Şimdi Ara

Nedir Bu Hayata Küskünlük Yahu. Ayağa Kalkın!!!!!

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
215
Cevap
45
Favori
13.275
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
155 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Arkadaşlar selam.
    33 Yaşımdayım. Yabancı Bir firmada üst düzey yönetici olarak çalışıyorum ve gelirim de gayet iyi. Dünyalar güzeli bir kız arkadaşım var. Arabam var. Dünyada 33 ülke gezdim ve gezmeye de devam ediyorum. Yani keyfim yerinde. Hiç borcum da yok.

    Nasıl buraya kadar olan şeyler güzel değil mi?

    Gelin bu hikayenin biraz daha eskilerine gidelim.

    Anadolunun bir şehrinde 4 çocuklu bir aileye 2. üye olarak doğdum. Babamın marketi, demir doğrama atolyesi vardı. Sürekli yeni arabaları alırdı. İşleri iyi. Dede almancı.
    Gel zaman git zaman 95 yılında pederin işleri bozuldu ve tepetaklak oldu. Çalışmaya küstü. Annem ise hem köyden geldiği için hem de boş vakitlerini öldürmek için inek bakıyordu. Verdiği süt filan bize yetiyordu yağdı peynirdi.

    Ben ilkokuldayken inek bir öğrenciydim. İnsan ilişkilerim sıfırdı. Cılızdım. dedem kuzenlerle beni güreştirirdi ve hep dayak yiyen olurdum (Ülkede başarıyı güçle ölmek, cocuklara yapılan hata 1)
    Futbol konusunda da berbattım. Mahallede arkadaşlar top oynamaya giderdi ben oynamazdım çünkü anlamazdım. Ben de bu boşluğu bulmaca çözerek kitap okuyarak doldururdum.

    Sonra 96 yılıydı sanırım. Annem ilk beyin kanamasını geçirdi. Ablam bu yüzden ortaokulda okumayı bıraktı ve ev işlerinde anneme destek olmaya başladı. Anneme sonra bir kol felci vurdu bir gözü de şaşı oldu felçten dolayı. Ama yine de çalişmaya eli ayağa tutmaya devam ediyordu. İyileşti çok şükür.

    Gel zaman git zaman peder hiç çalışmadı annem bunu da sıkıntı yaptı. Tek avantajımız evimiz dedeme ait olduğundan kira vermedik. Onun dışında evimizin geliri annemin sattığı süt oldu. 15km 12 yaşımda elimde 5kg lik kolonya bidonunda süt taşıdığımı bilirdim. Gelirken de boş bidonun tersiyle darbuka çalıp keyiflenirdim.

    Sonra ortaokul ve liseyi dayıların vizyonsuzluğu dolayısı ile saçma sapan okullarda okudum. Ortaokulda olaylar bitmez, lisede de olaylar bitmezdi. Ben hep onlardan uzak durdum öğrenciliğime baktım. Zaten evde yeterince keyif kaçıyordu daha fazla kaçmasın.

    Tabi zaman ilerledi, benden bir küçük haylaz kardeşim okumadı ailemde onu berber yaptı (şu anda mutlu ve kendi dükkanı var iyi de kazanıyor)
    Sevginin ve mutluluğun olmadığı ve ailenin en kötü zamanlarında büyümeye başlayan en ufakkardeşim ise hem kekemeliğinin verdiği çekinme hem de ailenin bir şey katamaması dolayısı ile ortaokuldan sonra bitirdi, sanayide şurda burda çalişti.

    Derken 2001 yılında üniversiteyi kazandım ve başka şehre geçtim. 17 yaşımdaydım. Her ay paramı almanyadan dedem yolluyordu. Ayda sadece 150 Euro. Bu para benim kitap ve kira dahil tüm harcamalarım içindi. O zaman bozdurunca karşılığı 250 TL idi. neyseki arkadaş çevrem de gariban olduğundan uyuşuyorduk kimse kimseyi ezemiyordu.

    Okula başladık. Yaşıtlarım bilir o zamanlar internet yeni geliyor ve adsl daha yok gibi. Ben internette geziyorum kendimi geliştiriyorum forumlar filan kuruyorum kendi başıma takılıyorum. Ama orada çalişmam ileride samimiyetimin cok kurulacağı ve beni seven abilerimin ablalarım olmasına neden oldu. Her ne kadar iş bulamasada en nazından bir çevrem oldu.

    Bunları yaparken arkadaşlarım hep boş işlerle uğraşma diyorlardı. Bunu diyenler ya polis oldular ya da devlet memuru veya bankacı. (yadrıgamıyorum ama bu benim için bir ideal değildi hiçbir zaman)

    Neyse okuduk derken 2003 yılında sanırım annem 2. beyin kanamasını geçirdi. Çok şükür ondan da kurtuldu ama kadının bedeni baya yorgun düştü.

    Üniversiteyi 5.5 senede bitrdim. süper bir ogrenci değildim. Ama ingilizcemi geliştirmek için çok çalıştım. Hala eski ingilize yazdığım maillere bakar gülerim bu ne biçim ingilizceymiş diye. Ama oralardan şu adna onlarca yabancı kişi önünde sunum yapan toplantılarda tartışan pazarlık yapan biri haline geldi ingilizce.

    OKulu bitirince iş aradım bulamadım. Bilgisayarcı arkadşın yanına girip gecelere kadar kasa topladım, maaş 350 tl. Evlere adsl bağlamaya gittim günde 20-30 ev geziyordum gecelere kadar calişiyordum (malum ADSL yeni gelmiş herkes hemen istiyor interneti, bizde müşteri velinimettir diyorduk)

    derken 2008 yılında 2 sene iş arayıp bulamdıktan sonra askere gittim. Kısa dönem askerlik yaptım. askerden döndüm ve iş arayışım yine hüsran.
    Bir ara muğlada bir inşaat şantiyesinde çaliştim 1 ay sonra bıraktım.

    Derken 2009 Ağustos ayında üniv zamanında yaptığım işlerden tanıdığım abiler ablalar dediğim kişilerden bir davet aldım. İstanbulda Lansman yapılacak sen de gel. Dedim kendi kendime ulan zaten evde boş oturuyoruz en azından istanbula gideyim hem okuldan arkadaşları görürüm.

    O lansman hayatımdaki büyük değişikliklerin olduğu gece oldu.

    2 günlüğüne istanbula gelmiştim 400 gün sonra geri döneildim memleketime.

    Anlatayım.

    Lansman akşamı firmadan tanıdığım bir abla, bir projelerinin olduğunu ve bu projeye bakacak teknik bilgisi olan işin içinde birinin lazım olduğunu ve beni önereceklerini söyledi. Ben de zaten iş güç yok kabul ettim.

    Bu işi 8-9 ay sürecek bir iş ama olsun iş iştir dedim. 1650 TL maaşla işe başladım. O zamanlar polis arkadaşlar 2500 maaş alıyordu. Bilen bilri bir zamanlar polislik üni mezunları için en kolay yollardan biriydi. 6 ay eğitimle memur oluyordunuz.

    Neyse konuya döneyim. İşe başlayacağımı ogrenince annemi aradım ve eşyalarımı bilgisayarımı vs otobüsle bana yollamasını söyledim. Kadıncağız da sevindi en azından ben iş buldum. Dert etmişti hep haklı olarak. Ablam da evlenmişti, sırayla cocukları bir düzene sokmaya calişiyordu.

    Annemin otobüsle yolladığı eşyalar kayboldu arkadaşlar. elime ulaşamadı. herhalde başka bir yolcu aldı. hiç de bana ulaşmak istemedi.

    Ben bu duruma hiç üzülmedim. Dedim bu Allahın bir mesajı. Yeni bir hayata başlıyorsun herşey yeni baştan olsun.
    Üniversiteden borcu cevire cevire getirdiğim HSCB Advantage credi kartındaki kalan limitlede üst baş aldım. Hemde çifter çifter. Üniversitede hep 1 ayakkabı ile bir yıl geçirirdim. Patlayana kadar.

    İŞe başladım herşey güzel, gideceğim yol uzun ama olsun gittim geldim, kazandığım parayı arkadaşın evine kira ortağı oldum oraya verdim borçları ödedim. hiç gezmedim. hep çalıştım ve az harcadım.

    bu zaman zarfına kadar hiç kız arkadaşım olmadı çünkü öz güveni olmayan bir kişiliktim.

    Derken proje bitti ben yine işsiz kaldım. bir o arkadaşta bir bu akrabada kaldım. Enişte evde istemedi ablam ağlayarak söylemek zorunda kaldı ben üzülme hallederim ben dedim. Bunlar da geçer dedim.

    Derken bir gün , hani siz ebahsettim ya abilerim ablalarım var ünideyken tanıştığım, o abilerimden biri - ki hala cok severim hep iletişim halindeyim bir dediğini iki etmem benim gerçek abimdir- benden CV mi istedi. Çok büyük bir yaancı firmada çalışıyor. Bana " sana söz veremem mahçup olmak istemiyorum ama cv ni firmaya vereceğim" dedi. Ben de abi lafımı olur düşünmen yeter dedim. aradan 3 ay geçti ve telefonum çaldı.Firm benimle görüşmek istiyordu.

    Derken buradaki işim oldu sabah 8 gece 12-1 e kadar elimde levye kasalarla açtım o işler bitince bilgisayarda raporlarla uğraştım . Bu şirket bana 1500 TL maaş teklif etti bu arada yine de kabul ettim. 2010 eylül ayına başlamıştım.

    gece gündüz o kadar cok çaliştim ki sıfır sosyal hayata indirdim. zaten maaşım azdı onu da yaşamsal ihtiyaclara harcadım borçlarımı ödedim sıfırladım.

    2012 yılıdna Annem 3. beyin kanamasını geçirdi ve 1 ay sonra komadan çıkamayarak vefat etti. 55 yaşında öldüğünde yılların yorgunluğu ve hastalıklar onu 80 yaşında gibi yapmıştı. İnanırmısınız hiç ağlamadım üzülmedim. Huzura ermişti. Sadece özleniyor artık.

    Annem anlatırdı. Biz okula giderken sabahları kahvaltıda alacak ekmek yoktu, bir sabah bir kadın kapıyı çalipp süt almıştı ve o parayla ekmek alıp bize sarelle sürdü ve gönderdi. Sonucta biz yemek yediğimiz için ailenin durumunun farkında değildik.

    Neyse ben o kadar cok caliştim ve insanlara o kadar yardımcı olup işleri düzene koydumki, hem şirket içinde hem de müşterilerde bilinen ve her işi çözen kişi oldum. Yıllar önce kendimi kitaplara bilgiye vermemin meyvelerini topluyordum.

    En küçük talihsiz kardeşimi yanıma aldım. dedim memlekette boş oturacağına gel istanbulda boş otur ben sana bakarım. Niyetim onu kötü arkadaş çevresinden alıp hizaya sokmak.
    Çok çalışkandır kardeşim. Disiplinlidir. Havalimanında i bulduk. vardiyalı çalişiyor ve 3. senesi bitti. Maaşı yüksek değil ama yine de kimseye yük olmuyor.

    Bu arada ben de değiştim. İnanılmaz özgüven geldi insan ilişkilerim inanılmaz arttı ve üst yöneticilerle fikrini paylaşan kabul ettiren, milyonlarca lira işi yöneten biri oldum.

    Arkadaşlar 7 senedir bu yabancı firmada yabancı insanlarla çalişiyorum. Muhtemelen pek çoğunuzla aynı sokaktan mahalleden geldim. Ailemiz aynı hiç farkı yok.

    Şimdi bu hikayemi anlatınca size nacizane bir kaç tavsiyede bulunayım. Benim başardığımı sizin başarmamanız hiç zor değil.

    Bu yazacağımı burada pek çok arkadaş onaylayacaktır. Atla deveden bahsetmeyeceğim;

    1- OKuyun, ama okul değil, hayata dair herşeyi, bir bilgiye bu ne lan saçmaymış diye bakmayın. Bir gün karşınıza bir yerde çıkar. Beyninizi çöplüğe çevirecek kadar okuyun ogrenin. Bilgi ayırt etmeyin. Siz bozuk olmadıkça hiçbir bilgi sizi bozmaz. Ama brakın iyi bilgi sizi bozsun değiştirsin.

    2- Anne ve Babanızın dediği herşeyi kendinize yol çizmeyin. Onların geçmiş kuşağa ait siz bugüne. Bugünün bilgisine uyun ama anne babanızın dediğini de kulağınıza küpe edin.

    3- Ailenizi sevdiklerinizi ve dostlarınızı unutmayın.

    4- İnanılmaz cömert olun.

    5- Bir gün cebinizde akbil basacak paranız yok ise 20 KM yürümeyi göze almak, birinden rica etmekten daha çok şey katacaktır (başıma geldi, bir ramazan günü ayağımda adar botlar ile oruclu oruclu taksimden aksaray metroya geldim. görevliyle gö göze gelmeye çalişiyordum da abi kapıyı açsan geçsek para yok diyecektim ama göz göze gelemedik. ben de ne yapalım dedim aksaraydan bayrampaşa yürüdüm gece vakti, son paramı da su aldım oruç açtım)

    Neden 20 KM yürümek birinden rica etmekten daha iyi? Şu sebeple. Kendinize inanılmaz bir özgüven gelecek. Benim ayağım kolum tutuyor kimseye muhtaç olmam olmazsa yürürürüm , olmazsa bir yavan ekmek yerim. Bu bilince varırsanz hem özgüveniniz gelir hem de kimseye eyvallahınız olmaz.

    6- Insanlara iyi davranın, samimi olun, yardımcı olun, sıkıntılarını çözmeye çalişin. Varsın onlar size taş koysun. Bu size he gerçek dostlar kaznacak, hem de kendinizi yenilmez ve güçlü hissedeceksiniz. Yaptığınız tüm iyilikleri hemen o an unutun.

    7- Paranızı biriktirin. 1-2 sene boyunca hayatınız sadece iş ve ev olsun. Çok ciddiyim. Yiyeceğiniz yemek çok ucuz olsun. Arkadaşlar sıfırdan başlıyorsunuz ve buna alışın. Ben böyle yaptım. Tüm arkadaşlarım kazandıklarını ay yediler ben biriktirdim ve sonra dünyayı gezmeye başladım. Elimde de garanti bir ara vardı.
    Biriktirdiğiniz para sizi psikolıjik baskıdan kurtaracak. İşsiz kalırsam ne yaaprım diye düşünmeyceksiniz. Benim işe başlarkenki ilk düşüncem, işsiz kalsam da istanbulda 6 ay kira ödeyeceğim bir para olsun cebimde (bu da bugün parası ile bi 10bin tl olabilir) Az harcayın az elbise alın . Mümkün olduğunca kira giderlerinizidüşürün. Ailenizle kalıyorsanız ne ala.

    8- Üniversiteyi önemsemeyin, ingilizcenizi geliştirin. Arkadaşlarınızın veya cevrenizdekilerin " bu ne biçim ingilizce lan" demelerine aldırış etmeyin. Siz istikameti bozmayın. İngilzice ogrenmeye devam. Yapabilirseniz ikinci bir dil ogrenin. Yabancı dil diplomadan değerli bu ülkede arkadaşlar.

    9- Özel üni, türkiyenin en üst seviye ünilerinden mezunlar sizi korkutmasın. Şu anda pek çok iyi üninin mezunu insanlarla çalişiyorum ve içlerinde ilk terfi alan benim (işi girişten 2 sene sonra yardımcı müdür oldum) Bu cocukların okulları iyi fakat kendini geliştirmiş biri karşısında pek anlatacakları yok. Kendilerini değil okullarını anlatırlar.

    10- Eliniz bollaşınca Annenize para gönderin. Varsa çok gönderin. Anneler çok para harcamaz belki ama olsun siz gönderin o kenara koysun ya birine yardımcı olur, hiç olmazsa evlendiğinizde o paralarla size altın takar :D Bırakın Kadın gururlansın, psikolojisi düzelsin.

    11- Sakın ama sakın umutsuzluğa kapılmayın. Umutsuzluk verem hastalığı ile aynıdır bence. Arkadaşlr sizin de gününüz sıranız gelecek. Sakın o günü aç gözlülükle hırsla heba etmeyin. Uslu sakin ve çok düşünen , mantıklı bir birey olun. Duygularınızı da çöpe atın gerektiği zaman.

    Arkadaşlar hayat çok kısa ve üzülmeye değecek gibi değil. Siz Allaha inanın. Bakın ne kadar haylaz, dinden uzak, günahkar olursanız olun. Hesabı görecek olan Allahtır ve o ayetinde de bu hesap görmeye kimseyi ortak etmeyeceğini söylüyor.

    Çok uzun yazdım. Varsa sorularınızı alabilirim.




    Aslıdna şurada 3-5 keyword ile sadeelştireyim konuyu:

    UMudunuzu diri tut, çok para harcama (bir süre en azından), gerektiğinde cömert ol, hayatında bir süre istekleri çok azalt, ingilizce öğren, sakin ve mantıklı düşün, gururunu ayaklarının altına al, alamazsan biri seni gururundan dolayı ayaklarının altına alır.

    teşekkür ederim.







  • aynen herkesin hayatı senin gibi ve hayata küsmeyecek
  • Yarısına kadar okudum bıraktım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hiç bir Dh'li bunu sonuna kadar okumaz



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi rekuku -- 12 Ekim 2017; 20:20:28 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bunu okuyacağıma tıp çalışırım


    Şaka bir yana okumadım ama başlığa ben de katılıyorum. İnsanlar melankolik ve sinirli olmaya yatkın sürekli. Ülkenin bulunduğu durumun katkısı fazla ancak bu büyük bir bahane olamaz benim gözümde. Asosyal/konuşamayan insanın ben efendiyim demesi gibi bir şey aslında.
  • Durumumuz yoktu okuyamadık

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Konuyu okumadim ama hayata kuskunlugum yok, gripim ve yaşam enerjim kalmadi sadece .d

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Maaşının yarısını bize gönder hayata geri dönelim.
  • Requizm kullanıcısına yanıt
    Ne diyeh ben şerefsizim mi diyeh?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Morty Smith -- 12 Ekim 2017; 20:33:36 >
  • Hocam okurken çok duygulandım, başınız saolsun bu arada... Gerçekten örnek alınması gereken bir hayatınız var. Sizi tebrik ediyorum, motivasyon kaynağı olabilecek nadir kişilerdensiniz...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-9E5CA2A6B -- 12 Ekim 2017; 20:34:12 >
  • Hocam Allah sizden razı olsun çok güzel yazdınız çalışmayı bırakıyordum az daha bu yazıdan sonra tekrar başlayacağım bu arada insanlar çok kötü maalesef hayatımdan tam umudumu kaybetmeye başlamıştım ama bu yazı çok iyi geldi



    Helal olsun onca zorluğa karşı direnerek başarıya ulaşmanızı taktirle karşılıyorum

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Neden ayağa kalkmalıyız?
  • Sonuna kadar okudum eline sağlık.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hocam sonuna kadar okudum eline sağlık ama yazım yanlışlarını düzeltsen iyi olur gibi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Dunning-Kruger ile Hindsight Bias bir araya gelip çocuk yapmış da, ortaya böyle bir yazı çıkmış gibi.

    Bu kadar basite indirgenecek bir hayatın varsa önce kendine aynada bir bak ve sadakatin ve saygın neye karşı, onu bir tart derim.

    Gerçekten olduğun yerden memnunsan ancak bu kadar tecrübeye ve gelişmeye rağmen bunu basit olarak algılıyorsan, demek ki çok da ahım şahım bir şey başarmamışsın demektir. Biz buna döte bala ya da torpille ya da dört ayak üstüne düşmek diyoruz. 3 dil + c++ biliyorum, sürekli kitap okuyorum, şu an python veya java öğrenmeye çalışıyorum ve 2. üniversitemdeyim. Hiç ama hiç kendimi kandıramam, senin yaşadığın hayatı bana bahşedecek kimse yok.

    Yine gavurların procrastination dedikleri kapitalist bir tuzağa düşmüş ve bunu da çok güzel bir örnekmiş gibi lanse etmişsin. Herkes bir değil, bu yaşa kadar gelip bunu anlamadıysan sıkıntı büyük. Para biriktir dediğinde sanki benjamin franklin'e fazla özenmişsin gibi geldi. Daha fazlasını ve ihtiyacın olandan fazlasını istemek, hatırlayacağından fazla insanları çevrene katmak, okuduğunu 2 ay sonra unutmak yerine şahsen ben anımı yaşamayı tercih ederim çünkü bugünün yarını olmayabilir.

    Şöyle herşeyi basite indirgeyip bilgelik taslamanla insanları hakikaten bilgisayarlarının başından kaldırıp açlık sınırında sabah 8 akşam 12-gece 1 mesaili işe girip hayata küskünlüklerini yeneceklerini düşünmen bile nasıl küstah ve haketmediğin bir yerde olduğunu yeterince açıklıyor.




  • Hepsini okudum güzel öğütler hocam
  • IRFUN4EVER I kullanıcısına yanıt
    Öncelikle başın sağolsun dostum. Konuy sonuna kadar okudum. Çok derin bir hayat hikayen var. Bundan sonraki hayatında da başarılar dilerim.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Evin var mı?

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 3Korner1Penaltı

    Dunning-Kruger ile Hindsight Bias bir araya gelip çocuk yapmış da, ortaya böyle bir yazı çıkmış gibi.

    Bu kadar basite indirgenecek bir hayatın varsa önce kendine aynada bir bak ve sadakatin ve saygın neye karşı, onu bir tart derim.

    Gerçekten olduğun yerden memnunsan ancak bu kadar tecrübeye ve gelişmeye rağmen bunu basit olarak algılıyorsan, demek ki çok da ahım şahım bir şey başarmamışsın demektir. Biz buna döte bala ya da torpille ya da dört ayak üstüne düşmek diyoruz. 3 dil + c++ biliyorum, sürekli kitap okuyorum, şu an python veya java öğrenmeye çalışıyorum ve 2. üniversitemdeyim. Hiç ama hiç kendimi kandıramam, senin yaşadığın hayatı bana bahşedecek kimse yok.

    Yine gavurların procrastination dedikleri kapitalist bir tuzağa düşmüş ve bunu da çok güzel bir örnekmiş gibi lanse etmişsin. Herkes bir değil, bu yaşa kadar gelip bunu anlamadıysan sıkıntı büyük. Para biriktir dediğinde sanki benjamin franklin'e fazla özenmişsin gibi geldi. Daha fazlasını ve ihtiyacın olandan fazlasını istemek, hatırlayacağından fazla insanları çevrene katmak, okuduğunu 2 ay sonra unutmak yerine şahsen ben anımı yaşamayı tercih ederim çünkü bugünün yarını olmayabilir.

    Şöyle herşeyi basite indirgeyip bilgelik taslamanla insanları hakikaten bilgisayarlarının başından kaldırıp açlık sınırında sabah 8 akşam 12-gece 1 mesaili işe girip hayata küskünlüklerini yeneceklerini düşünmen bile nasıl küstah ve haketmediğin bir yerde olduğunu yeterince açıklıyor.

    Merhaba. Yazdiklarinizi tekrar tekrar okudum.



    Yaklasimin hickimseye yardimi olmayacak sadece kendimi kurtarayim kalanindan banane diyebilecek birinin yaklasimi.



    Evet yaptiklarim birsey degil. Hic yuceltmiyorum yuceltmem. Cunku bunu herkes basarabilir. Yuksek gelirli bir aileye dogmadim. Egitimli de bir aile degildi. Ben sadece calistim. Calisan basarir. Ama bosa calisan degil.



    Bir de egitim hayatini cok uzatmanin bir kazanc olacagini dusunenler var. Bunda kazancli cikan hic kimse gormedim. Bu hayati ertelemekten baska birsey degil. Ben de 2. Universiteye baslayacagim fakat bunun is hayatinda bir yere geldikten sonra yapilmasi daha dogrudur.



    Yuksek lisans yapmis ustune 2. Uni okumus ama yasi 30 a dayanmis birinin is hayatinda yapabilecegi hicbirsey yok malesef.



    Siz kapitalizm anliyorsunuz ama ben kendini gelistirmek icin zamanin tamamini kullanmak olarak goruyorum. Gece 2 ye kadar calismayi bir kolelik olarak gormedim. Kendi ialerim bitince baska islerin ne oldugunu ogrenmek icin harcanan vakitler. Isyerinde sabah 8 aksam 5 calisan cok departman var . Biz genelde gec vakitlere kadar calisiriz. Bu departmandakilerin hepsi bize imrenir ve aldigimiz ucretleri kiskanir. Ama gel bizimle calis dedigimizde kimse gelmez. Gelenler ise 1 2 sene cok zorlanir ama sonra rahata erer ve daha da donmek iatemez.



    Sanirim siz calismayi salt okuyup ogrenme olarak goruyorsunuz. Fakat uygulama kismi ogrenmeden de daha onemlidir.



    Bana yollar acan kisiler ne ailemin tanidigi ne de arkadaslarimin. Ben yaptiklarimla onlarin twveccuhunu kazandim.



    Bu arada benim buralara gelmemi kuzenlerimde de denedim. Ben ne yaptiysam aynilarini yaptilar.



    Biri 2 senelik bilgisayar teknikerligi okudu. Ama zehir gibi bir cocuktu ve cok akilliydi. Ben ona yardimci oldum ve bir kac arkadasimla tanistirdim. Bedavadan calistigi ve cok sey ogre digi yaz stajindan sonra su anda 3 senede ayda 5000 tl kazanan kendi duununu yapmis ailesinden bir kurus almamis ve yakinngelecekte ingiltereye gidecek 25 yasinda bir cocuk oldu.

    Ne yapti peki? Sadece cok calisti. Eve geldiginde de kendini gelistirmek icin ugrasti. Isinde hicbir zaman bilmiyorum demedi. Zor bir is gelince ogrendi ve altindan kalkti.



    Bir de sunu bilmiyorsunuz sanirim. Eger siz hayata -1 ile baslarsaniz her ay +1 yapmaniz size sadece sifir verir. Basabas noktasi. Bu hep boyle surer ve hic mutlu olamazsiniz. O yuzden insanlar 1 calisirken siz 2 calisacaksiniz ve yukari cikinca artik hep psikolojik olarak mutlu hem de daha sevkle calisacaksiniz.



    Siz bunlara kustahlik deyin ben buradaki kardeslerime bu olaylarin zor olmadigini , senin gibi insanlar yuzunden morallerini bozmamalarini ve sadece calismalarini anlatiyorum.



    Ne demisler tekkeyi bekleyen corbayi icer. Calismak ve sabretmekten baska hicbir sey basariya ulastirmaz.



    Bu arada bal sans filan diyorsunuz ama sans hazir olana gelir. Eger sanasizsaniz hazir degilsiniz demektir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: kırmızı çekiç

    Evin var mı?

    Ev almadim henuz. Nakitte kalmanin daha dogru olduunu duaunenlerim. Doviz mevzulari da bunu gosteriyor.



    Aileden bir garabtim yok o yuzden tum planimi kendi gelirime ve gelecek beklentime gore yapmam gerekiyor. Yoksa mutsuz olur veya bir şokta problem yasarim. Simdilik kira en akillicasi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.