Herkese Merhabalar; Uzun zamandır inceleme yapmamıştık baktım ki forumda çok fazla gündem siyaseti ve moral bozucu haber var, elimden geldiğince bir şeyler çıkarayım da hiç değilse hayatın günlük stresinden kurtulalım diyerek 16 senedir kullanmakta olduğumuz, dedemizden yadigar 3.2 V6 motorlu Porsche Cayenne'in hem kullanıcı testini hem de Porsche Kültürü hakkında bir şeyler karalamaya karar verdim. Bu konunun gidişâtı sadece Cayenne üzerine değil de biraz daha genel Porsche Markası ve Otomobil Kültürü üzerine olacak. Konu ilerledikçe Porsche'nin 4 farklı modelini inceleme altına alacağız, bu araçlar; Cayenne 3.2, Cayenne Turbo, 911 Turbo S ve Taycan arasında geçerek aralarındaki farkları anlatmayı da düşünüyorum. Otomobil Kültürüne Dair; Binilen her otomobil, kullanıcısı için değerlidir. Bu otomobilin markasının ne olduğu asla önemli değildir. Önemli olan araç kullanıcısının aracını ne kadar iyi tanıdığıdır. Önemli olan bu segment araçları satın almaktan daha ziyade aracı tanıyabilmek, size vâdettiği şeyleri anlayabilmektir. Zira o kadar çok Ferrari, Lamborghini, Porsche sahibi var ki araçlarının kapasitesini asla bilmemekte sadece bu araca sahip olmak için almaktadırlar. Günümüzde çevremizde ve forumda çokça tartışılan Audi-BMW-Mercedes üçleminden çıkarak daha farklı bir bakış açısıyla Porsche-Ferrari-Lamborghini gibi otomobillerin üretimiyle alakalı biraz da teknik bilgilerle konuyu canlı tutmaya çalışarak buradaki Otomobil Kültürü olan kullanıcılarla kaliteli bir ortam hazırlamak bu konunun öncelikli amacı. Siz de bu forumda olduğunuza göre sizin için kullandığınız otomobiliniz A noktasından B noktasına götüren bir araçtan daha fazlasını ifade ediyor. Dolayısıyla bu kültür buradaki herkesin içine bir heyecan ateşi salar diye düşünmekteyim. Porsche Nedir? Porsche VAG grubuna ait olan ama bu gruba en yabancı otomobillerden biridir, zira kalbinde VAG olan 3.0 dizel üniteli Porsche modellerini hariç tutmasak bile Porsche otomobiller tamamen kendine has bir karaktere sahiptir. Bu kendine has karakter gerek motor sesi, gerek direksiyon hissiyatı, gerek kalite anlamında aynı grubun diğer araçlarından çok daha üst düzey bir deneyimle kullanıcısını mest eder. Audi’nin herhangi bir modelinde Passat hissiyatı alabilirken herhangi bir Porsche’de asla ne bir Audi ne de bir VW hissiyatı almazsınız. Bir Porsche üretilirken tüm sistemler baştan sona AR-GE ekibi tarafından defalarca kontrol edilir, en önemlisi ise Porsche, standart Avrupalı otomobil üreticileri gibi planlı eskitme mantığından daha çok uzun ömürlü olma mantığı gütmekte olan yegâne spor otomobil üreticisidir. Hatta öyle ki, bir Ferrari 458 modelinin motor ömrü 65-85.000 km aralığında iken bir 911 Turbo S modeli yüz binlerce kilometre sorunsuz kullanılabilmektedir. Ayrıca bir Ferrari’yi soğuk bir bölgede günlük olarak kullanmak gerçekten çok zorken (Ferrari 430 kitapçığında belirli bir soğukluğun altında aracı çalıştırmanın motora zarar verdiği yazar) bir Porsche kar, yağmur, çamur gibi durumlarda çok daha keyifli bir sürüş sunar. Bu da Porsche’yi diğer markalardan daha üstte tutar.
Bir Porsche döneminin çok daha ötesi düşünülerek tasarlanır bunun amacı markanın satıştan yıllar sonrasında bile “klasik” değerini koruyabilmesidir. Bu denli ileri düşünceye sahip olarak otomobil tasarlayan iki firma vardı, maalesef bu firmalardan biri artık dönemsel araç üretmeye başladı ve geriye bir tek Porsche kaldı. Konu İçeriğindeki Araçlar Nedir? 3 veya 4 Porsche modeliyle incelemeyi sürdüreceğiz, en tabanı Cayenne 3.2 olarak baz alıp, ortada Cayenne 4.5 Turbo, en üst noktayı ise 2016 Porsche 911 Turbo S veya Taycan ile bitirmeyi planlıyorum. Bu şekilde bir yol izlememin sebebi tüm Porsche dinamiklerini en alt noktadan anlatarak, üzerine koyduğu güncellemeler ile daha anlaşılır bir biçimde devam ettirmek. İlk aracımız 2006 model 955 kasa kodlu Porsche Cayenne. Bu araç 2002-2007 yılları arasında üretildi ve 2007-2011 yılları arasında ise makyajlı versiyonla satışa sunuldu. Bahse mevzu motor seçeneği Cayenne için en giriş seviyesi motoru olup 250 HP güçle aynı platformu taşıdığı 3.2 motorlu Touareg'den yaklaşık 20 HP daha güçlü olup aynı motora sahip olduğu düşünülse dâhi Cayenne ve Touareg'den çok daha farklı bir motora sahiptir. Aynı kasada 4.5 atmosferik 340 HP, 4.5 Turbo 450 HP, 4.5 Turbo S 521-550 HP olarak üretilen modelleri de mevcuttur. Yurtdışında en çok tercih edilen modeli 4.5 Turbo versiyon olsa bile ülkemizdeki ağır vergilendirme politikası ve büyük hacimli motorun yakıt tüketimine direk etki ettiği düşüncesi nedeniyle ülkemizde 3.2 Cayenne daha yüksek popülariteye sahiptir. Yakıt tüketimi konusu tamamen yanılsamadan ibaret olsa bile MTV adı altında ödenen yıllık harç maalesef ki sıfır kilometre Porsche alan birisini bile üzebilecek nitelikte olduğu için tercih edilesi bir sebep olarak değerlendirilebilir. Aynı dönem bandında, babamıza aldığımız Cayenne Turbo ise hala garajımda bu araç ile beraber muhafaza edilmekte olup bir sonraki konuda ise birbirleriyle kıyaslamasını yapmayı düşünmekteyim. Benim aracımla alakalı kısaca değinmek gerekirse; Dedemizden yadigar olan aracı 2006 yılından bu yana en güzel şekliyle saklamaya uğraş verdik, aracım şu an 146.000 kilometrede. Araçta herhangi bir hata-boya-değişen olmadı, o dönem alınırken opsiyonel olarak hafızalı ve elektrikli koltuklar, panoramik cam tavan, 4 koltuk ısıtma, direksiyon ısıtma, airmatic, otomatik far sensörü (evet yanlış duymadınız bu opsiyonel bir özellik bazı Cayenne'lerde yok), hız sabitleme, F1 özellikli Multifonksiyonel direksiyon, deri göğüs kaplaması, chrome paket, vakumlu bagaj kapağı, ceylan derisi koltuklar gibi bir çok opsiyonla beraber satın alınmıştı. Aracımın hikayesi ve manevi değeri olduğu için yorulmaması adına her yıl 1.500-2.500 kilometre arası yol yapmaktayım. Bu gün ulaşılabilir seviyede olan bu Porsche efsanesi, koca firmayı batmaktan kurtaran 986 Boxster'dan sonraki ikinci model olmuş ve o dönem globalde en çok satılan Porsche modeli olmuştur. Aracın genel olarak dış hatları çok yumuşak olsa da sürüşü tipik bir Porsche'den farklı olmayıp sürücüyle adeta bütünleşerek yol almaktadır ve ciddi manada yüksek bir yol tutuşa sahiptir. Özellikle PSM yani "Porsche Stability Management" isimli halk dilinde ESP adıyla bilinen kendine özel sistemi, dillere destan özellikte olup tüm kullanıcılarını cezbetmeyi başarmış ve en azından benim için kullandığım onlarca SUV model içerisindeki en kararlı direksiyon hakimiyetine sahip olan SUV'u Cayenne olarak belirlememe vesile olmuştur. PSM Sistemi Nedir? Bu sistem bir Porsche’yi diğer araçlardan ayıran en temel sistemlerden biridir, sadece PSM için o dönem Porsche firmasında 34 mühendis ve onlarca teknikerin çalıştığı söylenir. Böylesine harika bir sistem üretilen veya üretilecek her bir yeni Porsche modeli için ortalama 3 yıllık bir AR-GE sonucunda araca entegre edilmekte ve bu gelenek hala günümüz Porsche’lerinde devam etmektedir. Porsche’lerin hepsinde standart olarak gelen bu sistem işin temelinde ikiye ayrılmaktadır. Birincisi PASM (Porsche Active Suspension Management) ile entegre olarak çalışan ABS, Çekiş Kontrol ve diferansiyel ile bütünleşik olan sistem; diğeri ise airmatic bulunmayan araçlarda ABS Beyni, Çekiş Kontrol Sistemi ve arka Diferansiyel ile çalışan sistem. Benim aracımdaki PSM sistemi PASM ile entegre olarak çalışmakta ve viraja girerken dönemin teknolojisi ile saniyenin 10’da birinde tepki vererek, Çekiş Kontrolü, Frenleme Sistemi, Arka Diferansiyel ve Kayma eğiliminin tersine doğru suspansiyon sistemini aktif ederek virajlarda daha duyarlı ve sağlıklı sonuçlar elde etmektedir. Bu da Porsche’nin standart ESP sistemlerinden farklarından biridir. Zira standart araçlardaki ESP sistemlerinde sadece kayma olan lastiğe ABS ile müdahâle edilerek kayma önlenirken Porsche tarafında bu işlem yukarda saydığım şekilde çok daha komplike ve başarılı olarak yapılmaktadır. Ayrıca PASM sistemi araç 130 KM/H üstü hızlara çıktığında aracın havalı amortisör sistemini bir kademe alçaltmakta ve daha iyi bir yol tutuşla birlikte aerodinamik yapıda iyileşme sağlamaktadır. İç Mekan Kalitesi ve Detaylar Aracın opsiyonel olarak bir çok iç aksam detayları olduğu için her Cayenne aynı hissiyatı vermese de özellikle Ceylan Derisi koltukların yumuşaklığı siz oturduğunuzda adeta bir Recaro gibi sizi kavramakta ama Mercedes-Benz W124'ün yaylı koltuklarındaki gibi bir yumuşaklık ile konforu sağlamaktadır. Benim pek ilgimi çekmese de araç bakarken iç mekan kalitesine önem veren kullanıcılar için bu dönemde dâhi biçilmiş kaftan olan Cayenne 955 bu yönüyle dönemindeki tüm rakiplerinden çok daha üstündür. Dokunduğunuz her yerde kaliteyi hissedeceğiniz bu Porsche modeli, kalın taban halıları ile hem konfor, hem de bu kalın taban döşemesi sayesinde ciddi bir ses izolasyonu sağlamaktadır. Ayrıca aracın iç mekanında, sürücünün ayağını koyması için tasarlanmış deriden imal edilen pofuduk ayak koyma yeri gibi ufak detayların hemen hepsi bu araçta düşünülmüş ve hayata geçirilmiştir. Opsiyonel olarak alınan deri göğüs kaplaması ise çok fazla toz çekme özelliğine sahip olsa da bu araç için aranan ve istenilen özellikler arasındadır, bu opsiyon sadece görsel kaliteyi arttırmaktan daha ziyade opsiyonun olmadığı araçlarda göğüsten trim sesi geldiğine dair şikayetler vardır. Direksiyonun tamamen gerçek ve yumuşak deriden olması da üst düzey kalite hissi verirken, sıcak havalarda durum benim için tam tersine dönmekte elleri aşırı terlemeye maruz bırakmaktadır. İzolasyondan bahsetmek gerekirse, araç yolda giderken kesinlikle içeriye ses almamakta, bu sessizlik ancak 150 KM/H+ hızlarda Panoramik Cam Tavandan rüzgar sesi gelinceye kadar devam etmektedir. Çok ciddi rahatsız etmese de cam tavan fitillerini yetkili serviste değiştirmiş olmama karşın bu ses azalmamış olup tüm Panoramik Cam Tavan opsiyonuna sahip Porsche modellerinin kronik sorunlarından biridir. Motor, Şanzıman ve Performans Konusu Motor konusunda ise her ne kadar kaput altında koruma plastiğinde V6 yazsa bile sanılanın aksine V6 değil VR6 yerleşime sahip olan 3200 cc hacmindeki bu motor performans olarak çok vasat bir düzeydedir. Özellikle benim gibi spor kullanım sevenler için Porsche kimliğine yapılmış ağır bir hakaret olarak değerlendirilebilir. Zira ışıklarda denk gelen yazılımlı 1.6 Multijet çok rahat bir şekilde uzayıp gitmekte size stop lambasını izleme keyfini sunmaktadır. Lakin bu araçların kullanım amacına göre hareket edildiğinde gerek arazi gerek şehir içinde çok dengeli bir sürüş profili yakalamanıza imkan sağlamakta. Motorun en düşük seçeneğini tercih etmemizin sebebi zamanında dedemizin kullanmasından kaynaklı olarak performansa ihtiyaç duyulmamasıydı, diğer aracımız 4.5 Turbo motorlu versiyon ise bu araçtan bambaşka bir dünyadan gelmiş gibi gözükse de temel işlev olarak ikisi de neredeyse aynı özellikleri vâdetmektedir. Aralarındaki tek fark performans olarak nitelendirilebilir, ki 4.5 Turbo versiyonun konusuna da ilerleyen dönemlerde değinmeyi düşünmekteyim. Motorumuza eşlik eden ZF6HP kodlu şanzımanımızın devir aralıkları oldukça verimlidir, bozmak pek mümkün olmasa da bu şanzımanlar 250.000 kilometre dolaylarında tork konvertörü revizyonu istemekteler, bunun nedeni ise aracın 2.170 KG ağırlığa sahip olmasıdır. Bu şanzımanla birlikte kilitli diferansiyel sistemini de sunan Porsche, aracın havalı amortisör sistemini en yüksek moduna aldığınızda otomatikman ağır mod arazi kilidini aktif etmekte ve neredeyse Bir Land Cruiser'a dönüşmektedir. Bir Porsche Cayenne'i kullanmanın en keyifli yolu şüphesiz onunla dar patika yollarda zirveye tırmanmaktan geçer, sessiz ormanların içinde adeta sessizliği bozmak istercesine bir çitanın inlemesi kadar naif bir tonla sükuneti bozan motor sesi sürücüye inanılmaz bir keyif verir. Tüm bunların yanı sıra herhangi bir zorlukla karşılaşmanız durumunda bu aracın içerisindeyseniz asla şüphe duymazsınız zira, yol koşulları ne olursa olsun Porsche size bu engelleri aşmanız için yeterli güveni verir. Özellikle yağmurlu havalar için tasarlanmış olduğunu düşündüğüm bu Porsche modeliyle seyahat ederken yüksek süratte olsanız dâhi asla Aqua Planning gibi durumlarda kaymaya maruz kalmazsınız. Hatta sadece asfaltta değil, Off-Road seyir halindeyken bile diferansiyel kilidi açık olduğu taktirde bir Cayenne'in patinaja düştüğünü görmeniz neredeyse imkansıza yakın bir durumdur. Bunun nedeni ise yine üretiminde görev alan o efsanevi ekiptir, zira tüm Porsche modelleri gibi bu araçta tasarlanırken amacına uygun üretilmesi için fabrika içerisine o dönem sadece Cayenne için özel olarak kurulmuş yapay Off-Road pistlerinde defalarca denenmiş ve son kullanıcıya en doğru kombinasyonlarla üretilen aracın keyfini çıkartmak kalmıştır. Özellikle diferansiyel için konuşmak gerekirse, beni tanıyanlar bilir yıllardır Quattro otomobiller kullanan biri olarak beni bile bu aracın sistemi mest etmiştir. Çünkü Quattrolarda, Torque Vectoring olayı Porsche kadar komplike ve her tekere ayrı değildir, spor diferansiyel olmayan yani standart bir Quattro sadece ön ve arka olarak birbirini ayırırken Tüm Porsche'lerde bu sistem her teker için ayrı ayrı çalışmaktadır, bu da Porsche'nizin her tekerine ayrı ayrı hükmetmesini ve sizin için en doğru sürüş kararlığını seçmesini sağlar. Bu arada Porsche'lerin egzoz sesleri tamamen kendilerine has bir yapıdadır. Aynı motorlu 3.0 Dizel bir Cayenne ile 3.0 Dizel Q7'nin egzoz sesi bile birbirinden çok uzaktadır. Özellikle benzinli Porsche modelleri için bu ses uzun süren bir süreç sonunda tasarlanmakta ve en doğru hava akışı ile birlikte kombinlenmektedir. En doğru hava akışı nedir? Porsche'ler tasarlanırken bahsettiğimiz gibi en küçük detaylar dâhi mühendisler ve teknikerler için önem arzetmektedir. Bunun sebebi firmanın en üst düzey kullanıcılara hitap etmeyi amaçlamasından kaynaklanmakta ve her kullanıcı için aradığı birbirinden bağımsız tüm üst düzey özelliklerin hepsini araç içinde barındırmak durumundadır. Hava akış konusunda da bir Porsche egzoz sistemi tasarlanırken tamamen motorun en rahat havayı atabileceği tasarım kullanılır, bu sayede egzoz içerisinde sıkışan basınç pistonlara ek yük bindirmez ve bu da aracın adeta kaymak gibi bir gaz tepkimesi vermesiyle beraber fakir karışıma düşmemesine sebep olur. Ferrarilerin egzoz sistemi tamamen ses odaklı olduğu için, bu çığırtkan vahşi sesi çıkartmak isteyen İtalyan firma egzoz ve manifold içinde yüksek basınç oluşturur. Bu da motoru alt devirlerde bir Porsche'ye göre çok daha güçlü yapmasına rağmen çoğu zaman fakir karışıma düşmesine, ateşleme bozukluklarına ilerleyen dönemde ise motorun erken ölmesine sebep olur. Yukarıda da bahsettiğim gibi Ferrari kullanmak, genç bir kızı annesinden izin alarak Date'e çıkarmak kadar nazlı bir hareket gibidir; hava sıcaklığı, iklim, yakıt gibi bir çok etkeni yerine getirmek zorunlu iken Porsche'de bu durum yeterli olgunluğa erişmiş bir kadın ile buluşmak kadar kolay ve "Daily Drive" mantığındadır. Egzoz Sesi Nasıl ki her insanın kendine partner bulurken aradığı kriterler farklı ise, araç alırken de hepimizin aradığı kriterler birbirinden bağımsız olarak farklı olabilir. Kimisi Performans hastası iken, kimileri iç mekan kalitesine özen göstermekte, kimileri de motor sesinin tatlı sesini aramaktadır. İşte burada Porsche'nin bir kimliği daha vardır. Aslına bakıldığında, kullanıcılar Porsche'lerini seçmeden daha önce Porsche kullanıcı kitlesini seçmiş olan bir firmadır. Bir dönem dizel motorlu araçlar üreterek bu kriterlerinden vazgeçip herkese hitap etme peşinde koşsa bile bu yanlışından erken dönüp yeniden eskisi gibi kendi kitlesine hitap etmeye başlamıştır. Bu kitle nedir peki? Porsche'nin müşteri kitlesinde tek bir hedefi vardır; o hedefte otomobil kültürü oluşmuş bireylere satış yapabilmek. Bu kriteri bir insan sağladığı takdirde, geriye kalan her şey için Porsche kendini seçtirmeye can atan bir firmadır. İç mekan kalitesi arayanlara bu kaliteyi, egzoz sesi arayanlara bu sesi, performans arayanlara ise performans vâdeder. Ama asla ve asla ticari araç arayan birilerine bir Porsche vâdetmez. Bakın dikkat edin, bu gün Mercedes-Benz gibi bir otomobil kültürüne mihenk taşı olan firmalar dâhil tüm otomobil üreticileri A'dan Z'ye herkese hitap etmek isteyip ticari modeller, alakasız kompakt modeller üretirken, Porsche otomobil kültürü olan kitlelere hitap etmek istemektedir. Bunun nedeni ise markasının imajına olan saygısından kaynaklanmaktadır ve müşterisini aslında burada kendisi seçmektedir. Üretilen her Porsche gibi giriş seviyesi modelimiz olan Cayenne'de çok harika bir egzoz sesine sahiptir, bu ses göreceli olan bir kavram olduğu için ne kadar anlatsam boş olacak dolayısıyla bir video koymak en mantıklı hareket gibi gözüküyor. (Hasta olmam sebebiyle burun tıkanıklığım var videodaki nefes alıp-verme sesi için özür dilerim.) Aydınlatma Sistemi ve Uzun Yol Tüm Porscheler aydınlatma ve kalorifer sistemiyle Dünyadaki kullanıcıların beğenisini kazanmıştır, standart güncel bir aracın far kısmında ortalama 3 adet ampul bulunurken Porsche'de bu ampul sayısı 8 adettir. Sis farı ve gündüz farları ise ana far bölümünden ayrı olarak konumlandırılmakta dolayısıyla bu 8 adet ampul sadece yolu aydınlatma görevi görmektedir. Işıksız bir yolda uzun farları açmaya ihtiyaç bile duymayacağınız bu otomobil adeta geceyi gündüze çeviren bir teknolojiyle günümüz araçlarından bile çok daha üstün bir ışık performansı sergilemektedir. Özellikle uzun yolda far belirli bir hızdan sonra yükselerek karşıdakinin gözünü almayacak şekilde yola odaklanır. Bu da sürücüye uzun far açma ihtiyacı duymadan keyifle yol almasına sebep olan özelliklerden biridir. Aynı gruptan olan Audi'nin matrix farlarının atası, Porsche'nin aydınlatma teknolojisi ve AR-GE'sine dayanmaktadır. Günümüzde Matrix farların başarısı herkes tarafından bilinse bile daha spesifik bir marka olan Porsche maalesef ülkemizde bu konuda yeterince bilgi olmadığından kaynaklı tanımamıştır. Ayrıca uzun far kullanıldığında, far ayarları düzgün olan bir Porsche yolun görebileceğiniz en alt noktasından gökyüzüne kadar neredeyse her yeri aydınlatmaktadır, buyrun video; Her bir farda 2 adet mercek bulunur, bunlardan biri düz yol çizgisini aydınlatırken, diğer mercek viraja duyarlı olarak hareket edip gideceğiniz viraj çizgisini görmenize yardımcı olur. Bunun yanında şehir içinde gece park manevralarında sis farları da döneceğiniz yöne göre aktif edilerek park alanının yeterince müsait olup olmadığından emin olmanızı sağlar. Park demişken, aracımızda hem önde hem arkada Mercedes Modellerinde olduğu gibi iki boyutlu bir park asistanı mevcuttur, bu asistan önde göğüste ve arkada tavanda yer almakta yakınlaştıkça artan çizgilerle ve sesle sürücüyü ikaz etmektedir. Airmatic Sistemi ve PASM (Porsche Active Suspension Management) Eğer gerçekten bir Porsche kullanmak isteniliyorsa hiç şüphesiz aracınızda mutlaka havalı süspansiyon sistemi olmalıdır. Günümüzde neredeyse tüm markaların kullandığı bu sistem yine Porsche tarafından farkı ortaya konulacak bir sistemle çalışmaktadır. Standart olarak havalı süspansiyonlar 3 kademeli sertlik ayarı ve alçalıp yükselme özelliği ile çalışmaktadır lâkin Porsche için durum daha farklıdır. Standart üreticilerin kullandığı bu sisteme ek olarak her bir Porsche yukarıda bahsettiğim gibi viraja duyarlı olarak kaymayı engelleyecek şekilde saniyenin 10'da birinde kendini kontrol eder ve hangi yöne doğru aracı yatırıp, kaldıracağına karar verir. Bu hem virajlarda büyük bir rahatlık hem de yüksek oranda yol tutuş sağlar. Bunun yanı sıra yol bozukluğuna göre de süspansiyon sisteminin sertliğini otomatik olarak ayarlayabilen bu sistem yine bahsettiğimiz üzere 130 KM/H üstü süratlerde bir kademe aracı düşürüp aerodinamik ve yol tutuş kararlığını sağlar. Bunun yanı sıra diğer markaların havalı süspansiyonları aşağı ve yukarı yönlü ortalama 12 cm civarında bir hareket kabiliyetine sahipken, Porsche Cayenne modelinde 17 cm hareket kabiliyeti vardır. Bundan daha üstü Range Rover Vogue'lerde var fakat bu Range Rover spor kullanımda yol tutuş bakımından çok büyük bir dezavantaj yaşarken Porsche'de hem arazi hem de spor kullanım için bir avantaj olarak bu ölçüler tercih edilmiştir. Ayrıca araç üzerindeki airmatic motoru, webasto tarafından imal edilen en başarılı motorlardan biri olup arıza ihtimali en düşük olan airmatic motoruna sahiptir. Bunun yanı sıra körükler tamamen Porsche tarafından bu araca özel tasarlandığı için o dönem Mercedes-Benz'lerde sıklıkla yaşanan airmatic körüğü arızası Porsche'de çok düşük arıza oranına sahip olup ancak ve ancak kafanızın tavanı delip geçeceği şekilde olan darbelerde bu körük patlar. Multimedya ve Ses Sistemi Günümüzde artık eski kalan bu sistem, ses olarak hala çok daha harika olsa da multimedya sistemi olarak maalesef demode kaldı. Benim aracımda opsiyonel olarak BOSE marka hoparlörler var, stepne bölümünde amfisi olan bu sistem hala daha günümüz koşullarında harika denilebilecek düzeyde ses vermekte. Tüm bas-tiz gibi ince detayları aracın sisteminden ayarlayabildiğiniz gibi dilerseniz müziğe göre otomatik seçim yapabilen bu amfi sistemi günümüzdeki araçların çoğunda bulunmayan bir özellik. Bunun yanı sıra multimedya ekranında dönemine göre harikulade bir sistem olsa da maalesef bluetooth gibi yeni nesil özellikler olmadığı için günümüzde pek kullanışlı olduğu söylenemez. Multimedya ekranınına entegre simkart girişiyle birlikte araç telefonu, mesaj sistemi, tv ve navigasyon gibi özelliklerin olması ise bu ekranın o dönemdeki tüm özellikleri karşıladığının bir kanıtı. Fren Sistemi Bir Porsche kullanıcısının beklediği en önemli detaylardan biri olan fren sistemi Cayenne'lerde opsiyonel olarak önlerde 6 piston fren sistemiyle beraber alınabilmekteydi. Benim aracım bu opsiyona sahip olan bir model. Opsiyonel donanımdaki 6 Piston Fren sisteminin üretici Brembo olup, OEM olarak çelik fren hortumlarıyla beraber gelmekteydi. Balataları bu modelde standart modele göre farklılık gösterdiği için bazen bulmakta zorluk yaşanabiliyor ben genelde orijinal ekipman kullandığım için çok sorun yaşamıyorum lakin sanayiden temin etmek için Kayseri gibi bir yerde 2-3 gün beklemek gerekebiliyor. Ayrıca bu opsiyonel donanımda, yukarıdaki fotoğrafta da görebileceğiniz üzere kaliperler orijinal sarı renkte ve PORSCHE logolu gelmektedir. Fren performansı olarak 2.170 kiloluk bir aracı yere adeta zıpkın gibi çakan bu sistem başka markalarla kıyaslandığında övgüye değer olsa da diğer Porsche modellerinden abartılacak kadar üstün olmadığı görülebilir zira Porsche fren sistemi konusunda da çok ciddi AR-GE yapan bir firmadır. Dayanıklılık Günümüz otomobil üreticilerin hemen hepsi planlı eskitme yöntemiyle aracı piyasaya çıkararak yedek parçadan kar edebilmeyi hedeflemektedir. Porsche ise bu durumu savunmaz. Üretilen her araç en ufak detayına kadar adeta bir halı gibi ilmek ilmek işlenerek hem sürücüye en çok hitap eden hem de en yüksek kalitede bozulmayacak parçalarla üretilmektedir. Zira Porsche sizden gelecek olan yedek parça parasını beklemekten daha çok aracı satarken zaten o parayı kazanmayı hedefleyen bir firma olduğu için fiyatları yüksek kalır. Özellikle VAG grubunun diğer markaları dahil olmak üzere neredeyse tüm markalar ipin altında üstünde adeta bir cambaz gibi oynayarak her ülkeye farklı otomobiller gönderir, örnek vermek gerekirse ABD'de Audi genelde ZF 8 ileri şanzımanla birlikte satılmaktadır ama tüketici haklarının daha müşkül seyrettiği Avrupa ve Türkiye pazarı gibi ülkelerde DSG gibi bir illet ile bizi başbaşa bırakır. Yine aynı şekilde Toyota genelde arıza çıkarmaya daha yatkın olan şanzıman ve motorları bu pazarlarda satarken tüketici haklarının daha ön planda olduğu ABD için daha sorunsuz motorları satışa çıkarır. Porsche gibi tüm Dünyaya aynı kalitede araç üretimini yapan bir firmanın kronik bir arızasının olması pek mümkün değildir, zira bahsettiğim gibi zaten Porsche sizden yedek parça parası talep etmek yerine bunu satış yaparken çoktan ödetmiştir. Elbette ki kronik problemler vardır ama bunlar arıza değil tasarım ve seri üretimden kaynaklanan hatalardır, mesela araç üretildikten 16 yıl sonra Panoramik Cam Tavandan gelen ses bu hatalardan biridir ama araç üretildikten 3 yıl sonra kavraması bozulursa bu bir problem değil kronik arızadır ki Porsche de VAG grubu gibi çift kavramalı PDK isimli şanzımanlar üretmesine karşın mekatronik gibi arızalar görülmemektedir. Edit: Bu kasa Cayenne'in yeri bende olduğu için çok uzun zaman önce bir video çekmiştik, onu da ekleyelim; < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Podgoritsa -- 4 Eylül 2023; 14:32:31 > |
PORSCHE CAYENNE 955 3.2 V6: Uzun Süreli Kullanıcı Testi
Porsche Cayenne 955, premium SUV segmentinde önemli bir araçtır. 3.2 litrelik V6 motoru, güçlü performansı ve etkileyici arazi yetenekleriyle bilinir. Bu uzun süreli kullanıcı testi, Porsche Cayenne 955 3.2 V6'nın gerçek dünya koşullarındaki performansını ve güvenilirliğini incelemektedir.
Kullanıcı Yorumları
Çoğu kullanıcı, Cayenne 955 3.2'nin sürüş deneyimini övüyor. Güçlü motoru, dengeli yol tutuşu ve konforlu iç mekanı, keyifli bir sürüş sağladığı belirtiliyor. Ancak, bazı kullanıcılar yüksek yakıt tüketimini ve pahalı bakım maliyetlerini dezavantaj olarak sıralıyor.
Kronik Sorunlar
Porsche Cayenne 955 3.2'nin bazı kronik sorunları bulunmaktadır. Bunlar arasında şunlar yer alır:
- Hava süspansiyon sistemindeki arızalar
- Motor yağ sızıntıları
- Triger zinciri gergisi sorunları
Bu sorunların bazıları pahalı onarımlara neden olabilir. Cayenne 955 3.2 satın almayı düşünüyorsanız, bu potansiyel sorunların farkında olmanız gerekir.
LPG Yakıt Tüketimi
Porsche Cayenne 3.2'nin yakıt tüketimi oldukça yüksektir. Ancak, bazı kullanıcılar LPG'ye dönüştürerek yakıt maliyetlerini düşürdüklerini bildirmektedir. LPG'ye dönüştürülmüş bir Cayenne 955 3.2, benzinle çalıştırılan bir modele kıyasla önemli ölçüde daha düşük yakıt tüketimine sahip olabilir.
Özet
Porsche Cayenne 955 3.2 V6, güçlü performansı ve arazi yetenekleriyle etkileyici bir SUV'dur. Ancak, yüksek yakıt tüketimi, pahalı bakım maliyetleri ve bazı kronik sorunlar potansiyel alıcılar tarafından dikkate alınması gereken unsurlardır. Bu hususları göz önünde bulundurarak, Cayenne 955 3.2'nin bireysel ihtiyaçlarınıza uygun olup olmadığına karar verebilirsiniz.