilseniz. Kapitalizmin kuralıdır bu arkadaşlar, insanlara sorgulamayı öğretmemek. Devletin de bu sistemdeki görevi BÖL, PARÇALA, YÖNET.


Aşağıdaki alıntı her şeyi ne güzelde özetliyor.

Az önce o adama ne dedin ?
- Daha hızlı çalışmasını söyledim !
- Ona ne kadar ücret veriyorsun ?
- Günde 15 dolar !
- Ona vereceğin parayı nereden buluyorsun ?
- Malları satıyorum !
- Bu malları kim üretiyor ?
- O yapıyor !
- Bir günde kaç tane mal üretiyor ?
- 50 dolarlık.
- O halde, bırak ona ödeme yapmayı, kendisine daha hızlı çalış demen için sana günde 35 dolar ödüyor !
- Ha?
- Ama … Makineler bana ait !
- Peki bu makineleri nasıl elde ettin ?
- Malları satıp aldım !
- İyi de o malları kim yaptı ?
- Kapa çeneni … Seni duyabilir !