AYIPLI ARAÇTA HAK ARAMA: KOÇ GRUBUNUN TİCARET ANLAYIŞI

Arkadaşlar cümleten yeniden Merhaba herkese.

2 sene önce Otokoç’tan Jeep Compass araç almıştım. Araçta start-stop işlevi çok nadiren çalışıyordu. Yakıt da katolog verisinin çok üzerindeydi. Satış danışmanı ile görüştüm.

“Rodaj zamanı normaldir, 5.000 km sonra düzene girecektir” dedi.

Girmedi. Hatta start-stop dışında elektronik aksamda aksaklıklar meydana gelmeye başladı. Kaza önleyici sistemlerin sık sık kendiliğinden devreden çıkması, radyo istasyonlarının ve favori telefonların silinmesi vb.

Yetkili servisle görüştüğümde “jeep’lerde start-stop’un devreye girmemesi genel bir sorun” dediler.

Onarımı için yetkili servise gittim, 5 gün boyunca uğraştılar, yazılım ve parça değişimi ile çözüm bulamadılar.

Uzatmayım, ilk bir sene içinde onarım ve uzlaşma için çabaladım, ama Koç Grubu burnundan kıl aldırmadı. Üst yönetim noter kanalından yaptığım bildirimlere cevap vermeye bile tenezzül etmedi.

Son çare olarak dava açmak istedim.

Bu noktada AVUKATLARA önemli bir paragraf ayırmazsam olmaz. Bir tanesini anlatayım örnek olarak. İstedikleri paraları ben yazayım, yorumu siz yapın:

25.000 peşin para, dava bitince yüzde 15. bu konuda meşhur bir avukat aynen şöyle dedi:

“kazancından %15 alırım” “Kazanç ne?” dedim. “sen şimdi 1 milyona aldın arabayı, dava bitince yenisini aldığında fiyatı 3 milyon olursa, net 2 milyon kazancın vardır. 300 binini ben alırım”.

Bu bilgi burda dursun, bir de forumdaki “uzman” arkadaşlara saygı duruşunda bulunayım:

O süreçte yine bu forumda konu açtığımda, birçok arkadaş “ben bu işin içindeyim, hiç uğraşmayın bir şey elde edemezsiniz. Zararlı çıkarsınız” minvalinde yorumlar yaptılar.

Forumdaki arkadaşlara selam verip kendi arkadaşlarıma değinmezsem küserler :) En yakın arkadaşlarım, Uğraşma, bişey çıkmaz, koskoca firma, yok eğer bu işe gireceksen çok çok iyi bir avukat tutman lazım, en iyisi kimse onu tut mutlaka vb dedi.

Buraya kadarlara bir bakarak; dedim öyle mi?

Avukat tutmadan davayı açtım. Otokoç ve Tofaş yanlış hatırlamıyorsam 11 tane avukatla götürdü süreci.

Kibar tabiri ile gerçeğe aykırı beyanlar, ama o kadar aleni gerçeğe aykırı beyanlarla yürüttüler ki davayı.. Örnek vermek gerekirse, araç hususi araç, ruhsatı hazırlayıp bana verenler onlar, “araç ticari araçtır red talep ediyoruz” dediler. Gerçeğe aykırı bilgilerle davayı kazanmak istiyorsan da, gerçeğinin ispatı zor olan iddialar söylersin.

Onun dışında, süreci uzatmak için ellerinden gelen herşeyi yaptılar. İtirazları kanuni sürelerin en son anında yaptılar mesela.

Neyse, herşeye rağmen, 9 ayda bitti mahkeme Allaha şükürler olsun. Tabi ki Mahkeme kararına da uymadılar. Son bir kez daha iletişime geçerek araç değişimini talep ettim. Ellerindeki araçla bendeki aracın arasında fiyat farkı varsa onu da konuşalım ödemeye hazırım diye. Ama yok.

Ne zaman ki icra ile ödeme emri geldi, o zaman (yine son gününde) “arabanın o km’si yok, raiç değeri belirlensin de parayı ödeyelim” dediler.

Jeep Compass harika bir araç. Gerçekten tavsiye ederim. Her km’sini keyifle yaptım. Normalde yine aynısından almayı istiyorduk, ama gelelim başlıktaki cümleye:

KOÇ GRUBU TİCARET ANLAYIŞI

Bu kadar müşteri düşmanı bir firma dünyada var mıdır acaba? Şu süreçte, inanın dava konusu araba kadar parayı harcamışlardır, hala da harcıyorlar. O kadar avukat, yargılama masrafları keşif ücretleri vb. En azından şurası net: en başta ücrette indirime gitselerdi, tek bir itiraz harcı bile etmeyecekti verecekleri para. Değişim yapsalardı, tam arabaların 2. elde sıfırından pahalıya sayıldığı dönemdi, hiç zarar etmeyeceklerdi. Kiralama şirketine verebilirlerdi, makam arabası yapabilirlerdi..

Bunların hiçbirini yapmadılar. Anlaşılan o ki, hukuk birimine sınırsız bütçe vermişler: “istediğiniz harcamayı yapın ama müşteriyi sonuna kadar madur edin”.

Ne oldu? Kaybettiniz. De ki kazandınız, mahkemede kendilerine de söyledim, bu dünyanın öte dünyası olmayacak mı? İnansalar da olacak inanmasalar da. İnansalar zaten böyle yapmazlar o da ayrı :) Ama olacak, ve o Mahkeme-i Kübra’da yeniden karşıma çıkacaklar Allah’ın izniyle.

Sonuç olarak, araba olur, başka bir eşya olur, aldınız ve ayıplı mı çıktı? Kesinlikle hakkınızı arayın arkadaşlar. Ve kesinlikle sizin bu zor durumunuzu sömürmek isteyen Avukatlar olursa prim vermeyin. Başına benzer bir durum gelen olursa her daim yardımcı olmak isterim.

Herkese kazasız sürüşler, ayıpsız arabalar :)

Allah razı olsun Hocam. Karşı tarafın kendilerini kanundan üstün gören tavrı, ve Avukatların kan kokusu alan köpekbalığı tavırları motive etti beni. Ve tabi arkadaşlarımın "bişi yapamazsın" yorumları.

Valla bazen boş seyler için hemen araç değişimi diyenlerde işi zorlaştırıyor, fren müşüru, enjektor hatası var 0 ile değişsin diyenler falan derken o da tuhaf. Ama sizin güvenlik yardımcıları çalışmadığı anda zaten iş bitmiş, orada kazanma şansları olmadığını görmemeleri ilginc,

koç grubu koç grubu diye tutturmuşsun da , şuna fiat ya da jeep yetkili servisi vs desene ... Sanki davayla Vehbi KOÇ bizzat ilgilenmiş algısı oluşmuş...

butun markalar boyle.

zarar ettikleri nereden cikti? 10 kisiden boyle talep geliyor olsa ve her talep edene verseler 10 kere zarar, boyle 10 kisiden 1inden talep geliyor (siz yazdiniz kimse ugrasmak istemiyor) ona da 10 tane parasi gitmiyor.

Bence boyle durumlar bir yerden sonra adamlarin kontrolunden cikiyor. Yani oturup 'biz ne yaparsak bu sureci en kotu sekilde yonetebiliriz' diye dusunsek bile, sizin bu anlattiginizdan kotu olamazdi.

Yazik olmus

Bazı arkadaşların da dediği gibi amaç müşteriyi yıldırmak. Bu yolda herşeyi mübah görüyorlar. Bilirkişi raporuna itiraz, ek rapora da itiraz.En son itirazlarında şöyle demişlerdi :

"Sorunun kaç liraya çözülebileceği, sorunun arabanın değerinde kaç liralık bir düşüklüğe neden olduğununun tespiti..."

Arkadaş bu arabanın tek ithalatçısı sen değil misin? Tek yetkili servisi sen değil misin? Sen bu sorunu çözememişsin, bilirkişi bunu nasıl nerde tespit etsin? Eski sanayideki "her türlü araç kaporta boya elektriki teyp tamiri yapılır" dükkanlarından fiyat mı alsın?

Amaç sürekli süreci uzatmak, yoksa bir düzine avukat, herhalde biliyorlardır kanunları..

İşte bu yüzden diyorum "Koç Grubu Ticaret Anlayışı" diye. Bu davaları, davalarda neler olduğu en üst yönetimin bilmiyor olması söz konusu olabilir mi?

Konuyu hatırlıyorum, o zamanlar ben de yazmış olabilirim, hatta sanırım o zaman ilk etapta yalnızca start stop üzerinden gitmiştik.

Start stop için bir sürü parametreye bakıyor ona göre seçiyor genel itibariyle, 2011-17 arası Giulietta kullandım, şimdi 500x kullanıyorum. Start-stop mesela Mercedes'lerdeki gibi her duruşta çalışmıyor, onda fren pedalı ile bile kontrol edebiliyorsunuz yanlış bilmiyorsam. Az basınca stop etmiyor, belirli mesafeden sonrasında stop ediyor vesaire gibi.

Fiat grubunda ise örneğin stop ettiniz, tekrar çalıştı, en az 10km/h'ye çıkmanız lazım sonraki duruşta tekrar stop etmesi için. İşte yok kalorifer şu kadar açık olacak, sonrasında "ısıtmak istiyorsun" diye stop etmiyor, motor çok soğukken stop etmiyor vesaire vesaire gibi böyle 10-15 maddelik şartları vardı.

Muhtemelen bundandı ama servisler falan bunları bilmiyor genelde. Forumlardan, yabancı kaynaklardan, kitapçıklardan oralardan buralardan öğrendik hep bunları. Yalnızca bu anlamda bir sorun yaşamış olsanız büyük ihtimalle zaten davaya da ihtiyacınız olmayacaktı, ayıp diye sayılmazdı sanırım...

Ha bunun haricinde yaşanan diğer elektronik sorunlar zaten kabul edilemezdi bence de.

Örneğin güvenlik sisteminin çalışmaması... Atıyorum, olmadık bir zamanda "yanlış" çalışıp sizi şaşırtır ve kaza yaptırırsa ne olacak?

Ya da ayarların sıfırlanması...

Bunları her iki aracımda da hiç yaşamadım mesela. Bariz bir yanlışın olduğu belliymiş.

Güzel olmuş.

Bizde her markada olay böyle.

Subaru'ya da gitseniz böyle, Mercedes'e de, BMW'ye de...

Çünkü sıkıntı marka veya ticari şirketin tavrından değil, Türk olmaktan geçiyor. Adalet sistemimiz belli, süreler süreçler belli. Onu biliyorlar. Kullanıcı bilinçsiz, onu biliyorlar.

"Yetkili" denen servislerin tavırları, bilgileri zaten belli. Çoğu kişi bunu bilmiyor, farkında değil diye onlar da istedikleri gibi at koşturacaklarını düşünüyorlar.

Çözemedikleri yerde "bilmiyoruz" demek yerine artık klişeleşmiş "bunlar böyle, rodaj böyle, bir süre kullanın" falan diye sallaya sallaya gidiyorlar.

Çalıştığım yerde bilirkişi için otomotivcilere dava dosyaları geliyordu. Davaların %99'u Range Rover ve patlayan motorları idi.

Borusan, Kosifler, Borusan, Kosifler...

Her davada bakıyorduk, efendim kullanıcı hatası, efendim yok dandik mazot almışsınız, yok bilmemne, türlü bahaneler.

Adamlar sorunu biliyordu, bilirkişiler direkt olarak artık dava detayını falan sormadan gönderiyorlardı, "araç değişim" şeklinde görüş belirterek. Veya motor değişim, artık neyse...

Benzer şekilde motor sorunundan Volvo ile süreç yaşayan vardı, burada mıydı bilemiyorum, adam S80 ile uğraşmıştı yanılmıyorsam.

Sonunda o da ya araç ya motor değiştirdi veya ikisi de, motor değişimi de çözüm olmamıştı galiba. Ayıplı diye değiştirildi.

Bir arkadaşım Jetta ile benzer süreç yaşadı.

Bi başkası Megane ile.

Eski kasa otomatik Megane 2000 küsür model, araba daha neredeyse sıfır km'de, şanzıman mı ne bir şey arıza yapıyor, yolda kalıyor, kımıldamıyor.

Davalık oldular, 5 sene sonra dava bittiğinde yeni kasası çıkmıştı, mecburen onunla değiştirildi.

Ancak hala tavır aynı.

Neden, çünkü tüketici hala çok bilinçli değil. Birçok kişi "yetkili" servislerin her sorunu çözebileceğini düşünüyor, ellerine gidiyor, bir çok kişi otomobilden sizler bizler gibi anlamıyor.

Onlar da %1 ile uğraşabiliyorlar. Ne olacak ki, bilmemkaç bin tane satmışsın, 5 tanesi dava açsın.

Mahkemeler de çok bilinçli değil, "ticari" falan diyerek iş yapmaya çalışmışlar, yanıltmaya çalışmışlar. O da ayrı komik.

Ticari deyince aklıma geldi.

Zamanında bir AVM'de babam dükkan açmak istiyor, dünya para verilmiş, o olmuş bu olmuş, sözleşmeler şunlar bunlar, tam dükkan açmaya yakın, 2009 krizi patladı.

AVM yönetimi bakmış olmayacak, açılışa yakın demiş ki "ben burayı outlet yaptım". Babam da itiraz etti, benim outlet dükkanım yok, normal dükkan açacağım, sözleşmeye uymuyorsun, haklı fesih sebebi dedi. Adamlar dava açtı. Tabi sizinkine benzer şekilde binbir türlü yalanlar, yok efendim biz dükkanı size göre dizayn ettik, altyapı buna göre çekildi vesaire. Hepsi yalan, dükkanların altyapıları hazır, kaç m² istiyorsan ona göre araya duvar çekiyorlar sadece...

Babamla avukat akrabası dava dilekçesi yazıyorlar, babam gelip bana sordu, "sen otomobil delisisin, konuyu nasıl açıklarsın araba örneğiyle" dedi.

Dedim ki sen Doblo istiyorsun ama koltuklu camlı falan istemişsin, sipariş etmişsin, parasını ödemiş, opsiyonlar seçmişsin. Bayi geliyor sana teslim günü Doblo Van getiriyor, bakın bu da aynısı diyor.

Halbuki aynısı değil, donanım farklı, hususi değil ticari, köprüden geçemiyor, hız sınırı her şeyi farklı. Ben bunu istemedim ki kardeşim???

Dilekçeye aynen bu örneği yazdılar ve hakim bunu okuduğunda tamam ben olayı çok net anladım deyip babamların lehine karar vermişti, sözleşme zararsız iptal...

Böyle gerekiyor bazen.

Hayırlı olsun diyelim  

Avukat tutmadan süreci götürmeniz ve sonuçlandırmanız da ayrı efsane olmuş bu arada, tekrar okurken sonra fark ettim  

favorilere alayımda

bakar bakar okurum , teşekkürler detaylı bilgiler için

Hocam büyük şirketlerin yönetiminde ufak tefek işlerin konuşulmadığından emin olabilirsin. Koç holding piyasa değeri 500 milyar TL ye yaklaştı yönetim kurulunda olan kişiler emekle para kazanan kişiler değiller. Bir çok şirkette milyonlarca dolar yatırım sahibi tahtacı dediğimiz küçük yatırımcıyı tokatlayarak para kazanan sermaye geliri yüksek olan insanlar compass o adamın 1 günlük kazancı belki 1 spekülasyonla 10dk da o aracın parasını kazanır oturup şirketin bir şubesine dava açılmış müşterimiz araçtan mağdur olmuş diye konuşur mu hiç birinin gözünde zerre değerimiz yok bir malız onlar için sağılacak tüketiciler...

Hukukta davalının yegane amacı davayı uzatmaktır. Bitmek üzere olan bir davam vardı taşınmaz ile ilgili 2020 açılış 2022 de bitmek üzereydi benim kendi araştırmam ve kanaatim ile kaybedecektik. Bir hata farkettik noterlik ile sulh mahkeme veraset ilamı hisselendirmesinde fark vardı. Karar aşamasından döndü dosya 2 yıldır hasımlı veraset davasından karar bekleniyor. Davacı davayı açtı takıp etmedi vs şimdi tekrar açtı hakim reddetti davayı istinaftan gelecek 2026 da belki karar gelir. Mevcut şekilde kesinleşirse sulh mahkemesinden yeni bir veraset istenmesi gerekecek sonra tekrar asıl dosyamızdan ek rapor vs alınacak 2027 ye kalır tahmini 4 yıl da istinaf temyiz sürerse 2031 da biter. Kaybedilse bile müvekkil o zamana kadar orayı kullanacak kâr kardır. Bakarsın davacı ölür mirasçılar işin peşini bırakır avukatı çekilir asil gelmez vs belli olmaz. Haksız olsak ta zamanla kazanma ihtimalimiz var sonuçta...

Parasal davalarda genelde tüketiciler şirketlerden avans faizi talep etmiyor. Normalde taraflardan biri için ticari iş avans faizi (%51.75 yıllık) isteyebilir. Özel olarak belirtmediği için %24 faiz işliyor. Ne kadar uzasa bu faizlerle borçlu için o kadar iyidir. Hukuk müşavirlikleri yargılamada olacakları biliyor. Ama iş sahibi özellikle anlaşmayın uzatın kabul etmeyin uzlaşmanın diye talimat veriyor. Herkesin de dava açacak veya takip edebilecek gücü veya yetkilisi yok. Yıldırarak pes ettirilen çok insan gördüm.